Tumgik
#svetlana aleksiyeviç
vinceverbatim · 2 years
Text
Kıyamet kopsa dahi kötülük mekanizmaları işlemeye devam edecek. Bunu anladım. Dedikodu yapmaya, idarecilerin karşısında el pençe divan durmaya, televizyonlarını ve kürk mantolarını kurtarmaya devam edecek insanlar. Dünyanın o son gününün arifesinde insan, aynı şimdiki gibi olacak. Hep aynı kalacak..
- Svetlana Aleksiyeviç, Çernobil Duası
10 notes · View notes
hazanguncesi · 3 years
Text
“nefret etmekten yorulmuş kalbe öğretemezsin sevmeyi...”
57 notes · View notes
yorgunherakles · 3 years
Quote
nefret etmekten yorulmuş kalbe öğretemezsin sevmeyi.
svetlana aleksiyeviç - ikinci el zaman
46 notes · View notes
susmakyok · 3 years
Text
"Susuyorum... Beni dinlemeye istekli biri mi var sanki? İçimde yanıt verme isteği doğuracak şekilde benimle konuşan biri mi var?"
Svetlana Aleksiyeviç
#s
2 notes · View notes
mustafasalihbozok · 5 years
Text
Tumblr media
"Çocukluk ne zaman sona erer?
Su birikintilerine basmayıp
etrafından dolanmaya başladığında..."
/ Svetlana ALEKSİYEVİÇ
14 notes · View notes
yokyerkitapkulubu · 5 years
Text
YENİ KİTAP: Son Tanıklar - Çocukluğa Aykırı Yüz Öykü
YENİ KİTAP: Son Tanıklar – Çocukluğa Aykırı Yüz Öykü
2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in önemli eserlerinden Son Tanıklar, 1941 Haziran’ında başlayan Nazi işgalini çocuk olarak yaşamış insanların öykülerine odaklanan etkileyici bir sözlü tarih çalışması… 
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi”…
View On WordPress
0 notes
kitapindir-in · 5 years
Text
Çernobil’den Sesler – Svetlana Aleksiyeviç – PDF İndir
https://www.kitapindir.in/2019/06/cernobilden-sesler-svetlana-aleksiyevic-pdf-indir.html?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
1 note · View note
wozwaldllik · 6 years
Text
-Ben tarih öğretmeniyim... İnsan öldürmenin ne kadar zor olduğunu bilir misiniz? Yeraltında çalışıyordum. Altı ay sonra bir görev üstlendim- bir Alman subay yemekhanesinde garson olarak işe girecektim... Gençtim, güzeldim... Aldılar beni işe. Çorba kazanına zehir döküp aynı gün partizanların yanına kaçmam gerekiyordu ama bu arada alıştım onlara. Düşmansa da her gün gördüğün insanlar, "Danke schön... Danke schön..." derlerdi. Zor şey... Öldürmek zor... Ölmekten daha korkunç...
Hayatım boyunca tarih öğrettim... Ama bunu anlatmanın yolunu hiç bulamadım. Hangi sözcüklerle anlatacağımı bilemedim...
Ben de kendimce bir savaş verdim... Kadın kahramanlarımla uzun bir yol yürüdüm. Onlar gibi ben de epeyce bir zaman Zafer'imizin iki yüzü olduğuna inanamadım; biri muhteşem, diğeri korkunç, yara bere içinde. "Göğüs göğüse savaşırken öldürdüğün insanın gözlerinin içine bakarsın. Bomba atmaya ya da siperden ateş etmeye benzemez," diye anlatmışlardı bana.
Bir insanın ölmeye ve öldürmeye dair hikayesini dinlerken de geçerli bu- gözlerinin içine bakarsın...
(Svetlana Aleksiyeviç, Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
7 notes · View notes
kitapindirinn · 3 years
Photo
Tumblr media
Çernobil'den Sesler - Svetlana Aleksiyeviç - PDF İndir
0 notes
vinceverbatim · 2 years
Text
Hayaller kurardım! 1917 ya da 1941 yılında doğmadığım için kahrolurdum... Ama şimdi farklı düşünüyorum: Tarihi yaşamak, tarihi bir dönemde yaşamak istemiyorum. Çünkü o zaman benim küçücük hayatım birden savunmasız kalacak. Büyük ve önemli olaylar hayatımı ayaklarının altında çiğneyecek, benim hayatımın farkına bile varmayacak hiçbiri. Bir an olsun durmayacaklar... Bizim ardımızda sadece tarih kalacak... Çernobil kalacak... Peki, nerede benim yaşamım? Aşkım nerede?
- Svetlana Aleksiyeviç, Çernobil Duası
2 notes · View notes
kitapucretsiz · 4 years
Text
“Çok bilgece ve tam da günümüz için… Mutlaka okunmalı!”
– George Saunders
“Hızla faşizme yaklaşıyoruz. Snyder, bu konuda sanrı yaşamadığımızı gösteriyor.”
– Svetlana Aleksiyeviç, 2015 Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi
Yirminci yüzyılda Avrupa demokrasileri birer birer faşizme, Nazizme ve komünizme yenik düştüler. Bu dönemlerde bir lider ya da bir parti “halkın sesi” olduğunu ve ülkelerini küresel tehditlerden koruduğunu iddia ederek sağduyu yerine mitsel söylemleri ön plana çıkarmışlardı. Avrupa tarihi bize göstermiştir ki, toplumlar parçalanabilir, demokrasiler düşebilir, etik değerler kaybolabilir ve sıradan insanlar kendilerini hiç hayal etmedikleri koşullarda bulabilirler.
Bu kitabı, böyle bir gerçekten hareket ederek kaleme alan Yale Üniversitesi Tarih Profesörü Timothy Snyder, son yıllardaki küresel politik gelişmeleri ve dönüşümleri tarihsel perspektiften ele alıyor ve bizleri yirminci yüzyılın başında yapılan hatalara düşmememiz konusunda net bir şekilde uyarıyor. Çünkü “demokrasilerin nasıl kırılgan olup kötü bir niyetle istismar edilebildiğini daha önce görmüştük ve bugün aynı taktikler yine sahneye çıkmaya başladı.”
Yayımlanır yayımlanmaz birçok ülkede bestseller olup tartışmalar yaratan Tiranlık Üzerine, sadece tarihi ve politik tespitler yapmakla kalmıyor aynı zamanda demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını korumak adına neler yapabileceğimizi de anlatıyor.
#gallery-0-5 { margin: auto; } #gallery-0-5 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 33%; } #gallery-0-5 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-5 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Tiranlık Üzerine “Çok bilgece ve tam da günümüz için… Mutlaka okunmalı!” - George Saunders “Hızla faşizme yaklaşıyoruz. Snyder, bu konuda sanrı yaşamadığımızı gösteriyor.”
0 notes
guncelpdfindir-blog · 6 years
Text
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın Yüzünde 2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in ilk eseri ve kurduğu türün ilk örneği sayılan Kadın Yok Savaşın Yüzünde, II. Dünya Savaşı’nın kadınlar ‘‘cephesinde’’ nasıl yaşandığını belgeleyen çok güçlü bir sözlü tarih çalışması…
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor. Kadın Yok Savaşın Yüzünde’de Aleksiyeviç, tarihin gelmiş geçmiş en kanlı savaşını vererek faşizmin yenilgiye uğratılmasında büyük pay sahibi olan ve bu uğurda en az yirmi milyon insanını kaybeden SSCB’de kadınların –kadın piyadelerin, sıhhiyecilerin, keskin nişancıların, çamaşırcıların, kadın cerrahların, pilotların, keşif erlerinin, partizanların– Nazi işgalini nasıl göğüslediklerini, böylesi bir savaşta kadın olmanın zorluklarını nasıl deneyimlediklerini Sovyet ülkesinin dört bir yanından bir araya getirdiği tanıklıklarla belgeliyor ve unutuluşun girdabından kurtardığı bu hikâyeleri edebi bir toplam halinde önümüze seriyor.
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
0 notes
pdfindiroku-blog · 6 years
Text
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın Yüzünde 2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in ilk eseri ve kurduğu türün ilk örneği sayılan Kadın Yok Savaşın Yüzünde, II. Dünya Savaşı’nın kadınlar ‘‘cephesinde’’ nasıl yaşandığını belgeleyen çok güçlü bir sözlü tarih çalışması…
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor. Kadın Yok Savaşın Yüzünde’de Aleksiyeviç, tarihin gelmiş geçmiş en kanlı savaşını vererek faşizmin yenilgiye uğratılmasında büyük pay sahibi olan ve bu uğurda en az yirmi milyon insanını kaybeden SSCB’de kadınların –kadın piyadelerin, sıhhiyecilerin, keskin nişancıların, çamaşırcıların, kadın cerrahların, pilotların, keşif erlerinin, partizanların– Nazi işgalini nasıl göğüslediklerini, böylesi bir savaşta kadın olmanın zorluklarını nasıl deneyimlediklerini Sovyet ülkesinin dört bir yanından bir araya getirdiği tanıklıklarla belgeliyor ve unutuluşun girdabından kurtardığı bu hikâyeleri edebi bir toplam halinde önümüze seriyor.
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
0 notes
asipofword-blog · 6 years
Text
Bazı kitaplar yaşamı sorgulatır. Sonra bazı mefhumları öğretir: Şükretmek, kıymet bilmek, değer vermek vesaire... Aleksiyeviç'in bu kitabında, savaşın içindeki bir hemşire şöyle anlatıyor mutluluğu: "Bana mutluluk nedir diye soracak olursanız, ölüler arasında canlı bir insan buluvermek derim." Şimdi, mutluluk tarifimizi gözden geçirmeli. Kim bilir, hoşumuza gitmeyen bugün kaç kişinin hayalidir.
Svetlana Aleksiyeviç - Kadın Yok Savaşında YüzündeÇevirmen: Günay Çetao Kızılırmak, Kafka Kitap, s.17
İnsan savaştan büyük...   Büyük olduğu sahneler akılda kalan. Savaşta insanı yönlendiren bir şey var ki tarihten bile güçlü. Daha derinden kavrama'', yalnızca savaşın değil hayatın ve ölümün gerçeğini yazmalıyım. Dostoyevski'nin sorusunu sormalıyım: İnsan ne kadar insan ve o içteki insanı nasıl korumalı? Kötülüğün cazibesi su götürmez. İyilikten maharetli, çekici. Giderek savaşın sonsuz âleminin derinlerine gömülüyorum; diğer her şey biraz donuklaştı, olduğundan da sıradan bir hal aldı. Muazzam ve vahşi dünya. Artık savaştan dönen insanın yalnızlığını anlıyorum. Başka gezegenden ya da öbür dünyadan dönmek gibi bir şey bu. Başkalarında olmayan, ancak orada, ölümün yanı başında kazanılabilen bir bilgi var savaştan dönmüş kişide. Bir şeyi kelimelere dökmeyi denediğinde felaket hissine kapılıyor. Dilsizleşiyor. O anlatmak istiyor, başkaları anlamaya meyyal, fakat herkes âciz kalıyor.   Anlatıcılar hep dinleyiciden farklı bir âlemdeler. Görünmez bir dünya tarafından kuşatılmışlar. Konuşmaya en az üç kişi katılıyor: halihazırda anlatan kişi; anlatıcının o zamanki, olayların vuku bulduğu andaki hali; bir de ben. Amacım her şeyden önce o yılların gerçeğini ortaya çıkarmak. O günlerin. Duyguların hilesine aldanmadan... Herhalde karşımdaki insan, olayların hemen sonrasında konuşsak başka bir savaş anlatırdı. Onlarca yıl sonra elbet bir şeyler değişmiştir, artık tüm hayatını katar anılarına. Olduğu gibi kendini karar. Bu seneler içinde nasıl yaşadığını, ne okuduğunu, ne gördüğünü, kime rastladığını. Nihayet, mutlu olup olmadığını...
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
İkinci El Zaman - Kızıl İnsanın Sonu Kitabı pdf indir pdf indir
İkinci El Zaman – Kızıl İnsanın Sonu İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor.   Sovyetler Birliği’nin dağılışı ve yeni bir Rusya’nın ortaya çıkışı üzerine senfonik bir sözlü tarih çalışması olan İkinci El Zaman’da Aleksiyeviç, komünizmin çöküşünün kroniğini çıkartıyor. Rusya’nın sıradan insanları geçirdikleri son otuz yılı anlatarak bizlere Sovyetler Birliği’nin çöküş döneminde ve çöküşün ardından ortaya çıkan yeni Rusya’da yaşamanın nasıl bir tecrübe olduğunu gösteriyorlar. 1991-2012 dönemini kapsayan söyleşiler aracılığıyla, Aleksiyeviç bizleri propagandanın ve uydurma medya anlatımlarının ötesine taşıyor. Bunu yaparak da hem Rusya’nın hem de baskıya, teröre, açlığa, katliamlara dair, fakat aynı zamanda ülkelerinden duydukları gurura, gelecek umutlarına ve herkesin bir ütopya yaratmak için omuz omuza çalışıp mücadele verdiği inancına dair anılarını hâlâ taşıyan Rusların panoramik bir portresini çiziyor. Sonuç olarak da, bir zamanlar dünyanın üçte birini egemenliği altına alacak kadar güçlü bir fikrin ardından o topraklarda yaşamanın ayrıntılı bir dökümü çıkıyor karşımıza.
İkinci El Zaman - Kızıl İnsanın Sonu Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
sizekitap · 7 years
Text
Çernobil Duası
Çernobil Duası Svetlana Aleksiyeviç Kafka Yayınevi
2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in büyük eserlerinden Çernobil Duası, Çernobil Nükleer Felaketi ve sonrasında yaşananlara dair can acıtıcı bir sözlü tarih çalışması…
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor.
Çernobil Duası’nda Aleksiyeviç, 26 Nisan 1986’da meydana gelen tarihin en feci nükleer reaktör kazasını odağına yerleştirerek trajediyi yaşamış insanların bireysel tanıklıklarını aktarıyor. Masum yurttaşlardan itfaiye erlerine, Parti yöneticilerinden askerlere onlarca insan, anlattıkları hikâyelerle halen yaşamakta oldukları korku, öfke ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Monolog biçimindeki röportajlardan oluşan Çernobil Duası, duygusal gücü ve dürüstlüğüyle hem unutulmaz bir sözlü tarih çalışması hem de almak isteyen için sayısız ibretler barındırıyor.
devamı burada => https://goo.gl/4OxMyV
0 notes