Tumgik
paykik · 3 years
Text
Tumblr media
Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar. Her bahar diğer çiçekler gibi onlarda açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; "biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım, kışın ortasında herkesin soğuktan kaçtığı karlı günlerde açalım ki, bütün doğa bize ait olsun" der ve ikiside o bahar açmamaya karar verirler. Biri açmak için kışın gelmesini ve karın yağmasını beklerken, diğeri o yaz açar. O gün bugündür, karda açan ve sevgilisini bekleyen çiçeğe "kardelen", sevgilisini yarı yolda bırakan çiçeğe de "hercai" denilir.
142 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Yunan mitolojisine göre insanlar dört kol,dört bacak ve iki yüzü olan bir kafa ile yaratılmışlar.Güçlerinden korkan Zeus onları ikiye ayırır ve onları hayatları boyunca diğer yarılarını aramaya mahkum eder.Diğer yarını bulduğunda ise "aşk" sizi birlikte tutarmış...
17 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Eskilerden hayata dair muhteşem bir öğüt :
"Çok muhabbet tez ayrılık getirir. Bir şeyi az anarsan çabuk unutursun, çok anarsan çürütürsün. Bir çiçeği az sularsan kurutursun, çok sularsan çürütürsün..."
Tumblr media Tumblr media
210 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Ve bir kuş cıvıldadı ağaçta...
Halil Cibran...
345 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Gülmenin sonu ağlamaktır.
Vuslatın sonu hicran.
Yazın sonu hazan.
İkbalin sonu zeval.
Hayatın sonu ölüm.
🥀🌾🍂
15 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Yıldızlara benzetiyorum seni. Diğer insanlar göktekilerin ışığına kapılırken ben senden gözümü alamıyorum. Işığın dünyadaki en güzel gülen çocuktan bile daha parlak. Ama yüreğindeki çocuk elindeki parlamayan yıldızla bekliyor beni. Sana belki yıldız olamam ama kimseye gülemeyen çocukluğumu senin için binlerce kez güldürebilirim... ⭐
43 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Tumblr media
Ünlü bir heykeltıraşa öylesine muhteşem heykelleri nasıl yaptığını sormuşlar.
O ise heykelin işlenmemiş mermer bloğun içinde olduğunu hayal ettiğini, zaten orda duran şeyi açığa çıkarmak için fazlalıkları yonttuğunu söylemiş. 
Hayatta böyledir işte. Önce bize sunulan hayatı nasıl yaşamak istiyorsak hayal etmeli, hayatı bu doğrultuda mermer blok gibi yontmalı ve huzuru ortaya çıkarmalıyız.
25 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
EMİN ADIMLAR
Hayatımızın bir kısmı düşünmekle ve fikir üretmekle geçmekte ancak bazı durumlarda fikirlerimizi sunamıyoruz veya istediğimiz şeyleri yapamıyoruz. Korkuyoruz çünkü alabileceğimiz sert eleştirilerden, kötü yorumlardan. Bunlar insanı zaman zaman yavaşlatıyor ya da "Ben hiçbir şeyi becerememm" , "Başa yakınken vazgeçebilirim" düşüncelerine kapılmalarını sağlıyor ancak önümüze çıkan her kötü ya da iyi şey bizi yavaşlatmak ya da durdurmak yerine güçlendirmeli. Birine sözlerinizle hiçbir şeyi kanıtlamak zorunluluğunda değilsiniz ve olmayacaksınız. Hayattaki en güzel ve en etkili intikam başarıdır. Her zaman her istediğiniz olmayacak. Size karışan, durdurmaya çalışanlar olucaktır elbet fakat bunlar sizin motivasyonunuzu, enerjinizi veya moralinizi bozmamalı. Atacağınız her adım vereceğiniz her karar ve düşündüğünüz her düşünce sizin için çok önemli olmalı. En önemlisi de bir başkasının düşünceleri yüzünden fikirlerinizi savunmaktan korkmayın, yapabileceğiniz ya da başarabileceğiniz herhangi bir şeyden vazgeçmeyin. Düşüncelerinizin arkasında durun. En önemlilerinden biri ise kararlılıktır. Siz eğer kararlı olursanız ve sizi düşürmek için kötü eleştirenlere kulak asmassanız kafanıza koyduğunuz her şeyi gerçekleştirebilirsiniz. Elbette eleştirilere açık olmalısınız. Kendinizi daha iyi geliştirebilmek adına. Bunu diğer söylediklerimdem ayrı tutuyorum çünkü daha iyilerini elde etmek istiyorsanız kendinizi gittikçe geliştirmeniz gerekecektir. Bir başkasının vereceği karar için kendi isteklerinizi değiştirmeyin çünkü bu hayat sizin hayatınız. Olabileceğiniz bir meslek ya da alacağınız herhangi ders sizin kendi kararınız olmalı çünkü istemediğiniz bir şeyi yaparken muhtemelen sıkılırsınız. Ömrünüzü istemediğiniz ya da sevmediğiniz şeylerle geçirmek istemezsiniz sanırım öyle değil mi?
41 notes · View notes
paykik · 3 years
Note
Aşk ve sevgi arasındaki farkı anlatıcakmışsın ne zamana anlatırsın?
Birine aşık olduğunuzda yerinde duramaz hale gelir ve dizlerinizde bir zayıflık hissedersiniz. Bu zayıflık fiziki bir zayıflık değildir. Sadece artık bir zayıflığınızın olduğunu bilirsiniz. Kontrolünüzün olmadığı bir zayıflık.
Peki sevmek ile aşık olmak aynı şey midir? Elbette değildir. Biri diğeri olmadan da olur, ama diğeri öteki olmadan olmaz. Aşık olmadan sevebilirsiniz fakat sevmeden asla aşık olamazsınız.
Sevmek bir seçimdir. Anne ve babamızı severiz çünkü dünyanın sonuna kadar bizim yanımızda bizim için olacaklarını biliriz. Arkadaşlarımızı severiz çünkü onlarla sırlarımızı ve iyi/kötü anlarımızı paylaşırız.
Erkek ya da kız arkadaşlarımızı severiz çünkü bizim her zaman yanımızdadırlar. Peki bu erkek ya da kız arkadaşlarımızdan birine aşık olduğumuzu nasıl anlarız?
Bir sabah uyandığınızda yanınızda yatan kişiye aşık olmadığınızı farkedersiniz. Bunu ona açıklamak istediğinizde açıklamakta zorlanırsınız. Söyleyecek söz bulamazsınız. Çünkü neden bu şekilde hissettiğinizi siz de tam olarak bilmiyorsunuzdur. Kendinize açıklayamadığınız şeyi başkasına hiç açıklayamazsınız.
Tek hissettiğiniz tatminsizliktir belki de. Bunu rasyonalize etmeye çalıştığınızda o kişiye çok değer verdiğinizi görürsünüz. Ona saygı duyarsınız, güvenirsiniz ve hatta seversiniz fakat ona aşık değilsinizdir. Günümüzde pek çok evlilik bu şekilde değil midir?
Bir kişiyi sevmek o insanın arzularını desteklemektir; bir kişiye aşık olmak o insanın arzularına destek olmanın yanısıra o insana adeta tapmaktır.
Bir kişiyi sevmek bütün düşüncelerinizi onunla paylaşmaktır; bir kişiye aşık olmak ise bütün düşüncelerinizi onunla paylaşmanın yanısıra, onunla birlikte olmadığınız anlarda bile gittiğiniz her yerde onu görmek, karşılaştığınız her insanda onu düşünmek ve duyduğunuz her kokuda onu hissetmektir.
Bir insana aşık olursanız sevgi otomatik olarak paketin içinde gelir. Fakat bir insanı aşık olmadan da sevebilirsiniz.
Bazen aşık olmak zordur ve bazen sadece sevgi yeterlidir. Günümüzde evliliklerin çoğu aşk ile başlar ve sevgi ve saygı ile devam eder.
Aşık olmak genelde sevmekten sonra gelir. Bir insanı önce seversiniz daha sonra aşık olursunuz. İlk görüşte aşk genelde filmlerde olsa bile gerçek hayatta da karşılaşılan bir durumdur.
Özetlemek gerekirse;
Aşk ile Sevgi Arasındaki Fark
Birine aşık olduğunuzda o kişiyi istersiniz. Birini sevdiğinizde ise o kişiye ihtiyaç duyarsınız.
Birine aşık olduğunuzda o kişiye karşı hisleriniz her zaman çok yüksektir. Birini sevdiğinizde ise o kişiye karşı hisleriniz inişli-çıkışlıdır.
Birine aşık olduğunuzda o kişiye ulaşmak için bir hedefiniz vardır. Birini sevdiğinizde ise hedefe ulaşmak için çok acele etmezsiniz.
385 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
PERU’NUN HİKAYESİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: CUSCO
Antik çağlardan günümüze kadar geçen süreçte atalarımızın gerçekleştirdiği fakat bizlerin ıskaladığı hayati bir gerçek var: Eşyaya-tabiata-insana isim verme ve o isimleri efsaneleştirme.
Tumblr media
İspanyolca okunuşu ile “Kuzko” isminin kökeni mitolojik bir anlatıma sahip olan ve bir baykuşun kanatlarını alarak gelecekte inşa edecekleri şehirlerinin üzerine konan “Ayar kardeşlerin” efsanesine dayalı. 13. ile 16.yüzyılları arasında İnka İmparatorluğuna başkentlik etmiş tarihi bir şehir olan Cusco’nun, Aymara dilindeki karşılığı da zaten “baykuş kayası” demek. Efsaneye göre kardeşlerden birinin, baykuş kanatları ile ileride Cusco şehri olarak isimlendirilecek olan topraklara ayak bastığına inanılan yerde, bir kayaya dönüştüğü rivayet edilmekte.
Tumblr media
Bizler tüm hayatı -bizlerden kastım atalarımız yoksa günümüz insanı olan bizler isim koyma becerisinden yoksun varlıklarız- efsaneler ile kurarız. Hikayelerimiz ile tabiata ad takar, efsaneye konu olan insanların cesaretlerinin ölçüsü dahilinde isim almalarına şahitlik ederiz. Şimdilerde doğar doğmaz ailemiz tarafından isim verilen bizler ismimizin anlamını ve değerini verebilmek için bir ömür tüketmekteyiz. Misal ben; hande, Farsça kökenli bir kelime olan ve anlamı “gülüş, gülmek” manalarına gelen adımın hakkını verebilmek için pek çaba sarf etmedim. Zaten doğduğum andan itibaren güleç bir çocuktum, hayatım boyunca da gülme konusunda zorlandığım pek görülmemiştir ve ne mutlu ki dolu dolu güldüğüm doğrudur. Dolayısıyla “Hande” ismini kazanabilmek için ben bir cesaret göstermedim, baykuş kanatları takarak başka diyarlara uçmadım ama günümüzden 9–10 asır önce insanlar cesaretlerinin ölçüsünde isim almaktaydılar. Aymara kardeşlerin pek cesur kimseler oldukları aşikar yoksa neden bir başkası değil de onlar efsanelere konu olmuş olsunlar?
Tumblr media
İşte Cusco; sokaklarını gezerken, yerel halka selam ederken, herhangi bir bankın üzerinde dinlenirken “burada bir zamanlar bir şeyler olmuş, burada bir zamanlar bir tarih doğmuş” hissini iliklerinize kadar yaşayabileceğiniz bir yer. Bu duyguları kalkıp, tarihsel bir geçmişi ve hikayesi olmayan Dubai’de yaşayamazsınız. Dubia benim için hikayesi olmayan kent demek (güzel bir şehir ama hepsi o.) O yüzden ısrarla, Peru’ya gidiniz ve Güney Amerika tarihine uzunca bir dönem damgasını vurmuş insanların topraklarına konuk olunuz demekteyim. Ev sahipleri var da, misafirler nerede? :)
Şehri tanıtmaya başlamadan önce en önemli uyarıyı yapmakta fayda var. Peru’da Cusco gibi şehirlerin çoğu yüksek irtifalı bölgeler olarak kabul ediliyor ve oksijen seviyeleri yüksekliğe bağlı olarak bir miktar düşüş gösteriyor. İlk gidişimde ben, hafif bir baş dönmesi ve bir nebze de olsa mide bulantısı yaşamıştım. Otel görevlisinin bizlere lobiye girer girmez koko çayı ikram etmesinin sebebiyle “yüksek irtifa hastalığı” denilen bu olguyu öğrenmiş bulundum. Kaldığınız günler boyunca koko çayından bol bol tüketmenizi öneririm.
Tumblr media
                         Her gezginin uğrağı, Plaza de Armas meydanı:)
CUSCO GEZİ REHBERİ
1. PLAZA DE ARMAS MEYDANI
Plaza de Armas şehrin kalbi denilen koca bir meydana verilen isim. Çevresinde çeşitli restoranlar, alışveriş merkezleri, sokak satıcıları, tarihi binalar ile her gezginin önünde fotoğraf çektirdiği tarihi çeşmeden manzaralar bulunmaktadır. Lamalar veya alpaka ile geleneksel kıyafetler giyinmiş yerel halktan insanlar ile fotoğraf çektirmeniz de cabası. Cusco, benim için Peru seyahatim boyunca edindiğim en güzel hediyelik eşyaları, lokal sanatçıların el ürünlerini uygun fiyatlara satın aldığım alışveriş imkanları ile de gözde bir şehir.
Tumblr media
          İNKA KRALLIĞININ ESKİ BAŞKENTİ CUSCO/ PLAZA DE ARMAS
Tumblr media
Alışveriş edebileceğiniz otantik dükkanlar, oteller ve de kafelerin buluştuğu meydan / Plaza de Armas,Cusco
2. CUSCO KATEDRALİ (Cusco Cathedral) 
Cusco'ya yapılacak herhangi bir ziyaret, Plaza de Armas'taki katedrali muhakkak içermelidir zaten meydanın tam göbeğinde bulunan katedrali görmemezlikten gelemezsiniz çünkü hem çok eski bir tarihe ev sahipliği yapmakta hem de Peru halklarının İspanyollar tarafından nasıl Hristiyan edildiklerinin canlı bir tanığı olarak ayakta durmakta. Cusco'daki ilk Hristiyan kilisesi, 1538'de inşa edilmiş olan Zafer Kilisesidir ve zamanla bu kilise katedrale dahil edilmiştir. Katedralin sağ alt kanadında bulunan çan kulelerinin altında yer alan kilisede Hz. İsa’nın oldukça koyu tenli bir profiline rastlayacaksanız. Bugüne kadar izlediğimiz tüm filmlerde, bütün kiliselerde beyaz tenli olarak tasvir edilen Hz. İsa burada Peruluların ten renginde resmedilerek adeta kökenlerine dair bir gönderme yapmakta. Evet artık Hristiyan olabiliriz, evet artık İnka Medeniyetinde değiliz ama bizler hala İnkaların çocuklarıyız ve Hz. İsa’mız da bizim rengimizde. Çok hoş bir detay bu… Bu arada katedral asıl başka bir sanatsal anlatım ile oldukça ünlü: Hz.İsa ve Havarilerinin, kavrulmuş gine domuzu da dahil olmak üzere Peru mutfağından yemekler ile resmedildikleri “Son Akşam Yemeği” tablosunu görünce gülümsememeniz olasılık dışı.
Tumblr media
                       SON AKŞAM YEMEĞİ / CUSCO KATEDRALİ
Tumblr media
                                         HZ. İSA / CUSCO KATEDRALİ
Tumblr media
           KATEDRALİN PLAZA DE ARMAS’TAN GÖRÜNTÜSÜ, CUSCO
3. SAN BLAS
Cusco seyahatim boyunca en keyif aldığım yerlerin başında San Blas meydanı gelmektedir. İnka İmparatorluğu’nun eski başkenti Cusco’nun özünü yaşamak istiyorsanız, en eski mahallelerden biri olan bohem bölgesi San Blas’ta dolaşınmanızı şiddetle öneririm. Plaza de Armas'a sadece on dakikalık yürüme mesafesinde yer alan meydanda,yöresel yemekler ve yerel halk tarafından yapılan el yapımı hediyelik eşyaları bulacaksınızdır. Ayrıca tarihi dokusunu korumuş bulunan dar sokaklarında avare avare gezmek sizlere iyi gelecektir.
Tumblr media
                                     SAN BLAS’IN OTANTİK SOKAKLARI
Tumblr media
                                         SAN BLAS- YEREL HALK
4. SAN PEDRO MERKEZ PAZARI / Mercado Central de San Pedro
Cusco'nun halk pazarında, yerel halkın nasıl yaşadığını görmek için iyi bir fırsat arıyorsanız üstüne üstlük Peru kültürüne ait desenlerden örülü çantalar, ayakkabılar, masa örtüleri almak isterseniz eğer, bu pazar bulunmaz bir nimet olma özelliği taşıyor. Şu anda kullandığım ve hala eskimeyen otantik ayakkabılarımı, alpakadan yapılma çantamı ve hatta yine örme bavulumu dahi
buradan satın almıştım. Pazarın büyük bir bölümü, fiyatları oldukça ucuz olduğu için çok sayıda yerlinin yemek yediği bir yemek alanından oluşmakta. Geri kalan kısmında ise taze meyve, et, peynir, unlu mamuller, baharatlar gibi her türlü yiyeceği satan satıcılara denk geleceksinizdir. Cusco gezi turumda eğlenceli bir duraktı San Pedro Ana Halk Pazarı.
Tumblr media
Mısırın envai çeşidinin olduğu Peru’da ama özellikle Cusco’da siyah süt mısırlarını görünce oldukça şaşırmıştım. Dünyanın farklı yerlerinde, bambaşka coğrafyalarında bildiğiniz lezzetler hiç alışık olmadığınız görüntülerde karşınıza çıkabiliyorlar:) / San bir mısır tezgahından görüntü.
5. SACSAYHUAMAN ARKEOLOJİK SİTESİ
Cusco’ya tepeden bakan ve şehir merkezinden yaklaşık 30 dakikalık bir uzaklıkta bulunan Sacsayhuaman arkeolojik sitesi görülmesi gereken bir mühendislik harikasıdır. Akıllara durgunluk veren ve bazısı 300 ton ağırlığındaki taşları İnkaların birkaç kilometre hareket ettirerek bu alana taşıdıklarını hayal etmek bile zor. Aynı zamanda benim lokal rehberden dinlediğime göre burası, İspanyol işgalcilere karşı son İnka direnişinin yaşandığı bölge. Şu an içinde oturduğumuz evlerimizi, yaşadığımız mahalleleri birileri elimizden almaya kalksa nasıl büyük bir direniş göstereceğimizi aklımızda tutarak bu kenti gezmeliyiz. İnkaların ruhuna dua okumak isteyenleriniz için bu bölgeden daha uygun bir toprak alanı bulunmamakta. Ruhlarına el-fatiha.
Tumblr media
                                                   Sacsayhuaman
Tumblr media
                                                Christo Blanco, Sacsayhuaman
Tumblr media
                                                     Christo Blanco
6. OLLANTAYTAMBO TAPINAĞI
Aslında Ollantaytambo yerleşim birimi Cusco ile Machu Picchu bölgeleri arasında yer alan küçük bir kasabadan ibaret dersek yeridir. Machu Picchu antik kentine giden tren güzergahında bulunan Ollantaytambo’da gezginlerin çoğunun farkına varmadığı şey ise kasabanın dünyadaki en etkileyici megalitik kalıntılardan bazılarına sahip olduğudur. 1530'lara kadar uzanan ve oldukça eski bir hikayeye sahip olan Ollantaytambo tapınağına yukarıdan baktığınız zaman devasa taşlarla örülü, basamaklı bir piramit görüntüsü ile karşılaşmanız olacaktır ancak bu bir göz yanılsamasıdır çünkü karşınızda duran yapı mega platformlardan oluşan bir taraçadır.
Tumblr media
                                                   GÜNEŞ TAPINAĞI
Tumblr media
                                      OLLANTAYTAMBO TAPINAĞI
Tumblr media
                                     OLLANTAYTAMBO TAPINAĞI
Cusco hakkında daha yazılacak çok şey, söylenecek çok kelime var olmasına karşın benim Cusco deneyimlerim bunlardan ibaret bir sonraki bölüm olan Machu Picchu için şimdiden hazırlık yapsam iyi olur zira Machu Picchu çiçek çocuklardan itibaren gezginlerin, kaşiflerin, arkeologların ve de turistlerin gözdesi ve Peru’nun en güzel hikayesi.
3 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Tumblr media
Sanki bütün düzene ve bütün insanlığa zarar veriyor gibiyim. Aslında olmaz ama içimdeki insani duygularım acıyor.
Bunca zamandır hep sorunu başkalarında aradım,belkide sorunun ta kendisi aynadan bana gülümseyendir...
Ben hiç sizler gibi olamadım.Sizin gibi gülüp sizin gibi ağlayamadım.Eleştirel bir bakış ile karşımdaki kişinin kıyafetini sizler kadar iyi süzemedim.Çıkarlarımı düşünerek hiç bir insana gülümseyemedim.Ben sizler gibi olamadım.
18 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Sabah terapisi 🏕🚶
24 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Hikayeye göre günün birinde Franz Kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış. Kız ağlıyormuş. Oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu onu oldukça üzmüş.
Kafka bebeği onun yerine aramayı önermiş ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşmişler. Bebeği bulamaması üzerine Kafka küçük kıza bebeğin ağzından bir mektup yazmış ve buluştuklarında kendisine okumuş:
"Lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım." Bu birçok mektubun ilkiymiş.
Kafka küçük kızla her buluştuğunda sevgili oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş. Küçük kız da bu şekilde avunurmuş.
Derken gün gelmiş, görüşmelerin artık sonu gelmiş. Kafka son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş.
Küçük kız, aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış.
Bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş: "yolculuğum beni çok değiştirdi…"
Uzun yıllar sonra, artık bir yetişkin olmuş olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir mektup bulur.
Kısaca şöyle yazmaktadır:
"Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek."
77 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Tumblr media
"Umutsuzluk; insanoğlunun kendine karşı hazırlayabileceği suikastların en korkuncudur. Umutsuzluk manevi bir intihardır."
- Yıkılış, Jean Paul Sartre
470 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
John William Waterhouse – The Lady of Shalott, 1888
The Lady of Shalott” Waterhause’un ikonik eserlerinden. Tabloya baktığımızda ilk gördüğümüz şey uzun saçları ve beyaz elbisesi ile güzel ve hüzünlü Leydinin durgun bir su üzerinde kayığıyla ilerlemesi. Fakat yüzündeki ifadeye bakarsak olayın perde arkasının başka olduğunu farkedebiliyoruz. Leydimiz aslında ölümüne ilerliyor.
Viktorya dönemi ünlü şairlerinden Tennyson’un aynı isme sahip olan şiirinden esinlenerek yapılmış oldukça hüzünlü bir hikayeye sahip. Leydinin bir laneti var kulesinde yalnız kalması ve asla dış dünyayı görmemesi gerek. Dış dünya ile tek iletişimi ise kulede bulunan bir ayna. Bir gün aynadan yakışıklı şövalyeyi görmesi ise onun ölüme giden yolculuğunun başlangıcı oluyor. Aynadan yansıyan görüntüye kafasını çeviremeyen Leydi ona bakmaya direnemiyor ve her şeyi göze alarak pencereye koşuyor bu esnada kırılan ayna ile laneti başlıyor. Leydi kulesini terk ediyor ve bir kayık ile şövalyenin peşinden gidiyor. Fakat lanetin bir sonucu var Leydi Camelot’a ve sadece bir yansıma ile gönlünü kaptırdığı Lancelot’a ulaşamadan trajik bir şekilde hayatını kaybediyor.
Tablodaki simgeleri birleştirdiğimizde ise hikayeyi tamamen görebiliyoruz. Elinde tuttuğu zincir onun kuleye bağlılığını simgeliyor. Kayığın önünde yer alan sönmüş mumlar ve İsa’lı haç ise hayatının sonuna geldiğini belirten detaylardan.
80 notes · View notes
paykik · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Küçükleri gözlerinden
Büyükleri ellerinden
Senin yüreğinden.....
...öperim
Hayırlı Bayramlar
547 notes · View notes
paykik · 3 years
Photo
Tumblr media
Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektuplar kadar naif ve çekingen sayılabilecek, Marx'ın eşine yazdığı mektubu merak edenler için;
Yürekten sevdiğim,
Sana gene yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum. kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor çünkü hep bir arada olununca her şey hiç ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlaşır. küçük tedirginlikler onlara yol açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. yan yanalık dolayısıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyüsüyle yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler. aşkım da öyle. zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor.
Dünyada çok dişi var, kimileri de ç🆗 güzel. ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? senin tatlı çehrende sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim.
Hoşça kal canım. seni ve çocukları binlerce kere öperim.
Senin, Karl
Manchester, 21 Haziran, 1865
667 notes · View notes