Tumgik
#Zaniyeler
elektrobiyat · 2 years
Text
Tumblr media
Zaniyeler
İhtimal bana “bedbin kadın” diyeceksiniz, ihtimal bana hapishanelerin lebalep, tevkifhanelerin kapılarına kadar dolu olduklarından bahsedeceksiniz. “O halde nasıl olup da mücrimlerin cezasız kaldığından bahsediyorsun?” diye soracaksınız; fakat bilmiyor musunuz ki hapishaneleri dolduranlar zayıf ve kimsesiz olanlardır. Asıl caniler, asıl büyük caniler, maatteessüf hür ve serbesttirler. Hür ve serbest olarak cinayetlerine devam etmektedirler.Selahattin Enis’in ilk olarak 1923’te kitaplaştırdığı ve bugün bile edebiyatımızın en sarsıcı metinlerinden biri olarak görülen Zaniyeler’de savaş yılları İstanbul’unun “bir yüzü” anlatılıyor. Dönemin taşkın salon eğlenceleri, sonradan görme savaş zenginleri, müsrif sosyete, gündüzleri yoksul halka nutuklar atıp gecelerini sefahatle geçiren siyasetçiler, ikiyüzlü gazeteciler ve yazarlar… Kendini bir anda tüm bunların ortasında bulan Fitnat’ın tuttuğu hatıra defteri, İstanbul’un en karanlık dönemlerinden birine dair önemli kaynaklardan biri.
"Operet lebalep doluydu... Hiç kimse bu memleketin en muazzam bir harpte, bir hayat ve memat mücadelesinde yaşamakta olduğuna hükmedemezdi. Bütün yüzler neşeli, bütün dudaklar otuz iki dişlerini gösteren behimî kahkahalarla açıktı. Kim iddia edebilirdi ki memleket, her evinden bu harbe üç-beş cenaze vermiş bir memlekettir? Bu ne büyük yalan, ne büyük bir yalan..."
15 notes · View notes
birparagraf · 13 years
Text
Zaniyeler
Uzun süredir baskısı yoktu bu ölümsüz eserin. İlk yazıldığı yıllarda da (1922) hem yazarı hem de eser birileri tarafından kenarlara itilmişti. Behçet Necatigil buna gerekçe olarak, romandaki kişilerin (Yahya Cemal - Yahya Kemal, Camil Tahir - Celâl Sahir, Rifat Melik - İzzet Melih) gerçek kişilere açıkça gönderme olmasına bağlıyordu, ki doğrudur. Salâhaddin Enis, Zaniyeler isimli romanında Birinci Dünya Savaşı yıllarının İstanbul’unu, o dönemin yozlaşmışlığını anlatıyor tüm ‘naturalist’ anlayışıyla. Zengin biriyle evlenip Konya’ya yerleşen Fitnat, birkaç aylığına teyzesinin yanına İstanbul’a döner. Şişli’de teyzesinin ‘savaş zenginleri’yle yaşadığı sefih hayata katılır. Bir doktorun metresi olur ve ona para yetiştiremeyen bu adam hapse girer, sonraki aşkı kumar yüzünden iflas eder. Fitnat’ın bunu yapma sebebi, sosyete insanlarına duyduğu derin intikam duygusundan kaynaklanmaktadır. Ancak onun bu yaşantısı, anne ve babasını da günden güne tüketir. Dönemin anlatıldığı birçok kitapta, Nişantaşı-Şişli bozulmanın, eski İstanbul muhiti ise saflığın sembolüdür. Salâhaddin Enis’in romanında da bu sembolizm karşımıza çıkarken, dönemin anlatıldığı romanlar içindebir doruk noktasıdır. Yakında ‘dizi’ olur mu bilinmez ama, diziye uyarlanmadan okumak gerek.
[Zaniyeler / Salâhaddin Enis / İletişim Yayınları / Roman]
52 notes · View notes