Tumgik
#hilmi yavuz
sessizharfler · 1 year
Text
Tumblr media
Çöktü akşam, üstümüze yıkıldı;
Vakittir, artık perdeyi indir!
Atılacak eşyayım, öyle yığıldım,
Ve bildim ki insan hüzün içindir
84 notes · View notes
stnblmavi · 5 months
Text
Akşam en güzel masaldır
iyi anlatılırsa
Doğru olan herşeyde biraz
Öfke, biraz yılgınlık vardır
Der, bir kıssa
Cam incelince şarap da incelir
Yaşam acıdan kırmızıya
Ölüm hüzünden beyaza
Ve bir gül gelirse
Bu yol ayrımından gelir
Mutlaka ve nasılsa
Kendi elimizle kurduğumuz gurbetten
Daha zor bir sürgün yoktur
Yaşasak da yaşamasak da
Umuda ve sonbahara hüküm ki:
Gülün saltanat devrinden
Ne sevdikse bugünden
Ve ne kaldıysa dün ki
Acıyı yakuta döndürsün
Hüznü döndürsün elmasa
Akşam en güzel masaldır çünkü
İyi anlatılırsa.
‘Hilmi Yavuz’
‘Doğunun Gurbetleri’
10 notes · View notes
kelamhanee · 1 year
Text
Senin gönlün meshur ve müsahhardır, mâzursun
Gâmın ne olduğunu hiç bilmedin, mâzursun
Ben sensiz bin gece kan ağladım,
Sen bir gece sensiz kalmadın, mâzursun.
Hilmi Yavuz /Ahmed Gazali /Mâzursun
💜@kelamhanee
21 notes · View notes
wehuzunngeldi · 1 year
Text
erguvanlar geçip gittiler bahçelerden geriye sadece erguvanlar kaldı
şair! bahçelere özenecek ne vardı? işte tenhâ her yanımız, hep tenhâ ne aradık sözcüklerin kuytularında ne bulduk soldukça çoğalan dilimizde? zaman'ın sırı hala duruyor olmalı ki üzerimizde biz bakınca görünen aynalardı
16 notes · View notes
sade1-adam · 1 year
Text
"Kimseler bilmesin istedim, neden
denizleri yarım kalmış bir kentim"
Büyü'sün Yaz!, Hilmi Yavuz
21 notes · View notes
omzumevinsenin · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
karagozftma · 1 year
Text
Tumblr media
Yolculuk ve Kalbim
Saat geldi, ondan artık eminim;
O tekinsiz ve o irinli saat,
Çalınca, bilirim, yollar cehalet
Gibi akacaktır kalbime benim..
Yolculuklar sanki birer akbaba;
Tünerler, beklerler.. yolcuyu..
aşklar boş arsa ve ben daimâ
O boş arsadaki kör kuyu..
Ve yollar, biraz daha sararsa
Sarılan o yumaktır kalbime benim..
Yeniden doğar mı o tozlu şafak?
Yollar da gittiler, gidiş o gidiş!
Yolcuya dadanan solgun meneviş
Gelip dolacaktır kalbime benim..
Hilmi Yavuz 🌸
2 notes · View notes
vedatcelik13 · 1 year
Text
inancsiz
acilir gecesi inancsizlarin
tanri sari bir cicektir
ormanin icinden atlilar
gecerken cocuklar olecektir
denizin gozlerinden tuzlu
bir sikinti vurur karalara
uzakta oldugumuzu koprulerden
atlar nereden bilecektir
mavi kuslar ciziyor biri
eli degdikce camlarina
avcilar dogrultup namlularini
nasilsa bir bir dusurecektir
yorgun yikilmis ölü
bir yaz buyutur karninda
soyunup topraga yatinca
kadinlar goklerle sevisecektir
acilir gecesi inancsizlarin
tanri sari bir cicektir
ormanin icinden atlilar
gecerken cocuklar olecektir
hilmi yavuz
(bakis kusu, 1969)
0 notes
wordmagicktr · 1 year
Photo
Tumblr media
hilmi yavuz, yara şiirleri, #7
0 notes
ata-1966 · 3 months
Text
Tumblr media
Yollar ve zaman
Sen bir yalnızlığı koşup gittin de
Bir yerde buluşulur diye, belki de…
Elbet buluşulur orda, o yerde…
Bir hüzün töreniyle kutlanır
Bulunur bir şeyler ve saklanır
Saklanan zaman mı yoksa yol mudur?
Aranır bahçelerde ve şiirlerde
Kim bilir ki dündür, olgundur kalbimiz
Yollarsa her zaman biraz küskündür
Yokuşlarda ve inişlerde…
Zamandır seni sardığım kumaş
Bekledin, örtülsün ki yavaş yavaş…
Erguvandın, kayboldun dile gelişlerde
Hilmi Yavuz
8 notes · View notes
yalnzardc · 4 months
Text
Tumblr media
Boykot masası 4-12-2023
Kounuşmacılar : İsmail Halis, İsmail Kılıçarslan, Ersin Çelik, Bekir Develi, Erem Şentürk, Tülay Gökçimen, Recep Yeter, Muhammed Yazıcı, Mustafa Esenoğlu, Yavuz Yiğit, Merve..., Abdurrahman Uzun, Hilmi Türkmen.
M.Y : 1. Dünya savaşı sanayi devriminde insanlar üretirken köleleştirildi. Bu gün insanlar tüketirken köleleştiriyor.
Tüketimi en askeri düzeye indirerek Moderniteyle mücadele etmemiz gerekiyor.
B.D : Artık deliliğin üst sınırında yaşıyoruz.
Allah bizi dünyaya siyonistleri sadece kınayalım diye göndermedi. Aksiyon almamız lazım.
Bence starbaks defolup gitmeli bu ülkeden.
Bİ hayvan severiz ama itperest değiliz.
İ.H : Herkese somut mesuliyetler düşüyor.
M. : Boykotu anlatamadığınıza reklam yapın. Komşularınızın posta kutularına boykot listeleri koyun, hanımları örgütliyeceğim.
M.E : Davamıza inanmak zorundayız.
Evet İ*raili biz dize getireceğiz.
Yaşayan sahabe görmek isteyen Gazzedeki Mücahitlere baksın.
Ümitsizmiyiz ? Asla!
Gazze ümmetin kilidi bu kilidi açacak anahtarın istanbulda olduğuna inanıyorum.
E. Ç : Boykot tututyor çünki siz buradasınız. Bundan adımız gibi emin olalaım bu bıykot tutacak.
Ben içmediğim bir bardak kahve ile Gazzenin yanında olacağım çünki önce benim ayakta durmam, şuurlu olmam lazım.
Zemini biz hazırlayacağız, zemini siz açıklayacaksınız herşeyi devletten beklemek bir konfor alandır.
Biz kendimizi arıyoruz bunun farkında olalım, Gazze bize yeniden dirilmenin fırsatını sunuyor.
Gelecekte kullanacağımız cümleleri hazır tutmamız gerekiyor.
R. Y : Mesele zalimlerdenmisin değilmisin bu.
Bir çocuk katledildiğinde susmayı dikte eden ideolojinin canı cehenneme
İ. K : 1. Benim gayretim yeterli değil. 2. Şartlar olgunlaşması.
Boykot etkili oluyormu? Sanane abi bundan. Sen elinden geleni yapıyormusun sen ona bak.
Suratımızı kimlere asacağımızı bilmemiz lazım.
Seni zaferden kim sorumlu tuttu, başarı perestmisin sen.
Şimdi çoğuz ama zihnimiz net değil.
Bizim zamanımızda Üstadların vardı şimdi layık olmasak da onların yerinde biz varız demekki biz onları hak ediyorduk ama siz bizi hakediyorsunuz.
E.Ş : Özveri doğrudan kendi faydamıza olan birşeyden vazgeçmek.
Satın almaktan daha ideolojik bir davranış yoktur.
Fikirler kararlara etki etmiyor.
İzledin ve satın aldın, izlerken beddua etmenin algoritmada bir etkisi yok.
Vsa ve mastr karttann kurtulmak zorundayız.
Kelebek ödüllerinde laf söyliyememelerinin sebebi onları onların finanse ediyor oluşu, para almak için susmanız lazım diyorlar.
İ.K : Anladığım kadarı ile köpek olan bir tek loli değil :)
E.Ş : Yahudi dünyada sadece para ile vururlur
Toplam 34 yahudi yalanı vardır en yenisi en az 3 bin yıllık
İ.K : Çok ilham verici konuşuyor aklıma celal Ş. Kıtalar dolaşıyor sözü geldi :) birde iki ayaklı yahudi mallarını da boykot edelim.
A.U : Hepimiz kendi imtihanımızı kazanmak için çalışıyoruz.
E.Ş : Bizim asil Öfkelerimiz var. Biri sana Hamas Terör örgütü derse Sütçü İmamda mı terör örgütüydü de.
İ. K : Ben Erem Şentürke katılmıyorum bizi size hamas terör örgütü derse babandır diyin.
H.T : Boykotu bir yaşam tarzına dönüştürmemiz lazım.
Bizim gençler starbas da değil Nevmekanda daha havalı :)
İ. H : Hakikatten daha hakiki Müslümanlar bu gün Gazzede ler.
B.D : Ben korkuyorum ki bir süre sonra aynaya bakacak yüzümüz olmayacak.
13 notes · View notes
Text
"Sevda derinlerdedir, oysa Ferhâd üstünü kazmada dağın."
|Hilmi Yavuz
20 notes · View notes
wehuzunngeldi · 1 year
Text
nasıl var olduysanız öyle kayboldulardı bir yazın tiniyle bir güzün bedeni hem birleşti hem de ayrıldı sizde şair! gördünüz kimbilir kaç aşkın battığını o derin sulara kapılmış şiirlerinizde... nedeni, ne kayalar ne fırtınalardı:
kuytulardı, geçip gittiler sözlerimizden geriye sadece kuytular kaldı
14 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
‘Şairlere iyi davranınız/ şairler ince ruhludurlar/ en ufak şeyden kırılırlar/ kabalıktan kaçınınız./../ şairleri ağlatmayınız’ diyor bir şiirinde İzzet Yaşar. Ben de şairlerin hoşgörüsüne sığınarak onları bir kez daha tanımlamak istedim. Affola! Ece Ayhan: Hüzün bölücü yasaucu bandonun sebebi, şiirimiz içerikral yetiştirdi abiler. Ver ellerini öpeceğiz! İlhan Berk: Giritli bir denizkızının haşarı şair oğlu. Refik Durbaş: Akşam simidinin üstünden dökülen sıcak susam. Tarık Günersel: Dize mayını. Testerejen! Can Yücel: Rakı Genel Kurmay Başkanı. Sakalı bile su ile beyazlamış. Öldüğü zaman, her meyhaneye bir kılı bırakılacakmış. Vay benim peygamber amcam! Edip Cansever: Tülbentlerden süzülen eflatun şua. Attilâ İlhan: Edip git başımdan sen bana göre değilsin! Nâzım Hikmet: Atlantis’in ulusal kütüphanesinde kitabı bulunan tek ‘Türk’ şair. Enver Gökçe: İşteş fiilin mucidi. Melih Cevdet Anday: ‘Sokaktaki Adam’ın poetik tanımı. Mehmet Akif Ersoy: Sihirbaz tarihin festen çıkarttığı şair. Ataol Behramoğlu: Karanfil Bakanı. Necip Fazıl Kısakürek: Emniyet kemerlerinizi bağlayınız! Behçet Necatigil: Külrengi bayramı. Erdal Alova: Meziyet adası. İsmet Özel: Lam islenir, sol’dan sağ’a tek ve bir! Lâl olsun sana kinim! Hasan Hüseyin: Beni küçüksemek kurtuluş mu? Turgut Uyar: Griden emekli. Ümit Yaşar: İlköğretmenlerimiz bugün fişlerimizi dağıttı. Öğreneceğimiz ilk hece: Aşk! Hilmi Yavuz: Bu çorbanın tuzu var, dağlarımda kuzu var, kim korkar hain Ekhidna’dan, şiirimizin yavuzu var. Orhan Alkaya: Tay Tanrısı’yla İstiridye Tanrıçası’ndan olma muzır prens. Türkân İldeniz: Ay Sokağı’nda bıçaklanmışım bir buluğ vakti. Sepetimde kokinalar, saçlarımda bir lir şıngırtısı. Sait Faik: Mavi gözlü martıların intihar ettiği adalarda, ben de yalnızlığa teşebbüs ettim. Özdemir İnce: Özlem hemoglobini. Fikret Hakan: Karakter şairi! Lale Müldür: Hüzün burcundandır diyorlar, o bir noel anne! Engin Turgut: Şeytan pabucu. Celal Sılay: Hatıra artıklarıyla tırmandığımız o bal yokuşun hem başını hem de sonunu şimdi, bebek mezarlığı yaptılar. Nilgün Marmara: Şoför bey! Müsait bir yerde intihar edebilir miyim? Nil’de gün ansızın battı. Sunay Akın: Yaşlı niyetçinin tavşanının gözbebeği. Z, T’dir kimi. Memed Kemal: İsmin bahar hâli. Ahmet Haşim: İnce saz heyetinden bir ricam olacak: Hanende Melek’i çalsınlar ve ömrüm ilelebet tüllere sarılı kalsın! Oktay Tuncer: Ne tutar mutluluğun maliyeti acaba? Gitar çalsın Tom Sawyer ve ağlamasın artık Oliver. Özdemir Asaf: Son nefeste hüzzam, son nefeste kırık kontrbas hüznü. Bülent Ecevit: Bir kadının gerdanından kopup dökülen kolyenin, kadife üzerindeki pıtırtısı. Orhan Veli: ‘Ozan Tabakası’ delinmiş, merak etmeyin. O, bir sabah erkenden nasılsa sessizce gelir, sessizce diker ve yine sessizce gider. Yahya Kemal: Hayret bişi yav! Ahmet Telli: Bu kent, başlı başına bir atlıkarınca. Çıplak bir delikanlının giysilerini kokuyor. Tuğrul Tanyol: O genelev koridorlarından geçerken, hep ağlayan yaşlı bir kadının sesini işitirdik ve o gecelerde hiçbirimiz şarap içmezdi. Gecenin memesinden mor sütler sağardık. Cemal Süreya: Sıcak gecelerde suyun aynaya düşen tavrı. Neyzen Tevfik: Öldüğünde ruhu katılaşıp iri bir penise dönüşmüş. Oh olsun vagina suratlılara! Zühtü Bayar: Bu kar taneleri nedense, hep ofsayta düşüyor senin avuçlarında. Adnan Özer: Akıl anaforu ve sis yayınevi. B. Rahmi Eyüboğlu: İnsan Mahallesi’nin tek muhtar adayı. Sami Baydar: Bizim umutlarımıza ta anaokulundayken tecavüz edilmiştir saygı değer ibne amcalarım! Ercüment Behzat Lav: İdare lambasının ışığına engel ellerimiz, duvarlara hep bir ağlayan palyaço gölgesi olarak vururdu. Akgün Akova: Adresi: Beşdakikadelikanlı Caddesi, Ayıpettin Sokak, Canımıye Apartımanı, Bilmemkaç/Bilmemkaç Şenköy-İstila, Bul. Oğuzhan Akay: İpin üstünde, dilin üstünde değil de altında yürüyen cambaz. İzzet Yaşar: Mücadele Üniversitesi Dekanı. Pir Sultan Abdal: Sehpadan çağlayan yüzüyle, geceleri yurdumu kuran güven kimyası. Yaşar Miraç: Kahverengi ve mukaddes, ılık ve nasırlı, sol anahtarı. Cevat Çapan: İyi şey. Asaf Hâlet Çelebi: Meryem Ana’nın küçük el çantasındaki fener. Cahit Sıtkı Tarancı: Kırçıl temayüllerle oynaştığımız, nâlelerden vücuda gelmiş çocuk parklarında kaybettiğim saadet ve yürekleri müşkül durumda bırakan bir ikindi yağmuru. Ahmet Erhan: Akdeniz’in can bulup ayağa kalkmış köpüğü. Ahmed Arif: Şiirimin kirvesi. Hallarını sonbaharlara yazdım. Yücelay Sal: Fareli köyün fedaisi. Savunmasını şarkı söyleyerek yapan avukat. İbrahim Osmanoğlu: Merminin lavı! Mahir Öztaş: Etten saksofon. Halim Şefik: Otopsi Sonucu: Kırmızıyla kızıl arasında üç ölü, beş ağır yaralı ve sevgide toplu kıyım. Barış Pirhasan: Sabah serinliğinde seviştiğim o tay! Bana dakikalarca kanyak içirmişti dudaklarından. Ne zaman ağlasam, onu unutamam! Veysel Çolak: Bir tıkırtının ana fikriyle acıkmış olmanın şefkatli ayrıntılarında, ama niçin kaybettik biz abilerimizi o son masum kâbus kentinde... Aytunç Altundal: Ölüm, yaşadıklarımızın tavan arasıdır yalnızca. Ve ben, sevgilimin çıplaklığının, en büyük eksikliğiyim. Salâh Birsel: Bakışlarında guguklu saat sevimliliği, gülüşünde sallanan sandalye keyfi biriktirmiş ısıcık. Nuh Ömer Çetinay: Zarafet mimarı. Krokilerini gül yaprağına çizerdi. Eray Canberk: Sen mi çaldın bisikletimi? Yıldızların öldüğünü ve kum saatlerine gömüldüğünü sen mi hatırlattın? Hoş yaptın. Turgay Fişekçi: Menzilime yüzün, mendilimin kenarına oyan kanar. Cahit Irgat: Adını harf harf Latinceye çevirince ‘ateş’ oluyor. Abdülkadir Bulut: Istırap ile mıhlanmışım korkunç yazgının rahmine, her yanım pıhtı küllerle tanımlı. Hulki Aktunç: 12 EYL. 980. Tankınızı park ettiğiniz tarih sürecinden derhâl kaldırınız. Nihat Behram: Toplum proteini. Murathan Mungan: Birbirimizin ellerini ovuyorduk. Aynı yatılı okulda okumuştuk galiba ve aynı yazlık sinemalarda çalışmış, aynı saman defterlere aynı şiirleri yazmıştık. Ben intihar etmişim, onu kırkıncı odada vurdular. Fazıl Hüsnü Dağlarca: Türkçenin miskin iklimi. Arif Damar: Küçük dolaşımdaki adı: Şair! Büyük dolaşımdaki adı: İnsan! Ülkü Tamer: Virgül’ün başına gelenler, pişmiş noktanın başına gelmedi. Ercüment Uçarı: O çağda, kulüpten caz solistini kaçırıp, bir ay boyunca ona çocuk şarkıları söyletmiştir; rica etsem acaba hatırlar mısınız? Seyhan Erözçelik: Ruh kanseri. Ontoloji servisinde yatan piri yeis. Oktay Rifat: Penceremin pervazındaki teşrinisani rüzgârı, söyle bana, geceleri ben siyah ejderhaya sarılıp uyurken niçin ağlamakta mütemadiyen kardelenler? Hüseyin Avni Dede: Güz yırtığı, mana söküğünde müteessir, altın’a batırılmış bir sırça koleksiyoncusu. Namık Kemal: Cikletten çıkmış artiz fotoğraflarında bir kanlı kardeş gördüm ve sultana gaz‘el’le sarkıntılıklar ettim. Aziz Nesin: Barışköy-Mizahtepe tramvaylarının değişmez, tonton vatmanı. Sabahattin Ali: Gözlerim ne kadar bozuk olursa olsun gözlük takamıyorum; saçlarım taralıyken utanç içindeyim; okumak, yazmak da istemiyorum. Ben büyüyünce öğretmen de olmayacağım baba! Necati Cumalı: Bir hamam rutubetinin buhurdanlardan yayıldığı loş ve güzel taşlıklarda asılı çarşafların arasında öpüştüğüm: Şiir! Yılmaz Gruda: Gönlü Kapalıçarşı, kalemi Galata Kulesi. Haydar Ergülen: İhlal seyyahı. Erol Çankaya: Bizim bırakılmışlık’Iarımızın akli dengesi bozuktur ve sevgililerimizin gözleri daima gökkuşağı rengindedir. Emirhan Oğuz: Bulutlar da, halklar da evlat edinilir. Bir kış sabahı kırdan acı çiyler içilir. İsmail Uyaroğlu: Aşk partizanı. Enver Ercan: Tophane’den Cağaloğlu’na düşen düşeş. Atılgan Bayar: O da yazdı! Yaşar Nabi Nayır: Çocuklar, cam buğuları ardından, havuzda süzülen kahverengi kuğuları seyrederken, biz, niçin nargilelerimizi ateş ve huzur ile boyardık. Metin Eloğlu: Tutku okutmanı. Bedirhan Toprak: Morgta tutulduğum ölü adamın kulağına seni okudum; siyah bir hüsn-ü yusufa dönüştü dudakları. Eğildim, hükmü kokladım. Ahmet Oktay: Kuyu kuytularında, birlikte, su tabancalarımızla kardan adamlara ne hoş pusular kurmuştuk oysa. Afşar Timuçin: İmge berberi. Kemal Özer: Sosyalizm müzesi. Nevzat Çelik: Uçan Balon, Elma’s Şekeri, Berlin Duvarı. A. Muhip Dıranas: Komşu evin perdelerinde, bir vantrilok silueti gibi titrer yetim sihir. Benim Fahriye Ablam, Sappho’ya âşıktı. Arkadaş Zekai Özger: Göç yolunu şaşırıp arkadaşlarını kaybettiği için şiirime düşen siyah leylek. Yağmur Atsız: Karışan bir yumakta buluyorum günlerimiz’in G noktasını. Turgay Kantürk: İlk yok oluşlar gibi son başlangıçlar. Akif Kurtuluş: Pusu avukatı, hayalet s’avcısı. Şükran Kurdakul: Meserret oteli. Metin Altıok: O, tek altın im! (anagram) Hüseyin Alemdar: Ortadoğu’nun lale bahçesi. Osman Olmuş: Geri kalanlar ham mı? Sina Akyol: Şiirine girerken sözcüklerdeki a’lar kibarlıktan şapkalarını çıkartırlarmış; öyle diyorlar. Karacaoğlan: Halk başkenti. S. Kudret Aksal: Sitar bestesi. Ali Asker Barut: Esmer bir gülücük bırakmışlar başucuma, ve sararmış kâğıtlara yazılı şiirini, alınyazıma dayamışlar. İskender Fikret Akdora: (büyük İskender) İhtiyarlık ile musiki arasındaki toplama işareti. Eşittir: Bir yaz gecesi, Beykoz vapurunun, serin sessiz suda bıraktığı simli iz. Güven Turan: İstikrar misyonerleri, göğüs kafeslerinde mitralyöz taşıya taşıya ölürler. Metin Üstündağ: İroni maiden! Ömer Faruk Toprak: Her gece suladığım bir çınar var bahçemde, ve diyorum ki oğula: Sakın şiir yazma! Şiirle valse kalk! Ferhan Şensoy: Doğal Şakalaşmalar Müdürü. Enis Batur: Zembereği kırık postacı. Cezmi Ersöz: Tarot destesindeki münzevi. Manastıra kalp kapatılır mı? Ramazan Üren: Yumurtanın karası. Gülseli İnal: Kuş tüyüne bilimsel masallar anlatan genç su. Orhon M. Arıburnu: İstanbul’un dublörü. Metin Celâl: Entelektüel oksijen tüpü. Merih Akoğul: Korkuluk ceketlerinin yakalarına çiçek takan delikanlı. Metin Cengiz: Yanardağ itfaiyecisi. Er değil. Gültekin Emre: Bir sineğin kirpiği. Oktay Taftalı: Sabahları kalkmak için güneş saatini kuruyormuş. Orhan Kâhyaoğlu: Yağmurun psikiatristi. Kaan İnce: Gökyüzünde sırtüstü yüzen denizatı. - küçük İskender, ^ (’Eflatun Sufleler’ kitabından...) - Görsel: Yazıda tanımlanan şairler...
39 notes · View notes
lisaniihaal · 9 months
Text
Mazursun..
Bu şiir oturarak okunmaz diyor ve ( Hilmi Yavuz) ayağa kalkıyor; ... *** Mazursun.. Senin Gönlün Daima meşhur ve musahhardır, mâzursun..
Sen, gamın ne olduğunu aslâ bilmedin, mâzursun..
Ben, sensiz bin gece kan yuttum; Sen, bir gece sensiz kalmadın, mâzursun..
Tumblr media
Ahmed Gazzalî
Ahmed Gazzalî 'nin kaleminden dökülen yukarıdaki rubai hakkında ağabeyi İmamı Gazzalî şu yorumu yapmış:
"Biz ömrümüzü telifât ile geçirdik, bizim Ahmet bunların cümlesini dört mısra ile ifade etti"
2 notes · View notes
29137 · 10 months
Note
Herkes öteki gibi duruyor..
Akşam da durduğu yerde durmuyor artık;
Yolcu yolu kuşatıyor durmadan;
Kapanıyor 'zaman' denen karanlık..
Hiçbir şeyde yok gibi ve herşeyde var;
Sıkışmış birileri ara yerde;
Kalbim! Durma yetiş eski yazlara!
Nedense bir durgunluk var saatlerde..
...
`` Hilmi Yavuz
Teoman - İstanbul'da sonbahar
Pek gelmiyorum artık buralara, girince aklıma geldi yazmak istedim, ben teşekkür ederim :) dikkat et kendine
Yine bana bakarken yüzün kızarıyor
Toplum kurallarından kurtulmadın daha
Bütün çayırlar bomboş
Görmüyor musun?
Al başını dağlara çık
Avaz avaz şarkı söyle sokaklarda
Bir kibrit çak
Bütün evler yansın
Yüz bin yılın öncünü al bu şerefsiz dünyadan
Sonra kaldır kendini denize at
Biraz serinle
Sevebildiğim kadar insanım ben
On gram arsenlik yeter canıma
Beni düşünme.
"ümit yaşar oğuzcan
Cem Adrian ft cağan Şengül - ben sana veda edemem
4 notes · View notes