I found another possible proof for Sigma is actually Tolstoi theory today which probably is wrong but ı'll explain.
I suddenly realized that there were no fans who hated Sigma. Of course there are fans who don't like Sigma (i don't see anyone either), but I've never seen a fan with pure hate for Sigma. This made me think about Lev Tolstoi's influence on the public. Tolstoi was inexplicably respected by society and even by western countries, and the tsar could not put Tolsoi in a mental hospital, nor exile him, or even ban his books. These are common things in Russia Tsardom if you write true face of Tsardom and your own ideas which isoppsite to tsar.
(Nikolai Gogol and many other writers who wrote about hypocrisy, corruption and truth they excile as i read they put into mental hospitals till they give up their ideas permanently, the tsar could not touch Tolstoi. Because Tolstoi write morally focused literature that was pleasing to the society, his unhappiness with his wealth and his longing for a modest life made Tolstoy able to care for the peasant class, he pur peasant class in center, which constituted the majority of the society. Although I don't like this kind writing when i compare it with Nikolai Gogol, therefors its effect is really interesting. In other words, Tolstoi was the red line of the Russian people, he was untouchable, but he did not pose a threat on his own, he did not teach the people to rebel, he said that they should obey the law).
If we were to time travel back to that time, I'm not sure we could easily find anyone who didn't like Tolstoy or let alone hate him. Except for the Orthodox church and the tsar, of course.
Back to Sigma, he is seen as innocent and extremely loved by the fans. Asagiri may have analyzed and read the fandom and knowingly created a mysterious, investigative and lovable character.
“Bul Beni Anne,” 1974 yılında Fatih Cami avlusuna bıra¬kılan bir bebeğin, Cemil’in yaşamından esinlenerek yazıl¬mıştır. Yurtlarda ve sokaklarda geçen, kimsesiz, engelli bir ço¬cuğun annesini arama serüveniyle birlikte, temiz kalabil¬me mücadelesine tanık olduğumuz eser, “Fakir Baykurt Roman Ödülü”ne lâyık görülmüştür.
8 aylık bir bebekken, Fatih Cami avlusuna annesi tarafından bırakılan Cemil’in…
Metod Danışmanlık: Akademik Başarıya Uzanan Yolculuğunuzda Yanınızda
Metod Danışmanlık, öğrencilerin akademik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için profesyonel tez danışmanlık hizmetleri sunan öncü bir platformdur. Tez yazım şirketleri ve danışmanlık konularında uzmanlaşmış olan Metod Danışmanlık, öğrencilerin tez yazım sürecindeki her adımda destek sağlar ve onların başarılarına katkıda bulunur. İşte Metod Danışmanlık'ın tez danışmanlık hizmetleri ve sunduğu avantajlar:
Tez Yazdırma:
Metod Danışmanlık, öğrencilerin tez yazma sürecinde profesyonel destek almasını sağlar. Uzman yazarlar, öğrencilerin tez konularına uygun özgün içerikler oluşturarak akademik standartlara uygun tezler hazırlarlar. Her öğrencinin talepleri ve gereksinimleri doğrultusunda özelleştirilmiş tez yazma hizmeti sunulur.
Tez Danışmanlığı:
Metod Danışmanlık, öğrencilere tez yazma sürecinde danışmanlık hizmetleri sunar. Deneyimli danışmanlar, öğrencilerin tez konularını belirlemelerine, tez planlarını oluşturmalarına ve literatür taraması yapmalarına yardımcı olur. Ayrıca, tez yazım danışmanlığı olarak karşılaşılan sorunları çözmek ve en iyi sonuca ulaşmak için öğrencilere rehberlik ederler.
Tez Yazdırma Ücretleri:
Metod Danışmanlık, öğrencilere uygun fiyatlarla kaliteli hizmet sunmayı amaçlar. Tez yazdırma fiyatları, tezin uzunluğu, karmaşıklığı ve teslim tarihine göre değişiklik gösterebilir. Ancak Metod Danışmanlık, öğrencilerin bütçelerini zorlamadan en iyi hizmeti sunmayı hedefler.
Metod Danışmanlık, öğrencilerin akademik başarılarını desteklemek ve en iyi sonuçları elde etmelerini sağlamak için buradadır. Daha fazla bilgi almak ve parayla tez yazdırma için Metod Danışmanlık'ın resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
'Ağrıyan bir bacağa sahip olmak, ağrıyan bir ruha sahip olmaktan daha iyidir' anlamına gelen bir Somali atasözü vardır. Sonuçta, bir şeyi başarmaya çalışmanın verdiği geçici acı ve rahatsızlık, hiç denememenin pişmanlığından daha iyidir. ilginç bir şekilde, literatür insanların sürekli olarak *yapmadıkları* şeylerden daha fazla pişman olduklarını göstermiştir; yani bu ifade sadece güzel değil, aynı zamanda bilimsel olarak da doğrudur.
2 kredilik bir ders var ve hocası biraz gıcıkmış. Sınavları klasik ve zor oluyormuş. Ama klasik yaptığı için mesela BB ile sınırda olunca notunu BA'ya çıkarıyormuş. Normalde vizemiz %60 finalimiz %40 etkili. Dersten kalmayalım diye sınıfın çoğunluğunun isteğine göre ödev verecekmiş. Böylelikle vize-final %40 ödev %20 etkili olacak. Vereceği ödev için kapsamlı bir şekilde makale, literatür taramamız gerekecek. Yaklaşık 15 saat sürer dedi hocamız. Şöyle bir şey var ki asla kopyala yapıştır yapamayız çünkü hoca bunlara tek tek bakıyormuş internetten, eğer kopyala yapıştır olduğunu görürse direkt 0 verecekmiş. Bu ödevi istemezsek seçenek olarak kendi kan tahlilimizi yorumlatacakmış. Yani gerçekten buna bu kadar gerek var mı? Böyle uğraşmak yerine sınavlarını zor yapmasa hepimiz rahat edeceğiz gerçekten.