Bayrağımızın altında özgürce yaşamamıza sebep olan, bu ülkenin ilk ve tek BAŞKOMUTANI “Mustafa Kemal ATATÜRK “ ve tüm şehitlerimizin mekanları cennet, ruhları şâd olsun. Şükür ve minnet ile🙏🏻
Bu toprakları vatan kılan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyor, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı gurur ve coşkuyla kutluyoruz."
Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz
Bizde büyük ya da güçlü olan kazanmaz oğul,
ALLAH c.c. kimin yanındaysa o kazanır ...
Hz Muhyiddin İbn Arabi
Ve ALLAH bizimleydi
(inananlar kazandı)
Koşturmak bizdendi
Ama Zafer ALLAH'tan.
(Elhamdülillah)
Sadece bir yıl... Uzun gözüküyor ama aynı zamanda kısa. Gözünü şimdi kapatacaksın ve bir açacaksın ki her şey geçmiş. O yüzden çabala. Çabala ki gözünü açtığında geçip giden zaman acıtmasın. Yüzünde buruk bir gülümseme bıraksın; zaferin tatlı gülümsemesini.
Yaşasın Annem kanseri yendi ! Yapılan ameliyatlar, sonrasında ki tedavi süreci, dün yapılan son tahliller sonucunda bu illetin vücuttan tamamen atıldığını kendini tekrarlamadığını sevinç içinde öğrenmiş bulunmaktayız.Darısı tüm şifa bekleyenlerin başına, Rabb'im kimseyi sağlığıyla ve sevdikleriyle sınamasın.Bugün de kendisinin doğum günü,doğum günün kutlu olsun cennet kokulum ♥️
"Allah, sizlerden iman edip sâlih ameller işleyenlere yeminle şunları va‘detti: Kendilerinden önceki mü’minleri kâfirlerin yerine geçirip hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacaktır. Kendileri için seçip râzı olduğu İslâm dinini mutlaka yerleştirecek ve onlara bu dîni hayatlarında uygulama güç ve imkânını verecektir. Ayrıca içinde bulundukları korkulu dönemin ardından onları tam bir emniyete kavuşturacaktır. Çünkü onlar yalnızca bana kulluk ederler, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kim nankörlük edip inkâra saparsa, işte onlar doğru yoldan çıkanların tâ kendileridir."
"efendiler, son sözlerimi münhasıran memleketimizin gençliğine tevcih etmek istiyorum. Gençler! Cesaretimizi takviye ve idame eden sizsiniz. siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir. Cumhuriyeti biz tesis ettik; onu ilâ ve idame edecek sizsiniz.arkadaşlar, bu gaza ve şehadet diyarını terkederken ”şehit asker”i hep beraber hürmet ve tazimle selâmlayalım."
Bağımsızlık mücadelemizin en büyük zaferi, 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 101. yılını kutluyor; İzinden asla ayrılmayacağımız Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve vatanımız için kadınıyla erkeğiyle canını ortaya koyan şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.Ruhları şad olsun.🇹🇷
Bir hatırlayalım bu tarihten 99 yıl önce yani 1923’te atam ve yol arkadaşları yıllar sürmesi dileğiyle bize çok büyük bir armağan verdiler. O armağan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıydı. 1925’ten bu yana her yıl Türkiye ve KKTC’de okullarda, sokaklarda, stadyumlarda ve daha nice yerde törenlerle kutladığımız bu bayram sayesinde egemenlik millete ait oldu. Halk yöneticisini kendi seçti ve haklarını güvence altına aldı. Ve ki bana göre en önemlisi çağdaş ve modern bir toplum yapısı oluşturuldu. Özellikle kadınlar miras hukukundan, okuma hürriyetine; boşanma hukukundan, meslek icra etmeye; kıyafetten, fikriyata her alanda hak ettiği değere ve kıymete erişti. Peki, hiç düşündük mü 29 Ekim’de cumhuriyet neden ilan edildi? Hemen söyleyeyim 27 Ekim’de İcra Vekil Heyet’inin istifası ve meclisin güvenini kazanabilecek bir kabine listesinin olmaması gibi sorunlara çözüm olması için 29 Ekim akşamı acil bir toplantıyla cumhuriyeti ilan ettik. Şimdi onların verdiği bu armağanın sefasını sürerken o zamanlara bir bakalım. 7 düvel bir olmuş hasta adam diye nitelendirdikleri yüce imparatorluğu yıkmaya geliyordu. Ve nihayetinde dayandılar geçilmez boğaza, Seddülbahir’e, Conkbayırı’na, Anafarta'lara ,Çanakkale’ye. Ama bir şeyi unutmuşlardı karşılarındaki alelade bir ordu değil Türk ordusuydu ve başlarında çocukluğundan beri asker olma hayaliyle yanıp tutuşan vatanı için canını dişine takan Mustafa Kemal vardı. Nitekim bunu unutmalarıyla hayallerine veda etmeleri bir oldu. Aradan aylar geçti ve 13 Kasım 1918’de boğazda düşman gemileri, limanlarda düşman askerleri İstanbul işgal edildi. Bunu gören o adam vatanına kirli ayaklarla basılmasına dayanamadı. 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a Bandırma vapuruyla yola çıktı. Ve işte 4 yıl sürecek Kurtuluş Savaşı’nın ateşi göklere doğru uzandı. Samsun, Sivas, Amasya, Maraş, Urfa, Malatya, Antep, Konya ülkenin dört bir yanından binlerce insan vatanı için seferber oldu. I.İnönü, II.İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya Meydan Savaşı, Başkomutanlık Meydan Muharebesi derken 11 Ekim’de Mudanya Ateşkes Antlaşması ve en son 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması ile Kurtuluş Savaşı’nda elde edilen başarı siyasi zaferle taçlandırıldı. 29 Ekim’de ise galibiyetleri, mağlubiyetleri, antlaşmaları ve tartışmaları ile vatanı düşmandan kurtarmış yeni bir devlet kurmuştuk. Ya istiklal ya ölüm diye girdiğimiz bu yoldan zaferle çıkmış. Efendiler! Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz diye de noktayı koymuştuk. Şu ansa o kulmuş devletin içinde onların verdiği mücadele gösterdiği fedakârlıklar sayesinde rahatça yaşayabiliyoruz. İçimizden bazıları hala bu kadar fedakârlığı ve dökülen kanı umursamadan kendince konuşurken onlar için sadece ”Yılların Sefası” çok mu geldi demek istiyorum.