"Emre Aydın ünlü olmadan önce, üniversitede bir kızla aşk yaşar
Emre Aydın'ın ilk sevdiği kadındır.
Fakat her aşkta oldugu gibi, onların ilişkisinde de sorunlar vardır. Bir yandan şarkıcı olma hayali ve bu doğrultuda yaptığı çalışmalar bir taraftan da aşk ve okul hayatı..
Her üniversitelinin hemen hemen yaşadığı şeyler.
Amacı universiteden sonra sevdiği kadınla evlenip yuva kurmak sonra hayallerini kovalamak...
Ama kadın onu bırakıp başkasıyla evlenir okul biter bitmez.
Emre ok zülür, günlerce üzüntüden dışarı bile çıkamaz
Sonra herkes gibi " terkedilmenin acısını hafifletmek için, zaten pek de mühim degildin benim için" der gibisinden şu satırları besteler.
"Git gideceksen bekleme, farklı degilsin sende Gideceksen bekleme."
"Beş para eder mi varlığın ?
Ki yokluğun beni acıtsın "
Ama içi içini yer Emre'nin...Her tartışmalarında
Emre'ye, adam olmaz senden diyen sevgilisine yine besteyle cevap verir.
"Adam olmaz, dedin senden Adam nedir, dedim içimden Farketmezdi, değişseydim
Güvenseydim yada salıverseydim.
"Ve devam eder:
"Adam olmadı hala benden
Adam kölen olsun senin, ben olmam"
Aradan biraz zaman geçince ayrılığın ve yalnızlığın acısı Emre'yi sarmalar. İyice sevdiği kadından umudunu yitirince bu sefer sevdiği kadına bir gün pişman olacağını hatırlatır.
"Belki bir gün özlersin
Başka adamlarla
Başka şehirlerde "
Sevdiği kadının evliliğinden 2 yıl sonra Emre bu sefer bunları yazar ona:
"Evlenmişsin, nasıl oldu?
Bulabildin mi sonunda?
Hep anlattığın o meşhur huzuru"
Haberi yokmuş ve sonradan öğrenmiş gibi bir de bestesinde "miş"ekini kullanır. Burada da gururunu düşunüyor, oysa işin gerçeği tam tersidir. Emre sevdiği kadının evlendiğini ilk başından biliyordur.
Ünlü olunca, hayatı değişir. Para, şöhret ve hayatına giren yeni kızlar ona her şeyi unutturur.
Emre artık gününü gün ederken, her şeye sahipken, elini sallayıp ellisiyle birlikte olurken, bir gün huzurlu olmadığını fark-eder. Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin universitede sevdiği o ilk aşk kadar ona huzur vermediğini anlar.
Ve bunu da besteler.
"Hiç kimse olmadı senin gibi, olmayacak biliyorum"
Olmaz, olamaz
Aşk karın doyurmaz belki, ama aşksız da huzur olmaz."
bu aşk burada biter ve ben çekip giderim. yüreğimde bir çocuk, cebimde bir revolver. bu aşk burada biter, iyi günler sevgilim ve ben çekip giderim, bir nehir akıp gider. bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir. solarken albümlerde çocuklar ve askerler. yüzün, bir kır çiçeği gibi usulca söner. uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir. yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler. ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı! bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı, geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler. bu aşk burada biter ve ben çekip giderim. yüreğimde bir çocuk, cebimde bir revolver. bu aşk burada biter, iyi günler sevgilim ve ben çekip giderim, bir nehir akıp gider.
▪️Bir evlat edin. Bir kedi olur, bir köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç.
Senden olmayan ama senin ilgine bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hisset.
Bir canlının hayatını değiştirmek acayip bir şey. Birinin kahramanı olmak istersen bundan büyük fırsat olamaz.
Sevmek çok güzel. Hele bir de her koşulda sevilmek.
▪️Bol bol kitap oku biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma.
O hikâye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt sevdiğin yerleri yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkânı olur.
▪️Salaş bir restoran edin. Patronundan garsonuna kadar tanı. Kafan mı bozuk, mekân dolu mu, sana yer açacakları kadar müdavimi ol.
Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile başına bir şey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır ya da yıkılır.
Ama sen önünden her geçtiğinde “burada eskiden hep bir yerim vardı” dersin.
▪️Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiç bir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün.
En iyi yaptığın şey olsun. İnsanlar şaşırsın. Senin için çocuk oyuncağı olsun.
▪️Bir şey iste. İmkânsız olsun. Peşinden koş. Yorul. Defalarca vazgeç. Defalarca dene. Susmanın çaresizliğini de yaşa bağırmanın da.
Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun.
Her ne ise bu istediğin, aşk da olur iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında “ben elimden geleni yaptım” de.
Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ya da bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir.
▪️Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğin.
Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, işkence. Kıymetini bil.
Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye.
Kalp kırma.
Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak.
Herkes bilsin. Ona göre davransın.
▪️Bir alanın olsun metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gerçek sen olabildiğin. Dört duvardan birinin dibine çöküp ağlayabildiğin.
Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin.
Kaldığın yerden devam edebildiğin. İnsan en Çok kendini özlüyor çünkü.
▪️Bir sevdiğin olsun tabi. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bir başka.
Para amaç değil araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil.
En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, “başka biriyle mi acaba” diye değil “başına bir şey mi geldi” diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama.
Biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir.
Sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir.
Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma.
Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder.
VE
Kalbini temiz tut. Çevreni de. Unutma yaptığın her iyilik bir gün sana geri döner.
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren kişiye "bu benim şarkım, bak" diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeleşmek iyidir. Dünya bu, illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba burada mı" diye kokuyu duyanın gözü seni arasın.
Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kötü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşün, birlikte kalkın. Bir birinizi toparlayın. Yaralarınızı sarın. Herkes gittiğinde "şanssızlığınıza" bir az gülün, bir az ağlayın.
Bir tane çok büyük aşkın olsun. Rakıya bahane olsun. Bi dönem çok sevmiş ol, bi dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Bir az da bir yanın acıyarak. "O olsaydı nasıl olurdu acaba hayatım?" diye sorgulayarak. Artık bir şey hissetmesen de "Başına bir şey gelse yine de ilk ben koşarım" diyecek kadar. Unutma masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşmamakla biter.
Bir evlât edin. Bir kedi olur, köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç. Senden olmayan, ama senin ilgine, bakımına muhtaç kalbin atışlarını ellerinde hisset. Bir canlının hayatını değiştirmek acaib bi şey. Birinin kahramanı olmak istersen bundan büyük fırsat olamaz. Sevmek çok güzel. Hele bir de her koşulda sevilmek.
Bol bol kitap oku. Biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma. O hikaye senin. Beğenmediyin sayfayı yırt, sevdiğin yerleri yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkanı olur.
Salaş bir restaurant edin. Patronundan garsonuna kadar tanı. Kafan mı bozuk, mekân dolu mu, sana yer açacakları kadar müdavimi ol. Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile başına bir şey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır ya da yıkılır. Ama sen önünden her geçtiğinde "Burada eskiden hep bi yerim vardı" dersin.
Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiçbir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşa bildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. Insanlar şaşırsın. Senin için çocuk oyuncağı olsun.
Bir şey iste. Imkansız olsun. Peşinden koş. Yorul. Defalarca vazgeç. Defalarca dene. Susmanın çaresizliğini de yaşa, bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur, iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında "Ben elimden geleni yaptım" de. Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ya da bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir.
Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğim. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, işkence. Kıymetini bil. Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye. Kalp kırma.
Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak. Her kes bilsin ona göre davransın. Bir alanın olsun, metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gerçek sen ola bildiğin. Dört duvardan birinin dibine çöküp ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin. Kaldığın yerden devam edebildiğin. Insan en çok kendini özlüyor çünkü.
Bir sevdiğin olsun tabii. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bi başka. Para amaç değil, araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, "Başka biriyle mi acaba?" diye değil, "Başına bir şey mi geldi?" diye endişelen. Iliskini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir. Sende biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir. Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar, korkma. Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder. Vee
- Kalbini temiz tut. Çevreni de. Unutma yaptığın her iyilik sana geri döner.
Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider
Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Yüzün bir kır çeçeği gibi usulca söner
Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir
Yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler
Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı
Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler
Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider
Bir şarkın olsun, Senin olsun, Hayatına her giren insana "bu benim şarkım bak" diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba burda mi" diye kokuyu duyanın gözü seni arasın.
Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kötü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşün, birlikte kalkın. Birbirinizi toparlayın. Yaralarınızı sarın. Herkes gittiğinde "şanssızlığınıza" biraz gülün, biraz ağlayın.
Bir tane çok büyük aşkın olsun. Bir dönem çok sevmiş ol, bi dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Biraz da bi yanin acıyarak, "O olsaydı nasıl olurdu acaba hayatım?" diye sorgulayarak, Artık bir şey hissetmesen de "başına bir şey gelse yine de ilk ben koşarım" diyecek kadar. Unutma, masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşamamakla biter.
Bir evlat edin. Bir kedi olur, bir köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç. Senden olmayan ama senin ilgine bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hisset. Bir canlının hayatını değiştirmek acayip bir şey. Birinin kahramanı olmak istersen bundan büyük fırsat olamaz. Sevmek çok güzel. Hele bir de her koşulda sevilmek.
Bol bol kitap oku biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma, O hikaye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt sevdiğin yerleri yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkanı olur.
Salaş bir restoran edin. Patronundan garsonuna kadar tanı, Kafan mı bozuk, mekan dolu mu, sana yer açacakları kadar müdavimi ol. Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile başına bir şey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır ya da yıkılır. Ama sen önünden her geçtiğinde "Burada eskiden hep bi yerim vardı." dersin.
Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiçbir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. İnsanlar şaşırsın. Senin için çocuk oyuncağı olsun.
Bir şey iste. İmkansız olsun, Peşinden koş. Yorul, Defalarca vazgeç. Defalarca dene. Susmanın çaresizliğini de yaşa bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında "ben elimden geleni yaptım” de. Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ya da bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir.
Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğin. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, işkence. Kıymetini bil. Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye.
Kalp kırma. Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak. Herkes bilsin. Ona göre davransın. Bir alanın olsun metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gerçek sen olabildiğin. Dört duvardan birinin dibine çöküp ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin. Kaldığın yerden devam edebildiğin. İnsan en Çok kendini özlüyor çünkü.
Bir sevdiğin olsun tabi. Rakıya sebep olsun. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bi başka.
Para amaç değil araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. En çok onla gül, Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, "başka biriyle mi acaba" diye değil "başına bir şey mi geldi" diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir. Sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir. Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma. Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder. Kalbini temiz tut. Çevreni de. Unutma yaptığın her iyilik bir gün sana geri döner.
Bir şarkın olsun, senin olsun. Hayatına giren her insana "bu benim şarkım, bak" diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın
Tek bir parfümün olsun, özdeşleşmek iyidir. Dünya bu, illaki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa, "acaba burada mı?" Diye kokuyu duyanın gözü seni arasın.
Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kptü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşen, birlikte kalkın. Bir-birinizi toparlayın, yaralarınızı sarın. Her kes gittiğinde ise "şanssızlığınıza" bir az gülün, bir az ağlayın.
Bir tane çok büyük aşkın olsun. Bir dönem çok sevmiş ol, bir dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Bir az da bir yanın acıyarak. "O olsaydı nasıl olurdu hayatım?" Diye sorgulayarak. Artık bir şey hissetmesen de "başına bir şey gelse ilk ben koşarım" diyecek kadar. Unutma, masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşamamakla biter.
Bir evlat edin, bir kedi olur, bir köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç. Senden olmayan, ama senin ilgine,bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hiss et. Bir canlının hayatını değiştirmek inanılmaz bir şey. Birinin kahramanı olmak istersen, bundan büyük fırsat olamaz. Sevmek çok güzel. Hele bir de her koşulda sevmek.
Bol-bol kitap oku. Biri seni derinden etkileyinceye kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma, o hikaye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt, beğendiklerini yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki, bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkanı olur.
Salaş bir restaurant edin. Patronundan garsonuna kadar tanı. Kafan mı bozuk? Mekan mı dolu? Sana yer açacakları kadar müdavimi ol. Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile, başına birşey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır, ya da yıkılır. Ama sen önünden her geçtiğinde "burada eskiden bir yerim vardı" dersin.
Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiçbir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. İnsanlar şaşırsın, senin için çocuk oyuncağı olsun.
Bir şey iste, imkansız olsun. Peşinden koş, yorul. Defalarca vazgeç. Susmanın çaresizliğini de yaşa, bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur, iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında "ben elimden geleni yaptım" de. Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ve bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir.
Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde "keşke daha çok zaman ayırsaydım" demeyeceğin. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getiremeyeceklerin içinse, işkence. Kıymetini bil. Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin birkaç saniye. Kalp kırma.
Sınırların olsun, aşılmayacak. Duvarların olsun, yıkılmayacak . Her kes bilsin, ona göre davransın.
Bir sevdiğin olsun tabi. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar. Ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı başka. Para amaç değil, araç olsun mutluluğunuza. Olmadığı zaman da, elindekini cömertce paylaşabil. En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Bir-birinize ulaşamadığınızda "başka biriyle mi, acaba?" Diye değil de "başına birşey mi geldi, acaba?" Diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini söyler, diğeri daha çok gösterir. Sende biri eksikse, bu, seni daha az sevdiği anlamına gelmez. Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şeyi yapmak isterse, yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar, korkma. Bir gün kırılırsa kalp, yenisini inşa eder.
Bir alanın olsun, metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gerçek sen olabildiğin. Dört duvarın birinin dibine çöküp ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin. Kaldığın yerden devam edebildiğin. İnsan en çok kendini özlüyor çünkü...
Ve kalbini temiz tut, çevreni de. Unutma, yaptığın her iyilik bir gün sana geri döner...
Aklın..!,Aşk ile Med-Ceziridir mevzu bahis olan durum.
Hayatta Koyun olup kadavra şekilde yaşamakta vardı uykularda doyasıya.
Ama Levhi Kalem denen o muazzam torna bile sıra bana gelince yazmakta güçlük çekmiş.
Beni yazarken çok muallakta kalmış.
Çok belirsizlik yaşamış,afallamış nihayetinde..
Arayış yazıp çıkmış işin içinden ve bunun beni yoracağını hesap etmeden.
Herhangi bir torpil söz konusu olmadan Profesyonel Çırak,Yüksek fırıncılık terbiyesi almış Fırıncı olarak çıkmış kadrom.
Aslında gönlümden geçen balıkçı olmaktı iyikide olmamışım.
Çünķü Fırıncı,Balıkçı,Kasap bu meslek gurubundakilerin hepsi Orospu çocuğu bende dahil olmak üzere.
Sonra düşündüm Fırıncı olsanda,balıkçı olsanda küfür Edebiyatını en ince detayına kadar biliyorsun..
Aynı küfürleride tek tek yiyorsun ve kızarmıyorsun.
Buradan Balıkçılık yapan anası hayırsever olan işadamı arkadaşım Erol Kavvasoğluna selamlarımı iletiyorum.
Rakı içelim Erol,Ali Şeker le(Bu arada bir balıkçının işadamı olma ihtimali %-20 amk.ben fırıncının iş adamlığınada çok gülerim mesela🙂 bakmayın piçlik bende Erol a başka şekilde hitap etsem burada kötü ve kaka çocuk ben Olurum)
Konu nereye geldi yine amk !
Şimdi ben size soruyorum ben bir insan olarak buradan eli boş bir şekilde dönersem Gökteki babamın yüzüne nasıl bakarım.?
Şimdi bana yardımcı olun lütfen.
Ben benim olan Dünya mekanımda daha düne kadar itelediğiniz gönlümü kimin gönlüne sığdırayım?
Aslında benim gönlümünde bir yere sığmaya niyeti yok.
Hem benim gönlüm uçsuz bucaksız..
Mahçup olmayın..
Ben benim olan mekanda it rezilliğine razıyım.
Bizim ne yaşadığımız biter,nede yaşayacaklarımız..
Peki siz misafir olduğunuz Dünya denen
Cennet mekanda it rezilliğine razımısınız?
Bu arada kaç kişinin it rezilliğinden haberi var kaçınız yaşadınız?
Şükür kapısını geçin ..
Ne kadar iyi bir hayat paralelinde artısı,eksisi olmayan samimi şükürdür esas olan.