Biz yeni bir hayatın acemileriyiz.
Bütün bildiklerimiz yeniden şekilleniyor,
Şiirimiz, aşkımız yeniden,
Son kötü günleri yaşıyoruz belki
İlk güzel günleri de yaşarız belki
Kekre bir şey var bu havada
Geçmişle gelecek arasında
Acıyla sevinç arasında
Öfkeyle bağış arasında...
16 notes
·
View notes
Nasıl oluyor bütün bunlar nasıl oluyor?
Biliyorum tek bir güvercin onaylamayacak bunu
Tek bir sokak tek bir tezgah tek bir saniye
Eksikliğe mi alışmışım ne? Mutsuzluğa mı yoksa?
Her şeyin ilk kez tam olmasını istiyorum da o mu olmuyor?
82 notes
·
View notes
Bir kez daha diyeyim: Özenle katlanmış bir mendil gibisin
Sil beni n'olur kırk yıllık kirim pasım gitsin.
Cemal Süreya
82 notes
·
View notes
Adını titizce saklayan bir sokak buldum
Şimdi söyleyemem hangi alanın arkasında,
Oradan geçerken hep seni düşünüyorum,
Belki de oralarda bir yerdesin,
Sen tavşan aralığı,
Sen ağzımın tadı,
Bir buluş gibisin!
Cemal Süreya
190 notes
·
View notes
Ağaçların Afroditini anımsadım şimdi
O ağacın yanından geçerken gökyüzü ne derindi
Ama bugünkü gökyüzü onun Ayrılıkça'ya berbat bir çevirisi
Sen metinde her nasılsa üç satır atlamıştın
Ben de geçmişe çevirdim bütün gelecek zaman kiplerini.
Cemal Süreya
72 notes
·
View notes
Kurtarılmış zamanların
Sonsuz çay içilen
Oturma yerlerinde onlar
Dayanıklı ve yaklaşılmazdırlar.
Cemal Süreya
80 notes
·
View notes
Evet sevgilim, vücutlarımızın arasında binbir titizlikle kurduğumuz
berzah, coğrafya anlamından taşmakta ve mimari bir olanak halinde
uzanmakta şimdi.
Cemal Süreya.
79 notes
·
View notes
67 notes
·
View notes
355 notes
·
View notes
Sana rastlamak mutluluktu; sana sahip olmak başka bir şey, başka bir ad bulmak gerek; “içine taşınması” gibi bir şey insanın.
Cemal Süreya / Onüç Günün Mektupları.
1K notes
·
View notes
29 notes
·
View notes
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla: Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
22 notes
·
View notes
Az Yaşadıksa da.
Ben kibriti çaktığım zaman
Her şey kırmızıydı yüzün olarak
Ben kibriti çaktığım zaman
Çünkü her yüz bir memlekettir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Çünkü her sigara bir kelimedir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Güz günleriydi bir şarkı olarak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Nice hüzünlerden yaprak yaprak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman.
26 notes
·
View notes
Uzaktan seviyorum seni... Kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan... "Sadece seviyorum"
245 notes
·
View notes
Gitsin Efendim.
Gidilmemesi gereken bir içkievi
(Dişçiler, sakatlar, kalbi çürükler gitsin)
Gidilmemesi gereken bir ev Dikmen’de
(Üç kaatçılar, yalacılar, pijamalılar gitsin)
Gidilmemesi gereken bir ev Y. Mahalle’de
(Dönekler, uğrular, şerbetçiler gitsin)
Yolcu bir bardak çay için benimçin
(Aşıklar, şairler, işsizler içsin)
Yaprak, mevsimin içi ve Çin-i Maçin
(Devrimciler, namus erbabı, doğrucular içsin)
Yolcu o şarkıyı bir kez daha dinle benimçin
(Çıplaklar, mert kişiler, kuzular içsin)
Bin dokuz yüz o yıllarda içtiğim sigara
(Bin yıl koynumda beslediğim yılan içsin)
Tam bir yıl can alacağım var birinden
(Bir yılımı da işte falan filan içsin)
Her şeyi öğrenir kişi ve bağışlar sonunda
(Bir anamın sütü kaldı onu da bulan içsin)
Sen son kokladığım gül: adın zambak
(Sen başladın artık, her şey geçsin gitsin)
Sen incelikler antolojisi, uyut beni
(Sesin bir cibinlik gibi soluğumu kessin)
Bir kez daha diyeyim: Özenle katlanmış bir mendil gibisin
Sil beni n’olur kırk yıllık kirim pasım gitsin.
38 notes
·
View notes
Kırmızı Bir Kuştur Soluğum.
Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlarının
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dörtnala sevişmek lâzım.
28 notes
·
View notes
Park.
Öyle sevdim ki seni Öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar Tattırdığın acılar.
116 notes
·
View notes