YARADILIŞ
Bilim adamlarına göre Dünya’nın yaratılış başlangıcı 13,9 milyar yıl önce, Big bang denilen bir patlamayla birlikte oluşum süreci başlamıştır.
İnsanlar yaratılmadan önce yer, gökler, dağlar, denizler, bitkiler (melekler) insan dışında bütün kâinat yaratılarak insanların emrine hazırlanmıştır.
İnsan 1. Ayet:
Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti.
Araf 54. Ayet:
Gerçekten Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır.
Ayette geçen altı gün zaman dilimini nasıl anlamalıyız? Bizim bildiğimiz zaman mantığı ile Ayette anlatılmak istenen zaman arasında nasıl bir fark vardır?
Kur’an’da Allah’ın fiilleri için kullanılan yevm (gün) kavramını yirmi dört saatlik zaman süresi şeklinde anlamamak gerekir. Nitekim başka ayetlerde O’nun fiilleri hakkında yevm kelimesi “an” manasında kullanıldığı gibi; Hac 47, Secde 5, ve Mearic 4. Ayette; Allah’ın katındaki bir günün insanların hesaplarına göre 1000 yıl tuttuğu da ifade edilmiştir.
Her ne kadar Ayet ’teki altı günü, dünya günüyle altı gün diye anlayanlar olmuşsa da, gökler ve yer yaratılmadan önce günden söz edilemez. Bu altı günü, her birinin ne kadar süre devam ettiğini ancak Allah bilir. Tefsirlerde “altı devir” diye anlamanın daha uygun olduğu belirtilir. Esasen an, nokta gibi boyutsuz bir zamandır.
İNSANIN YARADILIŞI:
(Yine bilim adamlarına göre 386 bin yıl önce) insanoğluna ruh üflenmesiyle birlikte kâinattaki bütün varlıklar Âdem’in emrine sunulmuştur. Casiye 13.
Kur’an iki farklı Âdem’den bahseder.
1. İnsanlığın yaradılışında soy ağacımızın en başında bulunan Âdem,
2. Allah’ın Nebisi olan Âdem.
Genellikle bu da karıştırılır. Soy ağacının başındaki Adem’in aynı zamanda; Nebi Adem olduğu düşünülür. Halbuki Adem’ler ve eşlerinin yaratılışından bir süre sonra Adem’ler den birisine nübüvvet verilmiştir. O Adem Nebi Adem olmuştur.
Konumuz, insanlığın yaradılışını başlangıcındaki Âdem olduğu için Nebi Adem konusunu burada bırakıyorum
RİVAYETLERE GÖRE YARATILIŞ:
Âdem’in topraktan yaratıldığı Eşi’nin de Âdem’in sağ kaburga kemiğinden yaratıldığı söylenir. Bu oluşum bazı ayetlere rivayet yamama mantığı ile gerçekleştirilmiştir. Bütün insanlığın tek bir Âdem’den çoğaldığını iddia ederler. Âdem, kendisinden olan Eş’i ile her birleşmelerinde (biri erkek diğeri kız) ikizleri olur. Bu kardeşler çaprazlama evlilikle çoğalırlar.
Kur’an’a böyle bir yaratılışı kabul etmemektedir.
Allah, Akrabalık bağları yakın olanların bile evliliğini yasaklarken, kardeşleri biri birileriyle evlenmesine izin vermesi düşünülebilir mi? Daha da kötüsü Âdem’e kendisinden (kaburga kemiğinden) olmuş bir kişiden çocuk yaptırabiliyorlar. İnanılır gibi değil!
Nisa 23. Ayet:
Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Yukarıdaki Ayeti dikkatlice okuduğumuzda kimin kime helal-haram olduğu açıkça belirtilmiş. Allah’ın koyduğu yasa açık. Kardeşlerin biri biriyle evlenmesine ruhsat verip, sonra bu ruhsatı iptal etmesi Allah’ın şeriatına terstir.
Casiye 18. Ayet:
Sonra seni bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku) larına uyma.
Yüce Allah Bir tarafta serbest bıraktığına, diğer tarafta yasak koymaz. Rehberimiz Kur’an’sa, yapılan yorumlar hurafeden başka bir şey değildir.
Necm 53. Ayet:
Doğrusu, çiftleri; erkek ve dişiyi, yaratan O'dur.
Zariyat 49. Ayet:
Her şeyden çift çift yarattık ki, iyice düşünesiniz.
Ayette “çiftler” kelimesini kullanıyor. Bu birçok Âdem ve birçok Âdem eşleri demektir. Yani insanlar sadece Adem’den, veya Adem’den ve Havva’dan değil; Birçok Adem ve Havva’dan çoğalmıştır. (Kur’an’da Havva adı geçmez.)
Nisa 1. Ayet:
Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah cc.'tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah cc., sizin üzerinizde gözeticidir.
“sizi tek nefisten yaratan, ondan eşini yaratan” cümlesinde geçen “nefis” kelimesini inceleyelim. “Nefis” kelimesinin sözlük anlamı:
Nefis kelimesi; İç, kalp, can, ruh, irade, büyüklük, benlik, yücelik kan gibi yirmiyi aşkın anlamda da kullanılmaktadır.
Fakat daha çok iki anlamı vardır:
1) Bir şeyin özü, kendisi, kişi.
Ankebut 57. Ayet:
Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra bize döndürüleceksiniz.
2) Dine uymayan isteklerin kaynağı olarak kullanılır. Buna nefs-i emmare de denir. Bu nefis, Allah’ın düşmanıdır.
Allah, insanda altı şey yarattı; Beden, can, ruh, akıl, takva ve iblis. Bunlardan beden hariç, hiçbiri görülmez. Varlıklarını eserleriyle, yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesi ile anlıyoruz. Bunlar, madde değildir, yer kaplamazlar. Buralarda bulunmaları, elektriğin ampulde bulunması gibidir. Resuller hariç, herkesin nefsi çok kötüdür. Bu kötü nefse, (nefs-i emmare) denir ki, kötülüklere sürükleyen nefis demektir.
Yani nefis elle tutulan gözle görülen bir varlık değildir. Allah’ın tek nefisten yaratması, ondan da eşini yaratması her ikisini de (Adem’i de Eşi’ni de) aynı nefisten yarattığını anlamına gelir.
Tek bir Adem’den yaratılmış olsaydık;
1) Bir tek kan grubu olurdu.
2) Farklı diller olmazdı.
3) Farklı renkler olmazdı.
Toparlayacak olursak; insanlar tek bir Adem’den çoğalmamıştır. Kur’an bütünlüğünde düşündüğümüzde İnsanlar birçok Adem, ve birçok Adem eşlerinden çoğalmışlardır.
Bakara Suresinde Yüce Allah; Meleklere yeryüzünde insanları var edeceğini söyler. Melekler “ Biz hata yapmayan, harfiyen itaat eden, sürekli takdis edenleriz. İnsanlar zayıf kişiler, zalimler, bozgun çıkaracaklar. Kan dökecekler. Böyle kişileri mi var edeceksin?” derler.
Bakara 30. Ayet:
Hani Rabbin, Meleklere: 'Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim' demişti. Onlar da: 'Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kan dökecek birini mi var edeceksin?' dediler. (Allah:) 'Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim' dedi.
Ayet’te çok kısa ve öz cümlelerle meleğin ve insanoğlunun tanımını yapıyor.
Yoksa Yüce Allah, haşa meleklerle karşılıklı oturup hasbihal etmiyor. Yaratacakları konusunda istişareye de ihtiyacı yok. İnsanlara bu özelliği veren zaten kendisi. Allah yaratıklarının nasıl bir yaratık olduğunu tabi ki de biliyor. Bizim de bilmemizi istiyor.
Bir taraftan insana takva diğer taraftan da fiks fücuru (iblisi) enjekte ediyor. Arkasından da aklımızı kullanmamız buyuruluyor.
Yani bizi aklımızı doğru yönde kullanmamız için iblis yönümüzle uyarılıyoruz.
İblis yönünde hareket edenimize Dünya’da yine problem yok. Siz hangi yolda giderseniz gidin. İster takva yönünde gidin, isterseniz iblis yolunda Allah’ın müdahale yok. Ta ki mahşere kadar...
Fatır 45. Ayet:
Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azab ile) yakalayacak olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiç bir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah kendi kullarını görendir.
Kâinatta önce melekler, sonra insanlar yaratılmıştır.
Bakara 31, 32. Ayet:
Âdem’e her varlığın ismini (neye yaradığını) öğretti, sonra onları meleklere gösterdi: “İddianızda haklıysanız bana şunların isimlerini söyleyin!” dedi.
Allah’ın isimleri öğretmesi; İnsanların var olduğu günden bu güne, bu günden mahşere kadar vahiy ve teknolojinin öğretileceğini belirtiyor.
Allah, yarattıklarıyla ilgili bilgileri Âdem’e öğretti. Ve bu öğreti mahşere kadar devam edecektir. Ne, nasıl, nerelerde kullanılır. Ne, ne şekilde işe yarar? Yararlı mı, zararlı mı? Vb.
Meleklere, Âdem’e verilen bilgiler verilmemiştir.
Allah yarattığı melek ve insanoğlu arasındaki farklılıkları bir senaryo ışığında bizlere sunuyor. Melekler, Allah’ın katından her biri farklı kodlamalarla (bilgilerle) bir kısmı göklere bir kısmı da yeryüzüne indirilmişlerdir.
Bakara 32. Ayet:
Melekler, “Biz sana içten boyun eğeriz, bizde senin öğrettiğin dışında bilgi olmaz. Her şeyi bilen ve kararları doğru olan Sensin.” dediler.
Meleklere ne görev verilmişse harfiyen onu yerine getirirler. Kesinlikle görevinin dışına çıkmazlar, çıkamazlar.
Bir elma ağacının elma vermesi, görevini yerine getirmesidir. Güneş’in sabah doğması akşam batması da onun görevidir. Görevleri yerine getirmeleri Allah’a karşı vazifelerini yapmalarıdır. Buna secde etmeleri de diyebiliriz.
Âdem, kendisine verilen bilgileri söyleyebildi. Bunun hemen arkasından melekleri, yüce Allah’ın her şeyi iyi bildiği ve her yaptığının yerinde olduğunu şu ilahi cevapla karşılıyor.
Bakara 31-33. Ayet;
'Eğer doğru sözlüyseniz, bunları bana isimleriyle haber verin' dedi.
Dediler ki: 'Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.'
“Size dememiş miydim, ben göklerin ve yerin gaybını (gizlisini, saklısını) bilirim. Neyi açığa vurduğunuzu, içinizde neyi sakladığınızı da bilirim.” dedi.
Melekler insanlardan farklıdır. Yüce Allah her birine farklı görevler vermiş olup, herkes kendi görevini eksiksiz tamamlar. Bilgisayar programı gibi çalışırlar. Program dışına çıkamazlar. Onlarda akıl, nefis, irade yoktur. Bundan dolayı da insanlar gibi sorguya çekilmeyeceklerdir.
Sad 71-85. Ayet:
(71) Hani rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım.
(72) Ona tam şeklini verip ruhumdan da üflediğim vakit hemen onun için eğilin.
(73) Bunun üzerine meleklerin hepsi eğildiler.
(74) Yalnız İblîs hariç; o, kibir duygusuna kapılıp kâfirlerden oldu.
(75) Allah, "Ey İblîs" dedi, "Kendi ellerimle yarattığım şu varlığın önünde eğilmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü taslıyorsun yoksa ululardan mısın?"
(76) İblîs, "Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın" diye cevap verdi.
(77) Allah, "O halde çık oradan!" dedi; "Artık kovuldun!
(78) Kıyamet gününe kadar rahmetimden uzak kalacaksın!"
(79) "Rabbim! Öyleyse insanların yeniden diriltileceği güne kadar bana mühlet ver" dedi.
(80-81) Allah, "Mâlum vakte kadar mühlet verilmiş olanlar arasındasın" buyurdu.
(82-83) İblîs, "Senin kudretine andolsun ki rabbim, samimi kulların hariç, insanların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım" dedi.
(84) Allah buyurdu: "O zaman gerçek -ki ben hep gerçeği söylerim- şudur:
(85) Kesinlikle ben cehennemi, sen ve bütün sana uyanlarla dolduracağım!"
Sonra Allah, Âdem’e “ İblise uymayın. O kötülüklerin anasıdır. Bu ağaçlık yeşillik içerisinde yaşamınızı sürdürün. İstediğinizi yiyin. Ancak şu ağaçtan yemeyeceksiniz. Bundan sizi men ediyorum. Bu ağaç yasak, buna dokunmayın” Diye öğüt verdi. İblis ’in verdiği vesvese ile yasak ağaçtan yediler. Neticede yüksek yeşillikler içerisinde ki o güzel cennet denilen bölgeden kovuldular.
Ta-ha 115. Ayet;
Andolsun, biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unuttu. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Geriye dönüp baktığımızda İblis’in Allah’a karşı bir hatası var. Allah‘ın emrine itaat etmiyor. Âdem’in karşısında eğilmiyor. Kâfirlerden oluyor.
Âdem, iblise uyarak birinci hatayı, yasak ağaçtan nemalanarak ikinci hatayı yapıyor. Ama kâfirlerden olmuyor. Neden?
Âdem, Allah’a yalvarıyor yakarıyor. Tevbe ediyor. “Biz ettik Sen etme” diyor. “Bizi bağışla biz yanılanlardan olduk.” Diyor. “Bir daha kesinlikle böyle bir yanlış içinde olmayacağız, Bir daha iblise uymayacağız” diyor.
Yüce Allah da Adem’in tevbesini kabul ediyor.
Bakara 37. Ayet:
Âdem Sahibinden (Rabbinden) uyarılar aldı (ve tevbe etti). Sahibi (Rabbi) de tevbesini kabul etti. Dönüş yapanı (tevbe edeni) kabul eden, ikramı bol olan O’dur.
Tevbe 71. Ayet:
Kim tevbe edip yararlı işler yaparsa, o (makbul bir kul olarak) Allah’a dönüş yapmış demektir.
Burada iblis kibrinin esiri oluyor. Allah’a karşı büyüklük taslıyor. Beni azdırdın diyor. Kendisini ilah yerine koyuyor. Şirke giriyor.
Yüce Allah şirk hariç bütün günahları affedebiliyor. İblis şirke girdiği için kâfirlerden oluyor.
Nisa 48. Ayet:
Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah'a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur.
Âdem’in yasak ağaçtan yeme olayıyla Yüce Allah Bizi uyarıyor. Yaşantımız doyunca Allah’ın helal kıldıklarında problem yok. İstediğiniz gibi yaşayın. Bu yol sizi takvaya ulaştırır. Ancak haram kıldıklarına, yasak koyduklarıma yaklaşırsanız aynı hataya düşmüş olursunuz. Bizi kendi anlatış tekniğiyle uyarıyor.
Araf Suresinde, Adem ve Eşi’nin elbiselerinin çıkarılması ve çirkin yerlerinin gösterilmesi de; takva örtüsünü benliğinden atması şeytanın örtüsüne bürünmesi olarak düşünmeliyiz. Ben kısaca emre itaatsizliğin çirkinliğini vurgulamak istediğini anlıyorum.
Araf 27. Ayet:
Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.
İnsanlar Dünya’ya gelme sürecinde “Rabbim Allah’tır.” Diye doğar. Bu olgu buluğ çağına kadar da devam eder. Çünkü Allah tarafından takva kodu ile kodlanmıştır. Buluğ çağına kadar melekten farksızdır. Günahsızdır.
Fussulut 30. Ayet:
Şüphesiz: 'Rabbimiz Allah'tır' deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) 'Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vaat olunan cennetle sevinin.'
Bakara 213. Ayet;
İnsanlar tek bir ümmetti. Allah cc. müjdeciler ve uyarıcılar olarak nebiler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık Ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları' yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (Kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah cc. iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Allah cc. kimi dilerse onu doğruya yöneltir.
Ergenlik çağına geldiğinde 2. Bir kodlama yapılmıştır ki, buna da iblis (fiks, fücur, nefis) denilir.
Şems 7-9. Ayet:
Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.
Âdem’in yasaklanan ağaçtan elmayı yediği an, ergenliğe girdiği anda yaptığı hatadır. Cennetten kovulması da mecazi olarak böyledir. Bugün de insan âlemi (Âdem’in çocukları olarak bizler) Allah’ın koymuş oldukları yasakları çiğnersek takvadan uzaklaşmış oluruz. Allah bütün insanlığın Âdem’in geçtiği aşamadan geçtiğini, geçeceğini belirtiyor.
Tamamını toparlarsak:
Önce melekler yaratıldı.
Sonra soy ağacımızın en başlarında bulunan ademler ve eşleri yaratıldı.
Nebi Adem’in nübüvveti, ademler ve eşlerinden sonra gerçekleşti.
Yüce Allah yaradılışta bizleri takva kodlu (tek bir ümmet olarak) yarattı.
Ergenlik çağına girdiğimizde Yüce Allah iblis kodunu ilave etti.
Yüce Allah’ın dünyada ki yaşantımıza müdahalesi yok.
Doğru yolda giden takvaya, yanlış yolda giden iblise yaklaşır.
Yanlış içine girenlerin tevbesi Yüce Allah tarafından affedilebiliyor.
Doğrularım Allah’a yanlışlarım ise bana aittir.
Aydın ORHON
.
2 notes
·
View notes
6. Sınıf Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi 1. Dönem 1. Yazılı Soruları Ve Cevapları
1. İnsanlar kendi akıllarıyla Allah’ın varlığını ve birliğini anlayıp bulabilirler. Fakat ona nasıl kulluk edeceklerini, emir ve yasaklarının neler olduğunu bilemezler. Bu durum aşağıdakilerden hangisine olan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır?
A) Meleklere B) Peygamberlere
C) Öğretmenlere D) Cinlere
2. Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde peygamberlerin gönderiliş amacı en kapsamlı bir şekilde verilmiştir?
A) Hikaye anlatmak
B) İnsanlara dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını
C) İman esaslarını öğretmek
D) İnsanlık tarihinden ibretlik olayları anlatmak
3. Aşağıdakilerden hangisi kutsal kitaplar için söylenemez?
A) Kutsal kitaplar Allah’ın sözlerinden oluşur.
B) Kutsal kitaplar dinin kaynağının Allah olduğunu bildirir.
C) Kutsal kitaplarda peygamberimizin de sözleri vardır.
D) Kutsal kitaplar adaleti, iyiliği ve güzelliği tavsiye eder.
4. Aşağıda yapılan tanımlardan hangisi yanlıştır?
A)Peygamber: Allah tarafından elçi olarak
seçilmiş kimsedir.
B)Cebrail: Vahiy getiren meleğin adıdır.
C)Vahiy: Allah’ın mesajlarını peygamberlere
bildirmesi olayıdır.
D) Elçi: Peygamberlerin görevlendirdikleri müslümanlardır.
5. Aşağıdaki hangi seçenekte ilk ve son gönderilen peygamberler birlikte verilmiştir?
A)Hz. İs -Hz.Musa B)Hz.Adem-Hz.Muhammed
C)Hz.Nuh -Hz.Muhammed D)Hz.Adem-Hz.İbrahim
6. Aşağıda verilen kutsal kitapları ve gönderildiği peygamberleri eşleştiriniz.
Zebur a. Hz. Musa
Tevrat b. Hz. İsa
Kur’an c. Hz. Muhammed
İncil d. Hz. Davut
7. Kur’an’ı Kerim……….yılının………ayında,
…………Gecesinde, ……..Dağı’nın …….. mağarasında
indirilmeye başlanmıştır.
Yukarıdaki boşluklara sırasıyla aşağıdaki kelimelerden hangileri gelmelidir?
A) 622-Muharrem-Berat-Hira-Nur
B) 622- Ramazan- Kadir- Nur- Hira
C)610- Ramazan- Kadir- Nur- Hira
D) 610- Recep- Kadir- Sevr- Hira
8. Peygamberlerin akıllı ve zekî olmaları”nı belirten sıfatları aşağıdakilerden hangisidir?
A) Emânet B) İsmet C) Fetânet D) Sıdk
9. “Kur’an-ı Kerim” için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kur’an’da toplam 114 sure vardır.
B) Kur’an-ı Kerim'de yaklaşık 6236 ayet bulunur. .
C) Kur'an-ı Kerim'in ilk suresi İhlas son suresi Nas'tır
D) Kur'an 610 yılında indirilmeye başlanmıştır.
10. “İnsanın özü ile sözünün, içi ile dışının bir olması demektir. İnsanın söylediğini yapması, verdiği sözde durması ve doğru sözlü olmasıdır. Bütün Peygamberler bunu ilke edinmiştir.”
3-Yukarıda anlatılan özellik, Peygamberlerin sıfatlarından hangisidir?
A) Sıdk B) Emanet C) İsmet D) Tebliğ
11. Aşağıdakilerden hangisi namaz abdestinin farzlarından biri değildir?
A) Yüzü yıkamak B)Elleri yıkamak
C) Ağzı yıkamak D) Ayakları yıkamak
12. Suyun bulunmadığı zamanlarda toprak ve ya toprak cinsinden bir şey ile yapılan temizliğin adı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gusül B) Teyemmüm
C) Abdest D) Boy Abdesti
B) Aşağıda verilen ifadelerin doğru olanlarına “D”, yanlış olanlara “Y” yazınız. (12 puan)
( ) Bütün peygamberlere gelen ayetlerin hepsi de Arapçaydı .
( ) Kuran’ı Kerim 23 yıl boyunca ayet ayet, sure sure indirilmiştir.
( ) Guslün farzı üçtür: Ağza su vermek, Burna su vermek, tüm vücudu kuru yer kalmadan yıkamak.
( ) İlahi kitaplar hiç değişikliğe uğramadan günümüze kadar ulaşmıştır.
( ) Peygamberler, peygamberlik görevlerini çok çalışarak ve uğraşarak elde etmişlerdir.
( ) Peygamberlerin Allah’tan aldıkları vahyi iletme görevlerine tebliğ denir.
0 notes
Burçlar Neyden Yapıldı?
Koç-Ejderha ateşi,Şeytanın gülüşü,gümüş
Boğa-Kurt adam ısırığı,Tanrıça özü,yağmur
İkizler-Kar,bir meleğin ninnisi,şeytanların hilekarlığı
Yengeç-Eros’un gözyaşları,cadı damarları,bulutlar
Aslan-Büyücülerin sihirleri,kehanet,pembe kuvars
Başak-Çiçek yaprakları,koyu sihir,peri tozu
Terazi-Satürn’ün etrafındaki halkalar,Athena’nın bilgisi,elmaslar
Akrep-Ejderha kemikleri,vampir ısırığı,müzik
Yay-Bir denizcinin pusulası,yıldızlar,galaksideki siyah bir delik
Oğlak-Peri kahkahası,altın,melek saçı
Kova-Siren gözyaşları,siyah panterler,inciler
Balık-Denizkızı pulları,berrak rüyalar,rahibe kalbi
0 notes