Tumgik
ysheagi · 1 year
Text
Yalom ölümle yüzleşmeyi güneşe bakmak olarak anlatıyor. Böyle düşününce her daim ölümün gölgesinde yaşadığımız da söylenebilir. Hatta zamanımızın sayılı olduğunu hesaba katarsak geçmiş yılları çoktan öldürdüğümüz de iddaa edilebilir. Peki ne yapmalı, ölüm hiç yokmuş gibi mi yaşamalı yoksa bir güneş gözlüğü takıp onun bilgeliğinden payımızı mı almalı?
22 notes · View notes
ysheagi · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
ysheagi · 1 year
Text
From me to myself
seni olduğun gibi öyle seviyorum ki. hayattaki hırsını yine de sakin oluşunu, hiç bitmeyen arzunu, sabrını, hayattan çok fazla bir şey beklemeyişini; yine de çok fazla şey elde edişini çok seviyorum.
simone de beauvoir - love letters
80 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Text
İnsan yaşlandıkça yarasına doğru koşuyormuş.
- Kemal Varol, Kara Sis
10 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Text
"Her şey kendisini ölçüsüzce çoğaltarak var olmaya çalışıyor: İnsanlar, silahlar ve para."
Barış Bıçakçı, Sinek Isırıklarının Müellifi
15 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Text
Tumblr media
geçmişi, gerçekleşmemiş bir özlemden ibaretti.
düşleri yoktu . gerçeklere katlanmaya hazırdı.
0 notes
ysheagi · 2 years
Text
“sahte olanın tanımlanması, gerçeğe yaklaşmanın ilk adımıdır.”
— eckhart tolle - varolmanın gücü
32 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Text
“kendini ıskalayan bu bakışta boşluktan daha şiddetli bir şey, yalnızca gurur ya da nefretten ibaret olmayan bir şey vardı, korku gibi, çılgınca bir umut gibi, yardım çağrısı gibi, tehlike gibi bir şey vardı.”
— georges perec - yaşam kullanma klavuzu
24 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Photo
Tumblr media
her türlü nefret duygusunun ardında tek bir gerçek vardır; haksızlığa uğramak. nefret edilen birinden, size haksızlık yaptığı için nefret edersiniz. haliyle birinden ya da bir şeyden nefret etmek için ilk önce o şeyi sevmeye gerek yoktur.
immanuel kant - yaşam felsefesi
74 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Text
“Bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte varılması gereken yer o noktadır.”
— Franz Kafka
70 notes · View notes
ysheagi · 2 years
Text
Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle
Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir.
Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı
“Ölüler Evinden Anılar”
adlı kitabı yazar.
Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir.
Yazar, “kara halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.
Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler.
Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır.
Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar.
Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar.
O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.
Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır.
Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler.
Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir.
Sizi gözlerinde yüceltirler.
Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer...
Tumblr media
17 notes · View notes
ysheagi · 3 years
Text
Omne ignotum pro magnifico
Bilinmeyen büyüleyicidir.
3 notes · View notes
ysheagi · 3 years
Text
“Bazen kafeste olduğumuzu fark edemeyiz. Hayat öyle güzel süslemiştir ki onu; aile, eş, iş gibi planlı kurdelelerle. İstersek uçabiliriz deriz, istersek gidebiliriz, istersek, istersek, istersek….Ama hiç istemeyiz. Çünkü biliriz biz, özgürlüğü bir “eğer” sözcüğü ile eşdeğer tuttuğumuzu. Eğer özgürlük varsa, bu kafesler niye? Neden basit bir böcek kadar bile kanatlanamıyoruz? Neden kartalın baktığı yerden göremiyoruz dünyayı? Neden jaguar gibi hızlıca koşamıyorum? Düşünüyoruz ama düşünmek bizi özgür kılmıyor işte. Düşündükçe yeni yeni duvarlar örüyoruz kendimize. Ve Düşünen Hayvanlar, tüm diğer hayvanlardan daha az özgür oluyor bu durumda. Ayçiçeği gibiyiz aslında. Nerde güneş, yönümüz orda. İşte bu yüzden bizim özgürlüğümüz de, ancak bir bitkinin başının güneşe bakması kadar." 
-Friedrich Wilhelm Nietzsche
65 notes · View notes
ysheagi · 3 years
Text
Gelecek geçmişin açtığı ve göğe bıraktığı uçurtmalardır. Bazı uçurtmalar sönüp aşağı düşerken bazıları da yukarıda kalır, yani gelecekteki yerini alır. Gelecek başka geleceklerin geçmişi olduğuna göre belki de ölüm bir son değildir, zamanın kırılmasıdır ve insanın başka bir evrene veya boyuta zıplamasıdır.
25 notes · View notes
ysheagi · 3 years
Text
En ufak bir kuramsal tartışmanın söz konusu olmadığı bir uyuşuklar diyarında, çok tatlı bir uykuya değilse de, çok uzun bir uykuya dalıp gitmemek elde mi? Birtakım dış uyaranlar gereklidir insana, insanı her gün dış dünyayla ilişkiye sokan gazete gereklidir, çağdaş düşüncedeki her kımıltıyı ona ileten dergi gereklidir, sohbet, söyleşi, tiyatro gereklidir...Evet, bunlar gereksiz görülür ve bir süre sonra da gerçekten gereksiz şeyler olup çıkarlar; çünkü söz konusu kişinin kendisi bu süre içinde gereksiz bir insan olup çıkmıştır.
Suçlu Kim?, Aleksandr Herzen.....
90 notes · View notes
ysheagi · 3 years
Text
“Kalabalık, yapım aşamasındaki metalaşmış bir geleceğin tecrübe edilmesidir. Bu geleceğin savurup sürüklediği birey, anonim dalgalara sunulan bir ürüne indirgenir. Sunulan birey, akıntıya uyum sağlar. Kalabalık içinde olmak, tüketiliyor olma intibası uyandırır: bedeni kısıtlayan hareketler, bedeni sarsan ani krizler. Sokaklar, bulvarlar tarafından tüketilir insan. Tabelalar ve vitrinler yalnızca meta değiş-tokuşunu ve dolaşımını güçlendirmek için vardır.”
| Frédéric Gros, Yürümenin Felsefesi (s. 155)
62 notes · View notes
ysheagi · 3 years
Text
Senin yalnızlığı sevdiğin falan yok. Birini ve bir şeyi kaybetmekten o kadar çok korkuyorsun ki, kendine “Hiçbir şeye sahip olmazsam hiçbir şeyi de kaybetmem” kurallı bir savunma mekanizması oluşturmuşsun. Duvarlarından ibaretsin.
515 notes · View notes