Tumgik
#buket uzuner
vardirbirsebebi · 8 months
Text
"Biliyorsun düş kırıklıkları için antibiyotik yapılamıyor."
29 notes · View notes
yorgunherakles · 3 months
Text
bu yıkım duygusundan kurtulabilecek miyim?
ayhan geçgin - son adım
12 notes · View notes
Text
Tumblr media
“Kendini aniden çok bitkin hissetti.
Yıllardır süren yorgunluğun, tedirginliğin ve sürekli uykusuzluk çekmenin ağırlığını duyumsadı bedeninde. Bir yandan da uykuya yeni dalan birinin kâbus gördüğünü yavaş yavaş ayrımsamasına benzer bir huzursuzluk yayılıyordu beynine. Evet kâbus büyüyerek, katmerleşerek geliyordu, ne yapıp etmeli, bir yolunu bulup uyanmalı ve yaklaşan büyük işkenceden kurtulmalıydı şimdi.
Hemen şimdi!
Oysa ne yapacağını, bu kâbustan nasıl kurtulacağını hiç bilmeden öylece oturuyordu…”
32 notes · View notes
pi-no · 2 years
Photo
Tumblr media
Biz farkına varmasak da her fırtınayı hazırlayan tabiat şartları mutlaka önceden birikmiştir. Fırtına bir sonuçtur. Akıl, fırtına toplanırken onu görmek ve tedbir almak için bize verilmiş bir armağandir. Buket Uzuner
63 notes · View notes
uyumsuzunnotlari · 1 year
Text
“Biz insanlar çelişki dolu tuhaf yaratıklarız. Baksana halimize, kendi inşa ettiğimiz hapishanelerde yaşıyoruz - adına ev, aile, akrabalar, töreler diyerek... Sonra bu duvarların arasında boğulup çıldırıyor, ama yıkılmasın diye de uğruna hayatımızı siper ediyoruz.”
32 notes · View notes
dusleraleminde · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
📜İçimdeki bütün uçurtmaların ipleri koptu ve hepsi havaya savruldu.✨
~Buket Uzuner
20 notes · View notes
belmasebilnerede · 11 months
Text
Tumblr media
-buket uzuner, balık izlerinin sesi s.51
3 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 2 years
Text
“Sonuçta bu dünyadan geçip giderken geride sadece şu kalır: Toprağa bir ağaç mı diktin yoksa oradan ağaç mi söktün? Hak mı yedin hak mı dağıttın? Gönül mü kurdun gönüller mi yıktın? Hayat bu kadar sade ve basittir.”
Buket Uzuner
15 notes · View notes
eskimez-46 · 5 months
Text
o bana acıyarak, koruyarak bakmadı hiç. onun bakışlarında hep, ”yanında olacağım, seni anlayacağım, ama sana ait olmayacağım” altyazılarını okudum ben.
1 note · View note
yakazakalb · 7 months
Text
"Hayat sade ve basittir" diyor Buket Uzuner. Hayat sade ve basit midir gerçekten. Yoksa bu bir sığ görüş müdür. Evet sade olmalı ama basit olmamalı kanaatimce.
Herşey şu yukardaki cümle kadar basit olsaydı mesela .Herşey bu kadar karışık olmasa idi. Zihnim herşeyi zor yamaçlara götürüp orada bir güzel biçip dövmeseydi. Dingin olsaydı, karmaşık işlerden, kendine iş çıkarmaktan, düşünmekten uzak olsaydı. Mesela göğe bakınca sadece gökyüzünü görseydi. Göğe bakınca gökyüzüne sığdıramadıkları aklına gelmeseydi. Yürürken, elini bir lavantanın üzerinde gezdirirken, ayağına dolaşmasaydı yürütemediği, elinden tutup da kaldıramadığı şeyler. Karıncayı görünce "tarafımı seçmiş miyim ben de bir su taşıyabiliyor muyum İbrahim'i(as) yakan ateşe" diye düşünüp yangın düşmese idi sinesine...
Ama ben dertliyim. Karışığım. Dertsizlik yorar beni. karışırım düzenlerim, sonra yine karıştırır yine düzenlerim. En çok kendimle savaşım, en çok kendimle nizam. Ve en çok da kendimle barışım ve en çok da kendimle sözleşme ve anlaşmalarım.
İnsan kendisine ne kadar yakın olursa herşeye ve herkese de o nisbetle yakın olur. Kendisine ne nisbetle uzak ise herşeye de o nisbetle uzak.
Şimdi sevgili dost sen de kendine bak. Ülfet edensin sen, insan oluşunda var ülfet etmek. Peki ne kadar alakadarsın âlemle ve koskocaman bir âlem olan içinle?
26 notes · View notes
egeantonio · 1 month
Text
Nemli kaldırımlardan geçti, ıslak çimlerden koştu, boş yollarda yürüdü. Bir sessizlik vardı diye düşündü bu şehirde. Ya da ruhundaki sessizlik şehrin sesini kısmıstı. Koklamak istedi tüm şehri ilk kez. Hep geçtiği yolların, çiçeklerin kokusunu içine çekmek istedi son kez belkide. Uzun bir yolun sonunda vardı kendine. Demek böyle oluyormuş diye düşündü içinden. Bunca zaman hep kendiyle konuşmuştu şimdi gerçekten kendiyle konuşmaya hazırlanıyordu. Bir insan kendiyle ilk tanışmasında ne derdi ki? Merhaba ben, selam kendim, eski dostum… evet Arthur böyle derdi sevdiği herkese eski dostum diye hitap ederdi hep.
“Merhaba eski dostum” dedi kendi mezar taşına bakarken.
“Merhaba eski dostum, biraz erken geldim. Seni son kez yalnız yakalamış olmak ne büyük mutluluk” dedi kendine garip bir tebessümle. Elinde tuttuğu bir buket mor menekşeyi koydu baş ucuna.
“Umarım menekşe seviyorsundur” dedi kendi kendine. “ uzun bir yoldan geldim, sevmiyorsanda gidip yenisini alamayacağım kusura bakma” dedi ardından. “Biliyor musun bugün benim hayattaki ilk günüm” dedi ve sonra ekledi. “Şeninde son günün olması çok acı değil mi?” Eski bir dostuna veda eder gibi baktı kendine ve içinde ki büyük coşkuyu bastırmak istemediğini mırıldandı ruhu bedenine…
~ Dünyada son iki saat ~
Ege A.C
31 notes · View notes
yorgunherakles · 6 months
Text
ama her ayrılık yeni başka yerdeki bir buluşma demektir. her buluşma da yeni bir tutsaklıktır.
d.h. lawrence - lady chatterley'in aşığı
11 notes · View notes
Text
Tumblr media
“Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim.
Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinde bütününü kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu.”
32 notes · View notes
faintingheroine · 2 months
Text
Buket Uzuner about how Turkish women used to name their children Bihter and Nihal after the Aşk-ı Memnu characters:
Tumblr media
“I don’t know if this has a secret or a magic but when I was a child, names that were taken from novelistic characters enchanted me a lot. In our generations our mothers used to name their children after Feride and Kamuran from Çalıkuşu or Bihter and Nihal from Aşk-ı Memnu whom they loved a lot. (In those times women read novels more, and this is still the case). My middle name is one of these for example.”
(…)You had to see how my mother’s eyes used to shine when she was talking about Feride, Kamuran or Nihal, it is difficult to tell”.
Save me Buket Uzuner’s mother save me.
11 notes · View notes
uyumsuzunnotlari · 1 year
Text
“Hepimiz biraz suçlu değil miyiz engel olamadığımız ölümlerden ve mutsuzluklardan sanki? Yangınları, cinnetleri, yoksullukları, savaş ve hırsızlıkları seyrederken, hepimiz biraz katil, biraz hırsız ve biraz da fesat değil miyiz yani?”
24 notes · View notes
matmazelnoraliya · 9 months
Text
"İnsan önce kendisinden başlamalı affetmeyi öğrenmeye."
En acıtıcı yara, asıl yanılanın insanın kendisi olduğunu anlamasıdır. İzi hiç silinmeyen tek yara, kendine ihanet eden bilinç tarafından kanatılmıştır. En güç affedilen hata, insanın kendisine ait olanlardır aslında.
Buket Uzuner, Kumral Ada Mavi Tuna
41 notes · View notes