Herhangi bir insan bizden uzaklaştıkça gözümüzde boyut olarak giderek küçülür; oysa çok sevdiğimiz biri bizden uzaklaştıkça büyür, büyür, büyür ve neredeyse her yeri kaplar. Bu tezat, optik her türlü açıklamanın çuvalladığı yerdir.
“Birikmiş bütün bu hayal kırıklıklarıyla ne yapacağım” diye sordu mahzun olan. “Bozdurup birkaç hakiki tecrübe alacaksın!” dedi hüznünün başını okşayan.
Geçemiyorsanız zamana havale ediniz. Zaman harikadır, boşuna ondan daha iyi bir öğütücü aramayınız. Her türlü duyguyu hakkıyla öğütür zaman. Yan etkisi de yoktur.
" Umutla olanın artık olmamasını, olmayanın olmasını bekleyenler var. Aş bekleyenler, iş bekleyenler, kısmet bekleyenler var. Şifasını, devasını bekleyenler var. Bin bir endişe ile akıbetini bekleyenler var. Mezuniyet bekleyenler, karne bekleyenler, emeklilik bekleyenler var. Borcunun bitişini, huzurun gelişini bekleyenler var. Baharı, yazı bekleyenler, mevsimi mevsime ekleyenler var. Eşini, evladını, ahbabını bekleyenler var. Sanki yirmi dört saat bir durakta otobüsün gelmesini bekleyenler var. Kapıların açılmasını, bahtının açılmasını, ufkunun açılmasını bekleyenler var. Sabahı bekleyenler, akşamı bekleyenler var. Bitmek bilmeyen uzun bir bekleyiş hali içindeyiz hepimiz. Biz böyle bekleyedururken şimdiki zaman ayaklarının ucuna basarak gelip geçiyor içimizden. “Bir şey kaçırdım mı?” diye sordu nefes nefese gelen. “Evet kaçırdın” dedi orada olan, “geride bıraktıklarını ve ulaşmaya çalıştıklarını”. Bil ki her ân sadece bulunduğun yerdesin, ne bir adım öncesinde, ne bir adım sonrasında.."