Tumgik
#kadınaşiddetehayır
hepeksikk · 5 months
Text
Tumblr media
Bugün 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Mücadele Günü.
Sadece anma günü olmaktan öteye gidemiyor. Siyasetçiler atlamamış olmak için sosyal medyada paylaşım yapıp yeter sanıyor; belediyeler kanuni zorunlulukları olan sığınma evlerini açmıyor, yapabileceklerinin çok azını yapıyor. Bu arada Türkiye’de, kadına şiddet her geçen gün artıyor, kadınlar toplumun gözü önünde yok oluyor. 10 yılda 3000’den fazla kadın erkekler tarafından öldürüldü. “Ama erkekler de öldürülüyor” diyerek kadına şiddeti önemsizleştirenlerin ağzına terlikle vurabilirim. Çünkü erkekleri kadınlar değil, yine erkekler öldürüyor. Unutmamalı ki, kadına yönelik şiddet toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve güç dengesizliğinden kaynaklanıyor.
Kadına şiddet ülkemizde politik bir çürümeyi ifade ediyor. Bu şiddetin kökleri toplumun temelinden besleniyor. Kadınların ekonomik, sosyal, politik alanda maruz kaldığı ayrımcılık şiddetin yayılmasına zemin hazırlıyor. Bu sadece bireysel sapkınlıkların sonucu değil, sistematik bir sorun. Bunu kabul etmekte zorlanan bir topluma ve idareye sahibiz. Kadına şiddet, toplumun her katmanını etkiler; sadece bireysel trajedi değil, aynı zamanda toplumsal bir krizdir.
Devlet ve toplumsal normlar kadına yönelik şiddeti engellemekte yetersiz kalıyor. Cezasızlık kültürü ve mağdurların korunmasızlığı, kadına şiddeti teşvik ederek sorunu derinleştiriyor. Devletin, toplumun her kesimine eşit şekilde hizmet etme sorumluluğu, kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkin rol üstlenmesini gerektirir. Bizde olmuyor.
Bu mücadelede sadece kadınların değil, toplumun tüm kesimlerinin bir araya gelip ortak çözüm bulması önemli. Toplumsal bilinçlenme, eğitim, adalet sisteminde reformlar ve kadın haklarına saygı, politikacılardan, liderlerden ve toplumun her bireyinden talep ettiğimiz adımlar. Kadına şiddetle mücadele, sadece bir gün değil, her gün süren çabayı gerektirir.
Kadına şiddeti politik bir mesele olarak ele almak, toplumsal değişim için ilk adımdır. Unutmayalım ki, eşitlik ve adalet için mücadele etmek, sadece kadınlar için değil, tüm insanlık için bir gereklilik. Umudum, bu gerçekleri görerek ve değişim talep ederek bir araya gelmiş, güçlü bir toplumda yatıyor. Dilerim bir gün…
52 notes · View notes
dunyayikesfet · 1 year
Photo
Tumblr media
Ülkemizin kanayan yaralarından biri ne yazık ki kadına yönelik şiddet. Bu konuda herkesin, özellikle de kadınların elini taşın altına koyması gerek. 26-31 Ocak 2023 tarihleri arasında DNAK (Doğubeyazıt Nuhun Gemisi Arama Kurtarma Derneği) organizasyonu ile #KadınaŞiddeteHayır demek için Antalya’dan Mersin’e İzmir’den Kocaeli’ye ve İstanbul’a kadar pek çok ilden gelmiş olan 104 kadın Ağrı’da bir araya geldik. Sırasıyla rotamızda; - Diyadin Kaplıcaları - Diyadin Kanyonu - Doğubeyazıt İshakpaşa Sarayı - Iğdır Tuz Mağaraları - Doğubeyazıt ilçe merkezi bulunuyordu. Turuncu yeleklerimizi giyerek kimi zaman kanyonları kimi zaman dereleri aşarken “Kadına Şiddete Hayır” dedik, “Sadece kadınlar değil, çocuklara, hayvanlara, tüm canlılara şiddete hayır” diyerek devam ettik. Bu etkinliğin Ağrı’da düzenlenmesi boşuna değildir. Türk mitolojisine göre dağlar kadındır, bütün nimetlerin yaratıcısı, koruyucusu, besleyecisi kabul edilir. Türkiye’nin zirvesi olan Ağrı Dağı, bütün heybeti, bütün güzelliği, bütün toprakları ve taşları, bütün kadınları ve erkekleri, bütün kuşları ve çiçekleri ile ülkemizde şiddet gören tüm kadınların koruyucusu ve sesi olmaya en çok yakışan yerdir!!! Bu etkinlikler devam edecek, duyuruları @parasut_2001 hesabından takip edebilirsiniz. (Ağrı) https://www.instagram.com/p/CoFXn4UI8S9/?igshid=NGJjMDIxMWI=
8 notes · View notes
cooladanal · 1 year
Text
Tumblr media
15 notes · View notes
gamzoscum · 2 years
Text
Benim yakın arkadaşım; 07.10.2022 tarihinde, babası tarafından, annesiyle birlikte annesinin boşanmak istemesinden kaynaklı gibi bir durum sebebiyle ölümüne teşebbüs edildi.
Öldürüldü. Çığlıklarını kimse duymadı.
12 notes · View notes
iklimdora · 1 year
Photo
Tumblr media
Kadın; 'insan'ı dünyaya getiren, mucizevi doğum olayını gerçekleştiren canlı. Ancak, erkek cinsi ile bir bütün olan ve aynı zamanda varlığıyla her iki cinse de hayat veren canlı. 👑 Kadın/erkek olarak değil, 'insan' olarak saygı gösterebildiğimiz zaman her cins, her tür ayrıcalıklı ve değerli olacaktır. İnsana, hayvana, bitkiye, ağaca, doğaya, yaşam hakkına saygı göstermeliyiz. 👑 Kadın özellikle hemcinsinin yanında ve en büyük destekçisi olmalıdır. Gençliğinde yaşadığı olumsuzlukları hatırlayıp kızına, gelinine, yeğenine, komşusuna daha iyi ve mutlu olabilmeleri için 'insan' gibi davranmalıdır. Önce kız çocukları eğitilmelidir ki; ileride onlar da hem kız hem erkek evlatlarını nasıl eğitip yönlendireceklerini öğrensinler. Bir kadın erkek çocuğuna; öncelikle annesi olarak kendisine, varsa kızkardeşlerine, kız arkadaşlarına ve diğer tüm kadınlara nasıl davranması gerektiğini küçücükken öğretmelidir. 👑 Bilinçli yetişen bir erkek çocuk, zaten kendiliğinden güzel bir erkek ve insan olacaktır. Kadınlar... Güzel insanlar yetiştirin. Böylece hayat kendiliğinden güzelleşir. 👑 Kadın... Sen, yaratılmışların en özelisin; ‘İnsan’sın! Sen, insanların en özelisin; ‘Kadın’sın! Kendini Sev ve Koru! Kendini tanı. Kendine itiraf et. Çünkü; kendini sevmek ve korumak zorundasın! Kendini sev ve say. Sen kendini sevmezsen, sevilmeyi de bekleme. Sen kendine saygı duymazsan, sayılmayı da bekleme. Seni 'sen' olduğun için kabul etmeyen, kişiliğine saygı göstermeyen, şiddetin her türlüsünü 'normal' gören ve üstelik bunu senin suçunmuş gibi hissettiren herkese 'dur!' de. Genel güzellik ve 'kadınlık' algısına kapılma. Selülitin olduğu için ya da börek açamadığın için 'eksik' kalmazsın. Ama kendini kendine açamadığın için yarım kalırsın. Gerçeklere gözünü açamadığın için, aslında olması gerekene hep kör kalırsın. Yapma! Kendini say ve sev. Kendini seven ve kendiyle barışan insan, diğer insanları da sever. Güzellikleri ve güzel insan olmayı seç. O zaman, çok “güzel” bir kadın olacaksın. Sevgiyle… İklim´in Dora´n 👑 #kadınaşiddetehayır #noviolenceagainstwomen #insanaşiddetehayır #woman #insanlık #kadın #sevgi #saygı #merhamet #şiddetehayır #kadınözeldir #İklimdora https://www.instagram.com/p/ClXjQ6moxsQ/?igshid=NGJjMDIxMWI=
7 notes · View notes
ebrunall · 1 year
Text
Tumblr media
Dünya Kadının Emeğiyle Güzelleşir.
Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun 🌹
-
https://www.instagram.com/ebrudesigner/
5 notes · View notes
gamzelibirkiz · 1 year
Text
00.00
Tumblr media
"Sana ruh üflendiğinde sen bir kadının karnındasın.
Ağladığında bir kadının kucağındasın.
Aşık olduğunda bir kadının kalbindesin.
O'na güzel davran..."🖤
gamzelibirkiz
2 notes · View notes
nysa19-04 · 2 years
Text
Kadın, kadın olmaktan öte,insandır! İnsan , insana şiddet uygulayamaz!
2 notes · View notes
desroars · 2 years
Text
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum kimi zaman . Tıkanmış gibi cümlelerim konuşamıyorum. Belki de haykırmak istiyorum ama yapamıyorum. Titriyorum ... soğuktan olmasını isterdim belki ama korkudan . Yardım etmelerini istiyorum beni kurtarmalarını. Olmuyor... Konuşmadan uzunca bakıyorum gözlerine, anlamıyor. Çığlık atıyorum ama herkes sağır olmuş gibi . Tek yaptıkları ' üzgünüm ' der gibi bakıp mahcub olmuş şekilde gitmek .
Hayır, hayır. Sakın bana öyle bakmayın üzgün değilsiniz. Benim öldüğüm gün belki bir an için gerçekten üzgün olacaksınız ama ertesi gün yine unutacaksınız. Bana acımanıza ihtiyacım olmadı ki hiçbir zaman yardımınıza ihtiyacım vardı sadece .
Ben üzgünüm fazlasıyla. Belki de haykırışlarımı, çığlıklarımı içime atmak yerine sesimi daha fazla kişiye duyurmaya çalışmalıydım. Belki de o zaman ufak bir umut da olsa bir şansım olurdu .
4 notes · View notes
myincantation · 2 years
Text
Özgürlük kadının lügatinden sökülüp alınmıştı
Tumblr media
2 notes · View notes
kitapkolikbirmanyak · 2 months
Text
There once was a girl who went for a walk,
even though it was dark and her dress was short
a man came up to the girl and asked
if she’d like go with him,
although the girl said no,
the man kept asking her to go
when the girl got upset he said
“Well why’d you wear that then?”
A choice of outfit is not consent,
and No means no don’t you forget,
Let me walk where I want and dress how I like,
WITHOUT BEING HARRASSED!
12 Nisan yaklaşıyor...
1 note · View note
dunyayikesfet · 1 year
Photo
Tumblr media
@parasut_2001 organizasyonuyla geldiğimiz #KadınaŞiddeteHayır etkinliğinin üçüncü gününde Doğubeyazıt’tan İshakpaşa Sarayı’na 7 km’lik karlı bir yürüyüş yaptık. Yolun sonu çok sevdiğim İshakpaşa Sarayı’na çıkması ve kesintisiz yağan kara bir de 100 kadının enerjisi eklenince harika fotoğraflar çıktı ortaya… (İshak Paşa Sarayı) https://www.instagram.com/p/CoAV7-aoq3D/?igshid=NGJjMDIxMWI=
4 notes · View notes
muhbjr · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
morkedisblog · 1 year
Text
25 Kasım ULUSLARARASI KADINA ŞİDDETE HAYIR GÜNÜYDÜ BİZDE KADINA ŞİDDET GÜNÜ OLDU💜Polis Taksim tünelde buluşmak isteyen kadın gruplarını zor kullanarak gözaltına aldı eğer Taksim ve ülkemiz sınırları bu kadar sıkı korunmuş olsaydı ne 10 milyon mülteci girebilirdi ne de özgür suriye ordusunun bacısı taksimi patlatırdı kadınlardan korkmak insanların sloganlarından suç çıkarmak halkın en demokratik hakları olan yürüyüş- protestoyu durdurmak terör/kaos vs önlemez zaten korku grupları planlarını aylar öncesinden yaparlar öyle bizim yöneticiler gibi ansızın geliriz deyip haftalar önce haber vermezler gizli yaparlar kadınların yürüyüşünü konuşmasını engellediniz dünyaya ve teröristlere korkak-ezik-baskıcı-ürkek görünüm verdiniz kadınlar kaybetmedi kadın asla kaybetmez!
instagram
0 notes
antigrizu · 1 year
Text
Yaşasın Kadın Dayanışması..!!
Öldürülüyoruz. Her geçen gün artıyor ölülerimiz. Acımasızca katlediliyoruz.
Sevdiği erkekler tarafından öldürülen, celladına aşık ölüler tarihine yazılıyoruz birer birer.
En çok eşimiz, sonra babamız, erkek kardeşimiz ve sevgilimiz öldürüyor bizi. Sevdiğimiz yerden, kalbimizden vuruyorlar bizi bazen. Öfkelerini patlatırcasına, egolarını patlatıyorlar üzerimizde. Bedenlerimizi doğruyorlar, kadınlığımızı parçalıyorlar ve o egolarının verdiği kararla ''Ya benimsin ya kara toprağın'' anlayışıyla onlar için gelinen son durakta yaşamdan, sevdiklerimizden, hayallerimizden indiriyorlar bizi. Her susuşumuzda yasallaşıyor cinayetlerimiz. Dini töreni eksik, katli vacip kurbanlarız, üstelik cellatlarımız haneden.
Biz öldükçe palazlanıyor cellatlar, cellatlar palazlandıkça çoğalıyor ölü kadınlar.
Eksik etek acizliğinde erkeğe emanet, erkeğin insafına kalmış hayatlar yaşıyoruz. Yaşarsak kaderimizi yaşıyoruz, ölürsek fıtratımızda yok oluyoruz. Hafifletici sebeplerin ve tahrik indirimlerinin gölgesinde öldüğümüzde bile yok oluyor kadınlığımız. Oysa kadının tahrik edişi doğuştan potansiyel tahrikçi ( kadın) karşısında erkeğin engel olamadığı pohpohlanmış dürtülerinde gizli çoğu zaman. Kayıtlara '' tahrik indirimi'' diye geçmesi celladının cezasını indiriyor, kadınınsa onurunu.
Susuyoruz. Her geçen gün artıyor ölülerimiz. Var gücümüzle susuyoruz.
Henüz küçük bir kız çocuğuyken bastırılan 'kız' kimliğimizden bu yana susuyoruz. Eteğimizin altı görünmesin diye giydirilen pijamadan, tayttan bu yana susuyoruz. Ergenliğimizde henüz büyüyen göğüslerimizden utandığımız, sakladığımız günlerden bu yana susuyoruz. Erkek kardeşimizin pipisinin görüldüğü bizimse cicili bicili elbiselerimizle çekilmiş fotoğraflarımızdan bu yana susuyoruz. Giydirilmeyen kısa eteğimizden, sürdürmedikleri rujumuzdan, gidemediğimiz eğlencemizden ve kimbilir gidemediğimiz okuldan bu yana susuyoruz.
Annemizin bizi ''baba evinde koca eline hazırladığı'' ve baba evinden uğurlayıp, koca eline emanet ettiği günden bu yana susuyoruz. Erkeğin deneyimlenmiş onlarca gerdek gecesinin yanında bizim yaşadığımız ''ilk gece'' korkusu ve utancından bu yana susuyoruz.
Kendimiz olmayı unutup anne olduğumuzdan, eş olduğumuzdan bu yana susuyoruz. Mahallelinin olası dedikodusundan milletin ''ne derler'' korkusundan bu yana susuyoruz. Bizim "hanım hanımcık" oturuşumuz yanında erkeğin bacaklarını açarak oturuşundan bu yana susuyoruz. Ailenin, erkeğin, mahallenin şerefi olup, cinselliğimiz yok sayıldığından, ''namus'' olup erkeğin ''namusuna'' dil uzattıklarından bu yana susuyoruz.
Erkeğin atının, silahının yanında ''avradı'' olduğumuz günden bu yana susuyoruz. Törelere kurban gittiğimiz, berdel olduğumuz; tarla, öküz karşılığı satıldığımızdan bu yana susuyoruz. Kuma gittiğimiz, kuma oluşumuzdan bu yana susuyoruz. Çocuk yaşımızda amcalara, dedelere gelin diye sunulduğumuzdan. kadının tarla, erkeğin ekin olduğundan bu yana susuyoruz.
Aslında Havva'dan.. Adem ile Havva'yı bize anlattıkları günden bu yana susuyoruz.
Susturulmuşuz. İnandıkça susmuşuz, korktukça susmuşuz. En çok kaynağını dinsel dogmalardan, dinsel gericilikten alan erkeği üstün cins, kadını aşağı cins yapan, erkeği kadının namus bekçiliğiyle görevlendiren erkek egemen yaşam biçimi karşısında yüz yıllarca susturulmuşuz. Aynı inanış ve korkuyla nice oğullar, nice kızlar yetiştirmişiz. Yaşadığımız toplumun eşitsizce üzerimize biçtiği toplumsal kadın rollerimizi sessizce kabul edip, sırtımıza geçirmişiz. Bizi edilgen ve bağımlı kılan bu rolün doğuştan gelen farklılıklardan değil yaşadığımız toplumla ilgili olduğunu ve değiştirilebilir olduğunu da görememişiz.
Ancak yüzyıllardan bu yana bize dayatılan baskılardan kurtulmak, inançlarımızı, korkularımızı atmak, toplumsal cinsiyet rollerimizden sıyrılmak ve bu eşitsizliği ortadan kaldırmak hızlı bir şekilde mümkün değil. Üzerimizde yüzyılların ağırlığı, ezilmişliği, bağımlılığı var. Toplumun ve ailenin biz kadınlara üstlediği görevler var. Erkeğin ve iktidarın kadını kendine göre şekillendirdiği yaşam biçiminin yanında alıştığımız geleneksel kadın rollerimiz ve bu rollerimizden kopma, değişme korkumuz var. Biz bunlardan sıyrılmak istedikçe erkeğin vurduğu ve devletin koruduğu bir hukuk sistemi var.
Aynı zamanda kadının üretkenliğinden, kadın emeğinden, kadının özgürleşmesinden korkanlar var. Bu korkuyla kadınla erkeğin eşit olmadığını savunarak, kadını tecrit altına almaya çalışan ve erkeğin tahakkümüne hapsetmek isteyenler var.
Ve sürekli artan kadın cinayetleri var. Ülkemizde her gün üç ya da beş kadının ''kadın cinayetlerine'' kurban edilmesi var. Ölenin hep kadın, öldürenin hep erkek olması ise bir tesadüf değildir. Tesadüf olmayan bu ölümlerin yıllara yayılarak serileşmesi de artık gösterdi ki kadın cinayetleri politiktir.
Kadın erkekten daha aşağı bir cins değildir. Varlığımız ve yaşamlarımız erkeklere emanet değildir. Sadece aile ile var sayılmak kadın kimliğimizin yok sayılması demektir. Babamız, kocamız olmadan da sosyal güvence, eğitim, sağlık, barınma vb haklarımız; statülerimiz var.
Bu gerçekleri bilmek ve yüzyıllardır bize dayatılmış adına töre, gelenek, namus, kader, fıtrat denilen, bizi ezen, bağımlı kılan ve edilgen kılan baskılardan öncelikle de toplumsal cinsiyet rollerimizden sıyrılmak zorundayız. Örneğin evin işlerini yapmak, kocaya hizmet etmekle ''yuvayı dişi kuş yapar'' ya da çocuklarımıza bakmakla ''cennet anaların ayakları altındadır'' yalanlarına inanmamakla yola koyulabiliriz. Kadın düşmanlığına dur demek, kadın - erkek eşitliğini sağlamak, kadın kimliğimizle bağımsız yaşamak, bedenimizle ilgili kararları almak ve toplumsal rollerimizi belirleme noktasında bir örgütlülüğe ihtiyacımız var. Artık ortak acılarımızı, ortak öfkelerimizi tek bir sesle isyana dönüştürme zamanı gelmiştir.
Elbette ''eşitiz'' diyen kadınları uysal ve şirin görmeyecekler. Biz eşitiz, varız dedikçe bu toplumun aykırısı, farklısı, kavgacısı, tehlikelisi olacağımızı; tacizleri, tecavüzleri ''hak edeceğimizi'', dini gerekçelerle tecrit altına alınmaya çalışılacağımızı biliyoruz.Ama şu bir gerçek ki, biz varız ve eşitiz. Bu gerçeği kadınlar dahil herkes görmek ve kabul etmek zorundadır.
Gelin yüzyılların suskunluğunu bugün, kadın düşmanlarına, kadın katillerine duyduğumuz öfkeyle çığlığa dönüştürelim ve isyanımızla yok edelim.
Gelin 25 Kasım Cumartesi günü Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günün’de birlikte haykıralım;
Yaşasın kadın dayanışması..!!
0 notes
Photo
Tumblr media
Kadına Şiddete Hayır #samsun #kadınaşiddetehayır #samsunspor #mor #25kasımkadınayönelikşiddetlemücadelegünü https://www.instagram.com/p/CkiwG1FKgcQ/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes