Tumgik
sevgibittermi · 11 months
Text
Her gün işe gidiyorsun. Akşamları erken uyuyorsun ve bunun karşılığında aldığın tek şey koltuk takımı. Gerçekten acınası bir durumdasın. Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından, kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra aradığınız tabak takımı. Sonra hayallerinizdeki yatak.. Perdeler. Halılar. Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduklarınız artık sizin sahibiniz olur. Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız. Hepimiz heba oluyoruz. Bütün bir nesil benzin pompalyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık. Bizim savaşımız ruhani savaş. Ve bunalımımız kendi hayatlarımız..
Dövüş Kulübü - Chuck Palahniuk
Tumblr media
61 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
Tumblr media
Dinle Küçuğum!!!
5 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
birine koşulsuz güvenebilmek dünyanın en zor ikinci işi, 
birincisi ise güvenini sarsan birine tekrar güvenebilmek.
6K notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
Rüyalarımız bizi nasıl etkiler?
Bana sorarsanız rüyalar bir nevi plansız yüzleşmelerdir.Çoğu önemli buluşmada olduğu gibi hazırlanamazsınız.Gardınızı çıkartamazsınız.Savunmasızsınızdır yani.Zor olur bazıları veya çok korkunç,bunlara kabus denir ama bence asıl rüyalar bunlardır.Bir nedeni olmasa,aklınızı kurcalamasa yada daha yalın bir dille,yüzleşmeniz gerekmese neden göresiniz ki.
Bunlardan bağımsız olarak bazıları ise çok güzel olur.Onlar birer ödüldür. Uyandığınız zaman onları hiç unutmak istemezsiniz.Herkese anlatırsınız unutmamak için.
Bazı kişiler vardır,rüyanızda gördüğünüz zaman huzur bulursunuz.Bu kişiler belki siz fark etmeseniz bile ‘kabus’larınızda bile vardır. Belki bir kurtarıcı olarak belki celladınız olarak fakat varlardır. Onları kaybetmemek gerekir bence.
~🦋✨
Tumblr media
14 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
542 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
sen bensin dayı
513 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Video
İnsanın tüm gerginliğini alan video.
10K notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Alıntı: İg,Tw =@ihsancanitez
661 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
604 notes · View notes
sevgibittermi · 1 year
Text
Yağmur yağınca sessizleşir her yer. Park, bahçe, sokaklar güzelleşir. Huzur kaplamıştır her yeri. Gün yüzüne çıkmıştır her şey. Arınmıştır sokaklar. Yalnızlaşmıştır parklar. Yağmuru seven insan koşmuştur dışarı. Kendini bulabilmek, huzur bulabilmek için. Aramıştır sokak sokak kendini, karış karış dolaşmıştır. Yağmur gibi kafasına düşünceler yağmaya başlamıştır. Kalmıştır düşünceleri, ruhu, gözyaşları ve kendiyle tek başına. Yağmuru, yağmurda yürümeyi seven insan özel olmuştur hep çünkü yaraları olan insan sevmiştir yağmuru. Her yerde bir gözyaşını bırakmıştır. Düşünmüştür. Derdini dökmüştür gökyüzüne.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
113 notes · View notes
sevgibittermi · 2 years
Text
Bir Titanik hayranı, bu zamana kadar filme olan bakış açımızı değiştirebilecek bir teori ortaya attı. Ona göre Jack, aslında bir "zaman yolcusuydu". Titanik'te bulunmasının tek sebebiyse Rose'u intihar etmekten kurtarıp, olayları tamamen değiştirmekti. "Saçma gelebilir ama bir düşünsenize... Eğer Rose gemiden atlasaydı, gemi onu aramak için durmak zorunda kalacaktı..." diyor. Jack'in Rose'la bu kadar çok vakit geçirmesinin sebebini de buna bağlıyor: Hayatta olduğundan emin olmak için. Varan 1: Jack'in o zamanlarda geçerli olan bir parası yok, bu yüzden bilet alabilmek için kumar oynamak zorunda kalıyor. Varan 2: Wissota Gölü'nde balık tutmaktan bahsediyor. Ama Wissota Gölü, 1917'de yapılmış yapay bir göl. Yani Titanik battıktan 5 sene sonra.Varan 3: Saç kesimi ve sırt çantası o döneme kesinlikle uygun değil. 1930'larda popüler olmaya başlayan şeyler.Varan 4: Rose'a, onu Santa Monica İskelesi'nde roller coaster'a bindireceğini söylüyor. Tabii 1916 yılında, Titanik battıktan 4 yıl sonra inşa edildiğini gözardı edersek...
Sonuç: Jack bir zaman yolcusu.
Tumblr media
36K notes · View notes
sevgibittermi · 2 years
Text
Emre Aydın ünlü olmadan önce, üniversitede bir kızla aşk yaşar. Emre Aydın'ın ilk sevdiği kadındır. Fakat her aşkta olduğu gibi, onların ilişkisinde de sorunlar vardır. Bir yandan şarkıcı olma hayali ve bu doğrultuda yaptığı çalışmalar, bir taraftan da aşk ve okul hayatı..Her üniversitelinin hemen hemen yaşadığı şeyler.Amacı üniversiteden sonra sevdiği kadınla evlenip yuva kurmak, sonra hayallerini kovalamak. Ama kadın onu bırakıp başkasıyla evlenir okul biter bitmez. Emre çok üzülür, günlerce üzüntüden dışarı bile çıkamaz. Sonra herkes gibi terkedilmenin acısını hafifletmek için, "zaten pek de mühim değildin benim için" gibisinden şu satırları besteler: "Git gideceksen bekleme,farklı değilsin sende Gideceksen bekleme. Beş para eder mi varlığın? Ki yokluğun beni acıtsın." Ama içi içini yer Emre'nin. Her tartışmalarında Emre'ye, adam olmaz senden diyen sevgilisine yine besteyle cevap verir. "Adam olmaz , dedin senden 'Adam nedir?' dedim içimden. Farketmezdi, değişseydim. Güvenseydim ya da salıverseydim." Ve devam eder: "Adam olmadı hala benden Adam kölen olsun senin, ben olmam". Aradan biraz zaman geçince ayrılığın ve yalnızlığın acısı Emre'yi sarmalar. İyice sevdiği kadından umudunu yitirince bu sefer sevdiği kadına bir gün pişman olacağını hatırlatır. "Belki bir gün özlersin Başka adamlarla, başka şehirlerde." Bu da Emre'nin acısını dindirmez. Her besteden sonra başka bir besteyle ona seslenir. İçinde büyük bir yangın vardır, başka türlü dindiremiyordur bu yangını. İçine düştüğü girdapta boğuldukça boğulur. Onu ne kadar çok sevdiğini ve ne kadar çok özlediğini yazar bu sefer. "Kapı çaldı, sen sandım, gördüm boşluğu aynada Bir şehir düştü, tam içimde özlemişim, anladım. Biliyor musun, Evimdin sen benim, ailemdin, nefesim, karanlıkta ellerimdin. Mutlusun sen ben yokken, ben senin hiçbir şeyin. Düşe kalka tutunurken, artık özlemek istemiyorum." Sevdiği kadının evliliğinden 2 yıl sonra Emre bu sefer bunları yazar ona: "Evlenmişsin, nasıl oldu? Bulabildin mi sonunda, Hep anlattığın o meşhur huzuru?" Haberi yokmuş ve sonradan öğrenmiş gibi bir de bestesinde "mış" ekini kullanır. Burada da gururunu düşünüyor, oysa işin gerçeği tam tersidir. Emre sevdiği kadının evlendiğini ilk başından biliyordur. Ünlü olunca, hayatı değişir. Para, şöhret ve hayatına giren yeni kızlar ona her şeyi unutturur. Emre artık gününü gün ederken, her şeye sahipken, elini sallayıp ellisiyle birlikte olurken, bir gün huzurlu olmadığını farkeder. Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin üniversitede sevdiği o ilk aşkı kadar ona huzur vermediğini anlar. Ve bunu da besteler. "Hiç kimse olmadı senin gibi, olmayacak biliyorum." "Olmaz, olamaz Aşk karın doyurmaz belki, ama aşksız da huzur olmaz.
4K notes · View notes
sevgibittermi · 2 years
Video
K A D I N
298 notes · View notes
sevgibittermi · 2 years
Video
yazık uyu yürü
552 notes · View notes
sevgibittermi · 3 years
Text
Her şeyin en güzelini en müthişini hakeden kim;
Tumblr media Tumblr media
Tumblr media Tumblr media
2K notes · View notes
sevgibittermi · 3 years
Text
Beni üzebilecek kadar yakınım üzdüğünü fark etmeyecek kadar yabancısın.
28 notes · View notes
sevgibittermi · 3 years
Photo
Tumblr media
22K notes · View notes