Tumgik
#elini tutmak
uzaktansevdim · 1 year
Text
Sadece seninle hayatı yaşamak istiyorum. Her ne olursa olsun sadece seninle. Birbirimize sözler verelim. Aramıza kimseler girmesin diye. Girerse bile o kişi için duvar örelim. Çünkü 3. Kişi girerse ilişkimize, o duvarları eline alır ve senle benim arama örer. Yıkması zor olur.
Enkazda kalmaya hazırım. Ben seninle olabilecek en kötü şeylere bile hazırım. Yeterki elimi sen tut. Her şeyi üstesinden geliriz o zaman. Gelsin hayat bildiği gibi biz seninle hayatı da alt ederiz.
Bugün bana söz verdin. Elimi bırakmayıp benimle o enkazın altında olacağına. Her nolursa olsun bir anlığına bile elimi bırakmayacağına söz verdin. Bunu kilometrelerce uzaktan dedin. El ele tutuşmak uzaktan da olabilecek bir şeymiş. Bunu bana sen öğrettin. Sevmek görmeden de olabilirmiş. Bunu da bana sen öğrettin. Ama sözüm olsun bir gün gerçekten elini tutucam. Ömrümün sonuna kadar da bırakmayacağım.
83 notes · View notes
yusuf-krk · 1 month
Text
Dilruba-Hanedan.... Gönül Hanem....
Sevgilim olsun istemiyorum.
Sevdiğim olsun istiyorum.
Hergün ''görmek'' değil.
Benim olduğunu bilmek istiyorum!
Elini tutmak değil.
Kıyamadan sadece dudaklarında bitmek istiyorum..
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
130 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 1 month
Text
Günaydın hayırlı cumalar
BURALAR Soğuk,
Buralar KARANLIK Sensiz...
Dipsiz Bir Kuyu Belki DE...!
Anlatılmaz Yaşanır Derler
Ya Hani...
İşte O Hesap Benimki DE...
Bir Garip DUYGU DÜŞTÜ Yüreğime...
Özlemlerin EN Dayanılmaz ANI
Sanki Bu GÜN...!
Herşeyi Bırakıp SANA Koşmak İstedim
AMA Ellerimi Bırakmıyor
Çaresiz ÇIKMAZLAR...
Ümidin Bitti, Biteceği YERDEÎM...!
Sanki AYAKLARIMA Zincirler Vurulmuş...
O Bir ADIMI Atamıyorum..
SADECE Seyrediyorum SENİ...
Dizlerine YATIP Elini
Sımsıkı TUTMAK İstiyorum...
Gökyüzüne BAKAR Gibi
Gözlerine DALMAK İstiyorum...
Sana BAKARKEN Zincirlerin
AYAĞIMA Değil YÜREĞİME
VURULDUĞUNU Hissediyorum...
İçin İçin YANAN Yüreğime...
SENÎ Sevenin BEN DEĞÎL
Yüreğim OLDUĞUNU ANLIYORUM..!!
Tumblr media
Tumblr media
142 notes · View notes
efulim-men · 3 days
Text
Tumblr media
İnsan kendisini anlayanın yanında kıymetlidir. Sevgi, Yanlızca iki insanın birbirini anlayabildiği müddetçe Olacaktır. Siz söylemeden sizi anlatan cümlleler Kuran, elini tutmak isteyip, henüz siz tutmadan Elinizi tutan birisi olmalı.. uzun uzun konuşmak Değil mesele. Sizi anlayan olduğunda anlatmak dahi istemiyorsunuz, yanlızca göğsüne uzanıp saatlerce dinlenmek istiyorsunuz..
61 notes · View notes
yandikalbim · 9 months
Text
Sevgilim olsun istemiyorum.
Sevdiğim olsun istiyorum.
Hergün 'görmek' değil.
Benim olduğunu bilmek istiyorum.
Elini tutmak değil
Kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum.
İki gün değil, ebediyen sürsün istiyorum.
Uğruna ölmek değil.
O'nun için yaşamak istiyorum.
204 notes · View notes
sakinolkedi · 29 days
Text
Şunu bir tutar mısın diyip elini sıkıca tutmak.
42 notes · View notes
soguk-ruh · 7 months
Text
Yorgunum. Nefes almak bile yoruyor artık. Her şeyi suçluyorum bu ara yaşamaya neden falan arıyorum ama yeni yeni fark ediyorum ben kendimi sevmeyi becerememişim. Her şeyden nefret ediyorum derdim hep nefret hiç benlik değilken şimdi farkındayım ben sadece kendimden nefret ediyorum. Bu beni her gün daha da dibe götürüyor. Gün aşırı ağlıyorum, her şeyi bahane ediyorum. Ben kendimden haz etmiyorum. Ben bu ara çok susup çok ağlıyorum. Gözlerimden akan yaşlar hakim olamadığım için ne konuşabiliyorum ne de yazabiliyorum. Kayboluyorum. Birinin elini tutmak istiyorum ama herkes yabancı. Kalbimin varlığını ilk kez bu kadar iyi hissediyorum benim kalbim var ama ben o kalbi de içini de sevmiyorum. Kafamın içindekini ukala buluyorum. Sevemiyorum ya sevemiyorum, kendini sevmeyen biri yaşamayı sevebilir mi? Geleceğe umut bağlayabilir mi? Her gün yaramı kanatsam yaram kabuk bağlayabilir mi...
116 notes · View notes
hisboslugu · 5 months
Text
içimden sana kuş lokumu almak, gül reçeli yapmak, ekmek kızartmak, çiçek toplamak geliyor. ben nanelisini severim sen hangisini, bilmek. çok aradığın kitabı bulmak, uzun zamandır beklediğin filme bilet almak, cebimde anahtar yerine elini taşımak istiyorum. içimden sana kaşkolumu vermek, sana tuzu kaçmış, tuzu yokmuş yemekler pişirmek, süt ısıtmak, ceketindeki tozu elimle almak geliyor. birlikte sığırcık sürüsü seyretmek, sana kağıttan oklar üflemek, sana en fazla ve sadece bu kadar zarar vermiş olmak istiyorum. içimden sana yaka iğnesi seçmek geliyor. kol düğmesi ve duvar saati. sana hediyeler aramak, sana paketler, kurdeleler. istiyorum ki tütsüler yakıp, eski şarkılar açıp, pencereden sarkalım ay ışığı, ayçiçeği, ayçöreği, ayçekirdeği... sevdiğim her şeyi seninle paylaşayım. içimden saçını taramak, yüzünü yıkamak, sana havlu tutmak; havluyu önceden ısıtmış olmak geliyor. sana meyve soymak, meyveyi ellerimle toplamış olmak, sana günaydın diye bağırmak, sana iyi geceler diye fısıldamak, gördüğüm tüm rüyaları iyiye yormak, seni hiç yormamak istiyorum. hiç bilmem ama içimden sana mızıka çalmak geliyor. sana nar ayıklamak, sana pansuman yapmak, senin için buhurumeryemler büyütmek, seninle durup hep göğe değil; biraz da toprağa bakmak. kırkayaklar kuşlar kadar güzeldir demek, seninle yabanıl otları bile sevmek geliyor içimden. içimden sana kaşkol örmek, yanağına düşen kirpiğini almak, yılın ilk karını, baharın ilk tomurcuğunu seninle görmek geliyor. seni süt köpüğüm, seni denizköpüğüm diye sevmek. seni çocukluk hatıralarını anlatırken dinlemek, seni mümkün olsa yeniden bu kez ben büyütmek istiyorum. içimden en güzel denizlerde seninle taş sektirmek, kalbimin derinliğini seninle ölçmek, ellerimle topladığım çiçeklerden sana ayraçlar yapmak geliyor. sadece kitaplarda değil, hayatına da kaldığın yerden benimle devam et istiyorum. istiyorum ki içimden gelen her şey senin de içinden gelsin, içim içinmiş olsun mu?
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
44 notes · View notes
derdiderun · 2 months
Text
Temiz Dil Temiz Hayat
Dil konusunda ısrarla uyarıldık. Ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler, bütün ahlâk kitaplarımız, ağzına geldiği gibi konuşmanın sonuçları hakkında verdikleri ürkütücü haberler bin düşünüp bir konuşmaktan başka seçenek bırakmıyor.
Fakat insanız, cahiliz; cehaletin verdiği cesaretle durmuyoruz, duramıyoruz. Allah'ın Dini'nin bize giydirmeye çalıştığı asalet, bilgelik kaftanını elimizin tersiyle itip keyfimize göre takılmak istiyoruz. "Ya hayır söyle ya sus" hadis-i şerifinin teklif ettiği vakar belli ki fazla geliyor.
��imdi sosyal medyalarımız da var. İstediğimizi söylemekte, paylaşmakta, göstermekte özgürüz. Fakat mutlaka farkındasınızdır, topluca hastalanıyoruz. Manevi ziyandan söz etmiyoruz, gerçekten psikolojimiz tarumar. Birimizin virüsü binimizi hasta ediyor. Nevrozların, psikozların bu denli yaygın olmasın- da her lafa kulak vermenin, her meseleye dâhil olmanın ciddi etkileri var.
"Sosyal medya kullanmak konuşmak ya da dinlemek midir?" Evet, öyle. Fıkhımız öyle diyor. Etkileri bakımından psikologlar da aynı şeyi söylüyor. Sonuçta lafa giriyoruz; okuduklarımızdan, gördüklerimizden etkileniyoruz.
İslâm insanın gözünü kulağını, elini ayağını temiz tutmak istiyor. Mesela necasete bakılmaz, çirkin ses ve söz dinlenmez. Her iş yapılmaz, her yere gidilmez. Cenâb-ı Mevlâmız nezih yaşamamızı istiyor. Çünkü kalplerimiz gördüklerimizden, duyduklarımızdan, konuştuklarımızdan, yapıp ettiklerimizden etkileniyor. Bin bir emekle inşa ettiğimiz maneviyatımız toza dumana karışıyor.
"Söz gümüşse sükût altındır", "bülbülün çektiği dili belasıdır", "el yarası geçer, dil yarası baki kalır", "dilin cirmi küçük, cürmü büyük", "ağzından çıkanı kulağın duysun" gibi nice atasözlerimiz boşuna değil. Çoğu anlık duygularla, işin aslı bilinmeden, boş zanla yapılan sosyal medya paylaşımları karşısında hiç değilse nesillerin tecrübesini taşıyan bu atasözleri akla gelmeli. Elbette konuşurken de.
Semerkand Dergisi - Şubat 2024 Sayısı
24 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 1 year
Text
GÜNAYDIN ARKADAŞLAR
BURALAR Soğuk,
Buralar KARANLIK Sensiz...
Dipsiz Bir Kuyu Belki DE...!
Anlatılmaz Yaşanır Derler
Ya Hani...
İşte O Hesap Benimki DE...
Bir Garip DUYGU DÜŞTÜ Yüreğime...
Özlemlerin EN Dayanılmaz ANI
Sanki Bu GÜN...!
Herşeyi Bırakıp SANA Koşmak İstedim
AMA Ellerimi Bırakmıyor
Çaresiz ÇIKMAZLAR...
Ümidin Bitti, Biteceği YERDEÎM...!
Sanki AYAKLARIMA Zincirler Vurulmuş...
O Bir ADIMI Atamıyorum..
SADECE Seyrediyorum SENİ...
Dizlerine YATIP Elini
Sımsıkı TUTMAK İstiyorum...
Gökyüzüne BAKAR Gibi
Gözlerine DALMAK İstiyorum...
Sana BAKARKEN Zincirlerin
AYAĞIMA Değil YÜREĞİME
VURULDUĞUNU Hissediyorum...
İçin İçin YANAN Yüreğime...
SENÎ Sevenin BEN DEĞÎL
Yüreğim OLDUĞUNU ANLIYORUM..!!
Tumblr media
111 notes · View notes
eylences-blog · 9 months
Text
Genç Misafirimiz Bölüm 3
Ertesi gün evde Selimle yalnızdık. “Tarık ağbi daha yakından seyretmek istemez miydin? “ dedi damdan düşer gibi. Tam ne dediğini anlayamadım. Aklıma onları seyretmem geldi. Aman allahım görmüş müydü beni dikizlerken. Anlamamış gibi yaptım. “Ağbi karşıda ayna vardı seni gördüm iki seferinde de “ Kıp kırmızı oldum. Ağzımı açamadım. Kontrolün kendisinde olduğunu farketti. "Istersen yanımıza gelebilirsin. Sibel bu konulara açık kız. Söyledim çok eğlendi yaptığını duyunca“ dedi. Rezil olmuştum. Tam bir rezalet. “Hayır canım olur mu hiç?” dedim sadece. "Aman ağbi nazlanma. Sibel'i kim seyretmek istemez. O kadar güzel kız. Taş gibi körpe. Ama ellemek yok haaa! Karışmadan.” dedi gülerek. Hayır demediğime göre kabul ettiğimi anladi. “Ağbiciğim anlamışsındır Dilek abladan ne kadar hoşlandığımı. Sen de bana onun kilotlarını falan elletirsin. Ne güzel olur aramızda erkek erkeğe bir dayanışma olur.” Diyecek bir şey bulamadim.
-Hadi, ağbi yatak odanıza gidelim. Ablamın kilotlarini görmek istiyorum.
Önden yürümeye başladı. Arkasindan yürüdüm engellemek için. Odaya girmişti bile. Çekmecekleri açıyordu. “Burda mı? Burda mı? “ diye sorarken buldu. Birini tutup çıkardı. Elinden almaya cesaret edemedim. Fena yakalanmıştım. Çocukla kavga etmeye niyetim yoktu. Bize maddi olarak da o kadar büyük bir refah sağlamıştı ki varlığı. Riske atmak istemedim yeni düzenimizi 
 -Ağbi çok güzel ya. Bunu içinde ne güzel görünüyordur ablam yaa!
Bir kaç tanesini daha çıkartıp tek tek yorum yaptı. Sonra birini önüne sürtmeye başladı. Ben sesimi çıkartmadıkça cesareti artıyordu. Gömleğini çıkardı. Üstünde kot pantolonuyla yatağımıza sırt üstü uzandı.
-Ağbi senden bir şey istiyeceğim. Lütfen beni kırma. Hayallerimin birazını yaşamama yardım et. Bak benim sayemde Sibel’i nasil seyrediyorsun.
Durumumu tekrar hatırlatarak elini güçlendiriyordu. 
 -Ben şimdi gözlerimi kapatacağım. Sen sanki Dilek ablaymışsın gibi yavaşça fermuarımı açacaksın. Ardından da kilodumu sıyıracaksın aşağıya. Benimki çıkınca da üstünde ablamın kilotunu hafif hafif sürtüp gıdıklayacaksın. Beni tahrik edeceksin.
Bunu söyleyip elime karimin kırmızı dantel kilotunu tutuşturdu. Tereddüt ettim. “Hadi ağbi, biz kankayız artık yaa” dedi. Isteksizce yanına yaklaştım. Bir elimde acemice tuttuğum kilot, öteki elimle pantolonunun düğmesini açtım. Erkekliğinin üstünde olduğumu düşündüğüm için fermuarın ucunu tutmak için biraz çekindim. Aşağıya doğru çektim. kilotunun içinde bir canavar olduğu besbelliydi artık. Tam serleşmemiş hissediyordu ama kilodunu doldurmuştu. Dokunmalarım tahrik etmiş olmalı ki gözlerimin önünde büyüdü. Ben kilotu sıyırmadan dışarıya çıkmaya başladı. Kocaman bir başı vardı gerçekten kızın korktuğu kadar vardı. 
 -İndir ağbi kilotumu. Rahatlasın biraz
Elimi erkekliğine değdirmeden, kilota parmağımı takıp aşağı doğru çektim. O kadar Kocaman bir şeydi ki ben de erkek miyim diye düşündüm.
-Ağbi pantolonumu biraz aşağıya çek. Kilotu da.”
Dediklerini sorgusuz yaptım. Şimdi taşaklarından göbeğine kadar uzanan kalın bir yarak duruyordu karşımda. Koyu renkli ve çok güzeldi. Dilek bunu görse tapardı.
-Hadi ağbi, başlasana.
Karımın kilotunu sağ elime alıp yüksekten tutarak hafif hafif Selim’in yarağına değdirmeye başladım. Aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı yavaşça gidip geliyordum. Selim kendinden geçiyordu.
-Ohhh! Zeynep abla sana bayılıyorum. Hastayım sana.
 Yarağı daha da sertleşiyordu. Onu böyle görmek beni de heyecanlandırmıştı. Karım için söylediklerine kızmama rağmen çok tahrik ediciydi. Daha arzuyla gezdirmeye başladım karımın kilotunu yarağının üstünde. Onu deli etmek istiyordum. Eğilip kulağına fısıldamaya başladım.
-Ohh! Selim, Zeynep ablan çırıl çıplak yatakta. Sana bunları yaparken dolgun memeleri dalgalanıyor. Uçları sim dik olmuş.
Selim zevklendikçe ben daha aşka geliyordum. Resmen bunları karımın ona yaptığını düşünüyordum. Dakikalarca bir birimizi azdırdık. Soluk soluk soluğaydık artık. Selim sert bir şekilde elimi yakaladı. Yarağını tutturdu.
-Asıl ağbi. 31 cektir bana. Boşalt beni Dilek Ablam için. Kilotunun üstüne fışkırayım. Ona giydir bu akşam.
Alev alevdi yarağı. Karım için yanıp tutuşuyordu bu çocuk. Boşaltmalıydım onu. Avucuma tükürdüm. Taş gibi yarağını kavradım. Elime zor sığıyordu. Aşağı yukarı sıvazlamaya başladım. O an onu kıskandım. Böyle bir şeyi tutmak bile çok güzel duyguydu. Benimki ne kadar küçükmüş. Ne kadar zayıf. Elimdeyken kıymetini bilmem lazım diye düşündüm. Öteki elimle de taşaklarını avuçlamak istiyordum ama karımın kilotunu deliğinin önünde tutmam gerekiyordu. Dölleri boşa gitmemeliydi. Hala karımla ilgili şeyler söylüyordum. Dakikalarca 31 çektirdim ona. Sonunda avucumda sarsılan bu canavarın deliğinden fışkıran döller karımın kırmızı kilotunun üstüne birikmeye başladı. 
 -OHHH! Ablam! Dilek ablam… Seni istiyorum. Senin için boşalıyorum. OHHHHHHH!
Bitmiyordu. Taşacaktı minik dantel parçasından. Avucumu açıp engellemeye çalıştım. Uzun bir ohh çektikten sonra durdu. Bir kaç saniye sonra Gözlerini açıp bana baktı gülerek. "Ağbi harikaydın” dedi nefes nefese. Ben de kendimden geçmiştim. Sessizce "iyiydi” dedim. Kendi sikimi düşünecek bir ortam değildi maalesef. Karımın kilotunu dikkatle sehpanın üstüne koydum.
-Ağbi ben biraz uzanıp dinleneyim burada
Yatağın karşısindaki koltuğa oturdum. Sakinleşmeye çalışırken gözlerimi yatakta uzanan Selim’den alamıyordum. O yatağa yakışıyordu bunu farkettim. O sabah ilk defa bu evin erkeği olmaya aday biri olarak gördüm onu ve korktum bu piç kurusundan.
 Devamı var
42 notes · View notes
kizilelma035 · 11 months
Text
Tumblr media
Senin elini tutmak;
Koca bi şehri fethetmek gibi,,
75 notes · View notes
bvcwei · 1 year
Text
bazen elim kesik olsa bile birinin elini sımsıkı tutmak istiyorum. varsın acısın, sorun değil diyorum. ama demekle değil işte. neyse.
74 notes · View notes
delitay · 12 days
Text
Tumblr media
Rabbim şehadetini kabul eylesin dünyanın en güzel hayal kuran insanı. Mekanın cennet olsun kıvırcık kardeşim, ölene kadar unutmayacağım seni...
Lütfen şehit kardeşim için bir Fatiha okuyun.🤲
🤲
…………..
- Merkez 73 75 …. sokaktan silah seslerinin geldiği bildiriliyor.
- 73 75 Merkez, anlaşıldı yakınız kontrol edip bilgi vereceğiz…
Gecenin karanlığını ekip otosunun farlarından fışkıran titrek ve sessiz ışıklar delerken gidilen sokağın en kuytu köşesinden silah sesleri gelmeye başladı. O anda ‘‘Vuruldum laan…’’ sesi yankılandı kulaklarımda… Yalçın yığılıverdi koltuğa. 3 el mi, 5 el mi, 5000 el mi, kaç el ateş edildiğini anlayamadım bile…
- 73 75 merkez tarandık, arkadaşımız yaralandı, acil ambulans ve takviye gönderin, biz karşılık veriyoruz…
Bir an kademeden yeni çıkmış ekip otomuzun kevgire döndüğüne üzüldüm anlamsızca…
Yalçın’ı koltuğa uzatmak için tuttuğumda elim sırılsıklam ıslandı, elime baktım, kandı elimi ıslatan. Göğsünü delip geçmişti kurşun.
………….
- Ölüyorum galiba dostum…
- Ne ölmesi Yalçınım, ne ölmesi, bir şeyin yok şimdi ambulansla geliyorlar, rahat ol sen…
...............
Zaman durmuş, korkunç bir sessizlik kaplamıştı ortalığı. Namlulardan fışkıran mermilerin ıslık seslerinide, telsizden gelen telaşlı metalik sesleride duymuyordum artık. Duyabildiğim tek ses Yalçın’ın hırıltılı ve hızlı hızlı alıp verdiği nefes sesiydi…
Ne kadar zaman geçmişti acaba? Beş dakika mı, beş saat mi, beş asır mı? Yoksa zaman durmuş muydu, farkında bile değildim...
- Kopuyor, sıkı tut dostum…
Neyin koptuğunu anlamam mümkün değildi ama anlamış gibi;
- Tuttum Yalçınım, kopmayacak merak etme, diyerek sıkıca tuttum elini.
Hangi boyuttaydı, nerelere gidip geliyor, neler görüyordu bilemiyordum, anlayamıyordum. Sesi çok az çıkıyordu.
- Ben aşığım dostum...
- Yapma yaw kime Yalçınım?..
- Atlara dedi atlara ve Adiyat suresini okumaya başladı, beşinci ayete kadar okudu, tekrar baştan basladı. İlk beş ayeti defalarca okudu.
- Yalçınım, lâ ilahe....
- Lâ ilahe illallah Muhammedun Resulullah...
Yarı kısık kömür karası gözlerini irice açtı Yalçın, gülümsedi:
- Koptu dostum, ip koptu…
O gülümseme suratında donup kaldı...
Tüm sorular, tüm sorunlar, tüm bildiklerim, tüm hayallerim, tüm dünya anlamsızlaştı o an. Yaşamakla ölmeyi birbirine yakın bilirdim; oysa iç içeymiş.
Ben sanıyordum ki yaşamak nefes almaktır, nefes vermektir; o an anladım ki ipi tutmak veya ipin kopmasıymış mesele.
Anlamamıştım neyin koptuğunu o zaman, Yalçın gülümseyerek son nefesini verirken.
10 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
bak, sen az önce kendini atmak ve sigara içmek arasında kaldığın balkonda üç dal yaktın ardı ardına. şimdi ise banyonun buz gibi zemininde öylece uzanıyorsun. neler oluyor, bitiyor yetişemiyorsun hiçbir şeye. boğuluyorsun her saniye. kimseye konuşamıyorsun, göz teması bile kuramıyorsun. ama bu yorgunluk var ya, senin boyunu geçeli çok oldu. altından kalkamıyorsun artık hiçbir şeyin. aynada gördüğün bedene hakaret edecek tüm kelimeleri tükettin. söylesene, o çakmağı hiç bedenine tutmak istememiş gibi nasıl gülebiliyorsun? gözlerin yorgunluğun kaç tonuna sahip, biliyor musun. mesela en son ne zaman yolmak ister gibi değil de sevgiyle taradın saçlarını, bilmiyorsun değil mi? bilmiyorsun. gözlerini dolduran bu satırları her şeye inat yazarken kendini güçlü zannediyorsun. ama değilsin. farkına var artık. gecelerin zehir oldu. uykun ise haram. her yastığa başını koyduğunda kendini boğma hissi yok oldu sanıyorsun ya sen, yok olmadı ve olmayacak. sen içindeki nefretin ateşiyle kavrulurken insanlara maskeler takıp güleceksin. ama artık buna bile hâlin yok. öylece boş duvarlara, sokaklara bakarak günler geçiriyorsun. seni bu denli boşluğa sürükleyen şeyin ne olduğunu bilmiyorsun. küçüklüğüne artık elini uzatmıyorsun, bağrına basıp sevmiyorsun. biliyorsun çünkü senin bağrın ateş. o çocuk orada yanacak. biliyorsun ve kendinden kaçıyorsun yalnızca. kendinden kaçarken ördüğün duvarları aşamıyorsun. o duvarlar senin nefes almana yardımcı olan gökyüzünü kapattı. o duvarların penceresi bile yok. sen ne yapıyorsun, kızım? kendine bir zindan yarattın, farkında değil misin? nefes alamıyorsun ama artık hayıflanmayı bıraktın. kendine bir kişilik yaratıp onun arkasına sığındın. kaba davrandın, kırdın, döktün, hiç kimseyle konuşmadın. kalpsizlik ile büyürken kalpsiz olmayı öğrendin. ilaçlara mahkûm bir bedeni gökyüzüne bile hasret bıraktın. eserin aynada, sana bakıyor öylece. kendinle gurur duymalısın, duyuyor musun yoksa gözyaşlarında boğuluyor musun?
61 notes · View notes
koalaakizz · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media
Benim için huzurun tanımı tam olarak bu. Minik bir bebeğin yanında olmak, gözlerinin içine bakmak, elini tutmak, ona güven verebilmek... Mis kokusuyla senin yanında uyudu mu birde tadından yenmez. Rahatı bozulmasın diye elimden geleni yapabilirim, yeter ki o mutlu olsun. 🫠💕🫶��✨️🩷🪽🦋🐞
9 notes · View notes