Tumgik
#milliyet
ozgur-beden · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
"Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için hakiki ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin..."
46 notes · View notes
maviyse0lur · 1 year
Text
Vaktiyle bir Atsız varmış... Var olsun! 🇹🇷
𓃦 ☾☆ 𐱅𐰇𐰼𐰜 𓃦 ☾☆
15 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Biz Hangi Tarafta Olmalıyız?
Yeni dünya düzeni adı altında şeytani bir plan cinsiyetsiz, milliyetsiz, kültürsüz, ahlaksız ve dinsiz bir dünya tasarlıyor.
Bu yalanın ortağı olan herkes insanları etkilemek adına bu oyunun bir parçası olarak etkileyici konumlara seçilerek getirildiler.
Toplumu kendine getirebilecek hiçbir görüş ve insanın önünün açılmasına asla izin verilmiyor.
Cinsiyetsiz, milliyetsiz, kültürsüz, ahlaksız ve dinsiz olmayı insanların kendilerine sahiplendirmek yoluyla bir gerçeğe dönüştürme süreci yaşanıyor.
Din kendisi kullanılarak ve din adına kendini yetkili gören densizler tarafından dinsizleştirme projesi yaşama geçiriliyor.
Bu niyete bürünen bütün din adamları şeytan kılığında gizlenerek toplumun karşısına din adına çıkıyorlar.
Yaratanın lütfunu ve nurunu aracısız gerçekleştirir ilkesi bilinçli bir şekilde unutturuluyor.
Nur bir insanın ilmini tamamlayarak ışığına kavuşması demektir.
Şeytana uymak insanın ilmini tamamlamasına ve ışığına kavuşmasına engel olur.
Üzerine pislik yağmasını hak eden bir toplum olmayı mı? Yoksa bunu reddeden ve yaratanın nurunu tamamlayanlar tarafında olmayı tercih etmek bizim gelecekte var olup olmadığımızı belirleyecek.
Şeytanlar arasında bir seçim yapmak bizim için sonucu değiştirmeyecek.
Farklı bir niyete hizmet ettirmeye yönelik ele geçirilmiş hiçbir din, hiçbir ideoloji, hiçbir düşünce, hiçbir güç mutlak gücün karşısında tutunamaz.
Mutlak gücün yerine bizi aldatanların yanında yer almak istemediğimiz sonucu yaşamamıza sebep olacak.
Madem din kullanılarak din, akıl, duyunç yok ediliyor. Din adına şarlatan piyasası yaşama hâkim olmuş. O zaman iş başa düştü. Dini de öğreteceğiz.
Kur'an Yunus suresi 100. ayet der ki;
O, akıllarını kullanmayanları murdar kılar. Yaratan nasip etmeden kimse iman sahibi olamaz. İnanma iradesi ise insanın kendi elindedir. Yaratan pisliği (huzursuzluğu, kokuşmuşluğu, azabı) akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır.
Yirmi yıldır tepesine pislik yağan bir toplum kuruluşu ortak akıl ile düzeni yaşatanların tümünü reddederek arayacağına, yeni pislik yağdıracak olanların peşine takılarak arıyor.
] Önder KARAÇAY [
4 notes · View notes
pateralba · 5 months
Text
Tumblr media
YURTSEVER ENTERNASYONALİZM
Yurtseverliğin milliyetçiliğe kılıf olduğunu ve enternasyonalizmle çeliştiğini iddia ediyorlar, oysa enternasyonalist olmak yurt ölçeğindeki mücadelelerde kavgayı göğüslemeyi öngerektiriyor. Yani komünist olmak zaten hem yurtsever hem de enternasyonalist olmaktır. Bilimsel sosyalizm dediğinizde, komünizm dediğinizde enternasyonalizmi dıştalayamaz ve enternasyonalist olduğunuzda da her şeyden önce bulunduğunuz yurt ölçeğindeki mücadeleye omuz vermeniz gerektiğini gözardı edemezsiniz. Bu iki norm da bilimsel sosyalizm biraz olsun incelendiğinde kolaylıkla farkedilebilir normlardır. Burada kavram oyunu yok ama yine de ısrarla bize "yurtsever enternasyonalizm" tanımı yaptırılıyor. Yurtseverlik, bize sırf burası olduğu için ve sırf biz olduğumuz için değer vermiyor. Yurt olarak ortak politik iradeyle oluşan toplumsal birliğimize ve bu birliği eşitlik ve özgürlük temelinde kurma erdemine değer veriyor. Ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Yurtseverlik enternasyonal olmadığında yurtseverlik olmuyor ve bu yurtseverlik değil yerlicilik olduğunda kolaylıkla azınlık ya da göçmen düşmanlığına dönüştürülebiliyor. Oysa basitçe düşmanca ülkücülük değil de sağlam bir karakter temeli olarak yurtsever enternasyonalizm odağına sevgiyi alır. Yani başka bir yurda giderseniz, orada da yurtsever oluyorsunuz. İnsanın yaşadığı ülkeye olan sevgisi doğal olarak ülkenin geleceğine özel bir ilgi göstermesine sebep oluyor. Hatta kimileri kendi yararını düşünürken, kimileri de yurtseverliğin etkisiyle bulunduğu topraklar için canını bile feda edebiliyor. İşte erdem olarak sözünü ettiğimiz şey de tam olarak yurt genelinde bu toplumsal birliği kişisel çıkarların önünde tutmaktır. Burada yurt herhangi bir kelimenin mecaz anlamlısı değildir ve ne kadar yurttaş varsa hepsini ilgilendiriyor. Daha önce bir başka yazımızda söz ettiğimiz gibi milliyetçilik ise hayal ürünü bir aidiyet gerektiriyor. Yurtseverlik, sevgiye dayanan anti-emperyalist bir düşünce biçimiyken, milliyetçilik rekabete dayanıyor. Yurtsever, vatanının ekonomik kuruluşlarının özelleştirilmesine karşı ve olgulara emekçilerin çıkarları açısından yaklaştığından, milliyetler arasında bir eşitsizliği de kabul etmiyor. Yine milliyetçilik özelleştirmeci, baskıcı, yayılmacı, saldırgan ve yurda yabancıyken, yurtseverlik savunmacı ve özgürlükçüdür. Yurtseverlik yurttaşların hepsine yöneliyor ve bu yönüyle bütünleştiricidir. Oysa milliyetçilik üstünlükçüdür ve asimilasyon dediğimiz aynılaştırma çabası sonucunda insan ayırıyor, zor kullanarak bölücü görev üstleniyor. Yurseverlik ise birlikte yaşama koşullarındaki zorlukları aşmak için yurttaşların hangi etnik kökenden geldiklerine, uluslarına bakmadan görev alarak hareket ediyor. Yurtseverseniz emeğe verilen değer odaklı halk sevgisi taşımanızın yanında yurdun bağımsızlığının biricik yolunu da sosyalizmde buluyorsunuz ve anti-emperyalist, anti kapitalist, anti faşist olmanız kaçınılmaz oluyor. Bu bağlamda yurtseverlik yalnızca ezilen ulusla dayanışma içinde kalmıyor, aynı zamanda kitle bağlarını tüm yurttaşlar için güvenilir hale getiriyor. Yurtseverlik kimlik mücadelesi ve toprak sevgisi değildir, çünkü odağına ulusu değil sınıfı alıyor. Yurtsever değişim için mücadele ederken, milliyetçi değişime karşı direniyor.
En basit haliyle yurtseverlik bulunduğun yurt için mücadele etmek, geliştirdiğin ve ilerlemesi için çabaladığın yurdu sevmektir. Ve milliyetçilik açıkça içi boşaltılmış kof bir vatan sevgisi iken, savaş zamanlarında da emperyalizmin amaçları doğrultusunda kukla devletler yaratmak için gereklidir. Yurtseverlik ise enternasyonal olarak sömürü çarkına çomak sokmaktadır. Ayrıca enternasyonalizmden söz edelim de buraya kadar anlatmış olduğumuz yurtseverliğin onunla olan ilişkisi daha rahat anlaşılsın ve komünistleri milliyetçilikle yaftalayan sözde sosyalistler de karşılarında kim olduğunu ya da görmek istiyorlarsa yanlarında olmasını istediklerinin kim olduğunu daha doğru anlasınlar.
Bu konuda çok kullanılan ve yurtseverlikle enternasyonalizmin arasına set çekiyor gibi görünen bir alıntıyla başlayalım. Marx "İşçi sınıfının vatanı yoktur" der ve tüm dünya işçilerinin birliğine gönderme yapar. Peki Marx sadece bunu mu söyledi. Bir bakalım. Tamamını okuyalım: "İşçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil. Proletarya, önce siyasal iktidarı ele geçirmek, kendini yurt çapında sınıf düzeyine getirmek, kendini yurttaş yapmak durumunda olduğu için, kendisi de yurt çapındadır hâlâ, ama asla burjuva anlamda değil." Anlaşılan Marx’ın ifade ettiği şey pek de ilk alıntılandığı kadar değilmiş.
Enternasyonalizm burjuva kozmopolitizmiyle karıştırıldığı için, sadece birilerini desteklemek sanıldığı için aslında ne olduğuna değinmemiz ayrıca bir önem taşıyor. Farklı ulusların küresel dayanışması proleter enternasyonalizmin önemli bir bileşeni olsa da proleter enternasyonalizm dayanışma sorununa indirgenemez. Küresel bir sınıf olan proletarya koordinasyon komiteleriyle yetinemez ve dünya partisine (komintern) ihtiyaç duyar. Ama ne zaman ihtiyaç duyar buna biraz sonra değineceğiz.
Enternasyonalizm, daha açık olarak proletarya enternasyonalizmi, proletryanın çıkarları için yurt çapında ve küresel politika geliştirmektir. Bu politikalarla yurtiçi ve yurtdışında halkla ve sınıfla kitle bağları kurulur. Bu bir ilkedir. Dünyanın hemen her yerinde işçiler sömürülmektedir. İşçi hangi ulustan olursa olsun üretim araçları yanında mülksüzdür. Ve sermaye sınır tanımayarak en kanlı savaşların ortasında el sıkışıp alışveriş yapabilir. Sınırlar işçileri bölmek ve sömürmek için vardır. Bu durumda enternasyonalizm dünya devrim sürecinin kilit noktalarını aşıp kavrarken üzerinde bulunulan yurtta gereğini yapabilme yeteneğidir. Yani "küresel toplum yaratacağız" derken yurtseverliği önemsemezlik yapılamaz. Komünist olmak, dolayısıyla enternasyonalist olmak, yurt çapında bir sınıf mücadelesini sahiplenmeyi gerekli kılıyor. Bilimsel sosyalizmin, komünizmin enternasyonalist özelliği yurt çapında bir sınıf mücadelesini öngörerek dayatır. Kendi savaşım alanımızda elde ettiğimiz her yeni cephe, küresel sınıf mücadelesine eklenir. Yani enternasyonalizm, yurt çapındaki sınıf mücadelesinin karşıtı olarak görülemez. İşçi sınıfının iktidarda olduğu ya da cephe açtığı her yerle dayanışmak, enternasyonalizmin ölçütü, komünist partilerin en üst enternasyonal görevidir.
Yurtseverliğimiz, bizde, burjuvazi ile işbirliği yapmaya neden olmuyor. Ayrıca dünya komünist hareketinin tüm unsurları, her yurttaki karar merkezleri, dünya devrimi sürecinde yeni bir kominterne ihtiyaç duyulduğunda, yani dünya devrimi kapitalizme darbeler vuracak kadar güçlendiği zamana kadar ortak sorumluluklarını özgür iradeleriyle yerine getireceklerdir.
1 note · View note
turkcafetr · 8 months
Text
Türkiye ve Pakistan'ın kimlik krizi
Kendini bilmek tüm bilgeliğin başlangıcıdır.Aristoteles, Yunan filozofu Türkler kimlerdir? Sözlük tanımında Türk şu anda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Rum ya da Ermeni olmanız fark etmeksizin Osmanlı İmparatorluğu’nun tebaası olsaydınız; size Türk denirdi. Avrupa açısından bakıldığında “Müslümanlar” Türktü. Ortaçağda Türk farklı tipte bir insandı; Batılı tarzı takım elbiseli günümüz…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
asikomecom · 1 year
Text
ASGARİ ÜCRET İÇİN KRİTİK GÜN! 2023 Asgari Ücrete ne kadar zam gelecek? Gözler Kabine kararlarına çevrildi! - Milliyet
ASGARİ ÜCRET İÇİN KRİTİK GÜN! 2023 Asgari Ücrete ne kadar zam gelecek? Gözler Kabine kararlarına çevrildi! – Milliyet
ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLACAK? Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay asgari ücret zam pazarlığına 7. 785 TL’den başlayacağız ifadelerini kullandı. DİSK talebini 13.200 TL olarak açıklarken   TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, “her zaman ifade ediyoruz. Asgari ücret taban ücrettir. Makul olması gerekir. İmkanı ve gücü olan işverenlerimizi, bunun üzerinde ücretler vermeye de teşvik…
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 9 months
Text
Evrim Altuğ – Türkiye’nin Sanat Hafızası (2023)
Elinizdeki çalışma 1954 yılında göreve gelen, Milliyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin (1929-1979) kararıyla ilk sayısı 29 Eylül 1972’de yayımlanarak okurlara gazeteyle ücretsiz sunulan Milliyet Sanat dergisinin oluşturduğu hafıza ile, Türkiye ve dünyayla geçirdiği biçimsel, içeriksel ve editoryal dönüşümü özetliyor. Kitap, önce gazete eki, ardından aylık ve bağımsız bir yayın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
turkudostu61 · 11 months
Text
Tumblr media
0 notes
cinaraslan · 2 years
Text
📗 DEĞERLİ GAZETECİ,YAZAR ABDİ İPEKÇİ 93 YAŞINDA.. YILLAR GEÇSE DE HÂLEN DAHA KATİLİ BULUNAMADI.... İYİ Kİ DOĞDUN BE ÜSTAD✊🏻
Tumblr media
1 note · View note
34-gulse · 2 months
Text
Tumblr media
Dünya'da yüzlerce milliyet.
Dil, Din, Mezhep olabilir.
Ama iki çeşit insan var;
Vicdanı olan ve- Vicdanı olmayan..!
🖤🥀
276 notes · View notes
Text
Tumblr media
"Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir. Ama sadece iki çeşit insan var. Vicdanı olan ve vicdanı olmayan.."
965 notes · View notes
hazanla · 1 month
Text
Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir
Ama sadece iki çeşit insan var.
Vicdanı olan ve vicdanı olmayan..
Farid Farjad
31 notes · View notes
okuryazarlar · 4 months
Text
Tumblr media
İkinci Yeni şiirinin son temsilcilerinden, şiirleri 18 dile çevrilen şair ve yazar Süreyya Berfe, 81 yaşında yaşamını yitirdi.
Son yıllarını Urla'da bir bakımevinde geçiren Berfe, bir süredir sağlık sorunları yaşıyordu.
Şair ve yazar Süreyya Berfe 27 Ocak 1943 tarihinde İstanbul'da doğdu. İki yıl İstanbul Üniversitesi Fakültesinde, dört yıl da Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde okudu. Yayınevleri ve reklam şirketlerinde çalıştı. Emekli olduktan sonra Foça’ya (İzmir) yerleşti. Şiirleri ilkin Düzlem (1963), sonra Zeren, Türk Dili, Yeni Dergi, Oluşum, Milliyet Sanat, Varlık, Gösteri gibi dergi ve gazetelerinde yayımlandı. 1969 yılında, İkinci Yeni şiir hareketine karşı çıkan ve toplumcu şiiri savunan bir manifesto yayımlayan dört şairden oldu. Şiirlerinin yanında şairler ve şiir sanatı üzerine yazılar da yazdı.
Şiir yayımlamaya Süreyya Kanıpak imzasıyla başlamıştı. 1965'e kadar gerçek adı olan Süreyya Kanıpak'ı kullandı. Daha sonra soyadını değiştirmeye karar verdi ve Cemal Süreya'nın önerisiyle Berfe kelimesini aldı. Süreyya Berfe adını kullanmaya başladı. İlk döneminde yurt insanının sorunlarından yola çıkan toplumcu-gerçekçi şiirler yazdı. Sonraki döneminde ise insanın ve doğanın türlü durumları üstüne çok katmanlı anlam derinlikleri olan bir şiire yöneldi. Düzyazının sınırlarında gezinen, yalın, arı gereçlerden oluşmuş humoru önceleyen bir şiir diline ulaştı. Türk şiirinde kendisine oldukça özgün bir yer edindi.
Usta şaire Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.
46 notes · View notes
melancholymans-blog · 6 months
Text
Tumblr media
Benim için,din,dil ve milliyet farketmiyor..çocukların böyle bir seçime kurban edildiği bu dünyadanda nefret ediyorum..🐞
56 notes · View notes
varolmayanin-guncesi · 4 months
Text
Ağrıyor gece. Mumun içinde dönüp duran silinişi izaha yetmiyor unutuluşum. Ölümümden eskiyim! Odalarda kurulan devletleri düşünüyorum bir süre. Sonra kendime milliyet olarak bir yaprağı seçiyorum. Geçiyorum her tarihten ve kıtadan. Geçmişten sürülmüşüm. Yok bir tarihim sessizliğimden başka.. Ki ağrıyor gece...
35 notes · View notes