Tumgik
#gonul bağı
btdunyasinet · 1 year
Text
Turkcell'den yeni bir gönül bağı projesi
Turkcell, deprem bölgesindeki yaraları sarmak için hayata geçirdiği ‘Gönül Bağı Projeleri’ne  ‘Açık İşletmeler Projesi’ni de ekledi. Kurumsal müşterilerine hizmet verdiği İşTurkcell markasıyla hayata geçirdiği proje kapsamında bölgedeki hasarlı işletmeler afet sonrası birçok zorlukla baş ederek dükkânlarını yeniden açarken, işletmelerin seslerini tüm Türkiye’ye duyurmak ve ticari faaliyetlerini…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
vaveylaan · 2 years
Text
Tumblr media
"İçinde sen ol, kafamızın üstünde bir çatı olsun bana yeter..."
23 notes · View notes
siverekte-blog · 5 years
Link
0 notes
Text
450 Kilometrelik Gönül Bağı Aşık Veysel Parkı
Gülnar Haberleri Yeni Bir Haber Yayınladı... https://www.gulnarhaberleri.net/450-kilometrelik-gonul-bagi-asik-veysel-parki/
450 Kilometrelik Gönül Bağı Aşık Veysel Parkı
Türkiye’nin en önemli değerlerinden ünlü halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nun anısına Sivas’a park yaptıran Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, 450 kilometrelik mesafeyi gönül bağı ile aşarak Sivaslı vatandaşların gönlüne taht kurdu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi dünyaca ünlü halk ozanı Âşık Veysel’in doğup büyüdüğü köyüne ‘Âşık Veysel Şatıroğlu Parkı’ yaptı. Yapımı tamamlanan parkın açılışı Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel’in katıldığı coşkulu bir törenle gerçekleşti.
Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından alınan kararla Sivas’ta yapımına başlanan ‘Âşık Veysel Şatıroğlu Parkı’nın çalışmaları tamamlandı. Sivas’ın Sivrialan köyüne yapılan ve Âşık Veysel’in mezarının yakınında bulunan parkın açılışı Sivrialan  Mersin Oluşumu tarafından düzenlenen 25. Âşık Veysel Festivali kapsamında yapıldı.
Gerçekleşen törene Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel katıldı. Törene ayrıca CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Şarkışla Kaymakamı Akif Pektaş, Şarkışla Belediye Başkanı Ahmet Turgay Oğuz, MHP Şarkışla İlçe Başkanı Hasan Tekmen, Âşık Veysel’in oğlu Bahri Şatıroğlu, torunları Gündüz ve Sebahattin Şatıroğlu ile çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış öncesi protokol üyeleri Âşık Veysel Şatıroğlu’nun mezarını ziyaret ederek, dualar etti.
“Büyük Ozanımızın adının burada yaşatılması her şeyden önce gelir”
Parkın açılış programı öncesi Sivrialan sakinleri ile bir araya gelerek sohbet eden Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel, “Burası çok anlamlı bir yer. Âşık Veysel sadece Sivrialan için değil tüm Türkiye için çok önemli bir halk ozanımız.  Belediyemize bu parkla ilgili teklif geldiğinde Başkanımız hemen kabul etti ve Meclis Kararı ile ozanımızın adını yaşatacak bu parkın yapımının kararını aldık. Gerçekten çok güzel bir park olmuş. Büyük ozanımızın adının burada yaşatılması her şeyden önce gelir. Ülkemize ve milletimize çok önemli değerler bıraktı.  Bunlar unutulmayacak eserler. Bu parkın Sivrialan köyüne hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“Başkanımız her zaman başımızın tacı”
Âşık Veysel’in  oğlu Bahri Şatıroğlu babası adına yapılan parkla ilgili mutluluğunu ifade ederek, “Ben Burhanettin Başkanımıza minnettarım. Çok teşekkür ederim. Başkanımız her zaman başımızın tacı. Kendisi zaten benim meslektaşım. O da benim gibi öğretmen. Kendisine saygımız, sevgimiz sonsuzdur. Burhanettin Başkanımıza Sivrialan’dan bolca sevgi ve selam gönderiyorum” şeklinde konuştu.
“Âşık Veysel ile buluşmak yolla, zamanla ve mekânla sınırlı bir şey değil”
Âşık Veysel Kültür Derneği Başkanı ve Âşık Veysel’in torunu Gündüz Şatıroğlu, dedesinin toprağın, yaşamın ve aşkın kendisi olduğunu ve dünyanın bir çok yerinde insanların kalbinde yerinin bulduğunu ifade ederken, Aşık Veysel adına yapılan parktan dolayı Başkan Kocamaz’a minnettarlığını dile getirdi. Şatıroğlu,  “Öncelikle dedem Âşık Veysel ve derneğimiz adına Sayın Burhanettin Kocamaz’a çok teşekkür etmek istiyorum. Âşık Veysel nasıl yolları aşmışsa ve insanlarla buluşması zamanla, mekânla ve yolla sınırlı değilse Burhanettin Başkan’ın da Âşık Veysel ile buluşması tam böyle bir şey. Keşke her köyümüz bu kadar şanslı olsa. Her köyümüze Başkanımız gibi el uzatanlar olsa ve böylesine güzel, kültürü canlandıracak, yaşatacak, gençleri bir araya getirecek etkinlikleri organize edecek mekânlar olsa. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Birçok belediyeye müracaat ettim ama parkı Burhanettin Başkanımız yaptırdı”
Aşık Veysel’in köyüne Aşık Veysel adına park yapılması için daha önce pek çok belediyeye başvurduğunu ancak kabul görmediğini söyleyen Sivrialan Köyü Muhtarı Mustafa Çam, “Ben göreve geldiğimde Aşık Veysel adına park yaptırmayı kafama koymuştum. Birçok belediyeye müracaat ettim. En sonunda sağ olsun Burhanettin Başkanımız bizi kırmadı ve bu parkı yaptırdı. Burhanettin Başkanımızın, ‘Kimseyle uğraşmayın, bu parkı biz yapacağız’ sözü beni çok etkiledi ve ben o zaman inanmıştım bu parkın yapılacağına. Sağ olsun yaptırdı da. Bu parkla Âşık Veysel’in, Sivrialan Köyü’nün ve Burhanettin Başkanımızın adı yaşasın. Başkanımızı ve ekibine çok teşekkür ediyorum”  şeklinde duygularını dile geitrdi.
“Âşık Veysel’e yakışır bir park oldu”
Çevre köylerde Âşık Veysel Parkı varken kendi köyünde olmayışına üzüldüklerini ifade ederek sözlerine başlayan Sivrialan Mersin oluşumu Başkanı Turgay Altıner, “Bizim çevre köylerimizde bile Âşık Veysel Parkı varken kendi köyünde yoktu. Muhtarımız daha önce 4-5 belediyeye başvuru yapmıştı. Ancak hem kilometre uzaklığından hem de bütçelerinden dolayı kabul görmedi. Bu işi biz üstlendik ve Burhanettin Kocamaz Başkanımızı ziyaret ederek fikrimizi ilettik. Kendisi de böyle bir parkı seve seve yapabileceklerini bize iletti. Başkanımız sağ olsun 2 ay gibi kısa bir sürede parkın yapılmasını sağladı. Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Bu bizim için büyük bir proje. Âşık Veysel’e yakışır bir park oldu.  Bizim her yıl yaptığımız festivalimiz için alanımız yoktu. Başkanımız sağ olsun parkın içine festivallerde kullanabileceğimiz bir amfi tiyatro da yaptırdı. Bundan sonra bütün etkinliklerimiz burada olacak. Biz Başkanımıza, yönetimine ve emeği geçen herkese saygılarımızı ve teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
Başkan Kocamaz Sivaslı vatandaşların gönlüne taht kurdu
Büyükşehir Belediyesi tarafından 2 bin 800 metrekarelik alanda yapılan Âşık Veysel Şatıroğlu Parkı’nda spor kompleksi, çocuk oyun alanı, yürüyüş yolu, amfi tiyatro, Âşık Veysel’in heykeli, banklar ve kamelyalar bulunuyor.
“450 kilometre uzaklıktaki bir Başkanının böyle bir hizmet vermesi bizi gururlandırdı”
Parkın açılışı için civar köy olan Ortaköy mahallesinden gelen vatandaş Mustafa Özalp ise “Sivrialan’a hizmet yapılmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Aynı zamanda 450 kilometre mesafe uzaklıktaki bir Büyükşehir Belediye Başkanının böyle bir hizmet vermesi bizi gururlandırdı. Başkanımıza teşekkür ederiz.  Bu çevrenin halkı ücrada kalmış bir halk. Hizmetin buraya kadar gelmesi hakikaten bizleri gururlandırdı. Kendisine çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
“Yöre halkı olarak gurur duydum”
Parkın açılışı için gelen ve parkı görünce gururlandığını ifade eden vatandaş Aysel Eti, “Parkı çok beğendim. Ve gerçekten yöre halkı olarak çok gurur duydum. Burhanettin Başkanımıza ilgisinden dolayı çok teşekkür ederiz. Parkın yapımına çok memnun olduk” diye belirtti.
Açılış sonrasında yörenin önemli saz ustalarından Ali Güç, Gökhan Kılıç, Filiz Erdoğan ve ünlü sanatçı Mustafa Özarslan mini bir konser verdi. Sazlarını konuşturan sanatçılar parkı dolduran vatandaşları coşturdu. Program sonrası Mersin Büyükşehir Belediyesi genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel ve kent protokolü aşık Veysel müzesini ziyaret etti.
0 notes
haberhascom · 6 years
Text
0 notes
magazinhaber · 6 years
Link
0 notes
anlikhaber · 6 years
Link
0 notes
Link
Emlak Fırsatları
0 notes
alanyasondakika · 7 years
Text
FETÖ ile Gönül Bağım Var
Son dakika haberleri Alanya'nın en hızlı internet haber sitesi Alanya Express'te http://www.alanyaexpress.com/feto-ile-gonul-bagim-var/
FETÖ ile Gönül Bağım Var
Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişiminden 13 ay sonra Antalya’da yakalanan 15 Temmuz’un kritik ismi eski kurmay yarbay Özcan Karacan, Emniyet’te verdiği ifadesinde FETÖ ile gönül bağı olduğunu kabul etti. Darbe girişiminin yaşandığı gece, daha önce de resmi uçuşlarda kullandığı kod ismi “Neron”u kullandığını ifade eden Karacan, “Harp Okulu 3. sınıftan itibaren evlere gelmemi istediler. Ben o evlerde, abi denilen insanların arkasında vakti girdiyse namaz kılmışımdır. Bunlar benim hayatımda hiç engel oluşturmadı. Ailem benim FETÖ mensubu olduğumu kesinlikle bilmemektedir.” dedi. Geçen yıl 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara’daki pilotları yönlendiren, sonra firar eden ve 16 Ağustos’ta Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde gözaltına alınan eski Kara Havacılık Komutanlığı Taarruz Helikopter Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Karacan’ın Emniyet ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde Kara Harp Okulundan 1997’de teğmen rütbesiyle mezun olduğunu anlatan Karacan, çocukluk yıllarından itibaren sevilen, zeki ve saygılı biri olduğu için FETÖ mensuplarınca yakın takibe alındığını belirtti. FETÖ ile ilk temasının askeri lise yıllarına dayandığını kaydeden Karacan, “Benimle gönül bağı kurabilmeleri Harp Okulu birinci sınıfın sonlarına denk gelmektedir. Onların tam üyesi olmamakla birlikte benimle temas etmeyi hep sürdürdüler. Harp Okulu 3. sınıftan itibaren evlere gelmemi istediler. Ben o evlerde, abi denilen insanların arkasında vakti girdiyse namaz kılmışımdır. Bunlar benim hayatımda hiç engel oluşturmadı. Kararlarımda öncü ve ya fikir veren duruma da gelemediler. Ailem benim FETÖ mensubu olduğumu kesinlikle bilmemektedir” ifadelerini kullandı. ‘DARBE BİLGİLERİNİ ÜNSAL PAŞA’DAN ALDIM’ Darbeye ilişkin emirleri kimden aldığı sorulan Karacan, söz konusu emirleri kendisine eski Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un verdiğini dile getirdi. 15 Temmuz’da nöbetçi olmamasına rağmen nöbetinin değiştirildiğini ifade eden Karacan, şunları kaydetti: “Ben darbe ile ilgili tüm bilgileri Ünsal Coşkun Paşa’dan aldım ancak darbe yapıyoruz gibi bir söylemde bulunmadı. Bana, uçacak helikopterler ve pilotların koordine edilmesi emrini verdi. 2016 yılı Ramazan Bayramı’ndan sonra ailemle tatil planlamıştım. Malatya’dayken 6 veya 7 Temmuz’da ankesörlü bir telefondan arandım. Arayan kişi benden sorumlu olan Abdullah kod isimli şahıstı. Benden tatilimi kesip, hemen Ankara’ya gelmemi istedi. Tabii benim cemaat bağlantımdan haberi olmayan eşim ve komşumdan bu ani durumu saklayabilmek için alay komutanımız tarafından arandığımı söyledim. Onlar bu yalan beyana mesleğimin ve geleceğimin tehlikeye girmemesi düşüncesiyle olsa gerek inandılar. Ankara’ya geldikten sonra ailemi eve yerleştirdim. Şahsın evi Dikmen’deydi. Evinin yakınlarında dışarıda bana ‘Ünsal Paşa size bir emir verecek, onu üzmeyeceksiniz.’ dedi. Pazartesi, Ünsal Paşa’nın odasına gittim. Yanımda Halil Gül’ün olduğunu hatırlıyorum. Kendisi bana uçuş faaliyetinin olacağını, çok miktarda helikopterin uçacağını ve ihtiyacı olacağını ifade etti. Benim taburum listesi üzerinde muhtemelen kendi değerlendirmelerinin olduğunu, değerlendirdiğim bazı isimlere olumlu manada çek koyarak, bana olan itimadının tam olduğunu ifade ederek, bana görevi tam bir ketumiyet ve askeri disiplin içerisinde verdi.” ‘ÇOK DAHA VAHİM OLABİLİRDİ’ FETÖ’nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve beraberindeki heyetin Kara Havacılık Komutanlığını ziyaret ettiğini dile getiren Karacan, heyetin kışlada görevli askeri personele herhangi bir uyarıda bulunmadığını öne sürdü. Heyetin, Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç’ı denetlemek için geldiklerini düşündüğünü öne süren Karacan, Kara Havacılık Okul Komutanı Ünsal Coşkun’un heyet tarafından kışladan götürülmesi halinde darbeye ilişkin faaliyetlerin başlayamayacağı ve helikopterlerin o gece uçuş yapamayacağı iddiasında bulundu. Karacan, darbe faaliyetlerinin başlamasını ise şöyle anlattı: “Komutanlar çıktıktan sonra başlangıç noktasının ve emrinin nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde, helikopterlerin derhal kalkması gerektiği ve Akıncı’ya gitmesi emri karargahta yayıldı. Müteakiben başta Skorsky pilotları olmak üzere tüm pilotların helikopterlerin başına gidip, helikopterleri çalıştırıp Akıncı’ya gittiklerini duydum. Planlar değiştiğinden veya yeterince helikopter olmadığından bana uçacak helikopter kalmadı. Havalanan helikopterlerin telsizle temaslarına kadar içinde kimlerin olduğunu bilmiyordum. Olası kargaşayı engellemek için ICOM telsizi izinsiz olarak aldım ve kurmay başkanının odasına gittim. Önce uçuşları pasif olarak dinlemeye başladım. Sonrasında etkin bir şekilde kule vazifesi yaptım. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ünsal Paşa telefondan aldığı emirleri kuleye iletmek yerine direkt bana söyleyerek pilotlara iletilmesini sağladı. (Helikopter pilotları) Eğer gözleri dönmüş bir şekilde, kendi yeteneklerini helikopterin üzerinde bulunan mühimmatın tesiri ile birleştirme caniliğini gösterselerdi, bugün içinde bulunduğumuz durum çok daha vahim olabilirdi. Ben zalimce, hiç düşünmeden mavi lambalı kobraları vurun emrini kesinlikle kendi bilgi kaynaklarımla değil, Ünsal Paşa’nın Genelkurmay’dan aranarak başkanımızın kobra araçlı polislerce sarıldığı, esaret altına alınmak istenildiği ve içeride en az 20 şehidin olduğunu bana aksettirmesi sonucu, bana ilettiği talimatı ilettim. Gece boyunca da tüm helikopterlerle bir şekilde temas etmiş oldum.” KOD ADI NERON Darbe girişiminin yaşandığı gece, daha önce de resmi uçuşlarda kullandığı kod ismi “Neron”u kullandığını ifade eden Karacan, “Önünüze geleni vurun” şeklinde bir emir vermediğini ve sabah saatlerinde darbeyi bastırmak için gelen jandarma ekibi ile çatışmaya girilmesinin önüne geçtiğini savundu. Kara Havacılıktaki askeri personelin kışlayı terk etmesini kendisinin sağladığını öne süren Karacan, dosya kapsamındaki sanıklardan Murat Bolat’ın, darbe girişiminden önce Okul Komutanı Coşkun’un Kara Havacılık Komutanı olacağını bildiği yönündeki beyanlarının doğruyu yansıtmadığını ve okul komutanı Hakan Atınç’ın derdest edilmesinde bir rolünün de olmadığını ileri sürdü. Polis araçlarının vurulması emrini telsizden kendisinin verdiğini kabul eden sanık Karacan, “Bugüne kadar herhangi bir darbe yaşamış, görmüş, tecrübe sahibi birisi değilim. Ünsal Paşa’nın emirlerini bünyemi zorlayarak, ‘Yapacak bir şey yoksa yakınlarına atın’ şeklinde pilot arkadaşlarıma yönlendirdim. Attığımız her bir kurşun neticesinde bir insanın şehit olabileceğini düşünmekten çok caydırıcılık vazifemizi yaparak, zayiatın daha fazla büyümeden önlenebilmesi maksadıyla emirleri tekrar ettim” ifadesini kullandı. ‘SAHTE KİMLİĞİMİ SURİYELİLERDEN ALDIM’ Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra kendi aracıyla, Taha Fatih Çelik, Ali Ercan ve Yakup Yayla ile İstanbul’a doğru hareket ettiklerini anlatan Karacan, saklanabilmek için İstanbul, Ankara ve Antalya arasında yer değiştirdiğini ifade etti. İstanbul’da ağırlıklı olarak Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde kaldığını ve para karşılığı Suriyelilerden Levent İmir adına düzenlenmiş kimlik temin ettiğini bildiren Karacan, Ankara’da saklandığı dönemde ise bir sefer polis tarafından kimlik kontrolü yapıldığını ancak sahte kimliğini göstererek polise yakalanmaktan kurtulduğunu anlattı. KARACAN’IN ÖZDAĞ İDDİASI Karacan, tanınmamak için de saç ve sakal uzattığını, kendisini reklamcı, emlakçı, uçuş eğitmeni, doktora öğrencisi gibi farklı mesleklerden biri gibi tanıttığını kaydetti. Kendisini görmek isteyen ailesini yakalanabileceği endişesi ile ikna ettiğini belirten Karacan, onlara ayrıca FETÖ mensubu olmadığını söylediğini anlattı. Karacan, ailesine kendisini MHP’den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ tarafından korunduğunu söylediğini de aktardı. ÜMİT ÖZDAĞ’DAN YANIT: HAYATIMDA GÖRMEDİM, DAVA AÇACAĞIM Hürriyet’e konuşan Ümit Özdağ ise şunları söyledi: “FETÖ’cü bir casus ve terörist, emniyet güçlerine verdiği ifadesinde kaçak olduğu dönemde ailesinin kendisiyle görüşmek istediğinde yakalanacağı endişesiyle görüşmediğini, ailesine FETÖ’cü olmadığını ifade ettiğini söyledikten sonra kendisini benim koruduğumu ifade etmiştir. Bu ifadenin basında yer alması üzerine tanımadığım bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunmak ve iftira davası açmak için avukatımla görüştüm. Bu arada bazı polis kaynaklarıyla görüştüm. “Beni nereden tanırmış, sormadınız mı” diye sordum. Bana verilen bilgi ailesinin kendisinin FETÖ’cü olduğundan haberi olmadığı ve kendisini ülkücü olarak tanıttığı, ailesini ülkücü olduğuna inandırmak için de adımı kullandığı şeklinde oldu. Kendisini hayatımda hiç tanımadım, görmedim. Her halükarda yarın dava açıyorum.” FETÖ’YÜ KABUL ETTİ Darbe girişiminin altında FETÖ’nün olduğunu kabul eden ve pişman olduğunu belirten Karacan, şunları söyledi: “Ben bu faaliyetin bir FETÖ refleksi ile başladığını düşünmeme rağmen geriye kalan tüm faaliyetlerin askeri hiyerarşi ve Genelkurmay Başkanı seviyesinde olduğunu düşünerek hareket ettim. Bu süreçte normal düşünen insanlar nasıl olur da bizim beynimizi bir tane örgüte teslim ettiğimizi düşünmektedir. Olaylar öyle kargaşa içerisinde cereyan ettiki daha önce sayısız operasyona gözünü kırpmadan girdiğim amirlerimle bu faaliyetin içerisinde yer aldım. 16 Temmuz sabahı bizi tüm Türkiye önünde hain konumuna düşüreceklerini hiç değerlendirmedim. Yapılan tüm faaliyetlerden dolayı pişmanım. Şu andaki bilgi seviyemle ve düşüncemle olsam, her ne olursa olsun ülkemizi karanlık geleceğe sürükleyecek bu vahim olayın içinde yer almazdım.” TELSİZ KONUŞMALARI İDDİANAMEYE GİRMİŞTİ Geçen yıl 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara’daki pilotları yönlendiren ve 13 aydan bu yana firari olan eski pilot yarbay Özcan Karacan, Antalya’da yakalandı. Tanınmamak için saçını uzatan Karacan 15 Temmuz’da Taarruz Helikopter Tabur Komutanıydı. Karacan, Kara Havacılık Komutanlığı Harekat Merkezi’ni ele geçirerek, sivillerin eylem yaptığı ve yoğunlaştığı yerleri tespit ettikten sonra, taarruz helikopterlerini yönlendirip buraları bombalatmakla suçlanıyor. Karacan’ın ”Sivil, asker, polis hepsi düşmanımız. Hedef gözetmeksizin ateş edin” biçimindeki telsiz konuşma kayıtları da, soruşturma dosyalarına yansımıştı. 15/07/2016 tarihinde saat 23:19’deki telsiz kaydı: Özcan KARACAN : …….. İlkay ATEŞ : Efendim komutanım Özcan KARACAN : (…) yolunda nerden İlkay ATEŞ : “Devam ediyoruz şu an (…) üstündeyim” Özcan KARACAN : Bir tane kobra aracı var. Onu sen vurabiliyorsan vur, vuramıyorsan birini ya da şeyi çağır (…) birini çağır İlkay ATEŞ : Silahlar çalışmıyor nerde kobra var Özcan KARACAN : MİT’in üstünde var onu çağır İlkay ATEŞ : Nerde araç nerde,onu nereden bulacağız Rafet KALAYCI : Kalaycı MİT’in üzerindeyim Oğuz YALÇIN : Konya yolu, Konya yolundan Özel Kuvvetlere doğru bir polis aracı gidiyor. Kobra kobra aracı gidiyor, durdurulsun, durdurulsun Ortam sesi— Vurulsun Oğuz YALÇIN : Vurulsun, vurulsun Rafet KALAYCI : Bu çağrı hangi kobraya, hangi kobraya Özcan KARACAN : (…) yapıyorum neron sana, eğer sende yeterli (…..) Rafet KALAYCI : Bu çağrı hangi helikoptere, hangi kobraya İlkay ATEŞ : Ali Nero, Dostum Konya yolu üzerinde Özel Kuvvetlere doğru devam eden bir tane kobra aracı varmış onu vuracağız. Tamam dostum devam et. Rafet KALAYCI : Nero (..) İlkay ATEŞ : Sen MİT’e devam et Rafet KALAYCI : MİT’e devam ediyoruz. İlkay ATEŞ : Ali sen Konya yoluna gel
kaynak: FETÖ ile Gönül Bağım Var
Alanyaexpress.com’un Antalya haberleri bölümündeki haberler otomatik olarak derlenmektedir. Alanyaexpress.com editörleri otomatik akış içinde FETÖ ile Gönül Bağım Var haberine editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.
Tüm gelişmelerden anlık haberdar olmak için Facebook sayfamızı takip edin!
Kaynak: http://www.alanyaexpress.com/feto-ile-gonul-bagim-var/
0 notes
btdunyasinet · 1 year
Text
Turkcell afet bölgesi ile gönül bağı kuruyor
Turkcell,Büyük yıkımlara neden olan depremlerin yaralarını sarmak için ekosistemindeki pek çok markasıyla afet bölgesinde topluma dokunan kalkınma ve iyilik projelerini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Yüzyılın felaketinin ardından deprem bölgesini iyileştirmeye odaklanan Turkcell, ilk aşamadaki 3.5 milyar TL’lik yardım desteği ve geçen ay başlattığı #TurkcellİstihdamSeferberliği’nden sonra, şimdi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes