Tumgik
#edebiyat defteri
Text
Tumblr media Tumblr media
Ben bu sevdayla yürürüm,
Dururum ben bu hasretle...
25 notes · View notes
esoly · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
“Öylesine güzel seviyorum ki seni
Öylesine saf
Öylesine temiz
Öylesine derin
Ve öylesine değil…”
Özdemir Asaf
204 notes · View notes
yorgunherakles · 9 months
Text
aklım reddediyor onu, yüreğimse bağışlıyor.
abelard & heloise - love letters
16 notes · View notes
gecelereanlatonu · 1 month
Text
"Hayalleri kendisiyle alay ediyordu sanki..."
Petersburg Öyküleri Ve Fayton
5 notes · View notes
akoyaincisi · 2 months
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
yeniyazar · 8 months
Text
youtube
İngilizce çalışırken dinlediğim ve hiç bıkmadan dinlediğim bir şarkıydı.
2 notes · View notes
hbedebiyatsanat · 1 year
Photo
Tumblr media
Kültür sanat programımız #KaralamaDefteri’nin bu haftaki konuğu, İnsan Hakları Savunucusu-Eğitimci-Çevirmen-Şair-Yazar #RuhanMavruk olacak. Birlikte, yaşam-sanat çizgisi,  yayınlanmış kitapları ve son kitabı “Hoşgeldin Geronimo” ile edebiyat çalışmaları ve güncel siyasal gelişmeler üzerine konuşacağız. Tüm dostlarımızı söyleşimize Karalama Defteri'ne, #MardefTv 'ye bekliyoruz...TARİH :10 Mayıs 2023 Çarşamba Avrupa saati 19.00Türkiye saati 20.00 MARDEF TV EkranlarındaCANLI YAYIN linkleri :Mardef Radyo / TVwww.youtube.com/c/mardeftvwww.youtube.com/c/HasanBulutNurhakSOSYAL MEDYA :Sosyal medya hesaplarımıza abone olalım, birbirimizi takip edip dayanışalım, sosyal medya hesaplarımızı güçlendirelim. Dayanışma inceliği gösteren dostlara şimdiden çok teşekkür ediyorum...Birlikte güçlüyüz. #KaralamaDefteri YouTube ve Facebook sayfamıza abone olmaya dayanışmaya bekliyoruz.YouTube :- https://youtube.com/@HasanBulutKaralamaDefteri- https://www.facebook.com/HasanBulutileKaralamaDefteri
3 notes · View notes
kendimlesworld · 2 years
Text
Ve beni bu dünyadan uzaklara taşı! Daha uzaklara gidelim ki artık hiçbir şey görünür olmasın!
5 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
“beni güzel hatırla!
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "merhaba"lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.”
6 notes · View notes
promiseforeverstay · 6 months
Text
"Eğer kendi varlığımı sevmezsem,
Yaşamaya nasıl devam ederim ki?"
1 note · View note
hesttiaa · 1 year
Text
Dün akşam dışarıdaydım, evede epey geç döndüm.
Uykuya dalarken iç sesim şu cümleyi tekrarlıyordu;
Sanki herkes ikişer ikişer sayıyor ama ben yediyim..Öyle bir şey.
0 notes
kitaplardangelen · 16 days
Text
Didem Madak kimdir??
Tumblr media
Edebiyat sahnesinin çiçekli ve anne kokan şiirlerinin güzel kadın şairi, Didem Madak’ın hayat hikayesidir....
Didem Madak, 8 Nisan 1970’de İzmir’de doğar. Annesi Füsun, Madak doğduktan 6 yıl sonra şiirlerinde bahsettiği ‘uzun siyah saçlı kız’ Işıl’ı dünyaya getirir. Öğretmen olan anne babaları ile birlikte çok mutlu olan bu iki kız kardeş aynı zamanda çok iyi arkadaştırlar.
“Işıl çocuktu o zaman, ben de öyle,
Mevsim kesin yazdı, karpuzdan feneriyle,
Hani her çocuğu başka bir çocuğa yaklaştıran bir şarkı vardır ya,
Kıyıya yanaşan bir gemi gibi.”Zorluklarla geçen çocukluk yılları
Didem Madak’ın çocukluğu fırtınalı geçmiştir. 12 Eylül döneminde babası okul müdürüyle tartıştığı için Uşak’a sürülür. Fakat annesi Füsun Hanım’ın tayini çıkmadığı için kızlarıyla birlikte Burdur’da kalır.
Ülkenin çok karışık bir süreçten geçtiği bu dönemde yalnız kalan Füsun Hanım ve kızları korku dolu günler geçirir. Füsun Hanım bir gün, geceleri onları uyutmayan arka bahçedeki mısır yapraklarının hışırtılarını engellemek için bıçakla hepsini yok eder.
Madak’ın her şiiri yaşanmış bir anıdır… Bu olayla ilgili de şu dizeleri yazmış defterine;
“Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
.Diye başlayan bir çocuk romanında.”
Annesini kaybettiği (onu şiire iten) yıllar
Didem Madak 13 yaşındayken, henüz 38 yaşında olan annesini beyin kanseri nedeniyle kaybeder. Madak’ın zorlu günleri başlamıştır.
“Ölen her kadın için şiir yazdım. Onları Muc’a evin karşılığında verdim,
Çok ucuza.
Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: Anne!”
Füsun Hanımın ölümünden kısa bir süre sonra babası ikinci evliliğini yapar. Bu evlilik artık Didem ile babasının arasına bir duvar örmüştür.
“O günleri hatırlayınca Edip Cansever’in şu dizesi gelir aklıma: ‘Bir azarlamayla ölümü düşünen çocuklar gibi…’ Bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.” Hayatın elini beline koymuş sinirli bir üvey anne gibi bizi azarladığını ve kardeşimle el ele tutuşup hayallerden balkonumuza sığındığımızı hatırlıyorum.”
Bu olay sonrasında babası için de tabii ki birkaç dize yazmıştır Didem Madak;
“Babam…Çıkarılmış bir adam bütün fotoğraflardan.
Kader neydi sanki o zaman,
Masada açık unutulmuş Turuncu kulaklı bir makastan başka…”
“Yaşasaydın, hayatının ortasına Güller yığan bir adam olsun isterdim babam.”
Bir gün Işıl’la oturup annesinden onlara bir şey kalmamasından yakınırken, teyzeleri onlara hayatlarını değiştirecek birkaç hediye verir. Bu hediyeler el yazması bir şiir defteri ve Varlık Dergisi koleksiyonudur. Bu andan sonra Didem Madak şair olur işte…
Üniversite yılları ve ilk evliliği
Tüm yaşadıklarını kaleme dökmeye başlayan Madak Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlar. Üvey anne ve babasıyla yaşadığı evden ayrılmak istediği için kendince bir yöntem bulur. Birinci sınıfta tanıştığı biriyle gizlice evlenir, evden ayrılır ve okulu bırakır.
“Ardımda kırık bir ayna Üvey anneleri hayatımın. Batsın diye güneşe tempo tutan o kız çocuğu… Evden kaçışımın pembe spor ayakkabıları vardı. Hüzün neydi sanki o zaman Artık kullanılmayan dikiş makinası annemden kalma.”
Evden kaçışı sonrasında çok zor dönemler geçiren Didem Madak, birçok farklı işte çalışır geçimini sağlamak için. Genç yaşta yaptığı evliliği pişmanlıkla sonuçlanır ve boşanır. Boşandıktan sonra maddi sorunlarla boğuşur ve bir bodrum katında yaşamaya başlar. Bu eve taşındıktan sonraki halini “Birden yazmaya başladım.” diye ifade eder.
Bodrum katında yaşadığı tüm zorlukları anlatır şiirlerinde. Bir söyleşide “Rutubete dayanıldığı sürece şiir yazmak için çok iyi yerler.” diye bahseder bodrum katından.
Didem Madak, bu dönemde çok yalnız kalır. Kardeşi Işıl, sadece süt ve çikolata yiyerek ayakta durduğunu, hayattan memnun olmadığını, hiçbir şeyin istediği gibi gitmediğini anlattığını söyler.
Didem Madak, üç yıl boyunca kaçar sevdiklerinden. Yakın arkadaşı Müjde Bilir bir röportajda onun kaçışını şöyle anlatıyor: “Didem beni bir akşam aradı ve annesini özlediğini anlattı. Taksiye binip bana gelmesi için ikna ettim. Geldiğinde mahcup ve çekingendi. Anne şefkatine duyduğu özlem derinden belli oluyordu. ‘Çok mutsuzum’ dedi. Ertesi gün buluşmak için sözleştik. Ancak Didem gelmedi. Didem’in evine gittiğimde duvara iliştirilmiş bir not buldum. ‘Sevgili Müjde, Maviş Anne içimden hiçbir şey söylemeden gitmek geldi. Seni seviyorum. Dün gecenin şiiri zaten yazılmıştı, ben sadece kaleme alacağım.’”
Müjde Bilir için yazdığı şiirde şöyledir;"İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuz için dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.
Ben ölürsem mutsuza iyi bak! ""Kadınlık kimliğimden sıyrıldım"
Sonraki üç yıl boyunca Madak’tan haber alınamaz. Sadece kardeşi Işıl’ın yanına gider ara sıra. Gidişlerinden birinde Işıl’ı çok şaşırtır. Örtünmüş olarak çıkar karşısına.
“Örtündüm ben… Her şeye karşı… Kadın kimliğimden de sıyrıldım. Bu beni rahatlattı.” der.
Didem Madak, bu dönemde tasavvufla ilgilenir. Kardeşi Işıl Madak’ın bu dönemiyle ilgili “Çok umutsuzdu. Kapanarak bu durumdan bir çıkış yolu bulacağını umdu. Ablam o dönemden inanarak kurtuldu. Yoksa kayıp gidecekti. Hukuk Fakültesi’ni de bu dönemde bitirebildi.” der.Bu durumu da şiirlerinde şöyle anlatıyor şair:
“Allah benim çaresizliğimdi, artık konuşabileceğim kimsem kalmadığı için konuştuğumdu.”
Çok şey yaşadığı bu dönemi “Ah’lar Ağacı” şiiriyle anlatır:
“Ben acılarımın başını
Evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım.
"Grapon Kağıtları"
Bu dönemde kardeşi Işıl, ‘İnkılap Kitapevi 2000 Şiir Ödülü’ yarışmasından bahseder.
Didem Madak bununla ilgilenmeyince kendisi bütün şiirlerini toplayarak yarışmaya gönderir. Üstünden bir süre geçtikten sonra “Grapon Kağıtları” dosyasının yarışmayı kazandığı haberi gelir.
Didem Madak, bu süreçte internette şair ve avukat olan biriyle tanışır. Şair olmasından çok etkilenerek bu adamla buluşur. Günün sonunda genç adam bir şiir yazmalarını teklif eder. Adam, ikinci buluşmada kendi şiirini okur. Sıra ona geldiğinde ise Didem şu şiiri okur;
"Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
Limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!"
“Kadın kimliğine geri dönüş”
Ödül töreni için İstanbul’a giden Madak, yarışma öncesinde örtüsünü çıkarır.
Bu bir nevi onun tabiriyle “kadın kimliğine
geri dönüş” sayılabilir.
Didem Madak, ödülünü aldıktan sonra İstanbul’da yaşamaya başlar. Bir süre sonra
eşi Timur ile evlenir ve 3 yıl sonra kızı Füsun’u dünyaya getirir.
Anne kokan şiirleriyle veda ettiği yıllar
Kızının doğumundan sonra şiir yazamayan Madak tıpkı annesi gibi kansere yakalanır.
24 Temmuz 2011'de yani 41 yaşında kolon kanseri nedeniyle yaşamını yitirir.
Didem Madak’ın ödül töreni sırasında tanıştığı arkadaşı Şükran Yücel’e gönderdiği e-postadaki metin şöyledir:
“Canım Kızım Sana mektup yazacağım.
Çünkü artık başka bir şey yazamıyorum.
Bu konuda pek de dertli değilim doğrusunu istersen. Sen bana belki bugüne kadar yazdığımdan başka türlü bir yazı yazmayı öğretirsin. Kendimi bir sonbahar ağacı gibi hissediyorum.
Mutlu bir sonbahar ağacıyım ben.
Yere düşen yapraklarımı eğilip topluyorum. Saçıma tutuyorum. Bakın yakışmış mı diye soruyorum. Sonra yaprakları havaya savuruyorum.
Ben iki kişilik bir kabilenin me isimli kölesiyim. Çünkü sen acıktığında me diye ağlıyorsun ve bu ismimi seviyorum reis! Canım kızım, cehaletimden şair oldum…
Annesizlikten.
Sen sakın şair olma!”
"Anlatarak bitiriyorum hayatımı
Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat.
Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma,
İsmini her şey koydum.
Simli ojeler sürdüm yanlızlıktan sıkıldığımdan,
Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım,
Yıldızlı bir gecenin"..
Didem MADAK
8 Nisan 1970 Doğum Günü Anısına
Sevgi, saygı ve rahmetle
Mekânın CENNET Olsun GÜZEL İNSAN
38 notes · View notes
bahariinyo · 3 months
Text
Evet şimdi tatil bitmeden yapmam gerekenleri belirlemem lazım çünkü böyle gitmiyo hiçbir şey.
☆⁠-) Öhm öncelikle kalan 30 küsür Edebiyat paragraf sorularını bitirmem gerekiyo, heralde hallederim bu akşam. Olmazsa da yarın sabah bitiririm.
☆⁠-) Matematik ders kitabı soruları var ve bi kere bile açıp bakmadım ne kadar var diye. Umarım çok değildir ama yarın başlamayı düşünüyorum gibi gibi.
☆⁠-) Kimya defteri zıkkımına çizilecek şeyler vardı. Son dakkaya bırakıcam gibi onu ama neyse bakacaz ona da.
☆⁠-) Coğrafya defterine yazıp çözülecek sorular var, normalde hoca gruba attığında çalışma defterimde çözmüştüm hepsini ama normal defterde istiyomuş hanımefendi. Mecbur onu da yarın halledicem.
☆⁠-) Fizikten kalan çözülmemiş sorularım var. Kontrol edilirse falan diye belki bitirmeye çalışırım ama hiç sanmıyorum yapacağımı.
☆⁠-) Tarihten izlemem gereken 3 film ve fotokopisi çektirmem gereken sorular var. Yine son dakkaya bırakırım, geç.
☆⁠-) Resim dersi için çizmeye fotoğraf bulup hocaya atmam + fotokopisini çektirmem lazım. Yine son dakikalık iş, bunu da geç.
☆⁠-) Çalıkuşu romanına başlamıştım, sınav kitabı olduğu için onu da bitirmem lazım. Arada akşamları göz gezdirmeye çalışıcam diyelim.
☆⁠-) Son olarak da İngilizce proje ödevim için bi kitabı okuyup özetini vesaire çıkarmam lazım. Yine yarın başlarım be. Halledecez ya.
2 notes · View notes
sinigami · 1 year
Text
Türkiye Defteri, 1971-75 arası yayınlanan aylık edebiyat ve siyaset dergisi. Sahipliğini ve sorumlu yönetmenliğini Naci Çelik Berksoy’un yaptığı dergide Kemal Tahir, Selahattin Hilav, Sezer Tansuğ, Selim İleri, Tomris Uyar, Leyla Erbil, Hilmi Yavuz, Necati Güngör gibi isimler yazıları ile yer almıştır.
13. Sayısını bulmuştum ama tüm sayıların pdfi varmış
5 notes · View notes
uzunburakefendi · 2 years
Photo
Tumblr media
. "Thomas Hardy'nin karısı Emma'nın tuttuğu yirmi yıllık günlük kocasının karakter bozukluklarına dairdir, karısı ölünce Hardy defteri yakar. İkinci karısı Florence onu iki haftadır dışarıda kimseyle konuşmadığı için eleştirince Hardy'nin itirazı vardır, "Çöpçüye günaydın demiştim" der. / Emile Zola'ya göre Boudelaire'in Kötülük Çiçekleri yazıldıktan yüzyıl sonra, edebiyat tarihinde bir dipnot düzeyine inecektir. / Puşkin'e göre karısı Nathalie, âşık olduğu 113. kadındı. / Sylvia Plath'in Londra'da intihar ettiği dairenin eski kiracılarından biri de 1923 Nobelisti W. B. Yeats idi. / ... / Sigmund Freud'un İngilizcede ilk kitabını Virginia Woolf'un yayımevi Hogarth Press basar." syf.167 . "Batı'da kitap izciliği diye bir kadim meslek var(dı). O tuhaf kişiler erişilemeyen kitapları zevkle arar, bulur ve bir hizmet bedeli karşılığında müşterilerine sunarlardı. Türkiye’de bu görevi -kısmen- sahaflar üstlenir. İnternet olanakları yüzünden bu meslek de yok olmak üzeredir. Anglo-Amerikan kitap dünyasının efsanevi kitap izcisi Martin Stone'du (1946-2016). Bizi tanıştıran sahaf onun için, sokakta yürürken hangi evde nadir kitap olduğunun kokusunu alır demişti." syf.274 Yeni bir kitabının yayımlandığı duyar duymaz almaya koştuğum gözde yazarlarımdandır Selçuk Altun. Okunacaklar, görülecekler, dinlenecekler listemin dolup taşmasının sorumlularından biri de kendisidir. Gönderideki Chopin eseri de kendisinin tavsiyelerinden biri. #selçukaltun #kitapiçin5 #işbankasıkültüryayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri https://www.instagram.com/p/ChxtvNxNrVW/?igshid=NGJjMDIxMWI=
4 notes · View notes
yeniyazar · 10 months
Text
youtube
şarkı severdim ama çevirirken içim dışıma çıktı. Uzun bir süre duygusal şarkı çevirmeyeceğim...
iyi dinlemeler...
2 notes · View notes