İTİLAF devletlerinin Çanakkale Savaşı’ndan önce coğrafi konumu nedeniyle lojistik merkez olarak seçtikleri ve savaş hazırlıklarını yaptıkları Ege’deki Limni (Limnos) Adası yaklaşık 100 yıldır bilinmeyen bir sır gizliyor.
Çanakkale Savaşı sırasında hayatını kaybeden 56 Türk askeri Limni’de yatıyor. Türk askerleri için bir anıt da dikilmiş. Limni Adası’nda Çanakkale Savaşı’nda ölenler için 3 ayrı mezarlık bulunuyor. İlki 1’inci Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı ile İtilaf Devletleri arasında mütarekenin imzalandığı (5 Ekim 1918) Mondros Limanı’nda.
“Mondros İttifak Mezarlığı”nda 148 Avustralyalı ve 76 Yeni Zellandalı asker yatıyor. Winston Churcill’in karargâhını kurduğu ve 2 ay kaldığı adanın Portianu sahil köyünde ise Çanakkale Savaşı’nda hayatlarını kaybedenler için iki ayrı mezarlık var.
İlki 352 müttefik kuvvetler askerinin yattığı mezarlık, ikincisi de Müslüman mezarlığı. İngiliz Ulusal Topluluğu Savaş Mezarlıkları Komisyonu’nca (CWGC) yapılan Müslüman mezarlığında granitten bir anıt da dikili. Anıtın üzerinde üç levha var. Biri Arapça harfler ile yazılı. Ada’nın kuzeyine bakan ikinci levhada İngilizce “170 Mısırlı asker bu noktaya yakın yerde gömülüdür”, güneye bakan üçüncü levhada ise yine İngilizce “56 Türk askeri bu noktaya yakın yerde gömülüdür” yazıyor.
Bir tarafı denize bakan mezarlığın etrafı kısa bir duvar ve küçük taşlarla çevrili. Burada yatan Türk askerlerinin kimlikleri bilinmiyor. Türk askerlerinin Çanakkale Savaşı sırasında esir düşerek Ada’ya getirildikleri ve 1917-1919 yılları arasında öldükleri tahmin ediliyor.
YERİNİ BÜYÜKELÇİ KEŞFETTİ
Limni’de Türk askerlerinin yattığı mezarlığı, yaklaşık 100 yıl sonra adayı ziyaret eden ilk Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Kerim Uras tespit etti.
Mondros Antlaşması’nı Agamemnon adlı Yunan zırhlı gemisinde imzalayan Hüseyin Rauf Orbay’dan sonra Ada’yı ziyaret eden ilk Türk diplomatı olan Uras, yerel yetkililerin, “Burada sizin askerler de gömülü” demesi üzerine mezarlığı görmek istedi.
Büyükelçi Uras, Ada’nın devlet ve yerel yetkilileri ile temaslarında “Türk askerlerinin yattıkları mezarlığın elden geçirilmesi, kimliklerin tespit edilmesi ve mezarlığın şehitlik statüsüne dönüştürülmesi” talebini iletti. Edinilen bilgilere göre, TC Atina Büyükelçiliği Askeri Ataşeliği vasıtasıyla, Limni’de yatan Türk askerleri ile ilgili Genelkurmay arşivlerinde inceleme başlatıldı. Milli Savunma Bakanlığı sitesinde “Yurtdışı şehitliklerimiz” bölümünde, Yunanistan için Pire şehri yanı sıra, Rodos ve Korfu (Kerkira) adalarındaki Türk şehitlikleri ile Sakız (Hios) Adası’ndaki Kara Ali Şehitliği hakkında bilgiler yer alıyor.
Rabbim şehadetini kabul eylesin dünyanın en güzel hayal kuran insanı. Mekanın cennet olsun kıvırcık kardeşim, ölene kadar unutmayacağım seni...
Lütfen şehit kardeşim için bir Fatiha okuyun.🤲
🤲
…………..
- Merkez 73 75 …. sokaktan silah seslerinin geldiği bildiriliyor.
- 73 75 Merkez, anlaşıldı yakınız kontrol edip bilgi vereceğiz…
Gecenin karanlığını ekip otosunun farlarından fışkıran titrek ve sessiz ışıklar delerken gidilen sokağın en kuytu köşesinden silah sesleri gelmeye başladı. O anda ‘‘Vuruldum laan…’’ sesi yankılandı kulaklarımda… Yalçın yığılıverdi koltuğa. 3 el mi, 5 el mi, 5000 el mi, kaç el ateş edildiğini anlayamadım bile…
- 73 75 merkez tarandık, arkadaşımız yaralandı, acil ambulans ve takviye gönderin, biz karşılık veriyoruz…
Bir an kademeden yeni çıkmış ekip otomuzun kevgire döndüğüne üzüldüm anlamsızca…
- Ne ölmesi Yalçınım, ne ölmesi, bir şeyin yok şimdi ambulansla geliyorlar, rahat ol sen…
...............
Zaman durmuş, korkunç bir sessizlik kaplamıştı ortalığı. Namlulardan fışkıran mermilerin ıslık seslerinide, telsizden gelen telaşlı metalik sesleride duymuyordum artık. Duyabildiğim tek ses Yalçın’ın hırıltılı ve hızlı hızlı alıp verdiği nefes sesiydi…
Ne kadar zaman geçmişti acaba? Beş dakika mı, beş saat mi, beş asır mı? Yoksa zaman durmuş muydu, farkında bile değildim...
- Kopuyor, sıkı tut dostum…
Neyin koptuğunu anlamam mümkün değildi ama anlamış gibi;
- Tuttum Yalçınım, kopmayacak merak etme, diyerek sıkıca tuttum elini.
Hangi boyuttaydı, nerelere gidip geliyor, neler görüyordu bilemiyordum, anlayamıyordum. Sesi çok az çıkıyordu.
- Ben aşığım dostum...
- Yapma yaw kime Yalçınım?..
- Atlara dedi atlara ve Adiyat suresini okumaya başladı, beşinci ayete kadar okudu, tekrar baştan basladı. İlk beş ayeti defalarca okudu.
- Yalçınım, lâ ilahe....
- Lâ ilahe illallah Muhammedun Resulullah...
Yarı kısık kömür karası gözlerini irice açtı Yalçın, gülümsedi:
- Koptu dostum, ip koptu…
O gülümseme suratında donup kaldı...
Tüm sorular, tüm sorunlar, tüm bildiklerim, tüm hayallerim, tüm dünya anlamsızlaştı o an. Yaşamakla ölmeyi birbirine yakın bilirdim; oysa iç içeymiş.
Ben sanıyordum ki yaşamak nefes almaktır, nefes vermektir; o an anladım ki ipi tutmak veya ipin kopmasıymış mesele.
Anlamamıştım neyin koptuğunu o zaman, Yalçın gülümseyerek son nefesini verirken.
Öğrencileri için tek başına buğday ekip, hasat yapıyor.
Manisa'nın Salihli ilçesinde okula ait 8 dönümlük araziye buğday ekip, yaz tatilinde tek başına hasat yapan okul müdürü Yakup Ateş (42), kazandığı geliri okula ve ihtiyaç sahibi öğrencilere harcıyor.
Bu yıl 3 ton buğday elde ettiğini belirten Ateş, "En güzel tatilim; yaptığım projelerin sonuç vermesi" dedi.
İlçe merkezine 10 kilometre mesafedeki Kabazlı Şehit İsmail Yavuz İlk ve Ortaokulu Müdürü Yakup Ateş, 2 yıl önce okula ait 8 dönümlük araziye buğday ekmeye başladı.
Yaz tatilinde buğday biçip, gelir elde eden Ateş, bu yıl da aynı uygulamaya devam etti.
Tek başına tarla sürüp, hasat yapan Ateş, kazandığı geliri okula ve ihtiyaç sahibi öğrencilere harcıyor.
11 KÖYDEN 245 ÖĞRENCİMİZ VAR'
Bu yıl 3 ton buğday elde ettiğini anlatan evli ve 3 çocuk babası Yakup Ateş, "2021 yılından beri okulumuzun bünyesinde olan bir arazimiz var.
Bu araziyi çocuklarımız için gönüllü olarak ekiyorum, biçiyorum.
Onlar tatillerini yaparken; ben de okulumuzu öğrencilere hazırlamak adına çalışmalar yapıyorum.
Tarlamızı ekip biçiyor, bu şekilde değerlendiriyoruz.
Bu tarladan minik de olsa gelen geliri, eylül ayında imkanı olmayan öğrencilerimiz için kullanacağız.
Onların kırtasiye gelirlerine harcıyoruz.
Farklı projelerde kullanıyoruz.
11 köyden 245 öğrencimiz var.
Okulumuzdaki öğrencilerimizin de maddi yeterlilikleri belli" dedi.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ÇALIŞMAK, GÖREVİM'
Yaz döneminde evrak işleri dışında bir iş olmadığını belirten Ateş, "Hem okulumuza katkı sağlıyorum hem de zamanımı güzel geçiriyorum.
Ve bu şekilde mutlu oluyorum.
Ülkemizin geleceği olarak gördüğüm, geleceğimizin teminatı çocuklarımız için çalışmak; benim için bir görevdir.
Çalıştığım sürece mutlu oluyorum.
En güzel tatilim; yaptığım projelerin sonuç vermesi.
Çocuklar adına yaptığım projeler sonuç verince, onların mutluluklarını gördüğün an, kendimi en büyük tatili yapmış sayıyorum.
Bir eğitmenin en önemli amacı; çocukları vatana, millete ve bayrağa yakışır şekilde yetiştirmektir" diye konuştu.
3 tane aynı yemekhanede yemek yediğim aynı eğitimi aldığım aynı yerde yattığım kardeşim şehit oldu, yanınıza kalmayacak Atatürk'ün gençleri bir gün devrim yapacak. Bu Filistine destek yürüyüşü yapanlar silme bıyıklılar hepsi 80 dönemi Kenan paşanın emrinde yapılan işkencelere maruz kalacaklar zevkle yapacağım.
YILLAR ÖNCE 2023 YILI İÇİN 3. DÜNYA SAVAŞININ ÇIKACAĞINA DAİR Bİ VİDEO İZLEMİŞTİM. SON TARİH 2022 VE 2023 Ü GEÇMİCENİ SÖYLÜYORDU. O VAKİT Kİ MEHDİ A.S ARAMIZDA, ONU ARAYIP BULMAMIZ İÇİN HADİS VAR. BÜYÜK ALAMETLERİ YAŞAMAK KALDI. KIYAMET KÂFİR TOPLULUĞUNUN ÜZERINE KOPACAĞINI ALLAH KUR'AN DA BİLDİRDİ. İSTANBUL 2 DEFA İŞGAL EDİLECEĞİ DE DOĞRUDUR. SAVAŞTAN KAÇMAK ÇOK BÜYÜK GÜNAHTIR. ŞEHİT OLMAK VAR EY MÜSLÜMAN. DÜĞÜNÜMÜZ YAKLAŞIYOR. SAVAŞ TÜRK'ÜN DÜĞÜNÜDÜR 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
🌴 Suheyb (Radıyallâhu anh)`dan rivayet edilen bir hadis-i şerîfte beyan edildiğine göre;
Geçmiş ümmette bir hükümdar, büyücüsünün yaşlandığını görünce, ondan sihir sanatını öğrenmesi için bir çocuğu yanına gönderdi.
Çocuk ona gidip gelirken yolda rastladığı bir âlimin vaazlarından etkilenerek büyücüyü bırakıp onun öğrettikleriyle amel eder oldu ve o derece ilerledi ki; duasıyla körler, alacalılar vesâir hastalar iyileşmeye başladı.
Kralın yakınlarından olan kör biri bunu haber alıp çok değerli hediyeler getirerek kendisine şifa vermesini istediyse de, çocuk, şifayı ancak Allâh’ın vereceğini bildirerek Allâh’a iman şartıyla kendisine dua edebileceğini söyledi.
O adam iman edince çocuğun duasıyla gözleri açıldı.
Bu durumu gören melik, gözlerini kimin açtığını sordu.
O: “Rabbim!” deyince,
Kral “Senin benden başka Rabbin mi var?” dedi.
O: “Senin de, benim de Rabbim Allâh’tır!” deyince, ona işkence yapa yapa çocuğun duasıyla iyileştiğini öğrendi.
Sonra çocuğu getirttiğinde ondan da aynı cevapları alınca, işkenceyle ondan da o âlimi öğrendi.
Derken onları toplattı ve dinlerinden dönme teklifini kabul etmemeleri üzerine âlimi de, gözü açılan yakınını da demir testereyle biçtirdi.
Sonra çocuğa da bu teklifi yaptı, ama red cevabını alınca, onu adamlarına teslim edip bir dağın zirvesinden aşağı atmalarını emretti.
O sırada çocuğun duasıyla dağ sallanıp herkes ölünce, çocuk kurtulup krala döndü ve:
“Allâh senin adamlarına karşı bana kâfî geldi!” dedi.
Bunun üzerine kral, adamlarına onu bir gemiyle açık denize götürüp atmalarını emretti. Ama o yine dua edince gemi ters döndü, böylece o kurtulup krala giderek Allâh’ın kendisine kâfî geldiğini gösterdikten sonra:
“Sen ne yapsan da beni öldüremezsin, ancak bütün insanları toplayıp beni bir hurma dalına bağlarsan, sonra torbamdan bir ok alıp:
‘Bu çocuğun Rabbi olan Allâh’ın ismiyle!’ diyerek atarsan, işte o zaman beni öldürebilirsin!” dedi.
Kral da böyle yaparak onu şehit etti, ama o muradına erdi. Çünkü o insanların Allah dilemedikten sonra kralın hiçbir şey yapamayacağını görmelerini istiyordu.
Böylece bu durum karşısında İNSANLAR ONUN RABBİ OLAN ALLÂH’A İMAN ETTİLER.
Korktuğunun başına geldiğini gören kral çok sinirlenerek sokak başlarında büyük hendekler kazdırıp içlerini ateşle doldurdu ve dininden dönmeyenin o ateşe atılmasını emretti.
▪️Bu sırada kucağında bebeğiyle gelen bir kadın ateşe atılmamak için hafif duraklamıştı ki, o bebek dile gelerek:
“Anneciğim! Sabret, çünkü sen hak üzeresin!” dedi.
(Hatta bu çocuk, henüz bebekken konuşan 3 çocuktan İkincisidir.)
RİVAYETE GÖRE; O SIRADA ATEŞ YÜKSELDİ ve YANAN MÜMİNLERİ İZLEYEN KRAL ve ADAMLARINI DA İÇİNE ALARAK HELÂK ETTİ.
‼Bu hadiseden yüzyıllar sonra Hz Ömer'in halifeliği döneminde yapılan bir kazı çalışmasında henüz cesedi çürümemiş tap taze olan bir ceset bulunur.
Bulunan ceset genç bir çocuğa aittir ve eli yanağındaki yaranın üzerindedir.
Cesedi bulanlar çocuğun elini yanağından çektiğinde yanağından kan tekrar ılık ılık akmakta ve çocuk tekrar elini yanağına götürmektedir.
Bu olay karşısında hemen Hz Ömer'e haber verilir.
Hz Ömer olay yerine gelir. Çocuğu görünce o çocuğun Peygamber Efendimizin haber verdiği Uhdud Eshabındaki o çocuk olduğunu anlar ve oraya güzel bir kabir yaptırır.
📌1) *Her kim Şaban'ın yarı gecesinde, her rekâtında 30 kere İhlas okuyarak, 12 rekât kılarsa, cennetteki makamını görmeden(dünyadan) çıkmaz*(Hadisi şerif )
📌2) *Resûlullah (Sâllallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
"Her kim Şaban'ın yarı gecesinde bir Fatiha ve on İhlas okuyarak, 12 rekât kılarsa, günahları mahvedilir ve ömrüne bereket verilir."
📌3) Hazreti Ali Kerremallahu Veche anlatıyor :
"Şaban'ın yarı gecesi, Resûlullah (Sâllallahu Aleyhi ve Sellem)'in kalkıp 14 rekât namaz kıldığını gördüm.
Namazdan sonra oturup, 14 kere Fatiha, 14 kere Felak, 14 kere Nas surelerini, 1 kere de (Tevbe suresinin son iki) ayetlerini okudu.
okuması bitince, kendisine yaptığını gördüğüm amelinden sordum.
Buyurdular ki:
"Her kim benim yaptığımı yaparsa, kendisi için 20 tane kabûl olmuş hac ve 20 sene kabûl olmuş oruç sevabı verilir. Eğer o gün oruca niyetle sabahlarsa,geçmiş ve gelecek birer sene olmak üzere iki sene oruç tutmuş gibi olur."
Cübbeli Hocamızın tavsiyesi 14 Rekâtlık namazda her rekâtta Fatiha dan sonra 10 ihlas Suresi okuyalım
Namazdan sonra okunacak duaları okuyup 14 rekât dan sonra 100 rekâta tamamlayabiliriz.
📌4) " Salâtü'l Hayr'' Namazı.
*Her kim şa'banın yarı(onbeşinci) gecesinde 100 rekât namaz kılar.Her rekâtta bir Fatiha ve on İhlas okur iki rekât da bir selam verilir.
Hangi bir kul bu namazları kılarsa Allahu Teâlâ onun için o gece istediği her haceti yerine getirir.
Eğer bu kişi bir dahaki seneye kadar ölürse şehit olarak ölür.
Allahu Teâlâ ona o gece okuduğu İhlas Suresinin her bir harfine mukabil yetmiş bin huri verir ki her bir hurinin erkek birde dişi hizmetçisi bulunur. Bu namazın çok sevabı var.
Resûlullah (Sâllallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Şaban'ın yarı gecesinde, bir Fatiha ve beş İhlas ile yüz rekât kılarsa, Allahu Teâlâ ona, her birinin yanında nurdan bir defter bulunan 500 bin melek indirir ki, kıyamet gününe kadar onun sevabını yazmaya devam ederler."
Bu gecenin namazlarından biri de gusül alıp temizlikten sonra kılınacak 4 rekâtlık bir namazdır .Her bir rekâtda 1Fatiha 25 ihlas okunur.
(Tesbih namazı kılabilirsiniz
Bu namazları gücünüz ölçüsünde kılabilirsiniz
*Her namazın ayrı fazileti vardır.
*Beraat gecesi namazlarını yetiştiremeyenler ertesi günü kerahat vakitleri dışında ikindi namazını kılana kadar kılabilirler.)