Tumgik
#altın eldiven
yantekerlek · 1 year
Text
anım 🧤🥀
aksaray'a gider iken horhor caddesinde eldivenim düştü veyahut at hırsızının biri cebimden çekti aldı. kökü bende olmasa da teki bende. kalbim kırık. çıkardığım yerle eldivenin olmadığını fark ettiğim yer arası çok kısa bir mesafe. aşırı kısa. uzun boylu biri en büyük adımlarıyla 15 adımda katedebilir. o yüzden hemen fıtı fıtı dönüp baktım düşürmüş olabileceğim yerlere. zaten dümdüz yol. eşşşek gibi park edip yaya geçişine mani olan arabaların arasına filan baktım. duvarlara vesaire baktım. birileri kenara koymuştur diye baktım. baktım da baktım. kırık kalbim dükkanlara soracak kadar dayanıklı değildi. eldiven dediğim an patlayarak şarıl şarıl ağlayıp kendimi bir eczacının, nalburun, falafelcinin, spotçunun, bakkalın önünde rezil edemezdim.
çok üzgünüm. af sebebiyle güncellenen yl öğrenciliğimi öğrenci akbiliyle taçlandırmak için karaköy'e gitmiştim. 1,5-2 ay oluyor. öğrenci kimliği online işlemle çıkarılıyormuş. neden abicim. al belgeyi çıkar işte iki dakika. çat diye çıkarıyordunuz ne güzel. ne değişti. ne? değişti? neyse online işlemle başvuracağım. bu kez de öğrenci akbiline başvurursam elimde kullandığım öğretmen akbilinin bloke edileceği uyarısı çıktı. aradım 153'ü. 1 saat boyunca 16 milyon için çalıştıklarının kaydını dinledim. 16 milyondan biri olmadığıma ikna oluyordum ki hanımefendi çıktı telefona. durumu anlattım. halihazırda kartı kullanıyorum. öğretmenlikten de istifa etmeyi düşünmüyorum. okula akbilimle gidiyorum. toplu taşıma kullanıyorum dedim. tam formata geçerse kart ocağım söner dedim. zamlar malum dedim. yapabileceğim bir şey yok dedi. peki dedim kartım bloke oldu diyelim ne kadar sürer öğrenci kartımın bana teslimi dedim. nasıl ne şekilde ne kadar zamanda teslim alabilirim dedim. ptt kargo ile gelecek dedi. ahskdld nah gelir demedim. iyi de dedim, bana verdiğiniz iki hakkım da güncel şu an. birinden diğerine geçiyorum dedim. mağduriyetin çözülmesini istiyorum dedim. bir şey yapamayız talep oluşturuyorum dedi.
talep numarasını sorguladım. oluşturduğu talep de ezik büzük derdimi asla anlatmayan bir cümlemsi. öğrenciyim mağdur ediliyorum. sjkdşdia. gidip tekrar ellerimle insan gibi şikayet oluşturdum. şikayetin yüzüne bakılmadı hâlâ işlemde. 15 tatil gelince şehir dışına da çıkacağım için öğrenci akbiline başvurdum. ahshdjdkdl. sistem diyor ki dilerseniz teslimat noktalarından alabilirsiniz. kardeşim. madem elimle teslim alabiliyorum her zamanki gibi bassanıza kartı şak diye. yapıyordunuz bunu. sistemden öğrenciliği kontrol edip gerekirse belgeyi de isteyip fotoğrafı da alıp şak diye basıyordunuz ya. çıldıracağım ya. neyse aksaray seçeneğini seçtim.
bugün gittim. kart basılmış, altın tepside belediye başkanının katılımıyla takdim edilecek diye düşünüyorum. kimlik aliiim dedi. al dedim. aldı kimliği tarayıcıdan geçirdi. orada gözümün önünde bastı kartı. o kadar kıytırık bir kart ki eskisinin kıymetini bilememişim. fotoğraf baskısı rezalet. yanlışlıkla yere düşse kart, biri bulsa tiksinir, eldivenle tutar. ahhhhhh eldiven. işte bu beni sinirden çatlatan süreci sonlandırmak için gittiğim horhor'da, aksaray'da eldivenimin tekinden oldum. manevi değeri vardı. ulan maddi değeri de inanılmaz yükselmiştir şu an ya. Allah'ım kar yağmasın. eldivenim yok. yağmur yağsın şakır şakır. ağladığım belli olmasın. amin.
7 notes · View notes
mezardakicicekk · 3 months
Text
SONUN BAŞLANGICI
31/12/2023
Son zamanlarda hiç iyi hissetmiyorum. Birkaç gün önce öğrendiğim gerçeğin şoku mu devam ediyor yoksa şoku atlatıp gerçeklerle yüzleşmek mi beni bu hale soktu bilmiyorum. Yılın en sevdiğim gününü bile hiç sevmeyerek kutladım.
Aralık ayı sizinde bildiğiniz gibi en sevdiğim aydır ve yılbaşı gününü çok severim. Bir dönem biter ve yenisi başlar. Benim gözümde her yılın sonu insanlar ölür ve her yılın başı yeniden doğar. Bu yüzden zaman geçtikçe eski yıllara dair şeyleri unutmaya başlarız. Hatırladığımız şeyler ise önceki hayatımızın anılarıdır. Nedense böyle düşünmek kendimi iyi hissettiriyor. Değişik bir bakış açım var farkındayım. Zaten siz de beni hayata karamsar bakarken bile bir güzellik katabildiğim için sevmiyor musunuz?
İki gün önce resim kursuna gitmiştim. Çizgi antrenmanı yaparken düz çizmem gereken çizgiler yamuk yumuk gidiyordu ki ben çizgi antrenmanında olabildiğince düz çizgiler atan biriyim. Kafamın içinde bir önceki gün duyduğum şeyler dönüp dururken elimde tuttuğum kalem sanki o cümlelerle birlikte dans ediyordu. Ne kadar istesemde yapamadım. Hızla lavaboya gidip kendimi tuvalete kitledim ve bir saat klozetin tepesinde oturdum. Atak geçirmenin başlangıç seviyesindeydim ve kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Birine ihtiyacım vardı. Telefonumu çıkarıp rehberimi taradım ve isimlere bakmaya başladım. Herkes meşguldü ve elim istemsiz Satürn'ün numarasına gitti. Aradım biliyor musunuz? Açılmayacağını bildiğim halde aradım onu. Çaresizlik içinde kıvranırken yine yalnızca onu istedim.
O günün ortalarında Zemheri ile konuşmaya başladım ve akşama kadar telefonu hiç kapatmadan benimle ilgilendi. Kafamı dağıtmamda çok yardımcı olduğu için minnettarım. Bugün ise hiçbir şey planladığım gibi gitmedi. Çocukluk hayalimi canlandırmam için gereken her şey vardı ama bana alan sağlanmamıştı. İçimdeki çocuğa duyduklarını unutturma şansı ellerimin arasından kayıp gitti. Haliyle yine hıçkıra hıçkıra ağlarken uyumuştu içimde. Bana ilk kez güvenmek istemişti. Ben onu 16 yaşında öldürmüş bir katildim çünkü onun gözünde. Yosun olabilmek için onu sonsuzluğa göndermiştim.
Çocukluk hayalimin -yılbaşı akşamı için- listesini yazayım:
Boyumdan büyük yılbaşı ağacı
Ağacın altını dolduracak ve hepsi benim olacak büyüklü küçüklü hediyeler
Kahve içmek (o zamanlar nescafe içmeme izin verilmezdi)
Yılbaşı şapkası takmak (benim kafama olabilecek şapka hiç bulamazdık)
En sevdiğim şeylerden birini izlemek
Kurabiye adam kurabiyesi yemek
Akşam planımın bozulacağından habersiz çocukluk hayalimi gerçekleştirmek üzere dışarı çıktım. İlk önce eski resim kursumdan arkadaşımla buluştum. Kahve içmek için starbucksa girdiğimizde şans eseri kurabiye adam kurabiyesiyle dolu bir paket gördüm. Kendimi o an şanslı hissettim. Bir paket kurabiyeden aldım. Eve dönerken bulabildiğim en büyük ağacı aldım. 150 cmlik bir ağaçtı ve benim boyuma göre kısa kalsa da çocukken hayal ettiğim uzunluktaki bir ağaçtı. Ağaca yetecek kadar süs aldım.
Evde ağacı süsledim. Renkli toplar; şekerleme, ağaç, noel babave eldiven şeklinde süsler ve zillerin olduğu altın renkte bir zincir taktım. En tepeye ise büyük sarı bir yıldız koydum. Annem son zamanlarda kötü olduğumu bildiği için bu kadar masraf yapmama izin vermişti ve ağacım için iki farklı led ışık almıştı. Birinin ledleri kar tanesi ötekinin ise yıldız şeklindeydi. Hangini beğenirsem onu kullanırım diye almış ve ben karar veremediğim için ikisini de kullandım.
Bu yıl gerçekten çok fazla hediye aldım. Zemheri hesabıma para gönderip tüm çarşıda dolaştırarak hediye seçmişti. Büyük yosun yeşili hediye kutusu, deniz kızlı; ışıklı, müzikli ve kendi kendine kar tanelerini pompalayan bir kar küresi, deri kapaklı ve kahverengi sayfalı çizim defteri, 2 kutu kinder joy, kurabiye adam peluş oyuncak ve ışıklı, kulakları hareket eden hello kittyli şapka aldırdı. Eski kurstan arkadaşım yaprak uçlu kolye ve yıldızlı küpe almış. Öğrencilerimden biri "incinmişsin dedi" yazılı kupa ve içinde pamuk kalp olan ışıklı bir küre almış. Annem ise bu kürenin satürn halini aldı. Satürn... Annem bu güne kadar flört ettiğim her kızı bildiği halde hâlâ içlerinden sadece Satürn'ü çok güzel buluyor. Satürn'ün anlamını bildiği için ise bu küreyi almak istemiş. Tek problem şu ki aynını birkaç yıl önce bana Papatya almıştı. Annemdeki şans işte :) Ah bir de "İnsanlığımı Yitirirken" adlı kitabı aldı. Kendime en sevdiğim yazarın yıllardır aradığım "Kayıp Yüzyılın Prensesi" adlı kitabı aldım.
Her şeyim tamamdı ve geriye yalnızca kendime vakit ayırıp tek başıma yeni yılı kutlamak kalmıştı. Yılbaşı şapkamı takıp evde oturdum. İzleyeceğim şeyde karar vermeye çalışıyordum. Sevdiğim bir grubun konserini mi izlesem yoksa başka bir şey mi yapsam? Bu karar verme esnasında annem eve yeğenimle geldi. Dur bir dakika, yeğenimle mi?
Bana ilk kez güvenen içimdeki çocuk gözünü boyadığımı iddia edip bana nefretini kusarken yeğenimden sıyrılıp tek başıma bu günü kutlayabilir miyim diye düşündüm. Cevap basitti. Mümkün olmayan şeyin çözümü yoktur. Babamın bile yıllar sonra ilk kez yılbaşı kutladığını gördüğüm şu günü bana zehir edişlerini asla unutmayacağım. Yanlış anlamayın, yeğenime çok büyük bir nefretim yok. Yalnızca zamanında istediği şeyi alamamış çocuğun yerine onu koymalarından ve görmezden geldikleri o çocuğun hala arkama saklanarak yaşadığından bir haber oldukları için sevmekte zorlanıyorum. Arkama saklanan çocuğu düşünmem bencillikse eğer evet bencilim ve bencilliğimden başka bir çocuğu görmezden gelebiliyorum. Her neyse, bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum.
Gece yarısına kadar uyur diye bekledim ama hiç öyle olmadı. Kendi kafamı toplamaya çalışırken aynı zamanda arkamda saklanan ve benden deli gibi korkan çocuğu mutlu etmeye çalışmak tahmin ettiğimden çok daha zordu. Elimden gelen her şeyi yaptım ama hayat gerçekten bazı şeyleri yönetmemize izin vermiyor. Geri sayım yaparken bile canım acıyordu. Her şeyi tamamlamışken nasıl oldu da son dakika yine her şey mahvolmuştu? Tutulabilecek iyi bir yan bile bulamıyorum. Eğer bu yıl üniversite kazanırsam yüksek ihtimal evde geçirmiş olduğum son yılbaşı akşamı olacaktı ve ben son yılbaşı akşamımı bir kabus gibi geçirdim. Arkamı dönüp baktığımda hıçkıra hıçkıra ağlayıp uyuyan çocuğu gördükçe bu geceye binlerce kez lanet ettim. Artık 20 yaşındaki Yosun için zaman dolmuştu.
Sevgili gelecekteki Yosun;
Her geçen yıl zihnimizdeki eksik parçaları tamamlıyoruz. Artık geriye ne kaldı bilmiyorum ama umarım kalanlara bir çözüm bulabilmen için yeterince yardımcı olabilmişimdir. 19 yaşındaki Yosun, Satürn ile ilgili her şeyi öğrenebilecek kadar cesurdu. Bu konuda daha fazla eksik şeyler var mı bilmiyorum ama varsa bile umarım sen çözebilirsin. Ben onun kadar cesur değilim. Her şeyden kaçmak istedim ama olmadı. Onsra'ya olan duygularımdan kaçmak isteyecek kadar güçsüzüm. Umarım benim aksime daha güçlü ve cesursundur. Bunun olmasını çok istiyorum.
Aniden küçük yaşta şahit olduğumuz iğrenç olayı öğrendim ablamızdan. Açıkçası bunu öğrenmeyi sana paslamıştım. Terapi yardımıyla öğrensek daha iyi olurdu ama hayat işte. Ağzımıza sıçmadan bir an olsun rahat etmez. Temas problemimizin kaynağını öğrendiğime göre seni çok zor bir karardan kurtarmış oldum. Buna bir çözüm bulmak artık sana kaldı. Nasıl çözüm bulacağını merak ediyorum. Çünkü şuan konu için aklıma hiçbir şey gelmiyor.
0 notes
musispoedarsiv · 8 months
Text
2023 FIFA Kadınlar Dünya Kupası Kapanış
Giriş: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/723326855035371521/2023-fifa-kad%C4%B1nlar-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1
Grup Aşaması: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/723493439625412608/2023-fifa-kad%C4%B1nlar-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1-grup-a%C5%9Famas%C4%B1
Son 16 Turu: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/724733855935938560/2023-fifa-kad%C4%B1nlar-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1-son-16-turu
Çeyrek Final: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/725111109101764608/2023-fifa-kad%C4%B1nlar-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1-%C3%A7eyrek-final
Yarı Final: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/725554592083050496/2023-fifa-kad%C4%B1nlar-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1-yar%C4%B1-final
Üçüncülük Maçı ve Final: https://musispoedarsiv.tumblr.com/post/726302936494424064/2023-fifa-kad%C4%B1nlar-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1-%C3%BC%C3%A7%C3%BCnc%C3%BCl%C3%BCk-ma%C3%A7%C4%B1-ve
--------------------------------------------------
*İngiltere'yi 1-0 mağlup eden İspanya'nın şampiyonluğu ile sona eren organizasyon. Zaferi getiren golü 29. dakikada Olga Carmona attı. 70. dakikada Jennifer Hermoso penaltı vuruşunda kaleci Mary Earps'ü geçemedi.
-İspanya-
*Tarihindeki ilk şampiyonluğu elde etti.
*ABD, Almanya, Norveç ve Japonya'dan sonra FIFA Kadınlar Dünya Kupası'nda zafere ulaşan 5. farklı takım oldu.
*Almanya'nın ardından hem erkeklerde hem kadınlarda Dünya Kupası kazanan 2. ülke olarak yerini aldı.
*2007 Almanya şampiyonluğundan sonra kupayı kazanan ilk Avrupa ülkesi.
*İlk kez 2015'te yer aldığı, 2019'da Son 16'ya ulaştığı turnuvada 3. katılışında kupayı kaldırdı.
*Zaferi getiren golü atan sol bek Carmona maçın oyuncusu seçildi.
-İngiltere-
*Son Avrupa şampiyonu olarak koleksiyonunu büyütme fırsatını kaçırdı.
*İlk kez final heyecanı yaşadı.
*2015'te üçüncülük, 2019'da ise dördüncülük elde etmişti.
//
*Ev sahibi Avustralya önünde 2-0 galip gelen İsveç, turnuvayı üçüncü sırada bitirdi. Goller 30. dakikada penaltıdan Fridolina Rolfö ve 62. dakikada Kosovare Asllani'den geldi.
-İsveç-
*1991, 2011 ve 2019'dan sonra 4. kez üçüncü sırayı elde etti.
*2003'te oynadığı final en iyi başarısı olarak yer alıyor.
-Avustralya-
*Yeni Zelanda ile birlikte ev sahipliği yaptığı turnuvada tarihindeki en iyi dereceye imza attı.
*2007, 2011 ve 2015'te çeyrek finale kadar ulaşmıştı.
//
*Ödüller*
Altın Top: Aitana Bonmati - İspanya
Gümüş Top: Jennifer Hermoso - İspanya
Bronz Top: Amanda Ilestedt - İsveç
Altın Ayakkabı: Hinata Miyazawa - Japonya (5 gol, 1 asist)
Gümüş Ayakkabı: Kadidiatou Diani - Fransa (4 gol, 3 asist)
Bronz Ayakkabı: Alexandra Popp - Almanya (4 gol)
Altın Eldiven: Mary Earps - İngiltere
FIFA Genç Oyuncu Ödülü: Salma Paralluelo - İspanya
FIFA Fair Play Ödülü: Japonya
//
*Öne çıkan sayılar*
*Japonya'dan Hinata Miyazawa 5 golle en golcü isim oldu.
*İngiltere'den Lauren James, Japonya'dan Mina Tanaka ve Fransa'dan Kadidiatou Diani 3'er assistle bu alanda zirveyi paylaştılar.
*64 maçta 164 gol atıldı ve 2,56'lık ortalama çıktı.
*1 milyon 978 bin 274 kişi maçları yerinde izledi ve 30 bin 911'lik ortalama sağlandı.
0 notes
musispoed · 9 months
Text
instagram
2023 CONCACAF Altın Kupa Şampiyonu Meksika!
*SoFi Stadyumu, Inglewood, Birleşik Devletler.
*Meksika 1 - 0 Panama
Meksika *88' Santiago Gimenez *2019'dan sonra ilk şampiyonluğu. *Altın Kupa'da 9. zaferi. *Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Şampiyonası dönemiyle birlikte toplamdaki 12. kupası. *Organizasyon tarihinin en başarılı takımı olmayı sürdürüyor. *Zaferi getiren golü kaydeden Gimenez maçın en iyi oyuncusu seçildi. Panama *2005 ve 2013'ün ardından tarihinde 3. kez final gördü. -Ödüller- Altın Top: Adalberto Carrasquilla - Panama Altın Ayakkabı: Jesus Ferreira - Birleşik Devletler Altın Eldiven: Guillermo Ochoa - Meksika Fair Play Ödülü: Birleşik Devletler -Öne çıkan sayılar - *Birleşik Devletler oyuncusu Jesus Ferreira attığı 7 golle en golcü isim oldu. *Oynanan 31 karşılaşmada toplam 105 gol atıldı ve maç başına 3,39 gol düştü. *Tribünlerde 1 milyon 14 bin 571 seyirci yerlerini aldı. Maçı başına 32 bin 728 izleyici sağlandı.
1 note · View note
karaca2508-blog · 10 months
Text
Elektrikle Yapılan Çalışmalarda 5 Altın Kural
Tumblr media
Elektrikle yapılan çalışmalar sırasında güvenliği sağlamak amacıyla 5 adımın sağlanması gerekmektedir. Bu 5 kural hem yüksek gerilim için geçerli olup, aynı zamanda elektrik ile ilgili tüm çalışmalarda da geçerlidir. Bu 5 kuralı şu şekilde sıralayabiliriz:
Elektrikle Yapılan Çalışmalarda 5 Altın Kural
- Gerilimin kesilmesi - Tekrar gerilim verilmesinin önlenmesi - Çalışılacak yerde gerilim olmadığının kontrolü - Kısa devre etme ve topraklama - Korunma ve güvenlik işaretlerinin kullanılması   Elektrikle Yapılan Çalışmalarda Önlemler Yüksek gerilim ile ilgili çalışmalar işin türüne göre farklı güvenlik önlemleri gerektirebilmektedir. Ancak uyulması gereken gelen güvenlik kurallarına öncelikle uyulması gerekmektedir. Bu kuralların bazılarını aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür: - Her türlü güvenlik tedbirleri alınmadan herhangi bir işe girişmemelidir. - Kişiler, görev veya çalışma sahalarına izinsiz girmemelidir - Yetkili amirin bilgisi dışında tehlike uyarı levhaları ile kartların yerleri değiştirilmemelidir. - Çalışma sahasında bulunan uyarı ve tehlike levhalarına kesinlikle uyulmalıdır. - Bütün çalışmalar mevcut talimatlar doğrultusunda yapılmalıdır - İş elbiseleri makinaların çalışan kısımlarına girecek veya takılacak şekilde bol ve yırtık olmamalıdır - Koruyucu tertibatın kaldırılmasını gerektiren hallerde; onarım işlerinden sorumlu olanlardan izin alındıktan sonra koruyucu tertibat kaldırılmalıdır. - Çalışma alanında çalışan sistemler durdurulmadan yapılması gereken bakım ve onarım işleri, yetkili amir gözetiminde ve güvenlik tedbirleri alınarak yapılmalıdır. - Sabit iş güvenliği ve ilk yardım malzemeleri her an kullanmaya hazır halde bulundurulmalıdır. Yalıtkan eldiven, ayakkabı, baret emniyet kemeri gibi kişisel koruyucu donanımlar kullanıma hazır halde bulunmalı ve gerekli yerlerde mutlaka kullanılmalıdır. - Gelip geçmeye engel olan çalışma yerlerinde şerit ve ikaz levhaları ile gerekli emniyet önlemleri alınmalı, gerektiğinde ilgili kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır. - Özellikle yollarda yapılacak çalışmalarda uygun yerlere üzerinde “ÇALIŞMA VAR” yazılı levhalar asılmalıdır - Trafiğin bir müddet için kesilmesi gerektiğinde, kırmızı bayraklı bir işaretçi bulundurulmalıdır. - Geceleri kırmızı bayraklar, ışıklı işaretlerle değiştirilmeli ve levhaların okunaklı durumda kalmaları sağlanmalıdır. İş Güvenliği Samimiyet Testi Elektrik çarpması ile ilgili faktörler Elektriğin farklı parametreleri bulunmaktadır ve farklı değerlerdeki elektriğin çarpması farklı sonuçlar doğurabilmektedir. Bu parametreler: - Akım seviyesi - Temas süresi - Elektrik direnç - Temas gerilimi - Frekans - Kişinin tepki verme yeterliliği - Akımın vücutta izlediği yol İş Kazası Kapsamına Giren Durumlar Akımın değerine göre vücuda etkisi
Tumblr media
  Elektriğin parametrelerinin yanı sıra kişinin elektrik çarpması sırasında sahip olduğu özellikleri de çarpmanın boyutunu etkilemektedir. Vücut direnci bu konuda önemli bir parametre olmakla beraber vücut direncini etkileyen parametreler şu şekildedir: - Deri dokusunun durumu - Temas basıncı - Temas süresi - Akım değeri - Akım gerilimi - Temas yüzeyi - Akım frekansı Elektrikle İlgili Genel Bilgilendirme Elektrikle ilgili kazaların temel nedeni elektriğin sahip olduğu özelliklerle de ilişkilidir. Elektriğin görülemediği gibi bir sesi ve kokusu da bulunmamaktadır. Elektrik ile ilgili kazaların nedeni ekipmanlarla ve tesisle ilgili problemler olabildiği gibi kazaya uğrayan kişinin düzensiz davranışı ve kuralları ihlal etmesi olabilmektedir. İnsan vücudu bir elektrik devresi ile etkileştiğinde devrenin bir parçası haline gelir. Elektrik ile temas durumunda elektriğin insan vücudu üzerinde bir giriş ve bir de çıkış noktası oluşur. Akımın giriş ve çıkış noktaları arasında akması kişinin ölümü ile sonuçlanabilir. Elektrik insan vücudunu etkilediği gibi aşırı akım veya kısa devre durumunda patlamalara neden olabilmekte, işyerinde bulunan diğer ekipmanları da olumsuz etkileyebilmektedir.   İşverenlere Verilecek Asgari Ücret Desteği Elektriğin, özellikle yüksek gerilimin insan vücudu üzerinden akması sonucunda iç ve dış yanıklar oluşabilir, maruz kalınan elektriğin frekansından dolayı kalp atışları bozulabilir hatta kalp durabilir veya çarpmanın etkisiyle düşmeler neticesinde ikincil kazalar oluşabilir. Yüksek gerilim her durumda insan vücudundan akarak zarar vermez, yüksek gerilim durumunda oluşabilecek arklar nedeniyle de yanıklar oluşabilir, gözler zarar görebilir ve patlayıcı atmosfer mevcut ise patlamalar sonucu ikincil yaralanmalar oluşabilir.  
Tumblr media
Elektrik enerjisi günümüzde sanayileşmenin en önde gelen unsurlarından biri olmakla beraber ülkelerin gelişmişliğinin saptanmasında da önemli bir gösterge haline gelmiştir. Sanayileşmenin artması ile beraber elektrik enerjisine ihtiyacın doğrudan artması neticesinde ise elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı önemli hale gelmektedir. Gelişmiş ülkelerde enerji ihtiyacının artması gibi “iş sağlığı ve güvenliği” de yükselen bir diğer değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayinin bütün dallarında önemi giderek artan iş güvenliği konusu, sistemlerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımları sırasında alınması gereken önlemlerin geliştirilerek çalışanların ve işletmelerin korunması için yapılan çalışmaların artmasını da beraberinde getirmiştir. Elektrik; farklı seviyelerde üretilmesi, iletilmesi, dağıtılması; evlerde, işyerlerinde birçok farklı alanda kullanılması nedeniyle her alana ve sektöre yönelik farklı tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. İş kazası bazında bakıldığında, diğer sektörlere kıyasla daha az iş kazası görülmektedir ancak ortalama ’luk bir ölüm oranıyla yüksek bir ölüm oranına sahiptir. Read the full article
0 notes
mansetmalatya · 11 months
Text
Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadeleyle Geçen Bir Hayat: Muhammed Ali
Tumblr media
Spor dünyasında "tüm zamanların en büyüğü" olarak anılan, ömrünü ırkçılık ile ayrımcılıkla mücadeleye adayan unutulmaz boksör ve Müslüman aktivist Muhammed Ali vefatının 7. yılında anılıyor. ABD'nin Kentucky eyaletinin Louisville kentinde 17 Ocak 1942'de dünyaya gelen Muhammed Ali, İslam dinini seçmeden önce Cassius Marcellus Clay Jr. adını taşıyordu. Orta sınıf Afro-Amerikan bir ailenin 6 çocuğundan biri olan Ali'nin boksla tanışması, hırsızlık olayıyla başladı. 12 yaşındaki Muhammed Ali, bisikletinin çalınmasının ardından karakola başvurdu. Karakolda, sinirlerini kontrol altına almakta zorlanan Ali'ye boks yapması tavsiyesinde bulunuldu. Sonraki 4 yıl boyunca boks antrenörü Chuck Bodak tarafından çalıştırılan Muhammed Ali, bu süre zarfında bölgesel birçok turnuvada "Altın Eldiven" kazandı. Ali, amatör olarak çıktığı 100 maçın 95'ini aldı. Birçok otorite tarafından tüm zamanların en iyi ağır sıklet boks şampiyonu olarak kabul edilen Muhammed Ali, asıl çıkışını 1960 Roma Olimpiyatları'nda hafif ağır sıklette altın madalyaya ulaşarak yaptı. Zaferinin ardından gittiği bir restorana ten rengi nedeniyle alınmamasına kızan Ali, kazandığı altın madalyayı Ohio Nehri'ne fırlattı. ABD'li boksör, emekliye ayrılmasından yıllar sonra olimpiyat ateşini taşıdığı 1996'da Atlanta'da düzenlenen oyunlarda aldığı ödülle, kaybettiği madalyaya yeniden kavuştu.
Tumblr media
ALTIN KEMERE 4 YILDA UZANDI İlk profesyonel maçında 29 Ekim 1960'ta Tunney Hunsaker'ı yenen Muhammed Ali, aralarında döneminin önemli boksörleri Tony Esperti, Jim Robinson, Donnie Fleeman, Alonzo Johnson, George Logan, Willi Besmanoff, Lamar Clark, Doug Jones ve Henry Cooper'ın da yer aldığı rakiplerini de mağlup etti. Profesyonel boks hayatının ilk üç yılı boyunca ringde çıktığı 19 maçın 15'ini nakavtla kazanan Ali, hızlı yükselişiyle boks camiasının da dikkatini çekti. İLK BÜYÜK ZAFERİ LİSTON'A KARŞI Müsabakalarda alaycı ifadeler kullanarak psikolojik açıdan rakiplerinin üzerinde baskı kurmasıyla ünlenen Muhammed Ali, dönemin ağır sıklet boks şampiyonu Sonny Liston ile unvan maçına 25 Şubat 1964'te Miami'de çıktı. Karşılaşma öncesinde düzenlediği basın toplantısında ünlü "Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım" ifadesini kullanan Ali'nin performansı, kesin favori olarak gösterilen ABD'li Liston karşısında büyük heyecan uyandırdı. Liston'un 7. rauntta aldığı darbelerin ardından devam edememesi üzerine galip ilan edilen Muhammed Ali, böylece ilk altın kemerine henüz 22 yaşında uzandı. EN KISA RÖVANŞ Liston ile 1965'in mayıs ayında rövanş maçına çıkan Muhammed Ali, ilk rauntta yaklaşık 2 dakika içinde rakibini devirerek unvanını korudu. Muhammed Ali'nin rakibinin devrilmesine yol açan darbesi o kadar hızlıydı ki boks tarihine "hayalet yumruk" olarak geçti. PROFESYONEL 61 MAÇTA 56 ZAFER Muhammed Ali, amatör olarak katıldığı 167 maçın 161'ini kazanarak bu alanda bir rekora imza attı. Profesyonel döneminde yaptığı 61 maçta sadece 5 kez yenilen, olimpiyat ve dünya şampiyonu olan Muhammed Ali, 37'si nakavt olmak üzere 56 maçını kazandı. 22 YAŞINDA MÜSLÜMAN OLDU Henüz 22 yaşındayken 1964'te Sonny Liston'u yenip en genç dünya ağır sıklet boks şampiyonu olan Muhammed Ali, zaferinin ardından İslam dinini seçti. Ali'nin İslam dinine ilgisi, Wallace D. Fard Muhammad tarafından ABD'de kurulan "İslam Milleti" adlı siyahi harekete 1964'te katılmasıyla ortaya çıktı. İlk olarak kendisine "Cassius X" adını veren ünlü boksör, daha sonra ise Muhammed Ali adını seçerek Müslüman olduğunu açıkladı. Ali, dönemin Afro-Amerikan Müslüman siyasi temsilci ve insan hakları savunucusu Malcom X ile yakın ilişkiler kurarken, İslamiyet'in doğru tanınması ve yaygınlaşması amacıyla çeşitli çalışmalarda bulundu. Siyahilerin birçok temel haktan mahrum olduğu 1960'ların ABD'sinde aynı zamanda Müslüman da olan Muhammed Ali, ABD hükümeti tarafından 1966'da acil koduyla Vietnam Savaşı'na çağrıldı. "Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım." diyerek Vietnam Savaşı'na gitmeyi reddeden Ali, 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı, lisansı, pasaportu ve unvanları elinden alındı. Kararı ABD Yüksek Mahkemesinde temyiz eden Ali, 3,5 yıl boyunca bokstan uzak kaldı ve dava süresince ciddi maddi sıkıntı içine girdi. 1971'de Yüksek Mahkeme'deki temyiz davasını kazandı. Muhammed Ali, 1972 ve 1988 yıllarında iki kez Hacca gitti. ÜÇ DÜNYA ŞAMPİYONLUĞUNA ULAŞAN İLK İSİM 1971'de Joe Frazier ile "asrın maçı" olarak adlandırılan müsabakaya çıkan Muhammed Ali, profesyonel boks kariyerinde ilk defa bir maçı kaybetti. Ali, aynı yıl bir kez daha karşılaştığı Joe Fraizer'ı bu sefer yenerek dünya ağır sıklet boks şampiyonu unvanını geri aldı. Muhammed Ali, 1977'de Leon Spinks'e yenildi ancak bir yıl sonra rakibini yenerek dünya şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör olarak tarihe geçti. Unutulmaz boksör, 1978'de boksu bıraktığında dünya şampiyonu unvanına sahipti. 1984 yılında Parkinson hastalığına yakalanmasına rağmen bunu gizleyip büyük para karşılığı iki maç daha yapan Muhammed Ali, bunları kaybetti. BOKSTAN SONRAKİ YAŞAMI 1984 yılında, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan'ın yeniden seçilebilmesi için kendisine destek verdiğini açıkladı. 1991 yılında Körfez Savaşı sırasında Irak'a gitti ve Amerikalı rehinelerin serbest bırakılmasını müzakere etmek amacıyla Saddam Hüseyin ile bir araya geldi. 17 Kasım 2002'de, "Birleşmiş Milletler (BM) Barış Elçisi" olarak Afganistan'a gitti. BM özel konuğu olarak üç günlük bir iyi niyet misyonu kapsamında Kabil'de bulundu. 27 Temmuz 2012 tarihinde ise Londra'da, 2012 Yaz Olimpiyatları açılış töreninde olimpiyat bayrağını taşıdı. Parkinson hastalığından dolayı stadyumda bayrağı taşıyamayacak hale gelince eşi Lonnie, ayakta durmasına yardımcı oldu. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda da olimpiyat ateşini yaktı ve aynı olimpiyatlarda, 1960 yılında kazandığı ve nehre attığı altın madalyası düzenlenen bir törenle kendisine tekrar verildi. Parkinson hastalığı yüzünden uzun süre Michigan'daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih eden ünlü boksör, ringlerde 20 yıldır ağzından düşürmediği "Bütün zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olarak tarihe geçti. Farklı dönemlerde dört evlilik yapan Ali'nin toplam 9 çocuğu oldu. Ünlü boksörün hayatı, Hollywood tarafından 2001 yılında beyaz perdeye de uyarlandı. ABD'li ünlü aktör Will Smith'in başrolünde oynadığı "Ali" adlı yapım, büyük ses getirmişti. Uzun süre Parkinson hastalığı ile mücadele eden Muhammed Ali, solunum yolu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü Arizona'nın Phoenix kentindeki bir hastanede 3 Haziran 2016 günü hayata gözlerini yumdu. Read the full article
0 notes
sektorellfirmalar · 1 year
Link
0 notes
fiyatinedir · 2 years
Text
A101 Eldiven Fiyatları
Tumblr media
Güncel paylaşımımızda sizlere A101 Eldiven Fiyatlarını sunacağız. A101 Eldiven Fiyatı son dönemlerde en çok merak edilenlerden olmuştur. A101 Eldiven tercih eden kullanıcılar uygun ücretten yararlanmak için fiyat araştırması yapmaktadır. Sitemizde A101 Eldiven Fiyatı araştırmasını sağlayarak sizlere yardımcı olmak istemektedir. Araştırmasını gerçekleştirdiğimiz A101 Eldiven Fiyat listesi güncel ve doğru olarak hazırlanmıştır. Güncel A101 Eldiven Fiyatları listemize geçmeden önce belirtmeliyiz ki fiyatlarımız internet mecraları, ilgili kurumların destek hatları veya şubeleri gibi kanallardan araştırılarak yayınlanmaktadır. A101 Eldiven Fiyatları gibi çok merak edilen fiyatları sizler için derleyip toparlamaktayız. A101 Eldiven Fiyatı sürek güncel tutulmaktadır. Haftalık periyotlar halinde yazımız, listemiz düzenlenerek güncel tutulmaktadır. A101 Eldiven Fiyatı listemizi sizler için oluşturduk ve paylaşıyoruz. Yazımızım devamında A101 Eldiven Fiyat Bilgisi yer almaktadır. Okumaya devam ederek A101 Eldiven Fiyat listesine ulaşabilirsiniz. Dilediğiniz şekilde karşılaştırabilirsiniz. Bu sayede para ödemeden önce bilgi sahibi olabilirsiniz. Uygun fiyat ile kâr edebilirsiniz. Pandemi süreci ve covid salgını maalesef ülkemizin ekonomisine de olumsuz etki etti. A101 Eldiven Fiyatları da bu zamlardan nasibini aldı. Maalesef ki bu durumdan olumsuz yönde etkilendi. Yazımızın devamından Güncel A101 Eldiven fiyatları, A101 Eldiven fiyatı, A101 Eldiven ne kadar? A101 Eldiven kaç para, zamlı A101 Eldiven fiyatları. A101 Eldiven fiyat bilgisi, A101 Eldiven fiyatları gibi sorularınızın yanıtlarına ulaşabilirsiniz. Uygun fiyat araştırmasını sağlayabilirsiniz. Lafı fazla uzatmadan Güncel A101 Eldiven Fiyatları listemizi paylaşalım. A101 Eldiven Fiyatı Neye Göre Değişmektedir? Güncel ekonomi durumu, zamlar ve mağaza, firmaya göre A101 Eldiven Fiyatları farklılık gösterir.
A101 Eldiven Fiyatları
Son zamanlarda sıkça tercih edilen A101 Eldiven, özellikle olumsuz ekonomi şartlarında daha fazla araştırmaya sahip olmuştur. A101 Eldiven tercih eden tüketicilerin araştırması doğrultusunda bu yazımızı oluşturduk. Sizler için A101 Eldiven Fiyatları listemiz güncel olarak hazırlanmıştır ve size doğru bilgili ulaştırmak istemektedir. A101 Eldiven Fiyat bilgisine bu yazımızdan ulaşarak ucuz olarak yararlanabilmenizi ve tasarruf etmenizi amaçlamaktayız. Fiyat araştırması sağlayan sitemiz sizlere Güncel Fiyat Bilgilerini sunmayı amaçlamaktadır. A101 Ürünleri kategorimizde yer alan A101 Eldiven Fiyatları gibi diğer fiyat listelerimizi de inceleyebilirsiniz.
Tumblr media
a101 muayene eldiveni Fiyat listemizi sürekli güncel tutmayı amaçlamaktayız. Lütfen eksik veya hatalı gördüğünüz bilgiyi bizimle paylaşınız. Bu sayede yeni ve doğru bilgiye ulaşmış oluruz. - Spor Eldiven - Mavi fiyatı 22,95 TL'dir. - Spor Eldiven - Sarı fiyatı 22,95 TL'dir. - Kadın Yün Eldiven Ekru fiyatı 4,95 TL'dir. - Black Panter Eldiven Çocuk Kostümü fiyatı 65,26 TL'dir. - Çocuk Atkı Bere Eldiven Set Pembe fiyatı 17,95 TL'dir. - Çocuk Atkı Bere Eldiven Set Gri fiyatı 17,95 TL'dir. - Çocuk Atkı Bere Eldiven Set Siyah fiyatı 17,95 TL'dir. - Spon Çok Amaçlı Şeffaf Eldiven 50li fiyatı 2,95 TL'dir. - Bebek Banyo Eldiveni 0 Pamuk fiyatı 7,95 TL'dir. - Parex Bulaşık Eldiveni 1 Adet fiyatı 7,95 TL'dir. - A101 Luci Latex Eldiven 50'li fiyatı 29,90 TL'dir. A101 Eldiven Fiyatları Ne Kadar Güncel? Haftalık periyotlar ile A101 Eldiven Fiyat listesi yenilenmektedir. Fiyat Listesi sizler için sürekli güncel tutularak doğru bilgiye ulaşmanız hedeflenmektedir. Sizler için hazırlanan A101 Eldiven Fiyat listesinde hatalı veya noksan gördüğünüz bir nokta varsa iletişim sayfamızdan veya aşağıdaki yorumlar kısmından bizlere bildirebilirsiniz. Güncellenmesini, yenilenmesini sağlayabilirsiniz. A101 Eldiven gibi ürün veya hizmete para ödemeden önce ilgili incelemeler ve karşılaştırmaları sağlayarak en uygun, ucuz ve doğru olanı tercih etmenizi öneririz. Fiyat ve Performans altın kural olmalı ve para yönetimini sağlamak özellikle bu zor zamanlarda hepimizin amacı olmalı. Web sitemizi takip ederek istediğiniz her ürün veya hizmetin fiyat bilgilerine ulaşabilirsiniz. Sağ üstte yer alan arama butonuna aradığınız şeyi örneğin " A101 Eldiven Fiyatı " yazarak ilgili listeyi bulabilirsiniz. Aradığınız fiyat listesi sitemizde yer almıyorsa bize bildirerek çok kısa bir sürede sitemize eklenmesini gerçekleştirebilirsiniz. Güncel A101 Eldiven Fiyatları Güncel olarak paylaştığımız A101 Eldiven Fiyat listemizde, sizlere doğru ve en uygun fiyatları sunmaktayız. A101 Eldiven Fiyat Bilgisi güncel olarak kurumlardan, Çağrı Merkezlerinden veya ilgili mağazalarından öğrenilmektedir. Paylaştığımız Fiyat Listeleri haftalık veya aylık olarak yenilenerek Güncel Fiyat Listesi olarak belirlenmektedir. Daha erken güncellenmesini istediğiniz fiyatları yorum kısmından bizlere iletebilirsiniz. Ayrıca eklenmesini istediğiniz ürün veya hizmete ait Fiyat listelerini de bizlere ulaştırabilirsiniz.
Tumblr media
lateks eldiven a101 A101 Eldiven Fiyatı listesini sizler için hazırladık ve paylaştık. Sitemizi takip ederek güncel ve detaylı fiyat listelerinden haberdar olabilirsiniz. Takdir edersiniz ki Ekonomideki olumsuz şartlar doğrultusunda A101 Eldiven Fiyatı gibi ihtiyaç olan hizmet veya ürün Fiyatını artarak tüketicilerin satın almadan önce fiyat karşılaştırması yapmasını gerektiriyor. Fiyat karşılaştırması ve araştırması neticesinde tüketiciler A101 Eldiven Fiyatı gibi ihtiyaçlarda veya hizmetlerde uygun fiyatı tercih etmektedir. Uygun A101 Eldiven fiyatı? Güncel A101 Eldiven fiyatı ve ucuz A101 Eldiven Fiyat bilgisi gibi konularda araştırma yaparak uygun fiyatı sitemizden öğrenebilir ve bilgi sahibi olabilirsiniz. Fiyat araştırması yapmak cimrilik gibi algılanmamalı. Alacağınız bir ürünün veya hizmetin uygun fiyatlısı varsa neden fazla para veresiniz ki? Bununla beraber günümüzde internetinde hayatımızın her anına girmesiyle birlikte bu gibi durumlar daha doğal hale gelmektedir. Bağlantılı olarak firmalar yayınladıkları fiyatlar arasındaki uçurum farkları kapatmak zorunda kalacaklardır. https://www.youtube.com/watch?v=B9BtKKDopIc&ab_channel=MTBRNVETARF A101 Eldiven Hakkında Sık Sorulan Sorular? - A101 Eldiven Fiyat Bilgisi Güncel midir? Evet paylaştığımız A101 Eldiven Fiyat Listesi günceldir ve haftalık olarak güncellenerek sizlere en güncel hali sunulmaktadır. - A101 Eldiven Fiyat bilgisi Nasıl Temin Edilmektedir? Hazırladığımız fiyat listesini A101 Eldiven hakkındaki fiyat bilgisi ilgili kurumlar, resmî web sitesi, mağazalar, firmalar veya çağrı merkezlerinden temin edilerek direk kurumdan öğrenilen bilgi paylaşılmaktadır. Zaman zaman kendimiz giderek, yerinde görerek de fiyat listelerine ulaşmaktayız. Okumanızı Önerdiğimiz İçerik: A101 Doktor Eldiveni Fiyatları - Güncel A101 Mouse fiyatları A101 Eldiven gibi fiyat araştırması sağladığınız konularda kesinlikle tüketici ve kullanıcı yorumlarını incelemenizi de öneririz. Bunu sağlayarak Ödeme yapacağınız hizmet veya ürünün olumlu ve olumsuz yönlerini karşılaştırıp sizlerin daha uygun ve doğru bir sonuca ulaşmanızı sağlayacaktır. A101 Eldiven Fiyat araştırmasında sitemizi tercih ettiğiniz sizlere teşekkür ederiz. Yazılarımızın hemen altında bulunan ilgili kategoriden benzer içeriklere ulaşabilirsiniz. Fiyat Karşılaştırması sağlayan fiyatınedir.net 2 yılı aşkındır sizlere hizmet vermektedir. Paylaşımlarımızla beraber kendimizi geliştirme sürecimiz devam etmektedir. Çok yakında kurumsal bir hizmet ve telefon uygulaması ile hayatımıza devam edeceğiz. Bu sayede siz değerli tüketicilerin fiyat araştırma ve karşılaştırma konusunda asistanlığı bizlerin sorumluluğunda olacak. Ayrıca bizleri Google Haberler de takip edebilir ve fiyat bilgilerine anında ulaşabilirsiniz. Read the full article
0 notes
soxyencadi · 2 years
Text
2019 Yılından Bu Yana Vizyona Giren ve İzleyenlerin Tüylerini Ürperten En Düzgün Gizem Dolu Cinayet Sinemaları
2019 Yılından Bu Yana Vizyona Giren ve İzleyenlerin Tüylerini Ürperten En Düzgün Gizem Dolu Cinayet Sinemaları
Gizemli cinayet sinemaları birçok kişi tarafından izlenilmesi tercih edilen sinemalar ortasındadır. Merak uyandırması, bir olayın çözülmesi ve katilin bulunması üzere izlerken canlı tutan birçok ögesi olan bu sinemaları izlemesi de heyecanlı ve keyiflidir.  Gizem içeren cinayet sinemalarını seviyorsanız içerisinde Ritüel, Altın Eldiven, Fotoğraftaki Kız üzere birçok sinemanın de bulunduğu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
penyezperev · 4 years
Video
Der Goldene Handschuh – Altın Eldiven 2019 Fatih Akın
17 notes · View notes
1080pfilmizlenet · 4 years
Photo
Tumblr media
Altın Eldiven Yabancı 2019 Filmi izle
adlı yapım sitemize eklendi iyi seyirler dileriz.
0 notes
menekse12340 · 3 years
Text
Tumblr media
Saman Sarısı / Nazım Hikmet
ı
Seher vaktı habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kırmızı dolgun duduklarıysa şımarık ve somurtkandı
üst ranzada uyuyanı göremedim
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
bilmiyorum nerden gelip nereye gittiğini
baktım arkasından
üst ranzada ben uyuyorum
Varşova'da Biristol Oteli'nde
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığım yoktu
oysa karyolam tahtaydı dardı
genç bir kadın uyuyor başka bir karyolada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ak boynu uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
oysa karyolası tahtaydı dardı
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığımız yoktu
oysa karyolalar tahtaydı dardı
iniyorum merdivenleri dördüncü kattan
asansör bozulmuş yine
aynaların içinde iniyorum merdivenleri
belki yirmi yaşımdayım belki yüz yaşımdayım
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
üçüncü katta bir kapının ötesinde bir kadın gülüyor sağ elimde
kederli bir gül açıldı ağır ağır
Kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta karlı pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geçti alnımın üzerinden
şair Nikolas Gilyen Havana'ya döndü çoktan
yıllarca Avrupa ve Asya otellerinin hollerinde oturup içtikti
yudum yudum şehirlerimizin hasretini
iki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü
kapıcı uğurladı beni gocuğu geceye batık
yürüdüm buz gibi esen yelin ve neonların içinde yürüdüm
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
çıktılar önüme ansızın
oraları gündüz gibi aydınlıktı ama onları benden başka gören
olmadı
bir mangaydılar
kısa konçlu çizmeleri pantolonları ceketleri
kolları kollarında gamalı haç işaretleri
elleri ellerinde otomatikleri vardı
omuzları miğferleri vardı ama başları yoktu
omuzlarıyla miğferlerinin arası boşluktu
hatta yakaları boyunları vardı ama başları yoktu
ölümlerine ağlanmayan askerlerdendiler
yürüdük
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
gözlerinden belli diyemem
başları yok ki gözleri olsun
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
belli çizmelerinden
korku belli olur mu çizmelerden
oluyordu onlarınki
korkularından ateş etmeğe de başladılar artsız arasız
bütün yapılara bütün taşıt araçlarına bütün canlılara
her sese her kıvıltıya ateş ediyorlar
hatta Şopen Sokağı'nda mavi balıklı bir afişe ateş ettiler
ama ne bir sıva parçası düşüyor ne bir cam kırılıyor
ve kurşun seslerini benden başka duyan yok
ölüler bir SS mangası da olsa ölüler öldüremez
ölüler dirilerek öldürür kurt olup elmanın içine girerek
ama korktukları hem de hayvanca korktukları belli
bu şehir öldürülmemiş miydi kendileri öldürülmeden önce
bu şehrin kemikleri birer birer kırılıp derisi yüzülmemiş miydi
derisinden kitap kabı yapılmamış mıydı yağından sabun
saçlarından sicim
ama işte duruyordu karşılarında gecenin ve buz gibi esen yelin
içinde sıcak bir fırancala gibi
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
Belveder yolunda düşündüm Lehlileri
kahraman bir mazurka oynuyorlar tarihleri boyunca
Belveder yolunda düşündüm Lehlileri
bana ilk ve belki de son nişanımı bu sarayda verdiler
tören memuru açtı yaldızlı ak kapıyı
girdim büyük salona genç bir kadınla
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ortalıkta da ikimizden başka kimseler yoktu
bir de akvareller bir de incecik koltuklar kanapeler
bebekevlerindeki gibi
ve sen bundan dolayı
bir resimdin açık maviyle çizilmiş belki de bir taş bebektin
belki bir pırıltıydın düşümden damlamış sol mememin üstüne
uyuyordun alacakaranlıkta alt ranzada
ak boynun uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığın yoktu
ve işte Kırakof şehrinde Kapris Barı
vakıt hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın
arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cıgara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
cıgaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi
diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama
kendisi vardı
vakıt hızla ilerliyor gece yarıları yaklaşıyor bize
yürüdük yıldızlara değen Ortaçağ duvarlarının karanlığında
vakıt hızla akıyordu geriye doğru
ayak seslerimizin yankıları sarı sıska köpekler gibi geliyordu
ardımızdan koşuyordu önümüze
Yegelon Üniversitesi'nde şeytan taşlara tırnaklarını batıra
batıra dolaşıyor
bozmağa çalışıyor Kopernik'in Araplardan kalma usturlabını
ve pazar yerinde bezzazlar çarşısının kemerleri altında
rok end rol oynuyor Katolik öğrencilerle
vakıt hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
vuruyor bulutlara kızıltısı Nova Huta'nın
orda köylerden gelen genç işçiler madenle birlikte
ruhlarını da alev alev döküyor yeni kalıplara
ve ruhların dökümü madenin dökümünden bin kere zordur
Meryem Ana kilisesinde çan kulesinde saat başlarını çalan
borazan gece yarısını çaldı.
Ortaçağdan gelen çığlığı yükseldi
ve sustu gırtlağına saplanan okla ansızın
borazan iç rahatlığıyla öldü
ve ben yaklaşan düşmanı görüp de haber veremeden
öldürülmenin acısını düşündüm
vakıt hızla ilerliyor gece yarıları ışıklarını yeni söndürmüş bir
vapur iskelesi gibi arkada kaldı
seher vaktı habersizce girdi gara ekspres
yağmurlar içindeydi Pırağ
Bir gölün dibinde gümüş kakma bir sandıktı
kapağını açtım
içinde genç bir kadın uyuyor camdan kuşların arasında
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
kapadım kapağı yükledim sandığı yük vagonuna
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
baktım arkasından kollarım iki yanıma sarkık
yağmurlar içindeydi Pırağ
sen yoksun
uyuyorsun alacakaranlıkta alt ranzada
üst ranza bomboş
sen yoksun
yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri boşaldı
içinden elini çektiğin bir eldiven gibi boşaldı
söndü artık seni görmeyen aynalar nasıl sönerse
yitirilmiş akşamlar gibi Vıltava suyu akıyor köprülerin altından
sokaklar bomboş
bütün pencerelerde perdeler inik
tıramvaylar bomboş geçiyor
biletçileri vatmanları bile yok
kahveler bomboş
lokantalar barlar da öyle
vitrinler bomboş
ne kumaş ne kıristal ne et ne şarap
ne bir kitap ne bir şekerleme kutusu
ne bir karanfil
şehri duman gibi saran bu yalnızlığın içinde bir koca kişi yal-
nızlıkta on kat artan ihtiyarlığın kederinden silkinmek için
Lejyonerler Köprüsü'nden martılara ekmek atıyor
gereğinden genç yüreğinin kanına batırıp
her lokmayı
vakıtları yakalamak istiyorum
parmaklarımda kalıyor altın tozları hızlarının
yataklı vagonda bir kadın uyuyor alt ranzada
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
elleriyse gümüş şamdanlarda mumlardı
üst ranzada uyuyanı göremedim
ben değilim bir uyuyan varsa orda
belki de üst ranza boş
Moskova'ydı üst ranzadaki belki
duman basmış Leh toprağını
Birest'i de basmış
iki gündür uçaklar kalkıp inemiyor
ama tirenler gelip gidiyor bebekleri akmış gözlerin içinden
geçiyorlar
Berlin'den beri kompartımanda bir başımayım
karlı ovaların güneşiyle uyandım ertesi sabah
yemekli vagonda kefir denen bir çeşit ayran içtim
garson kız tanıdı beni
iki piyesimi seyretmiş Moskova'da
garda genç bir kadın beni karşıladı
beli karınca belinden ince
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
tuttum elinden yürüdük
yürüdük güneşin altında karları çıtırdata çıtırdata
o yıl erken gelmişti bahar
o günler Çobanyıldızına haber uçurulan günlerdi
Moskova bahtiyardı bahtiyardım bahtiyardık
yitirdim seni ansızın Mayakovski Alanı'nda yitirdim ansızın
seni oysa ansızın değil çünkü önce yitirdim avucumda eli-
nin sıcaklığını senin sonra elinin yumuşak ağırlığını yitir-
dim avucumda sonra elini
ve ayrılık parmaklarımızın birbirine ilk değişinde başlamıştı
çoktan
ama yine de ansızın yitirdim seni
asfalt denizlerinde otomobilleri durdurup baktım içlerine
yoksun
bulvarlar karlı
seninkiler yok ayak izleri arasında
botlu iskarpinli çoraplı çıplak senin ayak izlerini bir de tanırım
milisyonerlere sordum
görmediniz mi
eldivenlerini çıkarmışsa ellerini görmemek olmaz
elleri gümüş şamdanlarda mumlardır
milisyonerler büyük bir nezaketle karşılık veriyorlar
görmedik
İstanbul'da Sarayburnu akıntısını çıkıyor bir romorkör ardında
üç mavna
gak gak ediyor da vak vak ediyor da martı kuşları
seslendim mavnalara Kızıl Meydan'dan romorkörün kaptanına
seslenemedim çünkü makinası öyle gümbürdüyordu ki se-
simi duyamazdı yorgundu da kaptan ceketinin düğmeleri
de kopuktu
seslendim mavnalara Kızıl Meydan'dan
görmedik
girdim giriyorum Moskova'nın bütün sokaklarında bütün
kuyruklara
ve yalnız kadınlara soruyorum
yün başörtülü güler yüzlü sabırlı sessiz kocakarılar
al yanaklı kopça burunlu tazeler şapkaları yeşil kadife
ve genç kızlar tertemiz sımsıkı gayetle de şık
belki korkunç kocakarılar bezgin tazeler şapşal kızlar da var
ama onlardan bana ne
güzeli kadın milleti erkeklerden önce görür ve unutmaz
görmediniz mi
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
11 notes · View notes
rouse344 · 4 years
Text
SAMAN SARISI
Vera Tulyakova'ya derin saygılarımla
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı
üst ranzada uyuyanı göremedim
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
bilmiyorum nerden gelip nereye gittiğini
baktım arkasından
üst ranzada ben uyuyorum
Varşova'da Biristol Oteli'nde
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığım yoktu
oysa karyolam tahtaydı dardı
genç bir kadın uyuyor başka bir karyolada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ak boynu uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
oysa karyolası tahtaydı dardı
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığımız yoktu
oysa karyolalar tahtaydı dardı
iniyorum merdivenleri dördüncü kattan
asansör bozulmuş yine
aynaların içinde iniyorum merdivenleri
belki yirmi yaşımdayım belki yüz yaşımdayım
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
üçüncü katta bir kapının ötesinde bir kadın gülüyor sağ elimde kederli bir
gül açıldı ağır ağır
Kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta karlı pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geçti alnımın üzerinden
şair Nikolas Gilyen Havana'ya döndü çoktan
yıllarca Avrupa ve Asya otellerinin hollerinde oturup içtikti yudum
yudum şehirlerimizin hasretini
iki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü
kapıcı uğurladı beni gocuğu geceye batık
yürüdüm buz gibi esen yelin ve neonların içinde yürüdüm
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
çıktılar önüme ansızın
oraları gündüz gibi aydınlıktı ama onları benden başka gören olmadı
bir mangaydılar
kısa konçlu çizmeleri pantolonları ceketleri
kolları kollarında gamalı haç işaretleri
elleri ellerinde otomatikleri vardı
omuzları miğferleri vardı ama başları yoktu
omuzlarıyla miğferlerinin arası boşluktu
hattâ yakaları boyunları vardı ama başları yoktu
ölümlerine ağlanmayan askerlerdendiler
yürüdük
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
gözlerinden belli diyemem
başları yok ki gözleri olsun
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
belli çizmelerinden
korku belli mi olur çizmelerden
oluyordu onlarınki
korkularından ateş etmeğe de başladılar artsız arasız
bütün yapılara bütün taşıt araçlarına bütün canlılara
her sese her kıvıltıya ateş ediyorlar
hattâ Şopen Sokağı'nda mavi balıklı bir afişe ateş ettiler
ama ne bir sıva parçası düşüyor ne bir cam kırılıyor
ve kurşun seslerini benden başka duyan yok
ölüler bir SS mangası da olsa ölüler öldüremez
ölüler dirilerek öldürür kurt olup elmanın içine girerek
ama korktukları hem de hayvanca korktukları belli
bu şehir öldürülmemiş miydi kendileri öldürülmeden önce
bu şehrin kemikleri birer birer kırılıp derisi yüzülmemiş miydi
derisinden kitap kabı yapılmamış mıydı yağından sabun saçlarından sicim
ama işte duruyordu karşılarında gecenin ve buz gibi esen yelin içinde sıcak
bir fırancala gibi
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
Belveder yolunda düşündüm Lehlileri
kahraman bir mazurka oynuyorlar tarihleri boyunca
Belveder yolunda düşündüm Lehlileri
bana ilk ve belki de son nişanımı bu sarayda verdiler
tören memuru açtı yaldızlı ak kapıyı
girdim büyük salona genç bir kadınla
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ortalıkta da ikimizden başka kimseler yoktu
bir de akvareller bir de incecik koltuklar kanapeler bebekevlerindeki gibi
ve sen bundan dolayı
bir resimdin açık maviyle çizilmiş belki de bir taş bebektin
belki bir pırıltıydın düşümden damlamış sol mememin üstüne
uyuyordun alacakaranlıkta alt ranzada
ak boynun uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığın yoktu
ve işte Kırakof şehrinde Kapris Barı
vakıt hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cıgara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
cıgaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi diyemem
tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı
vakıt hızla ilerliyor gece yarıları yaklaşıyor bize
yürüdük yıldızlara değen Ortaçağ duvarlarının karanlığında
vakıt hızla akıyordu geriye doğru
ayak seslerimizin yankıları sarı sıska köpekler gibi geliyordu
ardımızdan koşuyordu önümüze
Yegelon Üniversitesi'nde şeytan taşlara tırnaklarını batıra batıra dola-
şıyor
bozmağa çalışıyor Kopernik'in Araplardan kalma usturlabını
ve pazar yerinde bezzazlar çarşısının kemerleri altında rok end rol oynu-
yor Katolik öğrencilerle
vakıt hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
vuruyor bulutlara kızıltısı Nova Huta'nın
orda köylerden gelen genç işçiler madenle birlikte
ruhlarını da alev alev döküyor yeni kalıplara
ve ruhların dökümü madenin dökümünden bin kere zordur
Meryem Ana kilisesinde çan kulesinde saat başlarını çalan borozan gece
yarısını çaldı
Ortaçağdan gelen çığlığı yükseldi
şehre yaklaşan düşmanı verdi haber
ve sustu gırtlağına saplanan okla ansızın
borazan iç rahatlığıyla öldü
ve ben yaklaşan düşmanı görüp de haber veremeden öldürülmenin acısını
düşündüm
vakıt hızla ilerliyor gece yarıları ışıklarını yeni söndürmüş bir vapur
iskelesi gibi arkada kaldı
seher vaktı habersizce girdi gara ekspres
yağmurlar içindeydi Pırağ
bir gölün dibinde gümüş kakma bir sandıktı
kapağını açtım
içinde genç bir kadın uyuyor camdan kuşların arasında
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
kapadım kapağı yükledim sandığı yük vagonuna
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
baktım arkasından kollarım iki yanıma sarkık
yağmurlar içindeydi Pırağ
sen yoksun
uyuyorsun alacakaranlıkta alt ranzada
üst ranza bomboş
sen yoksun
yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri boşaldı
içinden elini çektiğin bir eldiven gibi boşaldı
söndü artık seni görmeyen aynalar nasıl sönerse
yitirilmiş akşamlar gibi Vıltava suyu akıyor köprülerin altından
sokaklar bomboş
bütün pencerelerde perdeler inik
tıramvaylar bomboş geçiyor
biletçileri vatmanları bile yok
kahveler bomboş
lokantalar barlar da öyle
vitrinler bomboş
ne kumaş ne kıristal ne et ne şarap
ne bir kitap ne bir şekerleme kutusu
ne bir karanfil
şehri duman gibi saran bu yalnızlığın içinde bir koca kişi yalnızlıkta on kat
artan ihtiyarlığın kederinden silkinmek için Lejyonerler Köprü-
sü'nden martılara ekmek atıyor
gereğinden genç yüreğinin kanına batırıp
her lokmayı
vakıtları yakalamak istiyorum
parmaklarımda kalıyor altın tozları hızlarının
yataklı vagonda bir kadın uyuyor alt ranzada
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
elleriyse gümüş şamdanlarda mumlardı
üst ranzada uyuyanı göremedim
ben değilim bir uyuyan varsa orda
belki de üst ranza boş
Moskova'ydı üst ranzadaki belki
duman basmış Leh toprağını
Birest'i de basmış
iki gündür uçaklar kalkıp inemiyor
ama tirenler gelip gidiyor bebekleri akmış gözlerin içinden geçiyorlar
Berlin'den beri kompartımanda bir başımayım
karlı ovaların güneşiyle uyandım ertesi sabah
yemekli vagonda kefir denen bir çeşit ayran içtim
garson kız tanıdı beni
iki piyesimi seyretmiş Moskova'da
garda genç bir kadın beni karşıladı
beli karınca belinden ince
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
tuttum elinden yürüdük
yürüdük güneşin altında karları çıtırdata çıtırdata
o yıl erken gelmişti bahar
o günler Çobanyıldızına haber uçurulan günlerdi
Moskova bahtiyardı bahtiyardım bahtiyardık
yitirdim seni ansızın Mayakovski Alanı'nda yitirdim ansızın seni oysa
ansızın değil çünkü önce yitirdim avucumda elinin sıcaklığını senin
sonra elinin yumuşak ağırlığını yitirdim avucumda sonra elini
ve ayrılık parmaklarımızın birbirine ilk değişinde başlamıştı çoktan
ama yine de ansızın yitirdim seni
asfalt denizlerinde otomobilleri durdurup baktım içlerine yoksun
bulvarlar karlı
seninkiler yok ayak izleri arasında
botlu iskarpinli çoraplı çıplak senin ayak izlerini birde tanırım
milisyonerlere sordum
görmediniz mi
eldivenlerini çıkarmışsa ellerini görmemek olmaz
elleri gümüş şamdanlarda mumlardır
milisyonerler büyük bir nezaketle karşılık veriyor
görmedik
İstanbul'da Sarayburnu akıntısını çıkıyor bir romorkör ardında üç
mavna
gak gak ediyor da vak vak ediyor da martı kuşları
seslendim mavnalara Kızıl Meydan'dan romorkörün kaptanına sesleneme-
dim çünkü makinası öyle gümbürdüyordu ki sesimi duyamazdı
yorgundu da kaptan ceketinin düğmeleri de kopuktu
seslendim mavnalara Kızıl Meydan'dan
görmedik
girdim giriyorum Moskova'nın bütün sokaklarında bütün kuyruklara
ve yalnız kadınlara soruyorum
yün başörtülü güler yüzlü sabırlı sessiz kocakarılar
al yanaklı kopça burunlu tazeler şapkaları yeşil kadife
ve genç kızlar tertemiz sımsıkı gayetle de şık
belki korkunç kocakarılar bezgin tazeler şapşal kızlar da var ama onlardan
bana ne
güzeli kadın milleti erkeklerden önce görür ve unutmaz
görmediniz mi
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kara paltosunun yakası ak ve sedef düğmeleri kocaman
Pırağ'da aldı
görmedik
vakıtlarla yarışıyorum bir onlar öne geçiyor bir ben
onlar öne geçince ufalan kırmızı ışıklarını görmez olacağım diye ödüm
kopuyor
ben öne geçtim mi ışıldakları gölgemi düşürüyor yola gölgem koşuyor
önümde gölgemi yitireceğim diye de bir telâştır alıyor beni
tiyatrolara konserlere sinemalara giriyorum
Bolşoy'a girmedim bu gece oynanan operayı sevmezsin
Nazım Hikmet
17 notes · View notes
kisafilms · 4 years
Photo
Tumblr media
Film Günlüğü 1: Golden Glove (Altın Eldiven) – Fatih Akın Yıllar yılı televizyonlar bize anlatır, haberlerde okuruz, ismini bir hafta sonra unuturuz. Şiddeti hayal ederiz, son sözlerini merak ederiz, nasıl yapabildiğini düşünürüz.
2 notes · View notes
nazenderr · 5 years
Text
Tumblr media Tumblr media
200 metrede altın ve bronz madalya kazanan Amerikalı iki siyah atletin, Tommie Smith ve John Carlos’un siyah deri eldivenli yumrukları havada, başları önde posteri yıllarca hayal dünyamızı ve asıl oda duvarlarımızı süslemişti.
İtiraf ediyorum ki, Aynur Çağlı’nın o muhteşem haberini okuyana kadar aynı karede önde duran, gümüş madalyalı Avustralyalı beyaz atlete hiç dikkat etmemişim. Adı Peter Norman imiş...
İşte bu atlet geçen hafta öldü. Haberin ve konunun tekrar gündeme gelmesinin sebebi budur.
*
Gelelim hikayeye...
Mexico City’de 200 metre finali koşulmuş. Amerikalı (siyah) atletler Tommie Smith ile John Carlos birinci ve üçüncü gelirken, ikinciliği Avustralyalı (beyaz) Peter Norman kazanmış.
Madalya töreni için bekledikleri sırada, Carlos, Peter Norman’ın yanına gelerek sormuş:
- İnsan haklarına inanıyor musun?
- Evet, inanıyorum.
- Peki ya Tanrı’ya?
- Bütün kalbimle...
Bunun üzerine, iki siyah atlet kafalarındaki eylem planını açıklamışlar, Norman tereddütsüz katılmış:
- Ben eyleminizi destekleyeceğim, bana ne yapmam gerektiğini söyleyin!
İlk defa, o günler için müthiş bir provokasyon hatta devrim sayılacak bir eylem planlıyor iki genç adam: Amerika’daki ırk ayrımcılığını ve siyahlara reva görülen fakirliği ve ikinci sınıf vatandaşlığı protesto edecekler... Ama nasıl?
Fikir Norman’dan geliyor: bir çift siyah deri eldiven buluyorlar, sağ tekini Tommie, sol tekini John eline geçiriyor; fakirliği sembolize etmek için çıplak ayakla kürsüye çıkıyorlar, başları kederle öne eğik, sıkılı yumruklarını havaya kaldırıyorlar. Önlerinde duran beyaz atlet Peter Norman da, dayanışmasını göstermek için kalbinin üstüne ‘İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi Hareketi’nin kokartını iğneliyor.
Amerikan milli marşı çalarken plan icra ediliyor ve eylem koyuluyor.
Ve tabii (hatırlıyorum) dünya birbirine giriyor. Amerika ayağa kalkıyor. Olimpiyatlar bile gölgede kalıyor, dünya gazeteleri yumrukları havada siyah atletlerin fotoğrafını birinci sayfadan veriyor...
Amerikan Olimpiyat Komitesi iki siyahın spor kariyerini o saniye bitiriyor. Eylem amacına ulaşmış, Amerika’daki zenci azınlığın durumu dünya gündemine girmiştir. Smith ve Carlos spor hayatlarını (ve buna bağlı olarak geleceklerini) feda etmişler ama dünya tarihine geçmişlerdir. Dünyadaki yüz milyonlarca ezilmiş siyahın ilahı haline gelmişlerdir.
Peki ya Avustralyalı beyaz Peter Norman?
Meslektaşım Aynur’un anlattığına göre, Norman’ın da hayatı kararmış.
Tommie Smith diyor ki:
“Peter, bir beyazdı. O günlerde siyahların haklarını savunma cesareti gösteren, onurlu ve belkemiği sahibi beyaz çok azdı. Peter, Avustralya’ya döndüğünde kimse yüzüne bakmadığı gibi, herkes tarafından yargılandı. Onun da atletizm kariyeri bitti, spor çevrelerinden dışlandı. Tehditler, işsizlik ve tecrit nedeniyle öyle sıkıntılı günler yaşadık ki, üçümüzün de ilk evliliği sona erdi.”
Avustralya Devleti Norman’ı ölene kadar affetmemiş ama... Norman intikamını mezara götürmüş: 1968 Olimpiyatları finalinde ikinci olurken kırdığı 200 metre Avusturalya rekoru hâlâ, 38 yıl sonra kırılamamış.
Ölene kadar süren ‘eylem kardeşliği’
İki amerikalı ve bir Avustralyalı ‘lanetli’ atletin o gün başlayan ‘eylem kardeşliği’ ve dostlukları ömür boyu sürmüş. Aradan geçen 38 yıl boyunca, yazışmışlar, buluşmuşlar, görüşmüşler.
Ta, geçen hafta, Peter Norman evinin bahçesinde kalp krizi geçirip 64 yaşında ölene kadar.
Ve şimdi yukarıdaki fotoğrafa iyi bakın.
Melbourne’de yapılan cenaze töreni. ‘Onurlu beyaz atlet’ Peter Norman’ın tabutu, Tommie Smith (solda) ve John Carlos’un omuzlarında!
Üç ‘eylem kardeşi’ son kez omuz omuza...
66 notes · View notes
alyosafy · 5 years
Text
Annem az önce mehmet şef için dedi ki keşke jaimie lannister gibi altın eldiven taksa
Dark humorumu annemden almışım
10 notes · View notes