Tumgik
#gizli çekilmiş
mistikyol · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
GİZLİ GÜÇLER TAŞIYAN YÜZÜKLERDEN İLK GÖZÜNE ÇARPANI SEÇ! 1- AMETİST YÜZÜK- BİLGELİK VE YÜKSEK ENERJİ YÜZÜĞÜ 2- LAPİS LAZULİ YÜZÜK- KORUNMA VE FARKINDALIK YÜZÜĞÜ 3- PEMBE KUVARS YÜZÜK- SEVGİ VE ANLAYIŞ YÜZÜĞÜ 4- ONİKS YÜZÜK- GÜÇ VE ŞİFA BULMA YÜZÜĞÜ 5- AY TAŞI YÜZÜK- SEZGİ VE SIRLARA ULAŞMA YÜZÜĞÜ 6- KAPLAN GÖZÜ YÜZÜK- BOL KAZANÇ VE BAŞARI YÜZÜĞÜ
1- AMETİST YÜZÜK- BİLGELİK VE YÜKSEK ENERJİ YÜZÜĞÜ Ametist yüksek ve ilahi güçlerin enerjisini taşır ve koruyucu bir etkisi vardır. Çevrendeki olumsuz enerjilerden korunman gerekiyor; bu yüzden çalıştığın yerde veya yatak odanda mutlaka doğal bir ametist taşı bulundur. İlgi çekecek gelişmeler ve güzel haberler seni bekliyor ama lütfen kalbindeki niyetleri ve hayallerini güvenmediğin insanlara anlatma. Mor ve tonlarına çekilmen ruhsal olarak bir olgunlaşma döneminde olduğunu gösteriyor. Maddi ve manevi bir rahatlık seni sarmalıyor ve kendindeki ruhsal güçlenmeyi hissediyorsun. Kendini geride tutma ve cesaretle adımlar at; tüm ilahi yardım seninle olacak.
2- LAPİS LAZULİ YÜZÜK- KORUNMA VE FARKINDALIK YÜZÜĞÜ Lapis lazuli derin mavi rengiyle üçüncü gözünün açık olduğunu ve gerçekliğin arkasında yatan ruhsal nedenleri görebileceğini gösteriyor. Bu da yüksek bir farkındalık demek. Bu çok özel taşa olan çekilimin tesadüf değil; özellikle takı olarak lapis lazuli taşını üzerinde taşımalısın. Bu sana koruyucu ve güç verici bir enerji katacaktır. Senden saklanan tüm gerçekler bir bir ortaya çıkacak ve adalet yerini bulacak. Buna emin olabilirsin. Herkes ne düşündüyse onun sonuçlarını yaşar ve senin hakkında olumsuz düşünenler de bunun sonuçlarını yaşayacaklar. Gün içinde kendini olumsuz gündeme kaptırmamaya dikkat et ve enerjini yüksek tut.
3- PEMBE KUVARS YÜZÜK- SEVGİ VE ANLAYIŞ YÜZÜĞÜ Pembe kuvarsa saf sevgi enerjisi yayar ve kalbin kapılarını açacak bilgeliği barındırır. Geçmişinde kalbini kıranlar olmuş ve belki de sevgiyi derinden hissetmene engel olan üzüntüler yaşamışsın ama bu durum değişiyor. Pembe kuvarsa çekim duyman sevgiyle sarmalanacak ve şefkatle kucaklanacağını gösteriyor. Hak ettiğin mutluluğu ve güven hissini sana verecek olumlu bir ortamda kendini rahat hissedeceksin. Sevgi melekleri senin yanında ve sana şifa veren sevgi enerjisi gönderiyorlar. Kendini endişelere kaptırma ve zihnindeki olumsuz senaryolardan kurtul. Her şey yoluna giriyor.
4- ONİKS YÜZÜK- GÜÇ VE ŞİFA BULMA YÜZÜĞÜ Oniks siyah rengiyle ve güç ve şifa veren enerjisiyle oldukça yüksek titreşimli bir taştır. Hayatında şifa bulması gereken bir durum ve bedeninde şifa bulmaya ihtiyacı olan bir organ varsa oniks taşına çekilmiş olman çok normal. Özellikle resimdeki gibi bir yüzük olarak oniks taşını ellerine yakın tutman şifa gücünü ikiye katlar. Sen dünyadaki titreşimi yükselten ve şifa veren bir ruhsun ve görevin içine girdiğin durumlarda insanlar arasındaki uyum ve dengeyi sağlamak. Bu çok yorucu bir görev ve bu yüzden zaman zaman kendini tükenmiş hissedebilirsin. Düzenli olarak topraklanman ve özellikle suyla ellerini yıkayarak enerjini temizlemen gerekiyor.
5- AY TAŞI YÜZÜK- SEZGİ VE SIRLARA ULAŞMA YÜZÜĞÜ Ay taşı sezgiler, bilinmeyeni anlama, yüksek algılar, rüyalar ve dişil koruyucu enerjiler anlamına gelir. Yüksek altıncı hissinle ve rüyalarınla gelen mesajlarla çok hassas bir ruha sahipsin. Bu hassas varlığın ay taşının koruyucu enerjilerine çekiliyor ve bu yüzden özellikle kolye olarak takarak ay taşını kalp merkezine yakın taşımanı tavsiye ederim. Böylece vücudundaki dolaşım sistemin ve özellikle aylık döngülerin dengesine oturacaktır. Ertelemelerden ve motivasyon düşüklüğü nedeniyle tembellikten uzak durmalısın. Sürpriz ve olumlu bir değişiklik hayatına renk katacak ve sana da bambaşka bir enerji verecek. Gün içinde yaratıcılığını ortaya çıkaracak aktiviteler yapmaya özen göster.
6- KAPLAN GÖZÜ YÜZÜK- BOL KAZANÇ VE BAŞARI YÜZÜĞÜ Kaplan gözü güçlü enerjisiyle seni harekete geçirir ve şanslı atılımlar yapmana yardımcı olur. Aynı zamanda bu taş sana cesaret ve maddi konularda olumlu gelişmeler getirecektir. Tüm bunlara ihtiyacın varsa kaplan gözünden yapılmış bir yüzüğün gün boyu başarılı olman için gereken enerjiyi sana vereceğinden emin olabilirsin. Özellikle önünde geçmen gereken bir sınav varsa kaplan gözü zihnine netlik kazandırmasıyla sana yardım edebilir. Geçtiğimiz 2 sene içinde maddi kayıplarla sıkıntıya girdin ama bu taşa çekilmiş olman bu dönemin artık sona ermek üzere olduğunu gösteriyor. Bolluk ve bereket kapıları sana açılıyor. Gücünü kaybettirecek olumsuz düşüncelerden uzak durmalısın.
#mistikyolyoutube #mistikyol #doğaltaşlar #ametist #aytaşı #kaplangözü #oniks #pembekuvars #lapislazuli #kişiselgelişim #ruhsalgelişim #güçverenyüzüklerdenbiriniseç #ruhsalmesaj #mistikyolruhsalmesaj #didemçiloğlu #cemçiloğlu
3 notes · View notes
Text
Tumblr media
98-
Ben, sevmekten hiç vazgeçmedim.
Ayaklarımda, yürüdüğüm yollardan kalma toz zerrecikleri, dizlerimde düşmelerden kalan yara izleri… ellerim sarmaş dolaş hislerle, hayallerimin asılı kaldığı ağaçlarda kaldı gözlerim.
Ben sevmekten hiç vazgeçmedim.
Bir duvar gibi, bir kalp atışı gibi, bir nefes hava gibi ciğerlerimde ve bir hüzün gibi gözlerimde… hiç terk etmedim ben seni.
Şimdi her şeyin bir bir döküldüğü gibi, ağaçlardaki yaprakların o saf bedene sahip olmak için çırpındığı gibi, bir cümledeki tüm mecazlardan kurtulması gibi, öylece arınıyorum tüm hislerimden.
Bildiğim bir şey yok şimdilerde, dökülen birkaç hissiz günlerden başka. Koşup kendimi bir karanlık sokağa atasım var, ancak üşürüm şimdi oralarda. Sessizliğin içinde boğulmaktan yorgunum, ancak kurulacak cümlelerim de yok.
Hissiz bir beden içine hapsolmuşum, hislerim, hayallerim yok.
Çoktan terk ettim, odamı, yalnızlığımı, ruhumu…
Değişmiş işte yerdeki çakıltaşları…
Hangisi, hangi renkte? Hangisi parlamakta? Hangisi boyanmış kapkara bir zifte?
Ayırt edemiyorum artık hayali de, gerçeği de…
Bir sonbahar rüzgarında savruluyorum, beden direğinde sallanan bir bayrak gibi ruhum.
Sarıyor gizli bir karanlık etrafımı.
Yarıya çekilmiş, matem tutar hislerim.
Ben bir senden, bir sevmekten vazgeçmedim.
26 notes · View notes
korelist · 5 months
Text
Tumblr media
SEVEN FIRST KISSES // KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
Drama: Seven First Kisses
Hangul: 첫키스만 일곱번째
Director: Jung Jung-hwa
Date: 2016
Language: Korean
Country: South Korea
Cast: Lee Cho-hee, Choi Ji-woo, Lee Joon-gi, Park Hae-jin, Ji Chang-wook, Kim Jong-in, Ok Taec-yeon, Lee Jong-suk, Lee Min-ho
Aslında bu minik diziye yorum yapmak pek mantıklı değil ama izlemişken minikten anlatayım. İlk başta üniversite bitirme projesi gibi gelmişti. Sonra öğrendim ki meğer dizi reklam filmi olarak çekilmiş. Lotte World tanıtım amaçlı böyle bir fikir atmış ortaya. Her sene birkaç ünlü ile çektikleri reklam filmini bir tık öteye götüren firma 9 farklı ünlü ile çalışma fırsatı yakalamış.
Kadın karakterimiz Lee Cho-hee, Lotte Duty Free'de danışmada çalışıyor. 25 yaşına gelmiş ancak hiç ciddi ilişkisi olmamış bu yaşına kadar hiç öpüşmemiş. Bir gün bilmeden yardım ettiği Choi Ji-woo ona bir dilek hakkı veriyor. Karakterimiz ise dillendirmese de bir erkek arkadaşı olmasını ve “first kiss” anını yaşamak istediğini içinden geçiriyor. Gizemli kadın rolündeki Choi Ji-woo da ona 6 adet kart verip 10sn içinde mükemmel bir adamla tanışacağını söylüyor ve ortadan kayboluyor.
8-12dakikadan oluşan 8 bölümlük bir seri izliyoruz. Her bölüm başka bir ünlü ile bir gün geçiren kadın oyuncumuz, yakışıklı erkeklerle yakınlaşıp tam öpüşmek üzereyken yeni bir güne geçiyor. ünlülerimiz ise kendi isimleriyle ama farklı karakterler ile karşımıza çıkıyor.
İlk sahneye gelen isim Lee Joon-gi oluyor. Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo ve The Flower of Evil dizilerinde kendine hayran bırakan “Bay Mükemmel”! karakteri küçüklüğünden beri kızımıza aşık olan çok zengin, kibar ve düşünceli bir erkeği canlandırıyor.
Hemen arkasından Park Hae-jin geliyor. My Love From the Star ve Cheese in the Trap gibi dizilerde dikkatleri üzerine çeken “Romantik Patron”! Uzaktan başrolümüzü izleyen, koruyan tehlikeli ve sahiplenici bir erkeği canlandırıyor.
Üçüncü yakışıklımız ise Ji Chang-wook. The sound of magic, Healer, K2, Backstreet Rookie gibi dizilerden tanıdığımız kaslı oyuncu “Seksi Gizli ajan” rolünde karşımıza çıkıyor. Hikayeye göre başrolümüz ile eski ajanlar ve bir görev sırasında Lee Cho-hee ile tekrar buluşmak zorunda kalıyor.
Aksiyonlu idolümüzü geride bıraktıktan sonra Kpop grubu EXO’nun üyesi olan Kim Jong-in, nam-ı diğer KAI’ye sıra geliyor. “Büyüleyici Öğrenci” rolü ile sahneye çıkıyor. Çinceyi çok iyi bilen başrolümüz sözde Kai’nin dil öğretmenliğini yapıyormuş.
Hemen arkasından, Ok Taec-yeon tehlikeli cazibesi ile bize doğru yürüyor. Vincenzo dizisindeki eşsiz oyunculuğu ile tanıdığımız bu isim “Zengin ailenin masum oğlu” rolüne bürünüyor. Hikayeye göre kızımız ile uzun süredir sevgililer ve ailesi kızımızı kabul etmiyor.
Hız kesmeden sahneyi Lee Jong-suk alıyor. W: Two Worlds Apart ve Romance is a Bonus Book dizilerinde sevdiğimiz ama Big Mouth dizisinde tekrar tekrar kendine hayran bırakan oyuncumuz burada da yine ünlü bir yıldızı canlandırıyor. Başrolümüz ile reklam filmi çektikleri bir kurguda yakınlaşmalarını izliyoruz.
Ve 6 kartımız bittikten sonra tam birini seçmesi gerekirken, sürpriz bir 7.kart ortaya çıkıyor; “Özgür Ruhlu Gezgin” Lee Min Ho. The Legend of the Blue Sea ve The King: Eternal Monarch dizilerinden tanıdığımız aktör diğer 6 yakışıklının aksine kızı tanımıyor. Kendisi ünlü bir yazar olarak bulunuyor.
Lee Cho-hee’nin ismini ve cismini ilk kez gördüm. Tek söyleyebileceğim şanslı olduğu 😊 güzel olmayan hatta bence aktörlerin yanında fazla yaşlı kalan bir oyuncuydu. Reklam filmi olmasından dolayı çok yorum yapmaya gerek yok. İzleyici bakımından keyifli 1 saat geçirmemizi sağlayan ilginç bir seri olmuş diyebilirim.
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
3 notes · View notes
cagdasyatirim · 8 months
Text
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK BİR ARŞİV, İÇİNDE YOK YOK…
1- Türkiye'de yayınlanan ve yayınlanmış olan gazetelerin geçmişten günümüze tüm sayılarına ulaşabileceğiniz bir platform
https://t.co/Doz0MiMR3g
2- Tübitak'ın tüm yayın ve dergilerinin arşivi:
https://t.co/Ts07vP30xd
3- Milli kütüphane arşivindeki tüm taş plaklara ses dosyası olarak ulaşabileceğiniz bir platform
https://t.co/6d9xR1MEcX
4- Abd Meclis Kütüphanesi, 1800-2020 yılları arasında dünya üzerinde çekilmiş milyonlarca fotoğrafa ulaşabilirsiniz
https://t.co/TAnRGqCJNP
5- Yüz binlerce resim, çizim, karikatür ve görseli konularına göre arayabileceğiniz büyük bir arşiv
https://t.co/aQkjrZcVfr
6- 1920-23 arası TBMM 1. Dönem gizli celse kayıtları:
https://t.co/ibbq2sLiOz
7- Servet-i Fünun dergisinin yayınlanmış tüm sayıları:
https://t.co/g3oobfwnpY
8- İbb'ye ait Taksim kütüphanesindeki binlerce esere ücretsiz olarak ulaşıp, okuyabilirsiniz
https://t.co/OHRr39Bm0V
9- Sultan 2. Abdulhamit'in fotoğraf arşivi
https://t.co/ErRooRF69B
10- Geçmişten bugüne çizilmiş tüm haritalara ulaşabileceğiniz bir arşiv
https://t.co/sSek4ilFMl
11- Birleşmiş Milletler bünyesinde yayınlanan tüm eserlere ulaşabileceğiniz bir arşiv
https://t.co/4ALBiAtYlG
12- Balkanlar'daki Osmanlı eserlerinin olduğu fotoğraf arşivi:
https://t.co/mFrHHkEAyL
13- Türkiye'deki tüm yer isimlerinin tarihi, eski adları ve değişimlerini inceleyebileceğiniz bir platform
https://t.co/mP2bGx5HLI
14- Çekilmiş tüm filmlerin çarpıcı sahnelerinin olduğu bir arşiv
https://t.co/dyoYVG7Xsa
15- Telifsiz film, kitap, makale, fotoğraf arşivi
https://t.co/A4kjVB8PPx
16- Antik Yunan, Mısır, Çin ve Asya üzerine yazılmış binlerce esere ulaşabileceğiniz bir platform
https://t.co/ukIhS1nM1G
17- Marmara Üniversitesi'ndeki nadide eserlere online olarak ulaşabileceğiniz platform
https://t.co/2IXnhyxhBI
18- Dünyanın her yerinden yüzlerce üniversitenin ortak çevrimiçi kütüphanesi:
https://t.co/aEBpyME6mC
19- Her dilden birçok konuda makalelere, eserlere ulaşabileceğiniz dünyanın en büyük online kütüphanelerinden biri
https://t.co/eqwnmM8bLC
20- Telif süresi dolmuş tüm eserlere e- kitap olarak ulaşabileceğiniz bir site
https://t.co/NhKKR7tWvN
21- Türkiye'de 1950 öncesi çıkan sinema dergileri arşivi:
https://t.co/FuI2wk2GrK
22- Ücretsiz sesli kitap arşivi
https://t.co/93t8HhHgHT
2 notes · View notes
epifizz · 1 year
Note
Merhaba epi sana bir şey danışmak istiyorum.
Sevdiğim bir arkadaş geçenlerde beni arayıp çok güzel bir işe girdiğini ve benide dahil etmek istediği söyledi. Ama kessinlikle işin ne olduğunu söylemedi sadece zoom dan online bir ofis olduğunu ve ancak oraya gelirsem orda işin ne olduğunu bana anlatacaklarını söyledi. Ben de onu sevdiğim için kıramadım onu birde gerçekten bu gizemli işi merak ettim. Girdim bir adam geldi bana hızlı hızlı bir şeyler anlatmaya başladı. Network marketing dedi ,Qnet ten bahsetti kazanacağım ciddi rakam dolarlardan bahsetti. Neyse 45 dk dinledim beynim uyuştu resmen. Ama bu işe katılmam için önce bir ürün almam gerekiyormuş ve sisteme iki kişiyi daha getirmem gerekiyormuş. Bu ürünlerde az buz bir para değil yani öğrenciyim zaten paramd yok diyorum, o zaman başkasından borç al bu senin hayatını fırsatı bu işi kaşırma diyorlar. Neyse böyle 3 gün boyunca her akşam durmadan işi anlatıp kişisel gelişim videoları izlettirdiler. Sözde bu şirkenin kurucusunun sene bilmem kaçta çekilmiş bir videosunu izlettirdiler. Şirketin yasal olduğundan falan bahsettiler. Sonra pablo ve bruno hikayesini falan dinlettirdiler. Ve işin en önemli noktasının kimseye anlatmamam gerektiğini söylediler.  Bende gizli saklı iş yapamam pek bir şeyi yaptığımda benden bilgisi tecrübesi fazla insanların fikrini almak isterim. Ama yok bu çok gizliymiş bunu kimseye söylememeliymişim. Ama bu işe hiç güvenmedim zerre inancım yok hayal satmaktan başka bir şey olduğunu sanmıyorum. Ki arkadaşım iki yıldır bu işi yapmasına rağmen kendisine satılan tatil paketini hala kullanmamış durumda. Onun bu işe inancı çok fazla gibi ama inancı yoksada bana belli ettirmiyor işten caymiyim  diye. Fakat ben dayanamayıp sormak istiyorum. Sen bu konuyla ilgili bir şey biliyor musun, ya da bir fikrin var mı ? Kafam karışık ve yanlış bir şey yapmak istemiyorum.
Saadet zincirlerinin ne olduğunu ve neden yasaklı olduğunu araştırmanı öneririm. Ponzi şeması denen bir dinamikle çalışan bu eski katmanlı dolandırıcılık sistemi üyeler arası para akışına dayanır. Her üye kendinden eski olana para akıtır ve bu akan parada piramitin tepesindekiler oldukça zenginleşir ve ne kadar kalırsan sen de piramitte yükseleceğin için kazanç elde edersin. Ama tek sorun var, bu sistem sürdürülebilir değildir çünkü sınırlı sayıda insan vardır. Üye girişi durduğunda sistem anında çöker ve herhangi bir geri beslemesi olmadığı için de özellikle piramitin altında kalanlar verdikleri para ile ulu orta kalırlar. Geçmiş örneklerinde gördüğümüz üzere de piramitin tepesindekiler genellikle tabiri caizse "cukkaladıklarını" alıp kaçarlar.
Bu zincirler artık yasadışı olduğu için artık bu para akışında görünürde bir meta aktarımı da yaparlar. Yani dıştan bakınca bir kişi kattığı alt üyelere ürün satar parasını yukarı aktarır ve o da kendi altlarından aldıklarını yukarı aktarır ve böyle gider. Ancak genelde bu meta fahiş bir fiyata sahiptir ve özünde saadet zincirini gizleyen bir perdedir yalnızca. Bu konuda Yılmaz Erdoğan'ın yönetip oynadığı Neşeli Hayat filmini de buraya bırakayı. Harika bir film değil ancak kötü de denemez. Oradaki ana karakter de bu neşeli hayat ürünlerini alarak kazanç sağlayacağına inandırılmıştı...
2 notes · View notes
teneres · 1 year
Text
Tumblr media
İbn Cerir et-Taberi ve Muhammed b. Nasr el-Mervezî'nin Abdullah İbn Abbas (radıyallahu anh)'tan rivayet ettiklerine göre, demiştir ki:
"Kim Allah için sever, kim Allah için buğzeder ve kim Allah için dostluk ve velayet yetkisini kullanır, kim de Allah için düşmanlık beslerse, o kimse bu yaptıkları sayesinde gerçekten Allah'ın dostluğuna erişir (Allah'ın dostluğunu kazanmış olur) Bir kimse de, bu saydığımız nitelikleri taşımadığı sürece, ne kadar çok namaz kılıp oruç tutsa da, imanın hazzına ve tadına erişememiştir. Çünkü böyle insanlarla olan kardeşliğini (münasebetini) sırf dünya ilişkilerine bağlamıştır, böyle bir hal ise kişiye asla hiç bir şey kazandıramaz"
Ebu Nuaym el-İsfahani, Hilyetu’l-Evliyâ, 1/312;
İbn Receb el-Hanbelî, Camiu'l-Ulûm ve'l-Hikem, 30
Abdullah İbn Abbas'ın yukarıdaki ifadesini açıklarken Şeyh Süleyman b. Abdullah b. Muhammed ise şunları söylemektedir:
"Kim Allah için dostlukta bulunursa" demek, sevgi için gerekli olan ve sevginin ayrılmaz bir parçası olan hali açıklamış bulunmaktadır. Bu da gerçek manadaki bir dostluğu ve karşılıklı sevgi ve saygıyı içerir. Burada şu hususa da dikkat çekilmiş olmaktadır. Kişinin mücerred olarak "Seviyorum" demesi yeterli değildir. Mutlak surette bunun ayrılmaz bir vasfı olan sevginin yanında dostluğunda beraber sürdürülmüş olmasıdır. Bu nitelikler de şunlardır. Allah için yardım, ikram, saygı, gerek iç görünüş gerekse dış görünüş yönüyle olsun kişinin sevdiğiyle beraber olmasıdır. O'ndan ayrı olmamasıdır.
Yine: "Kim Allah için düşmanlık sürdürürse" ifadesi de şu hususları içermektedir. Allah için buğzda bulunmanın ayrılmaz bir vasfı, Allah için düşmanlığını sürdürmektir. Bu da Allah'a düşman olanlara karşı, aynı şekilde müslümanın düşmanlığını açık ve net bir şekilde ortaya koymasıdır. Kısaca düşmanlığını fiilen ortaya koyacaktır. Meselâ Allah düşmanlarına karşı cihad etmek, onlardan tüm ilişkilerini kesip uzak durmak, hem gizli manada ve hem açık anlamda zahiri ve batım anlamda ilgiyi kesmek. Demek oluyor ki, kişi ben buğzediyorum diye kuru bir iddia ile bunu kanıtlayamaz. Mutlaka buğzun gerekleri ne ise onları da beraberinde yapması gerekir.
Şeyh Süleyman b. Abdullah b. Muhammed, Tefsîru'l-Azîzi'l-Hamîd, 422.
Nitekim Yüce Allah (azze ve celle) şöyle buyurmaktadır:
“İbrahim'de ve onunla beraber olanlar da, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine: Muhakkak bizler sizden ve Allah'tan başka ibadet ettiğjniz şeylerden uzağız. Siz(in dininiz)i inkar ettik. Yalnızca Allah'a iman (edip şirki terk) edinceye kadar, bizimle sizin aranızda düşmanlık ve kin ebediyyen baş göstermiştir demişlerdi." (Mümtehine Suresi 4.ayet)
5 notes · View notes
magazinxhaberler · 2 months
Text
Argylle Gizli Casus film incelemesi
Tumblr media
Argylle Gizli Casus film incelemesi
Hafta sonu kendime bir sinema keyfi yapmaya karar verdim ve soluğu Matthew Vaughn’un yönettiği ve Henry Cavill, Sam Rockwell, Bryce Dallas Howard, John Cena, Dua Lipa ve Samuel L. Jackson gibi yıldız isimlerin yer aldığı bir casus filmi Argylle filminde aldım. Bu arada filmimizin yönetmeni için küçük bir paragraf açmak istiyorum zira benim için önemli bir yönetmen. Nedeni ise Kigsman serisinin yönetmeni ve aksiyon sahneleri çekimlerinde de bana göre tam işinin erbabı. ,Argylle filmi çok satan casus romanları yazarı Elly Conway’in hikayesini anlatıyor. Ünlü roman yazarımızın öngörüleri bir gün gerçek olmaya başlar ve casuslar hayatına girer ve kendisini ister istemez bir casusluk macerasını içinde bulur. Filmin temposu daha ilk dakikalarından itibaren temposu yüksek ve neredeyse her dakikasında izleyicisini içine alıyor. Ayrıca filmdeki karakterler de çok etkileyici olarak işlendiği için filmde aslında ne arıyorsanız bulabiliyorsunuz. Şu bir gerçek ki bu tarz filmlerin en büyük handikaplarından biri de aksiyon sahnelerinin dozajını aşıyor olması ki Argylle filminde de maalesef özellikle filmin sonlarına doğru aksiyon sahneleri anormal bir şekilde göze batıyor. Bir de filmdeki bazı karakterlerin yeterince işlenmemesinden dolayı filmin kalitesini bir tık düşürüyor olsa da buna takılacağınızı düşünmüyorum. Genel olarak Argylle filmini değerlendirdiğimizde aksiyon ve casusluk filmlerinden hoşlananlar için mükemmel bir film olarak değerlendirebiliriz. Ayrıca filmde keyifli ve neşeli sahneler de mevcut. Filmin özgün yönleri: - Filmin hikayesi oldukça orijinal. Yazar Elly Conway’in öngörüleri ve casusluk romanlarıyla gerçek dünya arasındaki bağlantılar, filme ilgi çekici bir gizem katıyor. - Filmin soundtrack’inde Dua Lipa, Ellie Goulding ve diğer sanatçıların şarkıları yer alıyor. - Filmde yer alan Alfie adlı kedi, film severler tarafından oldukça sevimli bulunuyor. Filmi izlerken dikkatimi çeken bazı noktalar: - Filmin görselliği oldukça etkileyici. Özellikle aksiyon sahneleri çok iyi çekilmiş. - Filmin müzikleri de oldukça güzel ve filmin atmosferine çok yakışıyor. - Filmin humor unsurları da oldukça başarılı. Özellikle Elly Conway’in esprili diyalogları filmi daha da eğlenceli hale getiriyor. - - Kamil Hızer / Magazinname.com Magazin X Haberler : Magazin Read the full article
0 notes
lfmcn · 4 months
Text
IMDb Puanı En Yüksek Bilim Kurgu Dizileri
Tumblr media
Dizi ve filmler izleyicilerine farklı duygular yaşatır. Özellikle bilim kurgu türü, içinde bulunduğumuz çağdan bambaşka bir zamana, evrene birleri alır götürür. Bu yüzden de dizi severlerin her zaman en çok ilgisini çeken türlerden birisi bilim kurgu dizileri olmuştur. Macera ve fantastik hikayelerinde dikkat dikkat çeken en iyi, IMDb puanı en yüksek bilim kurgu dizileri sizler için derledik.
En Çok İzlenen Bilim Kurgu Dizileri
Muhteşem senaryoları ve başarılı oyuncu kadrolarıyla akıllarda kalan bilim kurgu dizileri şunlardır:
Tumblr media
Black Mirror (2011- ) IMDb: 8.8 Black Mirror 2011 yılında vizyona girdiği andan itibaren piyasayı kasıp kavurdu. Uzun süredir devam eden dizi, her bölümde farklı bir hikâye anlatıyor ve oyuncu kadrosu da ona göre değişiyor. Aksiyon, macera, bilim kurgu, dram türlerinin hepsini kapsayan dizi, devlet politikaları, gizli senaryolar gibi pek çok detaya odaklanıyor.
Tumblr media
Stranger Things (2016- ) IMDb: 8.8 IMDb puanı en yüksek bilim kurgu dizileri arasında yer alan Stranger Things’te ana konu olarak kaybolan bir çocuğu arayan annenin maceraları anlatılıyor. Fakat senaryo, 80’li yıllarda çekilmiş bir korku filmine değinerek daha ilginç hale geliyor. Yönetmenler Matt Duffer ve Ross Duffer öncülüğünde çekimleri yapılıyor.
Tumblr media
Dark (2017- 2020 ) IMDb: 8.7 Dark, son yılların en iyi bilim kurgu dizileri arasında gösteriliyor. Netflix orijinal yapımı dizide bir çocuk gizemli biçimde ortadan kaybolur ve dört aile dram dolu bir hayat yaşamaya başlar. Bunlar ekseninde maceralar devam ederken son zamanlarda yaşananlar hem karakterlerde hem de kasabada yeni bir sayfa açar.
Tumblr media
Westworld (2016- 2022) IMDb: 8.7 Dizi, son teknoloji donanımlara sahip yapay zekaların kullanıldığı bir oyun parkında geçen karalık olayları merkezine alır. Gelecekte yaşanacak vahşi batı maceralarını anlatır. Başrollerinde öneli isimlerin bulunduğu dizinin yönetmenliğini Jonathan Nolan yapar. Üç sezon devam eden dizi hala yayınlanmakta, her yeni sezonu hayranları tarafından merak la beklenmektedir.
Tumblr media
The X Files (1993 – 2018) IMDb: 8.6 Başrollerinde David Duchovny, Annebeth Gish ve Gillian Anderson gibi isimler bulunan dizide iki FBI ajanının macerası anlatılır. Bunlardan birisi inancıyla öne çıkmakta, diğeri ise şüpheleriyle öne çıkmakta. Gizli güçler ve gizemli kişiler iki ajanın bazı olayların üzerine gitmesini engellemeye çalışır. Fakat bunlar kapatılan dosyaları yeniden kurcalamaya başlarlar. 11 sezon boyunca devam eden dizinin hem bölümünde farklı bir dosya olayı ele alınır.
Tumblr media
Doctor Who (2005- ) IMDb: 8.6 Dizi, 12 sezon boyunca ekranlarda kalmayı başarmıştır. Tarihin efsanevi yapımları arasına girmiş, kendine has tavırları, garip ismi ve muhteşem bilgisi ile bilinen Doktor karakterinin hikayesini ekranlara taşımıştır. Rose Tyler adındaki kadın, gizemli bir karakter olan ve kendisini Doktor olarak tanıtan adamla tanışır. Fakat bu tanışma sıradan bir olay olmanın çok ötesindedir. Hem Rose’nin hem de bütün insanlığın hayatı tehlikededir. Read the full article
0 notes
kurtlukiraz · 8 months
Link
Army of One, hususi Kuvvetler'de işçi Brenner Baker'ın, kocasıyla yaptığı kamp tatilinde tesadüfen kartelin gizli sığınağına denk gelmeleri sonucunda yaşananları mevzu, bahis ediniyor. Film, birincinin büyük ödülle eve gelmesi mümkün ve ormanda ortaya çıkan bir yarışmada gelişmelerin dağılımından mevzu, bahis ediniyor. Filmimizde Madison şok yaratan katliam görüntüleriyle felç olabiliyor. Çekilmiş olduğu bu azap, geçmişte yaşanmış olan bu rüyaların gerçek cinayetlerine ilişkin, olaylar sırasında daha da korkunçlaşıyor. 2020 Sundance Film Festivali'nde ilk performansı sergileyen The Killing of Two Lovers, ayrılmalarından sonraki takiplerinin bu aşamasını iyi atlatması için uğraşan David ve Nikki'nin hikâyesini konu alıyor. Pixar'ın yapımı 3D Luca, bir İtalyan kıyı nahiyesinde, onunla kıyaslandığında daha maceracı olan arkadaşı Alberto'ya uyarak yaşadıkları denizden yaşayarak insan hayatlarının renklerini keşfeden deniz canavarı Luca'nın hikâyesini konu alıyor. Sekizincisi, ardından bir avukat vesilesiyle kapatılan ve bir giz olarak gizlenen ölümlü bir kazanın sekiz sene sonrasında, vakaya içen her insanın kendisini hedef tahtasında bulunduğu bir merak uyandırıcı ve intikam hikayesini konu alıyor. Shang-Chi ve On Yüzük Efsanesi, bireysel geçmişinde büyük yer tutan The Ten Rings örgütünü ve onun lideri The Mandarin ile karşı karşıya gelen dövüş sanatlarında ehil Shang-Chi'nin hikâyesini mevzu, bahis ediniyor. Akan Satayev'in yönetmenliğini üstlendiği Tomris, 6. yüzyılda İskit-Saka İmparatorluğu'nun başına bütün Türklerin ilk hanım hükümdarı olan Tomris Hatun'un yaşadığı mevzu, bahis ediniyor. Menderes, uyandığında kendini bir tüpün içinde gören Lisa'nın, aniden çok tüpten ortaya çıkan bu labirentten kurtulma çabasını konu alıyor.
0 notes
mesutbahtiyarolacak · 2 years
Text
Tumblr media
66-
Kulaklarımı kapatıyordum.
Bir köşeye çekilmiş bir halde, odamdan, yalnızlığımın o karanlık kesif çığlıklarla dolu odasından gelen seslerden kaçmaya çalışıyor, ancak ne kadar koşarsam koşayım, ne kadar gizli bir yere sığınırsam sığınayım yanımda, hemen ensemde gibi kaçamıyordum.
Sırtımı duvara vermiş, çömelerek iki elim kulaklarımda, gözlerimi sıkıca kapamış bir şekilde öylece o an’ın geçmesini bekliyordum.
Hiç normale dönemeyecek miydim?
Hiç herkesleşmeyecek, hiç mutlu olamayacak mıydım?
Huzurun o bulutumsu beyazlığının içerisinde kör bir şekilde süzülemeyecek miydim?
Her şeyin yoluna girdiği anda bir ses hafifçe kulağıma fısıldıyor, kulağımda saatlerce o ses yankılanıyor, bedenimi karanlık, pis bir soğuk eşliğinde sis gibi kaplıyor, rengarenk düşüncelerim o karanlığın içerisinde can çekişerek yavaş yavaş boğulup kayboluyordu.
Beni elimden tutacak, o karanlık düşüncelerden çekip çıkaracak bir el bir dal arıyor, yüksek bir boşluktan düşer gibi, tüm çırpınışlarım boşa çıkıp, yere çakıldığım anda, başımda toplanan boş ve suçlayıcı bakışlarla karşılaşıyordum.
Nefesimi, ölememezliğin o acı verici ilk nefesini alıncaya kadar geçen süre yüzyıllar gibi geliyor, kemiklerimin bedenimde yeniden yerlerine geçişini, o çatırdıları duyuyor, saatlerce atmayan o kalbin bir takla atması gibi ilk atışını hissediyordum.
İlk ama acı verici o nefesi aldığım anda yavaşça ellerimle bedenimi yokluyor, her şeyin yerli yerinde olduğunu tetkik ettikten sonra ellerimle soğuk çamurumsu yere bastırarak hafifçe doğruluyordum. Hafifçe seyrekleşmiş saçlarıma çekidüzen verip yüzüme sahte bir gülümseme takınıp, hayret verici gözlerle beni süzen o kalabalığın içerisinden sıyrılarak yürümeye başlıyordum.
Her sabah bu rutinle güne başlıyor, güneşin artık bir an önce batmasını, sessiz gecenin altında, ay ışığının yeryüzünü öpercesine aydınlatmasını bekliyordum.
Önüme atılan birkaç bozuk paranın parıltısıyla birden gözlerimi açtım, o kulaklarımı kapattığım yerden. Etrafa baktım meraklı gözlerle.
Yanımdan sessizce uzaklaşan iki adet ayağın düzenli adımlarından başka bir şey görünmüyordu.
Acımış olmalı bana diye geçirdim içimden.
Acımış…
Ama zamanı yok galiba.
Yoksa tutar elimden kaldırmaya çalışırdı…
19 notes · View notes
gundemburadadedim · 8 months
Link
Army of One, hususi Kuvvetler'de işçi Brenner Baker'ın, kocasıyla yaptığı kamp tatilinde tesadüfen kartelin gizli sığınağına denk gelmeleri sonucunda yaşananları mevzu, bahis ediniyor. Film, birincinin büyük ödülle eve gelmesi mümkün ve ormanda ortaya çıkan bir yarışmada gelişmelerin dağılımından mevzu, bahis ediniyor. Filmimizde Madison şok yaratan katliam görüntüleriyle felç olabiliyor. Çekilmiş olduğu bu azap, geçmişte yaşanmış olan bu rüyaların gerçek cinayetlerine ilişkin, olaylar sırasında daha da korkunçlaşıyor. 2020 Sundance Film Festivali'nde ilk performansı sergileyen The Killing of Two Lovers, ayrılmalarından sonraki takiplerinin bu aşamasını iyi atlatması için uğraşan David ve Nikki'nin hikâyesini konu alıyor. Pixar'ın yapımı 3D Luca, bir İtalyan kıyı nahiyesinde, onunla kıyaslandığında daha maceracı olan arkadaşı Alberto'ya uyarak yaşadıkları denizden yaşayarak insan hayatlarının renklerini keşfeden deniz canavarı Luca'nın hikâyesini konu alıyor. Sekizincisi, ardından bir avukat vesilesiyle kapatılan ve bir giz olarak gizlenen ölümlü bir kazanın sekiz sene sonrasında, vakaya içen her insanın kendisini hedef tahtasında bulunduğu bir merak uyandırıcı ve intikam hikayesini konu alıyor. Shang-Chi ve On Yüzük Efsanesi, bireysel geçmişinde büyük yer tutan The Ten Rings örgütünü ve onun lideri The Mandarin ile karşı karşıya gelen dövüş sanatlarında ehil Shang-Chi'nin hikâyesini mevzu, bahis ediniyor. Akan Satayev'in yönetmenliğini üstlendiği Tomris, 6. yüzyılda İskit-Saka İmparatorluğu'nun başına bütün Türklerin ilk hanım hükümdarı olan Tomris Hatun'un yaşadığı mevzu, bahis ediniyor. Menderes, uyandığında kendini bir tüpün içinde gören Lisa'nın, aniden çok tüpten ortaya çıkan bu labirentten kurtulma çabasını konu alıyor.
0 notes
noisescape · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The Last Stage (Ostatni Etap),
Wanda Jakubowska’nın 1948 yılında II. Dünya Savaşının sonuna bu kadar yakın bir sürede nasıl çektiği hayretler uyandıran,kendisinin de Auschwitz esirlerinden biri olarak tanıklıklarını perdeye bire bir yansıttığı tarihi belge niteliğinde bir dram.
Film konuyla ilgili (Holokost) çekilmiş her filmi etkileyen görsel dilin ilk örneği kabul ediliyor.
Filmin adı,demiryolu hattının korkunç son durağına ve kampın son günlerine atıfta bulunuyor.
Sosyalist kadın yönetmen Wanda Jakubowska Polonyalı solcu ve vatanseverlerin gizli kaçış planını Stalin dönemi melodramıyla sahneliyor.
0 notes
aylakmadamfilm · 1 year
Photo
Tumblr media
DİZİ
Feria 
     İspanyol yapımı. Anne ve babasının bir tarikat yapısı içerisinde 23 insanın toplu intiharına sebep olduğu düşünülen 2 kız kardeşin başından geçenler anlatıyor.  Başroldeki kızlar gerçekten çok iticiler, hiç bir bağ kuramıyorsunuz.  'Bol bol çıplaklık ve cinsellik sokuşturalım da saçma senaryomuz iş yapsın' kafasıyla çekilmiş. "Ne diziler izledik, bunu mu izlemeyeceğiz" seviyesinde bir netflix dizisi.
Devil in Ohio
    Gizli tarikat, satanizm, polisiye, aile baglari, travmatik gecmis, kimlik arayisi ve genclik problemleri konularını işliyor.  Son sahnesi ile beni sekiz bölümde yaşattığı toplam gerilimden daha fazla gerdi. 
Echoes
    Tek yumurta ikizlerin 'gina' ve 'leni'nin hayatını anlatan ve 7 bölümden oluşan mini dizi.  Mantığa yatmayan sahnelerinin oldukça fazla olmasına rağmen de ben beğendim. merak uyandırıyor, gerilim yaratıyor, kafa karıştırıyor, hatta karakterlere karşı duyguları da değiştiriyor. Havada kalan sonlardan hoşlanmam, Bu da öyle olmuş. sonu çok tatmin etmedi. vakit geçirmek için iyi bir dizi.
0 notes
antigrizu · 1 year
Text
Yaşasın Kadın Dayanışması..!!
Öldürülüyoruz. Her geçen gün artıyor ölülerimiz. Acımasızca katlediliyoruz.
Sevdiği erkekler tarafından öldürülen, celladına aşık ölüler tarihine yazılıyoruz birer birer.
En çok eşimiz, sonra babamız, erkek kardeşimiz ve sevgilimiz öldürüyor bizi. Sevdiğimiz yerden, kalbimizden vuruyorlar bizi bazen. Öfkelerini patlatırcasına, egolarını patlatıyorlar üzerimizde. Bedenlerimizi doğruyorlar, kadınlığımızı parçalıyorlar ve o egolarının verdiği kararla ''Ya benimsin ya kara toprağın'' anlayışıyla onlar için gelinen son durakta yaşamdan, sevdiklerimizden, hayallerimizden indiriyorlar bizi. Her susuşumuzda yasallaşıyor cinayetlerimiz. Dini töreni eksik, katli vacip kurbanlarız, üstelik cellatlarımız haneden.
Biz öldükçe palazlanıyor cellatlar, cellatlar palazlandıkça çoğalıyor ölü kadınlar.
Eksik etek acizliğinde erkeğe emanet, erkeğin insafına kalmış hayatlar yaşıyoruz. Yaşarsak kaderimizi yaşıyoruz, ölürsek fıtratımızda yok oluyoruz. Hafifletici sebeplerin ve tahrik indirimlerinin gölgesinde öldüğümüzde bile yok oluyor kadınlığımız. Oysa kadının tahrik edişi doğuştan potansiyel tahrikçi ( kadın) karşısında erkeğin engel olamadığı pohpohlanmış dürtülerinde gizli çoğu zaman. Kayıtlara '' tahrik indirimi'' diye geçmesi celladının cezasını indiriyor, kadınınsa onurunu.
Susuyoruz. Her geçen gün artıyor ölülerimiz. Var gücümüzle susuyoruz.
Henüz küçük bir kız çocuğuyken bastırılan 'kız' kimliğimizden bu yana susuyoruz. Eteğimizin altı görünmesin diye giydirilen pijamadan, tayttan bu yana susuyoruz. Ergenliğimizde henüz büyüyen göğüslerimizden utandığımız, sakladığımız günlerden bu yana susuyoruz. Erkek kardeşimizin pipisinin görüldüğü bizimse cicili bicili elbiselerimizle çekilmiş fotoğraflarımızdan bu yana susuyoruz. Giydirilmeyen kısa eteğimizden, sürdürmedikleri rujumuzdan, gidemediğimiz eğlencemizden ve kimbilir gidemediğimiz okuldan bu yana susuyoruz.
Annemizin bizi ''baba evinde koca eline hazırladığı'' ve baba evinden uğurlayıp, koca eline emanet ettiği günden bu yana susuyoruz. Erkeğin deneyimlenmiş onlarca gerdek gecesinin yanında bizim yaşadığımız ''ilk gece'' korkusu ve utancından bu yana susuyoruz.
Kendimiz olmayı unutup anne olduğumuzdan, eş olduğumuzdan bu yana susuyoruz. Mahallelinin olası dedikodusundan milletin ''ne derler'' korkusundan bu yana susuyoruz. Bizim "hanım hanımcık" oturuşumuz yanında erkeğin bacaklarını açarak oturuşundan bu yana susuyoruz. Ailenin, erkeğin, mahallenin şerefi olup, cinselliğimiz yok sayıldığından, ''namus'' olup erkeğin ''namusuna'' dil uzattıklarından bu yana susuyoruz.
Erkeğin atının, silahının yanında ''avradı'' olduğumuz günden bu yana susuyoruz. Törelere kurban gittiğimiz, berdel olduğumuz; tarla, öküz karşılığı satıldığımızdan bu yana susuyoruz. Kuma gittiğimiz, kuma oluşumuzdan bu yana susuyoruz. Çocuk yaşımızda amcalara, dedelere gelin diye sunulduğumuzdan. kadının tarla, erkeğin ekin olduğundan bu yana susuyoruz.
Aslında Havva'dan.. Adem ile Havva'yı bize anlattıkları günden bu yana susuyoruz.
Susturulmuşuz. İnandıkça susmuşuz, korktukça susmuşuz. En çok kaynağını dinsel dogmalardan, dinsel gericilikten alan erkeği üstün cins, kadını aşağı cins yapan, erkeği kadının namus bekçiliğiyle görevlendiren erkek egemen yaşam biçimi karşısında yüz yıllarca susturulmuşuz. Aynı inanış ve korkuyla nice oğullar, nice kızlar yetiştirmişiz. Yaşadığımız toplumun eşitsizce üzerimize biçtiği toplumsal kadın rollerimizi sessizce kabul edip, sırtımıza geçirmişiz. Bizi edilgen ve bağımlı kılan bu rolün doğuştan gelen farklılıklardan değil yaşadığımız toplumla ilgili olduğunu ve değiştirilebilir olduğunu da görememişiz.
Ancak yüzyıllardan bu yana bize dayatılan baskılardan kurtulmak, inançlarımızı, korkularımızı atmak, toplumsal cinsiyet rollerimizden sıyrılmak ve bu eşitsizliği ortadan kaldırmak hızlı bir şekilde mümkün değil. Üzerimizde yüzyılların ağırlığı, ezilmişliği, bağımlılığı var. Toplumun ve ailenin biz kadınlara üstlediği görevler var. Erkeğin ve iktidarın kadını kendine göre şekillendirdiği yaşam biçiminin yanında alıştığımız geleneksel kadın rollerimiz ve bu rollerimizden kopma, değişme korkumuz var. Biz bunlardan sıyrılmak istedikçe erkeğin vurduğu ve devletin koruduğu bir hukuk sistemi var.
Aynı zamanda kadının üretkenliğinden, kadın emeğinden, kadının özgürleşmesinden korkanlar var. Bu korkuyla kadınla erkeğin eşit olmadığını savunarak, kadını tecrit altına almaya çalışan ve erkeğin tahakkümüne hapsetmek isteyenler var.
Ve sürekli artan kadın cinayetleri var. Ülkemizde her gün üç ya da beş kadının ''kadın cinayetlerine'' kurban edilmesi var. Ölenin hep kadın, öldürenin hep erkek olması ise bir tesadüf değildir. Tesadüf olmayan bu ölümlerin y��llara yayılarak serileşmesi de artık gösterdi ki kadın cinayetleri politiktir.
Kadın erkekten daha aşağı bir cins değildir. Varlığımız ve yaşamlarımız erkeklere emanet değildir. Sadece aile ile var sayılmak kadın kimliğimizin yok sayılması demektir. Babamız, kocamız olmadan da sosyal güvence, eğitim, sağlık, barınma vb haklarımız; statülerimiz var.
Bu gerçekleri bilmek ve yüzyıllardır bize dayatılmış adına töre, gelenek, namus, kader, fıtrat denilen, bizi ezen, bağımlı kılan ve edilgen kılan baskılardan öncelikle de toplumsal cinsiyet rollerimizden sıyrılmak zorundayız. Örneğin evin işlerini yapmak, kocaya hizmet etmekle ''yuvayı dişi kuş yapar'' ya da çocuklarımıza bakmakla ''cennet anaların ayakları altındadır'' yalanlarına inanmamakla yola koyulabiliriz. Kadın düşmanlığına dur demek, kadın - erkek eşitliğini sağlamak, kadın kimliğimizle bağımsız yaşamak, bedenimizle ilgili kararları almak ve toplumsal rollerimizi belirleme noktasında bir örgütlülüğe ihtiyacımız var. Artık ortak acılarımızı, ortak öfkelerimizi tek bir sesle isyana dönüştürme zamanı gelmiştir.
Elbette ''eşitiz'' diyen kadınları uysal ve şirin görmeyecekler. Biz eşitiz, varız dedikçe bu toplumun aykırısı, farklısı, kavgacısı, tehlikelisi olacağımızı; tacizleri, tecavüzleri ''hak edeceğimizi'', dini gerekçelerle tecrit altına alınmaya çalışılacağımızı biliyoruz.Ama şu bir gerçek ki, biz varız ve eşitiz. Bu gerçeği kadınlar dahil herkes görmek ve kabul etmek zorundadır.
Gelin yüzyılların suskunluğunu bugün, kadın düşmanlarına, kadın katillerine duyduğumuz öfkeyle çığlığa dönüştürelim ve isyanımızla yok edelim.
Gelin 25 Kasım Cumartesi günü Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günün’de birlikte haykıralım;
Yaşasın kadın dayanışması..!!
0 notes