Tumgik
#bence kusura bakın
geceninkaranligi-2 · 2 months
Text
Tumblr media
81 notes · View notes
hepeksikk · 5 months
Text
Can yücelin dediği gibi;
Sonradan bilinen kıymetin,kaybettikten sonra farkına varılan değerin, bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz…
Bence kusura bakın..
347 notes · View notes
murat-o41 · 19 hours
Text
Yarağımı Kocası Kaldırıyor Hatice İndiriyor!
Merhaba, ben Bülent. 32 yaşında, esmer, iri yapılı bir beyim. Gültepe'de oturuyorum. Birahaneden arkadaşım Hamza ile zaman zaman sohbet ederdik. Karısı Hatice'nin kendisine kötü davrandığını ve pek seks hayatları olmadığını anlatırdı hep. Bir gün yine Hamza ile konuşurken, karısını bir başkasıyla izlemek istediğini söyledi. Karısının kapalı giyinen, çok tutucu biri olduğunu ve ara sıra fantazi olarak başka erkekleri hayal ettiğini, ama asla bu tür olayları gerçekten yapmaya sıcak bakmadığını, eğer bu olanlardan haberi olursa evliliğinin biteceğini söylemişti. "Sen karımı ayartabilir misin? Ayartabilirsen karımı sikmeni istiyorum Ortak!" dedi. Ben pek inandırıcı bulmamıştım, baya bir süre konuştuk. "Karının resmi varsa göstersene bir!" dedim. "Yanımda yok şu anda, ama yarın getireyim!" dedi...
Ertesi gün karısının resmiyle birlikte geldi. Hatta küçük bir kayıt cihazına karısının sevişirken sesini de kaydetmişti. Bana dinletti. Karısı, "Sikin beni! Erkeklerim!" diye inliyordu. Bana bunların sadece bir fantazi olduğunu, kendisinin çok istemesine rağmen karısının bunları gercekten yapamıyacağını, yapmıyacağını anlattı. Ben de, Telefon numarasını vermesini ve karısını benim tesadüfmüş gibi arayıp, görüşeceğimi söylediğimde, "Çok zor Ortağım, ama peki vereyim." dedi, verdi. Kendisinin işte olduğunu bildigim bir anda karısına telefon açtım. Çok tatlı bir kadın sesi, "Efendim?" dediğinde çok heyecanlanmıştım. Bu yaptığım şey benim normalde asla yapmadığım bir şeydi. Ama yapacaktım, Hatice'nin öyle tatlı bir sesi vardı ki, bir anda sanki (Sik beni Bülent!) dediğini düşündüm. Sikim dimdik olmuştu bile. Ben, "Pardon sanırım yanlış aradım, bir arkadaşımı arıyordum!" dediğimde, yine o tatlı sesiyle, "İyi günler." deyip telefonu kapattı.
Bekledim biraz. Birdaha arayıp ta, acaba konuya nerden girebilirim diye düşünüyordum. Sonunda karar verdim ve tekrar aradım, "Kusura bakmayın rahatsız ediyorum, ama sesiniz öyle hoş ve tatlı ki, sizi aramadan duramadım!" dedim. Hatice, "Beyfendi ben sizi tanımıyorum!" dedi. Ben, "Evet biliyorum, ama sesiniz öyle tatlı ki, amacım sizinle sadece sohbet etmek." dedim. Hatice, "Teşekkür ederim, ama ben evli bir kadınım!" dedi. Ben de, "Eşiniz çok şanslı bir adam olmalı!" dedim. Hatice, "Bilmem? Bunu ona sormak lazım!" dedi. Ben de, "Bence sormaya gerek yok, öyle olduğuna eminim!" dedim. (Ama, resminizi gördüm diyemedim tabii). Hatice bana sordu, "Peki siz evli misiniz?" diye. Ben de, "Bir zamanlar evli idim, ama 3 yıldır dulum!" dedim. "Neden ayrıldınız? Ben ayrılanlara hep üzülmüşümdür!" dedi. "İsterseniz bunu size daha sonra anlatırım, siz kendinizden bahseder misiniz?" dedim. "Bakın size evli bir kadın olduğumu söylemiştim ve isterseniz konuyu daha fazla uzatmıyalım, ne dersiniz!" dedi.
"Lütfen, eğer sizi rahatsız etmiyorsam, sizinle sadece sohbet etmek istiyorum. Sosyal Medya adresiniz var mı?" diye sordum. "Evet var, ama dedim ya, evli bir kadınım. Size dürüst olacam, sesiniz etkileyici, fakat sohbetin sonunun nereye gideceği belli ve ben bunu istemiyorum!" dedi. "Eşiniz çok kıskanç galiba? Ben de size dürüst olacam, sizin de sesiniz çok hoş ve bir o kadarda sexy!" dedim. Durdu durdu ve "Eşim kıskanç birisi değil, tamam size Sosyal Medya adresimi verecem, ama telefonu hemen kapatacaksınız!" dediğinde, sevinçten nerdeyse çığlık atacaktım. Neyse fazla uzatmıyayım, internetten uzunca bir süre Chat yaptık. Karısıyla her Chat yaptıktan sonra Hamza'ya SMS atıyordum, "Ortağım karını sikeceğim, az kaldı!" diyordum. O da, "Sik ortağım, karım sana feda olsun, o artık senin de karın sayılır!" diye bana SMS gönderiyordu. Chat'ta karısıyla işi öyle ilerlettik ki, "Senin amını götünü sikecem Orospu, dağıtacam seni!" diyordum. Hatice de bana, "Sik beni erkeğim, amımı götümü parçala, yarağına kurban olurum!" diyordu. Karıyı o duruma getirmiştim yani!
Artık Hatice ile reelde görüşmeye karar verdik. Kocasına soylediğimde, nerdeyse zevkten bayılacaktı pezevenk. Plan buydu: Ben evine gidecektim, Hatice kocasını işte sanacaktı, ama Hamza sonra eve gelecek ve ben karısını sikerken, bizi yakalayacaktı. Evine gittiğimde Hatice beni kapıda karşıladı, "Hoş geldin erkeğim!" diye bana sarıldı, öpüştük. Üzerinde bir kazak, altında ise bir etek, başında da eşarp vardı. Ayakta sevişmeye başladık. Hatice'yi bir an önce sikmek istiyordum, çünkü daha oyunun devamı vardı. Yatak odasına geçtik, öpüşerek soyunduk. Hatice'ye, "Yarağımı ağzına al orospu, o artık senin yeni sikicinin yarağı! Bu yarak senin amını götünü sikecek yarak!" dediğimde, "Evet aşkım, evet yarağına kurban olduğum, bu yarak benim artık! Amımı Hamza bozdu, götümü de sen bozacaksın! Ama korkuyorum, yavaş ol ne olur!" diyerek yarağımı ağzına aldı ve yalamaya başladı. Yalarken de öyle bir inliyordu ki, sanki hiç yarak görmemiş gibiydi. Öyle tatlı vücudu vardı ki, balık etli, ama çok diri ve sexy! Tüm vücudu sanki, 'Sik te nerden sikersen sik!' diyordu. 
Hatice kudurmuş gibi yarağımı kemirirken, yatakodasının kapısında bir karartı gördüğümde, kocasının evde olduğunu anlamıştım. Hatice farketmemişti, yarağımı yalamakla meşguldü. Hamza'ya karısını ne duruma getirdiğimi duyurmak ve onu iyice azdırmak için Hatice'yi konuşturuyordum, "Söyle bana, benim neyimsin?" dediğimde, Hatice, "Senin orospunum, senin kölenim!" diyordu. Ben de, "Bundan sonra anca ben izin verirsem kendi kocana siktireceksin! Tamam mı?" diyordum. "Evet aşkım tamam, sana söz bundan sonra benim sikicim sensin, sen nezaman istersen Hamza'ya ozaman verecem!" diyordu. "Ha şunu bileydin Orospu!" diyerek, Hatice'yi yan çevirip, arkadan amına kökleyerek, kanırta kanırta sikmeye başladım. 
Deminden beri kapının dışında bekleyen Hamza, daha önceden anlaştığımız gibi, birden yatakodasına girdi. Hatice paniklemiş, beni ittirmiş, ne yapacağını bilmez bir durumda, utancından kıpkırmızı olmuş yüzünü saklıyordu. Hamza'nın, "Ben yokmuşum gibi devam edin Ortağım!" demesine, Hatice çok şaşırdı, ama bir okadar da rahatladı. Hatice yatakta büzülmüş, çaresizce bundan sonra olacakları bekliyordu. Hatice'yi öpmeye başladığımda, "Yapma ne olursun! Hayır istemiyorum!" diyordu. Orospu, kocasına karşı suçsuz görünmek için, nağme yapıyordu. Bir elimle ensesininden tutarak yüzünü yastığa bastırdım, diğer elimi de amına attım. Amı su içindeydi, amının suları bardak bardak boşalmıştı, ama halen, "İstemiyorum, bırak beni!" diye debeleniyordu. Kocası bu arada yatağın ayakucuna dikilmiş, pantolonunun üzerinden sikini avuçluyordu.
Hatice'yi sırtüstü yatırıp, bacaklarını havaya diktim, yarağımı amına sokmaya başladığımda, sesi, "Yapma! İstemiyorum!" demekten kısılmış, ama nedense bacakları belime dolanmış, beni iyice kendine çekiyordu. Yaklaşık 20 dakika siktim Hatice'nin amını bu pozisyonda. Hatice'nin artık sesi kesilmiş, kolları yana düşmüştü. Ama ben halen amına pompalıyordum. Boşalacağımda yarağımı amından çıkartıp ağzına verdim. Hatice ise biryandan, "Hayır istemiyorum!" diyor, bir yandan ağzını açıyordu. Ağzına yüzüne boşalmaya başladım. Döllerimin birçoğunu da yutmuştu, yutkunmasından anlayabiliyordum. Hamza'nın ise gözleri zevkten yerinden fırlamış, siki dimdik olmuş, pantolonundan belli oluyordu.
Hamza'ya, "Gel sen de katıl bize ortağım!" dediğimde, Hamza nerdeyse sevincinden ağlayacaktı. Bir çırpıda soyunup aramıza girdiğinde, Hatice arkasının bana dönmüş yatıyordu. Hamza Hatice ile benim araya yerleşip, arkadan yarrağını Hatice'nin amına gömdü ve sikmeye başladı. Hamza karısını sikerken gidip geldikçe, her seferinde götü de yarağıma sürtüyordu. Acaba Hamza kasıtlı mı sürtünüyordu yarağıma diye düşünürken, yarağımın tekrar kalktığını farkettim. Yarağımın Hamza'nın götüne değmesinden uyarıldığına inanamıyordum. Fakat nedense kasıt olmadığını düşündüm ve kalktım, yarağımı Hatice'nin ağzına verdim. Hatice zevkin doruklarında inlerken, Hamza belkide karısını ilk defa bu kadar rahat sikmenin rahatlığı içindeydi. 
Hamza Hatice'yi amından sikerken, Hatice bana, "Seni de götümde istiyorum aşkım!" dedi. Hamza'ya, pozisyon değiştirmesini ve karısını kucağına almasını söyledim. Hamza sırtüstü uzandı ve karısı da arkası bana dönük olarak Hamza'nın yarrağına bindi. Hatice'nin götü iyice açılmıştı. Yarrağımı Hatice'nin götüne dayadım, yarrağım birkaç itmeden sonra götünün bileziğinden 'Kırt' diye geçti ve karnına kadar girdi! Hatice derin bir, "Ohhhhhhhh!" çekti. Hamza alttan Hatice'nin amını pompalıyordu devamlı. Ben de götünü şakırdatmaya başlamıştım. Hamza ile yarraklarımız birbirine sürtüyor gibiydi. Hatice, zevkten uçuyor, "Geçirin kocalarım!" diye inliyordu. Bir eliyle de belimin gitgellerini ayarlıyor, "Götümün kızlığını bozdun aşkım, geçir, vur dibine dibine!" diye inliyor. Hamza heyecandan fazla dayanamadı ve derin hırıltılarla karısının amına boşaldı. "Siz devam edin, ben sizi izlemek istiyorum!" deyip karısının altından çıktı, geldi yanımda diz çöktü. Bir eliyle karısının göğüslerini okşuyor, diğer eliyle girip çıkan yarrağımı sıvazlıyordu. 
Ben karısının götünü kanırta kanırta sikmeye devam ettikçe, Hamza iyice tahrik olmuştu ve karısına, "Ben de götünden sikebilir miyim karıcığım?" diye yalvarıyordu. Karısı da, "Sikicim izin verirse ancak sikersin!" dedi. Hamza yalvaran gözlerle bana bakıp, "He ortak?" diye sordu. Haline dayanamadım, "Gel hadi!" dedim. Karısının rahatlamış götünden yarrağımı çıkarttığımda, Hamza kolayca yarrağını karısının götüne soktu. Ben daha boşalamamıştım, bir sigara yaktım ve Hamza'nın karısını götten sikişini izlemeye başladım. Hamza'ya üzülmüştüm. Demek ki Hatice bana sunduğu götünü Hamza'ya koklatmıyordu bile. Sonunda Hamza hırıltılarla karısının götüne boşaldı ve yığıldılar yatağa. Hatice terden sırılsıklam olmuştu, kalktı, "Banyoya gidiyorum..." deyip, yanımdan geçerken yarrağımı eliyle sıvazladı ve "Geç kalmam, indirme bu Kocaoğlanı!" dedi. 
Yatakodasında Hamza ile yalnız kalmıştık. Hamza bitkindi. Yanına oturdum, "Oldu mu? Memnun musun Ortağım?" dedim. "Teşekkür ederim ortağım! Ama..." dedi. "Ne aması?" dedim. Yarrağımı tuttu ve "Çok etkilendim seninkinden... Ağzıma alsam kızarmısın?" dedi ve ben cevap dahi vermeden yarrağıma yumuldu. İnanılmaz bir beceriyle yarrağımı yalıyor ve somuruyordu. Birkaç kez oğlan sikmiştim, ama pek sevmiyordum. Hamza, "Hatice gelmeden siker misin beni?" dedi. Gözlerinde yine aynı yalvaran ifade vardı. Ben, "Olur..." der demez, önümde domaldı. Ağzında ıslattığı parmaklarını götünün ağzına sürdü ve yine eliyle yarrağımı götünün ağzına yerleştirdi, "Hadi Ortak!" dedi. Ben daha şaşkınlıktan kurtulamadan, götünü yarrağıma dayamaya başladı. Ben de azıcık itince, benim yarrak Hamza'nın götüne 'Haşırt' diye geçti. Benim hareket etmeme bile gerek kalmadan, Hamza götüyle sert git-geller yapıyor ve inliyordu. 
Doğru söylemek gerekirse, Hamza'nın götü karısınınkinden daha dardı ve beni çok etkilemişti. Dayanamdım ve sarsıntıyla boşaldım. Hamza aldığı zevki uzatmak için götünü sıkıyor ve yarrağımı bırakmıyordu. Birden kapıda karısı belirdi ve şaşkınlıkla, "Vay ibne vay!!!" dedi. Sonra yanımıza gelip, Hamza'nın suratını tekmelemeye, "Lan götveren, ben seni boşamazmıyım şimdi ha! Siktir git evimden Orospu çocuğu, senin gibi ibne koca istemiyorum!" diye bağırmaya başladı. Hamza resmen karı gibi ağlamaya başladı ve Hatice'nin ayaklarına kapandı, yalvarmaya başladı, "Affet beni karıcığım, boşama beni, dayanamadım, senin yediğin yarrağı ben de yemek istedim." diye. Hatice öfkesinden burnundan soluyordu, "Birdaha bana elini sürmeyeceksin! Bundan sonra beni sadece Bülent sikecek! Tamam mı!" dedi. Hamza boynunu büktü, "Tamam karıcığım! Sen nasıl istersen!" dedi, kabul etti.
Bunun üzerine Hatice, "İyi ozaman, hadi şimdi de Bülent'in o indirdiğin yarağını kaldır bakalım pezevenk, ben daha sikilmeye doymadım!" diyerek, Hamza'nın saçlarından asılarak, yerde dörtayak üzerinde emekleterek, sürükleye sürükleye benim yarağıma kadar getirdi. Hamza taşaklarımdan başlayarak yarrağımı yalaya yalaya kaldırdı. Hatice yine kocasının saçından asılarak, "Yeter bu kadar! Şimdi de otur, karın nasıl sikiliyor seyret!" diyerek, kocasını yarrağımdan uzaklaştırdı. Sonra bana, "Gel aşkım sik beni, doyur beni yarrağına, Gavat kocam da seyretsin!" dedi. Geçtik yatağa ve kocası seyrederken, 2 saate yakın am göt siktim Hatice'yi! 
Artık nerdeyse her akşam sikiyorum Hatice'yi! Yarağımı kocası kaldırıyor, Hatice indiriyor! Ama sanki benim yarrağı Hatice'den çok Hamza özlüyor gibi geliyor :) 
[Bülent]
21 notes · View notes
vardirbirsebebi · 9 months
Text
"Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra farkına varılan değerin bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz. Bence kusura bakın.."
71 notes · View notes
obenolamammavigri · 10 months
Note
açıklama lı da olurrr
Peki
@bir-kucuk-kar-tanesi en çok soru sorduğum kisiii ve çok tatlı
@kelebekpapatya-72 çok kitap seven biri bence ve çok güzel bir kalbi var hissediyorum
@hayattanbezdi04 kankamm olur kendisi
@alwayssstuff herşeye yorum yapan ve yorumlarıyla yüreğimi sızlatan o kişi
@sadecelerbenim çok konuşmuyorum ama blogu çok güzel
@gelmedengiden gözü çok güzel olan
@luna8636 her blogumu beğenen lunaa
@zehraaa12 yan binda oturan kardeşim yani 6 ,7 senelik arkadaşım
@ciceklerden-kalem-deactivated20 @gokyuzundeayyeryuzundesen @gececiniz @gecekusu-12 @huzursuzhayallerledoluyum @karamelexpresi-deactivated20230 @yankininruhu-2-deactivated20230 @yorulankalp @vahid351
Pek fazla arkadaşım yok bu kadar
Unuttuğum varsa kusura bakın bir zahmet bana yazın unuttuklarim sizide ekliyecwgum
43 notes · View notes
didonunikincimekani · 7 months
Text
bu bloga bayağıdır yazmıyorum ve hayatımda çok şey değişti biliyor musunuz buraya yazdığım kişilerden bir tek berkay kaldı ben mezuna kaldım sınavdan sonra dıya doya gezip tozamadım hedefime ulaşamadım annemle aramdaki sorunlar düzelmedi ve ben hala üzgünüm. hala evdeki en büyük çocuk benim hala aile evinde yaşıyorum ve annem hala berkayı bilmiyor /biliyorsa da bana söylemiyor ben hala aynı dershanedeyim ve yine hiçbir arkadaşım yok ama size olan tek şeyi söyleyeyim ben on sekiz oldum 16gün önce hala teoman dinliyorum teyzem şehir dışına taşındı ve görüşemiyoruz ama ömerle artık anlaşıyoruz onu seviyorum ben biliyor musunuz neyse betül hocayla konuşmayı kestim nur hoca bana çok iyi geliyor mehmete içimden değil dışımdan cevap veriyorum artık arada puf içiyorum biliyor musunuz hayatın beni getirdiği noktaya bakın son zamanlarda şiir dinlemeyi seviyorum veya sözlerköşkü hayalhanem falan ayt mat çözerken dinlemek aşırı derecede güzel oluyor şükrü erbaşın şiirleri çok güzel mesela berkayla ilişkimiz hala çok güzel ve hani her dönemi farklı bence en güzel kısmı bu ve hiç öyle büyük kavga edip ayrılmadık maşallah der misiniz lütfen ayt çalışmalarım güzel gidiyor aa bakın size anlatmadım en önemli konuyu benim iki tane yakın arkadaşım oldu nisa ve miray ikisi kuzen ama ikisi de üniversiteye gitti biri gebze teknik diğeri çanakkale on sekiz mart uzaktan da olsa konuşuyoruz her gün ve bu aşırı iyi geliyor hepimiz başka şehirlerde sürünüyoruz şu an bir de pınar var o da galatasaray üniversitesine gidiyor bu sene kazandı o da onu da seviyorum yakın değiliz ama yakınız değişik bir şey bir de size fark ettiğim en güzel şeyi söyleyeceğim beni bilen bilir ben on birinci sınıftan beri bu dershanedeyim ve tek kapalı benim doğal olarak herkesin gözünde farklı bir konumdayım uzunca bir süre bu beni rahatsız etti bende normal insanım derdim ama geçen günlerde bir konuşma geçiyordu sınıfta ve ben sınıfa girince nida ya yanında da küfrettik özür dileriz diyip utandılar bende güldüm nolcak bende ediyorum diye hepsi güldü inanmadılar o an şunu fark ettim aslında onların gözünde ben o kadar kibar konumdayım ki bunu fark edemiyorum sonra daha dikkatli inceledim tavırlarını işte benim oturduğum sıraya mesela erkek oturmuyor tamam ben de çantamı kaldırmıyor olabilirim ama bunun konumuzla alakası yok djdısjwuhawp sonuçta oturmuyorlar ve bu bir saygı bana derin bir saygı duyuyorlar geçen gün filistin hakkında konuşuyorlardı bende yemek yiyordum kafamı öne eğip dinleyerek sonra birisi kusura bakma biz sana demiyoruz gerçekten biz de allaha inanıyoruz gibi bir şeyler dedi bende güldüm bir şey demedim içimden demekki o kadar çok dinimle bütünleşmişim ki kafamı eğip durmamda bile beni kendi yerlerine koyuyorlar ve ona göre hareket ediyorlar inanın bu çok güzel hissettiriyor gülseren teyzem bir keresinde eşarbın senin sınırım ve eğer sen o sınırı en yakınının yanında bile açarsan o sınır ortadan kalkar ve büyü bozulur demişti gerçekten de öyle bu sınırı yeni yeni anlıyorum ve hoşuma da gidiyor size az önce dedim ya en yakın iki arkadaşım var nisa miray biz çok yakınız mesela geçen miraylara gittim miray duş aldı dmfıwjeıanwqusna hani yakınız ama ben evde bile olsak başımı açmıyorum ve bu da arkadaşlığımızın bir sınırı olduğunu gösteriyor tabi görüntülü konuşurken açık o kadar da değil tabi de yanyanayken açık değil bilmiyorum ya hakkımızda hayırlısını allah kalbimize sevdirsin kalbimize sevdirdiğini hakkımızda hayırlı eylesin içim rahatladı yazarak bugünlük bu kadar görüşürüz ✌🏻
6 notes · View notes
unhappyangel34 · 11 months
Text
Sonradan bilinen kıymetin Telafisi olmaz bence Kusura bakın.
4 notes · View notes
dear-black · 1 year
Text
"Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra farkına varılan değerin bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz. Bence kusura bakın."
2 notes · View notes
zezeile · 1 year
Text
Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra farkına varılan değerin bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz. Bence kusura bakın.
2 notes · View notes
freakgirldiem · 1 year
Text
Sonradan bilinen kıymetin telafisi olmaz. Bence kusura bakın....
2 notes · View notes
moonloveee · 1 year
Text
Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra farkına varılan değerin bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz. Bence kusura bakın
2 notes · View notes
geceninkaranligi-2 · 13 days
Text
Tumblr media
43 notes · View notes
Text
Tumblr media
Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim!
Sayın Uğur Dündar'a açık mektubumdur…
Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin "Bizim Uğur"u, TRT Genel Müdürü…
Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan'ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar…
"Gün geçmiyor ki" cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; "İnadına mini etek, inadına dekolte" sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar…
Sağlık skandalı haberi adı altında "Tesettür Faciası" başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük "fedakarlıklar" yapan, andıçların Uğur Dündar'ı…
Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine "şanlı şanlı" döner Uğur Bey.
Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi'ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik.
1960'lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik…
İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik…
Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik.
Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz!
Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6'lı masanın liderleri ile yaptık.
Nasıl yaptığımızı da anlatayım.
Berkin Elvan'a da ağladık, Eren Bülbül'e de...
Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de...
Deniz Gezmiş'le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de…
Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de…
Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük.
Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük… Pislikler döküldü yürüdük...
Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için "Yakın o evi" dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.
Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz.
Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz!
Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz.
Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım.
Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem.
Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6'lı masa bileşenlerine "siyasi rüşvet aldınız" imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!
Sizin tabirinizle ; "Ben Kemal Kılıçdaroğlu'nu 70'li yıllardan beri tanırım. Kemal Bey'in asıl işi hesap sormaktır. Devletin nice kayıp trilyonlarını, tüyü bitmemiş yetim hakkını, yurt dışından getirmiş ve hazineye irat kaydettirmiştir." El hak doğrudur Uğur Bey. Benim asıl işim hesap sormaktır.
Büyük emeklerle ve ödenen bedellerle tesis edilen bu kardeşlik yapısına, bu toplumsal ittifaka ve bu helalleşmeye saldırmayı sürdürürseniz, milletin uygarlık yolundaki bu anlaşmaya halel getirmeye çalışırsanız, bunun hesabını sorarım.
Toplumu kutuplaştırma, ayrıştırma, partimi yeniden halktan koparma çabaları ve çalışmaları olduğunu hissettiğim zaman Uğur Bey, SİYASİ ARENADA MAKOSENLERİMİ TEKRAR GİYERİM ve bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadelemi veririm.
Tarih kimi affedecek, kimi affetmeyecek? Bu soruyu da not düşelim zaman göstersin…
Bu vesileyle de vatanperver gazetecimiz Sayın Mehmet Ali Birand'ı saygıyla anmış olalım. Onun şahsında bütün gerçek gazetecilere selam olsun…
“Bizim Uğur”lar sizin olsun, Tarıklar bizimdir…
Kalın sağlıcakla…
KEMAL KILIÇDAROĞLU
Cumhuriyet Halk Partisi 7. Genel Başkanı / Anadolu'nun Kemal'i
0 notes
yemisenlioglu · 3 months
Text
Tumblr media
☀️🇹🇷___cCc T.C. cCc___
İYİ GECELER DİLERİM….
“ SONRADAN Bilinen
Kıymetin
TELAFİSİ Olmaz.
Bence KUSURA Bakın….”
🇹🇷Laik CUMHURİYET Fazilettir….
🇹🇷Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene….
☣️☀️🇹🇷cCc @yemisenlioglu cCc
0 notes
azraadiyebirinsann · 4 months
Text
Sonradan bilinen kıymetin telafisi olmaz bence kusura bakın.
1 note · View note
shwaty · 3 years
Text
Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra farkına varılan değerin bir de kaçırılan heveslerin telafisi olmaz. Bence kusura bakın…
109 notes · View notes