-------
demiş, gülerken.
hayat bu işte.
sabah öleyazdım.
akşam öyle yazıyorum işte.
insan bu. nefes alıyor, yiyor, içiyor ve unutuyor inanabiliyor musun?
***
lale, sümbül satıyor bir domatesçi, simitçi de zeytin.
elleri pis. ne zeytin sat, ne simit.
zeytin gözlülere yazık. yazık saksıdaki güllere.
***
gülerken...
35 notes
·
View notes
cep telefonu kullanmayınca hiçbir eksiklik hissetmiyormuş insan.. oldu 3 ay
0 notes
bilin ki, şuan kimsenin sikinde değilsiniz. dinlediğiniz müzik ve yazdığınız yazı kimsenin sikinde değil. buradaysanız eğer, yazıyor ve müzik dinliyorsanız yalnızsınız!
ve yine bilin ki, o müzikleri kimin için dinleyip, kimin için bu yazıları yazıyorsanız; 'KİM' şuan başka yerlerde ve başkalarıyla.
0 notes
ZİMİR'in karşısı
izmirin karşısı ibne dolu çarşısı
fatih ürekle yılmaz morgül en sıkı kankası
kuşum aydın abisi bülen ersoy ablası
hepinize değsin ajdarin çikitasi :o))
0 notes
Diyarbakır zindanı
yarım metre lağım suyu olan bir oda. Başımızı eğiyorlar yere doğru. Ya bunu içeceksin ya da biz senin başını bunun içine sokacağız,diyorlar. Suyun yüzünde bok parçaları, içer miyim ben onu! Derken ayaklarımdan tutup kafamı içine sokuyorlar....
0 notes
Diyarbakır zindanı
'Benim en çok zorladığım konu ise: zorla arkadaşlarımı kustururlardı ve o kusukları zorlar bana yedirirlerdi.'
0 notes
Diyarbakır zindanı
'Benim 1 tane dişim ağrıyordu, tam 8 tanesini söktüler. Ağrı kesici falan yapmadılar. Tamam,o şartlarda ağrı kesici iğne olmayabilirdi anlıyorum ama neden 8 dişimi de çektiler ki. 2 tanesini çekselerdi bari.'
0 notes
Diyarbakır zindanı
'Toplam 200 kişi falanız, düşünüyorum; bu kadar adam arasında bana tecavüz etmezler herhalde diye. Sonra baktı bana:'domal lan' dedi. Ama hala pantolonum üstümde.
....
......
'Bu tabi sesini çıkartmıyor. Lan dedi ibne. Sen şimdi çıkıyorsun burdan ve diyorsun ki içinden; sikilmedik bir kulağımızın arkası kaldı...'
...
.....
'dedi ki diğeri: gel lan buraya. Sen de domal, rükuya gider gibi,secdeye gider gibi eğil. Adam geldi, pantolonunu indirdi. Ben eğildim, başım önde ama hazır oldayım, adam cinsel organını çıkardı kulaklarıma,yüzüme sürdü..'
0 notes
Diyarbakır zindanı
'Bu adamda,kulübenin tepesindeydi.Bizde böyle sıraya dizilmişiz. Oradan indi geldi, bir ananın önünde durdu. Dedi ki:
-Ana! Bak şu çocuklarına seni ne perişan ediyorlar.Bunları doğuracağına bir taş doğursaydın.' dedi.
Ana başını yavaşça kaldırdı:
-Analar ne doğuracağını bilseydi, senin anan da seni doğurur muydu ki!' dedi.. Bu sözden sonra etraf buz tuttu.
0 notes
Diyarbakır Zindanı..
üzerine eğildim:
- cemal oğul nasılsın' dedim
hissetti herhalde,biraz doğrulmaya çalıştı; ama gözleri görmüyor.
-dedi: ana sen misin?
-evet oğul, dedim
-biraz sesini yükseltsene, dedi
-dedim, ana kurban nasılsın
-dedi çok iyiyim!
0 notes
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum..
0 notes
Ahhhhhhh! Evgeny
Oturdu koltuğa sakince, ceketinin cebinden bir sigara paketi çıkarttı, içinde bir iki tane sigara kalmış ve yağmurda biraz ıslanmış. Kurusun diye sigaraları çıkarttı koydu masaya teker teker ve nefesiyle üfledi üstlerine.Elini tekrar soktu cebine, çakmağını arandı durdu ama yok. Bütün ceplerini delik deşik etti yine de bulamadı çakmağını. Karıştırmadık dolap bırakmadı mutfakta ve en sonunda bir kutu kibrit buldu. Hemen oturdu sandalyeye ve ilk dumanını sigarasının, cigerini patlatırcasına çekti içine.
Gri yağmur bulutları bütün gökyüzünü kaplamış ve bardaktan boşalırcasına yağıyordu yağmur. Çorapları,gömleği,ceketi,pantolonu ve hatta donu bile ıslanmıştı, bir sıçan gibi büzülmüş sandalyesine camdan dışarı bakıyor, yağmuru izliyordu. Bir birine değmeden yere düşen milyarlarca su damlası. Yağmurun hızı kesilirken, içinden dualar etmeye başlıyordu : N'olur daha hızlı yağsın ve hiç durmasın. Yağmuru sevdiği kadar sevmiyordu güneşi, karı sevmiyor.. Sabaha kadar,ertesi sabaha ve daha da ertesi sabaha kadar hiç bıkmadan usanmadan yağmalıydı. Arındıracaktı bu yağmur yeryüzünü pislikten. Yağmurda ıslanan her canlı, arınacaktı günahlarından, üzerine bulaşan çamurdan arınacaktı. Sararmış otlar yeşillenecek, durgunlaşacaktı denizdeki dalgalar ve mis bir toprak kokusu saracaktı ortalığı.Kuşlar ağaçların yeşil dallarında, aşk şarkıları söyleyecekti birbirlerine ve dut yaprağında biriken tazecik yağmur sularından içeceklerdi. Toprağa,kuşa,ağaca, binbir türlü mahlukata hayat veren,temizleyen yağmur, temizlemez miydi insanoğlunu? Elbette temizlerdi.
Büyülü düşünden uyandırdı,bedenini saran soğuk. Hiç kalkmaya niyeti yoktu kıvrıldığı sandalyeden.Göz ucuyla baktı sigarasına.Bir tane daha içebilir ve bitene kadar sigarası bir kaç hayat daha kurtarır, bir kaç büyülü düş daha kurar ve biraz daha tutardı elinden sevgilerin.
Adam;
Kurtardı,
Adam;
Kurdu,
Adam;
Sevdi.
0 notes
ve en sonunda yaptık ;)
0 notes
biraz daha düşündük
0 notes
Düşündük, oldu ;)
0 notes
0 notes
0 notes