Tumgik
#günün tavsiyesi
bilge-aslan · 9 months
Text
Tumblr media
147 notes · View notes
hosgeldinhuzun · 2 years
Text
Tumblr media
Manzarası ne kadar güzel olursa olsun,
Seni inciten pencereyi kapat.
76 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
24 notes · View notes
yolhikayelerim · 5 months
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
halledebiliriz · 2 years
Text
"Çığlık atmıyor oluşu insanın acı çekmediğini göstermez "
Bugün karşıma çıkan cümlenin güzelliği pekii...
7 notes · View notes
sayendeyirmiki · 1 year
Text
Tumblr media
günün tavsiyesi
349 notes · View notes
bedrierdem · 6 months
Text
Günün tavsiyesi!
***Sen, sen ol, içten ol, içtenlikli ol, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile, dinle onları. Çünkü bu dünyada, herkesin mutlaka bir hikayesi vardır.***
Tumblr media
16 notes · View notes
uzaydanhaberler · 2 months
Text
Jül Sezar ve Artık Günler
Günün Astronomi Görseli 29 Şubat 2024 Görsel & Telif: Classical Numismatic Group, Inc., Wikimedia Milattan önce 46’da Jül Sezar takvim sistemini yeniden düzenledi. Astronom İskenderiyeli Sosigenes’in tavsiyesi üzerine Jülyen Takvimi, bir Dünya yılı 365 günden biraz daha uzun olduğu için her 4 yılda 1 artık gün içermeye başladı. Modern tanımıyla Gezegenimizin Güneş etrafında bir kez dönmesi…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
nimhandeee · 1 year
Text
Tumblr media
Günün tavsiyesi; Kimseye kendini anlatmak için yorulma. Seni sevenler, sen susarken de seni anlarlar...
Ve hayat ne olursa olsun yaşamaya değer..Kimse için üzülme.. Kendini sev.. Seveceğin şeyler bul..Bir yerlerde seni seven insanlar olduğunu da unutma..
37 notes · View notes
oluruvar · 1 year
Text
Az önce cilt bakımı yaparken yanağımda sivilce çıktığını fark ettim. Çok haklı çünkü alkol alırken cips falan yemiştim. Normaldir, çıkar. Sonra aklıma ailemin cildim hakkında ben lisedeyken bana yaptığı zorbalıklar geldi. Ergenim, yüzümde sivilce çıkıyor. Gayet normal. O yaşta ben bunun farkındayım. Öyle dış görünüşüne çok takan biri de olmadım hiçbir zaman. Acı vermiyorsa pek önemsemezdim. Ailem her gün, bakın HER GÜN "bu yüzünün hali ne, ne biçim olmuş, iz kalacak, çok sivilce çıkmış, niye böyle oluyor" gibi laflar ediyordu. Annem, babam, abim. Üçü de günün ayrı zamanlarında ve bazen birleşerek. Her seferinde "yav bu yaşta normal. Çıkar, geçer. Geçmezse de nolcak öleyim mi salın yüzümü" deyip duruyordum ama kar etmiyordu. İz kalacak diye öyle baskı yaptılar ki ben de tribe girmeye ve üzülmeye başladım. Halbuki cidden kalsa ne olacak? Benim değerim mi azalacak? Daha mutsuz bi hayat mı yaşıycam? Yoooo. E o zaman her gün neden darlıyorsunuz beni?? Nys tabi ergenlikten sonra sivilceler sadece regl olacağım sıra bir ya da iki tane falan çıkmaya başladı. Böyle olunca annem benden cilt bakım tavsiyesi istemeye ve "cildin çok güzel maşallah" demeye başladı... Benim görüşüm kimsenin dış görünüşü hakkında bu kadar yorum yapılmaması gerektiği yönünde. İnsanları tribe sokuyor çünkü. Yok sivilcem çıktı, yok iz kaldı, yok geçti mi cart curt. Bunlar yerine çok daha hoşumuza gidecek şeylere kafa yorabiliriz ve cidden o kadar zor değil bunlara takılmamak en azından sizden başka bi insanın görünüşüne takılmamak bu kadar zor olmamalı ya. Hele kardeşiniz, evladınız, arkadaşınız, sevdiğiniz biriyse sokmayın işte tribe onları. Boş gerginliklerle kafasını doldurmayın. Bak yıllar önce yaşadığım şeyi anlatcam diye satırlardır yazıyorum. Gerek var mıydı böyle bi şeye? Bence yoktu. Neyse diyeceğim o ki cildimiz mutluluğumuzu belirlememeli. Öbdüm <3
18 notes · View notes
bilge-aslan · 2 years
Text
Tumblr media
15 notes · View notes
tugceozdemir · 9 months
Note
Yazdiklarini okumak buruk bir mutluluk verdi teşekkür ederim kaleminden dökülenler icin ve bana ne tavisye verebilirsin dinlemek isterim
Ben 33 yaşındayım 16 yaşında Gaziantep'den evden ayrılıp kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalan bir adamım hayati cok erken gördüm çök şey yaşadım çok güldüm cok ağladım herşeyi fazla fazla yaşadım derken tiksindim yaşadıklarımdan sıkıldım hatta sıkılmaktan bile sıkılalı çok oldu en son 4 sene once çektim el frenini uzaklaştım insanlardan kendime bir gaye belirledim kız kardeşimi üniversitede okutacam diplomasını alsin ilerde kimseye (kocası) karşı muhtaç hissetmesin diye okulunu bitirdi diplomasını aldı ve evlendi ve benim bir hayat gayem kalmadi 4 yıldır isten çıkınca istediğim tek şey eve girip yatağıma girmek konfor alanıma kavuşmak artik bu girdapdan çıkmak istiyorum ama harekete gecicek mecalim kalmamış tatile geldim ailemin yanina burda bile dışarı cikip birşeyler yapasım yok istiyorum bende sevmek sevilmek yorgunluktan ölüyorum gibi geliyor inan başkalarının derdine çare olmak yüzündeki tebessüm oluşmasına sebep olmak kadar beni harekete geçiren baska birsey yok başkaları için herşeyi yapabilirim ama kendim icin hic birsey yapamıyorum
Söylesene bana şimdi ben nasil mücadele edebilirim kendimle
Şimdiden teşekkürler
Yani öncelikle okudukların üzerinden beni bilirkişi yerine koyup görüşümü istemen beni onore etti ama ciddi bir sorumluluk yükleyip korkuttu da. Çünkü terapiler bile yanlış "uzman"ların elinde kontrolden çıkabilir. Benim uzman olmayan halimle, üstelik detaylarını hiç bilmediğim bir hayatla ilgili yorum yapmam sağlıklı olmaz.
Amma velakin, yazdıklarının bana düşündürdükleriyle ilgili yorum yapabilirim ama dediğim gibi asla yatırım tavsiyesi değil hiçbiri...
Başkalarının mutlu olması için bir şeyler yaptığını söylemişsin. Ama bu da aslında insanın yine tam olarak kendisi için yaptığı bir şey bana sorarsan. Çünkü seni harekete geçiriyor, sana iyi geliyor günün sonunda. Dolayısıyla kendim için hiç bir şey yapamıyorum teorin de çökmüş oluyor.
Şimdi madem kendin için bir şeyler yapamama sorununu çözdük, o zaman bir şey daha yapıp, içine sinen enerjinin tuttuğunu düşündüğün bir uzmandan yardım almanı şiddetle öneririm. Ama ilk birkaç sefer yolunda gitmezse başkalarını denemekten korkma. Senin için uygun kişiyi bulmak çok önemli. Çünkü bana gerçekten aradığım cevapların başkalarında değil, içeride bir yerlerde olduğunu gösteren şey terapiler oldu. Eminim bu senin için de uzun, zor ama sonu feraha çıkan bir yolculuk olacak. Bunu yürekten dilerim.
Sevgiler.
3 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
46 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Video
Öyle bir noktaya, belki de öyle bir yaşa gelmiştim ki, insan artık her geçen saatin neler kaybettirdiğinin bilincinde oluyordu. Gecenin Sonuna Yolculuk romanından, yazar: Louis Ferdinand Celine soru: Güzel bir günün tanımı sizce nedir? yukarıda yazdığım alıntım Kitap Tavsiyesi olacak: Gecenin Sonuna Yolculuk, Louis Ferdinand Celine film önerisi: “What Dreams May Come “ adlı film. Şu hayatta izlenmesi gereken 5 filmden biridir bana göre. filmi izlerken Robin Williams’a bir kez daha hayran oluyorsunuz mesela. Sevdiğiniz insan için Cenneti terk edip Cehennem’de yaşamayı göze alabilir miydiniz? “Kalp” midir? “Beyin” midir? ölümden sonra bize yol gösteren? Reenkarnasyon ve kader bağlı mıdır birbirine? Gerçekliği biz mi yaratırız? Yoksa illüzyon mudur tüm sahip olduklarımız? Bu film tüm bu sorulara cevap veriyor ve tabii Cennet ve Cehennem kavramını çok farklı bir şekilde ele alıyor. Ama en güzeli günümüzdeki filmlerde hissedemediğimiz o masumiyet duygusu var bu filmin içinde.
5 notes · View notes
halledebiliriz · 2 years
Text
"Hayatına her gün ışık olmasını bekleyeceğin birini değil, karanlık gecelerinde de seninle oturmayı göze alacak birini iste."
6 notes · View notes
bulutbey79 · 1 year
Text
GÜNÜN TARİHİ...
ENVER ÖREN
Rahmetullahi Aleyh
Enver Ören, 10 Şubat 1939’da Denizli’nin Honaz ilçesinde dünyaya geldi. Babası Nazif efendi, annesi ise Melike hanımdı. 22 Şubat 2013’de İstanbul’da vefât etti. Kabri, Eyüp Sultan Mezarlığındaki aile kabristanındadır. İlk ve orta tahsilini Denizli’de tamamlayan Enver Ören’in hayatını değiştiren dönüm noktası, Kuleli Askerî Lisesi’ne gelmesiyle başladı. Seyyid Abdülhakîm Arvasî hazretlerinin (Kuddise sirruh) talebesi kimya öğretmeni Albay Hüseyin Hilmi Işık efendi ile burada tanıştı. Lise eğitimini tamamladıktan sonra, ileride kayınpederi olacak Hüseyin Hilmi Işık efendinin tavsiyesi ile İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne giren Enver Ören, 1961 yılında lisans öğrenimini başarıyla tamamladıktan sonra, bir buçuk yıllığına meslekî çalışmalar yapmak üzere İtalya’ya gitti. Dönüşünde bir müddet İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Anarşi ve terör olaylarının üniversitelere sıçraması ve ilmî çalışma yapmanın âdeta imkânsız hâle gelmesi üzerine, 1970 yılında üniversiteden ve akademik hayattan ayrılmak zorunda kaldı. Birkaç idealist arkadaşı ile birlikte, ülke şartlarının kendilerine yüklediği misyonun gereği olarak, gazeteciliğe başladı. 22 Nisan 1970 tarihinde “Hakikat” gazetesi ile başlayıp, isim değiştirilerek Türkiye Gazetesi ile devam eden bu süreci “ikinci doğumum” diye niteleyen Enver Ören, Japonya’da katıldığı bir kongrede edindiği fikirle, 1978 yılında Türkiye’de ilk defa elden kapıya gazete dağıtım sistemini başlattı.Enver Ören, hayatının bundan sonraki bölümünü, bütün yorgunluklara ve meşakkatli yıllara rağmen dînine, vatanına, milletine ve bütün insanlığa hizmet etmeye harcadı.İnternet ve özel televizyonların olmadığı yıllarda, “orta sayfa”daki bilgilerle Türk milletinin dînini doğru öğrenmesine vesile olan Türkiye Gazetesi, 1990’da, bir daha kimsenin ulaşamadığı tiraj rekorunu kırarak, günlük 1.361.553 satış sayısına çıktı.Bu bilgilerin kaynağını meydana getiren ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları, neredeyse bütün dillere çevrilerek, dünyaya yayılmaya başladı.Birkaç kişi ile başlayıp, halka halka milyonlara ulaşan hizmet yarışı, 1993 yılında, bünyesinde onlarca şirketi barındıran “İhlas Holding” adı ile taçlandı.
https://www.turktakvim.com/index.php?page=arkayuz
2 notes · View notes