Tumgik
theblackrosewine · 3 years
Text
Tumblr media
Ben ölürsem üzülür müsün sevgilim? Ölsem bile hala aşkından yanıp tutuşur musun? Yüreğin hem aşkından hem acıdan yanabilir mi? Bizi hep özler misin? Keşke 1 dakika bile olsa görebilseydim yüzünü, öpebilseydim dudaklarından dermiydin? Ah şu boynundan bir öpücük alabilseydim.. Son kez de olsa söyler miydin? O aşkla bakan gözlerimiz.. Adeta birbirimize yanıp tutuşuyoruz. Anılarımızı hatırla sevgilim. Ölsem de onları her zaman hatırla. Fotoğraflarına bakarken sana nasıl aşık aşık baktığımı hatırla. Hatırla sevgilim.. Ellerimin vücudunda nasıl süzülüp gittiğini hatırla. Kuşlar mıydı göğe çıkan, yoksa bizmiyiz bedenlerimizi zirveye çıkaran. Burnunda.. Burnunda saçlarımın kokusu hala tütüyor mu ? Göçüp gittiğimde de o güzel kokum hala burnunda tütecek mi ? Ah şu avuç içlerimdeki çizgilere dön de bir bak. Öptüğün o avuç içlerim.. O çizgilerin sonunda yine birbirimizi bulur muyuz ? Sonu bitmeyen bir aşk girdabında mıyız sevgilim? Ölsem de beni orda da bulur mu aşkın? Yine birbirimizin olur muyuz? Nefesin.. Boynumda hissettiğim o nefesin.. İliklerime kadar hissettirdiğin nefes.. Peki ya o yüzün? Yüzünü unutamıyorum. Göçüp gitsem de bu diyardan elimde sevdiğim o güzel yüzün..Değil miydi? Yanaklarından adeta dudaklarına doğru öpücükler kondurduğum o yüzün.. Unutamayacağım. Seni , bizi.. Peki ya sen unutur musun sevgilim? Öldüğüm de anılarımızı , beni unutabilir misin? Romeo Julieti unutamamış iken , sen bizi unutabilir misin? Unutma sevgilim, unutma.. Çünkü artık dayanamıyorum. Bedenim artık dayanamıyor. Bu onun son dakikaları.. Seni , beni , bizi ve aşkımızı bu son dakikalarda ayakta tutabilecek tek şey işte bu mektupdur. Çünkü ben artık ölüyorum. Bunu sana böyle söylemek istemezdim.. Beni en çok öldüren sensizlikti.. İşte şimdi tamamen göçüp gidiyorum. Sensizliğin daha ağır olacağını bile bile gidiyorum. Hoşçakal.. Hoşçakal sevgilim!
3 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
“Sadece bir köşebaşında aklına gelmek istiyorum, hepsi bu.”
-bitermiumutlar
523 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
“Şimdi ölmek istemem, kalbine dokunmadan.”
-bitermiumutlar
537 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
İlk Aşk Nedir?
Çünkü ilk aşk ilk kez kalbinin senden bağımsız hareket etmeye başladığı zamandır Kalbine söz geçiremediğini ilk kez fark edersin çünkü ilk aşk sana fedakarlık yapmanın gerçek anlamını öğretir İlk aşk geçici bir delilik halidir çünkü ilk kez aşık olduğunda kendini de yeniden tanımaya başlarsın yani aslında içindeki gerçek senle tanışırsın ilk aşk hatıra biriktirmektir onun dokunduğu şeyleri saklamak onunla zaman geçirdiğin yerlere farklı anlamlar yüklemektir ve bu anlamlar içinde kendine hayali bir dünya kurmaktır bir nebi ilk aşk gözlerin aslında ne kadar çok şey anlatabileceğini keşfettiğin andır Konuşmadan da anlaşabildiğinizi hissetmektir ufak hareketlerine ne kadar çok anlam yüklenebildiğini farketmektir ilk aşk unutulmayan ilk hediyedir ilk kez el ele tutuşmaktır elinin onun avucunda, parmaklarının onun parmakları arasında ne kadar güvende olduğunu anlamaktır bütün duyuların parmak uçlarına inmiştir o eli hiç bırakmak istemezsin çünkü ilk aşk ilk heyecandır
kalbinin daha önce bu kadar hızlı arttığına hiç şahit olmamış birini görünce adını unutacak kadar kendini şaşırmamışsındır
çünkü ilk aşk uyanacağını bile bile hiç bitmesini istemediğin rüyadır gerçek olamayacak kadar güzeldir çünkü ilk aşk cesarettir hem kaybetmekten korkmak hem de korkmadan İlk kez aşık olduğunuzda gözünüz kararır aşk sizi her şeyi yapabileceğinize inandırır ilk aşk uykusuz geceler, gözyaşı ve acıdır aynı zamanda canınız hiç bu kadar yanmamıştır o zamana kadar aşk acısından öleceğinizi sanarsınız ama ilk aşk acısı öldürmez, süründürür İlk aşk özeldir çünkü ilk aşk hiç unutulmaz Ondan sonra başkalarını sevseniz, çok daha fazla sevseniz bile hiç kimseyi öyle sevemezsin bu yüzden ilk aşk özeldir ve her şeye rağmen güzeldir
1K notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
ben ki sana gelme isteğiyle yanan
1K notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
ruhum hep yanında bedenim senden uzak olsa da
2K notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
Suratsız ya da ciddi birinin en çok güldüğü kişi olmak, sınırları olan birinin sırlarını anlattığı kişi olmak, sinirli birinin hiç kızamadığı kişi olmak. Bazı sevgiler zaaftır.
14K notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Photo
Tumblr media
‘bite’
9K notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
Tumblr media
ÖLEN İLE ÖLEBİLİR MİSİN? YOKSA KADERİNİ SEN Mİ BELİRLERSİN?
Ölmek güzel mi? Ölmek mi yoksa öldürmek mi? Veyahut öldürülmek mi? Bedenen ölmek mi? Ruhen öldürülmek mi? Yoksa ölüp bitmek mi? Ölmenin bir rengi olabilir mi? Siyah-beyaz mı yoksa rengarenk mi? Acı mı tatlı mı? Peki ya ölen ile ölünebilir mi?
İnsan mıdır insanı öldüren , yoksa hayat bize ölümle aynı tadı verebilir mi? Acıyla tatlıyı aynı anda yaşatabilir mi? Siyahla beyazı hatta tüm renkleri aynı anda gösterebilir mi? Biliyorum çok soruyorum. Ancak kafamın içi yaşamla ölümün arasındaki o ip gibi üstünde yürüyor. İçi stresle ve üzüntüyle doldu. O kadar doldu ki.. Eğer o ip üstünde yürümeye bir şekilde devam ederse içi daha çok dolacak ve daha çok yorulacak. Fakat o ipten kendini aşağıya bırakırsa çok rahat edecek..Uzun zamandır aradığı huzuru bulacak.
Keşke insanların arasındaki sevgi ve saygı da bir ip üzerinde yürümek gibi olsa. Hayatında sana saygı göstermeyi başaramayan insan o ipten kendini aşağıya bıraksa. Hayatımızdan bir ömür boyu çıksa ve huzur içinde olsak. En başta sorduğum, insan mıdır insanı öldüren sorusu.. Bize hep kaderimizi kendimizin çizdiğini söylerler. Gerçekten öyle mi değil mi bunun cevabını hiçbir zaman öğrenemedim. Eğer öyleyse sorduğum sorunun cevabı insan insanı değilde biz kendi kendimizi öldürüyoruz olacak.
Şimdi sizden ufak bişey istiyorum. Bu yazıyı okurken önce sevdiğiniz duygusal bir müziği ya da enstrümantal bir müziği açın. Gözlerinizi kapatın ve yavaş yavaş hayal etmeye başlayın.Yüksek bi dağın tepesinde vs oturup ayaklarınızı sallandırdığınızı ve kafanızın içinde sevdiğiniz o duygusal şarkının çaldığını hayal edin. O anın güzelliğinde kapılıp giderken o huzurlu mutlu anınızda kafanızın içinde bir an bir film şeridi gibi yaşadığınız tüm kötü şeyler geçseydi. O an nasıl hissederdiniz? O tepeden , o yüksekten atlamak istermiydiniz? O an kaderinizi siz mi çizerdiniz yoksa hayat mı belirlerdi?
İşte benimde tüm yaşantım, yaşadıklarım ve yaşayacaklarım bu çizgiden ibaret. Bu tıpkı bir delinin aslında deli olmadığı aslında etrafındakilerin onu delirttiğinin ortaya çıkması gibi.. Neyse tamam kabul ediyorum bu çok saçma bir örnek oldu. Bu söylediğimi aldırmayın. Ben sadece ölmenin ve hayatta kalmanın arasındaki farklarına ve benzerliklerine , ikisinin sana yaşatabileceklerine ulaşmaya çalışıyorum. Ulaşmayı başardım mı bunu bile bilmiyorum. Çünkü aslında bende bir ölüyüm. Öldüm. Belki de öldürüldüm. Bedenen değil ama ruhen öldüm. Peki bu ölümün kaderini ben mi belirledim? Yaşadıklarımı , hayatıma giren çıkan insanları en başta ben belirleyebildim mi? Soruyorum , soruyorum ama bu soruların içinden bir türlü çıkamıyorum.
Ne bu soruların içinden çıkabilirim ne de cevabını bulabilirim. En iyisi bu yazıya bir son vermek değil mi? O zaman , bir sonraki yazılarımda buluşmak üzere görüşürüz..
~Sude S.
0 notes
theblackrosewine · 3 years
Text
“Writing is nothing more than a guided dream.”
— Jorge Luis Borges
472 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
The years have not been kind, as my scars show.
I've been torn asunder, ripped to shreds,
Broken boned.
The tears of my discomfort,
The constant state of pain,
The yearning for a moment of
Serenity in this chaos in my heart and brain.
With every movement I crack.
Every breath causing shooting pains
Through my nerves and down my back.
The madness of the never-ending struggle
Burns within me and makes the distant
Moments that come too quickly and fade away
Fail to move me and give me peace.
The years go on and it gets harder.
To be a young man, again.
To be able to take deeper breaths
To be able to relive this life again.
New memories to make
New bones to break
New heart to keep from scarring
On broken promises that were made.
But would I choose to live a safer life
Or make new mistakes, again?
A life well lived, lost in sin,
Toughened mind and tougher skin.
Maybe I'll keep these echoes of my past
Embracing all I've been.
Grit my teeth and keep on living.
Since it's only one life we live.
-H. Murcia 11:02 AM 3/29/2021
91 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Photo
Tumblr media
by [Re]becca .
7K notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
Tumblr media
“Ellerinden utanıyorsun,
benim mutlu olmaktan utandığım gibi…
Gösterişli bir vitrin gibisin,
ağladığını bir tek sen biliyorsun.
Ağladıkça daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum…
Sahipsiz güzelliğinin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum,
belki utandığın ellerini sadece…
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum, sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum…”
1 note · View note
theblackrosewine · 3 years
Text
Tumblr media
Église Saint-Pierre, Plounénez-Moëdec.
Détail - 29 mars 2021.
418 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
I will heal this for you
For all of you to come after me
For all who have been before me and couldn’t
For the person I was then
For the person I am yet to become
And the person staring back at me in the mirror today.
I promise you all wholeheartedly, I will try with all I have within to heal it for all you.
-JF-
69 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
I will heal this for you
For all of you to come after me
For all who have been before me and couldn’t
For the person I was then
For the person I am yet to become
And the person staring back at me in the mirror today.
I promise you all wholeheartedly, I will try with all I have within to heal it for all you.
-JF-
69 notes · View notes
theblackrosewine · 3 years
Text
“My life is made up of ‘I’m sorry’. I feel like I have to apologize to people, to things, to life itself. It’s like, ‘I’m sorry to be here’. I don’t want to disturb anyone.”
— Yohji Yamamoto
786 notes · View notes