Tumgik
#bu evde senle
alexay76 · 7 months
Text
Arkadaşımın Azgın Dul Annesi
Selam sex hikayesi severler, bundan 4 ay önce arkadaşımın annesini ilk defa nasıl siktiğimi paylaşmak istiyorum. Gezmeyi eğlenmeyi fazla seven biriyim, haftasonları Klüplere gider, sabaha kadar takılırım. Tabi bu takılmalarımda arkadaşım olan Serkan da olur yanımda. Serkanın dul annesi de kızardı, sabaha kadar gezmelermize, “Ne yapıyosunuz oralarda? Yabancı karılarla mı yatıyorsunuz? Hastalık falan kaparsınız!” diyordu sürekli. Serkanın annesiyle, yani Suna ablayla bayağı samimi konuşur olmuştuk son zamanlarda.
Yine bir akşam Serkanla Klübe gittik, orda daha önceden tanıştıgımız Rus karılarla buluşup, Serkanların evine atacaktık karıları. Serkan, annesinin evde olmadığını söylemişti. Neyse Rus karılarla buluştuk, biraz içip, eğlenip, tam kalkmak üzereyken, Serkana annesi telefon açıp, evde olduğunu söyledi. Planlarımız alt üst oldu tabii. Ama ben Rus karıyı sikmeyi kafaya koymuştum. Serkana, “Hadi karıları alıp otele gidelim!” dedim. Serkan da, “Yok, sen takıl, ben eve gidecem!” dedi. Tabi Serkana kızdım, bu geceyi beraber planlamışız, yavşak sonradan kayış atıyor. Aramızda tartıştık, Serkan bozuk bir şekilde çıkıp gitti. Ben de Rus karıyı alıp otele gittim. Bir posta siktikten sonra Serkanı aradım, her nekadar kızgın da olsam, arkadaş işte, merak ettim. Ama cep telefonu kapalıydı. Ben de evini aradım, eve gitti mi diye sormak için…
Telefona annesi çıktı ve “Serkan evde değil, senle beraber diye biliyordum!” dedi. Ben de, “Aramızda tartıştık, o da çıkıp gitti!” dedim. Annesi de, “Sen nerdesin peki?” dedi. Otelde olduğumu söyledim. Bana, “Yine yabancı karı mı var yanında? Bak birgün hastalık kapacaksın!” gibi şeyler söylemeye başlayınca, ben de dayanamdım ve “Ne yapayım Suna abla, sokaktaki karılara mı tecavüz edeyim?” dedim. O da, “Bul birini, sürekli onla takıl!” dedi. Ben de, “Herzaman aynı yemek yenmez ki!” dedim. Suna abla da, “Ben hep aynı yemeği yiyordum, ama bak şimdi onu da bulamıyorum!” dedi. Hem onun konuşmalarından, hemde alkollü olmamdan aldığım cesaretle, “Biz arayıp buluyoruz, sen de arasan bulursun, taş gibi hatunsun!” deyiverdim. O da, “Erkeler için aramak kolay oluyor da, kadınlar için zor!” dedi. Şakayla karışık, “Suna abla, istersen sana yardımcı olurum!” dedim. Birden ciddileşti, “Sen ne demek istiyorsun?” dedi. Ben de, “Bulalım iyi birini, evlendirelim seni! demek istedim…” dedim. “Tamam, hadi kapatalım telefonu, ben yatacam!” diyerek telefonu kapattı. Yanımda manken gibi Rus karı varken, nedense birden Suna ablayı canım çekti, Rus karıyı sikerken onu sikiyormuş gibi düşünerek siktim sabaha kadar.
Sabah otelden çıktım ve eve geldim. Suna abla benim geldiğimi görmüş, telefonla beni arayıp, “Serkan da yeni geldi eve, nerde sabahladıysa, hemen odasına gitti yattı. İşin yoksa arabayla beni alırmısın? Biraz konuşalım!” dedi. “Olur, işim yok!” dedim. “Tamam ben hazırlanayım, seni ararım!” deyip telefonu kapattı. Akşamdan beri hayalimde siktiğim Suna abla benimle konuşmak istiyordu, belki de sikişecekti benimle diye umutlandım, ama Rus karıyı okadar çok sikmiştim ki, Suna ablayı nasıl sikecektim? Hemen gidip Via.. hapı aldım. İki duble de Wiski içtim, daha rahat olmak için. Daha sonra beni aradı, hazır olduğunu, gelip kendisini almamı söyledi. “Tamam!” deyip almaya gittim…
Suna abla 44 yaşında, esmer, balık etli, gerçekten taş gibi kadın. Evet, o gün o da beni istiyor olmalıydı, giyinişinden anladım. Diz seviyesinde bir etekle, fileli çoraplarını giymiş, gelip arabaya yanıma bindi. Oturup üzerindeki kabanı çıkardığında, eteği yukarı doğru sıyrılmış, baldırlarını görüyordum. Bu da beni tahrik etmeye yetmişti, sikim kalkmış, pantolondan belli oluyordu. Benimle sikişmek istediğini hissediyordum, ama konuya nasıl girecektim, onu düşünüyordum ki, konuyu o açtı, “Akşam sen telefonda ne sapık sapık konuşuyordun?” dedi. “Ne sapıklığı yaptım ki?” dediğimde, “Bana taş gibi karısın falan dedin, bende gözün mü var yoksa?” dedi. “Yok valla, sen kadınlar erkekler kadar rahat bulamıyor deyince, ben de seni evlendirelim demek istemiştim!” dedim. “Ben bu saatten sonra evlenmem!” dedi…
Artık tamamen emindim, evlenmek te istemiyordu, ama azmıştı ve sadece kendini sikecek birini arıyordu. Tüm cesaretimi toplayıp, elimi bacağına koydum ve hafif sıkıp, “Yine kızma da, harbiden taş gibi kadınsın, istesen evlenmeden de herzaman bulursun!” dedim. Bana şöyle bir baktı ve elini önüme attı, sikimi sıkıp, “Sen de taş gibisin!” dedi ve gülümsedi. Artık ok yaydan çıkmıştı, fermuarımı açtım, sikimi çıkartıp eline verdim. O sikimi okşarken, ben de arabayı, akşam Rus karıyla sikiştiğim otele doğru sürdüm. Hemen bir oda kiralayıp anahtarı aldım ve Suna ablayla odaya çıktık. Hapın da etkisiyle sikim kazık gibi olmuştu. Odaya girer girmez, Suna ablanın beni yatağa itip, sikimi ağzına alması bir oldu…
Okadar iştahlı yalıyordu ki, ben de onu yanan amcığını yalamak istedim, hemen soyunup 69 yaptık. Amcığını yeni traş etmiş tertemizdi ve suları akıyordu. Hemen yumuldum amına, yalamaya başladım. Yarım saate yakın amının heryerini yalayıp, dilledim ve Suna ablayı çıldırttım. Resmen yalvarıyordu, “Hadi içime gir, sik beni, içimde patla!” diye. Onun yalvarması beni dahada azdrıdı ve “Tamam, senin amcığını yaracam şimdi!” deyip altıma aldım ve artık patlamak üzere olan yarağımı amına kökledim. Öyle derin bir ‘Ohhhhh!’ çekti ki, sikilmeyi nekadar özlediği belli oluyordu. Ben amına pompalarken nerdeyse mutluluktan ağlamak üzereydi. Altımda nekadar orgazm oldu bilmiyorum ama, ben sabaha kadar sikişmemin ve hapın da etkisiyle, ancak 45 dakika sonra amına boşaldım. “Ohhh erkeğim benim!” diyerek dudaklarımdan öptü ve sigara içmeye başladık.
Sigaralarımız bittikten sonra, Suna abla sikimi ağzına alıp, yine yalamaya emmeye başladı. Kadın gerçekten yarrak hasretiyle yanıyormuş, okadar iştahla yalayıp emiyordu ki, benim yarrak kazık gibi oldu. “Erkeğim boğa gibisin, sabaha kadar karı siktin, halen sikin demir gibi oluyor!” dedi. Konuşmaları yetiyordu zaten sikimin kalkmasına. “Orospummm benim, seni düşünerek siktim Rus karıyı sabaha kadar, şimdi sikim nasıl demir gibi olmasın?” dedim. Hoşuna gitmişti ona orospum demem, “Hadi sikicim, erkeğim, sik beni, doyur yarrağına!” dedi. Bacaklarını omzuma alıp, yanan amcığına kökledim. Abartısız 1 saate yakın, evire çevire, her pozisyonda siktim. Ben onu sikerken, o da beni tahrik edecek sözler söyleyip, daha çok azdırıyordu. “Orospumm, daha önce bu amı neden siktirmedin bana!” diyerek yüzüne tokat attım…
Attığım tokat ta hoşuna gitmiş ki, “Siz nezaman Klübe gitseniz, yabancı karıları sikeceğinizi bildiğimden, her seferinde seni düşünerek, amıma sokmadığım salatalık kalmadı! Ama oğlumun arkadaşısın, beni sikmezsin diye birşey söyleyemedim! Bundan sonra ben senin karınım, orospunum! Bundan sonra istediğin zaman gel sik orospunu, senin kölenim ben, erkeğim, sikicim!” dedi. Artık ikimiz de kopmuştuk, saçlarından tutup bunu domaltım. Belliydi sert sikişten hoşlandığı, kalçalarına tokat vurup, “Orospumm, seni götten sikmek istiyorum! Götünü yarmak istiyorum!” dedim. “Daha önce hiç yapmadım, yapanlardan duyduğuma göre çok acıyormuş, lütfen çok acıtma!” dedi. “Korkmana gerek yok, ben daha önce çoook göt siktim, canını yakmayacağım, çantanda krem var mı?” dedim. “El kremi var!” deyip, çantasından kremi çıkartıp bana verdi…
Kalçalarını elleriyle ayırttırıp, göt deliğine kremi sürdüm. Büzüğünün etrafını kremleyip masaj yaparken zevk almaya başladı, inliyordu. Hakikaten daha önce hiç sikilmemiş, dar ve küçüktü göt deliği, parmağımı soktuğumda bile, “Yavaş!” diye bağırdı. “Alıştırıyorum daha aşkım, birazdan götünün kızlığını bozacam!” dedim. Herhalde fazla parmakladım ki, sabırsızlandı, “Hadi erkeğim yarrağını sok götüme, sik götümü!” diye inlemeye başladım. Artık götü kıvama gelmişti, sikime de kremi sürüp göt deliğine dayadım. Yavaş yavaş kafasını sokup biraz bekledim. Suna abla bağırmamak için çarşafı yırtıyor, yastığı ısırıyordu. Acıtmak istemiyordum, ama böyle yavaş sokarsam, uzun süre acı duyacaktı, onun için kalanını bir seferde kökledim götüne. Attığı çığlık beni daha azdırdı ve hiç bekletmeden, hızlı hızlı pompalamaya başladım götüne…
10 dakika çığlıkları eşliğinde götünü siktikten sonra, götü alışmış, artık zevkten inliyordu, “Sik erkeğim, heryerim senin, dağıt amımı götümü, parçala beni, doldur döllerini götüme!” diyordu. Ben de artık fazla dayanamadım ve götünün içine patladım. İkimiz de yorulmuştuk, sigaralarımızı yakıp içtikten sonra banyoya girdik. Banyoda birbirimizi yıkarken, yine kalkan sikimi, “Kurban olurum ben bu yarrağa!” diyerek ağzına aldı, yalamıyor resmen yiyordu. Ben de ona hakkını verip aslan sütü içirdim. Döllerimin bir pendik escort damlasını ziyan etmeden hepsini yuttu ve sikimin içinde kalan döllerimi de, sikimi sıkarak çıkartıp yaladı…
Serkanla aramız halen bozuk, özellikle aramızı düzeltmiyorum ki, o sabahlara kadar tekbaşına Klüplerde yabancı karılara takılırken, ben evinde annesini rahat rahat sikiyorum :))
117 notes · View notes
Text
Sevgilimin Amına Boşalırken Annesi Gördü! (3) (Ertunç 24 Y., İzmir)
Annemleri arayıp ayrılık haberini verince, çok üzülmüşler ve canları çok sıkılmıştı. Ben iyi olduğumu söylesem de, artık nasıl inandırmışsam onları, yanımda olmak için İzmir'e gelmeye kalktılar, Gerek yok desem de, gelmeye kararlı görünüyorlardı. Ev arkadaşım sevgilisiyle kahvaltı yaparken kalktım, "Ekin'le ayrıldık!" dedim. Ev arkadaşımın sevgilisi de çok üzüldüğümü zannedip, beni teselli ediyordu. Ev arkadaşım ise birçok şeyin farkında olduğu için susuyordu. Bu arada kızın adı Eda, ev arkadaşımın adı da Cenk. Eda oldukça kısa boylu, iri göğüslü ve dışarı çıkık kalçaları olan, sarı saçlı, mavi gözlü, çok güzel bir kız. Ev arkadaşım Cenk te uzun boylu ve oldukça yakışıklı bir çocuk.
Kalhvaltıdan sonra dışarı çıktım, akşama kadar gezdim dolaştım. Aklımdan Şennur hanım çıkmıyordu, akşama kadar onunla ilgili fantaziler kurup durdum. Gece eve geldiğimde Eda ve Cenk salonda TV seyrediyorlardı. Birkaç dakika muhabbet edip odama geçtim, yattım. Bir süre sonra onlar da TV'yi kapatıp odalarına çekildiler. Ben halen Şennur hanımı düşünerek uyumaya çalışırken, Cenk'in odasından yatak gıcırtıları gelmeye başladı. Sikişiyorlardı. Eda sessizce inliyor, buna rağmen Cenk, "Sus, Ertunç duyacak!" diye Eda'yı susturmaya çalışıyordu. Bunu duyunca kendi kendime güldüm. Sonra aklıma ne estiyse kalktım, kapılarına gittim ve anahtar deliğinden baktım. Eda'nın yüzü kapıya dönük, Cenk'in sikinin üstünde zıplıyordu.
Aslında Eda önceleri benle ilgileniyordu, ama ben yüz vermeyince Cenk'le çıkmaya başlamıştı. Halen de ilgileniyordu benle. Açıkçası onlar da benim Ekin'le yaptığım gibi sadece seks için çıkıyorlardı. İkisi de ciddi değillerdi, evlilik falan düşünmüyorlardı.
Eda göğüslerini tutarak Cenk'in sikinin üstünde zıplıyordu. Onları sikişirken görünce moralim bozulmuştu, bir sigara içmek için balkona geçtim. Balkondan Cenk'in inlemeleri de duyuluyordu. Bir süre sonra sesler kesildi. Eda salona çıktı, pantolonunu giymişti, gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Siyah sütyeni oldukça güzel gösteriyordu memelerini. Eda beni balkonda görünce, "Sen burda mıydın? Kusura bakma yaa.. Rezil olduk!" dedi. "Önemli değil!" deyip arkama döndüm. Eda evden çıktığında, Cenk yanıma balkona geldi, bir sigara da o yaktı. Cenk'e gülerek, "Oğlum ne siktin kızı lan!" dedim. Cenk, "Ya Ertunç, senle bir şey konuşmam lazım. Ama aramızda kalacak, tamam mı?" dedi, ama tam anlatmaya başlayacakken benim telefonum çaldı.
Arayan Şennur hanımdı, telefonu açtığımda bana, "Ertunç, konuşmamız lazım!" dedi. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. "Tamam, konuşalım." dedim, bir yerde sözleştik. "Kanka nereye?" diyen Cenk'e, "Kusura bakma, acil gitmem lazım!" deyip hemen çıktım dışarı, aceleyle sözleştiğimiz yere gittim. Şennur hanım çoktan oturmuş, birasını içiyordu. "Erken başlamışsın içmeye?" dedim, ben de bir bira söyledim. Şennur hanım gözlerime baktı, "Yaptığımız çok yanlış ve vicdan azabı çekiyorum! Ama senin bilmediğin şeyler var!" dedi. "Neymiş o bilmediğim şeyler?" dedim. O sırada benim de biram gelmişti.
"Ben Ekin'in annesi değilim!" dediğinde şaşıp kalmıştım. "Nasıl yani?" dedim. "Evet, annesi değilim, hatta ben Ekin'in babasıyla evli bile değilim!" dedi. "Peki neden bana yalan söyledin? Ya Ekin'le evlenseydim, o zaman ne olacaktı?" dedim. "Dur anlatıyorum. Bundan yaklaşık 5 sene önce ben Ekin'in babasıyla bir ilişki yaşadım. O ara tanıdım Ekin'i. Babasıyla evlenmeye hazırlanıyorduk ki, hatta onlarda bile kalmaya başlamıştım, babası aniden evi terketti. Ekin o sıralar beni çok sevdi, beni anne olarak değil de, bir abla olarak görüyordu. Çok acılar çektim, en sonunda Ekin'le aynı evde kalmaya başladık. Zaten gidecek kimsem yoktu. Ekin de anne babasız ortada kalmıştı. Ben o sırada ona bir yandan ablalık, biryandan annelik yapıyordum. En sonunda, Ekin'le İzmir'e geldik, kimse bizi tanımadığı için anne-kız rolü yapıyorduk, çünkü kimsesiz yaşamak oldukça zor, bunu iyi biliyorum!" deyince daha da şaşırdım.
Şennur hanım devam etti, "Ekin, senin onunla sadece seks için çıktığını zaten biliyordu. Ama seni çok seviyordu. Seni bırakmak istemiyordu. Onun için bu ilişkiye devam etti. Ama sonradan senle bir geleceğinin olmayacağını anladı!" deyince, gerçekten olayların karıştığını anlamıştım. Çok ta üzülmüştüm...
Bu arada biraları yuvarlıyorduk. Ben sesimi çıkarmaya kalkınca, Şennur hanım, "Sus, dinle beni! Ben seni daha ilk gördüğümde senden çok hoşlandım. Ekin'le o sırada problemleriniz yoktu, ama Ekin onu kullandığını anladığında başka biriyle çıkmaya başladı. Yani seni aldattı Ertunç. Senin haberin yoktu, ama o çoktan başkasıyla sevgiliydi. Ekin'in de kafası çok karışıktı Ertunç, bir yandan seni seviyordu, ama başkasıyla beraberdi, üstelik beraber olduğu adam onu cinsel yönden hiç tatmin etmiyordu anladığım kadarıyla. Saçma bir ruh hali yani!" deyince, bir de aldatılığımı öğrendim. Ekin'in artık orospu olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Ben kara kara düşünürken, Şennur hanım, "Senden çok hoşlanıyorum, bu doğru. Aramızdaki yaş farkı umurumda değil. Uzun zamandır kimseyle beraber değilim. Eğer istersen, Ekin'in haberi olmadan, sevgilin olabilirim. Başka kimse bilmez bunu!" diye resmen bana teklif etmişti. Şennur hanımdan çok hoşlanıyordum, gizli ilişki yaşamak çok heyecanlı geliyordu bana. Üstelik Ekin'den de bu şekilde bir tür intikam alabilirdim. Ekin'i zaten sevmiyordum, hatta şu anda iğreniyordum ondan. Şennur hanıma, "Tamam, sevgilin olurum!" deyince, gülümsedi.
Devam ettim, "Ama lütfen, sana bağlanmamı bekleme benden. Daha çok gencim ben, önümde dolu dolu yaşamak istediğim uzun seneler var. Yani, seni aldatırsam kırılma, üzülme. Belki de ilerde evleneceğim. Seni ailemin karşısına nasıl çıkarırım? Tamam, istediğin gibi gezeriz, tozarız, sevişiriz, ama evlenemeyiz! Üstelik Ekin sorunu da var!" dedim. "Biliyorum canım, bilmez miyim! Ama olduğu kadar artık, seni mutlu da ederim ben. Belki hiç evlenmezsin, kim bilir. Başka bir kızla yattığın zaman da, bu benim için sorun olmaz. Gençsin, bunu anlıyorum..." dediğinde, en azından ilişkimizin temelleri ortaya çıkmıştı. Yani sadece 'sikiş arkadaşı' olacaktık Şennur hanımla.
İkinci biralardan sonra kalktık. En azından hoşlandığım kadın şimdi benim sevgilimdi. Hayatımın dönüm noktası o gün olmuştu. Artık hiçbir şey için üzülmeyecektim. Üstelik, hayatı dolu dolu yaşayabilecektim. Evine kadar bıraktım onu. Kapıda bana, "Ekin yok evde, arkadaşında kalıyor bu gece, içeri gel istersen!" dedi. Hemen atlamamak için, "Başka bir zaman!" dedim. Ben öyle deyince üzüldü, başını öne eğdi. Çenesinden tutup başını kaldırdım, dudaklarına öpücük kondurdum ve "Başka bir zaman bakarım tadına!" dedim. Şennur hanım, "Fazla bekletme!" deyip girdi içeri. Ben de evime gittim.
Eve geldiğimde, Cenk salonda Laptopunu açmış internette geziniyordu. "Naber kanka?" deyip ensesine vurdum ve "Ne konuşacaktın lan bugün?" dedim. Cenk laptopu kapattı ve "Eda ile ilgili konuşacaktım... Sence Eda nasıl bir kız?" dedi. "Ulan manitanı tanımıyor musun amına koyum?" dedim. "Yok lan, o anlamda değil. Yani vücudu falan nasıl?" diye sordu. Anlamsızca bakıyordum, "Abi, iyi güzel, hoş kız yani!" dedim. "Peki, hiç Eda'yla... düşündün mü?" dedi. "Neyi?" dedim. "Neyi olacak lan, sikişmeyi!" dedi. "Kanka, kankamın siktiği kızdan bana ne? O senin sevgilin!" dedim ben de. Cenk biraz geveledikten sonra sonunda ağzındaki baklayı çıkardı, "Oğlum, açık konuşacağım. Uzun zamandır Eda'yla seks yaparken değişik fantaziler kuruyoruz. Bunların arasında 3'lü seks de var. Eda'nın fantazisinde sen varsın hep, bazen benle sikişirken Ertunç diye böğürüyor kız! Açıkçası benim de fantazim, Eda'nın bir başkası tarafından sikilmesini izlemek!" dedi.
Cenk te, Eda da sadece seks için beraberlerdi, bunu biliyordum. Ama yine de bana ters gelen birşeyler vardı, yani en yakın arkadaşımın karşısında nasıl çıplak duracaktım ve o bakarken nasıl Eda'yı sikecektim? Bunu ona söyleyince, "Kanka, benim de hiç tecrübem yok bu konuda. Ne olacak amına koyum, ben de senin karşında çıplak olacağım! Olmazsa karanlıkta yaparız bu işi! Ne diyorsun? Tamam mı? Eğer istiyorsan, Eda yarım saate yakın gelecek!" dedi.
Bir gün içinde ikinci şoktu bu benim için. Eğer ilişkileri ciddi olsaydı ve Cenk buna rağmen gelip sırf kendi fantazisi için bunları bana söyleseydi, herhalde Cenk'i orda bir güzel döverdim. Ama zaten amaçları belliydi, gerçek anlamda sevgili bile değillerdi. Sadece seks fantazilerini uygulamak istiyorlardı. Ben de, "Tamam!" dedim.
Yarım saat sonra Eda kapıdan içeri girdi. Eda yurtta kalıyordu, ama bizim evin anahtarı bile vardı kendisinde. Cenk yanımda oturuyordu. Eda salona girince Cenk'le bakıştılar. Cenk başını 'Tamam!' der gibi sallayınca, Eda yanıma geldi, yanımdaki koltuğa oturup, ellerini boynuma doladı. Üçümüzden de çıt çıkmıyordu. Ben akışına bırakmıştım olayı. Dudaklarımız birbirine kavuştu Eda'yla. Alt dudağımı verdim, ben de üst dudağını emerek öpüşmeye başladık. Dillerimiz birbirine kavuştu, ben iyice döndüm Eda'ya doğru. Arkamda da Cenk vardı. Ne yaptığını bilmiyordum. Cenk bir süre sonra kalkıp içeri gitti. Eda'yla daha rahat öpüşüyordum böylece. Üstündeki tişörtü çıkardım. Mor sütyeninin içinde göğüslerine oldukça çekici görünüyordu. Eda kucağıma çıktı, oturdu. Artık kot pantolonum sikimi rahatsız ediyordu, Eda bunu anlayınca kalktı ve fermuarımı açtı, indirdi kotumu. Sonra kendi kot pantolonunu çıkardı. İnce, mor külodundan amının bir kısmı görünüyordu, sulanmıştı.
Tekrar kucağıma oturdu, boynumu emmeye başladı. Mosmor etmişti boynumu. Boynumu emerken elimi sütyeninin kopçasına attım, çözdüm ve memelerini ortaya çıkardım. Meme uçları kabarmıştı kızın. Ekin'inkiler oldukça iri göğüs ucu halkaları varken, Eda da oldukça küçüktü, üstelik meme ucu pespembeydi. Elimi göğüslerine atıp onları yoğurmaya başladım. Dilim de meme uçlarında geziniyordu. Kasılıyordu Eda. Yavaş yavaş emiyordum onları, tadlarını çıkara çıkara... Bu süre zarfında sesimiz bile çıkmıyordu, sanki sevişmeye programlanmıştık kendimizi. Meme uçlarını emiyordum halen. Eda saçlarımı okşuyordu.
Kucağımda, onu Cenk'in yatak odasına götürdüm. Cenk yatakta uzanmış, sikini okşuyordu. Bizi görünce, kalktı ve sandalyeye geçti. Cenk umrumda değildi artık, beni çıplak görmesi umrumda değildi. Tişörtümü çıkardım, Eda'nın üstüne çıktım. Göbeğini yalayarak, artık sırılsıklam olmuş külodunu çıkardım. Kaymak gibi, kılsız, tamamen pürüzsüz amına hemen dilimi attım. Dilimi atar atmaz orgazm oldu Eda. Bütün sıvılarını emdim, Eda kasılmaya devam ediyordu. Halen sesimiz çıkmıyordu, sadece duyulan tek ses Eda'nın çığlıklarıydı. Hatta bu çığlıklar o kadar güçlü çığlıklardı ki, çalan kapının sesini bile duyamamıştık. Ancak Cenk te kalkıp Eda'nın ağzına sikini sokunca, Eda'nın sesi kesilmişti ve kapının çaldığını öyle duyabilmiştik. Cenk'le birbirimize şöyle bir baktık, ben kalkıp bakmaya gittim, gelen kim diye...
Kapının dürbününden baktığımda, Şennur hanım kapıdaydı. Donup kalmıştım. O halde kapıyı açamazdım, çırılçıplak ve sikim kalkık bir halde. Hadi açsam bile, içerdeki manzarayı nasıl açıklayacaktım. Tamam, seks konusunda güvence almıştım ondan, ama daha ilk günden onu aldatmam üzebilirdi. Onun için açmadım kapıyı, gidene kadar kapı deliğinden ona baktım. Şennur hanım oflayarak merdivenleri inerek gittiğinde, ben de içeriye döndüm.
Cenk odada yoktu, banyoya girmiş olmalıydı. Eda amcığını ovalıyordu. Ağzının kenarında halen Cenk'in parlayan dölleri duruyordu. Sanırım Eda'nın amını benim yaladığımı görmek Cenk'i heyecanlandırmıştı, patlatmıştı döllerini ağzına kızın. Eda beni görünce elini amcığından çekti. Eda'ya, "Nerde kalmıştık?" deyince, gülümseyerek bacaklarını iyice ayırdı. Elime tükürdüm, kalkık sikime sürdüm. Eda'nın kasıklarının arasına yanaştım ve bir hamlede soktum, kılsız, kaygan, pespembe amının deliğine. Ben girince Eda aniden nefesini tuttu. Sonraları hızlı hızlı nefes almaya başladı. Ben soktukça Eda kendinden geçiyordu.
Ben Eda'yı sikerken, içeri Cenk girdi. Geçti oturdu ve bizi izlemeye başladı. Eda gözlerini kapatmış, içindeki sert yarağın zevkiyle başını sağa sola doğru atarken, ben pomplamamı hızlandırmıştım, Puding gibi sallanan göğüslerine de başımı gömmüş, sert sert sikiyordum Eda'yı. Eda elini götüme attı, dizlerini kendine doğru çekti, sonra sırtıma tırnaklarını geçirmeye başladı. Yaklaşık 20 dakikadır bu pozisyonda tempolu bir şekilde sikiyordum Eda'yı. Aldığım zevki anlatmak çok zor, boşalmak aklıma bile gelmiyordu.
İçinden son iki darbeyle çıktım. Eda'yı yan yatırıp, arkasına geçtim ve arkasından amına sokmaya başladım. Bir ayağını kaldırıp, daha hızlı girip çıkmak için bacağını havaya diktim. Eda arda başını döndürüp benim yüzüme bakıyor, inliyordu. Bu pozisyonda, benim Eda'nın kulak memelerini yalamamın da etkisiyle Eda kasılarak orgazm oldu. Ben sikimi içinden çıkarınca, amından tazyikli bir şekilde am suları fışkırdı. Yatak sırılsıklam olmuştu. Yaklaşık 30 dakikadır seks yapmamıza rağmen ben boşalmak istemiyordum, üstelik boşalmamak için kendimi motive ediyordum. Cenk ise halen bizi izliyor, bir yandan da sikini okşuyordu.
Yatağa uzandım, elimle sikimin dibine bastırıp, iyice uzunlaştırdım sikimi. Eda elini yaladı, amının dudaklarını ıslattı, sonra yüzü bana dönük şekilde sikimin üstünde çömeldi. Sikimi amına hizalıyordu, ama kayganlıktan girmiyordu. Sikimi tuttum ve Eda'nın bir anda üstüne oturmasına olanak tanıdım. O kadar sexy görünüyordu ki bu pozisyonda. Ve işini çok iyi yapıyordu. Bana sadece, ellerimi yana atıp, bu seks tanrıçasını izlemek kalıyordu. Keşke diyordum içimden, keşke bu kızla çıksaymışım. Eda içindeki yarakla kendinden geçiyordu. Dibine kadar içine alıp, belini döndürerek durması beni kendimden geçiriyordu. Sonra ben kontrolü aldım, Eda'ya alttan alttan pompalamaya başladım. Eda her darbede daha çok çığlık atıyordu.
Cenk buna nasıl dayanıyordu, anlamakta güçlük çekiyordum, gözünün önünde bir saatten fazladır seks yapıyorduk, insan hiç mi azmazdı. Sadece izliyordu bizi. Cenk'in sikinin de hatırı sayılır uzunluğu vardı. Adam en azından gelir kızın ağzına verirdi, ama Cenk kendini tatmin etmeyi tercih ediyordu. Bu sırada ben pompalıyordum alttan. Eda bilmem kaçıncı orgazmını olurken, amcığından çıkan sular benim vücuduma dökülüyordu.
Artık ben de sona geliyordum. İnlemelerim artmıştı. Eda boşalacağımı anladığında, "İçime, içime boşal!" diye bağırdı. Ben boşalmaya başlayınca, Eda dibine kadar oturdu, benim boşalmam bitene kadar bekledi. Bir süre böyle durdu, sonra dudaklarıma öpücük kondurup, "Harikasın!" dedi ve indi üstümden. Sikim yarım ereksiyonda, kalp gibi atıyordu. Sikim, döllerim ve Eda'nın sıvılarından dolayı parlıyordu. Eda kalktı, banyoya girdi. Cenk te peşinden gitti...
Kalkıp aynaya baktım. Vücudum, yanaklarım, boynum ruj rekeleri içindeydi, üstelik mosmordu boynum. Diş izleri de belli oluyordu. Yatakta sigara içmeye başladım. Eda ve Cenk yaklaşık yarım saat kadar banyoda kaldılar (herhalde sikiştiler), sonra su sesi gelmeye başladı. Daha sonra Eda salonda çıkardığım sütyeni ve külodunu giyip yanıma geldi. Sonra Cenk te geldi, çıplaktı. Oturup sigara içmeye başladık. Hiç birimiz konuşmuyorduk. Ben kalkıp boxerımı giydim. Sigaralarımızı içerken, Eda yanıma uzandı. Tek kişilik yatakta halvet olmuştuk, Eda bir bacağını üstüme atmıştı. Eda'ya, "Şahane bir kızsın!" dedim. Eda dudağıma öpücük kondurup, "Sen de aşkım!" dedi. 'Aşkım' kelimesini öyle ateşli söylemişti ki, keşke gerçekten Eda ile birbirimizin aşkı olsaydık diye geçirdim aklımdan...
Vücüdumdaki ruj lekelerini çıkarmak için duşa girdim. Banyodan çıktığımda belimde sadece bir havlu vardı. Yanlarına gittiğimde, Cenk yatakta oturuyor, Eda domalmış bir şekilde onun sikini yalıyordu, iki deliği de ortadaydı. Bol bol salya kullanıyordu Cenk'in sikini yalarken. Manzarayı görünce sikim kazık gibi oldu. Eda'nın arkasına yanaştım ve kaygan amına soktum sikimi. Eda ağzındaki sikten dolayı sadece, "Imhhh! Imhhh!" seslerini çıkarırken, Cenk Eda'nın saçlarını arkaya atıyor, okşuyordu. Bu pozisyonda sikmeye başladım Eda'nın amını. Eda ağzındaki siki çıkardı, tükürdü yarağa, sonra hızlı hızlı sıvazlamaya başladı. Bir yandan da inliyordu Eda.
Başparmağımı, Eda'nın kahverengi ve pembe rengi arası göt deliğine sokunca, Eda irkildi, "Çek parmağını!" dedi. Eda'nın kulağına eğildim, "Orospumuz galiba götten yemedi hiç?" dedim. Eda 'Orospumuz' lafını duyunca Cenk'in sikini hızlıca yalamaya başladı. Ben de, "Bu gece uzun, daha saatlerce sikeceğiz orospumuzu!" dedim. "Evet, sikin, ohhh!" diye bir ses çıktı Eda'dan...
Telefonum çalmaya başladı, ama umrumda bile değildi, Eda'yı sikmeye devam ettim. Eda'nın beli ağrımıştı, yaklaşık 20 dakikadır domalmış vaziyette sikimi içine alıyordu. Bir iki yarak darbesinden sonra çıktım Eda'nın amından. Pozisyon değiştirdik, Cenk yattı yatağa, iyice ayırdı bacaklarını. Eda üstüne çıkıp sikinin üstünde tepinmeye başladı. Ben de ayakta durup Eda'nın ağzına verdim sikimi. Eda bu gün ilk kez sikimi ağzına alıyordu. Vantuz gibi emiyordu yarağımı. Arada sırada çıkarıp, okşuyordu sonra tekrar ağzına alıyordu. Yarağım ağzının içindeyken, başına dil darbeleri atıyordu. Cenk'in sikinin üstünde zıplarken, bazen sikim kendiliğinden ağzından çıkıyor, yanaklarına vuruyordu.
Eda tempoyu düşürdü, biraz havada kalacak şekilde durdu ve Cenk alttan amına pompalamaya başladı. Cenk'in taşakları Eda'nın amcığının paket kısmına çarptıkça çıkan sesler beni daha da tahrik ediyordu. Bu pozisyonda Eda çok daha rahat yalıyordu sikimi. Şimdi Eda'nın telefonu çalıyordu komodinin üstünde. Aldım baktım, 'Evşen' diye bir numara arıyordu. Eda'ya, "Evşen arıyor, açacak mısın?" deyince, Eda Cenk'in sikine tamamen oturdu, telefonu aldı, açtı, "Efendim şekerim?" dedi. İnce bir sesi vardı Evşen denen kızın, Eda'nın bu gece yurda gelip gelmeyeceğini soruyordu. Eda da, "Bu gece gelmeyeceğim, benim yerime de imza at. Tamam mı canım?" dedi. Evşen ise, Eda'nın nefes nefese konuşmasından olsa gerek, "Nerdesin?" diye sordu. Eda, "Yürüyorum canım, onun için. Nefes.. Nefeseyim..." deyince, Evşen de, "Haaa... Yavaş yürü, düşme sakın, dikkat et kendine!" diye espri yapıp telefonu kapattı.
Eda telefonu fırlattı, Cenk'in sikinde zıplamaya devam etti. Kızda bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji vardı. Eda bir kez daha orgazm olurken, sikimi ağzına öyle bir sıkıştırdı ki, sanki mengeneyle sıkıştırmışlar gibiydi. Kız harika sikişiyordu, güzel de sakso çekiyordu, sadece zıplarken ister istemez değiyordu dişleri.
Cenk dayanamayıp, bağırarak içine boşaldı Eda'nın. Eda Cenk'in üstünden kalktı, yatağın kenarına doğru sırtüstü yattı, sikimi kendine çekti ve bacaklarını omzuma atarak sikimi içine kaydırdı. Amının kenarlarından Cenk'in dölleri akıyordu. Cenk yan dönerek, temizlemesi için Eda'nın ağzına verdi sikini. Eda Cenk'in sikini yalarken, ben Eda'nın amcığına pompalıyordum. Eda'nın sallanan memelerini tutup ağzıma aldım. Bu pozisyona daha fazla dayanamadı Eda, son orgazımını oldu. Bana da, "Artık boşal... Ne olur Aşkım boşal içime!" diye bağırdı. Ben tempomu hızlandırdım ve içine boşaldım. Şimdi içindeki iki erkeğin dölleri karışmış, am sularıyla beraber amından akarak göt deliğine doğru süzülüyordu. Sikimi amından çıkarıp hemen kendimi yatağa attım...
Eda da Cenk'in sikini yalama temposunu düşürmüştü. Şöyle bir baktığımda, Eda sanki genelev orospusu gibi olmuştu, her yerinde salya, tükürük, morluk, döl vardı. Cenk'in sikini yalamayı bırakmış, "Bitirdiniz beni!" diye sayıklıyordu. Sonra kalkıp, paytak paytak adımlarla yürüyerek banyoya girdi. Saat 04:00'e geliyordu. Ben de kalktım, salona geçtim, bir sigara daha yaktım. Cenk halen yatakta yatıyordu. Ben salonda oturmuş sigara içerken, Eda belinde havluyla geldi yanıma. Gözlerime gülümseyerek bakıyordu, "Çok yoruldum yaa!" deyip dizlerime yattı. Saçlarını okşuyordum, "Güzel miydi?" diye sordum. "Tanıştığımızdan beri hayal ettiğim tek şeyi yaşadım bu gün... Müthişti!" dedi sessizce.. "Neyi hayal ediyordun?" dedim. "Seni içimde hayal ediyordum. Keşke önceden yaşasaydık bunu!" dedi.
Ben bir sigara daha yaktım, bir sigara da Eda'nın ağzına koydum ve "Artık bundan sonra her gün yaşarız Aşkım!" dedim. Sevgilimi de annesini de çoktan unutmuştum bile :)
[Ertunç]
« 31 Seks Hikayeleri
155 notes · View notes
tipitip213 · 3 days
Text
Yasak sırlar 8
Annem odadan çıktığında bende hemen banyoya girip annemi ve teyzemi düşünerek ağzımda annemim amımın tadını hissede ede otuzbir çekip boşaldım annem zaten beni boşaltmaya ramak kala odada bırakıp gitmişti boşalmam çok zor sürmedi, temizlenip salona geçtim annemle teyzem mutfağı topluyordu yarım saat gibi bir süre sora annem elinde iki kahve ile salona geldi köşe koltuğun en köşe tarafına benden uzağa oturdu kahvenin birinin benim olduğunu sanarak oo annecim teşekkür ederim dedim annem senin değil teyzenin o gelicek şimdi ee bana yokmu sen cezalısın diyerek bana sert baktı tamam be dedim bende tekrar tv ye bakmaya başladım annemin vücudu çok sexi ama sexi şeyler çok fazla giyinmezdi babamdan çekinirdi heralde ama giymesini çok isterdim neyse boş boş birbirimize bakarken teyzem iki dakka sonra içeri girdi görür görmez sikim dikildi desem yalan olmaz.
siyah tayt üstünede beyaz v yaka kazak giymişti göğüsleri füze gibi karşıya bakıyordu sikimi saklamak için doğrulup düz oturma pozisyonuna geçtim teyzem aa gökhan niye içmiyorsun sen bitanem dedi annemde boşver abla içmesin o dedi bişey olmaz ama kızım olmaz gidiyim ben yapayım dedi bende yok teyze boşver dedim neyse iyi sen bilirsin peki dedi teyzem kahveler içildi teyzem fincanları aldı mutfağa bırakmak için kalktı o sırada ben markete gidicem siz oturun evde bişey kalmadı dedi annem aa olurmu abla sen tek gitme gökhanda gelsin seninle dedi teyzem markete gidicem diyince çok sevindim çünkü annemle başbaşa kalıcaktım ama annemin oda senle gelsin yardım eder diyince anneme sinir oldum.
Bende istemeyerekte olsa evet teyze geleyim yorulma dedim teyzemde yok canım üç beş parça bişey alcam gerek yok gelirken bi kaç yerede uğruyucam çocuk sıkılır benle dedi annem bak valla yorulma sonra dedi teyzemde yok canım yok siz oturun ana oğul baş başa dedi pis pis sırıtarak teyzem gerçekten çok tuhaftı matruşka gibi her an değişik bişey yapıp bizi şaşırtıyordu ama annem rahatsız oluyordu suratından anlıyordum annem bardakları bırak ben yıkarım dedi iyi tamam canım deyip teyzem evden çıktı ben mutluluktan havaya uçuyordum nerden baksan bir saat annemle yanlız kalacaktım ve de bu benim annemi sikmem için büyük bir fırsattı söz vermişti eve gittiğimizde sikişicektik ama sabredemiyordum bu fırsatı değerlendirmeliydim teyzem evden çıkınca ben cama yöneldim üçüncü katta oturuyorlardı teyzemler, annem ne oldu ne öyle gizli gizli bakıyon perdeden dedi teyzeme bakıyorum binadan çıktımı diye dedim annem anlamış olacakki aaa gökhan yeter bak beni sinirlendiriyorsun diye bağırdı bana ya anne dur iki dakka dedim teyzem binadan çıkıp köşeyi dönmüş evden uzaklamıştı topuklarım sevinçten götüme çarpa çarpa annemin yanına uçtum yanına oturup sıkıca sarıp yanağına boynuna öpücükler atıyordum annem benim canım meleğim herşeyim diyordum ama hala aramızda utangaçlık olduğu için sevgilim karım gibi sözler söyleyemiyordum annem dur bak biri gelicek biri görücek diye.
benden uzaklaşmaya çalışıyordu annemin arkadan elimi kalçalarına attım beli açılmıştı elleyerek okşuyordum sağ elimlede önden bacak arasına elimi atmış amına dokunmaya çalışıyordum annem dur gökhan kuzenlerin gelir teyzen gelir diye söyleniyordu annem benden iri olduğu için istediklerimi yapamıyordum anne sikişelim işte kimse yok dedim annem aaa saçmala burda olmaz dedi bende biliyorum sen beni kandırıyorsun sikişmiyicen evdede kaçıcan benden dedim böyle yaparsan sikişmem dedi iyi bende teyzemi sikerim dedim annemde sik napayım kaşınıyor teyzen zaten seni durdursam ona ne diyebilirim alcak gencecik çocuğu bu gece koynuna orospu dedi, kıskanç sinirli bi tavır vardı yüzünde beni teyzemden kıskanmış olabilirmiydi tamam onuda sikerim ama ilk seni sikeyim dedim, annem ilkin teyzemi sikmeme karşı gelmişti ama şimdi niye böyle demişti kafam karışmıştı sikişmemizimi izleyecekti yoksa gece her neyse aannemi sıkıştırıp duruyordum annem aaa yeter deyip yerinden kalktı mutfağa gitti bende onu ürkütmek sözünden vazgeçmesini istemediğim için çok fazlada zorlamamak istemiyordum arkasından mutfağa gittim annem fincanları yıkarken yaptığı el hareketleriyle götü löp löp sallanıyordu.
Devam edecek…
37 notes · View notes
istekligurbetci · 9 months
Text
Koyun Keçi Sağan Ablaların Amları! (3) (Nuri 18 Y., Urfa)
Necla abla ve Raziye abla artık keçi koyun sağmaya gelirken eteklerinin altına hiçbir şey giymeyip, sütü sağıp bitirinceye kadar bana göz banyosu yaptırıyorlardı. Ben de halimden çok memnundum. Bir gün Necla ablayı sikerken, "Hani sen bana Gülsüm ablayı da siktirecektin, ne oldu?" diye sordum. O da, "Merak etme, kendisiyle konuştum, o da senle sikişmek istiyor, ama fırsat bulamadı. Fırsatını bulursa seni çağıracak!" dedi.
Aradan birkaç hafta geçti, Gülsüm ablanın şehirdeki bacısının kaynanası ölmüş ve dolayısıyla bacısı kocasının köyüne gitmek zorunda kalmış, ama iki çocuğu da okula gittiklerinden çocukları götürmemişler, Gülsüm ablanın şehire gelip onlara bakmasını istemişler. Gülsüm abla da kabul etmiş ve şehir merkezine gitmiş. Bacısı köye gidince de Necla ablayı aramış, fırsat bu fırsat, benim şehire gelmemi istemiş. Necla abla da bana anlattı durumu, Gülsüm ablanın bacısının adresini ve telefon numarasını verdi. Ben de hemen kardeşime rica ettim, "Benim şehire gitmem lazım, sen koyunları otlatmaya götürür müsün?" diye. Kardeşim de, "Tamam olur abi, sen git!" dedi.
Sabahleyin ilk dolmuşla merkeze gittim. Orda Necla ablanın bana verdiği numaradan Gülsüm ablayı aradım. Gülsüm abla da bana adresi tarif ederek eve gelmemi istedi ve evde kimsenin olmadığını, rahat olabileceğimizi söyledi. Ben de hemen söylediği adrese gittim. Kapıyı Gülsüm abla açtı, bana içeri geçmemi söyledi. Ben içeri geçtim, o da kapıyı kapatarak peşimden geldi. Oturma odasında oturduk. Ben Gülsüm ablanın konuya girmesini bekliyordum. Baktım kendisi birşey demeyecek, yerimden kalkarak onun yanına oturdum ve bir elimi omuzuna attım, diğer elimi de bacağına koydum. Gülsüm abladan ses çıkmıyordu. Bacağını okşamaya başladığımda, bacaklarını açarak elimi arasına koymamı istiyordu. Ben de hiç fırsat kaçırmadım ve elimi eteğin altına sokarak külotunun altından amına ulaştım...
Amını ellerken dudaklarına da yapışmıştım ve öpüşmeye başlamıştık. Gülsüm abla hızlı hızlı nefes almaya başlamıştı. Ama koltukta rahat olmuyordu, Gülsüm ablayı yere halıya yatırdım ve ben de üstüne çıkarak altıma aldım. Yerde biraz daha öpüşüp elleştikten sonra üstümüzdeki bütün elbiseleri çıkartıp ikimiz de çırılçıplak kalmıştık. Ama Gülsüm abla çok istemesine rağmen utanıyordu ve bacaklarını kapatıyordu. Ben de bacaklarını ayırdım ve arasına girerek başımı amına gömdüm ve yalamaya başladım. Gülsüm ablanın amını sulanmış, suları ağzıma akıyordu. Amının dilini ağzıma alıp emiyor, am dudaklarını dişliyor ve parmağımı amına daldırıyordum. Gülsüm abla ise gözlerini kapatmış, dudaklarını ısırıyor ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Gülsüm abla 46 yaşındaydı, yani oğlu benden yaşça büyüktü, işte Gülsüm abla bu nedenden ötürü utanıyordu ve kendisine yediremiyordu.
İlk başlarda bir parmağımı amına sokuyordum, şimdi parmaklarımı ikişer üçer sokuyor, amın içinde oynatıyordum. Gülsüm abla amını yalamam için başımı amına bastırıyordu. Ben de parmaklamayı bırakıp tekrar amını yalamaya devam ettim. Gülsüm abla kasılarak orgazm oldu ve omuzlarımdan tutarak beni üstüne çekti. Yarağımı amına sokmamı istiyordu. Başımı amından kaldırıp bacakların arasında yerimi aldım ve sikimin ucunu amına bastırdım. Sadece ucu amına girmişti ve Gülsüm ablanın amı fırın gibi yanıyordu. Amın içinde sikimin yanacağından korkmaya başladım. Ne Raziye ablanın, nede Necla ablanın amları bu kadar sıcak olmuyordu. Gülsüm abla bacaklarını belime dolayıp beni kendine çekince, sikimin kalanı da birden içine daldı. Ooofff! Böyle am yoktu diğerlerinde!
Ve git gel yapmaya başladım. Gülsüm abla ilk başlarda inlememek için kendini çok sıktı, ama şimdi sesini bırakıvermişti ve inlemeleri duvarda yankılanıyordu. Hiç hız kesmeden amına girip çıkıyordum, Kalaşnikof gibi saydırıyordum, amına pompaladıkça 'şak, şak, şak, şak' sesler çıkıyordu. Gülsüm abla inlemeyi bırakmış, utanması geçmiş, resmen dillenmişti, "Aaahhh, ooohhh, sik Gülsüm ablanı, Gülsüm ablan sana kurban olsun! Bitirdin beni! Akıt içime döllerini!" diyor, beni gaza getiriyordu. Kaç kere orgazm olduğunu bilmiyordum, ama herhalde 3-4 kez olmuştur. Ateş gibi yanan amına ben de fazla dayanamadım ve içine çeşme gibi boşaldım...
İçinde biraz kalıp, sonra sikimi amından çıkartarak Gülsüm ablanın yanında uzandım. Konuşmaya başladık. Gülsüm abla 24 yıl evliymiş ve ilk defa sikişmekten bu kadar zevk almış. Kocasının canı isterse, bunun eteğini kaldırıp picamasını külotunu sıyırıyormuş, sikini amına basıp, kendisi boşalıncaya kadar sikiyormuş ve boşaldığında hemen bunun üstünden kalkıyormuş. Bu da bir iki dakikayı geçmiyormuş. Gülsüm abla bunları anlatınca, ben içimden, (Bu kadını bayıltıncaya kadar sikmem lazım!) dedim. Biraz daha konuştuktan sonra bunun memelerini okşamaya başladım, üstüne çıkarak dudaklarını da emerek öpüştük. Dudaklarından boynuna, ordan da kulak memelerine geçtim. Gülsüm abla sırtüstü altımdaydı, onun yan uzanmasını sağladım. Ben de arkasına yan uzandım ve kulak memelerini emerken, kulakların tümünü ağzıma aldım, dilimi kulak deliğine sokuyorum, kulak arkasını dilleyerek, elimi de kalçasına götürmüş, göt deliğini etrafını parmaklarımla okşuyordum...
Gülsüm abla kendinden geçmiş inlerken, elini arkaya attı sikimi yakaladı, baktı sikim kazık gibi olmuş, sikimi asılarak amına yerleştirmeye çalışıyordu. Ben de sokmamak için geri çekiyordum sikimi. "Ne olur sok artık, hadi sik beni!" diye yalvarmaya başladı. Ama ben Gülsüm ablayı hemen sikmeyecektim, onu sevişmenin doruğuna çıkartıp öyle sikecektim. Onu yüzükoyun uzandırdım ve ben de üstüne çıktım. Sikimi kalçasının arasına koydum, saçlarını da kaldırıp, ensesini yalamaya başladım. Elime tükürüp sikimi ıslattım, sikimi Gülsüm ablanın kalçaların arasında kaydırıyordum. Elimi altına sokup amını okşarken, Gülsüm abla kalçasını hafif kaldırıyordu amına sokmam için, ama ben sikimin ucunu göt deliğine bastırıyordum. Gülsüm abla çıldıracak gibiydi...
Önce götü aklımda yoktu, ama şimdi onun götünü sikmeden bırakmayacaktım. Elimle sikimi tuttum ve göt deliğine iyice bastırdım. Ucu girmişti ki, Gülsüm abla hemen, "Oooffff acıdııı, çıkart! Ordan değil, amımı sik, amım sike hasret!" dedi. Ben Gülsüm ablayı dinler miyim, hazır ucu girmişken tamamen sokmadan bırakmak istemiyordum. Biraz daha bastırdım, yarısına kadar soktum. Gerçekten de çok acıdığı belli oluyordu, Gülsüm abla, "Iııııh, ooff, ayyy, yavaş ol götüm parçalandı!" diyordu. Yine de köküne kadar sokmadan bırakmadım. Hepsi girdikten sonra içinde biraz durdum ve git gel yapmaya başladım. Elimi de yine amına götürmüş okşuyordum. Gülsüm abla zevk almaya başlamıştı.
Götü o kadar dardı ki, fazla dayanamayacaktım. Daha 10 dakika olmamıştı ve Gülsüm ablayı uzun süre sikeceğimden, götüne boşalmadan sikimi çıkarttım. Sikim biraz kendine geldikten sonra Gülsüm ablayı domaltarak amına geçirdim. En çok sevdiğim sikiş posisyonuydu bu. Hızlı hızlı sikiyordum. Ve boşalacağımı anlayınca içinden çıkartıyordum, biraz bekleyip geri sokuyordum. Gülsüm abla içinden çıktığımda deli oluyordu, ama uzun süre sikmem için geç boşalmam lazımdı. Bu da anca bu şekilde oluyordu. Ve öyle de yaptım, bir saate yakın Gülsüm ablayı amından siktim. Artık içine boşalmam için bana yalvarıyordu. Ama ben onun dediğini değil kendi bildiğimi yapacaktım. 10 dakika daha bu şekilde siktikten sonra içine boşaldım. Ama hemen kalkmadım, sikim içinde kendiliğinden küçülünce çıktım...
Gülsüm abla yüzükoyun yatıyordu, kalkmaya takatı kalmamıştı. 20 dakikaya yakın dinlendi. Sonra kalkıp duşa girdi, ben de hemen kalktım onunla birlikte girdim. Birlikte duş yaparken benim ufaklık bir daha yaramazlık yapmaya başladı. Gülsüm abla elini yarağıma atıp, "Yine mi kalktı? Ne yaramaz şeymiş bu, hiç mi yorulmaz?" dedi. Ben de Gülsüm ablaya iltifat ettim, "Abla seni görüp te siki kalkmayan adamın karısını sikeyim!" dedim. Gülsüm abla kahkahalarla gülmeye başladı, "Zaten sikiyorsun karısını!" dedi. Dayanamadım, hemen arkasını dönderip, bunu küvetin içinde domalttım ve arkadan amcığına geçirdiğim gibi sikmeye başladım. O şekilde de bir posta kaydıktan sonra, yıkanıp duştan çıktık.
Gülsüm abla bana, "Nuri gitmen lazım artık, yiğenlerim okuldan gelmek üzereler!" dedi. Ben de elbiselerimi giyip, son bir kere Gülsüm ablayı öperek çıktım evden. Böylelikle Necla ve Raziye abladan sonra Gülsüm ablayı da sikmiş oldum!
[Nuri]
65 notes · View notes
ertan2618 · 8 months
Text
Tumblr media
Biraz tebessüm okumayanlar için ;
Padişahın biri veziriyle birlikte tebdil-i kıyafet gezintiye çıkmış. Tebaası nasıl yaşıyor, nasıl geçiniyor, sıkıntıları neler görmek istemiş. Gezi sırasında bir köye gelmişler. Küçük, şirin bir evin önünde oturmuş, örgü ören bir genç kız görmüşler. Padişah kızın yanına yaklaşıp sormuş:
- Merhaba kızım. Baban evde mi?
Kız: - Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti.
Padişah: - Annen evde mi?
Kız: - Annem de evde yok! O da biri iki etmeye gitti.
Padişah: - Kızım eviniz çok güzel ama bacası eğri.
Kız: - Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter.
Padişah: - Sana bir kaz yollasam yolar mısın?
Kız: - İzninizle en ince tüzlerine kadar yolarım!
Padişah kıza "Öyleyse selametle kal!" deyip, veziriyle tekrar yola koyulmuş.
Saraya varınca padişah vezirine sormuş:
- Kız ile ne konuştuğumuzu anladın mı?
Verzir:
- Doğruyu söylemek gerekirse anlamadım padişahım, demiş.
Padişah:
- O hede tez vakitte git öğren! Yoksa seni vezirlikten azlederim! demiş.
Vezir telaşla fırlamış. "Nasıl öğrenirim?" diye düşünürken, en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip, gitmiş padişahın konuştuğu kızı bulmuş. Vezir:
- Aman kız, hanım kız!... Biz bu gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik. Yanımdaki kişi senle sohbet etmişti. O sohbette konuştuklarınız ne anlama geliyordu? Onları bana bir deyiver. Dile benden ne dilersen.
Kız:
- Konuştularımızı açıklarım ama her cevap için on altın isterim, demiş.
Vezir kabul etmiş. Kız anlatmaya başlamış:
- O amca bana babamı sorduğunda "Azı çok etmeye gitti" demekle; babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim.
Vezir on altını vermiş, kız devam etmiş:
- O amca annemi sorduğunda "Annem biri iki etmeye gitti" demekle; annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim.
Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş:
- Amca "Eviniz çok güzel ama bacası eğri" demekle; benim güzel olduğumu ama gözelerimin şaşı olduğunu söyledi. Ben de "Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter" diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görür demek istedim.
Vezir kıza on altınını verip hemen atılmış:
- Peki ya "Sana bir kaz yollasam yolar mısın?" ne demek?
Kız tebessüm edip açıklamış:
- O kaz da sizsiniz, demiş. Bunları öğrenmek için bana onlarca altın verdiniz !...
24 notes · View notes
leylands · 8 months
Text
Bundan neredeyse bir ay önce bi veda mektubu yazmayı denemiştim. Ancak sonunu getirememiştim, sonra demek ki daha son mektubu yazmamalıyım diyip çıktım işin içinden. Bu bi son mu bilmiyorum ama artık içimi dökebileceğim kadar acı çektiğimi biliyorum. Gelmeni beklemeyi bırakalı, bi umut belki açarsın diye aramayı, en azından göreyim diye sokaklarda seni aramayı bırakalı tam tamına bir ay oldu. Tam bir ay önce kaçtım bu evden, şehirden, sana dair tüm umutlarımdan ve içimde ki büyük aşktan... daha çok özledim, daha çok yandı canım. Evde oturup gelmeni beklemekten ise çok daha iyiydi. Daha önce hiç sabah uyanıp ağlayacak kadar sevmemiştim birini. Ya da anneme saatlerce anlatacak kadar. Anneme anlatılacak bir adam bile değilsin oysa. Hayatımda ilk kez avuçlarımı açıp allahtan birini, bir şeyi değil bu acıya sabır diledim. Sen gittikten sonra tam altı tane barmene anlattım viskiyi nasıl içtiğimi. Bazen anlamadılar, bense sadece ağladım. O turuncu ışığın altında senin yüzünü görme umuduyla kaç kez girdim içeri bilmiyorum. Uykumdan uyandım bazı geceler, koridordan gelen ayak seslerini sen sanıp. Gelmedin. Bir yıl sonra ilk kez uyumadım seninle. Ve bir yıl sonra alıştım yeniden yalnız uyumaya. Saçmaladım kıskan diye, gelip bana ne yapıyorsun sen de diye ben olmaktan çıktım. Bambaşka bir kadın oldum. En son çareyi kaçmakta buldum. Eve gittim, anneme, babama, kardeşime, abime gittim. Aslında kaçtım. Yıllarca kaçtığım her şeye kaçtım hemde. Çok saçma değil mi? Bir adam geliyor ve bütün travmaların  gidene kadar kalıyor. İlk gece oturup sana ağlayarak anlattığım her şey dahil hemde. Koptu diye ağladığım ve yapıp boynuma taktın diye sana hayran olduğum o mavi kelebeği bile çıkarıp attım. Biliyor musun? Ben hayatımda ilk kez evime dönmek istemedim. İstemeye istemeye geldim bugün yeniden buraya. Bu koltuğa, bu yatağa, bu mutfağa. İçeri girdiğimdeyse, yeniden burada olduğum için çok mutluydum. Oysa taşınmaya geldim. Artık beni bulamayacağın, sana kanmayacağım yerlere. Bak kalbime dur demeyi öğrendim. Belki karşımda değilsin diye, belki kalbim paramparça oldu diye. Belkide öğrendim artık hayır demeyi göz göre göre beni kıran insanlara. Aylar önce bi mektubumda "Herkes gibi değilsin, herkes kadar olma" demiştim. Ama sen herkes gibi olmayı seçtin. Bende kararına saygı duydum. Sadece Kendimle, bu acıyla, anılarınla, hayallerimle, bu kocaman aşkla, içimde ki senle başa çıkmak o kadar kolay değil. Bende çareyi evimizi terk etmekte buldum. Belki bir gün; tıpkı seni sevmekten uzaklaştığım gibi, bu öfkeden de uzaklaşır ve seni affederim. Kim bilir? Hayatın önünde kimi diz çöktüreceği belli olmuyor. Herkes bir gün asla yapmam dediği her şeyi yapıyor. O güne kadar, yeni bi ben, yeni bi evde içinde bir tek anının bile olmadığı, bambaşka bir yerde sabırla oturacağım. Seni bi gün o kapıda görür müyüm, görsem içeri alır mıyım bilmiyorum ama her mektubumda dediğim gibi; ne olursa olsun sen hep benim en içten kahkahaları beraber attığım barmenim olarak kalacaksın. Seni çok sevdim, çok seviyorum ancak artık sevgilim seni sevmeye tahammül edemiyorum. Bu yüzden, hoşçakal.
10 notes · View notes
sillagen · 11 months
Text
Beni bebeklikten itibaren gören tanıdığımız yıllar sonra benim büyük halime rastlamıştı. O gün annemi aramış. Ya Yasemin senle İbrahim Abi de sıcakkanlı ama Nur bir başka ya demiş. Sizden daha çok sevdim demiş. Annem gülerek anlatıyor. Hahaha Ben de evde hava atıyorum ha şunu bileydiniz diye. Annem de diyor ki inkar etmiuoruz ki sen hepimizden güleçsin bu belli diyor
11 notes · View notes
seyymasensei · 6 months
Text
"gülünce kısılan gözlerin çok güzel biliyor musun?" "ohh mis kokmuş kızımm" "nasıl gülüyo essek" "hoşuna gitti sanırım?" "şımarıyorsun bak." "sen bi gelsene" "ya... halla halllaa...." "anlıyorum artık, gözlerinden ne demek istediğini ne yapmak istediğini anlıyorum. Kaç yılımı aldı bu gözleri anlamak?" "senle sonra konusucaz" "olacak senden olacak" "bana yaz tatilinden döndükten sonra. 51 gün konuşmadık demiştin. Ben bilmiyordum ne kadar konuşmadığımızı. Ama onu hiç unutmadım mesela." "essek ne güzel yazmissin sen öyle tek tek" "annem seni çok sever tanısa gerçekten çok sever" "bi okey dörtlü yaparız herhalde yaa" "bana tarih anlatsana hep sen" "....aman hocam... çok.. tehlikeli..." "günaydın güzelim" "bana beni ilk sevdiğini söylediğin günü de hiç unutmadım." "gözlerin çok güzel" "gözlerim doldu serefsizim baaak" "sen bi raatta kal. plana sadık kal" "GÜZEL OLDUĞUNU ARTIK KABUL EDECEK MİSİN!" "sadece seni istiyorum ben" "bana güvensene." "taner hocanın ilk dersi gibiydi. Çok heyecanlandım az önce sen öyle yapınca" "sen evde de bunları giy giy" "BAK sen yön konusunda bana güvenmiyorsun ben bunu farkettim. kalbimi kırdın yani." "eee ne zaman seni FİFA oynamaya götürüyorum?" "ammmmman diyim hocammm" "bazen sana bakıyorum öyle. ne kadar şanslı olduğumu görüyorum sadece o kadar." "tadı güzelmiş..." "sen hepsine bin basarsın hatun." "sen benim motivasyon kaynağımsın." "ama hakettin derim. döversen sen haklısın zaten" "seni ve senin savunduğun şeyleri savunurum ben" "hanımcıyım lan var mı" "fırat gibi. hanım mutlu mu. bende mutluyum" "... rahat mısın" "çözemediğin soruları bana getir çözeriz" "ben senden sonra aşık olmamışım" "çok iyi bi anne olacaksın sen. Mükemmel bi anne olacaksın ya." "beni bırakma olur mu. bırakma beni." "sıçtırtmasın ağzına. rahat bıraksın seni." "KARIIIIMMMMMMMMMM" "sen bi yan dönsene..." "kulakların... kulakların kızarmış?" "bana da vereceksin demi yemekten..." "bırak lan karımı" "seni uyutmamı ister misin?" "bugün ne yiyoz hatun." "neyse sonraki tenneffüs öcümü alırım artık." "OLMAAAAAAZ O BANA ANCA 2 GÜN YETER." ".... tamam anne..." "ya ben neden böyle oldum ya, biz ne ara böyle olduk ya" "seviyorum seni."
2 notes · View notes
aynodndr · 2 years
Text
Tumblr media
Kıssadan Hisse
Padişahın biri veziriyle birlikte gezintiye çıkmış. Gezi sırasında bir köye gelmişler. Küçük, şirin bir evin önünde oturmuş, örgü ören bir genç kız görmüşler. Padişah kızın yanına yaklaşıp sormuş:
– Merhaba kızım. Baban evde mi?
Kız: – Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti.
Padişah: – Annen evde mi?
Kız: – Annem de evde yok! O da biri iki etmeye gitti.
Padişah: – Kızım eviniz çok güzel ama bacası eğri.
Kız: – Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter.
Padişah: – Sana bir kaz yollasam yolar mısın?
Kız: – İzninizle en ince tüylerine kadar yolarım!
Padişah kıza, “öyleyse selametle kal!” deyip, veziriyle tekrar yola koyulmuş.
Saraya varınca padişah vezirine sormuş:
– Kız ile ne konuştuğumuzu anladın mı?
Vezir: – Doğruyu söylemek gerekirse anlamadım padişahım, demiş.
Padişah: – O halde tez vakitte git öğren! Yoksa seni vezirlikten azlederim! demiş.
Vezir telaşla fırlamış. “Nasıl öğrenirim?” diye düşünürken, en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip, gitmiş padişahın konuştuğu kızı bulmuş.
Vezir: – Aman kız, hanım kız!…
Biz bu gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik. Yanımdaki kişi senle sohbet etmişti. O sohbette konuştuklarınız ne anlama geliyordu? Onları bana bir deyiver. Dile benden ne dilersen.
Kız: – Konuştularımızı açıklarım ama her cevap için on altın isterim, demiş. Vezir kabul etmiş. Kız anlatmaya başlamış:
– O amca bana babamı sorduğunda “Azı çok etmeye gitti” demekle; babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim. Vezir on altını vermiş, kız devam etmiş:
– O amca annemi sorduğunda “Annem biri iki etmeye gitti” demekle; annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim. Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş:
– Amca, “eviniz çok güzel ama bacası eğri” demekle; benim güzel olduğumu ama gözlerimin şaşı olduğunu söyledi. Ben de, “bacası eğridir ama dumanı doğru tüter” diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görür demek istedim.
Vezir kıza on altınını verip hemen atılmış:
– Peki ya “Sana bir kaz yollasam yolar mısın?” ne demek?
Kız tebessüm edip açıklamış:
– O kaz da sizsiniz, demiş. Bunları öğrenmek için bana onlarca altın verdiniz!…
Alıntı
Dip Not; Okuyan gözlerinize sağlık
Sayfa adıyla paylaşırsanız sevinirim Teşekkürler Gülşen-Ce Sevgiler
7 notes · View notes
ozcanadgzl13 · 2 years
Text
Yine bir şeyler yazmak için geldım buraya. Bu hafta uzun süredir yaşadığım en yorucu haftalardandı. Bir süredir hastayım, çalışmam gerekiyor ama iyileşemediğim için bir türlü adımlarımı atamadım iş konusunda. Sürekli hastalık durumu mentalimi olağanüstü derecede yıprattı. İnsan kendiyle baş başa kaldığı anlarda çok şey düşünüyor. Hayatın hengamesinde aklına gelmeyen şeyler, ya da gelse de ertelediği şeyler... İnsanın hislerini veyahut düşünmek istediği şeyleri ertelemesi ne kötü. Koca bir evde yanlız hissetmek yanlız olmak. İnsanı tribal düşüncelere sürüklüyor bazen. Bu hafta bunu çok yaşadım sürekli düşün düşün düşün. Kendimi tanımlasam eğlenceli, duygularımı tanımlasam şefkate ihtiyacı olan biri olarak tanımlarım. Neyse ki güzel şeyler de oldu bugünlerde. Mesela spontane gelişen bir şekilde Özge geldi hafta başında yanıma. O da biraz rahatsızdı. Sadece hasta olduğu için değil de baş başa kaldığımız ilk andan itibaren gözlerinden ve bana geçirdiği enerjiden kendimde bulduğum şeyi hissettim. Genel olarak tek başına güçlü olmak isteyen bir kız ama o gün mola vermek ister gibi bakıyordu gözleri. Spesifik olarak ben olduğum için mi onu bilmiyorum. Ama o enerjiyi aldığım zaman düşündüğüm sorguladığım şey bu olmadı zaten. Sadece onu nasıl biraz daha iyi hissettirebilirim bunu düşündüm. Çünkü ona değer veriyorum. Faydacı bir davranış olarak görülmesini istemem ama o veya diğer değer verdiğim insanlar mutlu olduğunda yani en azından biraz daha iyi hissettikleri zaman kendimi iyi biri gibi hissediyorum. Bir şeye yaramış birinin yarasına en azından yara bandı olmuş gibi. O böyle edebi sözleri bazen cringe bulsa da ben severim 😹 Yaptığı hatalardan dolayı kendini kötü insan olarak nitelendirdiğini söylüyor bazen ama yine pek sevmediği bir rap sözü ile cevap veresim geliyor ona "İlk pişmanlık büyük derstir, almayan çok pişman olur. Bu arada çok pişman olan, hiç pişman olmamıştır." bunu okuyacağını biliyorum, yanlış kararlar almış fakat çok güzel kalpli bir insansın. İyi ki varsın espresso 👉👈 Hayat seni her yorduğunda birlikte dinlenebiliriz. Göğsünde yatıp senle kombin de bakarım, gecenin bir vakti kurtlar vadisi de izletirim 😹 ama bir şekilde sana iyi gelmenin yolunu bulurum hep umarım💞 Başka güzel bir şey ise hasanlara gittiğimde ceyda abla ile hayat üzerine yaptığımız bir sohbetti. O ev benim bir limanım gerçekten. Aslında düşünceleri hayata bakışları olarak baktığımızda ailelerimiz çok farklı o ev ile. Siyasi, dini, kültürel ne kadar farklılıkta olsa. İyi kalpliler. Dostlar. Hiç ben daha iyi hissedeyim diye bir şey söylemediler bana hep gerçekçi yaklaşırlar. Bazen giderim mesela o eve, hasanla oturmam bile sadece annesiyle sohbet ederim. Ondan çoğu zaman yol göstermesini istemem. Ama yine de dinler ve benim yaşadığım hayata göre yorumunu yapar ki bizim büyük insanlarımızda genel de öğüt verme hastalığı vardır. O ev her orda zaman geçirdiğimde kendimi iyi hissettiğim bir yer. Ceyda abla helva yapıyorken yaptık biz o sohbeti. O evlenmiş çocuk sahibi olmuş ve sorumluluk sahibi bir insan ona rağmen benim belki de basit veya boş görünebilecek duygularımı ve anlattıklarımı bir yandan iş yapıyorken bile can kulağı ile dinledi. Baktığımda hayatımda gerçekten kaybettiğim birçok insan olmasına rağmen çok değerli kimseler var. Beni kendinden öne koyup dinlenmemi, mola vermemi sağlayacak insanlar. İyi ki varlar. Normalde daha tribal bi yazı olur diye bekliyordum ama niyeyse bu hafta hastalığım ve mental çöküşüm, yani çöküşten ziyade düşüşüm dışında güzel bir haftaydı. Buraya yazdığım iki yazıyı da bir Patron sözü ile bitirmiştim bu yazıyı da öyle bitireyim bari. Bu yazıyı özetlemek için değil de sadece bunu dilediğim için. "Gecelerimi al ve devam et, bana gündüzleri vaat et. "
5 notes · View notes
Bir ev inşa ettim. -Senin için
Bir ev inşa etmiştim senin için. Kalbimin orta yerine, en güzel yerine. Senin ve benim için inşa etmiştim o evi. Sen o evde yalnız bıraktın benı. Evim ol demiştin bana, şimdi üşüdüğün içi o evi yakıyorsun. Hiç var olmamış gibi...
Yokluğunda yeni bir ev yapamadım, o eve hapsoldum. Ruhumun derinliklerindeki kokusunu ezbere bildiğim senle tek başıma yalnız kaldım. Sen ise kendine çoktan ev bulmuştun, beni “senin” için yaptığım evde yalnız bırakmıştın. Mutluydun, bu beni yıktı. Bensiz olan mutluluğun beni yıktı. Ben sensiz bu denli kafayı yiyorken sen bensiz mutluydun. Hem de yokluğumu hiç hissetmeden mutluydun, ben yokluğunda kafayı yiyorken. Evim bırakmıştı beni, evsiz kalmıştım. Evsiz olduğum yıllarda ne yeni bir ev yapabildim ne de yeni bir ev bulabildim ruhumdaki yalnızlığı ev bildim kendime ve ona sığındım. Daha önce hiçbir ev beni bu denli içine çekmemişti. Şimdi sadece yalnızım, yalnızlıkla dolu evimde yalnızım.
0 notes
mezardakicicekk · 1 year
Text
YÜZLEŞME
Bugün eve Süper Kahramanımı ve Kraliçemi davet ettim. Kraliçem doğum günümü kutlamadı diye tatlı triplerimden atıyordum yani pek ciddi değildim. Meşguldü sonuçta ve zar zor zaman yaratabildiğini biliyordum.
Kraliçemle sonunda her şeyi net bir şekilde konuşabildik. Başta birbirimizi dinlesek dahi kendi açımızdan anladığımız gibi anlatmaya devam ettikçe birbirimizi anlayamaz hale geldik. Süper kahramanım en son dayanamayıp olaya el attı ve objektif bir şekilde iki taraf içinde yorum yaptı. Direkt sonuca geçiyorum.
Kraliçem zamanında beni kırmamak için senle olurdum normalde amalı bir cümle kurmuş ve biz bunu çok yanlış anladığımız için olay bu kadar uzamış. Beni kırmak istemediği için söylediği şey daha büyük sorunlara yol açmış. Zaten arkadaş kalsak benim için daha iyi diyip duruyordum ama bu cümlesi çok kafa karıştırıyor diye haliyle bir karara varmak zor oluyordu.
Bugün çok rahattık. Normalde üçümüz bir araya gelince gergin bir ortam oluyordu ama bugün öyle değildi. Kraliçemin dizlerine yatıp süper kahramanımın anlattığı şeyleri dinledim. Çok tatlı bir ortam yaratmıştık. Kraliçemin yanında artık daha rahattım ve bu mevzunun bir sonuca varması beni çok mutlu etti. Aynısı onun için geçerli mi bilmiyorum. Birkaç tane fotoğraf falan çekildik günün sonunda. Artık bir şeyler hissetmediğim ve arkadaş gözüyle baktığım için aramızdaki iletişim eskisine nazaran daha iyiydi. Daha önce söylediğim gibi sanırım bu hislerim iki tarafı çok geriyordu. Her neyse.
Normalde bugün doğum günümü kutlamak istemiş ama evde olma fikri ortaya atılınca planı bozulmuş. Bu yüzden sadece hediyesiyle gelmiş. Hediyesi bir panduf ve bana verirken sana çok benziyordu diyerek verdi. Yalandan triplerime devam ettiğimden beğenmemişim gibi davrandım ama çok hoşuma gitti. Haftaya tekrar buluşup görüşemediğimiz günlerin acısını çıkaracağız.
1 note · View note
istekligurbetci · 9 months
Text
Amcamın Kankaları! (1) (Canan 33 Y., İstanbul)
Slm ben Canan, İstanbul'da yaşayan, 90-58-88 vücut ölçülerine sahip, sarışın, dul bir bayanım. Kısa ve mutsuz bir evliliğin sonunda boşandım. Amcam Ahmet bir şirkette müdür yardımcısı olarak çalışıyor. Kendisi bekar ve yaşı 43 olduğundan, çok iyi anlaşır ve her derdimizi birbirimizle paylaşırdık. Haftada 1-2 gün beni ziyarete gelir, özellikle de haftasonları hoş sohbetler eder, hatta alkol alır eğlenirdik.
Bir haftasonu amcam yine geldi. Sohbet muhabbet derken saat 22:00 civarı olmuştu. O sırada amcamı arkadaşları aradı, amcamı çağırıyorlardı, biraz eğlenmek, içip dağıtmak istiyorlardı. Amcam da, "Gelemem, ben zaten yiğenim Canan'la evde alkol alıyorum." dedi. Arkadaşları çok ısrar edince, ben de amcama, "Bari bize gelsinler, beraber içeriz!" dedim. Demez olaydım, ama başıma gelecekleri bilemezdim ki...
Yarım saat sonra geldiler, 4 kişiydiler. Ellerinde bir sürü meze ve içki vardı. Ben hemen ellerindeki mezelerden bir içki sofrası kurdum onlara. Ev hali olduğu için üzerimde askılı bir tişört ve dar eşofmanım vardı, tüm vücut hatlarım belli oluyordu. Neyse, sabah 5'e kadar içtik. Benim evim 3+1 olduğundan, herkes bir yerlerde uyudu. Tabii ben kendi odamda uyudum. Sabah 7:30 gibi amcamın telefonu çaldı, patronu acil gelmesini istiyormuş. Amcam benim yanıma gelerek, "Benim gitmem gerek, acil işim çıktı, kankalarım uyanınca onlara kahvaltı hazırlarsın, kahvaltılarını yapar giderler." dedi.
Ben de, "Amca onları da uyandır, senle çıksınlar!" dedim. Amcam korktuğumu anlamıştı, "Korkma kızım, onlar benim kankalarım, sana asla zararları dokunmaz, hepsi çok iyi insanlardır!" dedi. Biraz içim rahatlamıştı, kalkıp duşa girdim, herkes halen uyuyordu. Üzerime bir şort ve bir askılı tişört giyip ortalığı topladım ve kahvaltı masasını kurdum. Ama kimsenin uyanmaya niyeti yoktu. Ben de zaten çok yorgun olduğumdan, tekrar odama gittim, biraz uzandım, uyuya kalmışım...
Bir ara bacaklarımda bir elin dolaştığını farkettim ve "Ne oluyor?" diye birden sıçradım. Amcamın kankalarından Murat'ı beni okşarken yakalamıştım. Çokta hoşuma gitmişti, ama bu işin oluru yoktu, içeride 3 adam daha vardı. Murat bana, "Çok tatlısın, dün geceden beri seni düşünüyorum!" gibi iltifatlar ederek beni baştan çıkarmaya çalışıyordu, ama halen alkollüydü. Çok yakışıklıydı ve atletik bir vücudu vardı. Beni öpmeye başladı. O kadar güzel öpüyordu ki, hayır diyemiyordum. Yavaş yavaş elleri bacaklarımda geziniyor, yukarılara doğru okşuyordu. Uzun zamandır kimseyle beraber olmamıştım ve yanıyordum...
Murat boynumdan yalayarak aşağılara doğru iniyordu. Ellerim onu itmeye çalışsa da, aslında onu durdurmayı hiç istemiyordum. Murat tişörtümü yukarı kaldırıp, memelerimi avuçlamaya başladı. Avuç içleri çok sıcaktı. Memelerimin ucu sivrilmiş, taş gibi sertleşmişti. Onları hafifçe dişleyerek, emiyordu. Artık ben dayanamıyordum, kendimi kollarına bıraktım. Murat şortumu ve külodumu aşağı indirip, amımı delice yalamaya başladı. Ben zevkten kuduruyordum. Seslerim yavaş yavaş belirginleşmeye başladı, odamın içi inlemelerimle yankılanıyordu, ama içerdekiler duymasın diye kendimi tutuyordum. Murat soyundu ve yatağa uzandı, bana sakso çekmemi söyledi. Siki halen inikti. Hafif dil darbeleriyle kafasını yalamaya başladım. Siki ağzımda büyüyordu. Büyüdükçe ben korkmaya başladım, abartısız bir karış vardı ve kalındı. O nazik adam birden çıldırdı, benim saçımdan tutarak kafamı sikine gömüyordu. Ses çıkaramıyordum, o da gırtlağıma kadar sokuyordu. Nefes almakta zorlanıyordum...
Ellerimi sırtımda birleştirerek beni domalttı. Doğum yapmadığımdan ve uzun süredir ilişkim olmadığından, zaten dar olan amım iyice kapanmıştı. O koca yarrağı amıma tek hamlede sonuna kadar soktu. Öyle canım yandı ki, ağzımı ne kadar yastıkla kapasam da, evde çığlık sesim yankılandı. Ama ilk acının ardından zevk almaya başladım. Öyle güzel sikmeye başladı ki, bulutlara uçuyordum. Makinalı tüfek gibi saydırıyodu arkadan amıma...
Birden, "Oooo kolay gelsin!" sesiyle toparlandık. Ama ikimiz de çırıl çıplak yataktaydık. Ali, Erol ve Buğra bizi izliyordu ve hepsinin sikleri ellerindeydi. Ben hemen odadan çıkmaya çalıştım, ama beni yakaladılar, "Nereye gidiyorsun güzelim? Murat'a verdin, bize de vereceksin! Yoksa amcana söyleriz!" dediler. Çok utanmıştım, ama amcamın da öğrenmesini istemiyordum. Amcam öğrense hayatım kararırdı. Mecbur odaya geri döndüm ve tamamıyle oluruna bıraktım herşeyi. Üçünün de siklerini teker teker ağzıma alıp sakso çekerek kaldırdım...
Ben saf saf, hepsi beni amdan siker boşalırlar ve giderler, ben de ellerinden kurtulurum zannediyodum. Meğerse Erol tam götçüymüş. Murat yatağa uzanmış, ben üzerindeyken, Alin'in ve Buğra'nın siklerini yalıyordum. Erol ise arkamdan göt deliğimi parmaklıyordu. Ben ne kadar götümün deliğini kaçırmaya çalışsam da, o tek parmağını am suyum sayesinde hafifce sokmuş okşuyordu, bir taraftan da, "Ben hayatımda böyle göt görmedim, bunu mutlaka sikerim!" diyordu. Ben, "Olmaz!" dedim. "Sus kaltak, 4 adamla sikişiyorsun, bir de olmaz mı diyorsun?" deyip, popomu tokatlamaya başladı. Canım yanıyordu, ama zevkten de bulutlarda uçuyordum. Hayatımda ilk defa birden fazla adamla sikişiyordum. Ve artık kurtulmanın da imkanı yoktu...
Erol beni yatağa domalttı ve sikini göt deliğime yerleştirdi, bastırmaya başladı. Ama nafile, götüm daha önce hiç sikilmediği için çok dardı ve Erol'un kalın yarağı girmiyordu, üstelik ben de acıyacak korkusuyla kendimi kasıyordum. "Tamam, neyse biz de amdan sikelim bari!" dedi ve amımı okşamaya başladı. Ben kendimi yavaşca salmaya başlamıştım, artık kendimi kasmıyordum. Hafiften inlemeye başlamıştım, o koca yarağı öyle bir soktu ki götüme, tüm apartman çığlığımdan ayağa kalkmıştır. Götümden kan akmaya başladı, ama Erol durmadan pompalıyordu. 10-15 dakika sonra yavaş yavaş götüm alışmaya başladı. Erol götümü sikip çekildikten sonra, ben Ali'nin üzerinde amım sikilirken, bu sefer Buğra geçti arkama ve beni götten sikmeye başladı...
Tam 3 saat boyunca dinlene dinle ve dönüşümlü olarak defalarca siktiler beni, amım ve göt deliğim ayrık kalmıştı, kapanmıyordu. Her yerim, ağzım yüzüm, amım götüm döl içindeydi. Bir ara amcam beni aradı ve arkadaşlarını sordu, ben perişan bir ses tonuyla halen uyuduklarını söyledim. "Ne oldu, sesin yorgun geliyor?" dediğinde ise, "Evi temizliyordum amca, ondan yoruldum..." diyebildim.
Amcamın arkadaşları artık sikemeyecek kadar yorulunca gittiler. Amcam akşam geldi, "Kusura bakma, senin de gününü mahvettim. Ama nasıl, iyi insanlar değil mi?" dedi. "Evet amca, çok iyilermiş!" dedim konuyu kapattım.
Ben bu olay burda biter sandım, ama yanılmışım...
[Canan]
52 notes · View notes
durdugumyerdusler · 1 year
Text
sen oradaydın ve bir gün benimle tanışacağını henüz bilmiyordun. sen dizime yattın, ben bi' hikaye anlattım sana. büyüdün, kafamda bi hikaye. bilirsin bunu çok severdin. ikimize bi mutlu son yazdım sonra. o evde senle birlikte oturduk. sustuk. yanımda durdun sessizce. burası soğuk, başka bi yaşamdı. sadece biz vardık. bana baktın; mavi ve telaşsız. sustuk. başka bi yaşamda başka bir mutlu son. biz bunu hak etmiştik. hikayemiz orda bi yerde hep benimle duracak. dayanabilmenin tek yolu bu çünkü. insanın kokusu hep aynı mı kalırmış, şaşırdım.
gözlerimi kapattığımda kollarımda başka biri değil sen varsın, ve sen bunu bilmiyorsun.
0 notes
leylands · 1 year
Text
05.03.2023 kendime;
Korkma. Ağlama. Büyüyorsun. Zaman geçecek, daha çok özleyeceksin. Hiç bitmez sanacaksın o hasret. Neler gelecek, neler geçecek. Nefret ediyorsun bu cümleden biliyorum ama bu gerçek böyle. O gün, bi daha onu hiç görmezsin sandığın o gün, ağlarken uyuya kaldığın o gün var ya. Üç yıl sonra sebebini hatırlamayacaksın. Sen sebebini hatırlamazken o çocuk kapında yatacak sen onu eve al diye. Seni ne kadar sevdiğini anlamayacaksın. Neden sevdiğini... büyüyeceksin. Ve yanına kalacak tek insan da sen olacaksın. Kimse değil. Korkma yeniden aşık olacaksın. Hatta bir gece ansızın, göz yaşları içinde ona anlatacaksın. Diyeceksin ki; "Ben en güzel seni sevdim. Ama ona aşık oldum. Biz senle en baştan olmazdık ama onla zaten olmuştuk." O sana akıl verecek. Bu seni korkutmasın. Neden hep başka bi kadın diye sorsan ona, diyecek ki "diğer kadına da seni tercih ettim ama." Büyüdüğünü anlayacaksın orda. Onun büyümesine ihtimal bile vermezken sen, onu senin büyüttüğünü anlatacak sana. O köpeği severken, o bankta otururken, her kalbine dokunduğunda biraz daha büyümüş olduğunu anlatacak sana. Anlayacaksın. Bu kez gerçekten büyüyecek çünkü. Sende büyüyeceksin. Sarı saçlarının ardından bakacaksın hayata. O evde yaşadığını unutacaksınız. Oturup bütün sahip olduğu sevgililere küfür edebileceksin. O gülecek. Birlikte büyüyeceksiniz ve bundan gram pişmanlık duymayacaksın. Seni yalnız biraktigini biliyorum. Ama bir gün yapayalnız kaldığında seni yalnız bırakacak son kişi o olacak. Bazen bir tek o olacak. Seni yine muhtaç olduğun o uykularda saracak. Sonunuz ayrı olacak ama sonsuza dek birbirinizi yalnız bırakmayacaksınız. Başka kokular saracak etrafını, onun göğsünde uyurken aslında başka hikayelerde esas kız olacaksın. Ben bunları sana ağlayarak daldığın uykuda anlatıyorum. Ama sakın unutma o ve ben, seni her zaman seveceğiz. Ve bil ki bir gün gerçekten mutlu olacaksın.
7 notes · View notes
benikimsepeksevmez · 2 years
Text
Anne buraya uzun süre yazmadigimda seni ozledigimi fark ediyorum. Buraya geldigimde sanki bir yerde kalmisim sonra eve donmusum seni gormusum sarilmisim Sen de hosgeldin kizim demissin gibi oluyor. Oyle hissediyorum. Istanbuldan kuzenimgil tasindi buraya direk kardesin gile gitmisler Sen de ordaymissin. Kuzenim anlatti kocan balkonda sızmıș Sen de kuzenime belki senin sayende gorebilirim (beni) demissin. Sanki cidden istiyosun gormeyi sanki cidden ozledin beni. Sanki cidden sızladı kalbin... Benim aklim almiyor. Annesini 9 aydir gormemesi. 254 gun oldu Anne seni gormeyeli, senle konusmayali. Sesini duymayali 254 gun olmus. 36 hafta, 6096 saat, 365,760 dakika...... Ve en önemlisi ne biliyor musun Ben 9 ay sensizlige alismisim. Ve bu sadece en son gordugum tarih seni ondan once de 4 ay gormemistim sonra yigenimin dogdugunda sadece 10 dakika ve sonrasinda 9 ay. Ben Buna alismisim Anne seni gormemeye alismisim. Sesini duymamaya. Gecen bir ruya gordum. Ablamgile anlatacaktim sonra vazgectim ruyam șöyleydi. "Koy Evi gibi bir yerde oluyoruz kocaman herkes tum akrabalar oturuyor. Sen geliyorsun Anne herkes Ben babam ablamgil șok oluyor sonra sen her gidip tekrar gelmende babanneme falan karsi böyle stres icinde hos geldin derdin simdi de kapida böyle nefes aliyosun sonra adim atip hos geldin hala diyosun babanneme sonra eski evimiz de oluyoruz Ben ne yapacağımı bilmiyorum herkesten saklaniyorum agladigim belli olmasin diye herkes ne tepki verdigimize odaklaniyor Ben is yapmaya kafami dagitmaya calisiyorum ama gozlerim durmadan yasariyo agliyorum kimseye belli etmemeye calisiyorum. Sonra senin ustunde o yelegin oluyor sari olan her koye vs gittigimizde giydigin. Sonra sen misafir odasinda oturuyor oluyorsun Yan tarafta da Ben kuzenim ablam oturuyoruz Ben böyle șoka girmis gibi oluyorum. Sonra mutfaga geciyorum amcamgil geliyorlar "sormuslar mi" falan diye seni kastederek soruyor arka odalara geciyorum yatak odasinin orda duruyorum bakiyorum. Anne seni o evde gordum yillar sonra. Yillar sonra Yan Yana gordum. Seni gordum eski halini. Mutlu oldum çok sevindim ama içimde yanginlar var." bu o gün uyanır uyanmaz aldığım not. Etkisinden çıkmam Zaman aliyor. Ne yaptin Sen Bana. Ne hale geldim Ben. Babam o kadindan ayrildi. Sevindim ayrilmasina. Baska insanlar ile konusuyor. Hayatlari devam ediyor Anne. Herkesin. Herkes bir sekilde devam ediyor. Ama Ben yapamiyorum. Devam edemiyorum. Yapamiyorum Anne. Olmuyor bir türlü. Basaramiyorum sensizligi ustunden 2 yil gecmesine ragmen. Seni çok özledim annem. Çok...
0 notes