Neydi ki bizi böyle mahzun eden? Yanlış kapılarda, boş sokaklarda aradığımız ve hüzün duvarlarının önüne oturup hiçbir yere gidemeyişimizle beklediğimiz… Yalnız ardıcın gölgesine sığınıp dua ederken buluyoruz kendimizi. İçimizden söküp atamadığımız boşluklar mı bunlar haykırmadığımız kelimeler mi…
Ne kadar kötü olduğum hakkında kimsenin en ufak fikri yok. Bende iyiyim diye geçiştiriyorum zaten. Baksalar gözlerimin içine görecekler oradaki enkazı. Belki de ben çok iyi gizliyorumdur gözyaşlarımı. Gerçi artık ağlayacak gücüm bile kalmadı. Göz pınarlarım kurudu sanırım. Soran olursa yine 'iyiyim' kelimesi çıkar dudaklarımın arasından.
8479 kızla konuşan, bunların 1/3'üyle yatmış olan kankam.. Hayatını sap olarak sürdüren bana aşkı sordu..
"Bir çatı.. Bir battaniye.. Yıldızlar.. Serin hava ve o battaniyenin içinde birbirine sokulmuş iki aşık.. Konuşma ihtiyacı hissetmiyorlar.. Onlar sessizce sarılmış otururken ruhları sevişiyor aq öyle bir aşk işte.." Diyemedim..
Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler. Ağzına dolar insanın…
Sussan; acıtır
Konuşsan; kanatır
Konuşmak isteriz bizi üzen herşeyi her kafamıza takılan şeyi söylemek isteriz ve yine söylemekten caz geçeriz . Olsun deriz ,”ben şimdi bunu söylesem aramız açılır bir sorunu da görmezden geliyim “ dediğimiz an o sorun içimizde bir yaraya dönüştü demektir .