-geçmişten günümüze kadar gelen ve kullanılmaya devam eden deyişler, deyimler ve atasözleri-
En iyi Türk, Ölü Türk'tür.
(Ο καλύτερος Τούρκος είναι ο Νεκρός Τούρκος.)
Yunanistan'ın eski dışişleri bakanı olan Theodoros Pangalos'un yaptığı bir açıklamadır.
Konuşma:
"The only good Turk is a dead Turk. I believe this because ı have not come across a good Turk. They lack basic appreciation. The Turk does not have a sense for justice."
“Yunanistan’ın büyük bir Türkiye sorunu var. Düşmanımız, biz ne kadar iyi niyet gösterirsek gösterelim vazgeçmiyor.”
“En iyi Türk, ölü Türk’tür. Buna inanıyorum çünkü hiç iyi bir Türk ile karşılaşmadım.”
İyi niyetten kastı nedir? 🤔
İstedikleri gibi davranılması mı?
Yunanistanda söylenmesine rağmen bu söz Ermenistanda sıkça söylenen, bazen ise üstü kapalı tabiri caiz ise alttan mesajlı söylenen bir deyiş hâline gelmiştir.
Her Türk gencinin bilmesi gereken bir husus daha vardır:
- Mubariz İbrahimov
Azerbaycan'ın milli kahramanlarından birisidir kendisi.
19 Haziran 2010 tarihinde gece saat 23.30 civarında kimseye haber vermeden, sadece "Şehit olursam üzülmeyin. Vatan sağ olsun." diye bir mektup bırakarak tek başına mayın döşeli sınırı aşarak, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri'nin bulunduğu karakola baskın düzenledi.
Tek başına Ermeni karargâhını basıp 45 Ermeniyi cehenneme postalayan Türk'ün adıdır.
Şöyle bir husus daha vardır:
Bize yakın kaynaklarda Mubariz İbrahimov'un 45 Ermeniyi öldürdüğü söylenir iken Azerbaycan'a yakın kaynaklar 145 Ermeniyi öldürdüğünü söylüyor.
O zaman kardeşimize güvenebilir, ve buna 145 diyebiliriz. 😉
Her nasılsa, öyle ya da böyle sonuçta Azerbaycan'da yaşanmış bir gerçek gözler önüne serilmiş ve bu bazılarımızı ciddi manada rahatsız etmiş (!)
Rusya lideri Vladimir Putin ise olaydan sonra şaşkınlığını gizleyememişti. Söyledikleri arasında Mubariz İbrahimov'u Rambo olarak tanımlıyordu.
"Azerbaycan'da bir Rambo meydana çıkmış."
"Bir gece tek başına Ermeni karargâhını basıp 145 Ermeniyi öldürmüş."
"Belgeler olmasaydı buna asla inanmazdım."
Doğrusu bu bana çok ironik geldi çünkü Türk Tarihi'nin %98'i böyle olaylardan ibarettir.
Kurşum Mosque, one of the seven mosques of Kesriye, or Kastoria in Greek, and the only mosque which survived out of these seven. It was built in 16th century and after the Balkan Wars (1912-1913) was used a librirary and warehouse; this was the only reason why Kurşum Mosque avoided destruction after the Balkan Wars, unlike the other six Ottoman-period mosques of the town.
"Tanık anlatımlarında iki konu öne çıkıyor. Öncelikle çok yavaş ve kontrollü şekilde çekmesi gerekirken sahil güvenlik botu o kadar hızlı sürüyor ki geminin dengesi bozuluyor ve gemi devrilip batıyor. İkincisi ise Yunan sahil güvenlik botu gemiyi Yunan limanına, güvenli bölgeye doğru çekmiyor. Uluslararası sulara doğru götürüyor. Bu da gemide paniğe yol açıyor. Ya uluslararası sularda bırakıp gideceklerdi veya Libya sahil güvenliğine teslim edeceklerdi. Bu paniğin de geminin dengesini yitirip batmasında etkili olmuş olabileceği iddia ediliyor. Gemi batıyor, az sayıda insan suya atlıyor ama yaşayanlar da 2-3 saat suda kaldıktan sonra kurtarılıyor.
Özetle büyük bir trajedi ve katliamla karşı karşıyayız. Şu ana kadarki bilgilere göre büyük ihtimalle gemi yoluna devam edemiyordu, zaten batma tehlikesi içindeydi, buna birçok ticari gemi tanıklık ediyor, fotoğraf çekiyor, otoriteleri bilgilendiriyor. Ancak gelen Yunan sahil güvenliği onları kurtarmaya gelmiyor, onları Yunan karasularından çıkarayım derken vurduğu darbe ile devirip batırıyor. Burada bariz bir insan düşmanlığı var."