Diriliş kavramı aslında bizim düşünce dünyamızda; bir yokoluşun ardındaki canlanmayı değil, asıl hayata, gerçek dünyaya geçişi ifade etmektedir. Diriliş, son devirde ölmüş islam dünyası ve düşüncesinin üzerindeki ölü toprağı atmayı talep eden en güzel kavramdır.
Hayatın her şubesinin, nasıl tekrar bir diriliş sergilemesi gerektiğini anlatan yazar, aslında bize ait olan medeniyeti nasıl kaybettiğimizi de göstermektedir. İslam dünyasında son yarım yüzyılda başak veren düşünce hareketlerine, bu hareketlerin muvafakiyet gereklerine vurgu yapması önemli.
Kendimiz olmanın en büyük başarı gücü olduğu fikri ana fikir olarak karşımıza çıkmakta.
Çok güzel bir eser kesinlikle okumanızı tavsiye ederim yazı için teşekkürler canım 🌹🤗
Kur'an canlı,diri ve kutsal diliyle çağırıyor kadim yapraklar arasından.Namaz, vücutlardan ve ruhlardan bir Cebrail nefesi gibi geçerek çağırıyor. Oruç,bir ilkbahar bulutu gibi şehirlere iniyor ve suya hasret insanları çağırıyor. Kabe, anıt bir meşale gibi, yolların en birikmiş kavşağında, çağırıyor. Buyruk çağırıyor, yasak çağırıyor. Farz ve sünnet, hazır ve gayb çağırıyor. İslâm çağırıyor.
İsrafil'in surundan daha keskin bir sesle İslam çağırıyor.Ama Allah'ın sağırlaştırdığı kulağa kim sesini işittirebilir?