Tumgik
Text
Tumblr media
Bir plak olsam. Zeki Müren çalsam. Bozulsam. Aynı yerde takılsam. Hep tekrarlasam, ‘’ Elbet bir gün buluşacağız... ‘’
0 notes
Photo
Tumblr media
Sarıl bana bugün son günümüzmüş gibi...
1 note · View note
Text
Böyle Bir Kara Sevda
Tumblr media
... Bir dublenin hatırına bıraktım kırk yılımı.. Öyle bir meret ki bu, Ne zaman unutkanlığım nüksetse; İpe seriyor bütün kırgınlığımı.. Uçlarından tutuyorum yaralı bir baş gibi, Göğsümde daralıyor eski zamanlar... Ağlasam diyorum bazen, Sesim duyulur mu mısralarda ? Bir de balık olsam şişede... Yirmibeşlik bir yaşamın yarılandığı; Kırkbeşlik plaklarda.. Bir şişe olsam, bir ses olsam hiç unutulmamışlığa, bestesi olsam bu yalnızlığın.. Yokluğun dibine vursam; Bedenin meze olsa rakı sofrasında.. Bir güfte tuttursam; Böyle Bir Kara Sevda Kara Toprakta Biter !...
0 notes
Text
Yolculuk Hali Melodramı
Tumblr media
Seyre dalmışken yolları, içimden geçenler... " Doğdum.. İsteksizce.. Kıçıma vurdular, ağladım. Bir kalp verip, "bununla sevip, bununla öleceksin." dediler. Eyvallah.. Yürüdüm. Emekleyerek başladığım hayata, yürüdüm. Bir şeylerden uzaklaşmak için, gitmek gerekiyordu. Gitmeyi öğrenmenin ilk adımıydı, yürümek.. Uyudum.. Bostanıma giren danaları yakalayıp, kurban diye kestim şeker bayramında. Beşiğim yerine, yalanlarını salladılar.. Yalanların üzerinin örtülmesi için, uyutuldum.. Büyüdüm.. Gözyaşlarımla serpildi, uzadı boyum. Ellerim, ayaklarım, kalbim büyüdü.. " Artık sevebilirsin. " dediler. Öğrendim.. Sevmeyi, sevilmeyi, Kolay yoldan nasıl ölünebileceğini.. Sevdim.. Ak sütünü benim için ziyan eden, Geceleri üzerimi sevgiyle örten, Hayatıma ilk giren kadını; Annemi.. Bir daha sevdim.. Çocuklarımın anne diyebileceği varlığı, Şehvetini geceye asıp, rüyalarımı gözleriyle süsleyen kadını.. Daha çok sevdim.. Ölüme biraz daha yaklaşmam gerekiyordu, Yaklaştım kadına, dudaklarına. Burun buruna geldim ölümle. Öpseydi prens çakması bir kurbağaya dönüşebilirdim ya da yan sanayi üretimi aptal bir aşık.. İstemedi.. Kursağımda kalan hayata, bir bardak göz yaşını çok gördü. Bir sürü şey istedi, en çokta gitmeyi.. Gitti.. Aydınlığımın üzerine örttü kapıları. Penceredeki perdeleri söküp, kefen niyetine doladı boynuma. Tabut diye valizine doldurdu benliğimi, öldüm.. Daha sonra, Geldi ve bir aşığın arkasından okunabilecek son duayı fısıldadı; " Elveda.. " @Tolga Alkan
0 notes
Text
Ben bir hırsızım ! Yazdıklarımı, yaşadıklarımdan çalıyorum.
0 notes
Text
Farklı Telden Musika
Tumblr media
“ Küçük yaşlardan beri müziğe düşkünüm. Çocukken uzun süre radyonun başında otururum, beni cezbeden her müziği dinlerdim. Yavaş yavaş ayırım yapmayı öğrendim ve ailenin geri kalanının nefret ettiği, asla dinlemediği sonradan ‘klasik müzik’ olarak adlandırıldığı öğrendiğim türden hoşlandığıma karar vermiştim. Büyüdükçe onunla daha çok ilgilendim ve annem beni radyodan orkestra konseri ya da bazı operalar dinlerken kendimden geçmiş görünce gözlerini devirir ve “sen ve senin çılgın müziğin ! ” diye homurdanırdı. Fakat bir gün üst katta gerçek müziğin güzelliği hakkında bir yazı yazarken, bir şey fark ettim. Alt kattaki radyodan gelen sönük nameleri işittim. Aniden yataktan fırladım, neredeyse kendimi merdivenlerden aşağı atarak mutfağa daldım. Orada oturup transa geçmiş bir halde dinledim. Yavaş, asil ve muhteşemdi, kulaklarıma dayanılmaz derecede güzel geliyordu. Sanki içime işliyor, ruhumu kendinden geçiriyor, derinlerde bir yerlerde tınlıyordu. Son güzel nameler kaybolana kadar müziğin benim için yarattığı dünyanın içine dalarak oturdum. Uzun bir süre sessizce oturdum ve günlük hayata sırtımı döndüğümü fark ettim. Bu daha önce fakültede dinlediğim bir adamdı fakat; HANDEL’in / ‘LARGO’sunu ilk dinleyişimdi. Unutulmaz bir deneyimdi. Müzik bana parlak ve güzel dünyanın kapısını açmıştı, bazen neşeli ve gürültülüydü, fakat çoğunlukla düşünceli ve üzgün bir dünya. Radyodan başka bir yerde dinlememiştim, hiç opera görmemiş, hayatımda hiçbir senfoni konserine gitmemiştim. Fakat yine de kısa zamanda bütün büyük bestecileri ve eserlerini öğrenmeye başladım. Chopin,Brahms ve Tchaikovsky en sevdiğim oldu, fırsatım olsa bütün gün onların piyano müziğini dinleyebilirdim. Oturup müzik dinlerken hayatımın düşündüğüm kadar aptalca ve amaçsız olmadığına dair bir his oluşmuştu. ”
0 notes