Tumgik
#fay hatları
seslimeram · 1 year
Text
Yoksunluk
Tumblr media
Yoksun kılınmaya mahkum edilmiş bir toplamda seyrüseferine devam ediyor ülke. Arasız ve fasılasız dipsiz kuyuları arşınlamaya, her anlamda ömür törpüsü bir deney sahnesinin ta kendisine esir edilmiş olagelen yerin hakikati işleniyor birbiri ardına. On ilin hayatını, tüm ülkenin de yaşam bağlarını derinden sarsan yıkıcı deprem felaketinin hemen ardından aşağı yukarı iki haftada çıkagelen tablo bu yoksunluk halinin nasıl da güncel bir meselin ta kendisi kılındığını örnekler. Devletlinin her yerdeyiz, her yerde çıkışına rağmen hiçbir biçimde imdat çığlıklarının duyulmadığı, karşılık dahi verilmediği bir güncenin ortasında o yoksunluk sadece laf değil eylem toplamını da işaret eder. Modern zamanların en büyük suç şebekelerinden birisinin elinde kalakalmış olan memleketin, yaşatan bir yer olmaktan alıkonulmasının tezahürleri güne içkindir. Onca deprem hakikatinin, tahkikat ya da teyide ihtiyaç duymaksızın kendiliğinden görünür kılınan tanıklıkların ışığında yoksunluğun asıl her ne olduğunun ikrarı var edilir.
Bunca zaman geçti o yıkımın üstünden. İkisi Maraş, ikisi Hatay olmak üzere iki farklı hal, senaryo, düzlem üstünde yıkım güncellendi. Basit bir biçimde küçük kıyametlerin gerçek kılındığı iki ayrı deprem ve üstüne eklenen binlerce artçı ile gerek iki il, gerekse de onları takip eden, Antep, Urfa, Kilis, Diyarbakır, Adıyaman, Osmaniye, Adana, Malatya illerinde bu yıkım türlü çeşit kırımlara dönüşür. Bütünüyle yoksun kılınan yurttaşın, en başta güvenli liman saydığı evinden, eşinden, dostundan ayrı kalmasının ihtimal değil bir hakikate dönüşümü var edilir. On altı, on yedi güç geçtikten sonra, acısını kalbine gömüp, sessizlikle beklemesi talep olunan insanların geleceklerinin ellerinden çalınmasına karşı tek bir yardım eli doğru düzgün var edilemez. Bir biçimde milyarlarca liralık ekran şovu sırasında atılıp tutulan rakamların gölgesinde halen çadır temin edemeyen yurttaşların var olduğu ülkenin gerçekliği ile bir başımıza bırakılırız. Yoksunluk ile kuşatılanın bir hal ve bir biçimde eksikli / yaralı / kayıpları olanlar olduğu gözlerden kaçırılmak istenir. Hemen her durumda olduğu gibi, devletli, baş amir ve şürekası olagelen isimlerle sahnedeki yerlerini alır, aşağıda okuyacaklarınızı var eder:
T24’ten aktaralım: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye'de incelemelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşümün önemine vurgu yaparak, "Kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır. Onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma ne olur bize yeni yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nde konuştu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Eskiden Kızılay’ın çadırlarını görürdük her yerde, depremden hemen sonra binlerce çadır görürdük. Kızılay’ı çökerttiler, AFAD’ı çökerttiler" sözlerine isim vermeden sert tepki göstererek, "Çıkmış bir tanesi, 'Kızılay nerede, ne çadırını ne yemeğini görmedik' diyor. Be ahlâksız, be adi, be namussuz; günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemek ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak yenilir yutulur değildir" ifadesini kullandı.
Depremzedelerin evlerinin bir yıl sonra teslim edilmeye başlanacağı vaadini yineleyen Erdoğan, "Devlet ile millet arasında fitne sokmaya çalışanlara prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların sizi karamsarlığa sürüklemesine müsaade etmeyin" diye konuştu.
"Terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz"
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Devlet ilk günden itibaren polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, tüm güvenlik güçleriyle 11 ilimizde yerini almıştır.
Terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz. Çıkmış bir tanesi Kızılay nerede, ne çadırını ne yemeğini görmedik diyor. Be ahlâksız, be adi, be namussuz; günde 2,5 milyon insana bu Kızılay yemek ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak yenilir yutulur değildir.
Enkaz kaldırma çalışmalarımızı yürütürken geçici barınma merkezlerimizi devreye alıyoruz. Bir yandan çadırlar, konteynerler, devam ediyor. Bölgeye sevk edilen 300 bin çadırın kurulumu ile 3 milyon 265 bin battaniyenin 310 bin ısıtıcının dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acaba? İnanın bunların kulakları var ama duymaz. Gözleri var ama görmez. Bunlar kördür, sağırdır.
865 bin vatandaşımız çadırda. 23 bin 500 vatandaşımız konteynerlerde.
376 bin vatandaşımız ise bakanlıklara bağlı yurtlarda ikamet ediyor. Diğer illere gitmek isteyenlere yardımcı oluyoruz.
Kalıcı konutların inşasıyla ilgili adımları atmaya başladık. 1 yıl bize müsaade edeceksiniz. 1 yıl içinde biz bu kalıcı konutları Allah'ın izniyle yetiştireceğiz, vatandaşlarımızı da yerleştireceğiz. Depremden etkilenen 11 ile gönderilen binlerce personelimiz hasar tespit çalışmalarını tamamlamak üzere.
"Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek"
Şehirlerimizi yeniden inşa edecek yaklaşımla hareket ediyoruz.
Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de 1 yıl içinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Yatay mimari prensibimiz çerçevesinde konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek.
Yaşadığımız afetten 85 milyon olarak hepimizin dersler çıkarması gerektiği açıktır. Geçmişteki tecrübelerin ışığında eksiklerimizi gidermemiz, güçlü yanlarımızı tahkim etmemiz büyük önem arz ediyor.
"Tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı"
17 Ağustos Marmara depremi sonrası attığımız adımların ne kadar doğru ve isabetli olduğunu tecrübe etme fırsatı bulduk. Kentsel dönüşüm projeleriyle, Adana'da bir tanesi çıkmış, 'kentsel dönüşüme karşıyız' diyor, CHP'den bir belediye başkanı. Ben belediye başkanlığı yaptım, İstanbul'da, kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır. Onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma ne olur bize yeni yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım. Bunu gerçekleşmemiz lazım ki huzurlu şekilde uyuyabilelim. Kentsel dönüşüm projeleriyle, TOKİ vasıtasıyla yürütülen toplu konut hamlelerinin önemini bir kez daha idrak ettik. Depremin etkilediği bölgelerde tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı.
Bundan sonraki süreçte gerekirse tüm yasal altyapıyı oluşturacak, ona göre adımlarımızı atacağız. Bu başarıyı, deprem bölgesinden başlayarak tüm ülkeye teşmil etmeyi hedefliyoruz. Şehirlerimizin; tarihi, kültürel, sosyolojik dokusunu koruyarak kısa sürede hepsini yeniden ayağa kaldıracağız.
Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın konutlarını bir yıl içinde teslim etmeye başlayacağız.
Vatandaşlarımdan bizlere 1 yıl müsaade etmelerini istirham ediyorum. Kayıplarımızı geri getiremesek de devletimizin yıkılanın yerine daha güzelini, dayanıklısını yapmakta muktedirdir.
"Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız"
Devlet ile millet arasında fitne sokmaya çalışanlara prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların sizi karamsarlığa sürüklemesine müsaade etmeyin. Nasıl daha önceki depremlerde, sellerde, yangınlarda hiçbir insanımızı aç ve açıkta bırakmadıysak; devletimiz depremzedelerimizin yanındadır. Yaşanan can kayıplarında ihmali, kusuru, kastı olanlar varsa bunların hesabını hukuk önünde sormak boynumuzun borcudur. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız."
“Be ahlâksız, be adi, be namussuz!” düzenin vaat olmaktan alıkoyduğu, artık olduğu gibi tak diye dilinin altından çıkagelen bakla bu kadar hazin kılınıyor. Biteviye bir yangın yeri haline dönüşmüş, jeolojik dalgalanmanın kesintisiz olduğu bir cenahta, haklı olarak soru kılınan, düşünüleni bildiren bir mefhum rahatça hedef kılınıyor. Baş amir, oldum olası var olan hiddetli müdahaleciliğini yeniden kotarıyor. Bütünüyle bir çiftliğe dönüştürülmüş ola gelen kurumlardan birisinin var ettiği ucuz mavraları, baştan savma hallerin hepsine dair tek bir yetkin açıklamaya hacet bırakmadan, ben dedim oldu ile bahisleri kapatıyor. Üstü, ahlaksız, adi, namussuz ile çıkageliyor. Yıkımların sofrasında kalakalmış milyonlarca yurttaşın hakkı için mücadele edilmeyecekse, ne zaman hangi şartlarda nasıl bir olayda o müdahale / mücadele söz konusu olabilecektir. Açıklamanın geri kalanı fasarya kılınmış, devlet denilenin afet öncesi değil hep sonrasında aklını başına almasına dair göndermeleri barındırır. Ne de olsa tek adama ait bir rejim sayıklaması içinde, olan olmuştur, giden gitmiş durmak yok yola devamdır, iyi de her nasıl bu kötürüm hallerle, böyle bir istemle, gün aşırı var edilebilen nefretle / hiddet ve hizalama çabasıyla yeniden başlanabilir ki sahi ama sahiden?
Modern zamanlar yıkımın kılınıyor. Felaketler, afetler, yıkım düzeneğinin devamlılığını da sağlama alma gayretinde bir ara bağlaç kılınıyor. Yoksunluk, yoksulluk ve bitimsiz bir kısır döngü içerisinde geleceksiz kılınanların karşısında mot-a-mot yepyeni cümleler var ediliyormuş gibi görünürken, bütün ülkeye tastamam eksiksiz herkese yeni hizalama hal ve istemi biçimlendiriliyor. Devlet nerede sorgusuna verilmiş olagelen tumturaklı hakaret dolu tavrın ortasında zaten son yirmi bir yılın da özeti sunuluyor. Birilerine yanlamak, bir biçimde doğruların konuşulmasının önünün alınması için dört koldan, iletişim başkanlığı nam yapıdan sunulanlarla birlikte bir riya ülkesi var ediliyor. Burnunun ucundaki yıkımın sadece on ili değil etrafındaki hareketlilikle birlikte, Elazığ, Sivas, Niğde ve diğerlerini de etkisi altına aldığı konuşulmasın isteniyor. Gelecekte beklenen İstanbul / Tekirdağ ve tüm Marmara Bölgesinin de yıkımını var edebilecek olanın deneyi kılınmış bir afette her şeyin hala 1999 standartlarında kalmasının hazin tablosu karşımıza çıkıyor. Siyaseten eleştiriler bir kenara, onca şeyden sonra hala bir hudut çizerek, bu bahsedilebilir, bu konuşulamaz, şu yara önemli beriki laf salatası diyebilme cüretini gösterebilen bir muktedir elinde kim nasıl derdini görünür kılabilir ki? Seksen altı milyonun sınırlarında dolaşan bir ülkede her birey o enkazların altında kalakalmış, ne olacak bundan sonrası sorgusuna kilitlenmişken meselenin her ne olduğunun idrakine varmak hala zor mudur, çok uzak mıdır? Pespayelik akan bir yönetim katının, gece yarıları var edilen açıklamaların, gizli örtük kararname ve iddiaların birbirini kovaladığı bir zeminde daha henüz enkazlar yerlerinden kaldırılmamış, yas bir türlü başlamamışken, yoksunluk sürgit devam ederken istikamet nereyedir? Böyle afaki, bu kadar kesin ve kati bir yıkım ekseninde, kaybedilen her gün bir biçimde sıradana ait olanın gasbını beraberinde getirirken, kaybetmeye bir son denilecek midir? Meramı sahi duyan var mı ola...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Hatay, Türkiye 18 Şubat 2023. Muhammed Enes YILDIRIM – Anadolu Ajansı – Getty Images v/CNN
0 notes
endergelisenataklar · 11 months
Text
“bazı şehirlerin fay hatları öldürür ve bazı insanların yüz hatları.”
112 notes · View notes
defoluyorum · 1 year
Text
bazı şehirleri fay hatları öldürecek beni senin yüz hatların.
110 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
Öfkeden ve acıdan yanarak bir yandan adım adım olup bitenleri izliyor bir yandan da uzaktan neler yapabiliriz, yediğimizden uyuduğumuzdan daha az nasıl utanabiliriz diye uğraşıyoruz. Üç gündür çok yazıldı çizildi. Tarihsel bir felaketle karşı karşıyayız. Art arda iki büyük deprem ve on farklı bölgeye yayılmış, şehirleri yok etmiş bir yıkım. Akıldan, bilimden, teknolojiden, erdemli siyasetçilerden ve her ne yapıyorsa etiğe uygun yapan insanlardan yoksun olmanın bedelini ödüyoruz. Yozlaşma ve çürüme öyle büyük, öyle uzun zamandır var ki üstüne bir de devletin ve kurumların çöküşü ile gelen organizasyon sorunları eklenince afetlerde görmeye alışkın olduğumuz hizmetler bile aksadı. Masum insanlar, büyük mağduriyet içindeki bu halk böyle terk edilmeyi hak etmemişti. Kendi yaramızı kendimiz sarıyoruz yine. İmam Hatip ve İlahiyat mezunu, tasavvuf yüksek lisansı yapmış afetlere müdahale müdürümüz afetlerle çok da ilgili olmadığından organizasyonu yine deneyimli, bildik isimler ve STK’lar yapıyor. Herkes tek yürek olmuş çabalıyor. Büyük kısmı fay hatları üzerinde olan bu şehirlerde bir daha asla benzer bir yapı stoku yükselmemeli. Yatay mimari, çelik konstrüksiyon, sekiz dokuz şiddetinde depreme dayanıklı özel teknolojiler kullanılmalı. Konunun uzmanı değilim, uzmanları bilir. Bu ülkeye, bizim ekonomik koşullarımıza uygun bir depreme göre yapı rejimi ortaya çıkarılmak zorunda. Aynı rant çevrelerine asla yol verilmemeli buralarda. Yoksulluğun sonuçlarını görüyoruz. Hepimizi yeniden politize etmesi gerek bu depremin. İşçi hareketine/partisine, yeşiller hareketine/partisine destek verebilir, üye olabiliriz. Siyasetin iyiden doğrudan yana bir şekle, kıvama girmesi için daha politik yaşamaya odaklanmamız gerektiğini derinden hissediyorum. Nitelikli eğitim ve siyasi katılım için çabalamalı. Geleneksel siyasetin bize asla sağlıklı kaliteli barınma hizmeti vermeyeceğini, asla çağdaş akılcı ve barışçıl bir dünya kurmayacağını idrak etme vakti. Yeni binalar, güya deprem sözleşmesine göre yapılmış binalar çöktü. Bazıları sahtekârlık nedeniyle bazıları zemin çürük olduğu için. Ölümden sonra yaşam olabilir olmayabilir ama doğumdan sonra iyi bir yaşam olmalı. O bebekler, çocuklar, o çaresiz insanlar bunu hak etmiyor. Değerliyiz ve değerli olduğumuz bir dünyayı kurmak zorundayız. - Nilay Özer (8 Şubat 2023) - Fotoğraf: Khalil Hamra (Nurdağı, Gaziantep, 7 Şubat 2023)
51 notes · View notes
anmarkadas · 11 months
Text
fay hatları kadar bilindik ama depremler kadar ani
32 notes · View notes
cilelicilek · 5 months
Text
Bazı şehirleri fay hatları öldürecek, beni senin yüz hatların. 🖤
3 notes · View notes
bozuksaatim · 1 year
Text
bence fay hatları guncellendi amk haberimiz yok bizim
10 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year
Text
kuralın, nizamın, öngörünün, adaletin, önlemin, dürüstlüğün olmadığı her şeyin sonu hüsrandır. insanlık yeryüzünde suç işliyor, hiçbir şeyi gerektiği gibi yoluyla yordamıyla, intizamla yapmıyor. sonra olan her şeyi azap, gazap diye nitelendiriyor. sen binalarını mimari teknik usullere göre yaptın mı, malzemeyi yeterli ve gerektiği düzende kullandın mı, yönetmeliklere uydun mu, uygunluk belgelerini verirken adaletli oldun mu, yer altı kanalizasyon ve boru hatları yağacak şiddetli yağmurlara uygun mu, toprak kaymasını önleyecek miktarda ağaç diktin mi, yollarını ona göre yaptın mı, binaların zeminleri selden etkilenecek yapıda mı? sen bütün bu önlemleri aldın, her şeyi kanuna, insanlığa, vicdanına uygun yaptın da yine de olumsuz etkilendiysen işte bu Allah'ın azabı, gazabıdır. bu ülkede yok denecek kadar az insan işini yeterli yapıyor. bu sel ve depremde yıkılan onca binada insan hatasının eserini görüyoruz. insanlar para için can satmışlar, canı hiçe saymışlar. fay hatlarının üstüne, ıslak zeminlere ev yapmışlar. kolonları kesip, uygunsuz inşaat malzemesi kullanmışlar. olası depremde yıkılmaması mucize olurdu. Allah hesabını dünya ahiret sorsun en üst kademeden en alt kademeye sorumluları kimse hepsine. bu insanlar ah ediyor kulaklarımız duyuyor haklılar. canları yanmış, cenazeleri enkaz altında günlerce kalmış, seslerini duyup zor bekleyişler içinde çaresizce durmuşlar. bu insanlar beddua etmesin de kim etsin. canı yanan insanın bedduasından korkmalı insan. Allah bundan sonramızı korusun, bu insanların ahı gökyüzüne ulaşıp yere inerse..
8 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Ruhlarımız Göçük Altında Biz nasıl iyileşeceğiz? Apokaliptik bir filmin ortasındayız sanki; adeta küçük bir kıyameti yaşamışız ülke olarak. Ruhlarımız da fay hatları gibi kırık kırık olmuş yaralıyız, kanıyoruz, ağrıyoruz ve ağlıyoruz. Göçük altındayız… Sesimizi duyan var mı? İnsan yatağında uyuduğu için utanır mı? Sıcak olan yumuşak olan, konforlu olan ne varsa batıyor. Bu rezil konfor alanından çıkmak istiyorum. Yediğim her lokma bir mahcubiyete dönüşüyor, boğazımdan aşağıya toz toprak akıyor, aklıma enkaz altında kurtarılmayı bekleyen bebekler geliyor. İçim dışım hafriyat… Yatarken üzerime örttüğüm yorganı bir kolon gibi hissediyorum, ağır geliyor, tekmeleyip atmak istiyorum. Ev sıcak olduğu için utanıyorum, çeşmeden temiz su aktığı için utanıyorum, lambayı açınca utanıyorum. Havluya, peçeyeye, diş macununa takılıyorum. Her gün gördüğüm bu basit şeylerin şu an birileri için ne büyük ihtiyaç olduğunu bilip bir şey yapamamaktan utanıyorum. Bağrımızın ortasına bir kaya çökmüş, yüreklerimiz kara yangın altında. Kış ortasında cayır cayır yanıyoruz. Enkaz altında bir insan ne kadar dayanır? Kaç gün aç ve susuz kalabilir bir çocuk? Göçük altında kalmış kızının elini bırakmayan baba gitmiyor gözümün önünden, kızlarıma sarılmaya utanıyorum. Üstüne basılan taşlar misaliyiz, paramparçayız dağılmışız, viraneyiz. Ağır bir suçluluk altındayız, öfkeliyiz, kızgınız. Uçurumlardan aşağı inen çığa tutulmuş olsak da boğazımız düğüm düğüm olsa da toparlanmak zorundayız. Hani demişti ya bşr teyze taş olsaydım erirdim toprak oldum dayandım diye. Bu acının, yıkıntının, matemin ortasında toprak gibi olacağız dayanacağız… İyileşmek zorundayız hem de biran önce . Depremzedelerden önce iyileşmek zorundayız. “Depremden etkilenen bir yakının var mıydı” diye soruyorlar. Ne farkeder Hepsi yakınım !Birbirimize kenetleneceğiz, yardımlaşmanın, dayanışmanın, desteğin, birliğin, duygudaşlığın görkemli büyüklüğüne tutunacağız. Enkazdan kurtulan Halit Ali bebeğimiz gibi olacağız, hayata tutunacağız, acılara değil. Halit Ali paşanın gülümsemesine tutunacağız. Ders alacağız, yıkıntıları el birliği ile kaldıracağız ve yıkılan şehirleri yeniden kuracağız ama önce AHLAK - LİYAKAT VE BİLİM temelini atacağız onun üstüne kuracağız. Çünkü bunlar çökerse her şey çöker... 
12 notes · View notes
darkisverydark · 8 months
Text
Ah güzel istanbul, senin şerrinden yine sana sığınırız.
Soluyacak hava kalmasa, altımızdaki fay hatları eninde sonunda bizi beşik gibi sallasa;
Hatta şehrin sevgisizleri bombalar patlatsa da, o uzaktan huzurlu görünen memleketlerde kendimizi sularına bırakabileceğimiz bir boğaz var mı?
Hem gidebilecek olsak bile rahat rahat hayatlarına katılamayacağımız o kentlerin de kendi dertleri, huzurlarını kaçıran eski yeni sevgisizleri yok mu?
Bir de oralarda illa ki bizi bulacak huzursuzluğumuz hani kendimizi geçtim, o memleketleri de zeval etmeyecek mi?
Korkunun ecele faydası yok be sevdiceğim gel hadi gir koynuma sımsıkı sarılıp koyverelim kendimizi.
Belki de sonsuz mutluluk boğazın dibindedir,
derinliklere inerken fısıldayacağım kulağına bütün bu uçsuz bucaksız dehlizler artık hep bizim.
Sonsuza dek burada yaşayacak, birlikte öleceğiz.
2 notes · View notes
marcelinesw0rld · 1 year
Text
İçimi deliyor geçiyor bir kurşun sesi. Fay hatları kadar bilindik ama depremler kadar ani...
6 notes · View notes
meryemduru · 9 months
Text
İnsanları fay hatları öldürecek beni yüz hatların.
3 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Depremler
İçinde yaşam olmayan çok katlı mezarlar memleketin her tarafında bir zelzele ile yıkılıyor
Ağaçların köklerine, vaşakların yuvasına dikilmiş beton çıbanlar
İmara uygun olmayan yapılara bedeli karşılığında verilen ruhsatlara sahip olmanın bedelini ömrü ile ödeyenler üstüne üstlük birde bu borcun karşılığı olarak tefecilere yıkılan binalar ile ipotekliler
İmara uygun olmayan yapılara ruhsat verenlere verilen oylar ise rüşveti bu çarkın
Kimin cebini neyin karşılığında dolduruyorlar?
Uğrar mı akıl ve bilim böyle yönetimlere
Her zelzele sonrası takdiri ilahi der yaraları yara bandı ile sarar çaresizliği bir kez daha fırsata dönüştürürler
Borçlu doğuyor, borçlu ölüyor insanlar
Yaralar sözlerle sarılıyor
Her zelzele ile yeniden sarsılıyoruz ve birli türlü kendimize gelemiyoruz!
Sismik dalgalar çok kararlı Anadolu'yu adım adım dolaşarak bizi kendimize getirecek başka depremlerin öncü şokları olacak
Artçı şoklar ve peşpeşe gelen depremler çok ısrarlı
Ölenlerin ırkına ve mezhebine göre ayrı bir ilgi gördüğüne bile şahit oldu bu kulaklar ve gözler
Acıya sevinen zalimlerin zevk çığlıkları karşısında depremin uğultusu sessiz kaldı
Bir gün kendilerini sağır edecek yıkımı yaşayana kadar sürecek bu vahşet
Yaşatmayan kirli düzenler aslında kimin üstüne yıkılıyor?
Kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm ile unutuldu depreme dayanıklı yapı yapmak
Çok kazanmak dışında hiçbir amacı olmayan müteahhitlere teslim edildi yuva yapmak
Yıkıldıkça yükseliyordu lekelilerin hileli görüntüleri
Yerin altında ki gibi ilerleyecek yerin üstüde ki zelzele
Verdiğimiz zaman elele
Doğu Anadolu, Kuzey Doğu Anadolu, Ölüdeniz, Ege bölgesi fay hatları üretiyor depremleri
Kahramanmaraş, İzmir, Van, Erzincan
Ölüm geziyor can can
Yarın depremin yeni durağı neresi bilinmiyor
Bilinse bile hiçbir tedbir ve ders alınmıyor
Asıl depremin ülke yönetiminde olacağının sismik dalgaları yayılıyor
Anadolu'da depreme binalar gibi dayanıksız yakalanıyor her insan
Acılar uyandıracak bu toplumu
] Önder Karaçay [
6 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 1 year
Text
çöküşle başlıyorum güne, yükselen borsaya inat
Bismillah deyip şeytanıma gülümserken
aklım;
yüz yıldır yıkılıp inşa olan hayretime takılıyor
kimse bilmez
her uçurumdan adını söyleyerek düştüğümü
ne yapsam olmuyor çünkü
suretini verdiğim posta memurları
görevini kötüye kullanıyor
bir miktar cesurdur herkes ıslık çalınca
bense hüner sayarım yağmura direnmeyi
şahidim yok, sokağım çıkmaz,
nasıl diyeyim
direnmek, kaybetmenin yarısıdır sevgilim
yaşamakla bir yere varılmaz diye
girmeden kaybettiğim tüm savaşlarda
tek celsede ölüyorum
bu çaputlar, bu kolonya, bu tütünlerle
çürümüş yanlarımı sarıyorum
bir bir kırılıyor içimin fay hatları
kervanımızı eşkiyalar zapt etmiş
korkacak değilim elbet
ki sen gitmezsen, ki ben düşmezsem
neye yarar bu yollar
şimdi ben,
acısı hafiflesin diye vurulan atlar gibiyim
merhemini bir tüfekte arayan.
yüzünün hendeğine takılmıştı ayağım, ellerim, gözlerim
hangi yönde sıksan, aynı yerde ölüyorum.
teselliye gerek yok
hiç kıranla kırılan, bir olur mu sevgilim
Beyazıt Bestami Keçeli
Tumblr media
2 notes · View notes
nullshop · 2 months
Text
Deprem Nasıl Oluşur ?
Tumblr media
Deprem Nasıl Oluşur ?
Tumblr media
      Deprem, yer kabuğunun en üst katmanında bulunan tabakada yer alan fay hattı adı ile bilinen kırıkların hareket etmesi sonucunda oluşan sarsıntıdır. Deprem, yer kabuğunun altında biriken gerilimin aniden boşalmasıyla meydana gelir. Deprem, yer kabuğunun altındaki hareketi yansıtan sismik dalgalar şeklinde yeryüzüne ulaşır. Deprem, insan hayatını, doğal çevreyi ve yapıları etkileyen doğal bir afettir. Deprem nasıl oluşur sorusunun cevabı için, öncelikle yer kabuğunun yapısını anlamak gerekir. Yer kabuğu, yaklaşık 100 km kalınlığında, katı ve kırılgan bir tabakadır. Yer kabuğu, birbirine kenetlenmiş, ancak sürekli hareket halinde olan levhalar adı verilen parçalardan oluşur. Levhalar, yer kabuğunun altında bulunan ve daha sıcak ve akışkan olan manto adı verilen tabakanın üzerinde yüzerler. Manto, yerin içindeki ısı ve basınç nedeniyle konveksiyon akımları oluşturur. Bu akımlar, levhaları hareket ettirir. Levhaların hareketi, yer kabuğunda gerilim oluşturur. Gerilim, yer kabuğunun kırılmasına ve fay hatlarının oluşmasına neden olur.
Fay Hattı Nedir?
Fay hattı, yer kabuğunda oluşan kırıklardır. Fay hattı, levhaların birbirine göre hareket yönüne göre farklı tiplere ayrılır. Fay hattının tipleri şunlardır: - Normal fay: Levhalar birbirinden uzaklaşırken oluşan fay hattıdır. Bu fay hattında, bir levha diğer levhanın altına iner. Bu fay hattı, genellikle okyanus ortası sırtlarında görülür. - Ters fay: Levhalar birbirine yaklaşırken oluşan fay hattıdır. Bu fay hattında, bir levha diğer levhanın üzerine çıkar. Bu fay hattı, genellikle kıvrımlı dağların oluştuğu yerlerde görülür. - Yanal atımlı fay: Levhalar birbirine paralel olarak kayarken oluşan fay hattıdır. Bu fay hattında, levhaların hareket yönüne dik olarak birbirine göre yer değiştirirler. Bu fay hattı, genellikle kıta içlerinde görülür. Fay hatları, yer kabuğunun zayıf noktalarıdır. Fay hatlarında, levhaların hareketine bağlı olarak sürtünme, basınç ve gerilim oluşur. Bu kuvvetler, yer kabuğunun elastik limitini aştığında, fay hattında ani bir kayma meydana gelir. Bu kayma, yer kabuğunun altında biriken enerjinin serbest kalmasına ve sismik dalgaların oluşmasına neden olur. Sismik dalgalar, yer kabuğunun içinde ve yüzeyinde yayılır. Sismik dalgaların yeryüzüne ulaştığı noktaya deprem odak noktası, bu noktanın yeryüzündeki izdüşümüne deprem merkezi denir. Deprem, sismik dalgaların yeryüzünde oluşturduğu titreşimdir. Deprem Nasıl Ölçülür? Deprem, iki farklı ölçütle değerlendirilir. Bunlar, depremin büyüklüğü ve depremin şiddetidir. Depremin büyüklüğü, depremin odak noktasında oluşturduğu enerjiyi ifade eder. Depremin büyüklüğü, Richter ölçeği adı verilen bir ölçekle belirlenir. Richter ölçeği, 0 ile 10 arasında değişen bir değerdir. Richter ölçeğinde, her bir birimlik artış, depremin enerjisinin 32 kat arttığını gösterir. Örneğin, 5 büyüklüğündeki bir deprem, 4 büyüklüğündeki bir depremden 32 kat daha güçlüdür. Depremin şiddeti, depremin yeryüzünde oluşturduğu etkiyi ifade eder. Depremin şiddeti, Mercalli ölçeği adı verilen bir ölçekle belirlenir. Mercalli ölçeği, 1 ile 12 arasında değişen bir değerdir. Mercalli ölçeğinde, her bir birimlik artış, depremin yıkıcılığının arttığını gösterir. Örneğin, 8 şiddetindeki bir deprem, 7 şiddetindeki bir depremden daha fazla hasara neden olur. Deprem, yer kabuğunun hareketinden kaynaklanan doğal bir olaydır. Deprem, yer kabuğunun altında biriken gerilimin aniden boşalmasıyla meydana gelir. Deprem, yer kabuğunun altındaki hareketi yansıtan sismik dalgalar şeklinde yeryüzüne ulaşır. Deprem, insan hayatını, doğal çevreyi ve yapıları etkileyen doğal bir afettir. Deprem nasıl oluşur hakkında daha fazla bilgi için, veya tıklayabilirsiniz. Deprem Hakkında Sık Sorulan Sorular : - Deprem nedir? - Deprem, yer kabuğundaki kayaçların ani bir şekilde serbest bıraktığı enerji sonucu oluşan yer hareketidir. Bu hareket genellikle yerin derinliklerindeki fay hatlarında gerçekleşir. - Depremler ne zaman meydana gelir? - Depremler her zaman meydana gelebilir, ancak genellikle fay hatlarında gerçekleşen hareketler sonucunda oluşur. - Depremleri neye sebep olur? - Depremler genellikle yer kabuğundaki kayaçların birbirine sürtünmesi sonucu oluşur. Bu sürtünme ani bir şekilde serbest bırakıldığında enerji açığa çıkar ve deprem meydana gelir. - Depremler önceden tahmin edilebilir mi? - Maalesef, depremleri kesin olarak tahmin etmek mümkün değildir. Ancak, deprem riski olan bölgelerde izleme ve uyarı sistemleri kullanılarak depremlere karşı hazırlıklı olunabilir. - Deprem dalgaları nelerdir? - Depremler sırasında yayılan enerji, farklı tipte dalgalar oluşturur. Bunlar arasında en bilinenler sıkışma dalgaları (P-dalgaları) ve yüzey dalgaları (S-dalgaları) bulunur. - Richter ölçeği nedir? - Richter ölçeği, bir depremin büyüklüğünü ölçen bir ölçektir. Depremin büyüklüğünü ve enerjisini ölçmek için kullanılır. - Deprem anında nasıl davranılmalıdır? - Deprem sırasında güvenli bir yer bulmak, sarsıntı geçene kadar sakin kalmak ve daha sonra güvenli bir şekilde dışarı çıkmak önemlidir. - Depremler neden tsunamiye sebep olur? - Deniz tabanında meydana gelen depremler, suyun yüzeyinde büyük dalgalar oluşturabilir, bu da tsunami olarak bilinen dev dalgalara neden olur. - Bir deprem ne kadar sürebilir? - Depremler genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika arasında sürer. Ancak büyük depremler daha uzun sürebilir. - Deprem bölgeleri neresidir? - Deprem riski olan bölgeler, aktif fay hatları, plaka sınırları ve volkanik alanlar gibi jeolojik unsurların bulunduğu yerlerdir. Özellikle Pasifik Ateş Çemberi, deprem ve volkanik aktivitenin yoğun olduğu bir bölgedir. - Deprem öncesinde belirtiler nelerdir? - Bazı insanlar, deprem öncesinde toprakta ani bir hareketlilik, su kuyularında değişiklikler veya hayvan davranışlarında değişiklikler gibi belirtilerden bahsederler. Ancak bu belirtiler her zaman bir depremin geleceğini göstermez. - Deprem sonrasında ne yapılmalıdır? - Deprem sonrasında hayatta kalmak için su, gıda ve ilaç gibi acil ihtiyaçları karşılamak önemlidir. Ayrıca, zarar görmüş binalardan uzak durmak ve yetkililerin talimatlarını izlemek önemlidir. - Binalar depreme dayanıklı nasıl yapılır? - Depreme dayanıklı binalar, sağlam temeller, esnek yapı malzemeleri ve uygun mühendislik tasarımları ile inşa edilir. Depreme dayanıklı binalar, deprem sırasında hasarı en aza indirmeye yardımcı olabilir. - Depremden nasıl korunabilirsiniz? - Depremden korunmanın en iyi yolu, deprem güvenliği hakkında bilgi edinmek, acil durum planları yapmak ve düzenli olarak tatbikatlar yapmaktır. - Depremler ne kadar sıklıkta meydana gelir? - Depremler her gün her yerde meydana gelebilir, ancak büyük depremler genellikle daha az sıklıkla gerçekleşir. - Deprem sırasında nasıl güvende kalınır? - Deprem sırasında güvenli bir yer bulmak, sarsıntı geçene kadar sakin kalmak ve düşme veya yaralanma riskini azaltmak için koruyucu bir pozisyon almak önemlidir. - Deprem sırasında neden ev dışına çıkılmalıdır? - Deprem sırasında ev dışına çıkmak, bina içinde olası yıkılmalar veya hasarlar nedeniyle daha güvenli bir ortam sağlar. - Deprem ölçüm birimleri nelerdir? - Depremleri ölçmek için kullanılan birimler arasında Richter ölçeği, Moment Magnitude ölçeği (Mw) ve Mercalli yoğunluk ölçeği (MM) bulunur. - Depremlerin çeşitleri nelerdir? - Depremlerin çeşitleri arasında tektonik depremler, volkanik depremler, yüzey dalgaları, iç dalgalar ve derin odaklı depremler bulunur. - Deprem sigortası nedir? - Deprem sigortası, deprem hasarı veya kaybı durumunda maddi koruma sağlayan bir tür sigortadır. Bu sigorta, deprem riski olan bölgelerde yaşayanlar için önerilir. - Deprem sırasında neden elektrik kesilir? - Deprem sırasında elektrik hatlarında hasar meydana gelebilir, bu da elektrik kesintilerine neden olabilir. Ayrıca, elektrik kesilmesi yangın riskini azaltmaya yardımcı olabilir. - Depremden sonra neden artçı sarsıntılar meydana gelir? - Artçı sarsıntılar, ana depremden sonra gerçekleşen ve genellikle daha küçük olan sarsıntılardır. Bu sarsıntılar, depremin neden olduğu kırılma hatlarında gerçekleşen gerilimlerin serbest bırakılması sonucu meydana gelir. - Depremler nasıl ölçülür? - Depremler genellikle sismik istasyonlar tarafından ölçülür. Bu istasyonlar, yeraltındaki sismik dalgaları algılayan ve kaydeden hassas cihazlar kullanır. - Deprem sırasında neden çatlaklar oluşur? - Deprem sırasında, yer kabuğundaki kayaçların ani bir şekilde hareket etmesi sonucu yüzeyde çatlaklar oluşabilir. Bu çatlaklar, fay hatlarının yer kabuğu üzerindeki izleridir. - Depremde nasıl hayatta kalınır? - Depremde hayatta kalmak için güvenli bir yer bulmak, sakin kalmak, düşme ve yaralanmayı önlemek için koruyucu bir pozisyon almak ve hasarlı binalardan uzak durmak önemlidir. - Depremler hangi derinliklerde meydana gelir? - Depremler genellikle yerin yüzeyine yakın derinliklerde meydana gelir, ancak bazıları daha derin katmanlarda, hatta mantonun altında oluşabilir. - Depremler ne tür hasara yol açabilir? - Depremler binaların çökmesine, yolların çatlamasına, altyapının hasar görmesine, su kaynaklarının kirlenmesine ve yangınlara yol açabilir. - Deprem öncesi ve sonrasında neler yapılmalıdır? - Deprem öncesi acil durum planları yapılmalı, sarsıntı sırasında güvenli bir yer bulunmalı ve deprem sonrasında acil ihtiyaçlar karşılanmalıdır. - Depremler neden tsunamiye dönüşebilir? - Deniz tabanındaki depremler, büyük dalgaların oluşmasına neden olabilir, bu da kıyılara tsunami olarak bilinen dev dalgaların gelmesine yol açabilir. - Deprem hakkında daha fazla bilgi nereden alınabilir? - Deprem hakkında daha fazla bilgi almak için yerel hükümet kurumları, afet yönetimi merkezleri ve sismoloji uzmanlarından yardım alabilirsiniz. Ayrıca, çeşitli kaynaklardan ve internet sitelerinden deprem hakkında bilgi edinebilirsiniz. Read the full article
0 notes
barkoturktv · 2 months
Link
0 notes