Bir Ceyda, Bir Fırat'a Bakıp Keyifli İlişkinin Sırrını Anlamak
Ceyda ve Fırat'ı izlerken (noluyo ya youtube kanalının sahipleridir kendileri) ilişki dinamiklerini, doğru ilişkinin temelini yada olması gerekeni sorgulamaya başladım. Aslında öylesine, beklentisiz izliyordum. Tabi ilerleyen zamanda " Yahu Fırat, Ceyda'ya nasıl katlanıyor" dediğim (ki Ceyda'nın şaka performansına yetişecek kişi sadece onun çocuğu olabilir :D)..sonra biraz daha ilerleyen zamanda "Ceyda Fırat'a nasıl dayanıyor" diye düzelttiğim ama biraz daha izleyince aslında ne kadar uyumlu olduklarını, ne kadar güzel paslaşıp, birbirlerini tolere ettiklerini fark ettiğim bir çift oldu benim için..
Nasıl yapıyorlar, nasıl bu kadar iyi anlaşıyorlar, nasıl birbirlerini incitmeden, cümlelerin üzerinden atlayıp gidebiliyorlar?
Çok fazla cevap çıkmadı açıkçası.
Önce "tabi ki seviyorlar" diye düşündüm ama hayır öyle değildi. Sevginin ilişkiyi yürütmek için yeterli olduğu düşüncesi mitten ibaretti, aksi olsa sevgi denen şey tükenmezdi. İlla ki sevgi bir yerde tükeniyor, ilişkiler tahammülsüzlüğün öfkesinde yok oluyordu..
Sonra aniden Fırat'ın Ceyda'ya bakışından işin sırrını fark ettim..
İşin sırrı KABUL'dü.
Hani ilişkiler bir meydan muharebesine döner ya.. taraflar birbirlerinin kendine uyumlu hale getirecek şekilde yontmaya çalışır, ezeli bir mücadeleye döner ilişki. Bir taraf eğip bükerken, diğer taraf yok olur yavaş yavaş, ve sonra sevgi de kalmaz ya.. işte bu durum onlarda yoktu. Aslında önce birbirlerini peşin peşin her halleriyle kabul etmişler, sonra sevmişler gibiydi. Birbirlerine kendi olma lüksünü sunmuşlar ve bunun konforunda eğleniyorlardı.
Belki bu yüzden birbirlerine toleransları çok yüksek. Zaten her haliyle kabul ettiğin birini, sevmekten ve beraber eğlenmekten başka ne kalır ki geriye. Onlar da tam olarak bunu yapıyor işte.
Bunu fark etmeyen.. doğru ilişkiyi, doğru kişiyi arayan, her vasat ilişkinin ardından yeni kriterler koyup, yeniden doğru insan arayışına çıkan bizler de işin sırrını anlayamadan, her yeni denemede kalbimizi yavaş yavaş taşa çeviriyoruz, sevemeyen insanlara dönüşüyoruz.
Aslında doğru kişi, uyumlu kişi diye algıladığımız kriterlerimize uyan, hoşlandığımız kişi değilmiş, hayatımıza almak istediğimiz, her şeyiyle kabul edip, sevebildiğimiz kişiymiş... Geriye sadece kendin olmanın lüksünü yaşamak ve seni kabul edip etmemesini karşı tarafın paşa gönlüne bırakmak kalıyor. KABUL tek taraflı olur mu? Tabi ki olmaz..
Ve Andre Gide der ki:
"Olmadığın biri olarak sevilmektense, olduğun biri olarak nefret edilmek daha iyidir. "
2 notes
·
View notes
Her yere yastığınla gidemezsin
When mama said that it was okay
Mama said that it was quite alright
153 notes
·
View notes
Seninle Fırat Albayram ve Ceyda Kasabalı gibi olabilirdik
3 notes
·
View notes
#noluyoya #noluyobana #aşk #erkencikuş #erkencikuşdizi #erkenci #radyodosthane https://www.instagram.com/p/BpwawT1A5XZ/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1vytxv26bsj3t
0 notes