deleuzion-al

[deleuzion-al]

konuşulacak şey, söylenecek söz kalmadı

[deleuzion-al]

kararmaya yüz tutmuş odanın penceresine kirpiklerin değdiğinde

beni görebilecek misin

[deleuzion-al]

[deleuzion-al]

neden sizin için aslında bir anlam ifade etmeyen şeyler gerçekten de umurunuzdaymış gibi davranıyorsunuz

[deleuzion-al]

uçaklar neden bu gece çok yakından geçiyorsunuz madem öyle gelin evime beraber uyuyalım

[deleuzion-al]

yarın filmi yıkatıcam eğer bu da patlak çıkarsa intihar edicem (çocuk 25 liraya 80'lerden kalma film satın alma bağımlısıdır)

[deleuzion-al]

yarın filmi yıkatıcam eğer bu da patlak çıkarsa intihar edicem (çocuk 25 liraya 80'lerden kalma film satın alma bağımlısıdır)

[deleuzion-al]

paris texas'ta kendini çöllere vuran dayı gibi dolandım durdum bugün 35 derece güneşin altında (mental-fiziksel...

[deleuzion-al]

[deleuzion-al]

aç-bitir salam kutuları postmodern kemiklerdir diyebilir miyiz

[deleuzion-al]

[deleuzion-al]

///////hatırla/

[deleuzion-al]

bir nesne kaybolduğu zaman, kendisini ona layık gördüğümüz kaçıncı yerde buluruz, kaç kere hayal etmemiz gerekir onu bulunmasını istediğimiz yerde?

[deleuzion-al]

Denir ki ölüm birçokları için bir kurtuluştur ve onu bazen arzula­mamış insan zor bulunur. O, başarısızlığın en üst sembolüdür: Büyük bir şey başaramayan daha çok şeyin başarılamayacağıyla teselli eder kendini, ve her şeyi eşit derecede örten o devasa kara paltoya el atar. Ama, eğer ölüm hiç olmasaydı insanın başarısızlığı diye bir şey de olmazdı; hep yeni yeni denemelerle zayıflıklar, yetersizlikler ve günahlar giderilebilirdi. Sınırsız zaman, insana sınırsız cesaret verirdi. Başından beri insana her şeyin, hiç olmazsa burada, bu bildik dünyada biteceği aşılanır dururdu. Her tarafta sınırlar ve darlıklar var ve öylesine iğrenç çirkin bir darlık ki onu kısa sürede genişletmek insanın elinde değil. Bu darlıkta herkes, arkadan ne geleceğine bakar, bu kaçınılmazdır; herkesin boyun eğmesi gerekir, planlarına ve hizmetine bakılmaksızın. Bir ruh, istediği kadar engin olsun; sıkıştırılacaktır, ta ki boğuluncaya kadar, hem de kendisinin belirlemediği bir zamanda. O zaman kimin belirlediği, etkilenen ruha değil, raslantı sonucu egemen olan anlayışa kalmıştır. Ölüme kölelik, her çeşit köleciliğin çekirdeğidir ve bu kölecilik kabul görmemiş olsaydı, kimse onu benimseye­mezdi.

-Elias Canetti, Ölüm Üzerine

[deleuzion-al]

hiç unutmuyorum 2015'e kadar halkapınar'da çok sağlam bir bit pazarı kurulurdu, çok güzel plaklar satan bir dayı vardı orada.. ben diyim efendim floyd'lar crimson'lar emerson&lake'ler o zamana göre makul fiyatlarda satardı.. bir gün yine orada dayının tezgahında bakınırken yanımdaki herif 20'den fazla aldı, öğleden sonra alsancak'ta başka bir plak dükkanına gittim ve meğerse bu yanımdaki YAVŞAK o dükkanın sahibiymiş ve sabah 25-30 liraya aldığı plakları 150 liradan tezgahına koymuş.. allah belanızı versin lan sizin taksici diye sövdüğümüz adamlar bile trafiğe girip çıkıyor milletin ağız kokusunu çekiyor akşama kadar.. bi de niye yüksek diye soruyorsun yaaa yurtdışında da fiyatlar böyle rerörerö diyorlar.. lan sen o içi geçmiş plakları sırf ismi var diye 30 euroya satarsan iki aya kepenk kapatırsın. köpek seni

taksicilerden daha kolpa bir meslek güruhu varsa o da plakçılardır. lisedeyken okul harçlığımla aldığım plakları şimdi maaşımla alamıyorum, üstüne bir de milleti bedavacılıkla suçluyorlar sdkjfh. sağdan soldan seri üretim malları komik paralara çarptıklarını görmesek inanıcaz... hadi abi hadi

[deleuzion-al]

taksicilerden daha kolpa bir meslek güruhu varsa o da plakçılardır. lisedeyken okul harçlığımla aldığım plakları şimdi maaşımla alamıyorum, üstüne bir de milleti bedavacılıkla suçluyorlar sdkjfh. sağdan soldan seri üretim malları komik paralara çarptıklarını görmesek inanıcaz... hadi abi hadi

[deleuzion-al]

enteresan