hüzün artık bankta yanıma oturan yakın arkadaşım oldu.
her şey yolunda ve hüzün benimle.
güzel şeylere giderken bedenimdeki ağırlığı sürükleyerek taşıyorum.
ve her şey sessizleşti.
bi söz var;
bir şeyleri kabullendiğinde savaşın biter diye.
sanırım savaşım bitti.
ve ben mutluluk rüzgarında savrulup uçarken onlara karışıp ahenkleşmeden göçüp gideceğim.
32 notes
·
View notes
bazı geceler halıya serilen cesedimi ağlarken bulurum.
148 notes
·
View notes
bazı geceler şakağımdaki silahla tavandaki o güzel hayatı seyrederim.
189 notes
·
View notes
umut ve umutsuzluk arasındaki o cehennem de kül oldum.
202 notes
·
View notes
intihar için tavana asılan ip gibiyim, herkesi içimde asıyorum.
117 notes
·
View notes
kendimi ölümle yaşam arasındaki o ince ipte sallanırken buluyorum.
tıpkı tezer özlü gibi;
“bir varım, bir yokum.”
85 notes
·
View notes
hüzün o kadar yakın ki bana,
mutluluğa yabancı kalıyorum.
50 notes
·
View notes
içimde susmayan uğultular.
221 notes
·
View notes
“akşam üstü sahil kenarında otururken yüze değen o tatlı esinti gibisin.”
358 notes
·
View notes
bütün hislerin içinden geçip boşluğa yürümek.
312 notes
·
View notes
bazı şeyleri aşmam için bazı şeyleri yakmam gerekiyor.
512 notes
·
View notes
gözlerimin feri, sözlerimin sesi söndü.
206 notes
·
View notes
insanlar güzel şeyler katsın istersin,
ama onlar güzel olan şeyleri alıp götürmekle meşgul.
201 notes
·
View notes
“sadece ben miyim içindeki umutsuzlukta boğulmamak için hayata gülümseyen?”
195 notes
·
View notes
sadece ben miyim hayatta kendime yer açmaya çalışırken dökülen?
218 notes
·
View notes
geçirdim ömrümü, hiç olmamışım gibi.
151 notes
·
View notes
bazı şeyler seni mezara kadar bırakmaz, kurtulamazsın.
290 notes
·
View notes