Tumgik
#yürüyen makina
etaali · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Modern dünyanın kazanımlarının hayatımıza sağladığı kolaylıkları elbette küçümseyemeyiz.
Bilgiye ulaşmanın kolaylığı, iletişim araç-gereçlerinin artık bürö yerine geçtiği, binlerce işçinin emeğinin artık bir kaç robota yetmediği bir dünya bizimkisi.
Ve hızla da yenileniyor. Hergün biraz daha bilgiye uyanıyoruz. Keşifler, icadlar, hayatın tüm alanlarındaki kazanımlar, insana, kolaylık üzere kolaylık sağlıyor. İnsan, kolaylığı elde ettikçe bilgi şehveti artıyor. Bilgi, üstünlük sağladığı için yarışı da kıyasıya... Tıp, Bilişim, Tarım(Tohum), Sanayii(Silah), Makina alanlarında yürüyen yarış, artık bir savaş sahasına dahi dönüşmüş durumda. Suikastleri bilirsiniz; Tübitak'ta en son 6 Bilim şehidi var. Komşumuz İran'da son üç yılda 5 Bilim şehidi verdi.
Doğu toplumlarından önce reform-rönesans savaşlarından yorgun çıkan Batı, gelişmişlik düzeyini artırma becerisini kazandı. Gerçi bunda sömürdüğü Doğu'nun acı ve gözyaşı da az değil ama konu uzun...
Bilgi, öğretimle elde edilir. Yalnız başına büyük tehlikedir. Tehlikeyi doğuran, bilgiyi denetleyecek ve kullanım alanlarına dair kuralları koyacak eğitimden uzak kalma riskidir. Bu durumda dünya sıralamasında çok önde olan bir Tıp Profesörünün organ mafyası organizatörü olması muhtemeldir.
Doğu, Batı'dan bilimsel anlamda geridir. Batı'nın kaybettiği değerler içinde şu anda en büyük kayıp alanı ailedir. Aile, yinde her şeye rağmen Doğu'nun Batı'ya üstünlük alanıdır.
Aile, birlikteliktir. Kültür aktarım odağıdır. Aile, bir başkasına fedakârlıktır. Vefalı oluşu öğrenmektir. Hastaya refakatçi, yaşlıya baston, bencilliğe karşı paylaşım'dır.
Eğitimin başlangıç yeridir Aile. Hatıraların daha sonra birey üzerinde yol göstericiliği..
Bir Atom Profesörü'nün Öğretmeni önünde önünü iliklemesi, iyi bir sanatçının hasta komşusunu unutmaması, zengin işadamının her bayramda çocukluk arkadaşlarını arayıp sormasıdır Aile...
İşte bu yüzden Aile olmak zorundayız Sevgili Dostlar.
Çocuklarımızla hatıra biriktirmeliyiz. Komşularımız olmalı. Sık sık ev değiştirmemeliyiz. Mahallemiz olmalı. Az da olsa alış-veriş yaptığımız bir mahalle bakkalı...
Modern dünyanın kayıp alanları, bizi bir kez daha insan olmaya çağırıyor. Çok geç olmadan, pişmanlıklarla yelken açmadan, göğsünüze aile doldurun.
Ki mutlu olasınız. Mutlu edesiniz...
4 notes · View notes
conviik · 3 years
Note
Evet birisi açıktan yazmış ben güzelim demek yerine kaos yazmış tamam alıyorum seni takibe
yürüyen makina amk helal olsun
1 note · View note
ahbapboyama · 5 years
Text
böyle beslerim p5
uyuşturan herhangi bir madde almadan yazamadığım zamanlarda; müziğin de uyuşturduğunu, hatta bir işyerinde sabahtan akşama kadar aynı masada oturmak zorunda olmanın da en alasından uyuşturulmak olduğunu fark edince... bir patlama olur denize dik yamaçların dibinde. dozerler ormanlarımıza girer, zeytin ağaçlarımız devrilir... sen bir köşede gülücükler atıp ellerini çırparak zıplarken mutluluktan, ben yalvararak üstlerine tırmanmaya çalışırım iş makinelerinin. gücüm yetmez ve makineler senindir, biner gidersin. zaten hep, hep gidersin. böyle iç çeke çeke, bir yandan da aynaya bakarak ağlayan küçük çocuklar gibi bırakırsın bomboş evlerde insanı. sonra aşti’nin bir ucundan diğerine paketlerce sigara içerek yürüyen de ben olurum, yüksek yavaş tren peronlarının alt geçitlerini acaba hangisinden indin diye bir inip bir çıkan da. zaten müzik yetmeyince yarımcana bir votka için gündüz sıcağında köşedeki tekele giden de ben olurum, perşembe pazarında göremeyince seni dinden imandan çıkan da. ben zaten en fazla bakkala pazara falan giderim. e çünkü senin kocaman marketlerin var, kapısında plastik toplar asılı değil. ... böyle, geri kalan hayatım nasıl olur biliyor musun ardından? sen beni bir türlü istemedin diye kimse istemiyor derim, her yerden istifa ederim. dönüş yollarımda ve yine eşyalarımı toparlarken, bir yandan da hiç kullanmadığım, kimden kaldığını, ne işe yaradığını bilmediğim kulak pamuklarını 1967 numaralı şişeme batırıp emerim. ne bileyim anla işte, düzenim düzelmez bir türlü. ucuz diye aldığım elbise dolaplarını daha da ucuza satarım giderken. ben oturdum üzerinde, ben uyudum diye kanepeme kıyamazlık etmez yeni kiracılar, alır en güneşe bakan balkona koyarlar. dolaplar ve koltuklar; öğrenci evi salonunun ortasına kartondan yapıp üzerine masa örtüsü serdiğim sehpalar kadar olamazlar. sen büyük marketlerinde sıkıştırma suntalardan beyaz kaplamalı ve sanki aydan gelmiş gibi normalinin altıda biri ağırlıkta dizaynlarını satarken, o esnada ben nihayet geri döndüğüm ormanımda, zeytin ağaçlarımdan yerde bıraktıklarını yakarım. hep yerde bırakırsın her şeyi zaten. beni öncelikle! sonra kaçmış çorabını, gömleklerimi, odanın bir yerinde hep bulunmasına özen gösterdiğin tuvalet kağıdını. temkinli ve tedbirli seviştiğin yatağımızı... o günden sonra tıraş olamam o evde, çünkü bir yandan ağlayıp bir yandan da arkamdan sırıtarak gelen seni göremem aynada. ... neyse sen bana bakma keyfim çok yerinde, hatta yerin de dibinde. ... sen bana bakma ben sana çok uzaktan bakarım. uzun diye düşündüğün ama dönüş yolundan korktuğun tatillere çıkarken, ben alışığımdır çift şeritlere, her türü ve her cismi sollarım. belime bir makina takmadan da alt edebilirim aslında tüm dozerleri, yollara kan bile kusarım. yine gitme yalvarırırım, elinde nargilesi acayip gözlüğüyle göbeksiz bir adam bekler sahilde seni, vallahi gebertirim! ... ya sikmişim arabın nargilesini, ben seni en hakiki cigaralıkla beslerim.
13 notes · View notes
gmsmachine-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Bims Makinası
Bims makinası, aynı ismi taşı ve briketi üretmek için kullanılır. Teknik olarak Doğal Hafif Agrega ismiyle bilinir. Bir diğer adı ise Pomza taşıdır. Halk arasında topuk taşı yada ışır taşı olarak da bilinir. Volkanik kökenli olduğu için son derece dayanıklıdır. Özel olarak tasarlanmış makinalarla üretilir. Bunların farklı türleri söz konusudur.
Bims Makina Çeşitleri Nelerdir?
Bims makinası 4 farklı kategoriden oluşur ve şöyledir;
İnsan gücüne dayalı bir biçimde üretim yapanlara manuel ismi verilir. Fiyatı çok uygundur. Küçük projeler için tercih edilir. Sahip olunan kol üzerinden çalıştırılır. Günlük üretim kapasitesi, uzman personelin ortaya koyacağı performansla alakalıdır. Bilgisayarlı bir sisteme sahip olmadığı için çok kolay arıza çıkarmaz.
Yürüyen bims makinaları ise daha farklı bir çalışma prensibine sahiptir. Yan tarafından operatörün oturabilmesi için bir koltuk vardır. Kalıp çeşitliliği fazladır. İstediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Yani standart bir şekil çıkarmaz. Genellikle bir defada tam 12 tane bims üretebilir. Bunu açık ya da kapalı yapar. Dayanıklı bir üründür.
Tam otomatik bims makinaları ise en son gelişmiş olan teknolojiyi kullanır. Bundan dolayı fiyatı daha pahalıdır. Ancak ortaya koyduğu performans iyidir. Sadece bilgisayar üzerinden yapılan ayarlamalar yeterlidir. Özellikle standart sağlamak isteyen işletmeler tarafından tercih edilir. İnsanın hata payı işlemlere dahil değildir. Otomasyon üzerinden üretim gerçekleştirilir. Çok büyük projelerde, gelişmiş olan işletmelerde kullanılır. Kapasitesi yüksektir.
Otomatik makinalarda ise sistem iki şekilde çalışabilir. Dilerseniz bilgisayarı devreye sokabilir ve insan katkısını minimize edebilirsiniz. İstenildiği an manuele dönme şansı da vardır. Operatörün kullanabilmesi için özel bir joistiğe sahiptir.
Bims Türleri Hangileridir?
Üretilen bimsler; genellikle 5 değişik kategori içinde değerlendirilir. Bunlar; boşluklu duvar blokları, boşluklu dolgulu olanlar, dolu duvar, özel yarıklı ve asmolen olarak sınıflandırılır. Hepsinin farklı özellikleri söz konusudur. Ayrıca tek sıra, iki sıra, üç sıra ve dört sıra olarak da ayrılır. İhtiyaca göre bir seçim yapılabilir.
Bims Kullanım Alanları Nereleri?
Bimsler; pencere ve kapıların lentolarında tercih edilebilir. Döşeme plakları üzerinde kullanılabilir. Düşey ve yatay duvar elemanları olarak da görev yapar. Ayrıca son dönemde en fazla döşeme plaklarında kendisini göstermektedir. Bu açıdan bakıldığı zaman ürünün son derece işlevsel olduğunu söylemek gerekiyor.
Bims Nasıl Avantajlar Sunar?
Dayanımı son derece yüksek bir malzemedir. Cm2 başına 40 kilograma kadar dayanır. Tam anlamıyla ısı ile ses yalıtımını sağlar. Doğal ve volkanik bir taş olduğundan, içinde birçok gözenek vardır. Ses ve ısı buralarda hapsedilir. Yangın durumlarına karşı çok dayanıklıdır. Hafif olması itibariyle çok ekonomiktir. Özel bir şekilde işçilik gerektirmez. Ortamda oluşacak nemi dengeler. Genellikle yerli üretimdir. Üzerinde ince sıva yapılabilmesine müsaade eden ürün, Bims makinası aracılığıyla üretilir.
1 note · View note
baknedio · 4 years
Text
“Soyunma kabinleri arasında 1 kabin boş bırakılmalı, bir kişi en fazla 10 dakika kalmalı”
23 Mayıs 2020, Cumartesi 12:41
İstanbul
Tumblr media
Buse ÖZEL – Ömer HASAR, İSTANBUL, (DHA) ALIŞVERİŞ merkezlerinin açılmasının ve vaka sayılarının azalmasının ardından bayram sonrası sosyal hareketliliğin başlaması bekleniyor. Uzmanlar alışveriş merkezlerinde koronavirüsten korunmak için içeride geçirilen süreye vatandaşların dikkat etmesi gerektiği belirtilirken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış, mağazalardaki soyunma kabinlerinin aralarında 1 kabin boş bırakılması ve bir kişinin bir kabinde en fazla 10 dakika geçirecek şekilde kullanılması gerektiğini söyledi.
BAKANLIĞIN ÖNERİLERİNE DİKKAT
Sağlık Bakanlığı’nın alışveriş merkezleri için getirdiği kuralları hatırlatan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) VM Medical Park Florya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış, “Sağlık Bakanlığımızın önerdiği giriş kapılarının artırılması, kişilerin sırayla içeri alınması, alınırken içeride en az 1 metre mesafe olması, alışveriş merkezinin kendisi için 10 metrekare alana 1 kişi, dükkânlar için ise 4 metrekare alana 1 kişi alınması gibi önerileri var. Asansöre binerken normal kapasitenin 3’te 1’i kadar insan olması ve bu alanlarda muhakkak maskeli olunması gerekiyor” dedi.
“SOYUNMA KABİNLERİNDE 10 DAKİKADAN FAZLA DURULMAMALI”
Soyunma kabinlerinde virüs riskini azaltmak için de önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Alış, sözlerine şöyle devam etti: “Soyunma kabinleri de mümkün olduğunca kullanılmamalı. Eğer kullanılıyorsa da arada bir kabin boşluk kalacak şekilde ve dönüşümlü olarak kullanılmalı. Aralarda havalandırılmalı. Bu önerilere de herkesin dikkat etmesi gerekiyor. Soyunma kabinlerinde kişilerin maskeli olması gerekiyor ancak maskemiz kıyafet giyme sırasında çıkabileceği için içeride bir kişinin 10 dakikadan fazla kalmamasına dikkat edilmeli. Dokunulan her yerin risk taşıdığı unutulmamalı. Bu yüzden de uzaktan kişilerin elini algıladığında çalışan mekanizmalar kullanılmalı. Kapılar da yine kapı kollarına temas edilmeden açılacak şekilde düzenlenmeli. AVM içinde birçok noktada dezenfektan yaygın şekilde bulunmalı ve ellerin en az 20 saniye yıkanması gerekiyor. Sık kullanılan yürüyen merdiven bandı, asansör düğmesi ve kapı kolları gibi bölümlerin günde en az 3 kez temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.”
Klimalar ile ilgili Makina Mühendisleri Odası’nın uyarılarını da hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Alış, virüse karşı UV ışınlarının AVM’lerde etkili olmadığını belirterek, “Ultraviyole ışığın kullanımı kısa sürelerde etkili sonuç verebiliyor gibi gözükse de alışveriş merkezleri için hem kullanan kişi açısından hem de halk sağlığı açısından riskler oluşturabilir. Bu nedenle biz ultraviyole ile dezenfeksiyonu önermiyoruz” dedi.
“KAPALI ALANLARDA MAKSİMUM 3 SAAT GEÇİRİN”
Alışveriş merkezlerinde 3 saatten fazla zaman geçirilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Alış, “Eğer bir zorunluluğunuz yoksa buralara gitmek bir tercih meselesidir. Karşınızdaki kişinin sizin kadar hijyenine dikkat edip etmediğini bilemezsiniz. Dolayısıyla bu noktada sorumluluk sizin oluyor. Eğer bir zorunluluk halinde gittiyseniz, en kısa sürede ayrılın ve kapalı alanlarda 3 saati geçmeyecek şekilde hareket planınız olsun” dedi.
  Kaynak: DHA
Bu Yazı “Soyunma kabinleri arasında 1 kabin boş bırakılmalı, bir kişi en fazla 10 dakika kalmalı” adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/soyunma-kabinleri-arasinda-1-kabin-bos-birakilmali-bir-kisi-en-fazla-10-dakika-kalmali/
0 notes
farkvar6768-blog · 4 years
Text
Soyunma kabinleri arasında 1 kabin boş bırakılmalı, bir kişi en fazla 10 dakika kalmalı
Buse ÖZEL - Ömer HASAR, İSTANBUL, (DHA) ALIŞVERİŞ merkezlerinin açılmasının ve olay sayılarının azalmasının ardındannda bayram ardından sosyal hareketliliğin başlaması bekleniyor. Eksperler(Uzmanı) alış veriş merkezlerinde koronavirüsten korunmak amacıyla içeride geçirilen süreye yurttaşların ilgi etmesi gerektiği belirtilirken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Eksperi Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış, mağazalardaki soyunma kabinlerinin aralarında 1 kabin boş bırakılması ve bir bireyin bir kabinde en çok 10 dakika geçirecek şekilde kullanılması gerekliliğini söyledi.
Tumblr media
BAKANLIĞIN ÖNERİLERİNE DİKKAT Sağlık Bakanlığı'nın alış veriş merkezleri amacıyla getirdiği kuralları anımsatan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) VM Medical Park Florya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Eksperi Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış, "Sağlık Bakanlığımızın önerdiği giriş kapılarının artırılması, bireylerin sırayla içeri alınması, alınırken içeride en az 1 metre uzaklık olması, alış veriş merkezinin kendisi amacıyla 10 metrekare alana 1 şahıs, dükkânlar amacıyla ise 4 metrekare alana 1 şahıs alınması gibi önerileri var. Asansöre binerken normal kapasitenin 3'te 1'i kadar insan olması ve bu alanlarda kesinlikle maskeli olunması gerekiyor" dedi. "SOYUNMA KABİNLERİNDE 10 DAKİKADAN FAZLA DURULMAMALI" Soyunma kabinlerinde virüs tehlikesini azaltmak amacıyla de önerilerde tespit edilen Dr. Öğr. Üyesi Alış, sözlerine şu şekilde devam etti: "Soyunma kabinleri de olası olduğunca kullanılmamalı. Eğer kullanılıyorsa da arada bir kabin boşluk kalacak şekilde ve dönüşümlü olarak kullanılmalı. Aralarda havalandırılmalı. Bu önerilere de her bireyin ilgi etmesi gerekiyor. Soyunma kabinlerinde bireylerin maskeli olması gerekiyor fakat maskemiz kıyafet giyme esnasında çıkabileceği amacıyla içeride bir bireyin 10 dakikadan çok kalmamasına ilgi edilmeli. Dokunulan her yerin risk taşıdığı unutulmamalı. Bu yüzden de uzaktan bireylerin elini algıladığında çalışan mekanizmalar kullanılmalı. Kapılar da gene kapı kollarına ilişki edilmeden açılacak şekilde düzenlenmeli. AVM içersinde çoğu noktada dezenfektan süregelen şekilde bulunmalı ve ellerin en az 20 saniye yıkanması gerekiyor. Sık sarfedilen yürüyen merdiven bandı, asansör düğmesi ve kapı kolları gibi bölümlerin günde en az 3 kez temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir." Klimalar ile alakalı Makina Mühendisleri Odası'nın uyarılarını da anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Alış, virüse karşı UV ışınlarının AVM'lerde etkili olmadığını belirterek, "Ultraviyole ışığın tüketimi kısa sürelerde etkili netice verebiliyor gibi gözükse de alış veriş merkezleri amacıyla hem kullanan şahıs yönünden hem de halk sağlığı yönünden tehlikeler oluşturabilir. Bu amaçla biz ultraviyole ile dezenfeksiyonu önermiyoruz" dedi. "KAPALI ALANLARDA MAKSİMUM 3 SAAT GEÇİRİN" Alışveriş merkezlerinde 3 saatten çok vakit geçirilmemesi gerektiğine de ilgi çeken Dr. Öğr. Üyesi Alış, "Eğer bir zorunluluğunuz yoksa buralara gitmek bir tercih meselesidir. Karşınızdaki bireyin sizin kadar hijyenine ilgi edip etmediğini bilemezsiniz. Dolayısıyla bu noktada mesuliyet sizin oluyor. Eğer bir mecburilik durumunda gittiyseniz, en kısa sürede ayrılın ve kapalı alanlarda 3 saati geçmeyecek şekilde hareket planınız olsun" dedi. Read the full article
0 notes
umutlim-blog · 7 years
Text
Cumbia Mağarası
El Salto'da günlerden bir gün sabah yatağımdan kalktım ve başımın acayip döndüğünü fark ettim. Kahvaltımı ettim, kalkalı 1 saat kadar olmuştu ama hâlâ biraz garip hissediyordum. Daha önce hiç böyle uyanmamıştım, anlam veremedim. Normal bi günde neyse dinlenirim geçer deyip önemsemezdim, ama bugün farklıydı. Bugün Mike'ın karavanıyla 1 saat uzaktaki Cumbia mağarasına gitmeyi planlıyorduk. Ve mağaranın muhteşem olduğunu duymuştuk. Bugün gidemezsem bir daha gidecek fırsat bulmam zor olurdu çünkü mağaraya ulaşım oldukça zordu.
Millet hazırlanırken düşündüm. İyice medeniyetten uzak, tenha bir mağaraya gideceğiz zor yollardan. Bugün bir garip hissediyorum. Acaba… yok ya geçer ne olacak dedim ve evde kalma fikrini unuttum. 
Sabahın erken saatlerinde 7 kişi karavanla yola çıktık. Dağdan aşağı 30 dakika kadar inip bir toprak yola saptık. Yol acayip kötü durumdaydı. Normal bir araba asla gidemezdi o yolda. Mike'ın Ford minibüsü çukurlara girip çıkarken adeta bizim canımız acıdı. Hoplaya zıplaya yarım saat daha aşağı indikten sonra bir nehre ve birkaç eve ulaştık. Nehre yakın bir yerde arabayı park etti Mike. 
El Salto'nun Akdeniz’den çıkma gibi görünen bitki örtüsü burada farklıydı. Daha çok, hiç görmediğim İrlanda'nın dağlık arazilerini andırıyordu. Anlatması zor ama kafanızda doğru manzara canlanmıştır kesin. Farklı tonlarda yeşil, uzun çam ağaçları, taze çimen ve sis. 
Köprüden nehri geçip mağaraya doğru ormanda yürüdük. Aramızdan sadece Mike burayı daha önce görmüştü ve o bize liderlik ediyordu. Yarım saatlik kolay ama oldukça nemli ve terletici bir yürüyüş ardından mağaraya ulaştık. Bitki örtüsü nedeniyle, neredeyse mağaraya girene kadar onu görmek mümkün değildi. Ve gördüğümüzde hepimizin aklı gitti. Hiçbirimiz bu kadar sarkıtı bir arada görmemiştik. Ve sadece birkaçımız bu açıda bir duvara tırmanmıştı. Duvarın açısı metrelerce yere paralel gidiyor, sonra otuz derece kadar eğimleniyordu.
Millet yürüyüşün yorgunluğunu atarken Wade ve ben daha fazla bekleyemedik ve oradaki en etkileyici görünen rotaya tırmanmaya karar verdik. Kocaman bir sarkıtın yanından geçen bir 7a+. Başlamadan önce Mike bizi bulunma ihtimali olan eşek arısı kovanları konusunda uyardı. 
Wade tırmanmaya başladı. Garip açılı duvarda sarkıtlarla güreşerek oldukça yavaş boltdan bolta ilerledi. Tamamen yabancı olduğu bu yorucu stilde bol bol dinlenerek tırmanıyordu. Ben de aşağıda onun emniyetini alıyordum. 40 dakika sonra 20 metre kadar tırmanmıştı, büyük bir sarkıtın arkasına geçti. Bir süre göremedim, düştü, yakaladım. Sonra bağırmaya başladı “İndir! İndir! İndir!”. “He, ha, ne” derken algıladım ve hızla indirdim. İndirirken arkasından takip eden siyah arıları gördüm. Yanına gittim, 8 yerinden sokulmuş olduğunu saydık. Ama iğne yoktu hiç. Eşek arıları iğne bırakmıyor herhalde, bilmiyorum. Canı acıdı ama anormal şişme ya da kızarma gibi bir şey olmadı. Hoş değildi tabii. Bir ipe bağlı ve duvarda asılıyken arı saldırısına uğramak rahatsız edici olsa gerek. Gerçi ipe bağlı olmasan daha fena. Arı olayı böyleydi. 
Tırmanmaya devam ettik. Bende aynı rotayı denedim. Arılara çok yaklaşmadan indim. Bir ara, sarkıtlara bağlanmış bir hamakta yatarken sarkıt kırıldı, yere düştüm. Günün başında çıkmaya başladığımızda temiz olan bir rotanın son bölümü günün ilerleyen saatlerinde arılarla kaplıydı. Kapüşonlumu kuşanıp ona çıktım, ekspresleri temizledim. Gün gayet eğlenceli bir şekilde geçiyordu yani.
Akşam üstüne yaklaşırken bir baktık bulutlar çökmüş. Acaba yağacak mı derken, şimşek ve gök gürültüsu eşliğinde bayağı kuvvetli bir sağanak başladı. Tabii mağarada ıslanmıyorduk. Ben hala tırmanışıma devam ederken milletin biraz huzursuzlandığını fark ettim. Sabah kuruyken bile dandik olan dönüş yolunu düşünüyorlardı. Yol daha da fenalaşmadan dönme kararı aldık ve yağmur biraz yavaşladığı anda yola koyulduk. 
Yarım saatlik ıslak orman yürüyüşü sonrası nehre ulaştık ve nehrin  sabahkinden bir hayli yüksek ve geniş olduğunu gördük. Köprüyle de aramızda yeni bir nehir oluşmuştu. Karavana ulaşmak için paçaları sıvayıp nehri yürüyerek geçtik. Gruptan bir arkadaş dedi ki “Kot pantolonum ıslansın istemiyorum o yüzden çıkartıp geçeceğim” bunun üzerine soyundu. Bu arada don kullanmaya yıllar önce son verdiğini öğrendik. Nehre attığı ilk adım ile kayıp düştü, boylu boyuna yattı suya, elindeki pantolonda suya gömüldü tabi hahaha. Of süperdi cidden.
Neyse. Hepimiz geçtik nehri. Yolun karşısında ufak bir büfe vardı oradan birer bira aldık. Sanki bitmiş gibi kadeh kaldırdık bu harika günün şerefine. 
Biralarımızı yudumlarken bütün gün bizimle gezip takılmış olan köyün köpeklerinden biri; yanı başımızda büfenin oradaki genç köpeği öldürmeye karar verdi. Bir anda büyük bir gürültüyle boğazına atladı. Sandalyeleri, masaları yıkarak boğuşmaya başladılar. Bayağı yüksek ve korkunç hırlama sesleriyle köpeğin boğazını kapmış bırakmıyordu bizimki. Mike ve gruptan Kanadalı bir kız, Joe plastik sandalye ve masaları kaptılar ve vura vura ayırdılar köpekleri, sonrada saldıranı duvara sıkıştırdılar. Bağırıp kınadılar biraz köpeği. Köpekte yaptığı şeyin hiç hoş olmadığını anlayıp utandı ve gitti, bir köşede sessizce oturdu. Bu arada Mike'ın köpeği Lola'da olanları bir köşeden endişe dolu bakışlarla izledi ve resmen psikolojisi bozuldu hayvanın, travma geçirdi. Saldırıya uğrayan o öbür köpek ise direk yok oldu
Bu olayda son bulduktan sonra karanlık çöktü. Biz de karavana doluştuk. Herkes merakla yolun durumunu görmeyi bekliyordu. Mike sular altındaki köprüden kolayca geçti, yeni oluşan nehri umursamadı bile. 50 metre daha ilerleyip köşeyi döndü ve herkes hayretle haykırdı “woooaaa” diye, araba durdu ve fenerler yolun nehre dönüşmüş 70 metrelik bölümünü aydınlattı. Mike hızla sürmeye başladı ve yolun sular altındaki kısmından paldır küldür geçti. Büyük bir konsantrasyonla tereddütsüz bir şekilde sürmeye devam etti, biz yolcularda hipnotize olmuş gibi sessizce yolu izledik. Sular altındaki bölümlerden geçerken tezahürat yaptık Mike'ı kutladık. Harika kullanıyordu arabayı, her şey mükemmel gidiyordu. Yarım saat boyunca, durmadan nehirlere ve bataklıklara aldırış etmeden ilerledik. Dandik yolun bitmesine çok az kaldı derken yolun ortasında park etmiş duran bir kamyonet gördük ve ilerisindeki başka kamyonetleri de seçebiliyorduk. Durduk bir iki dakika bekledik. Sonra ben ve birkaç kişi indik, bakalım ne olmuş diye. Yağmur sadece çiseliyordu artık. 100 metre kadar yürüyüp, duran 4 kamyoneti geçtik ve tüm yolu kapayan heyelanı gördük. Bazısı küçük, bazısı 10 metre uzunluğunda bir sürü kaya yolun 15 metrelik bir bölümünü kapıyordu. Ve biz orada etrafa bakarken iki kere daha kaydılar. 
Şimdi. Acaba Monterrey Belediyesi bu tarz olayları ne kadar umursuyor? Bu tenha yolu ne zaman açmak ister canı? Meksika’da bu işler nasıl işliyor? En ufak fikrimiz yok. Aramızda Meksikalı da yok. İspanyolca bilenler oradaki kamyonet sahiplerine sorup karmaşık bilgiler aldılar. Bazısı bu akşam imkansız demekle yetindi, bazısı haftaya anca açarlar dedi, bazısı köyden bir makina (iş makinası) bulup kendimiz açacağız arkadaş ayarlamaya çalışıyor dedi.
Böyle, durumu anlamaya çalışmakla geçen bir saat sonunda gruptan biri dedi ki “hepimizin burada durmasının bir anlamı yok. Ana yol yakın yürüyüp otostopla dönelim kamp alanına”. Mike karavanı bırakıp gidemez, Joe ve ben de onu yalnız bırakmayalım diye kalalım dedik. Öteki 4 kişi ayrıldı.
Ayrıldılar. Joe size bir sürprizim var deyip tüm gün gizlice yanında taşıdığı tekila şişesini çıkardı. Onu biraz yudumladık karavanda. Sonra heyelana bakalım biraz diye dışarı çıktık ve bir polis aracının gelmiş olduğunu gördük. Joe harika İspanyolcası ile polisle konuştu. Polis “makina lazım bunun için yarın sabah gelir en erken” dedi. “Aç mısınız? Size yemek getirtelim mi?” diye sordu bizde olur dedik. Bu arada kamyonetlerdeki Meksikalılarda ayrılıyorlardı yürüyerek. Neyse, karavana döndük. Bekliyoruz öyle. 
Bu arada ruh halimiz nasıl? Herkes sessiz düşünceli gözüküyor bir şey söylemek zor. Ama şikayet ve isyan yok. Ben şahsen, bu oldukça enteresan macerayı içim kıpır kıpır eğlenerek fakat dışarı pek yansıtmayarak yaşıyordum. Asıl Mike'ın ne düşündüğünü merak ediyordum çünkü arabası kısılıp kalan o, ayrıca iki gün sonra kesinlikle Amerika'ya dönmesi gerekiyor. İşe başlayacak falan, filan. Bayağı sessizdi bütün gece. Sonunda sordum, nasıl hissediyorsun diye. Sakin bir şekilde içten içe bayağı eğleniyorum dedi. Hehehe. 
Polisle konuştuktan sonra 1 saat kadar yattık arabada. Bir hareketlenme gördük, heyelana döndük baktık 5 6 tane işçi gelmiş ama makina yok. Joe konuştu ustalarıyla. Adam ‘’makina lazım taşlar çok büyük, makina 3 saate gelir temizlemesi ne kadar sürer bilmiyorum’’ dedi. Sevindik. Arabaya döndük. Yatıyoruz. Uyuyor gibiyiz. Kapı çalındı, polis geldi yemeklerimizle. Bu gringolar ne sever diye düşünüp birer hamburger ve kola getirmiş. Onları yedik. Tam hamburgerimi bitirmiştim ki işçilerden biri geldi yol açıldı dedi. Beynimiz yandı. Adamlar makina lazım deyip 40 dakikada elleriyle açtılar yolu. Nasıl yaptılar anlamadık cidden. Tam karavanın geçebileceği kadar açmışlar oradan heyecanlı bir geçiş yaptık ve 5 dakika sonra ana yola vardık.
Ana yolda yarım saat sürdük, yolun tırmanış kısmı bitti ve yolda yürüyen 4 genç gördük. Otostop çektiler durduk ve tabii ki bizim gruptan ayrılan 4 arkadaştı. Bayağı sevindiler bizi gördüklerine, 4 saattir çantaları ve ıslak kıyafetleriyle durmadan yürümüşler. Yalnızca üç araba geçmiş ve hiçbiri durmamış. Hâlâ 1 saat kadar yolları vardı yürüyerek.
Kısa süre sonra, nihayet eve vardık hep birlikte. İşte böyle harika bir gündü. Arılar tarafından sokulan da, tüm yorgunluğun ardından gece gece 4 saat yürüyenler de, çırılçıplak nehre düşen de bugünü gayet epik bir gün olarak değerlendirdi. Ben de sabah gelmekten vazgeçmediğim için mutluydum. Gün boyunca da aklıma bile gelmedi baş dönmem.
2 notes · View notes
kamu365 · 4 years
Text
"Soyunma kabinleri arasında 1 kabin boş bırakılmalı, bir kişi en fazla 10 dakika kalmalı"
23 Mayıs 2020, Cumartesi 12:41
İstanbul
Buse ÖZEL – Ömer HASAR, İSTANBUL, (DHA) ALIŞVERİŞ merkezlerinin açılmasının ve vaka sayılarının azalmasının ardından bayram sonrası sosyal hareketliliğin başlaması bekleniyor. Uzmanlar alışveriş merkezlerinde koronavirüsten korunmak için içeride geçirilen süreye vatandaşların dikkat etmesi gerektiği belirtilirken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış, mağazalardaki soyunma kabinlerinin aralarında 1 kabin boş bırakılması ve bir kişinin bir kabinde en fazla 10 dakika geçirecek şekilde kullanılması gerektiğini söyledi.
BAKANLIĞIN ÖNERİLERİNE DİKKAT
Sağlık Bakanlığı’nın alışveriş merkezleri için getirdiği kuralları hatırlatan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) VM Medical Park Florya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış, “Sağlık Bakanlığımızın önerdiği giriş kapılarının artırılması, kişilerin sırayla içeri alınması, alınırken içeride en az 1 metre mesafe olması, alışveriş merkezinin kendisi için 10 metrekare alana 1 kişi, dükkânlar için ise 4 metrekare alana 1 kişi alınması gibi önerileri var. Asansöre binerken normal kapasitenin 3’te 1’i kadar insan olması ve bu alanlarda muhakkak maskeli olunması gerekiyor” dedi.
“SOYUNMA KABİNLERİNDE 10 DAKİKADAN FAZLA DURULMAMALI”
Soyunma kabinlerinde virüs riskini azaltmak için de önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Alış, sözlerine şöyle devam etti: “Soyunma kabinleri de mümkün olduğunca kullanılmamalı. Eğer kullanılıyorsa da arada bir kabin boşluk kalacak şekilde ve dönüşümlü olarak kullanılmalı. Aralarda havalandırılmalı. Bu önerilere de herkesin dikkat etmesi gerekiyor. Soyunma kabinlerinde kişilerin maskeli olması gerekiyor ancak maskemiz kıyafet giyme sırasında çıkabileceği için içeride bir kişinin 10 dakikadan fazla kalmamasına dikkat edilmeli. Dokunulan her yerin risk taşıdığı unutulmamalı. Bu yüzden de uzaktan kişilerin elini algıladığında çalışan mekanizmalar kullanılmalı. Kapılar da yine kapı kollarına temas edilmeden açılacak şekilde düzenlenmeli. AVM içinde birçok noktada dezenfektan yaygın şekilde bulunmalı ve ellerin en az 20 saniye yıkanması gerekiyor. Sık kullanılan yürüyen merdiven bandı, asansör düğmesi ve kapı kolları gibi bölümlerin günde en az 3 kez temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.”
Klimalar ile ilgili Makina Mühendisleri Odası’nın uyarılarını da hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Alış, virüse karşı UV ışınlarının AVM’lerde etkili olmadığını belirterek, “Ultraviyole ışığın kullanımı kısa sürelerde etkili sonuç verebiliyor gibi gözükse de alışveriş merkezleri için hem kullanan kişi açısından hem de halk sağlığı açısından riskler oluşturabilir. Bu nedenle biz ultraviyole ile dezenfeksiyonu önermiyoruz” dedi.
“KAPALI ALANLARDA MAKSİMUM 3 SAAT GEÇİRİN”
Alışveriş merkezlerinde 3 saatten fazla zaman geçirilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Alış, “Eğer bir zorunluluğunuz yoksa buralara gitmek bir tercih meselesidir. Karşınızdaki kişinin sizin kadar hijyenine dikkat edip etmediğini bilemezsiniz. Dolayısıyla bu noktada sorumluluk sizin oluyor. Eğer bir zorunluluk halinde gittiyseniz, en kısa sürede ayrılın ve kapalı alanlarda 3 saati geçmeyecek şekilde hareket planınız olsun” dedi.
  DHA
The post "Soyunma kabinleri arasında 1 kabin boş bırakılmalı, bir kişi en fazla 10 dakika kalmalı" appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/2zpwtLW via IFTTT
0 notes
turknews · 4 years
Text
Eskişehir'de ödenmeyen ücretleri için eylem yapan metal işçileri gözaltına alındı
Eskişehir'de ödenmeyen ücretleri için eylem yapan metal işçileri gözaltına alındı
Fabrikalarının kapanmaması ve ödenmeyen ecirlerinin yatırılması talebiyle aksiyon yapan Birleşik Metal-İş üyesi Entil Sanayi, Hapalki Döküm ve Tarkon Makina çalışanı 5 personel, hareket yaptıkları fabrika içinde polis gözaltına tarafından alındı. Öte yandan Ankara’ya yürüyen emekçilerin jandarma tarafından önü kesildi. İstanbul TMSF önünde yapılan oturma hareketi ise taleplerin karşılanacağı…
View On WordPress
0 notes
bursa-hali-yikama · 5 years
Text
Halı Yıkama Fabrikaları Halılarımızı Nasıl Yıkıyor?Eskiden annelerimiz halılarını balkonlarda ya da büyükse banyolarda köpük köpük yıkar, balkonlarda kuruturdu. Ancak artık mekanların küçüklüğü ve zaman kısıtlılığı sebebiyle halıları yıkatmak için doğru halı yıkama fabrikalarına yolluyoruz. Peki hiç merak ettiniz mi, bu fabrikalar halılarımızı nasıl yıkıyor? İşte cevabı... Toz Alma: Birkaç aşamadan oluşan halı temizleme işleminin ilk aşaması toz alma işlemidir. Toz alma işlemi, toz alma makinesı veya toz dolabı denen bir makine ile yapılmaktadır. Tozları ve kaba pislikleri alınan halılar daha sonra havuzlama için yıkama aşamasına alınır. Yıkama: Halılar öncelikle içi, su ve halı deterjanı veya şampuanıyla dolu olan bir havuzda bir süre bekletilir. Halı dokularındaki kirler yumuşatılarak halı temizleme işlemi ön hazırlık yapılmış olur. Halı yıkama işleminde manuel kullanımın etkin olduğu yarı otomatik makina ve otomasyonun hakim olduğu tam otomatik halı yıkama makinası kullanılır. Yarı otomatik halı yıkama makinası kullanıldığı zaman halılar düz zemin üzerine serildikten sonra şampuanlama, kirli sudan ayırma gerekirse tekrar şampuanlama ve ardından durulama yapılır. Tam otomatik halı yıkama makinaları tercih edildiği zaman halı, yürüyen bant sisteminde ıslatma, şampuanlama, durulama, kirli suyu sıyırma, vakumlama ve rulo halinde sarma gibi farklı aşamalardan geçerek temizlenir. Durulama: Yıkama işlemini durulama aşaması takip eder. Durulama, su tatbik edilerek uygulanır ve halı üzerinde deterjan kalıntısı bırakılmamaya dikkat edilmelidir. Kurutma: Kurutma işlemi için kışın havalandırma ve ısıtma cihazlarının kullanıldığı kurutma odalarından faydalanılır. Kurutma odalarında, ısıtıcılar tarafından verilen sıcak hava ve bu havanın devir daim yapılması sayesinde halılar üzerindeki nem buharlaşarak atılır. Halılar kuruduktan sonra bir süre de havalandırılmaları için askıda kalır. Yazınsa; yağış olmadığı zamanlarda halılar, asılarak açık havada kurutulur. Güneş ışığının halılara direkt vurmaması ve halıların tozlanmaması için mutlaka üstlerine koruma yapılmalıdır. Kullanılacak askıların iz bırakmayacak yapıda olmasına ve ileride çürüme olmaması için halının nemden tamamen arındırılmasına dikkat edilmelidir. Hav Alma ve Son Kontrol: Halılar kuruduktan sonra kontrol ünitesine alınır. Kuruyan halıların üzerinde oluşabilen toz ve tüy parçacıklarının alınması olan hav alma işlemi elle veya otomatik hav alma makinelerinde yapılabilir. Bu işlem yapıldığı sırada halı yıkama sürecinde gözden kaçan lekeler kontrol edilir, lekeye rastlanılması durumunda özel leke çıkarıcı ile lekeye lokal işlem yapılır. Paketleme: Bu işlemlerden sonra halı, paketlenerek teslim edilmeye hazır hale getirilir. Özel kılıflarla halının ambalajlanması, teslim sürecine kadar halının temiz kalmasını sağlar.
0 notes
gmsmachine-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Briket Makinası
Briket, en çok kullanılan yapı malzemelerinin başında geliyor. Baca, çatı ve duvarda tercih edilir. Su ile hem doğal hem de yapay agreaların başarılı bir şekilde karıştırılmasıyla ortaya çıkan. Daha farklı katlı maddeleri de eklenir. En çok tercih edilenlerin bims ve beton olarak adlandırılır. Briket makinası sayesinde, kısa bir sürede üretilir.
Yürüyen Briket Makinası
Briket makinası içinde yer alan bu ürün, operatör yardımıyla kullanılır. Sabit bir şekilde görev yapmaz. İçinde baskı paleti söz konusu değildir. Bu durum büyük bir avantajdır. Hazırlanan kalıpların içine bırakılan harç sayesinde sonuç alınır. Kalıp konusunda bir sınırlama yoktur. Her türlü şekil tercih edilebilir. Orta ve büyük ölçekli işletmeler için idealdir. Kolaylıkla hareket ettirilir. Aynı anda 12 adet briketi tek seferde üretebilir.
Otomatik Briket Makinası
Tam otomatik olmayan ve insan gücüne de ihtiyaç duyan bu makina; bir görevli tarafından kullanılır. Üzerinde bir joistik bulunur. Sistem hidrolik olarak dizayn edilmiştir. Ön ve arka tarafından robotlar yer alır. Bunların çalışma prensibi otomatiktir. Tam bir otomatik yapı söz konusu değildir. Zaman zaman insan gücüne de ihtiyaç duyar.
Üründe, harcı başarılı bir şekilde makineye ulaştırmak için bir bant yer alır. Ayrıca mikser da söz konusudur. Üretim bu şekilde hızlı olarak gerçekleştirilir. Dokunmatik bir ekranı vardır. İşe başlamadan önce buradan bir programlama yapılır. En dikkat çekici özelliği hem bilgisayar hem de elle çalışabilmesidir.
Tam Otomatik Briket Makinası
En gelişmiş ürün olarak ifade edilir. İnsan gücüne çok fazla ihtiyaç duyulmaz. Özel olarak oluşturulmuş bilgisayarlı bir sistem kullanılır. Her şey, tuşlar üzerinden kontrol edilir. Süreç çok hızlıdır. Hata yapma şansı söz konusu değildir. Hem kaliteyi hem de standart briket üretimini öne çıkarır. Ürünler arasında farklılık olmaz. Yüksek bir maliyete sahiptir. Genellikle çok büyük projelerde tercih edilir. Briket makinası arasında en pahalı olanıdır.
Manuel Briket Makinası
Adından da anlaşılacağı gibi manuel olarak çalışır. Bunun için bir kişi görevlendirilir. Makinanın sağ tarafında uzun bir kol vardır. Buraya basılarak işlemler gerçekleştirilir. Kurulum maliyeti son derece düşüktür. İnsan gücüne dayalıdır. Çok büyük olmayan projeler için idealdir. Kapasitesi, çalışan kişinin performansına göre değişiklik gösterir. Kolay kolay bozulmaz. Nakliye sorunu yoktur. Birkaç kişinin yardımıyla taşınabilir. Küçük nüfusa sahip olan belediyeler için idealdir.
Briket Ne Tip Avantajlar Sağlar?
Briket makinası tarafından üretilen ürünler; genel olarak hafiftir. Bundan dolayı binanın yükünü azaltma konusunda çok başarılıdır. Böylelikle deprem dayanımı anlamında büyük bir avantaj sağlar. Hem ısı hem de ses yalıtımında iyidir. Gözenekli yapısıyla bunu başarır. İnşaat aşamasında pürüzlü bir yüzeyinin olması, sıva işleminin kolay bir biçimde gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Tamamen doğal malzemeler kullanılarak elde edilir.
0 notes
renasmakina · 6 years
Text
Bal Dolum Hattı ile Üretim Tesisine Hız Kazandırın
Tumblr media
Bal üretim tesisi mi kurmak istiyorsunuz? Var olan üretim tesisinizin üretim hacmini mi genişletmek istiyorsunuz? Üretim sırasında yoğun sıvı grubu içerisinde yer alan ballarınızı istenilen ölçüdeki kaplara doldurmanız ve bu işlemleri seri bir şekilde gerçekleştirebilmeniz için bal dolum makinası kullanmalısınız. Bal dolum makinaları hijyen koşullarına uygun olarak balları istenilen kaplara doldurmaktadır. Otomatik bal dolum makinası fiyatları da seçtiğiniz makine özelliklere göre değişim göstermektedir. Peki, yalnızca bal dolum makinası ile üretim tesisinizi kurmuş olabilecek misiniz?
Bal Üretim Tesisi için Gereken Makina Çeşitleri Nelerdir? Bal üretim tesisinin seri bir şekilde piyasaya ürün sürümü yapabilmesi için tesiste üretim hacmine uygun bir bal dolum hattı kurulmalıdır. Bal dolum hattı içerisinde balın ham halinden sofralara geleceği noktaya kadar birçok işlemden geçer. Hijyen koşullarına uygun olarak tüm bu işlemlerin gerçekleşmesi için tam otomatik bal dolum hattı kurulumu için büyük ve orta işletmelere uygun olarak makine çeşitlerini sunacağız.
Bal Dolum Hattı için Dolum Makinası Önerisi Öncelikle bal dolum hattınızın üretim kapasitesine uygun olarak sizlere iki farklı bal dolum makinası önerisinde bulunacağız. ROD- S1U4D Tam Otomatik 4 Nozullu Bal Dolum Makinası
Tumblr media
İlk olarak 4 nozullu olan ROD- S1U4D kodlu tam otomatik pnömatik sıvı dolum makinasını sunmak istiyoruz. Tam otomatik sıvı dolum makinası ile aynı anda 4 kavanoz balın dolumu yapılır. Saatte ortalama 1000 adet kavanoz dolumu yapabilirsiniz. Ürün özellikleri hakkında daha detaylı bilgi almak ve bal dolum makinası fiyatını öğrenmek için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
ROD K-300 Tüp Bal Dolum Makinası
Tumblr media
Tüp kaplar içerisinde bal dolumu yapacak firmalar içinde tüp bal dolum makinası kullanılmalıdır. Bunun için el beslemeli olarak çalışan tüp dolum makinasını sunabiliriz. Tüp dolum makinasının ayrıca tarih kodlama özelliği de bulunmaktadır. Bal Kavanozlarının Kapatılması için Kapak Kapatma Makinası Önerisi ROK-V4A Tam Otomatik Vidalı Kapak Sıkma ve Kapatma Makinası
Tumblr media
Kavanoz kapağı kapatma makinası olarak kullanılan ROK-V1AF kodlu tam otomatik kapatma makinası bal kavanozlarının kapatma işlemini yapabilirsiniz. Tam otomatik olan kapak sıkma makinasına kapaklar otomatik olarak hazneye gelir ve kapatma işlemi gerçekleşir. Bal dolum hattınızda kapakların otomatik gelmesi için vibrasyonlu besleme tepsisi kullanılmalıdır.
Bal Kavanozu için Şişe Etiketleme Makinası Tavsiyesi REM-C4 Tam Otomatik Kavanoz Etiketleme Makinası
Tumblr media
Kavanoz etiketleme makinası tam otomatik olarak çalışmaktadır. Etiket sensörü bulunan etiketleme makinasında tüm kavanozlarda etiket aynı konumdan yapıştırılır.
Kavanoz Besleme Tepsisi için Öneri; Dolum, kapatma ve etiketleme işlemi gerçekleşen kavanozların son olarak toplandığı alan besleme tepsisidir.
RBS-T120 Kavanoz Besleme Tepsisi
Tumblr media
Bal Dolum Tesisi Maliyeti Ne Kadardır? Bal dolum tesisi projesine başlamadan önce kendi bütçenize uygun bir maliyet analizi çıkarmaktasınız. Kuracağınız tesisin kapsamı maliyetinizi etkilemektedir. Mali işler ve işçi ücretlerini göz ardı ederek dolum hattında kullanacağınız makinalara geçelim. Bal dolum hattında kullandığınız makinaların özellikleri ve üretim kapasitesi maliyetinizi etkilemektedir. Sizlere sunmuş olduğumuz makina modelleriyle ortalama bal dolum hattı fiyatı 100 - 150 bin TL arasında değişiklik gösterebilir. Bunun için öncelikle üretim hacminizi belirleyip daha sonra dolum makinası imalatçısı Renas Makina ile görüşmeniz ve fiyat teklifi almanız daha sağlıklı olacaktır.
Bal Dolum ve Paketleme Tesisi Nasıl Kurulur? Üretimden beklentilerinizi belirledikten sonra makinaları temin edeceğiniz firmanız üretim tesisinize gelerek bal dolum hattının kurulumunu gerçekleştirir. Makinalar arasında ürünlerin geçişlerini sağlamak için yürüyen bantların kurulumu gibi tüm detaylar düşünülerek üretime hazır bir şekilde size teslim edilmektedir. Daha sonrasında sizde bal işleme ve paketleme tesisinde rahatlıkla üretime başlayabilirsiniz.
Bal dolum hattı kurulumu için neler yapılması gerekli? İşletmeniz için en uygun bal dolum makinası nedir? Renas Makina müşteri destek hattımız 0 (216) 470 83 74 telefon numaramızı arayarak aklınızdaki tüm soruları giderebilir ve size uygun olan makinaları imalatçısından uygun fiyatlarıyla temin edebilirsiniz.
Kaynak: http://www.renasmakina.com/index.php?route=blog/article&article_id=79
0 notes
denizlihaberim · 6 years
Link
Uzun yıllar Tofaş CEO’luğu görevini yürüten Türk otomotiv sektörünün duayen ismi Kamil Başaran ile CEO olarak atandığı temas elemanları endüstrisinin manâlı şirketi Norm Holding’i, hedeflerini, temas elemanları sektörünü ve temas elemanlarının hayatımızdaki “yaşamsal” yerini konuştuk. Tecrübeli ve bilgili isimden dünya sanayisi yeni bir evreye girerken dijital dönüşüm ve endüstri 4.0 hakkında görüşlerini alma fırsatı da yakaladık. Kamil Başaran “Ufak bir Atölyeden Dünya Markası Bir Holding’e Yolculuk” olarak tek cümleyle özetlediği Norm Holding’in çalışmalarını ve galibiyet faktörlerini yazarımız Fatih Çil’e anlattı.
“BAĞLANTI ELEMANLARI KRİTİK ÖNEME SAHİPTİR”                                         
-Bizler başlıca bazı değersiz konulara “civatadan” konular der geçeriz. Burada yanlış bir başvuru olduğu açık. Cıvata, somun ve temas elemanları hayatımızın her uygun ve değersiz yok nerdeyse yaşamsal bir yer tutuyor. Temas elemanlarını görünmez ama yaşamsal katkı karşılayan ürünler olarak tanımlayabilir miyiz?
-Bağlantı elemanları dediğiniz gibi hayatımızın her alanında yer alan en yaşamsal parçaların başında kazanç. Havacılıktan, otomotive, gemi inşaattan, kolay makinelere değin adeta bütün araç ve gereçlerin montaj aşamalarında temas elemanları kullanılır. Firmamızın en aktif olarak yer aldığı otomotiv sektöründe bir binek araç incelendiğinde sıradan 1500 ile 1800 aralarında bağlantı elemanı bulunmaktadır. Bu veriden de anlaşılacağı üzere temas elemanları araç komponentlerinin bir araya getirilmesinde kritik öneme sahiptir. Bu elemanlar ne dek sağlam ve kuvvetli olursa eşgüdümlü çalışan parçalar o denli verimli çalışır. Bu bağlamda az daha her sektörde temas elemanları vazgeçilemez bir öneme sahiptir.
– Ürünlerinizin kullanıldığı sektörler ve sanayiler neler?
-Ilk Önce otomotiv ve beyaz eşya edinmek üzere, mobilyadan, inşaat, tarım makinaları ve yenilenebilir enerjiye değin çoğu bölge ve sektörde etkinlik gösteriyoruz.
-Siz otomotiv endüstrisinde uzun zaman hizmet verdiniz. Bu sektörde bağlantı  elemanlarının önemini özet olarak anlatabilir misiniz? Zira bu ufak bir somun hatası milyarlarca dolarlık geri çağrılmalara neden olabiliyor?
-Otomobilin temel bileşenlerinden; güç aktarma organları, süspansiyon sistemleri, şasi, koltuk, ayna, direksiyon ve daha öyle fazla noktada temas elemanları kullanılır. Tüm bu bambaşka bileşenler göz önünde bulundurulur ise bağlantı elemanları olmaksızın otomobilin son kullanıcıya hazır hale getirilmesi olası değildir. Bir araba çoğu öbür bileşenden oluşmakta ve bu bileşenlerin oluşması için kullanılan parçaların yüzde 90’ı bağlantı elemanları ile montaj edilmektedir. Bu bağlamda uygulama alanları incelenerek maddi ve kimyasal sınır koşulları belirlenmeli, kurulum noktasına etkiyen sabit ve dinamik yükler değerlendirilerek uygun bağlantı elemanı belirlenmelidir.
Görüleceği üzere bağlantı elemanları mühendislik hesaplamaları sonucunda tasarlanması ve üretilmesi gereken kritik bir güvenlik parçasıdır. Firmamızın lüzum Ar-Ge merkezinde yaptığı incelemeler gerekse de kullanım alanlarında elde ettiği yoğun tecrübeler ile müşterilerine bu konularda desteğini sürdürmektedir. Temas elemanları bedenen minik olsalar da, işlevsellik anlamında etkili rol oynadığı açıktır.   
AR-GE’NİN BÜYÜK ÖNEMİ
-Ar-ge çok önemli zira yeni bağlantı elamanlarında yeni hammaddeler ve tasarımlar ilk olarak havacılık olmak üzere kullanılmaya başladı.
-Günümüz koşullarında küresel piyasada rekabetçi olabilmenin yolu, endüstriyel dönüşümü yakalamaktan ve katma kıymetli üretimden geçiyor. Biz de bu bilinçle Ar-Ge faaliyetlerine büyük ağırlık veriyoruz. Holding şirketlerimizden Norm Cıvata 2000’li yılların başından itibaren başlamış olduğu Ar-Ge çalışmalarına 2011 yılında T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kadar almış olduğu Ar-Ge merkezi ünvanı ile hız vermiştir. Yaptığımız incelemeler neticesinde 8 adet berat, 4 adet yardımsever model aldık. bununla beraber Norm Cıvata Ar-Ge merkezimiz Norm Somun bünyesinde yer alan tasarım merkezimiz ile işbirliği halinde yeni ürün tasarım projeleri hazırlamakta, katma değerli yeni ürünlerle firmamız mahsul gamını genişletmektedir. Son olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ArGe Merkezleri Performans Endeks çalışmasına göre Metal Ürünler Kategorisinde 2016 yılı Türkiye Ar-Ge birinciliğini ödülünü tekrar tekrar ikinci kere alarak başarılarımızı taçlandırmış olduk. 2018’de de Ar-Ge faaliyetlerimizi artırarak sürdürmekte kararlıyız.
-Endüstri 4.0 ve dijitalleşme nitelikli üretim ve hizmet noktasında ön plana çıkıyor; rekabetin doğasını değiştiriyor. Endüstri 4.0 ve dijitalleşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Endüstri 4.0, nesnelerin interneti yani birbiriyle konuşan makineler, insansız fabrikalar yeni sanayi üretiminin şifrelerini bize veriyor. Tüm dünyanın yol aldığı bu yeni üretim düzeni ve anlayışı bizim gibi dünya piyasasının gündeminde olan bir konu. Endüstri 4.0 ve dijitalleşme Ar-Ge ile bütünleşik yürüyen ve ciddi altyapı dönüşümünü beraberine getiren bir devir. Norm Holding Endüstri 4.0 dönüşümünü bünyesinde tamamladığı ve planladığı çalışmalar ile yakından peşine düşüp takip etmektedir. Hali hazırda bu konuda çalışan holding firmalarından NRM Makina, imalat sektöründe etkinlik bildiren firmalar için robotik otomasyon sistemleri üretebilen bir teknoloji şirketi. Ulusal ve uluslararası sanayi sektörünün ihtiyacı olan, üretim ve imalat ile paralel olarak çoğalan otomasyon denetim sistemleri, ihtiyaç duyulan robot uygulamaları, görünüm işleme ve ölçüm ekipmanları, bire bir ürün yoklama sistemleri, hidrolik ve pnömatik denetim üniteleri, kurulum aparat ve cihaz uygulamaları gibi konular bu şirketimizin alıştırma alanları arasındadır. Odaklandığımız kalite esasına kadar bütün ve yarım otomatik sistem tasarımlarımız, günümüz teknolojisinin esnek, fonksiyonel ve tekrarlanabilir özelliklerine sahip yüksek hassasiyetli çözümlerimizle tüm sanayiye hizmet sunuyoruz.
Ayrıca dijitalleşme konusunda oldukça manâlı atılımlarımız mevcut. 2017 sonunda dijital dönüşüm yolculuğunda stratejik çözüm ortağı olarak Itelligence grup ile alıştırma kararı aldık. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz arasında Ford, Volkswagen Group, AUDI, Porsche, Tesla, Jaguar, Land Rover, Fiat, Renault, Toyota, Volvo, Scania, PSA gibi otomotiv sektörünün kayda değer markaları bulunmaktadır. Bilhassa orijinal donanım üreten global bir oyuncu olarak bu projeyi önemsiyoruz. Kusursuz arz zinciri yönetimi anlayışını benimsediğimiz bu yolculukta Salihli, İzmir, Almanya ve Fransa’da yer alan imal ve satmak şirketlerimizde hedeflediğimiz entegre platformu SAP IBP ile oluşturmuş olacağız. Dış müşterilerimiz değin değerli olan iç müşterilerimiz yani çalışanlarımız da entegre sistemin bir parçası olarak dijital insan kaynakları platformu “SuccessFactors” kullanarak iş yapış şekillerinde olmazsa olmaz değişiklikleri benimseyecekler. Yalnızca büro çalışanlarını yok operatör arkadaşlarımızı da bu sürece dahil ettik. Kurumsallaşma ve yeniden yapılanma sürecinin en manâlı öğesi insan faktörünü dijitalleşme süresinde göz ardı edemezdik. Norm Holding’in geleceğini inşaa edecek taktik haritasında yer alan tüm süreçleri dönüştürecek SAP projelerini çalışanlarımız ile birlikte inşaa edeceğiz.
NORM HOLDİNG HAKKINDA
Norm Grubu 2017 sonunda Norm Holding çatısı altında birleşti. Norm’un 1973 yılında İzmir Bornova’da küçük bir atölyede başlayan yolculuğu, bugün İzmir ve Manisa/Salihli’de 9 öbür imal tesisi ve 5 ayrı pazarlama şirketi ile faaliyetlerini sürdüren, alanında dünya markası bir holding olarak devam ediyor. İki binin üstünde çalışanı ve bünyesindeki sektör lideri şirketleri ile Türkiye’de imal ve satış olarak bağlantı elemanları piyasasının lideri durumundadır. Norm Holding’in lokomotif şirketi Norm Cıvata, son 10 yılda üretimini 4 kat artırarak “Türkiye’de en süratli üretim artışı ve büyümeyi sağlayan” ilk on işyeri aralarında yer alırken, benzer şekilde şirket bünyesinde önemli bir yere sahip Standart Cıvata yurt içinde toplam 25 satış temsilcisi ve 160 personeliyle aktif olarak çalışan, ithalat ve ihracatta sektörün lideri olup, cıvata, somun, imbus, matkap uçlu vida, sunta vidası, gijon, düz ve yaylı rondela, dübel ve inox temas elemanları imalatıyla o kadar çok sektöre hizmet veriyor. Norm Cıvata, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı Türkiye’nin “Ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2016 yılı listesinde bir önceki yıla göre sıralamada konumunu yükseltti. Norm Cıvata geçen sene 230. Basmakalıp girdiği listede bu yıl 13 basamak yükselerek 217. Sıraya çıktı.
Bu yazı ilk defa Kamil Başaran ‘temas elemanları’ mucizesini anlattı sitesinde yayınlanmıştır.
#Denizlihaber
0 notes
yarisgaraji · 7 years
Text
Yakın takipçilerimiz bilir yaklaşık 6 ay kadar önce 2007 model Nissan Navara pikap aldım. Sizlere nedeni nasılı yapılacakları yazmadan önce araca ısınma ve gereken her şeyi öğrenme kararı aldım. Bu süre zarfında bolca gazladım (tatbikî hız sınırlarını aşmadan), yük taşıdım, basit bakımını yaptım ve çok keyif aldım. Tabi yakıt tüketimi vb. konulara da dikkat etmeye çalıştım.
Neden Navara?
Öncelikle neden Nissan Navara onu anlatayım. Birden fazla işte kullanacağım bir araç arıyordum, hepsinin kendine özgü ihtiyaçları vardı ve Nissan Navara benim tam aradığım özellikte idi. Aracı günlük kullanacaktım, şantiyelerimde (asıl meslek inşaat mühendisi) kullanacaktım ve hayatımın bir parçası olan motor sporlarında kullanacaktım.
Günlük hayatta, trafikte kullanmak için alacağım araç kesinlikle otomatik vites olacaktı. Bunun 2 sebebi var; ilki trafikte debriyaj depiklemekten bıkmış olmam, ikincisi ise eşimin de rahatlıkla kullanabilmesi için. Günün yorgunluğunun üstüne birde onu markete götürmem kendisi binip gitsin. Bundan önce günlük olarak Corsa Fiesta ve Focus kullandım ancak artık biraz daha büyük bir araç istiyorum, sürekli yolcu ile omuz omuza gitmek zorunda mıyım? Hani 193cm boyunda 110kg Corsa’dan inerken garip görüntüler veriyor.
Şantiyelerimde zaman zaman ağır nakliyelerim oluyor. Tabi asıl haftalık (2 günde 1 daha doğru diyebiliriz) olarak da orta ağırlıkta (600litre mazot) taşıma işlerim oluyor. Bagajına 3 adet 200 litrelik varil atıp benzin istasyonuna gidip mazot alabileceğim bir araç olmalı. SUV veya minibüs tarzı bir araç olduğunda dolum sırasında sıkıntı oluyor, dolu variller inerken sıkıntı oluyor ve tabi aracın içi komple mazot kokuyor! Yıllarca kullandığımız Doblo’lardaki en büyük sıkıntı buydu.
Tabi birde bu işin motorsporları kısmı var, alacağım aracın kesinlikle römork ile araç çekebilecek bir araç olması lazımdı. Takipçilerimiz bilir Murat Yolcu kankam bana römork hediye etmişti şimdide onu çekecek araç alma zamanıydı. Pit alanında gerek olan her şeyi de yanında götürecekti.
Hemen toplayalım otomatik vites, büyük, yük taşıyabilen ve römork çekebilecek bir araç. Bu durumda kesinlikle pikap arıyordum. Hemen malum sitelerde arama ayarları girildi ve ne var ne yok tarandı. Nakit para elimde 2 ay boyunca istediğim aracı aradım, yanlış hatırlamıyorsam 9 defa Otonomi’ye gittim, 20’nın üzerinde araca baktım artık neredeyse vaz geçiyordum ki şuan altımdaki araç ilana girdi. 1,5 saat içinde araca bakıldı kontrol edildi ve para ruhsat (çokomel) işlemi gerçekleştirildi. Noterde imzayı attım ve Proje Nevarla doğdu. MTN Garaj‘a sevgiler!
Alet nalet kankiler; otomatik vites, hız sabitleyici, deri koltuk, koltuk ısıtma, yer gök elektrikli, sunroof, bagajda Slider (hayır Volkan Arısoy‘un E36 değil) kapama sistemi, kocaman aynalı, 175 bin km’de, ruhsata işi çeki demirli, muayeneli, 4×4 ve 4×2 ayrılabilen kırıksız çürüksüz bir makina sahibi oldum. Tek eksiği teybi ki kocaman ekranlı bir teyp de aldım ilk fırsatta ProMod Oto Dizayn‘na gidip taktıracağım.
İlk kullandığımda çok hoşuma gitti, yüksek yola hâkim, otomatik vites bastımı gidiyor değişik hisler uyandıran bir alet. Ağırlığını hissedebildiğim ancak diplediğine araba gibi hızlanan konforlu bir güzellik. 2 gün internette Navara fotoğrafları, videoları baktım forumlarda kronik sıkıntılarını öğrenmeye çalıştım. Eşim kullandı bayıldı, babam kullandı hasta oldu, yakın arkadaşlarım kullandı hepsi pikapcı oldu bir tanesi de 1 hafta sonra gidip kendine pikap aldı (buraya adını yazıp seni rencide etmeyeceğim Yunus).
Tabi bu süre zarfında bende kendi çapımda bu aracın modifiyesi ile ilgili plan yaptım ve zamana yayma kararı aldım. Kozmetik, yürüyen motor az çok ne yapacağımı biliyorum. Nevarla‘yı zamanla planladığım gibi güzel bir araç haline getireceğim. Şimdiden söyleyeyim bu araç hiç bir zaman yükselmeyecek, tam tersine konforunu bozmayacağımı bilsem biraz daha alçaltırım.
Araç bugün 195 bin km’yi geçti. Uşak, Kemer, Çankırı, Polatlı ve Datça gibi uzun yollarda gitti, şehir içinde gazladı. Ağır yük taşıdı, yağmurda yanladı ve hepsini çok kolaylıkla yaptı. İlk defa benim için bütün boşlukları tam olarak dolduran bir aracım oldu. Aramıza hoş geldin Nevarla.
Bir sonraki yazı Nevarla Ne Kadar Yakıyor? Takipte kalın, sorularınız ve görmek istedikleriniz için mail atmanız veya sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşmanız yeterli.
NOT: Pikap aldığınızda başınıza gelecek şeylerden biri de kim ne taşıyacaksa sizi arıyor olması. 😀 Şehir içi nakliyatçı gibi oldum.
Proje Nevarla Yakın takipçilerimiz bilir yaklaşık 6 ay kadar önce 2007 model Nissan Navara pikap aldım. Sizlere nedeni nasılı yapılacakları yazmadan önce araca ısınma ve gereken her şeyi öğrenme kararı aldım.
0 notes
karteksmakina-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
JUKİ 5410 YÜRÜYEN İĞNE DÜZ DİKİŞ MAKİNASI (Karteks Makina)
0 notes