Tumgik
#evde yoga
alpbeyazgul · 1 month
Text
0 notes
sobwh · 9 months
Text
Sobepy - Devasa+ (2)
Popüler hediyelik eşyalar arasında tütsü çeşitleri oldukça popülerdir. Tütsüler, hoş kokuları ve ruhani bir atmosfer yaratma özellikleriyle bilinirler. Farklı aromalara sahip tütsüler, farklı duygusal ve zihinsel etkiler sağlayabilir. Örneğin, lavanta tütsüsü rahatlatıcı bir etkiye sahipken, sandal ağacı tütsüsü odaklanmayı artırabilir. Tütsüler, meditasyon, yoga veya sadece evde rahatlama amaçlı kullanılabilir. Hediyelik eşya dükkânlarında tütsü çeşitleri genellikle yüksek kaliteli olarak sunulur. Yüksek kaliteli hediyelik eşyalar arasında tütsüler, daha uzun süre yanar ve daha yoğun koku yayabilir. Bu nedenle, hediye almak isteyenler genellikle yüksek kaliteli tütsüleri tercih ederler. Tütsülerin yanı sıra, dekoratif biblolar da popüler hediyelik eşyalar arasında yer alır. Biblolar, ev veya ofis dekorasyonuna şık bir dokunuş katmak için kullanılır. Farklı boyutlarda ve tasarımlarda bulunan biblolar, kişinin zevkine ve tercihine göre seçilebilir. Örneğin, antik tarzda bir biblo, nostaljik bir atmosfer yaratırken, modern bir biblo daha çağdaş bir görünüm sağlar. En çok satılan hediyelik eşyalar genellikle trendlere uygun olarak değişebilir. Örneğin, son zamanlarda popüler olan bitki temalı hediyelik eşyalar veya kişiye özel tasarlanmış hediyeler büyük ilgi görmektedir. Bu nedenle, hediyelik eşya dükkânlarında müşterilerin taleplerine uygun birçok seçenek bulunmaktadır. En çok satılan hediyelik eşyalar dükkânları, genellikle müşterilere özel bir alışveriş deneyimi sunar. Farklı ürün çeşitleri, renkler ve desenler arasından seçim yapma imkanı sunulur. Ayrıca, hediyelik eşya dükkânlarında genellikle hediye paketi hizmeti de sağlanır, böylece alınan ürünler hediye olarak sunulmak üzere özenle paketlenir. Sonuç olarak, tütsü çeşitleri, dekoratif biblolar ve en çok satılan hediyelik eşyalar gibi anahtar kelimelerle tanıtım yazısı, hediyelik eşya dükkanı sunduğu zengin ürün çeşitliliğini ve kişiye özel bir alışveriş deneyimini vurgular. Bu tür dükkânlar, özel günlerde veya sadece sevdiklerimize küçük bir jest yapmak istediğimizde bize farklı ve anlamlı hediyeler sunarlar.
1K notes · View notes
juniper-post · 2 months
Text
Her cumartesi Deniz beni kahve içmeye çağırıyor, ben hep enerjisiz olduğum için reddediyorum ama bugün beni artık son kez çağırıyormuş gibi hissettim ve kalkıp gittim. Ve yine her zamanki gibi yanında bir flörtü vardı. Ve maalesef her zamanki gibi bu flörtün ona karşı pek de yüksek bir hali yoktu. Üçümüz bir kafede kollarımızı sıvayıp güneş banyosu yaptık ve ekmek üstü avokadolu poşe yumurta yedik çünkü biz birbirimizin cool yoga pal personasıyız, zavallı flörtü de bize uydu. Deniz yine çocuğu etkileyebilmek için kendinden fazlaca bahsetti, komik olmaya çalıştı, gerçi o da gülüyordu baya eğleniyor gibiydi belki de bu sefer başarabilir? Artık düzenli bir ilişkisi olursa beni o kadar da aramaz belki hatta adam Göcek’te yaşıyor çoğunlukla orada takılırlar.
Bugün ikisi de karşımda çok bakımlı görünüyorladı özellikle birinin şapkası bilekliği diğerinin gömleği her şeyi çok şıktı. Bense sünmüş bir kazak ve kargo pantolon (iğrenç) giymişim alakasız bir kolye ve yağlanmaya başlamış saçlarımla aralarında eğrelti otu gibiydim. Şu an evde bu satırları yazıp greyfurtlu gazoz içerken an be an yeni kararlar alıyorum.
Sürekli üşüyen kız olmayı bırakıyorum. Evet yeni kararım üşümemek. Mayıs itibariyle her gün plaja gidiyor ve erkenden bronzlaşıyorum. Şu anda bile ruslar yüzmeye başladılar burada. Nisanda çok sevdiğim iki restoran da sezon açılışı yapıcak. Midyeli spagettileri gömmeden önce 5 kilo veriyorum.
Ve saçlarımı uzatıyorum
20 notes · View notes
oluruvar · 10 days
Text
Şimdi size başarısızlık hissimin nasıl zihnimin içinde yuva yaptığından ve bundan kurtulma çabamdan bahsedicem biraz. Bahsetmek bana iyi gelecek, umarım size de faydası olur bi şekilde. Burda ara ara anlattığım üzere benim ailem fazlasıyla alaycıdır, bir şeyleri beğendirmek neredeyse imkansızdır. Beni çirkin olduğuma inandırmış insan annemdir mesela. Başarısızlık hissini bana kodlamış insanlar da hakeza ailemdir maalesef. Yaptığım en büyük işten en küçüğüne kadar eleştirir, kulp bulur, beğenmezler. Çatalı öyle mi koydun, şöyle koy, ağzın biraz şöyle mi sanki, yaptığın resimlerde neden hep bu renkleri kullanıyorsun, bu ne şimdi, yaptığın meditasyon ne işe yarayacak, kıyafetin şöyle kötü olmuş, yaptığın yemek böyle" cart curt... Bakın istedikleri işleri beğenmemelerini geçtim, kendi keyfim için yaptığım stres atma aktivitelerime bile karışıp kulp bulan ve bunu sürekli yapan insanlardan bahsediyorum. Üstelik bu eleştiriler hiçbir zaman yapıcı eleştiriler değil. Hep yıkıcı, motivasyon kırıcı, özgüven zedeleyici, baya seni hayata bağlayan tüm bağlarını kopartıcı tarzda. Sürekli böyle bir iletişime maruz kaldıkça ben de kanıksadım elbette bu düşünceleri. Ne yapsam "ne gerek var ki, ben bunu nasıl yapayım, neden yapayım, zaten yapamam, zaten güzel olmaz, başlasam da bırakırım" gibi çeşitli cümlelerle kendimi aşağı çektim. Bazen farkındaydım, bazense değildim. Halbuki bir resim yapmak istiyorum mesela. Bunu kendim için yapıyorum, çok açık. Ama sırf "ya güzel olmazsa" düşüncesiyle yapmamaya karar verdiğim oldu. Ya da o cesareti gösterip fırçayı elime aldığımda biri gelip eleştirecek gerginliğiyle ellerim titreye titreye resim yaptım. Keşke şu laflarımdan biri bile mübalağa olsaydı fakat değil. Psikoloğumla konuşmamda da biraz bu konuya değindik. Yaşadığım birkaç olayı örnek verirken dudaklarım titremeye başladı, gözlerim doldu. Hiç beklemiyordum böyle bir tepki vermeyi ama yıllarca yaşadığım şeyler bir bir gözümün önüne geldi ve ne kadar kırıldığımı yüz yüze birisine anlatıyor olmak çok savunmasız hissettirdi o an. Küçücük bir çocuğa döndüm sanki. Psikoloğum peçete verdi, gözlerim doldu ama ağlamadım. Sonra bunu nasıl aşabileceğimi konuştuk. Sıklıkla insanların değişmeme ihtimalinden bahsediyordu. Ben de bunun farkındayım, yıllarca böyle yaşamış birisinin değişeceğini pek sanmıyorum. Bu nedenle kendi düşüncelerimi, hayata, çevreme ve kendime bakışımı değiştirmeliyim. Söylemesi kolay belki ama yapması gerçekten çok zor olacak, biliyorum. Yıllarca alıştığın düşünce tarzını ve alışkanlıklarını değiştirmek hiçbir zaman kolay olamaz. Belki bi ömür sürer hatta. Olabilir. Fakat ben depresyon ve anksiyete tanısı alıp ilaç kullanmaya başladığımda fark ettim ki ben gerçekten hastaymışım. Çevresel koşullar beni baya baya hasta etmiş. Yaşayacak gücüm kalmamış resmen. İlaca ihtiyacım varmış. Başlamaya ne kadar korksam da iyi ki başlamışım tedaviye. İlaç ve psikoloğumla bi şeylerin üstesinden gelme ihtimalimin arttığını hissediyorum.
Uzun zamandır kendimde böyle enerji bulamıyordum ben. Mesela geçen gün yaklaşık iki saat spor yaptım, koştum ağırlık kaldırdım, günlük işlerimi de aksatmadım üstelik. Bir gün arayla yine yaptım sporumu. Aslında kendimi psikolojik olarak çökmüş hissediyordum ama buna rağmen enerjimi toplayabildim. Dedim ki az yapayım, ne olacak, ne kadar gittiği önemli değil, önemli olan denemiş olmak. Bunu demek benim için çok zor ve önemliydi. Çünkü spor yaptığımı babam duyunca hemen ne kadar ne yaptın gibi sorular soruyor mesela, tatmin olmuyor yaptıklarımdan. Yoga yaptığımda da "ımıl gımıl ediyon" diyor, yargılayıcı ve küçümseyici bakıyor vs, gözünde hiçbir şeyi iyi yapmamış gibi oluyorum, sevincime, coşkuma ortak olmuyorlar. Öyle zor ki böyle insanlarla dolu bi evde yaşayıp da kendinde güç bulmak, gayret göstermek. Hele de depresyon ve anksiyete sahibiysen. Gerçi aslında bunların nedeni de aile de nys. Böyle laflar duymak baya bi heves kırıcı oluyor işte. Sürekli söylenince artık kendi düşüncen gibi oluyor, biri söylemese bile kafanda sürekli dönüyor. Fena bi manipülasyon ve baskı. Ben bunu o gün kırabildim. Kırınca kendimle öyle gurur duydum ki size anlatamam. Öyle mutlu hissettim ki, havada süzülen bi kuş tüyü gibiydim. Sonra ertesi gün, ertesi gün ve bugünüm hiç iyi geçmedi. İyi olmak için çabaladım ama olmadı. Elime aldığım aynada kendime bakmakta zorlandım titrediğim için, görüntü sürekli hareket ediyordu. Normalde benim "reziilll, hiçbir şey yapamadııınn, hani bir gün arayla spor yapacaktııkkk???" diye kendime baskı kurmam lazımdı. He yaptım mı, biraz yaptım. Ama sonra bunun yanlış olduğunu ve hiçbir işe yaramadığını üstelik kendi düşüncem bile olmadığını hatırlattım kendime. Ulan iyi değilim işte, baksana titriyorum ve yataktan çıkacak kadar bile halim yok. Hala değişen ilacıma alışmaya çalışıyorum ben. Neden bu kadar üstüme gidiyorum ki? Halbuki çevremde beni alttan alan, bana gerçekten içten ve sorgusuzca merhamet gösterecek kimse yokken... Ben bu davranışları hak etmiyorum ki. Ben sevgiyi, ilgiyi ve şefkati hak ediyorum. E o zaman öyle davranmalıyım kendime. Bi şeyler yapmalıyım elbette, kendime de dürüst olmalıyım ama, yapamayacağım zaman kırmamalıyım işte kendimi. Böyle yani. Gelgitler ve zorluklarla dolu bir zaman diliminde değişmeye çalışıyorum. En büyük destekçim yine benim. Zorlanıyorum ama kendime de güveniyorum. Bi de kendimi ve yaşamayı cidden çok seviyorum. He, sizi de çok seviyorum. Öbdüm <3
15 notes · View notes
Text
bu kadar kimsenin cesaret edemediği kadar kalbimi olduğu gibi dökmeye cesaretim varsa bu sefer yds olursa hiç başlamadığım yeni bir hayata başlamaya da cesaretim olur olmazsa yine inadına akademik kariyer için daha çok çalışmaya da. Elinde bir şey olmadan kimseler seni görmeden yaşayabilmek de bir cesaret belki de. Ve ben yıllarca yolumdan şaşmadan öğrenme aşkımı kaybetmeden ama mantıklı ve bilimsel sevgiye odaklı yanlarımla zıt ama hayatı da yumuşatan kalbimin aklımı bulandırmalarıyla baş etmeye çalışarak her şeye çok çalıştım çok çabaladım. Hayatın içinde sağlam güzel başarılı ama en önemlisi iyi kalbini yitirmeyen bir hayat olarak kalma çabası. Aynı şeyleri sayıklayınca değersizleşmesin lütfen. Kalpten çıkan böyle hep. Kalp aynı şeyleri sayıklayınca hatta sadece kalp değil akıl, ruh her şey. Yani her şey hani resmin içinde resim olur ya. Şöyle düşünelim tablonun içinde bir de o tabloya bakan insanların resmi var. İşte o baktığı tabloyu da bakan kişinin resimde görünmese de yüreğini de güzel tutma ferah tutma çabası. Çok karışık anlattım belki de. Tek tek açmak en iyisi olacak. Diyelim ki kalp görünmüyor ama nasıl bir kalbi olduğu şapkasından ne biliyim, kıyafetinden, saçının renginden bir renkle yani rengin ruhuyla yansıtılabilir. Ben de anlamıyorum içimden geliyor bu şekilde yazmak. Durduramıyorum. Durdurmak da istemiyorum. Durdurmak istesem durdururdum. Durdurunca yaşayamıyorum. Böyle seviyorum. Böyle yaşadığımı hissediyorum. Resim içinde resim yani biz buna edebiyatta hikaye içinde hikaye yani helezonik olay örgüsü diyoruz her ne kadar ekonomi ve yönetim, uluslararası ticaret, işletmecilik, pazarlama, müşteri ilişkileri yönetimi, küreselleşme vs. öğrenim alanlarıyla yeni bir dünyaya başlamış olsam da edebiyat çalıştığım dünyamdan bazı bilgiler de hafızamda kalıcı kalmış iyi ki de kalmış. Zaten bence sancı da burada başlıyor. Çok şey var ve ifade edemiyorsun bir odanın içine tıkılıp kalmışsın ama şükredip o odada da sürekli kendine yeni bir evren ütopya adı her neyse yaşanabilir sevilebilir kendi dünyam haline getirmişim bir şekilde. Ne diyordum resim içinde resim. Tabloya baktığında da yüreğinin güzel olduğunu ve hayatında hiçbir şeyi harcamadığını, hayallerini, hedeflerini gerçekleştirdiğini ama yine en başındaki kalple kalarak gerçekleştirdiğini görmek çabası hem de tabloya bakan kalbin baktığı tablo gibi ferah olma çabası. Belki yine de anlatamadım. Zihnim çok karışık olduğundan. Metaforlarla ve imgelerle örülü olduğundan ya da sembolleştirmeden anlatamadım işte. Anlaşılsam da anlaşılmasam da benim anlatma şeklim böyle. Ben kendimi keşfetmek için yazıyorum. Keşfetmek dedim discover dedim kelime tekrarı yaptım beynimin içinde keşke sadece yetse böyle bilmek soru çözerken birleştiremeyince hevesim kuruyor. Dedim ya dün kayboldum. Kaybolduysam en başa dönmek tek çare. O yüzden belki de en başından başlamayalım kelime tekrarından sonra gramer tekrarından sonra belki denemeler yetişmezse yetişmediği halde sınavda bir mucize olur mu bu sefer ne biliyim olmazsa yine en başından başlarım daha uzun sürede bir yandan yüksek lisans dersleri var diye üzülüyorum ama belki o beni kamçılar bir an önce dersin yapıldığı merkezde olmak isterim. Daha çok çalışırım. Bilmiyorum ama Rüya nereye dalsa neyin içine girse hep sevecek bir şey buluyor. Hem uyumsuzu hem uyumlusu oluyor. Anlıyor ve dürüst oluyor her şeyde. Hiçbir işte çalışmazken evde de mutluydu. Hayatında ilk defa hiçbir zorunluluğu olmadan dayatılan şeyler olmadan rahat rahat hem ders çalıştı aceleye getirmeden, hem kitap okudu istediği kendi seçtiği kitapları hem filmler, diziler izledi. Yoga yaptı, online kurslar aldı. Aslında hiçbir zaman durmadı. Sohbet sitesinde bile boş boş takılmadı. Sevdiğini bulduğunu onun da onu bulduğunu en başından bağlantı kurduğu her şeyin tamamlandığını hissedene kadar ondan sonrası zaten boş değil. Sevmek, sevdiğinle güzel vakit geçirmek neden boş olsun. Bir de ben meydan okuyucu bir karakter olduğum için inadına her şeyi denedim ve zamanla seve seve yaptım. Beni boğan benim dışımda şeyler. Hayatın klişe zorunlulukları.
2 notes · View notes
umuthalavar · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Bir günde kaç kez başınızı kaldırıp göğe bakarsınız? Tam zamanlı bir göğe bakıcı olunca farklı şeyleri aynı anda yakalama şansına sahip olursunuz. Başı sürekli yerde ve sürekli şikayet edenler var.
Arkadaşlarım, bu hayatı çok sevdiğimi söylüyorlar. Hatta bu hayatı neden bu kadar çok seviyormuşum... bir arkadaşıma göre ben azla yetiniyorum. Bana göreyse küçük şeyleri seviyorum. Hayata olumlu yanından bakmayı pollyanacılık olarak değerlendirmiyorum. Çünkü hala hayatın ne kadar iğrenç olduğunu biliyorum. Sadece lağım çukuruna bakmaktansa başımı göğe kaldırmayı seçiyorum. "Hepimiz bok içindeyiz yalnızca bazılarımız yıldızları seyretmeyi seçiyor."
Balkonuma çiçek koymak için sevdiğim bir yerde ya da çok istediğim bir evde oturmayı beklemiyorum. Sabahları erken kalkmak için sevdiğim ya da çok kazanacağım bir işimin olmasını beklemiyorum. Sabahları ya da akşamları yoga yapmak için bin liralık yoga matına sahip olmayı beklemiyorum. Bunları sadece istediğim için yapıyorum. İstediğim hayatı şartlar ne olursa olsun yaşayabilmek ve yaşatabilmek için... çünkü şartlar olgunlaşmayacak. Hayat bir süreç, bir sonuç değil. Ben de bu süreci elimden geldiğince güzelleştirmeye çalışıyorum. Var olduğum şartlarda kendime göre en güzelini yaparak. Bazen çok sıkılıp bunalıyorum. Bunu göstermeyi tercih etmemem sanırım her şeyi yaz bahçesi yapıyor. Fakat arkadaşlarım! Hanginiz tarumar olan bir bahçeye ilgi gösteriyorsunuz ki... Amacım bana ilgi gösterilmesi değil. Zaten karşıdan beklenilen şeyler hiçbir zaman gerçekleşmez. Bu yüzden kimsenin beni sevmesini beklemeden kendimi seviyorum ve hayatımı ona göre şekillendiriyorum. "Kimsenin sana gül vermesini beklemeden kendi bahçeni kendin yarat. Göreceksin ki değerlisin."
*tırnak arasındaki alıntılar, aklımda kaldığı şekliyle yazılmıştır.
26 notes · View notes
benmisim · 2 years
Text
selam. günaydın. yeni hayatımızın ilk günü gibi bir gün 👌 bu sabah kahvemi içerken kitap okumadım, biraz günlük yazdım, sonra döndüm son bir yılda yazdıklarıma baktım, hepsi birbirinin aynısı gibiydi. bugün kurduğum cümlenin aynısını geçen sonbaharda da kurduğumu gördüm mesela. nasıl ya dedim. hep aynı yerlerde dönmüş dolaşmış bir neticeye varamamışım. neyse. hep düşünmüşüm işte kısacası. artık düşünmüyorum, biliyosunuz. bıraktım o işi. günlüğümü kapattım kalktım bir saat onbeş dakka yin yoga yaptım. masajdan çıkmış gibiyim. vücudum hafifledi. güzel başlangıç. gerçi sabah erken kalkmış olsam daha güzel olacaktı ama neyyseehhh. dün gece evde yalnızdım ve yalnızken rahat yatamam. salonda, ışık açık, televizyon karşısında uyumaya çalıştım. hem geç uyudum hem de ışıktan ötürü güzel uyuyamadım. sabah da mal gibi uyandım. ama neyse kahve ve yoga toparladı. sigarayı da bıraktım, 12 saattir temizim shahahahs neyse bu şekil temiz kalmayı umuyorum. severim ben böyle değişiklikleri ya yaparım yani o yüzden inanıyorum kendime. hadi çav.
6 notes · View notes
desktekbiseo · 14 days
Text
Bayanlar için çeşitli tarzlarda alt giyim seçenekleri bulunmaktadır. İhtiyaçlarınıza, tarzınıza ve mevsime göre farklı seçenekler arasından tercih yapabilirsiniz. İşte popüler bayan alt giyim seçenekleri:
Kot Pantolonlar: Hem günlük hem de şık bir görünüm için kot pantolonlar idealdir. Skinny, bootcut, boyfriend, yüksek bel gibi farklı kesimler arasından seçim yapabilirsiniz.
Etekler: Farklı uzunluklarda ve kesimlerde birçok etek modeli bulunmaktadır. Mini etekler, midi etekler, uzun etekler, pileli etekler gibi seçenekler arasından istediğinizi tercih edebilirsiniz.
Şortlar: Yaz aylarında ve tatil zamanlarında tercih edebileceğiniz şortlar, denim veya kumaş materyallerde bulunabilir. Kot şortlar, şık şortlar veya spor şortlar gibi çeşitleri mevcuttur.
Pantolonlar: Klasik bir görünüm için kumaş pantolonlar tercih edebilirsiniz. Düz kesim, kargo pantolon, palazzo pantolon veya dar kesim gibi çeşitli pantolonlar bulunmaktadır.
Taytlar ve Tayt Pantolonlar: Spor yaparken veya günlük rahatlık için taytlar ve tayt pantolonlar tercih edebilirsiniz. Spor taytlar, yoga taytları veya kalın kumaşlı taytlar gibi seçenekler bulunmaktadır.
Jumpsuitler: Tek parça giyilen jumpsuitler, şık ve pratik bir seçenektir. Günlük veya özel günlerde tercih edilebilir.
Kapri Pantolonlar: Yaz aylarında rahatlıkla tercih edebileceğiniz kapri pantolonlar, şort ve pantolon arası bir uzunluğa sahiptir. Düz renklerden desenli olanlara kadar çeşitli seçenekleri bulunmaktadır.
Pijama ve Eşofman Altı: Evde rahatlıkla giyebileceğiniz pijama altları veya eşofman altları da alt giyim seçenekleri arasındadır. Pamuklu, polar veya keten gibi farklı materyallerde bulunabilirler.
Bu alt giyim seçenekleri arasından mevsime, aktiviteye ve tarzınıza göre tercih yapabilirsiniz. Örneğin, iş için kumaş pantolonlar veya etekler tercih edebilirsiniz. Günlük rahatlık için kot pantolonlar veya şortlar daha uygun olabilir. bayan alt giyim
0 notes
tripuck · 1 month
Link
0 notes
medineozdemirder · 2 months
Text
Evde egzersiz         
Evde egzersiz yapmak, sağlığınızı korumanın ve formda kalmanın harika bir yoludur. Basit ekipmanlar kullanarak birçok egzersiz yapabilirsiniz. Örneğin, yoga matı veya dambıl gibi ekipmanlarla kardiyo, direnç ve esneme egzersizleri yapabilirsiniz. Evde egzersiz yapmak, zaman kazandırır ve uygun maliyetlidir. Egzersizlerinizi çeşitlendirin ve rutininizdeki monotonluğu kırın. Her egzersiz seansınızı keyifle tamamlayın ve sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyin.
0 notes
nullshop · 2 months
Text
Diş Eti İltihabı Nasıl Geçer ?
Tumblr media
Diş Eti İltihabı Nasıl Geçer?
Tumblr media
    Diş eti iltihabı, diş etlerinin enfeksiyon veya irritasyon sonucu iltihaplanması durumudur. Diş eti iltihabı, diş etlerinin kızarması, şişmesi ve kanaması gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu durum, zamanında tedavi edilmezse diş kaybına neden olabilir ve genel sağlık üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir. İşte diş eti iltihabının nasıl geçirilebileceğine dair bilgiler: 1. Ağız Hijyenine Dikkat Edin Diş eti iltihabını geçirmenin ilk adımı, düzenli ve doğru ağız hijyenidir. Her gün dişlerinizi fırçalamak, diş ipi kullanmak ve gargara yapmak, diş etlerinin sağlığını korumak için önemlidir. 2. Diş Hekimine Başvurun Diş eti iltihabı belirtileri fark edildiğinde, bir diş hekimine başvurmak önemlidir. Diş hekimi, iltihabın nedenini belirleyerek uygun tedaviyi önerecektir. 3. Antibakteriyel Gargaralar Kullanın Antibakteriyel gargara kullanmak, diş eti iltihabının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Bu gargalar, diş etlerindeki bakteriyel yükü azaltarak iltihabın kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. 4. Diyetinize Dikkat Edin Sağlıklı bir diyet, diş etlerinin sağlığını korumak için önemlidir. Daha fazla sebze ve meyve tüketmek, antioksidanlar ve vitaminler almak, diş eti iltihabını hafifletmede yardımcı olabilir. 5. Stresi Azaltın Stres, diş eti iltihabının şiddetini artırabilir. Stresi azaltmak için yoga, meditasyon veya derin nefes egzersizleri gibi rahatlama tekniklerini deneyebilirsiniz.   Diş Eti İltihabı Hakkında Sık Sorulan Sorular : - Diş eti iltihabı nedir? - Diş eti iltihabı, diş etlerinin iltihaplanması durumudur. Diş etlerinin kızarması, şişmesi ve kanaması gibi belirtilerle kendini gösterebilir. - Diş eti iltihabı neden olur? - Diş eti iltihabının başlıca nedeni kötü ağız hijyenidir. Plak birikimi, bakterilerin diş etlerine zarar vermesine ve iltihaplanmaya yol açar. - Diş eti iltihabı belirtileri nelerdir? - Diş eti iltihabının belirtileri arasında diş etlerinin kızarması, şişmesi, kanaması, dişler arasındaki boşluklarda kötü koku ve diş etlerinde hassasiyet yer alabilir. - Diş eti iltihabı nasıl teşhis edilir? - Diş hekimi tarafından yapılan muayene ve gerekirse diş etlerinden alınan bir örnek incelenerek diş eti iltihabı teşhis edilir. - Diş eti iltihabı risk faktörleri nelerdir? - Sigara içmek, kötü ağız hijyeni, hormonal değişiklikler, genetik yatkınlık, diyabet gibi faktörler diş eti iltihabı riskini artırabilir. - Diş eti iltihabı nasıl tedavi edilir? - Diş eti iltihabı genellikle diş hekimi tarafından profesyonel diş temizliği, antibiyotikler, ağız hijyenine yönelik öneriler ve gerekirse cerrahi tedavi ile tedavi edilir. - Diş eti iltihabı evde nasıl tedavi edilir? - Evde diş eti iltihabını hafifletmek için düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma, antibakteriyel gargara kullanma ve sağlıklı beslenme önerilir. - Diş eti iltihabı antibiyotik kullanımı gerektirir mi? - Diş eti iltihabının şiddetine bağlı olarak doktor antibiyotik tedavisi önerebilir. Ancak, antibiyotikler sadece doktor tarafından reçete edilmelidir. - Diş eti iltihabı nasıl önlenir? - Diş eti iltihabını önlemek için düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma, düzenli diş hekimi kontrolleri, sigara içmemek ve sağlıklı beslenmek önemlidir. - Diş eti iltihabı ağrılı mıdır? - Evet, diş eti iltihabı genellikle ağrılıdır. Diş etlerinde hassasiyet, şişlik ve kanama gibi belirtilerle kendini gösterebilir ve diş ağrısı yapabilir. - Diş eti iltihabı çocuklarda görülür mü? - Evet, diş eti iltihabı her yaşta görülebilir. Özellikle kötü ağız hijyeni olan çocuklarda da görülebilir. - Diş eti iltihabı hamilelikte artar mı? - Evet, hormonal değişiklikler nedeniyle hamilelik sırasında diş eti iltihabı riski artabilir. Bu nedenle, hamile kadınlar özellikle ağız hijyenine dikkat etmelidir. - Diş eti iltihabı diyabet hastalarında daha sık görülür mü? - Evet, diyabet hastalarında diş eti iltihabı riski daha yüksektir. Bu nedenle, diyabet hastaları düzenli diş hekimi kontrolleri yapmalı ve ağız hijyenine özen göstermelidir. - Diş eti iltihabı kalıcı diş kaybına neden olabilir mi? - Evet, ilerleyen diş eti iltihabı diş kaybına neden olabilir. Diş etlerinin çekilmesi ve dişlerin gevşemesi sonucunda kalıcı diş kaybı yaşanabilir. - Diş eti iltihabı ağız kokusuna neden olabilir mi? - Evet, diş eti iltihabı ağız kokusuna neden olabilir. Dişler arasında biriken plak ve bakteriler ağız kokusuna yol açabilir. - Diş eti iltihabı için bitkisel tedavi yöntemleri nelerdir? - Diş eti iltihabını hafifletmek için nane yağı gargara, aloe vera jeli, ada çayı gargara gibi bitkisel tedavi yöntemleri denenebilir. Ancak, bu yöntemleri kullanmadan önce mutlaka bir diş hekimine danışılmalıdır. - Diş eti iltihabı diş taşı nedeniyle oluşur mu? - Evet, diş taşı diş eti iltihabına neden olabilir. Diş taşı birikimi diş etlerinin iltihaplanmasına yol açabilir. - Diş eti iltihabı ağrısı ne kadar sürer? - Diş eti iltihabı ağrısı genellikle tedaviye başlandıktan sonra birkaç gün içinde hafifler. Ancak, şiddetli vakalarda ve tedavi edilmezse ağrı uzun sürebilir. - Diş eti iltihabı antibiyotik kullanımı kaç gün sürer? - Antibiyotik tedavisi, diş eti iltihabının şiddetine ve tipine bağlı olarak değişebilir. Tipik olarak, antibiyotik tedavisi bir hafta ile on gün arasında sürebilir. - Diş eti iltihabı cerrahi müdahale gerektirir mi? - Şiddetli diş eti iltihaplarında ve ileri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Bunlar arasında diş eti cerrahisi, kök yüzey düzeltme işlemleri ve diş çekimi yer alabilir. - Diş eti iltihabı nasıl bir diyetle hafifletilebilir? - Diş eti iltihabını hafifletmek için anti-inflamatuar gıdalar tüketmek önemlidir. Bu gıdalar arasında meyve, sebze, balık, zeytinyağı gibi antioksidanlar bulunan besinler yer alır. - Diş eti iltihabı şiddetli ağrıya neden olur mu? - Evet, şiddetli diş eti iltihabı ağrılı olabilir. Diş etlerinin kızarması, şişmesi ve kanaması ile birlikte şiddetli ağrılar görülebilir. - Diş eti iltihabı tedavisi ne kadar sürebilir? - Diş eti iltihabının tedavi süresi genellikle 1 ila 2 hafta arasında değişebilir. Ancak, şiddetli vakalarda veya tedavi edilmezse tedavi süresi uzayabilir. - Diş eti iltihabı nasıl bir ağrı kesiciyle hafifletilebilir? - Diş eti iltihabı ağrısı için doktorunuzun önerdiği ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz. Genellikle, ibuprofen veya parasetamol gibi ağrı kesiciler önerilir. - Diş eti iltihabı hamilelikte nasıl tedavi edilir? - Hamilelik sırasında diş eti iltihabı tedavisi genellikle diğer zamanlardaki gibi yapılır. Ancak, hamilelik sırasında ilaç kullanımı konusunda doktorunuza danışmanız önemlidir. - Diş eti iltihabı çocuklarda nasıl tedavi edilir? - Diş eti iltihabı tedavisi çocuklarda yetişkinlerle benzerdir. Ancak, çocuklar için uygun dozlarda ilaç kullanılmalı ve diş eti iltihabının nedeni belirlenmelidir. - Diş eti iltihabı nasıl önlenir? - Diş eti iltihabını önlemek için düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma, düzenli diş hekimi kontrolleri, sigara içmemek ve sağlıklı beslenmek önemlidir. - Diş eti iltihabı ağız kokusuna neden olabilir mi? - Evet, diş eti iltihabı ağız kokusuna neden olabilir. Dişler arasında biriken plak ve bakteriler ağız kokusuna yol açabilir. - Diş eti iltihabı diş kaybına neden olabilir mi? - Evet, ilerleyen diş eti iltihabı diş kaybına neden olabilir. Diş etlerinin çekilmesi ve dişlerin gevşemesi sonucunda kalıcı diş kaybı yaşanabilir. - Diş eti iltihabı ağrısı ne kadar sürer? - Diş eti iltihabı ağrısı genellikle tedaviye başlandıktan sonra birkaç gün içinde hafifler. Ancak, şiddetli vakalarda ve tedavi edilmezse ağrı uzun sürebilir. Read the full article
0 notes
darkfemininegirl · 5 months
Text
Manifest to dream life.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sabah 7.57'de uyandım Zamanla daha erken kalkacağım ilk işim sabah dalgalarından faydalanarak Hayalimdeki hayatı hayal etmek oldu kulaklıklarımı taktım yataktan kalktım yatağımı topladım cilt bakımı mı yaptım üstümü değiştirdim camı açtım bir yandan oksijen alarak bir yandan da hayal ettiğim Evde olduğumu hissettim daha sonra ateş elementi 7 gün yoga mı yaptım ağ koparma çalışmasını yaptım bal koparma çalışması bende İçimde kalan duyguları keşfetmemi sağladığı Bu yüzden içimde hissettiğim duyguları ben yeterliyim ben değerliyim olarak da dönüştürmek için meditasyon yaptım daha sonra nefes çalışması yaptım yeterli ve değerli olduğumu sevgiyi hak ediyor olduğumu atom altı taneciklerime kadar hissettirmek için olumlama yaptım ve daha sonra dişil enerji frekansını dinleyerek bu yazıyı yazdım pinterest'ten günlük tozumu aldım Duygu ajandama nasıl hissettiğimi yazdım Ve şimdi enerji ajandamı yazıyorum Daha sonra birazcık kahve içip kitap okuyacağım sonra da zamanım kalırsa eliptik bisiklet yapacağım teyzeme kahvaltıya gideceğiz Gelince de sporumu yapmadıysam spor mu yaptıysam , dersimi çalışacağım.
0 notes
hcagla · 9 months
Link
0 notes
saglikevreni · 9 months
Text
Ödem Nedir? Nasıl Geçer?
Tumblr media
Günlük yaşamımızda sıklıkla karşılaştığımız bir durum olan ödem, vücutta aşırı sıvı birikimi sonucu oluşan şişlik ve rahatsızlıktır. Ödem genellikle bacaklar, ayak bilekleri, eller ve yüz gibi bölgelerde görülür. Peki, ödem nasıl geçer? Öncelikle ödemin nedenlerini anlamak önemlidir. Birkaç faktör ödeme yol açabilir. Bunlar arasında hormonal değişiklikler, hareketsiz yaşam tarzı, yetersiz beslenme, aşırı tuz alımı, kalp veya böbrek sorunları bulunur. Ödemle başa çıkmak için bazı etkili yöntemler deneyebilirsiniz. İlk olarak, bol su içmek ödemi azaltmaya yardımcı olabilir. Vücutta sıvı birikimini engellemek için düzenli olarak su tüketmek önemlidir. Ayrıca, tuz alımınızı kontrol altında tutmalısınız. Fazla tuz tüketimi vücutta sıvı tutulmasına neden olabilir, bu yüzden dikkatli olunmalıdır. Daha fazla aktivite yapmak da ödemle mücadelede faydalı olabilir. Egzersiz yapmak kan dolaşımını artırır ve lenfatik sistemini uyarır, bu da ödemi azaltır. Yürüyüş yapmak, yüzme veya yoga gibi düşük etkili egzersizler deneyebilirsiniz. Beslenmenize dikkat etmek de önemlidir. Taze meyve ve sebzelerin yanı sıra lifli gıdalar tüketmek, sindirimi düzenler ve ödemi azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca, potasyum açısından zengin olan muz, avokado ve ıspanak gibi gıdaları da tercih edebilirsiniz. Son olarak, masaj yapmak ve bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlenmek ödemle mücadeleye yardımcı olabilir. Bacaklarınızı yukarı doğru uzatarak kan dolaşımını artırabilir ve sıvı birikimini azaltabilirsiniz. Masaj ise lenfatik drenajı uyarır ve ödemi hafifletebilir. Ödem, genellikle yaşam tarzı değişiklikleriyle hafifletilebilen bir sorundur. Eğer ödem sürekli tekrar ediyorsa veya şiddetli rahatsızlık yaratıyorsa, bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir. Uzman, altta yatan nedeni belirleyerek size uygun tedavi yöntemlerini önerecektir. Unutmayın, ödem geçici bir durumdur ve çoğu durumda evde alınabilecek önlemlerle hafifletilebilir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve sıvı alımını kontrol etmek ödemle mücadelede önemli adımlardır. Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak bu basit önlemleri uygulamaya başlamak için bugün harekete geçin!
Tumblr media
Ödem Belirtileri
Vücudumuz karmaşık bir yapıya sahiptir ve bazen içeride olup bitenlerin farkında olamayız. Ödem, bu gizli tehlikelerden biridir ve birçok insan tarafından hafife alınabilir. Ancak, ödem vücutta bir denge sorunu olduğunda ortaya çıkar ve ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Bu makalede, ödem belirtilerini keşfedecek ve vücuttaki patlamalara dikkat ederek sağlığınızı korumanın önemini anlatacağım. Öncelikle, şişkinlik en yaygın ödem belirtisidir. Ayak bileklerinizde, ellerinizde veya yüzünüzde aniden meydana gelen şişkinlikler, vücudunuzdaki sıvı birikimine işaret edebilir. Bununla birlikte, ödem aynı zamanda kilo alma veya giysilerinizin dar gelmesi gibi belirtilerle de kendini gösterebilir. Eğer son zamanlarda kilo almamanıza rağmen bedeninizdeki değişiklikleri fark ediyorsanız, bunu göz ardı etmemelisiniz. Ayrıca, ödem genellikle ciltteki değişikliklerle ilişkilendirilir. Cildinizde dokunsal olarak fark edilen bir hassasiyet veya elastikiyet kaybı hissediyorsanız, bunun altında yatan neden ödem olabilir. Özellikle bastırıldığında çukurlaşan bir cilt dokusu fark ederseniz, mutlaka bir uzmana danışmalısınız. Ödemin sinsi yanı, bazen başka sağlık sorunlarına benzer belirtilerle karıştırılabilmesidir. Bunlar arasında nefes darlığı, halsizlik, baş ağrısı ve odaklanma güçlüğü sayılabilir. Bu semptomlarla birlikte vücudunuzda anormal şişkinlikler veya değişiklikler yaşıyorsanız, ödem olasılığını göz ardı etmemelisiniz. Ödem vücutta dengesizlik olduğunu gösteren önemli bir işarettir ve ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Kendinizi iyi hissettiğinizde bile, vücuttaki bu patlamalara dikkat etmek önemlidir. Ödem belirtileri arasında şişkinlik, cilt değişiklikleri ve diğer yaygın semptomlar bulunur. Sağlığınızı korumak için bedeninizin size verdiği işaretlere kulak vermeli ve gerektiğinde bir sağlık uzmanına başvurmalısınız. Unutmayın, içeriden gelen tehlikeleri görebilmeniz, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürebilmeniz için hayati önem taşır.
Ödem Çeşitleri
Günlük yaşamımızda pek çok farklı ödeme yöntemi kullanmaktayız. Teknolojinin gelişimiyle birlikte, nakit para dışında birçok alternatif ödeme seçeneği ortaya çıkmıştır. Bu makalede, çeşitli ödeme yöntemlerini ve avantajlarını inceleyeceğiz. 1. Kredi Kartları: Kredi kartları, en yaygın kullanılan ödeme yöntemlerinden biridir. Tüketicilere alışverişlerini hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirme imkanı sağlar. Ayrıca, kredi kartları sadakat programları ve taksit seçenekleri gibi avantajlar sunabilir. 2. Banka Kartları: Banka kartları, doğrudan banka hesabınızla bağlantılı olan kartlardır. Alışveriş yaparken, paranız doğrudan hesabınızdan düşülür. Banka kartları genellikle güvenli ve pratik bir ödeme yöntemi olarak tercih edilir. 3. Mobil Ödemeler: Mobil ödemeler, cep telefonları veya diğer mobil cihazlar aracılığıyla yapılan ödemeleri ifade eder. NFC (Near Field Communication) teknolojisi sayesinde, mobil cihazınızı ödeme noktasına yaklaştırarak hızlı ve güvenli bir şekilde ödeme yapabilirsiniz. 4. Online Ödemeler: İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde online ödemeler kullanılır. Kredi kartı veya diğer elektronik ödeme yöntemleriyle ödeme yapılabilir. Bu yöntem, alışverişlerinizi evinizden çıkmadan gerçekleştirebilmenizi sağlar. 5. Banka Transferi: Banka transferi, bir bankadan başka bir bankaya para aktarımını ifade eder. Bu ödeme yöntemi genellikle daha büyük miktarlarda para transferleri için tercih edilir. 6. Fatura Ödemeleri: Fatura ödemeleri, elektrik, su, telefon gibi faturaları ödemek için kullanılan ödeme yöntemidir. Banka havalesi, kredi kartı veya online ödeme platformları aracılığıyla faturalarınızı kolayca ödeyebilirsiniz. 7. Nakit Ödemeler: Eski ve geleneksel bir yöntem olmasına rağmen, nakit para hala yaygın bir ödeme seçeneğidir. Nakit ödemeler tamamen fiziksel olarak gerçekleşir ve bazı insanlar için güvenli bir seçenek olabilir. Her bir ödeme yönteminin avantajları ve dezavantajları vardır. İhtiyaçlarınıza ve kişisel tercihlerinize bağlı olarak en uygun olanı seçebilirsiniz. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, ödeme yöntemlerinin gelecekte daha da çeşitleneceği ve gelişeceği öngörülmektedir.
Tumblr media
Ödem Tedavisi
Günlük yaşamda bazen aniden gelişen şişliklerle karşılaşabiliriz. Bu şişliklerin başlıca nedeni vücudumuzun sıvı birikimine bağlı olan ödemdir. Ödem, genellikle dokuların arasında biriken fazla sıvının sebep olduğu bir durumdur. Bununla birlikte, ödem hem rahatsız edici hem de zaman zaman ağrılı olabilir. Neyse ki, uygun tedavi yöntemleriyle ödemi hafifletmek ve vücutta rahatlama sağlamak mümkündür. Ödem tedavisinde ilk adım, altta yatan nedene odaklanmaktır. Ödeme yol açabilecek bir dizi faktör bulunabilir. Örneğin, uzun süre ayakta kalmak, hareketsiz bir yaşam tarzı sürdürmek, yetersiz beslenme veya hormonal dengesizlikler ödeme katkıda bulunabilir. Bu nedenle, ödem tedavisinde bireyselleştirilmiş bir yaklaşım benimsenmelidir. Tedavinin bir parçası olarak, öncelikle su tüketimine dikkat etmek önemlidir. İronik olarak, susuz kalmak vücutta daha fazla sıvı tutulmasına neden olabilir. Dolayısıyla, günlük su alımını artırmak, böbreklerin daha fazla suyu atmasına yardımcı olabilir ve ödemi hafifletebilir. Ayrıca, ödem tedavisinde fiziksel aktivite de önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, dolaşımı artırarak sıvı birikimini azaltmaya yardımcı olur. Yürüyüş, yüzme veya yoga gibi düşük etkili egzersizler, vücuttaki sıvıları hareket ettirerek ödemin giderilmesine katkıda bulunabilir. Beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi de önemlidir. Hazır gıdaların tüketimi sınırlanmalı, tuz alımı azaltılmalı ve potasyum açısından zengin yiyeceklere yönelinmelidir. Potasyum, vücutta sıvı dengesini düzenlemeye yardımcı olan bir mineraldir. Bunların yanı sıra, doğal tedavi yöntemleri de ödem tedavisinde etkili olabilir. Örneğin, bacakları yukarı kaldırmak, masaj yapmak veya soğuk kompres uygulamak ödemi azaltabilir. Bununla birlikte, şiddetli ödem vakalarında veya temel sağlık sorunları varsa, bir uzmana danışmak önemlidir. Ödem tedavisi vücutta rahatlama ve sağlıklı yaşam için atılan önemli adımlardan biridir. Doğru beslenme, düzenli egzersiz ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak, ödemin azalmasına yardımcı olabilir. Kendinizi daha iyi hissetmek ve şişlikleri gidermek için sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmaktan çekinmeyin. Unutmayın, vücudunuz size teşekkür edecektir!
Ödem Azaltıcı Doğal Yöntemler
Vücudumuz, günlük yaşamda sıklıkla karşılaştığımız bir sorun olan ödemle mücadele etmek zorunda kalabilir. Ödem genellikle aşırı sıvı birikimi nedeniyle oluşur ve şişlik, ağırlık hissi veya rahatsızlık gibi belirtilerle kendini gösterir. Neyse ki, doğal yöntemlerle ödemi azaltmak mümkündür ve vücudun dengeye kavuşmasına yardımcı olabilir. Birincisi, bol miktarda su içmek oldukça önemlidir. Su, vücutta biriken fazla tuzu ve toksinleri dışarı atarak ödemi azaltmaya yardımcı olur. Günde en az 8 bardak su içmeyi hedefleyerek vücudunuzun hidrate olmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca, diyetinizde tuz tüketimini azaltmanız da ödemi kontrol etmenize yardımcı olacaktır. Yüksek tuz alımı, vücutta sıvı tutulmasına neden olabilir, bu nedenle işlenmiş gıdaları ve aşırı tuzlu yiyecekleri mümkün olduğunca azaltmalısınız. Doğal idrar söktürücüler de ödemi azaltmada etkili olabilir. Maydanoz, salatalık, karpuz ve limon gibi besinler idrar çıkışını artırarak vücutta biriken fazla sıvının atılmasına yardımcı olabilir. Bu besinleri günlük diyetinizde düzenli olarak tüketmeyi deneyin. Ayrıca, hareket etmek ve egzersiz yapmak da ödemi azaltmanın önemli bir yoludur. Egzersiz yapmak, lenfatik sistemimizin daha verimli çalışmasına yardımcı olur ve vücuttaki aşırı sıvının dışarı atılmasını teşvik eder. Yürüyüş, yüzme veya yoga gibi düşük etkili egzersizlerle başlayabilirsiniz. Son olarak, bazı doğal takviyeler ödemi azaltmada destekleyici olabilir. Örneğin, adaçayı, maydanoz kökü veya biberiye gibi bitki çayları bedeninizin doğal ödem atma sürecini hızlandırabilir. Ödem azaltıcı doğal yöntemlerle vücudunuzdaki fazla sıvı birikimini kontrol altına alabilirsiniz. Su içmek, tuz tüketimini azaltmak, idrar söktürücü besinler tüketmek, hareket etmek ve doğal takviyeler kullanmak bu konuda faydalı olabilir. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu dengeli bir yapıya kavuşması için bu yöntemleri düzenli olarak uygulayarak sağlığınızı destekleyebilirsiniz.
Tumblr media
Ödem İçin Beslenme Önerileri
Vücudumuzda oluşan ödem, genellikle aşırı sıvı birikimi nedeniyle ortaya çıkan şişlik ve rahatsızlık hissine verilen isimdir. Ödem, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir ve tuz alımı, hormonal dengesizlikler veya hareketsizlik gibi faktörlerden etkilenebilir. Neyse ki, doğru beslenme alışkanlıkları edinerek ödem sorununu azaltmak mümkündür. Beslenme düzeninizde bazı önemli değişiklikler yaparak ödemi kontrol altına alabilirsiniz. İşte ödem için etkili beslenme önerileri: 1. Sodyum alımını kontrol edin: Sodyum, vücutta su tutulmasına neden olabilen bir mineraldir. Tuzlu gıdaların tüketiminizi azaltarak sodyum alımınızı kontrol altında tutun. İşlenmiş gıdalar yerine doğal ve taze yiyeceklere yönelin. 2. Potasyum açısından zengin besinleri tercih edin: Potasyum, vücuttaki sıvı dengesini düzenlemeye yardımcı olan önemli bir mineraldir. Muz, avokado, ıspanak ve domates gibi potasyum açısından zengin gıdaları diyetinize ekleyin. 3. Su tüketimine özen gösterin: Su, ödemin azaltılmasında büyük bir etkiye sahiptir. Günlük olarak yeterli miktarda su içmek vücutta biriken sıvıyı atmanıza yardımcı olur. İçeceklerinizdeki şeker ve kafein içeriğini azaltmaya çalışın ve su tüketimine öncelik verin. 4. Lifli gıdalarla beslenin: Lifli gıdalar, sindirim sistemini düzenlemeye ve ödem riskini azaltmaya yardımcı olur. Tam tahıllar, sebzeler ve meyveler gibi lif açısından zengin yiyecekleri tercih edin. 5. Antioksidanlarla dolu besinleri tüketin: Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerle savaşarak ödem riskini azaltır. Renkli sebzeler ve meyveler, yeşil çay, zencefil ve sarımsak gibi antioksidanlar bakımından zengin besinleri diyetinize ekleyin. Beslenme alışkanlıklarınızı iyileştirerek ödem sorununu kontrol altına alabilirsiniz. Ancak unutmayın, ciddi bir ödem sorunu yaşıyorsanız mutlaka bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve dengeli beslenmeye özen göstermek ödem sorununu önlemenize yardımcı olacaktır.
Ödem ile Başa Çıkma Yolları
Günümüzde birçok insan ödem sorunuyla karşılaşmaktadır. Ödem, vücutta fazla sıvı birikmesi sonucu oluşan şişlik ve rahatsızlık hissiyle kendini gösterir. Hem estetik hem de sağlık açısından önemli bir sorun olan ödemle başa çıkmak için bazı yöntemler bulunmaktadır. İlk olarak, ödemle mücadele etmek için bol su içmek çok önemlidir. Su, vücudun dengesini korumaya yardımcı olur ve böbrekleri aktive ederek fazla sıvının atılmasını sağlar. Günlük olarak en az 8-10 bardak su içmek, ödemin azalmasına yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, tuz tüketimini kontrol etmek de ödemle mücadelede etkili bir yoldur. Tuz vücutta su tutulumuna neden olabilir, bu yüzden aşırı tuzlu yiyeceklerden kaçınmak önemlidir. İdeal olarak, günlük tuz tüketimi 2,300 miligramı geçmemelidir. Düzenli egzersiz yapmak da ödemle başa çıkmada yardımcı olabilir. Egzersizler kan dolaşımını hızlandırarak vücutta biriken fazla sıvıyı atmaya yardımcı olur. Yürüyüş, yüzme veya yoga gibi düşük etkili egzersizler tercih edilebilir. Ancak aşırı egzersizden kaçınmak da önemlidir, çünkü aşırı fiziksel aktivite ödem sorununu daha da kötüleştirebilir. Ödemle mücadelede beslenmeye de dikkat etmek gerekmektedir. Potasyum açısından zengin gıdalar tüketmek ödemi azaltabilir. Muz, portakal, domates, kabak gibi potasyum içeren besinleri diyetinize eklemek faydalı olacaktır. Ayrıca lifli yiyecekler tüketmek de sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olarak ödemi azaltabilir. Bunların yanı sıra, ödem sorunu yaşayan kişilerin stresi yönetmeleri de önemlidir. Stres, vücutta su tutulumuna neden olabilir ve ödemi artırabilir. Yoga, meditasyon veya derin nefes alma gibi stresi azaltan teknikler uygulamak ödemi kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir. Ödemle başa çıkmak için su içme alışkanlığı edinmek, tuz tüketimini kontrol etmek, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve stresi yönetmek önemlidir. Bu yöntemleri uygulayarak ödem sorununu azaltabilir ve vücudunuzun sağlıklı bir dengeye kavuşmasını sağlayabilirsiniz. Vücudunuzdaki ödem ileriye seviye geldiyse acil olarak Sağlık Bakanlığı Merkezi Hekim Randevu Sistemi üzerinden randevu alarak doktorunuza başvurmalısınız. Hastalıklar ile ilgili diğer yazılarımıza Hastalıklar bölümünden göz atabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
OHAL insanın kendine yakışanı ilan etmesidir! *
2020’nin ilk yazısından sonra pek çok kere yazı yazmaya niyetlendim ama kimi zaman sadece niyet etmek yeterli olmuyor ve eyleme de geçmek gerekiyor. Ben de hayatın biraz daha yavaşladığı bu günlerde belki daha çok yazarım ve daha çok okurum diye düşünüyorum. Ve başlıyorum…
Buyursunlar mı efendim? Buyurdum bile mirim Kendimi eve kapatalı 16 gün oldu, bu esnada bir defa eczaneye ve fırına (ekmek almak gerekiyordu artık) gitmek dışında dışarıya çıkıp insanların bulunduğu ortamlara girmedim. Bir de Dunç Bey’in ailesi bize bir şeyler getirdiler (temiz iç çamaşırı, birkaç karton sigara değil tabii ki) ve kendilerini, arabadan bile indirmeden bagajdan alacaklarımızı alıp gönderdik. Ben ailemle aynı şehirde olamadığım ve daha ne kadar süre göreceğimi bilemeden otururken bir yandan aileyle aynı şehirde olmanın da bir anlamı olmadığını gördük. İnsanın annesi ve babası geliyor ve onlara sarılamıyor… Gerçi ‘kolonyanızı ve duanızı eksik etmeyin’ öğüdünü duyduğumuzdan beri ‘sağlıklı olsunlar da bizden uzak olsunlar, çok şükür halimize’ demekten öteye geçemiyoruz. Ülkemizin son zamanladaki politik duruşu nedeniyle evde tevekkül** sözcüğünün anlamı üzerine bol bol konuşur olduk. Ve yine de bağzı büyüklerimizle aynı anlamda kullanmadığımızda hemfikir olduk.
Uzun lafın kısası koronavirüslü günlerde evden çıkmıyoruz. Sevdiklerimize bu işin ciddiyetini anlatabilmek için oradan buradan duyduğumuz yaşanmış ya da şehir efsanesi olmuş hikâyeleri anlatıyoruz, yeri geliyor tehdit ediyoruz (Gazi Apartmanı’nın 3. kat sakinleri bu laf sizeydi =), takip ettiğimiz kadarıyla edindiğimiz bilgileri derleyip toplayıp çıkmaza giren endişeli annelere ve sıkılgan kocalara aktarıyoruz (Gölet Ailesi bu da sizeydi), en sevdiklerimizin en azından bir arada olmasına seviniyoruz (Ankara’nın çiçeği burnunda çifti selamlar). Yani aslında önemsediklerimizin iyi olduklarını gördükçe, duydukça derin derin nefes alıyoruz. Ciğerlerimiz, şimdilik iyi durumdayken nefes almanın tadını çıkarıyoruz.
Tumblr media
Günler de bir şekilde geçiyor be gülüm… Çeşitli zamanlarda ve hâlihazırda evden çalışan biri olarak hayatımın akışı büyük darbeler almadı, tabii şimdilik. Hani, sıkıldığını tüm sosyal medya hesaplarından bağıranlar var; ‘karantinada bilmem kaçıncı gün’ diye gün sayanlar var, düz duvara nasıl tırmanacağını düşünenler var… İşte, ben henüz o noktaya gelmedim neyse ki… Bu sıkılgan arkadaşlara da şunu demek istiyorum: “Durun, daha yeni başladık!” Akşamları sahile inemiyorum, yoga dersleri iptal, pedala kuvvet diyip Veledrom ve Fenerbahçe arasında mekik dokuyamıyorum, kültürel aktiviteler zaten yalan oldu ama bunlardan herhangi biri için üzülmeyi ya da hayıflanmayı inanılmaz şımarıkça buluyorum. Pollyannacılık yapmak istemem ama her gün sayılarla andığımız ölen ya da enfekte olan, cenazesi bile yapılamayan onlarca hatta yüzlerce kişinin bir zamanlar bizim gibi yaşayan, canlı, nefes alan insanlar olduklarını unutmamak gerek. Bu insanları sadece bir sayı gibi düşünüyoruz sanırım. Soyut âlemde rakamlar bir araya geliyor, bir de yanlarına inanılmaz yıkıcı bir sözcüğü alıyorlar ve ortaya çıkan cümleyi bence yeterince anlamlandıramıyoruz. Örneğin; 31 Mart’ta İtalya’da 837 kişi öldü (***). Bu cümle bizi derinden etkiliyor ancak; o ölümlerin hastaneden çıkışını, cenazelerini, son anlarını görmediğimiz ve bütün bunları hayâl etmekten bile korktuğumuz için pek de anlam ifade etmiyor sanki, ne dersiniz? O yüzden burada artık dayanamayarak kamu spotu veriyorum: #EvdeKal ! Ve sosyal medyada gördüğüm şu çok tatlı meme’i buraya ekliyorum:
Tumblr media
Hayatım olmuş işler güçler peh peh peh Ben bu süreçte işlerime devam ettim, açıkçası inişli çıkışlı bir ilişkiye sahip olsak da patronuma pek çok açıdan kendi kendime teşekkür ettim (kendisiyle ilişkimiz cıvıklık ve sevgi pıtırcıklığı kaldıramayacak bir boyutta olduğu için bizzat kendisine söylemenin hiç lüzûm yok). Ve bol bol düşündüm. Ama her şeyi düşündüm gençler! ‘Doğa bizden öcünü alıyor’ dedim, ‘onca çocuk açlıktan ölürse olacağı buydu, Allah bizim belamızı verdi’ dedim, ‘bak görüyor musun bu sayede iyi olan insanlar gerçek anlamda ortaya çıkacak’ dedim. Daha neler dedim neler… Tam olarak içimdeki anneanneyi dışa vurdum. Ama zaten insanın iç hesaplaşması, bizlerin burun kıvırdığı anneannelik bilgeliğini gerektirmiyor mu biraz da?
Son günlerde ise kendimi “şu günler geçsin bundan sonra hiçbir şeyi ertelemeyeceğim” derken buluyorum. Bu noktada Dunç Bey biraz benden korkuyor çünkü Sevgili Ustakun ile de anlaştık, bu günleri atlatır atlatmaz birer köpek evlat edineceğiz. Tabii bazı titiz arkadaşlar durumdan rahatsız. Pek yüz vermiyor, gerçekten başımıza geldiğinde olay, ‘ya ben ya o’ der diye korkmuyor değilim; ama şirinliğimizi kullanırız minnoş arkadaşla diye umuyorum. Sonra ‘hayâldi, gerçek oldu’ dememem için hiçbir nedeni olmayan isteklerim var; yazmak üstüne, yaşamak üstüne… Çünkü gerçekten de hayat pek hesap kitap olaylarına gelemiyor gördüğümüz gibi. ‘Carpe diem’cilikten bahsetmiyorum burada; ama erteleme eylemini galiba yaşamamızın tekerleği yapmanın da bir anlamı yokmuş. Ben ki denemekten, işin içine girip debelenmekten asla kaçınmayan biri oldum hep. (Kişisel reklam harcamamı tam da bugünler için ayırmıştım: Boşuna bir yandan sitelere, dergilere içerikler üretirken bir yandan sosyal medya hesabı yönetmiyorum. Aynı zamanda ürün ve bebiş fotoğrafları çektiğimden, çocuk kitabı editörlüğü ve internet sitesi yaptığımdan da bahsetmiş miydim?) O zaman neden erteledim bunca zamandır? Nihayetinde Ay’a gitmeyi, Mars’ta yuva kurmayı planlamıyorum. Bir Ege kasabasına yerleşip zeytinyağı üreteceğim hepi topu. Şaka şaka… İşte, evin bir odasını karanlık oda yapmak olsun, çocuk kitabı yazmak olsun var değişik planlar…
Tumblr media
Düşüncelerden düşünceler beğenmemin bu şekilde sonlandığını düşünüyorsanız tabii ki de yanılıyorsunuz! Çok şükür normal koşullarda da biraz ikircikli oluşumla ve biraz da tecessüsümle bilinen biriyken; hayatın yavaşladığı şu günlerde ayarlarımda ufak değişiklikler de oluyor. Meselâ şu ara TDK’ya iyice sarmış durumdayım; ‘şapkaları attınız da çok mu iyi oldu, imlâ kılavuzunda bu bilgiye yer veremiyorsan ben neye dayandıracağım yazdıklarımı’, ‘koronavirüs mü corona virüs mü corona virus mu’ gibi pek çok ilginç çıkmaza giriyor, heyecanlar yaşıyorum. Yakında TDK’nın geçmiş yıllardaki yayımlarından da yola çıkarak imlâ kuralları hakkında güncel bir el kitabı çıkarabilirim. Bekleyin!
Şimdilik bu son derece kişisel yazımı burada sonlandırıyorum. Bizim evde bücürler diyarından kopup gelen veletler olmadığı için fonda ip atlayan bir ufaklığın olduğu fotoğraf paylaşamıyorum ama sosyal medyada görüp de bayıldığım ve gülmemi engelleyemediğim birkaç görüntü paylaşayım. =)
Tumblr media
Bücürlerinizin, köpüşlerinizin, büyüklerinizin, kısacası en sevdiklerinizin değerini bilin, söylenmeyin ve evde kalın!
(*) Pek Sevgili Hakan Bıçakçı kendi OHALimizi ilan etmemizi istediklerinde böyle bir tweet paylaşmıştı. Ben de bu yazıya daha iyi bir başlık bulamadım.
(**) TDK şöyle tanımlıyor: Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah’a bırakma. Umarım biz doğru anlıyoruzdur.
(***) Salgın ile ilgili güncel bilgileri alabilirsiniz: https://www.worldometers.info/coronavirus/ (31 Mart 2020)
0 notes
alasestrellas · 11 months
Note
Fiziğin çok hoş ve zarif duruyo. Bunun için özel olarak yaptığın bi şey var mı? Spor, diyet vs.
Teşekkür ederim, sürekli yaptığım bir şey yokk. Evde olduğum zamanlar da arada yoga yapıyorum.
0 notes