Tumgik
#vazgeçebilmek
siyah-kugu19 · 2 years
Text
"Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam
Aşkımın küçüklüğüne değil,
Çaresizliğimin büyüklüğüne inan... "
🍂🖤..
Tumblr media
202 notes · View notes
milena-blogrs · 11 months
Text
Tumblr media
En büyük gücümüz, ilerideki daha parlak günleri hayal edebilmemiz değil, mutluluğumuzu azaltan tüm başıboş karanlık düşünce ve duyguları -her an- için kolaylıkla koyabilme gücüne donanmış olmamızdır.
4 notes · View notes
turkudostu61 · 2 years
Text
Tumblr media
0 notes
olafkardanadam · 12 days
Text
"Eskiden değişmeme özelliğime “karakter” derdim. Yemin ederim ki bu bir yanılgı, karakter bambaşka bir şey. İnsan esnek bir canlı. Değişir, vazgeçer, aklı kayar, dönüşür. Bunlar karaktere dahil. Yeri geldiğinde kendi iyiliğin için kendi fikirlerinden vazgeçebilmek asıl mesele. Zaten her şeyi başımıza bu “olduğum insan olmalıyım” katı felsefesi getiriyor. Yahu olduğun insan diye bir şey yok. Sen daha olmadın, dur bir sakın ol. Gevşeyin ya, yol bu, uzar kısalır, bir gün öylesindir bir gün böyle. Hep aynı insan olacaksan ömür niye var?"
•["Her şeye fazla anlam yüklemek demek, onları kaybettiğin an dünyanın başına yıkılmasıyla aynı hissi yaratır. Çoğu şey anlam yüklemeyi haketmiyor bile. Bulunduğun yere ait hissetmiyorsan en kısa sürede oradan git, zorla durman bir şeyi değiştirmeyecek. Dün gece bir şey için çok şeyi feda etmeye hazırken uyandığında artık hiçbir şey hissetmediğini farkedebilirsin.
Acı ama farkındalık saniyeliktir...
Ne zaman geleceğini bilemezsin. hayattaki tüm yatırımlarını kendine yap. Kimse seni başkaları için yaptığın şeyler uğruna alkışlamayacak. Kendini değiştirmek istiyorsan sadece kendin istediğin için yap."]
34 notes · View notes
muhteva · 12 days
Text
"Bir yerden ayrılmaktan korkma;
oraya bağlı kalmaktan kork,
alışkanlıklarından kork.
Hep aynı kalmaktan kork."
Guy Finley - Vazgeçebilmek
14 notes · View notes
Text
Vazgeçebilmek bir erdemdir. Bir deli güzel meziyettir ki insan kolay kolay kavrayamaz önemini. Gençken daha zordur buna vasıl olmak . Ama öyle gençler vardır ki ihtiyarlardan bilgedir, o başka . Geri kalan çoğumuz seneler geçtikçe anlarız vazgeçebilmenin kıymetini. Hayat öğretir bize . Hayat ve bir de kronikleşmiş hatalarımız. Kimilerimiz ise hiç bir zaman öğrenemeyiz ya . Dersimizi almayız . Dün nasıl isek yarın da aynen öyle . Genelde zannediyoruz ki vazgeçmek bir zayıflık belirtisidir. Hatta bir nevi korkaklık, âdeta acizlik. Hâlbuki tam tersidir bence . Ancak kendine güvenen, karakteri sağlam ve komplekslerden arınmış olan insanlar vazgeçmenin erdemine vakıf olabilirler. Şu hayatta yaşadığımız sorunların çoğunu vazgeçemediğimiz için yaşıyoruz aslında. Israr ve inat ettiğimiz için . Takıntılarımızdan dolayı . Takıntı ile tutkuyu birbirine karıştırıyoruz sürekli,oysa ne kadar farklılar . Nasıl da zıt!
11 notes · View notes
pinhanmai · 8 months
Text
Tumblr media
AĞUSTOS 2023
Bu ay için söyleyebileceğim en iyi cümle bu olabilir: Not bad but not good. Çok mutlu günlerim de oldu, ağlamaktan gözlerimin acıdığı ya da daha kötüsü ağlayamayıp içimin daraldığı günlerim de oldu. Ortalama bir aydı kısaca. Tatilimin son ayıydı bu ay. Yoğun tempolu günler beni bekliyor. Seviniyorum aslında bir taraftan, özledim bir işe yarar hissetme duygusunu.
İnsan ilişkileri açısından daha da geliştiğim bir ay oldu, üzücü de olsa bazı farkındalıklarım oldu. Bana değer veren insanları diğerlerinden ayırmam gerektiğini iyice öğrendim. Bu tip(ilk bahsettiğim) insanlarla ilişkimi tamamen kesmek zorunda değilim ama asıl önceliğim kendi ruh sağlığım, mutluluğum olmalı. Onlardan beklentilerimi düşük tutmalıyım ki aksi durumda üzülüp modum düşmesin. Çok şey öğrendim de umarım bunları uygulamayı da sürdürebilirim.
Bazı hazırlıklar yaptım yurt için. Ek olarak dizi, ingilizce bazı videolar, işe yarayabilecek textbooklar, okuma kitapları vb. indirdim. Bozulan cildimi düzenlemek için cilt bakımıma daha çok önem veriyorum. Telefon ve tabletime duvar kağıtları yaptım, daha kişiselleştirmek, bana ait hissetirmeleri için.
Bu ayın cümlesi: Embrace all that is yours.
İzlediklerim: The Queen's Gambit, Modern Family.
Podcast: OSB Ünlü Yazarların Sıra Dışı Yönleri, OSB Başarının Temeli: Başarısızlık, OSB Dünyayı Değiştiren Fikirler, OSB Etkili İletişim, OSB Platon/Mağara Alegorisi, OSB Vazgeçebilmek, OSB Sindirella Kompleksi/ Bağımsızlıktan Korkuyor Musun?, OSB Sevgi Dilini Öğren....
Kitaplar: Vezir Gambiti, Sevme Sanatı, Verity, Bir İdam Mahkumunun Son Günü,Ötanazi Okulu, Maça Kızı(Puşkin), Masumiyet Müzesi(Hâlâ okuyorum.).
Şarkılar: Adrenaline, Unutulur Her Şey, Ölürüm Sana...
7 notes · View notes
doriangray1789 · 11 months
Text
Bir kaç soru ve merak ettiklerim…. Kimsenin inancı ile ilgili değil merakım. Üzerine düşünmek amaç, kimseyi yermek ya da övmek değil…
Sadece bu inanılanın temeli ve sonuçları ile ilgili. Dostoyevski (Karamazof Kardeşler kitabında) “Tanrı yoksa, herşey mübahtır.”
Günümüz insanının davranışından çıkan sonuç; “Tanrı varsa, herşey mübahtır.” Mübah; yapılmasında sakınca görülmeyen. Arapça “bwh” kökünden gelir, izinli yasak olmayan anlamındadır.
Yüksek idealler uğruna, en temele koyduğunuz ve uğruna her şeyi yapabileceğinize inandığınız en önemli değer(ler) için herşeyi yapabilme özgürlüğüne sahip olduğunuzu düşündüğümüzde bunda bir sakınca görmeden yapmaya cesaret edebilir miyiz? En büyük idealiniz veya inancınız her eyleminize değer ve hatta onu kendi içinizde affetmenize yol açabilir mi?
Ahlâk ile inanmak arasında kuracağımız bir denklemde hangisi daha geçerlilik kazanır? Ahlâk; ben ve seni kabul ile düşünerek eylemek mi, yoksa inanarak vazgeçebilmek midir? Not: Pazar günü için ağır olmakla beraber, düşünmek için zaman ayırabilecek bir konu olduğuna kanaat ettim. D. Cündioğlu YouTube söyleşisinden esinlenilmiştir. İyi pazarlar dilerim. Görsel: Sessizlik - Lütfü Kaplanoğlu
Tumblr media
10 notes · View notes
mukofarmer · 8 months
Text
Yine uğradığımız bir taciz olayı daha... Adada gençlik merkezi diye bir yerde kalıyorduk. Dört kız bir odada, Arca'yla Başar'da farklı odalarda kalıyordu. Bu sayede arkadaşlarımız gelip gittikçe erkeklerin odasında kalabiliyordu. Fakat yine bir taciz olayı loading tabii ki. Yan tarafımızda dört polis vardı. TDK tanımına göre polis; kentte kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlamakla görevli kişi. Fakat bu adamlar huzursuzluk çıkarmak için doğmuslar. Body shaming yapmak istemiyorum ama hepsi de öküz gibiler. Her akşam içip içip sürekli ayyaş gibi geziyorlar ortalıkta. Yanlarından her geçmem de ısrarla selam veriyorlardı ve ben ısrarla sesimi çıkartmıyordum. Bizim kızları kenara çekip evli misin, müslüman mısın gibi sorular sorup; çok güzelsin, seksisin gibi ithamlar da bulunuyorlamış. Hatta arkadaşlarımıza bakire olup olmadığımızı bile sormuşlar. Gel de öldürme. Ben zaten bu söylediklerini duyduğum zaman inanılmaz öfkelendim ve kaldığımız yeri değistirmelerini talep ettim. Onlar düşünüyor ki beni seçebilirler, istedikleri kadını elde edebilirler. Hayır abi. Sen beni seçemezsin, fiziksel veya sözlü taciz edemezsin, kişisel alanıma müdahale edemezsin, o erkeklik nefsini benim vücudumla ben istemediğim müddetçe doyuramazsın. Ayy yazarken bile sinirlendim. Allah'ın belaları. O yüzden burda hep gittiğimiz raid cafe diye bir yer var. Oranın sahipleri ve çalışanları inanılmaz tatlı insanlar. Sahibinin kızı Lina'yla da arkadaş olduk. Kafelerinin üstü otel olarak kullanılıyor. Sağolsunlar durumu anladıktan sonra bizim gençlik merkezine yalnız dönmemize izin bile vermediler ve eşyalarımızı toplayıp otele geçiş yaptık.
Meryem ve Fathi... Tunus'ta aşk başkadır arkadaşlar. Aşkın kendisi direkt bambaşkadır aslında. Ve sizi hiç ummadığınız bir zamanda, hiç ummadığınız bir yerde kıskıvrak yakalayıverir. Meryem ve Fathi burda tanıştılar. Aralarındaki duygunun bu kadar yoğunlaşabileceğini düşünmemiştim. Sadece takılırlar, flört ederler diye düşünmüştüm. Ama şimdi ayrılık vakti yaklaştıkça Fathi'yi de Meryem'i de sürekli ağlarken görüyorum. Hayır aga. Öyle bir şey ki tesellisi de yok bu durumun. Kanser olmuş ölecek bir insana üzülme iyileşirsin demek gibi bir şey bu. Meryem'de benim gibi. En doruk noktalarda yaşıyor her şeyi. Tam seviyor, tam bağlanıyor. Bizim gibiler için daha zordur o yüzden birinden vazgeçebilmek, kendini önceliklendirebilmek, mantığınla hareket edebilmek. Ve bu tip insan ilişkileri öyle bir şeydir ki, her şeyin belki en zalimi... Kurtulmak istemezsin çogu zaman. Kurtulmaya çalışsan da daha çok yakana yapışır. Çünkü öyle ya da böyle, gerçek duyguların yok olduğu bu dünyada herkesin inanılmaz bir sevgi ihtiyacı var. Bunu bulduklarında ise ilişki toksikleşse bile sadece o sevgiyi almaya devam edebilmek için o iliskinin içinde kalıp kendilerine eziyet etmeye devam ediyorlar. Fathi zaten benim burdaki favori adamım, Meryem'i de çok seviyorum. İkisinin hislerine de inanıyorum. Ellerinden gelse birbirleri için ülke değistirecek durumdalar. Fathi'nin ablası gelmiş uzun zaman sonra Fransa'dan. Çocuk hiç sevmediği Kerkennah Adasında günlerdir Meryem için kalıyor ve bırakıp ablasını görmeye gidemiyor. Allahım bir gün şöyle sevilmeyi bana da nasip et nfndmdmddm. Uzun lafın kısası umarım her şey gönüllerince olur.
Zaaim diye bir cafe var burda. Akşam oraya gidelim diye konuşuyoruz. Ben de sandım ki canlı müzik falan var, eğleniriz gideceğimiz yerde. Hâlbuki mekan Koç odeon nero. Millet piyasaya oturmuş orda. Ayy şaka gibiler gerçekten. Kafeye girdiğimizde elli kişilik insan topluluğu dönüp ibne ibne bizi izlemeye başladı. Hayatımda sosyal anksiyetem daha önce çok nadir anlarda bu kadar artmıştır. Assil o kadar meraklı ki kızlara... Adam en köşeye, her yeri rahatlıkla görebilecek bir yere oturup, gelen geçeni dik izlemeye başladı. Hayır bir de asıl rahatsız edici olan, bunlar böyleyse demek ki diğer oturanlar da böyle. Cinnetlikler gerçekten.
Otostop çekmek... Türkiye'de en son başıma gelen olaydan sonra tövbe etmiştim aslında. Keşke o tövbem de kalsaymışım. Otostop çekip ulaşıma para ödeyen tek insanlar olduk sanırım. Bir gün proje yerinden dönüyoruz, taksi bulamadık. Ben de başladım otostop çekmeye. Transporter durdu bir tane. Gideceğimiz gere geldiğimizde; d��rt kişiden, kişi başı 5 dinar olmak üzere 20 dinar istedi. Lan ben taksiyle gitsem dört kişi toplam 10 dinar ödüyorum. Bu nasıl kazıkçı bir millet. On dinar verip yürüdük daha sonra. Otostopu çektiğimiz çocukta burda Saida diye çok güzel bir kuruvasancı var, orda çalışıyor. Geçen gün Meryem tatlı almış. Normalde tatlıyı koydukları pakete bu zamana kadar hiç para ödememişken, kızdan 1.3 dinar para almış puşt. Bunlar Türkleri de geçmişler artık gerçekten. He bir de otostop demişken, geçen gün hep beraber kastil otele gittik. Çok kalabalıktık ve tek arabamız vardı. Fathi kızları ve Arca'yı alıp gitti. Fedi, ben ve Assil ise Fathi ikinci tura gelene kadar yürümeye başladık. Saat akşam 7 falan. Ben de dedim ki otostop çekelim. Yola durup gelen arabanın bir tanesini durdurdum. Adamlar durduktan sonra çocuklara sadece o gelsin demişler ya inanabiliyor musunuz. Fedi; bunu bir daha yapma yoksa ikinciye kavga etmek zorunda kalırım, bu adamlar gündüzden beri içiyorlar, ben durdursaydım erkek olduğum için saygı gösterip dururlardı ama sen kadın olduğun için sadece onlarla gitmek istediğin için durduruyorsun zannediyorlar dedi. Hayatımda kendimi ve cinsiyetimi bu kadar aşağılayacak bir an daha yaşamamıştım sanırım. Çok üzüldüm. Hödükler abi kısaca. Dünyadaki hırboların yüzde ellisi buraya toplanmış gibi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
bitmisimiste · 10 months
Text
Bağıra çağıra ağlamak istiyorum
Kendimi bırakıp gitmek istiyorum
Herşeyden vazgeçebilmek istiyorum
4 notes · View notes
saturndekijuliet · 1 year
Text
Kolay değildi. Kolay olmadı. Senden vazgeçebilmek için bütün uykuları harcadım ama sen kolay sandın..
6 notes · View notes
nforniss · 2 years
Text
Bugün elime aldığım kalemi senin için oynatacağım bembeyaz sayfanın üzerinde. Güzelim beyaz sayfa kirlenecek senin yüzünden. Hatta belki de günah işliyorumdur hak etmeyen bir insan için harcadıklarımı düşünürsek... Günün birinde beni anlayacağını hiç sanmıyorum, beni dinleyeceğini yada bana değer vereceğini... Hani denir ya hep insan değer verdiğini mutlu görmek ister, üzmek istemez. Bu doğru bi laftı çiçek. Ama ben ne bu lafı hatırladım ne de senin içindeki zehiri gördüm. Güzelliğine aldandım, hoş kim olsa aldanırdı. Öyle bi yaratılmışsın ki özenle ve bezenle, hayran kalınmayacak gibi değildin. Ama işte için, için iyi değildi senin. Çok güzeldin ama için hiç güzel değildi. Bazı çiçeklerin sevilmemesi gerekir ya işte sen o sun. Kimse sana dokunamaz, kimse sana bakamaz. Büyülüsün çünkü sen, mezarlık çiçeğisin. Anlatılan onlarca hikaye var senin hakkında. İyisi de var kötüsü de. Sen o hikayelerin hiçbiri değilsin mezarlık çiçeği. Ama o hikayeler emin ol senden daha masum ve daha az can yakıyor. Bu sözler veda için mi diye sorarsan hayır, değil. Bu sözler vazgeçmek için mezarlık çiçeği, vazgeçebilmek için...
3 notes · View notes
kendinibilmeyenkisi · 4 months
Text
Sabah sen diye açılan gözlerim bu sabah açılmak istemedi biliyor musun canımı yaktığın her an için bu sabah gözlerim görmek için açılmak istemedi.
Benden ne istiyorsun bilmiyorum ama içimde dehşet kötü bir duygu var biliyor musun. Sanki sen başkasının hayalini süslüyor gibisin de ben sadece uzaktan izlemeye mahkum edilmişim gibi. Sanki başkaları seninle mutlu olabiliyormuş da benim buna hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Sana yemin ediyorum benim buna halim yok. Hayatında başkası varsa bile en azından bunu bilmek bunun için birşeyler yapamasam dahi vazgeçebilmek adına biseyler yapabilmek istiyorum.
Yalvarırım benden git... Yalvarırım beni bırak beni benimle bırak ve git.... Halledebilirim tekrar severim gerçekten sevebilirim. İzin ver bana lütfen 🥹🥹🥹
0 notes
kendineyolculuksblog · 7 months
Text
Vazgeçebilmek en büyük özgürlük...
0 notes
selimrabe · 8 months
Text
Acı çekmek yalnızca sizin yanlışlıkla seçtiğiniz bir şeydir
Vazgeçebilmek , Guy Finley
0 notes