Tumgik
Text
Her şeyin bir sonu olduğunu düşünüyorum. 2012 yılından beridir, burada kendimce bir şeyler paylaşıp duruyorum. İyi ya da kötü birçok insanla arkadaşlığım, dostluğum da oldu burada. Arşivden dolayı bloğu silmeye kıyamıyorum. Her sene çıkan "tumblr kapanıyor" haberlerinin gerçeğe dönüşene dek açık kalmasını uygun gördüm. Birileri en azından yakın tarihte neler olduğunu hatırlamak için bakabilir. Amacım da bir bellek ya da farkındalık yaratmak idi zaten. Fazla uzatmak istemiyorum, herkese teşekkür ediyorum. Öncelikle veda şarkımız bu olsun. Başka bir dünya mümkün, bunu unutmamanızı dilerim. Hoşça kalın, sizi seviyorum. Hepinize çiçek.
97 notes · View notes
Text
Tumblr media
"Che Guevara’nın dediği gibi: devrimci ölüm gerçektir, zaferse bir düş. Çünkü devrimci, bıçak sırtında yaşar, asıl hayatta kalmak mucizevidir. Birinci Enternasyonal’in en militan kanadı ile ilgili söz söylerken Bakunin de aynı şeyi söyler. Bakunin’e göre, devrimcinin alması gereken ilk ders şudur: Devrimci, ölüme yazgılıdır. Bunu idrak etmeden, hayatın temel anlamını kavrayamaz.
Fidel Castro ve az sayıdaki ekibi, Meksika’da Küba Devrimi için hazırlık çalışmaları yürütmektedir. Yoldaşlarının çoğu, Bakunin’in bahsini ettiği kuraldan bihaberdir. Gemiyle yola çıkmazdan birkaç saat önce Fidel, tek tek herkese ölmeleri durumunda bu durumun ailelerine bildirilmesini kimlerin istediğini sorar. İşte o noktada devrimin ciddiyeti idrak edilir. Artık verilen mücadele, romantik bir faaliyet olmaktan çıkmıştır. Herkesin heyecanlı ve neşeli olduğu gemide ölümle ilgili o ağır ve basit gerçek yüzlere çarpar ve herkes sessizliğe gömülür.
Bu ülkede ister siyah olsun ister beyaz, kendisine “devrimciyim” diyen birçok kişi, bu gerçeği kabule hazır değil. Öte yandan Kara Panterler intihara meyilli bir yapı olarak görülemez. Bizler, devrimin sonuçlarını kendi ömürlerimiz dâhilinde romantize ediyor da değiliz. Birçok kişi, kendisini “devrimci” olarak niteliyor ama bir yandan da devrimi tecrübe edip ihtiyar iken yataklarında öleceklerine dair bir yanılsamaya kul oluyor. Bunun imkânı yok.
Bizim devrimimizden kendimin sağ çıkacağımı asla düşünmüyorum, meseleyi ciddiye alan birçok yoldaşım da muhtemelen bu gerçekçi yaklaşımı benimsiyor. Dolayısıyla “hayatta devrim” tabirini başkalarının kullandığından farklı bir anlamla kullanıyorum. Bence devrim bizim kendi hayatımız, ömrümüz dâhilinde gelişip serpiliyorsa da ben devrimin nimetlerinden yararlanma beklentisi içerisinde değilim. Öyle olsa bu, çelişkili bir tutum olurdu. Oysa gerçek, alabildiğine acımasız.
Devrimin zafere ulaşacağından hiç şüphem yok. Halklar başaracak, iktidarı alacak, üretim araçlarını ele geçirecek, ırkçılığın, kapitalizmin, gerici toplumlar arası ilişkilerin kökünü kazıyıp atacak, gerici intihar zeminini yitirecek. İnsanlar, yeni bir dünyaya kavuşacaklar."
"Ailem yok
İnsanlık ailesi tek mirasım.
Malım mülküm yok
Her şey benim.
Tek bir kişiyi sevmeyi bıraktım.
Herkesi sevmek bana kaldı.
Devrime teslim ettim hayatımı
Devrimci intiharla
Bildim ebedi olmayı."
Huey P. Newton
66 notes · View notes
Text
Tumblr media
47 notes · View notes
Text
38 notes · View notes
Text
Tumblr media
Oktay Rifat
78 notes · View notes
Text
Tumblr media
33 notes · View notes
Text
Tumblr media
Thomas More
64 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Vladimir Mayakovski
128 notes · View notes
Text
21 notes · View notes
Text
Tumblr media
68 notes · View notes
Text
Tumblr media
Orhan Veli Kanık
184 notes · View notes
Text
"Yetti artık işçi mi köle miyiz?"
15 notes · View notes
Text
Tumblr media
26 notes · View notes
Text
Tumblr media
Yaklaşmayın.
85 notes · View notes
Text
12 notes · View notes
Text
Tumblr media
"Yoldaşlar! 1921 yılının sonuna doğru, Sovyet hükümeti İç Savaş'ın yaralarını sararken, büyük Lenin bir mucit ve mühendisle olan konuşmasında şöyle demiştir: Bazı yoldaşların uzay keşfinin büyük geleceğine inanmıyor olmasına aldırış etmeyin. İçten ve kesin bir şekilde buna inanın! Yirmi ya da otuz yıl alacak, belki de elli yıl... Ve Sovyet halkı bu muhteşem yolculuğu yapacak. Bu, bilimin dünya çapında büyük ve harika bir zaferidir." Bu sözler, uzaya çıkan ilk insan Yuri Gagarin'e ait.
12 Nisan 1961 tarihinde, sosyalizm insanlığa kozmosun kapılarını açtı. Uzaya çıkan ilk insan Yuri Gagarin, bu deneyim öncesi hislerini şöyle açıklıyor:
"Tanıdığım ve tanımadığım tüm dostlarım, tüm ülkelerin ve kıtaların halkları! Birkaç dakika içinde güçlü bir uzay gemisi beni uzayın çok uzak enginliklerine taşıyacak. Başlangıçtan birkaç dakika önce sizlere ne söyleyebilirim ki? Şu an itibariyle tüm hayatım harika bir anda yoğunlaşmış gibi görünüyor. Bugüne kadar tecrübe ettiğim ve yaptığım her şey bu an için bir hazırlıktı. Uzun süredir tutkulu bir şekilde çalıştığımız testin, ha oldu ha olacak olmasını ifade etmenin ne kadar zor olduğunu anlamalısınız. Tarihte ilk kez yapılacak bu uçuşu benim yapmam gerektiği önerildiğinde neler hissettiğimi söylememe gerek yok. Bu sevinç miydi? Hayır sadece sevinç değil. Gurur? Hayır, sadece gurur da değildi. Çok büyük bir mutluluk hissettim. Kosmosa giren ilk kişi olamak, doğayla olan eşi benzeri görülmemiş mücadelede tek başına çarpışmak... Bundan daha büyük bir şey hayal edilebilir mi? Fakat bundan hemen sonra taşıdığım muazzam sorumluluğu düşündüm: İnsanların nesillerdir hayalini kurduğu ilk kişi olmak, insanlığın uzaya giden yolunu ilk döşeyen kişi olmak. Bu sorumluluk bir kişiye, birkaç düzine insana ya da bir gruba değil; tüm insanlığa, bugüne ve geleceğe karşıdır. Tabii ki mutluyum. Sonuçta tarihte tüm çağlarda insan için en önemli mutluluk, yeni keşiflerde yer almaktı. Şimdi bu, yola çıkmadan önce sadece dakika meselesi. Sizlere 'Tekrar görüşünceye dek' diyorum sevgili dostlarım, tıpkı insanların birbirlerine uzun bir yolculuğa çıkmadan önce söyledikleri gibi. Hepinizi, bildiğim ve bilmediğim insanları, yakın arkadaşları ve bana yabancıları kucaklamayı çok isterim. Yakında görüşürüz!"
Yuri Gagarin yukarıda yerküreyi izlerken ıslıkla Dmitri Şostakoviç'den bilinen 'Rodina Slyshit' yani 'Anavatan Duyar' şarkısını söyler. Şarkının sözleri şu şekildedir:
"Anavatan duyar, anavatan bilir / Oğlunun bulutların üzerinde uçtuğu yerde. / Dostça bir kucaklama ile / borç veren sevgi ile / o seni gözlüyor. / Moskova kulelerinin kızıl yıldızıyla, / Kremlin'in aşağılarıyla / Anavatan duyar, anavatan bilir / Oğlu için kazanmak ne de zor / ama o, cesur ve haklı/ asla pes etmez. / Koruduğum tüm kaderinle / sen savun / Barışın en büyük sebebi / Anavatan duyar, anavatan bilir / Oğlunun kendi yoluyla karşı karşıya kalması gereken şey / yolunu nasıl ipe diziyorsun / fırtına bulutları boyunca / Yine de öfkeli bir kara fırtına olabilir / ne olursa olsun / Emin kal, Yoldaş!"
Kavel Alpaslan'ın, Duvar Gazetesinde "Kosmosun kardeşliği adına ilk yolcu: Gagarin'i neden sevdik?" adlı yazısından alıntılar yaptım.
20 notes · View notes
Text
Tumblr media
1 Mayıs 1978
74 notes · View notes