Tumgik
limonvari · 7 years
Text
.
bir yerlere kadar geldim bu yolda. hiç sapmadım ben yoldan nereye gidiyorsa oraya, mızmızlanmadım bu yol çok sıkıcı diye. yol işte kar kış, engebesi uçurumu hiç aldırmadım. ben bu yolu yürümeyi istedim, kimse kollarımdan sürüklemedi beni. yanıma alamadım her şeyi , olsun geri de kalanları da dert etmedim; az yük çok özgürlük! yolun ortasnda yorulup bu yol er ya da geç bitecek ben eve dönüyorum demedim. ben yolda nefesimin tükenmesini, tüm gücümün bitmesini bile sevdim, güneş doğdu ve her sabah kaldığım yerden devam ettim. sapılabilecek daha cazip yollar da çıktı hiç bozmadım düzenimi, o tanıdık yolu yürümeyi seçtim. ben o yolu bildim, çukurlarını virajlarını ezberledim. nerde koşmalıyım nerde yavaşlamalıyım hepsi bilindik hepsi güven verdi. ağaçlar devrildi bitmez dediğim fırtınalar dindi ben yürümekten hiç vazgeçmedim. yol benimdi.
yol metaforun da tillahıydı be soylu sevdam.
126 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
doğa tarihi / hakan bıçakçı
kitaba iki kez başladım, ilkinde ortalara gelemeden tıkandım. her kitabın doğru zamanı vardır, bu dediğimi unutmayın. ikinci başladığımda izmir yolundaydım. her şeyi bırakmış, çevremdeki kuru kalabalıktan yorulmuş, kaçacak, bilinmeyecek bir yer arıyordum . kimsenin beni tanımaması lüksü.
doğa’da kendimi buldum böylece. sosyal medya bağımlısı olan kendime bir de doğa halinde baktım. cd yerine tişörtü seçtiğim, o lanet dönüm noktasına bir kez daha gittim ben de. bu bir kitap incelemesi olmayacak. 
her dönüm noktasının, ferahlığı ayrıdır. bu kez durduğum yer , olabildiğince yüksekte geniş bir düzlük. hayat düzlükte yaşanmıyor sevgili takipçiler evet  ama hayatın düzlüklere ihtiyacı var.hele yirmili yaşlarda halen gelecekte ne yapacağınız belirsizse. kendinize zaman ayırın. her şeye uzakta kalıp, öfkelerinizi ve canınızı yakanları geride bırakın. 
unutmamalı ;
mutlak olan yoldur ya da yürümek.
37 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
Tumblr media
fakat Müzeyyen, gidemezsin.
-içim büyür, içimde dolunay olur, önünden ince bir bulut geçer, bedenim manzaraya dar gelir, burun direğim sızlardı.
-sardığım tütün değildi, kağıt da değildi. kendimi, kendime sarıyor, sarmalıyordum.
-döküldüğüm yerden yüzüne, gözlerine , ona ait herhangi bir ayrıntıya bakıyor, yeni bir rüzgarın yavaşça yelkenlerimi doldurmaya başladığını hissediyor ve ‘ah, diyordum. ikimizden biri ölmeli.’
-ne olmuştu da ‘seninle dünyanın her yerine gelirim ‘ diyen Müzeyyen, durduğu yerden çekip gitmelere başlamıştı.nerelere gidiyordu? gelirken getirdiği bakışlar ne dalgaydı? hangisi Müzeyyen’di? ya da Müzeyyen kimdi? ilk tanıdığım kimdi, şimdiki kimdi?
370 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
post-modern bir dolmuş hikayesi.
Ördeğin ölüme aşık olduğu zamanlardan bu yana çok şey değişti . Yeraltının eski tadı, şimdilerde cam kavanozun içindeki fındıklı çikolataya bir hayli bağlı. Dünyanın sonu geldi diye intihara kalkışan kadınlar tükendi. Aksine dünyayı sona yaklaştıracak devasa tapınaklar yapıyorlar şu sıralar; kentsel dönüşüyoruz. Ucuz toplumsal mesajları bırakayım, devir değişti. Örümcek ağı gibi mübarek dolmuş hattı. ‘topkapı ‘ diye bağıranı kalmadı. Kuş olmak kolay sanıyorlar , ne yanılgı ! Dolmuşa bindiğim anda geçtiğim sarı çizgi düştü aklıma.’ Kuş uçumu mesafelerden neden atlıyoruz ki ? ‘ .Biraz daha arkaya ilerledim. Üçüncü yenicileri düşünüyorum, yeni bir şeyler keşfedesim geliyor. ‘Dolmuşta kanat çırpmak çok saçma’ diye mızmızlanan bir çocuğun kanadına bir cimcik sallıyor kadın. Ehliyet yaşına gelmemiştir herhalde diye düşünüyorum. O ehliyeti kaybettiğim güne de birkaç  paragraf küfür kusuyorum.  Her gün kanatlarımızı denetime sokuyoruz. Henüz test aşamasındaymış mı neymiş. Bugün testten de kaçtım, iğneden de. İliğimizden yaptıkları lanet bir iğne. Bir kaçağın iç gıcırdatan heyecanıyla iniyorum dolmuştan. İşe de gitmeyeceğim ! Tapınağı geçip ormana ilerliyorum. Göğüs kafesim çatlayacak gibi veya biri içerden iki eliyle göğüs kafesimi açmaya çalışıyor gibi. Bir ağacın dibinde ayıldığımda göğe değil tam tersi, tepetaklak yere bakıyordum. Göğüs kafesimden fırlamış kocaman bir kuş kafası da cabası ! Ben sanırdım ki bir gün , bir kuş doğuracak olsam turuncu veya mavi olur. Al sana bir yanılgı daha. Basbayağı karga bu. Üstelik kocaman kafalı bir karga. Karganın içimden fırlamasına da , anadilimizi konuşabilmesine de şaşırmıyorum. Neticesinde yıllardır içimdeydi. Benden içimden tamamen kurtulmak için izin istiyor. Hangimiz hangimizin hayatını çaldık bilmiyorum ama karga haklı. Ölüm bana daha çok yakışacak. İçimdeki mavi de ikna olursa ölmeyi seçeceğim. Biraz da karga yaşasın. Zaten en sevdiğim şairler öldü. Mavi de göğüs kafesimi yırtan ellerin onun olduğunu söyleyince rahatlıyorum. Ben güneşi devirirlerken hiç ağlamadım. Kanlar geliyor her yerimden.  İçimde ne çok kan birikmiş. Ölümün bu denli keyifli olduğu bir yüzyılda yaşamak adını söyleyemediğimiz Fransız tatlıları kadar gereksiz. Kaburgalarım iyice sızlıyor. Kanatların kontrolümden çıktığını hissediyorum. Bir ağacın dibinde ayıldığımda göğe bakıyordum.
19 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
en sevdiği kitaplar listesinin bir bölümü.
1. Parfümün Dansı // Tom Robbins
kitaptan alıntı yapmak için elime aldığımda, açmaya çekiniyorum. kokusu uçup gitmesin diye sevgilinin. bu kitap benim hayatımın kitabı, tümüyle.
‘..insan mutsuzken dikkati hep kendine döner.  kendini çok ciddiye alır. mutlular, yani kendilerini gerçekten sevenlerse, pek düşünmezler kendilerini. mutsuzu neşelendirmeye çalıştığında, istemez, karşı çıkar. çünkü dikkatini kendinden ayırıp evrene yöneltmek zorunda kalacaktır. mutsuzluk, kendine düşkünlüğün varacağı son noktadır.’
2.Küçük Prens // Antoine de Saint-Exupêry
doksan iki basımı ilk küçük prensimi annem bana okuduğunda  dört yaşımda bile yoktum büyük ihtimalle. beni her okuduğumda ağlatıyor, ben her huzursuz gecemde şaşmadan küçük prens okuyorum. duvarıma bir tablosuyla yeni basımını çok güzel bir çocuk aldı.
‘günün birinde üzüntün geçince (üzüntüler günün birinde mutlaka geçer) beni tanımış olduğuna sevineceksin. hep dostum kalacaksın benim. benimle gülmek isteyeceksin. bazen, aklına esip pencereni açacaksın.. dostların senin gökyüzüne bakıp güldüğünü görünce hayretler içine kalacaklar. o zaman sen de onlara, yıldızlar beni hep güldürür ,diyeceksin. aklını kaçırdığını sanacaklar. ben de sana iyi bir oyun oynamış olacağım..’
3. Yürüme // Oruç Aruoba
sevgili Aruoba’nın bir kitabını dahi atlamak istemezdim bu listede, ama yalnızca bir tanesini seçmeliydim ve o da elbette benim hayat felsefemin temelindeki bu kitap olacaktı.
‘kendi yönünü bulamayan kişi için,
‘yol’ yoktur--bir sürüklenmedir
bütün ‘yürüme’si..
kendi yolunu bulamayan,
bütün yolları boşuna yürür.’
4. İçimizdeki Şeytan // Sabahattin Ali
bu kitabı ben okudum, bir hafta sonra da Fatma. birbirimize uzunca bir süre durmadan ‘halbuki ne şeytani azizim, içimize şeytan falan yok ‘ deyip durduk. Sabahattin Ali denince Kürk Mantolu Madonna’dan önce geliyor aklıma bu kitap.
‘İnsan oturduğu odanın duvarlarından biri yok oluvermiş gibi bir noksanlık, bir çıplaklık duyuyor, bir gün evveline kadar kolumuz, bacağımız gibi pek tabii surette mevcut olan bir şeyin birdenbire hiç olmasına inanmak istemiyordu. ‘
5. Sana Gül Bahçesi Vadetmedim // Joanne Greenberg 
  lisedeydim bu kitabı okuduğumda, sevgili blog okuru; bu kitabı atlama muhakkak oku.
‘sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. ben yalan şeyleri vadetmem hiç. kusursuz güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır. üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur! ‘
6. Mavi Oktav Defterleri // Franz Kafka
ben Kafka’nın karamsarlığına, kimsesizliğine, cümlelerine aşığım. 6:45 bize çevirileri yapmaya devam etsin. 
 ‘beni bırakıp gitmek niyetindesin, öyle mi? iyi, bu da diğerleri gibi bir karar sonuçta . fakat nereye gideceksin? benden kurtulmuş olabileceğin bir yer var mı ? Ay ? o kadar uzağa gidebilmen mümkün değil. bunlar neden öyleyse? köşende sinip sessiz kalsan, daha iyi olmaz mı? oda sıcak ve karanlık işte. dinlemiyor, el yordamıyla kapıya ulaşmaya çabalıyorsun. kapı nerede? yanlış anımsamıyorsam, bu odanın kapısı yok. ‘
7. Gece // Bilge Karasu
yine saplantılı olduğum yazarlardan biri. ve onun gece sayıklanmaları.
‘gecenin işçileri için mutluluk .. düşünden çıkmaksızın, yitirmediğine inanmak istediği bir uçmaktan ayrı düşmeksizin, yüzerek, koşarak, uçarak yaşayıp gidebileceğine inanmaktır.’
8. Sadakat // İnci Aral
kitabı okuduğumda 16 yaşındaydım, hayatımın sonraki dönemlerinde de  kendini hatırlatıp durdu.çok ayrı sevdiğim bir roman olur kendileri. pek çok açıdan yetersiz bulunabilir belki ama beni etkilemeyi başarmıştı. hâlâ benim için çok değerli.
‘sesi olmayan bir ağzım olduğunu bilmiyordum. sessizliğimin ne kadar yırtıcı olduğunu. benim değildi o ses. konuşan ben değildim. o yükselen alçalan, çözülen, fırıl fırıl dönen ve çıkış arayan haykırışlar benim olamazdı. sözcükler yuvarlanıp yerlere düşüyordu ve ben nasıl olup da hep birlikte baş aşağı, aşağı, aşağı düştüğümüzü anlayamıyordum. yeryüzünün neresinde bulunduğumu bilmiyordum. içimi bulandıran nefretle kapıyı dövüyordum ve ellerimle boğmak, öldürmek istiyordum onları. sadakatin yalnızca iyimserlik ve umuttan ibaret olduğunu böyle, kanatlarım ateşe tutularak öğrendim.  ‘
9. Lanetli // Chuck Palahniuk
sevgili Palahniuk, yeraltıcılar tarafından öyle abartıldı ki sevemedim bir türlü. birkaç kitabını okuyup kıramadığım önyargımı bu kitapla kırdığım için listeme dahil etmek istedim. kitaptaki kızda kendimi bulmamın sebebi elbette aşağıda yazacağım cümle ile özetlenebilir.
‘ adım Madison ‘ diyorum , ‘ve ben bir umutkoliğim.’
dip’li not : listemde 1984 // George Orwell başlarda yer alıyor . ancak kitap bende olmadığından , dolayısıyla alıntı yapamayacağımdan kendisini dahil edemedim.
273 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
en sevdiği şarkılar listesi.
 1- Pan’s Lullaby 
https://www.youtube.com/watch?v=19bBGxf5k6k ( en çok dinlediğim, en çok ağladığım, en çok uyuduğum.)
2- Eddie Vedder -Society
https://www.youtube.com/watch?v=Cy6iwP9Ux3A  (liseden kalma bir alışkanlık, yeri değişmiyor. )
3- Radiohead - Exit Music (for a film)
https://www.youtube.com/watch?v=iMqXj-eVCjI  (eski bloğumun otomatik müziğiydi, kıyamam. )
4- Coldplay- Don’t Panic
https://www.youtube.com/watch?v=yWeuUwpEQfs  ( coldplay’in bütün şarkıları en sevdiğim şarkısına girebilir ama bunun yeri biraz ayrı. )
5- Regina Spektor -Samson
https://www.youtube.com/watch?v=p62rfWxs6a8 ( Samson ile ilgili çok yazı yazdım, yerini bilen bilir. ayrıca Regina Spektor- Lady hayatımın fon müziğidir, yine bilen bilir.)
6- Russian Red - The Memory Is Cruel
https://www.youtube.com/watch?v=RCPKmCy4LcM (bu kadına aşık olduğum beş yıl oldu.)
7- Redd- Beni Sevdi Benden Çok
https://www.youtube.com/watch?v=WdKA9Fg0ddU ( en sevdiğim yerel grup. hayranlıkla gittiğim konserlerinde sahnenin önüne yapışırım.)
8- Damien Rice - Blower’s Daughter
https://www.youtube.com/watch?v=5YXVMCHG-Nk  ( sözleriyle adam öldürür. )
9- Ahmet Kaya - Hep Sonradan 
https://www.youtube.com/watch?v=AYzorQUDJhw (yine her şarkısıyla listeme girebilecek bir adam, adımdaki Nazlıcan’ın sahibi. bütün serinliğim.)
10- Neşet Ertaş - Gönül Dağı
https://www.youtube.com/watch?v=RgdFAPYjun0 ( Neşet Ertaş dinlemeyen bir nesil yetişmesin lütfen, rakınızdan bu şarkıyı eksiltmeyin)
11- Müslüm Gürses- Nilüfer
https://www.youtube.com/watch?v=-8qifzv_F4Q (yine liseden kalma bir şarkı, yine babalardan.)
12- Burcu Tatlıses - Ay
https://soundcloud.com/cagdasdemirbilek4/burcu-tatlises-ay ( dursun burada.)
13- Kalben - Saçlar
https://www.youtube.com/watch?v=tvOXWKNFALU ( artık taze şeylere gelelim, bu kadını çok sevin.)
14- Nick Cave & The Bad Seeds - O Children
https://soundcloud.com/muterecords/o-children ( o kitabın kapağını unutturan şarkı )
15-  Kadebostany- Goodbye
https://soundcloud.com/kadebostany/goodbye-wav (günümüze doğru gelirken, enler.)
16- Ali Atay -Eksik Bir Şey Mi Var
https://www.youtube.com/watch?v=yCmSfBMSCi4 ( ezginin günlüğüyle sevip sardığımız şarkı. her dinlediğimde ağlarım, anısı olanlardan.)
17- The XX- Reunion 
https://www.youtube.com/watch?v=aVLVNLuC33w ( bu şarkının 1:57. dakikasına endeksli yürüdüğüm oluyor.)
18- Dalida - Bang Bang
https://www.youtube.com/watch?v=69U41WklpbI (bir film ve bir şarkı.)
19- Dusty Springfield - If You Go Away
https://www.youtube.com/watch?v=wyCVxPEPx5Y (yine bir film ile çok sevdiğim bir şarkı.)
20- Edith Piaf - La vie en rose
https://www.youtube.com/watch?v=0feNVUwQA8U ( dolunayda dans ettirir.)
21- Cibelle - Green Grass
https://www.youtube.com/watch?v=wbRkKzX4L2g ( tam bir tom waits delisi olmama rağmen, bu şarkıyı bu kadınla özdeşleştirdim . )
22- Tom Waits - Telephone call from Istanbul
https://www.youtube.com/watch?v=3-t9z8OLoCg ( dans ettirir. )
23- Büyük Ev Ablukada - En Güzel Yerinde Evin
https://www.youtube.com/watch?v=6uK6jA8jNxA ( her şarkıları ayrı güzel olsa da , bende bunun yeri ayrı.)
daha milyonlarcası var ama bunlar aklıma ilk gelenler , geri kalanlar için https://soundcloud.com/limonvari ‘den takipte kalabilirsiniz. 
öpüyorum .
188 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
fatma’nın hikayesi.
senin hikayeni anlatmaya kelimelerim yeter miydi tereddütünü yaşadım her zaman. ve elbette hiç düşünmeden verebileceğim bir yanıt var ‘hep sonradan.’
sen okuduğum tüm romanlardaki kadınlardan güzelsin, kürk mantolu madonna dahil. bir kadın ancak bu kadar koruyabilirdi hayatı, bir kadın ancak bu kadar başarabilirdi hayatta tutmayı, hayata rağmen. sana bir renk seçemiyorum, sana bir şarkı , bir sokak , bir şiir seçemiyorum. sen benim gördüklerimin tümüsün. birini seçsem, öteki eksik kalır. sen benim bütünlüğümsün.
bu kadın pes etmez diyorum her seferinde. elleri ciften parçalanmış bir sabah, kaç kez gördüm irisindeki sarı geçişlerden akan yaşlarını? sen nasıl her seferinde güle oynaya anlattıklarımda içimde kopan fırtınayı biliyordun, ben de aynen öyle bildim her zaman; bu kadın yarım bırakmaz. benim yarım yamalak hayatımın ortasında bir ‘tam’ sen varsın. senin olduğun yer sabit, değişmiyor.
fatma tekin. sen benim, ipliğin üzerinde sürüp giden değersiz hayatımın, güneş alan yanısın. bütün çiçeklerim o toprakta, ben kopartıyorum hatta, sen tekrar su veriyorsun, ‘hayır nazlıcan burası senin güzel yanın’
sana bu yazıda tamamladığım yarım bir mektuptan bir şeyler hatırlatmak isterim; ‘istanbulda olmak ucuz bir romanı yaşatır, unutma, kapılma. ‘ seninle bu şehirden gideceğim. seninle bir kütüphane yerleştireceğim, her pazar bir kavanoza su doldurup içine taze çiçekler koyacağım. ve o eve asla cif girmeyecek.
biliyorsun, artık içimde yaşıyorum her şeyi. bu benim için çok yeni, çok zor. içime gelip toprağıma su verdin iyi ki, içimin güzelliğini gören bir sen kaldın, iyi ki. bu senin hikayen olmaktan biraz uzaklaştı gibi. ama muhtemelen senin için yazılmış son hikaye olmayacak. sabah sana kahvaltında, fırında mantar yapacağım, bol kaşarlı.
geç kalma..
31 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
aylin’in hikayesi //
hikayesi baştan yarım, yüreğimin en temiz yanının.
biz bu vedayı bir yıl önce bir hastane odasında yapmıştık, ben o kapıdan çıkarken, adımı son kez söyledin.ve  o gece gökte arkamda bıraktığım sadece bir şehir değildi.
sana söz verdiğim gibi yaşıyorum, sana söz verdiğim gibi gidiyor her şey. bu büyük bir yalan. sana söz verdiğim gibi yaşayamıyorum, üzerine avuçlarıma alıp kokladığım köy toprağını atıyorlar aylin,içimde bir tufan. kendimi o tahta parçalarının arasına atmak istiyorum, afedersiniz ama ,hepiniz buradan siktirin gidin. o karanlıktan korkuyor diye bağırmak istiyorum. o daha anne olacak, gelinliğinin modeli belli çekilin etrafından demek istiyorum. 
içimdeki yarımlık bitmiyor aylin. çatıda oturuyorum, bu kez yapayalnız. senin aşağıda yattığını iddia edenler var. kabul etmiyorum. aylin birazdan kapıyı açıp ‘ burada ne yapıyorsun aşkım ‘ deyip , gözyaşlarımı fark edecek. kafamı dizlerinin üzerine alıp şakaklarımdan saçlarıma uzanacak  uzun parmaklarıyla.
gece oldu, gelen giden yok. çocukken yaptığımız gibi parmaklarımızı talaş yığınlarına sokalım, cikletten çıkan dövmeleri kapılara yapıştıralım istiyorum. armut toplayıp, çayların arasına saklanalım. aylin, geri gel ne olursun. ben büyümek istemiyorum. kimseyi istemiyorum. sen gel, geçen geçsin ama sen gel. lütfen. aylin canım çok yanıyor.
bir gün bir yerlerde yeniden, ayaklarımız denize, yüzümüz güneşe..
ve tüm yaz, eylülü bekleyecek miyiz ?
15 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
,
ben burada biraz soluklanmak istiyorum, tozu dumana katma ne olursun. 
70 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
+
kimseyi gündüzlerinden vurmamalısınız.
36 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
,
sen benim için gecenin üçüsün. biliyorsun. koşmak isterim.
462 notes · View notes
limonvari · 9 years
Quote
bütün güzel çocuklar suçlu.
30 notes · View notes
limonvari · 9 years
Text
aylin'in hikayesi.
sonra bir kabus daha görüyorum. her gece- bilemedin iki gecede bir.
toprak, yeşilin yanık kokusu. ve bir uçurum. biliyorsun, gökyüzüne bakıyorum. sen nerdesin? ve diğer 'herkes'?
koynuma yıldızlar doldurdum , sana getiriyorum.
beklemek yok,
acımak yok,
aldatılmak yok,
'ölmek ne garip şey.'
toprağın altına güneş doğuyor mu?canın bira çekecek mi? balık ekmek?
kalbimin çarptığını hissediyorum, nefesimin göğsüme doluştuğunu. hepsi saçmalık.
uçakta çişim geliyor durmadan.iki kez tuvalete gittim bile,
aklımda hastaneden içeri girdiğim ilk an..
aklımda ilk radyoterapindeki korkun..
aklıma bir daha yürüyememekten , bir daha sevdiğin adama dokunamamaktan bahsedişlerin..
sen de türkü tadında yaşamak isterdin. peki yaşayamayacaklarının hesabını kimden sormam gerekiyor? hayat bir yanıyla güzel midir ? tenine değmeyecek güneşin hesabını nasıl soracağım?
ben bu şekilde geç kalınmış hayatın adaletini sikeyim. toparlanıp, zamansızca bir yerlere atmak istiyorum kendimi.
bana en son 'bu sefer içimde hiçbir şey kalmayacak' dedin.
anne olamayacaksın örneğin, bir kez daha düşüyor geleceğe dair erken gebeliğim.
38 notes · View notes