Zaman zaman düşebiliriz, ağlayabilir ve yıkılabiliriz ancak her sabah sorunlarımızı çözmek için ayağa kalktığımız yeni bir umut ışığı olabilir, bunu yapabiliriz, sonsuza dek heyecanlı, inatçı, umutlu olabiliriz. Sonsuza dek genç kalabilir, her akşam gün batımını izleyebiliriz. Değişebiliriz, çocuklaşabiliriz ve yaşlanabiliriz, hayat denen bu okyanusta yaşamaya devam ettikçe yüzmeyi öğrenebiliriz. Mutluluktan ağlayabiliriz veya uzun yolculuklara gidebilir, hayat boyunca seyahat edebiliriz. Bu gece hayatın buna değer olduğunu anladım. Hayat ne olursa olsun o okyanusta yüzmeyi öğrenecek kadar değerli. Hiçbir şeyi geride bırakmadan ve kalbimiz gençliğin verdiği heyecanla atarken, ruhumuz dalgalarla gidip gelse bile. Hayat yaşamaya değer arkadaşlar, her gün farklı bir kahve deneyebilir ve her yeni yıl kendimize yeni umutlar dikebiliriz! Bu gece bunu anladım çünkü boğulmak için çok gencim. Çok genciz, yeni bir yıl için diktiğimiz bütün çiçekler adına, bol mutlu yıllar dilerim arkadaşlar 🖤💜💙💚💛🧡❤️🩷🤍
Bu yazıyı size 2023 ün son gününden yazıyorum. Geçirdiğimiz en zor yılın son günü. Evet çok zorlandık, çok kötü şeyler yaşadık, bundan kötüsü olamaz dediğimiz herşeyin bin beterini yaşadık. Ama asla yıkılmadık. Belki düştük belki yorulduk belki de bitmesi için yalvardık ama asla yıkılmadık. 2023 e teşekkür ederim bana en güçlü yanımı gösterdiği için. 2024' ten de bir beklentim yok. Çünkü ben 2020 den beri bir sonra ki yıla beklenti ile girilmeyeceğini öğrendim. Artık kabullenelim 2023 e, 2024 e hatta 2030 a bile girsek değişen tek şey sayılar olacak taki biz değişene kadar.
Bazen bazı şeylerden vazgeçip o sayfayı yakmanız gerekir. Yakıp yeni bir sayfa açmanız gerekir. Yeni cümlelerle süslemek, yeni kafiyeler yaratmak gerekir. Çünkü bazen... Bazen yeni sayfadaki hikaye öncekinden daha iyidir... Bazen size daha iyi gelir.
Kendi kendine acıma. Kendi kişiliğinin ve varlığının aslında ne kadar da biricik olduğuna inanma. Duyduğun aşkın gücünün anlaşılmamasından yakınma. Biliyor musunuz, ben bir zamanlar bir kitap okumuştum, bir kıza aşık olmuştum, derin bir şeyler yaşamıştım. Beni anlamadılar, kayboldular, acaba ne yapıyorlar? Canan Almanya'da, Bahnhofstrasse, nasıldır acaba, doktor koca, düşünme. Kitapları hep altını çizerek okuyormuş keriz ve yakışıklı doktor, düşünme. Akşam eve gelir, Canan karşılar, güzel evleri, yeni arabaları, bir de iki çocukları, düşünme, keriz koca. Belediye tetkik heyeti beni Almanya'ya yolluyor, bir akşam konsoloslukta karşılaşıyoruz, merhaba, mutlu musun, seni çok sevmiştim. Şimdi? Şimdi de çok seviyorum, seviyorum seni, her şeyi bırakırım, Almanya'da kalabilirim, seni çok seviyorum, senin yüzünden katil oldum, hayır söyleme, ne kadar güzelsin, düşünme. Kimse benim kadar sevemez. Hatırlıyor musun, bir keresinde, otobüsümüz lastiği patladığında, gecenin ortasında sarhoş bir düğün kalabalığıyla karşılaşmıştık da, düşünme, düşünme...