Tumgik
#dost nedir
konumuz · 2 years
Text
Dost nedir? Dostane sohbetler
Dost nedir? Dostane sohbetler
Dostane Sohbetler “Dostluk nedir biliyor musunuz? diye sordu. “Evet, diye yanıtladı Çingene kızı; kardeş gibi olmaktır; tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi.” Victor HUGO Gerçek dost neydi? Gerçekten böyle miydi bizim dostluktan anladığımız? Kolay kurulamayan bir bağ olduğu kesin ama sonlandırılması bir o kadar kolay olmaya başlandığı da bir…
View On WordPress
0 notes
Text
Tumblr media
GÜLEN ADAMIN ÖLÜMÜNE DAİR
Bir gün alırken canını bir faninin,
Ansızın geçmişti önünden, Azrail'in,
Yine gülüyordu kuşlara,
Yine bakıyordu insanlara,
Ve yine geziniyordu sokaklarda...
Azrail çıkarken ölüm getirdiği evden,
Gülen adamdı kapıda, onu bekleyen...
Geçti Azrail gitti adamın önünden,
Arkasından bir kahkaha duyuldu hemen,
"İnsanlar senden kaçar hep,
Sense benden kaçıyorsun demek,
İnsanlara göre deliyim ama,
Senin içinde pek iyi biri olmasam gerek"
Azrail döndü baktı ardındaki mezcuba,
"Sen kötü biri değilsin ey fani!
Ama vaktin gelmedi henüz,
Hak icazet vermediyse
Ne yapsın sana Azrail!
Öyleyse git yoluna,
Ölüm vadesi dolmadan,
Gelmez insanoğluna"
Adam güldü yeniden,
Ardından hiç bozuntuya vermeden dedi ki
"Müsade etmezsin seninle gelmeme,
Ama alırsın sevdiklerimi de bir bir,
Madem istemezsin beni,
Bana bu zulmün niyedir?"
Bu kez gülen azraildir adama,
"İmtihan benim olsa
Getireyim sana sevdiklerini...
Hak cenneti nasip edecekse kuluna,
Uğruna elbette bir şeyler kaybetmeli"
Yanağından bir damla döküldü yere gülen adamın,
Sonra acı bir inilti duyuldu.
Yürekten dile düştü ateş.
Gülen adam ağlıyordu,
Ağlıyordu hıçkıra hıçkıra ilk kez...
"İmtihanım başım gözüm üstüne,
Ama hasret, bu hasret yok mu?
Yanında hafif kalır getirdiğin ölüm bile
Yine de gelemezsin mi diyorsun benimle?
Ben gitmeye bu kadar gönüllüyken hem de,
Dem bu dem değilse,
Ne sen bana görünürsün
Ne de ben sana rastlarım bu evin önünde.
Bu kader değil de nedir öyleyse"
Azrail ağlayan adama baktı,
"Ey insanoğlu
Ömür sabır demektir.
Varsa nasibin bu dünyada,
Sabır ölümü vaktiyle beklemektir.
Bir sonraki karşılaşmamızda,
Söz veriyorum!
Seni almadan,
Dönmeyeceğim semaya."
Gülen adam başı önde,
Kurularken gözyaşlarını öylece,
Azraille dostlukları başlamıştı o gün
İşte tam da böyle...
Sonra gecelerden bir gece,
Yeniden karşılaştı,
Bu iki eski dost,
Azrail sözünün eriydi belli ki!
Aldı gülen adamın canını,
Karanlık bir harabede,
Nasır tutmuş ayaklarından,
Permeperişan saçlarına kadar...
Sinsi bir soğuklukla gezindi,
Tâkatsiz bedeninde...
Yalnızca yüzüne dokunmadı,
O kaygısızca gülmekte olan yüzüne,
Kan çekildi, ten bembeyaz kesildi,
Ama gülmeye devam etti gülen adam,
Kıyamete kadar da
Gülmeye devam edeceği gibi...
-PembeBirKrizantem
(Şiirin bu kısmını paylaşmak konusunda kararsız kaldım ama asıl kararı okuyucunun vermesi gerektiğini düşünüyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.)
54 notes · View notes
marstabirsehir · 1 month
Text
SİZ AŞK'TAN N'ANLARSINIZ BAYIM?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmay
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
DİDEM MADAK
57 notes · View notes
baybaykus · 3 months
Text
ANKARA TACETTİN DERGAHI'NDAKİ TARİHİ SIR NEDİR?
Ankara’da Tacettin Mahallesi’ndeki ev 30 Ekim 1949’da müzeye çevrildi.
Peki bu evi değerli kılan neydi?
Bu kiralık evde Eşref, Mehmet ve Hasan adında üç kişi yaşıyordu.
Üçünün ortak noktası milletvekili oluşlarıydı. 1921 senesinin Mayıs ayında bu eve bir mektup ulaştı.. Mustafa adında bir zata geliyordu.
Mustafa kim miydi?
Mustafa, bu evde yaşayan o üç milletvekiliyle yakınlık kurmuş bir Hintliydi. Mustafa’nın kesin bir adresi olmadığı için bu adresi “mektuplaşmak için” kullanıyordu. Kendisine gönderilen mektuplar bu eve ulaşıyor, Mustafa da mektuplarını buradan alıyordu. Ve yine bir gün bir mektup ulaştı.
Evdeki mebuslardan adı Mehmet olan, yarı açık vaziyetteki mektubu alıp içine baktı. Zarfın içinde boş sayfalar vardı. “İnsan neden birine boş sayfalar gönderir ki!” diye düşündü.. Şüphelendi. Mektup özel bir yöntemle yazılmış, gizli bilgiler içeriyordu. Hemen bir kimyager bulundu. Avni Refik (Bekman) özel bir solüsyonla ile mektupta yazılanları gün ışığına çıkardı! Mustafa gözaltına alındı.
Ve her şeyi itiraf etti.. Bu Hintli Mustafa bir İngiliz ajanıydı.
Şubat 1919’da Afgan Emiri Habibullah’ı öldürmüş, ardından Mustafa Kemal Paşa’ya suikast düzenlemek için Ankara’ya gitmişti. Ankara’da herkesle dost gibi görünüyor, casus olarak bilgi topluyor, Atatürk’ü öldürmek için fırsat kolluyor ve...mektuplarıyla İngilizlere gelişmeleri bildiriyordu. Evet, amacı İngilizlerin isteğiyle Atatürk’ü ortadan kaldırmaktı. İşte o görünmez mürekkeple yazılan mektupta da Atatürk’ü öldürmesi için başarılar dileniyordu.
Neticede suçunu itiraf etti ve 24 Mayıs 1921’de idam edildi..
Evin duvarları birçok hadiseye tanıklık etmiştir. Atatürk’e suikastı bu evde yaşayan Mehmet adındaki kişi ortaya çıkarmıştı.
O mektuptan şüphelenmese belki Mustafa Kemal Paşa, Hintli Mustafa haini tarafından öldürülecekti.. Bu evi değerli kılan başka bir özellik daha vardı, ne mi? İstiklal Marşı işte bu gecekondu evde yazılmıştı.
Mustafa Sagir’in yakalanmasını sağlayarak Atatürk’e suikastı önleyen kişi bu evde yaşamış olan
Burdur Mebusu Mehmet yani
Mehmet Akif Ersoy’dan başkası değildi..Bilgisizlik ve cehalet karanlığının hüküm sürerek, her gün daha da arttığı günümüzde, aydınlık yarınlar için
bu bilgileri Türk gençlerimizden
lütfen esirgemeyin.
Prof. Dr. Kenan Aydın
Not;
Bahsigeçen milletvekilleri
Burdur Milletvekili M.Akif Ersoy
Balikesir Milletvekili Hasan Basri Çantay
Adana Milletvekili Dr.Eşref Akman
19 notes · View notes
ay-misali · 1 year
Text
Tumblr media
Sonbahar'da hazanı, Kış'da ayazı, Yaz' ın çöl nedir bilmem ben… Dost iklimine düştü, Dostun baharıyla coştu gönül.
… ay-misali
youtube
77 notes · View notes
mcanylm34 · 1 year
Text
Tumblr media
Kadir Süresi.
(1)- Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.
(2)- Bilir misin nedir Kadir gecesi?
Tumblr media
(4)- O gece melekler ve ruh, Rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar
(3) Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
(5) O gece tan yeri ağarıncaya kadar esenlik doludur.
Bu güzel gün ve Kadir gecemiz mübarek olsun
Dua eder dua beklerim Dost bildiklerim
76 notes · View notes
binevva · 4 months
Text
“İlimden sekiz şey öğrendim ki bu da bana kâfi geldi. Çünkü ben necâtımı ve kurtuluşa ermemi bunlardan bekliyorum.”
Şakîk: “Nedir onlar?” diye sordu, Hâtim el-Esamm şöyle cevap verdi:
“Birincisi: Halka baktım, her birinin bir sevdiği, bir mâşuku olduğunu gördüm. Bu sevilenlerin bazısı kişiye ölüm döşeğine kadar, kimisi de kabrin başına kadar eşlik ediyor; daha sonra hepsi geri dönüp kişiyi tek başına bırakıyor, hiçbirisi kabre onunla birlikte girmiyordu. Düşündüm ve dedim ki: İnsanın en hakikatli sevdiği, kabre onunla birlikte giren ve orada onunla birlikte arkadaşlık edendir. Salih ameller dışında böylesine rastlamadım, böylece onu, mezarımda bana bir aydınlık olsun, benimle arkadaş olup tek başıma bırakmasın diye kendime dost edindim.
14 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 8 months
Text
Mevlid Gecesinde Yapılması Tavsiye Edilen İbadetler
Tumblr media
Öncelikle Kur’an-ı Kerim okuyarak, Kur'an okuyanlar dinlenmeli. Kur'an ziyafetleri verilmelidir.
Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam Efendimize çokça salat ü selamlar getirilmeli. O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olabilme şuuru tazelenmelidir. Sünnetleri ihya edilmelidir.
Aile bireyleriyle birlikte bu gecenin mana ve ehemmiyeti hakkında sohbetler edilmelidir.
Allah rızası için namaz kılarak, kaza namazı, nafile namazlar kılınmalı, Kandil gecesi, özü itibariyle ibadetle ve ibadet şuuru ile geçirilmelidir.
Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yapılarak, Geçmişin muhasebesi ve murakabesi yapılmalı, geleceğin plan ve programı çizilmelidir.
Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek, bol bol tövbe ve istiğfar edilmeli; idrak ettiğimiz bu kandil gecesini son fırsatımız bilerek nedametle çok iyi geçirmeliyiz.
Tefekkürde bulunulmalı. “Ben kimim, nerden geldim, nereye gidiyorum, Yüce Allah'ın benden istekleri nelerdir?” gibi konular başta olmak üzere hayati meselelerde derin düşüncelere girilmeli.
Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek, diğer mümin kardeşlerimize de dualar etmeliyiz.
Yoksul, kimsesiz, öksüz yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilerek, sevgi, şefkat, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli, sevindirilmelidirler.
Eş, dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek, hayır dualarını almalıyız.
Dargın ve küskünleri barıştırarak, bu geceyi değerlendirebiliriz. Gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmelidir. Dargınlıklarımızı gidermeliyiz.
Mü'minlerle helalleşmeli, onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalıdır.
Üzerimize hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlakı yerine getirilmelidir.
Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazlarını cemaatle ve camilerde kılınmalıdır.
Mevlidi Şerif okumak.
Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın, büyüklerimizin ve bizleri okutan hocalarımızın kabirleri ziyaret edilmeli, aziz ruhları için Yasin ve Mülk süreleri okunup hediye edilmelidir.
Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli, manevi iklimlerinde Hakk'a niyazda bulunulmalıdır.
Hayatta olan manevi büyüklerimizin, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın, arkadaşlarımızın kandilleri bizzat gidilerek tebrik edilmeli veya telefon, e-mail çekerek tebrik edilmeli ve duaları istenmelidir.
Dini toplantılar, konferanslar, panel ve sohbetler düzenlenmeli, yapılan vaaz ve nasihatler dinlenmelidir. Bu gibi faaliyetlere iştirak edilmelidir.
Bu Kandil gecelerinde sevdiklerimize, çoluk çocuğumuza hediye ve ikramlarda bulunmalıyız.
'Mevlid nedir, ilk kutlamalar ne zaman başlamıştır, mevlid kandili bidat midir?' gibi suâller, kısa ve öz bir şekilde bu PDF dosyasında toparlanmıştır. (Soru-cevaplar -Dini Fetvalar- adlı telegram kanalından derlemedir.)
23 notes · View notes
acz1kul · 3 months
Text
Meşhurrrrr #SütTozu
Ankara’da bir ilkokul…
1955-60’lar, öğrenciler, Amerikan yardımı olarak yurda gelen sulandırılmış süt tozlarını içmek için sıradalar…
O günlerden yaşanmış bir anı
“1960’lı yıllarda ilkokula gidiyordum.
Öğretmenimiz süt tozu paketleri dağıttı; ABD’den yardım olarak gelmiş!
**
Bizim evde 100’e yakın keçi vardı, 30’dan fazla inek vardı.
Süt ve yoğurdu satma imkânımız yoktu.
Bize yetecek kadar her türlü süt ürünümüz vardı.
Ama ben cicili paketler içindeki süt tozu paketlerini sevine sevine eve getirdim.
Eve girmeden önce avluda dedemle karşılaştım; ‘elindeki nedir?’ diye sordu. Açıkladım… ‘Bizim sütümüz var, götür onu geri ver, sütü olmayan çocuklara versinler.’ dedi. aslında köyümüzde sütü olmayan ev yoktu. ben biraz duraklayıp götürmek istemedim. ‘Oğlum, bunlar bizim iyiliğimiz için bunu vermiyorlar, bizi zehirlemek için gönderiyorlar!’ dedi.
**
Ben okulda aldığım derslerden kendime güvenerek dedeme karşı geldim.
Söylediklerini okula gitmemiş dedemin cehaletine yordum.
Ona itirazlar ettim.
Beni ikna edemeyince inandırmak için bir deneye başvurdu. Güçlü bir köpeğimiz vardı. ‘Git, süt tozunu süte çevir getir.’ dedi. Gittim, süt tozundan süt yapıp getirdim. Köpeğimiz kulübesinde idi.
**
Götürdük ve önüne koyduk.
Ağzını koydu, yaladı, çekti, bırakıverdi; ‘Siz beni zehirlemek mi istiyorsunuz?!.’ anlamında hırsla bize baktı.
Saldıracak gibiydi.
Kabı aldık.
Dedem onu suda yıkadı.
Sonra bana ‘git, evden bizim sütten getir.’ dedi.
Evden yarım kilo kadar sütü götürüp yıkanmış kaba koydum. Yine köpeğin önüne sürdük.
Ağzını koydu.
Bir defa nefes aldı.
İki içimde sütü bitirdi. dedem hiç okula gitmemişti ama öğretmenimden ve o sütleri okulumuza gönderen yetkililerden daha çok şey biliyordu…”
Ve bu dağıtılan süt tozlarından sonra Turkiyede ilk “Çocuk felci vakaları görüldü ve felç salgını başladı.” Sonra ne mi oldu?
Amerika bize milyon dolarlar karşılığında çocuk felci aşıları sattı..
İlaç olsa bile içme düşman taşından, sakın taş attırma dost arkasından, kim iki yüzlü ise tut yakasından, bir sinine bir de canına Tükür...
Ne kadar manidar..
Bizi bomba ve silahlarla öldürenlerin,aşı ve yiyeceklerini masum gördüğümüz sürece daha çok aldanacağız. Önce bizi hasta edip,peşine ilaç ve aşısını satıyorlar!
(Alıntı)
10 notes · View notes
sonsuzamanlar · 3 months
Text
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ
Sahneye çıkmadan önce herkesten gizli alkol alırdım mutlaka sanki içmezsem sahnede yapamayacağımı yanlış söyleyeceğimi yada içmeden çıkarsam rahat olamayıp kendimi iyicene veremeyip insanların beni beğenmeyeceğini düşünürdüm. Şimdi düşünüyorumda insanlar keyif için içer bense özgüven eksikliğinden birşeyleri başarmak adına içiyordum. Alkol bağımlılığımda böyle başladı zaten tabi uyuşturucu bağımlılığım başlamasaydı da keşke hep alkol bağımlılığında kalsaydım kötünün iyisiydi alkol çünkü. Etrafımdaki müzisyen arkadaşlarım çok uyardı ama hiç dinlemedim alkol konusunda onları hiçbir zaman sahneye çıkmadan gizli gizli tuvalette bile içtim alkolü sanki beni iyi yapacak tek şey oymuş gibi. Aslında kimseyi suçlamaya gerek yok çünkü tüm suçlu benim bunların başıma gelmesinde hatalı olan benim fakat şöyle bir gerçek var ki benim özgüvenimi yerle bir eden etrafımdaki insanlar yani onlardı. Burada hata yaptılar işte bazen kullanıldığım dahi oldu maddi manevi herkes çıkar ilişkisi kuruyordu sanki benimle. Onlara iş ayarladığım sahne ekstra ayarladığım sürece iyiydim ve o zaman dostlarıydım sanki. İşte bu yüzden onlardan nefret ediyorum ve birazcık Hakkım geçtiyse hepsine asla hakkımı helal etmiyorum. Benden ne rica ederlerse etsinler ben hep evet deyip yanlarında dost oldum onlara fakat benim arkamdan uyuşturucu kullanıyormuş diye konuşmak yerine bir tanesi bile arayıp anlat bakayım neler oluyor birşeyler duyduk biz demediler hiçbir zaman dost olmadılar. Olsun hayat bu hiç belli olmaz bir gün beni anlayabilecek kadar öyle bir düşerler ki Allah öyle olaylar yaşatırki onlara yapayalnız kalmak arkadan konuşup bir el uzatmamak nedir o zaman anlarlar. Kimse yaşattığını yaşamadan ölmeyecek bu dünyada bu cümlenin adaletine inanıyorum ben sadece. Şimdi sadece konuşuyorlar öylesine aşağılıyorlar benim için sahne hayatını kaldıramadı hep yanlış yaptı diyorlarmış bazıları sahne nedir bilmezken ben sahnedeydim tam aralıksız 19 yıl sahne yaptım ben eğrisiyle doğrusuyla tam 19 yıl. Sahne hayatını kaldıramamış olsam herhalde üç beş yıl yapar bırakırdım ve yada kimse bana iş vermezdi ve bırakırdım. 19 yıl bu işi yapabildiysem bir şeyleri doğru yapmışımdır demektir yoksa kimse bana iş vermezdi asla. Olsun onlar boşboğaz ağızları ile öyle konuşsunlar benim canımı acıtmak için fakat bir gün kendi canlarıda acıyacak ettiğim ahlar yüzünden elbet. Benim hayatıma uyuşturucu girmeseydi ben pandemi ile birlikte bırakmazdım sahneleri benim sahne hayatımı sonlandıran tek şey uyuşturucu oldu sahnedeki başarısızlığım değil bana hadi sahne ayarla çalışalım diye dost gözüken çakallar çok konuştu çok aşağıladı beni fakat tek dileğim Rabbim öyle olaylar getirsinki hepsinin başına hepsinin içleri cayır cayır yansın ve kimse yaşattığını yaşamadan ölmesin....
Tumblr media
10 notes · View notes
layezalll · 1 year
Text
Tumblr media
Müebbet yemiş şiirlerden, türlü işkencelere maruz kalmış yaralı cümlelerden kısacası yüreğimin gurbetinden yazıyorum sana aziz İstanbul
Kimileri küfürler etti sana,
Yalnızlıklarına, terk edilislerine sebep gösterdiler seni
Ama hiç biri vazgeçemedi senden ve ben baharını özledim senin,
Simit satan eli nasır yüzü ve bahtı esmer çocuklarını,
Süleymaniye de sabahı, Eyüp de öğleni,
Üsküdar da akşamı özledim,
Ben senden başkasını sevmedim.
Bir sana müptelaydim, bir sana vurgun,
Şimdi senden uzakta yüregim Kırgın, gözlerim dargın, bedenim yorgun,
Hey bre rıyasına kurban olduğum
Kimler geldi geçti içinden sahi sen hiç aşık oldun mu??
Sen Fatihe âsiktin degil mi?
Uğruna gemileri geçirmisti karadan,
Çağ değiştirmişti seninle
Yok, sen degil Fatih sana âsikti değil mi?
Peki, sen kime âsiktin mendil satan çocuklara mı?
Denizine bakıp ağlayanlara mı, savaşlara mi, bakışlara mı?
Bakma sen bana saçmalıyorum,
Ne zaman seni özlesem hep böyle aptallasiyorum…
Dün gece düşümde sendeydim
Üsküdar’in da rüzgarın dağıtıyordu saçlarımı,
Savuruyordu hafiften, yaralarıma üflüyordu martıların.
Sana bakıyordum kız kulesinden, siyrilmistim hayatın tüm hilesinden…
Sahi ya aklıma gelmişken sorayım
düşlerin var mı senin ne görürsün mesela düşünde
Sende yikilanlarimi, sende ayakta kalmayı öğrenirler mi?
Sevenlerimi, sevilenlerimi
Sende yorgunsun biliyorum…
Bekle beni az kaldı geliyorum.
Geliyorum martıların baskenti,
Geliyorum nazlı yar, geliyorum vurgunlarin memleketi,
Geliyorum hadi beni denizinle sar,
Gönderme beni bir daha gurbete
Gönderme istersen koy sakla beni Karaca Ahmet’e
EYVAH
Zaman alıp götürünce gençliği acimtirak bir sevda tadı birakir dilinde
Bütün anıları biriktirirsin kumbara misali beyninde…
Sana fazla bir sey birakmaz hayat bir tutam eyvah kalır elinde…
Eyvah nedir bilir misin? 
Eyvah hatanın ardından söylenen bir hayret ve bitkinliktir. Ne çok hata yapmışım eyvah!
En büyük hatammissin eyvah!
Simdi sağım solum her yanım eyvah…
Ne zaman duracak yada ne zaman bizim için dönecek dünya bilmiyorum, susuyorum çünkü konuşacak bir şey yok, dilimde tek kelime eyvah!
SUSAMAM YETER
Şimdiki sevdalar, hüzünler başka,
Bu zamanda yasanilmaz be dostum
Silinmez lekeler bulaşmış aşka,
Bu zamanda âsik olunmaz azizim
İşsizlikle doldu memleketin her yanı,
Kalmadi mazide kalmadı güzel anı,
Üç kuruşa parsel parsel satıyorlar vatanı,
Düzen bozuldu beni dinlersen gelme ha
Bu düzensizlik kalbimde bir derin sızı,
Kendisi kumar oynar her gün oynasta kızı,
Dilim türkülere hasret mızrap unuttu sazı,
Böyle dünya dönmesin dursun be dost
Diyorlar çok konusma Fuat kes artık yeter,
Her şey günü gelince elbette biter,
Tak etti canıma susamam yeter,
Konusmak bile suç artık konuşma kardeş …
Puştluga, gavatliga medeniyet diyorlar,
Osmanlıya barbar ecdada cahil diyorlar,
Atama hain, vatana bir karış toprak diyorlar,
Din iman kalmamış bunlarda kirvem
 
‘’Memleketi kurtarmak sana mı kaldı kuzum?’’
Kışım bir garip artık gelmiyor yazım,
Küsmüş notalarım çalmıyor sazım,
Türküler bile değişti söyleme dost
142 notes · View notes
mesut-sems · 2 years
Text
Tumblr media
İmâm Mâlik Hazretleri'ne sordular;
"İnsanlar sâdık dostlarını çok yakın akrabalarından daha çok seviyorlar, bunun sebebi nedir ?"
İmam Mâlik(r.a) şu cevabı verdi;
"Akraba cisme, fâni bedene bağlıdır,
Sâdık Vefâlı bir Dost ise Rûh'a, Gönle bağlıdır...."
74 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 9 months
Text
“sevgili dost;
sevgi nedir? nedir seni uykularından vazgeçirecek şeyler?”
...
17 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Bozgunculuk
Bozgunculuk yapanların dünya üzerinde ki planlarını dine yamamak isteme amaçları nedir?
Bunun yanıtı çok basittir. Bilmediğimiz farklı hiçbir konudan bahsetmeyeceğim. Sadece yaşanan gerçekleri tarihi akışı içinde sizlere sunuyorum. Biraz uzun bir derleme olmakla birlikte farkındalık düzeyimizi değiştirecek bir yazı hazırladım.
Herkesin bildiği bir konuda alışık olmadığımız bir tarzda yazı kaleme almak zorunda hissettim kendimi.
İnsanları din dışında dini kullanmadan kandırmak mümkün olmadığı için yaşıyoruz bu zulmü.
Bunu neden en çok Yahudi ve Hristiyanlar yapmaktadır?
Bunun yanıtını da Kur'an veriyor aslında.
Maide suresi 51. ayette diyor ki;
✓ Ey iman edenler. Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden kim onlarla dost olursa bilin ki onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete doğru yola iletmez.
Bunu siyasi planlara ve o planlara uygun hareket edenlere göre değerlendirme yapalım. Kim kimin neden dostu olduğu ortaya çıksın.
Birileri ne derece doğru olduğu bilinmeyen Tevrat ile planlar yapıyor, birileri İncil ile planlar yapıyor.
Kur'an en son kitap ise bütün bunların hükmünün bittiği anlamına geldiği halde hem müslüman olduğunu iddia eden hemde Yahudi ve Hristiyan dinlerine atfedilerek anlatılan siyasi planların bir parçası olan hikayelere neden inanırlar?
Asıl sorun şu;
Bugün gerçek müslümanın kalmamış olması ve İslam dininin gerçeklerinin yaşanmıyor olmasından kaynaklanıyor.
Peygamber ve soyunun yok edilmesi Emevi zulmü ile dinin değiştirilmesi İbrahim ve onun hikâyelerinin dinin başlangıcı gibi anlatılması vb sebepler buna alan açmıştır.
Neden Yahudi ve Hristiyanlar planlarını Anadolu üzerinde yapmaktadır?
Bunun yanıtı da çok basittir.
İlk insan Adem'in ve eşi Havva'nın el ruha (Urfa) da yere ayak basmaları ve adam oğullarının Anadolu'da insanlığı, uygarlığı kurmuş olmalarıdır.
İlk kut verilmiş insanın Zulkarneyn olarak geçen Türk Oğuz Kağan'ın olmasından kaynaklanır.
Urfa, Balıklıgöl, İbrahim, İsmail ve kurban hikayeleri ve Nemrut ile İbrahim hikayelerinin amacı bu gerçeği gizlemektir.
Türklerin farkı şudur.
Kut verilmiş kişiler verilen görevi yapmaları gereken bir şekilde insanlığın huzuru ve yararına yapmış olmalarıdır.
Yahudiler ve Hıristiyanlar ise bütün bunları eğip bükerek kendi işlerine geldiği gibi yorumlamak ve uygulamak peşinde koşmalarından kaynaklanır.
Adam oğulları zamanında insanlığın ulaştığı seviyeye insanlık hiçbir zaman ulaşamamıştır.
Bugün ki bütün gelişmeler sömürgeye hizmet ettirmeye yönelik olup sonlarını getiren de bu olacaktır.
Dine dayanarak vaadedilmiş toprak yalanları, Mehdi, Mesih ve Deccal gelecek yalanları ile insanları kendi yanlarına çekme amacı Mehdi ve Mesih'in Anadolu'da ortaya çıkacağı yalanını tarikat ve cemaatler aracılığıyla yayma amacı budur.
Bütün bunların yalan olduğunu ve deşifre edileceğinin de Anadolu'nun gerçek sahibi Türkler tarafından gerçekleşecek olacağını planlarının içinde olmamış olması onları şaşkına çeviren tek sebeptir.
Türk'ü satın almak ve kullanmak mümkün olmayacağına göre karşısına hangi yalan ve hile konsa bile sonsuza kadar hiçbir işe yaramayacaktır.
Aldatanlar ve aldananlar yüzünden savaş, kan, gözyaşı dinmiyor.
1948 yılında bölgede israil adında bir şer yapının devlet olarak ilk kabul eden ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olmasını sağlayan hileyi bugün herkes öğrenmek zorunda kalacak.
O gün ki o ihanet bugün başımıza başka belaların açılmasına yol açmıştır.
Yahudiler ve Hıristiyanlar kendilerine hizmet edenleri ülkemizde kritik görevlere getirterek bugüne kadar kullanmışlardır.
Bunun sonu geldi artık.
Son kozlarını Mehdi, Mesih ve Deccal ortaya çıkararak oynayacak ve o savaşı kaybederek bitecekler.
Atatürk son kut verilmiş adam (Adem) oğludur.
Ona ve eseri Cumhuriyet ve o eserin Anadolu ile birlikte sahibi ve bekçisi Türklere düşmanlığın sebebi budur.
Birinci dünya savaşı ve ikinci dünya savaşı birer ateşkesti. O savaş devam ediyor.
Ülkemizi yönetenleri 1938'den bu yana kullandıkları halde bizi bugüne kadar yenebilmiş değiller.
Yenemezler! Atatürk'ün askerleri ve orduları görevlerinin başındadır.
Dinin siyasete alet edilmesinin sebebi de Yahudilerin ve Hıristiyanların planlarının bir parçasıdır. Ilımlı İslam bu anlamda emperyalist bir proje olarak uygulanmak istendi. Sonucu buna umut bağlayanlar için hüsran olacak.
Fitne, fesat ve bozgunculuk ile ilgili Kur'an da geçen ayetler ile bu yanıtı destekleyelim.
► Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz.” derler. (2/Bakara 11)
► Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridirler. Lakin farkında değillerdir. (2/Bakara 12)
► O (fasıklar) ki sağlamlaştırıldıktan sonra Allah’ın sözünü bozar, Allah’ın birleştirilmesini istediği (bağları) koparır, yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (2/Bakara 27)
► Hani Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demişti. Dediler ki: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi (halife) kılacaksın? Oysa bizler seni tüm eksiklerden tenzih ederek sana hamd etmekte ve seni takdis etmekteyiz.” (Allah) dedi ki: “Şüphesiz ki ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum.” (2/Bakara 30)
► (Hatırlayın!) Hani Musa kavmi için su talep etmişti. Dedik ki: “Asanı taşa vur.” (Asanın taşa değmesiyle) sular fışkırmış ve on iki pınar/çeşme oluşmuştu. Onlardan her bir topluluk kendilerine ait olan kaynağı bilmişti. Allah’ın rızkından yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın. (2/Bakara 60)
► (Bir işin başına yönetici olduğunda ya da) yanınızdan ayrıldığında yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ekini ve nesli yok etmek için çalışır. (Oysa) Allah, bozgunculuğu sevmez. (2/Bakara 205)
► Ey iman edenler! Kendi dışınızda (sırlarınızı paylaşıp iç işlerinizden haberdar edeceğiniz kâfir) bir çevre edinmeyin. (Çünkü kâfirler) size zarar vermekten geri durmaz, sizin zora düşmenizi isterler. Kinleri ağızlarında belirmiştir. Sinelerinin sakladığı (kin) ise çok daha büyüktür. Şayet aklediyorsanız gerçekten size ayetlerimizi açıkladık. (3/Âl-i İmran 118)
► (Bir diğer gayesi ise) münafık olan kimseleri açığa çıkarmaktır. Onlara: “Gelin! Allah yolunda savaşın yahut müdafa yapın.” denildiğinde dediler ki: “Şayet savaşmayı biliyor olsaydık size tabi olur (sizinle beraber savaşa çıkardık).” (Bu sözü söyledikleri) o gün, imandan daha çok küfre yakındılar. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı (inanmadıkları şeyi) söylüyorlar. Allah, onların gizlediklerini en iyi bilendir. (3/Âl-i İmran 167)
► Bundan dolayı, İsrailoğullarına (şöyle) yazdık: Kim bir nefsi başka bir nefse ya da yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibi olur. Kim de (meşru bir sebep olmadığı için öldürmeyi terk ederek) onu ihya ederse, bütün insanlığı ihya etmiş gibi olur. Andolsun ki, resûllerimiz apaçık delillerle onlara geldi. Bundan sonra onların birçoğu, bunun ardından yeryüzünde taşkınlık etmektelerdir. (5/Mâide 32)
► Yahudiler: “Allah’ın eli bağlanmıştır/eli sıkı bir cimridir.” dediler. Söyledikleri (bu çirkin söz) nedeniyle elleri bağlandı ve lanetlendiler. (Hayır, öyle değil!) Bilakis, Allah’ın iki eli de açıktır ve dilediği gibi harcar. Andolsun ki Rabbinden sana indirilen (bu Kur’ân), onların birçoğunun azgınlık ve küfrünü arttıracaktır. Biz, onların arasına kıyamete dek sürüp gidecek bir düşmanlık ve kin atmışızdır. Her ne zaman savaş ateşi yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuk için çabalarlar. Allah, bozguncuları sevmez. (5/Mâide 64)
Kâfirlerin Allah tasavvuru: Kâfirler iki gruba ayrılır. İlki; hiç bir kitaba ve nebiye müntesip olmayan Kureyş müşrikleri gibi toplumlardır. Bunlar Allah’a (cc) dair kitabi bir bilgiye sahip olmadıkları için, krala/meliğe benzettikleri bir Allah’a inanırlar. (bk. 2/Bakara, 186; 10/Yûnus, 18; 39/Zümer, 3; 71/Nûh, 23)
İkincisi; bir Kitab’a ve nebiye müntesip olmakla beraber, Kitap’tan ve nebiden yüz çevirmiş Yahudi, Hristiyan ve onları adım adım izleyen ümmeti Muhammed’in (sav) sapkınlarıdır. (bk. Buhari, 7320; Müslim, 2669) Vahiyden yüz çeviren bu toplumlar, zamanla kendilerine benzeyen bir Allah tasavvuru oluştururlar. Kendileri gibi cimri (5/Mâide, 64), dostlarını yardımsız bırakan (48/Fetih, 6, 12), fakir düşebilen (3/Âl-i İmran, 181), torpil yapıp adam kayıran (3/Âl-i İmran, 24; 5/Mâide, 18), ölünün ardından ıskat yapılarak kandırılabilen, telkin verilerek sorgusundan kopya çekilebilen bir Allah...
► Yeryüzü (Allah tarafından düzenlenip) ıslah edildikten sonra orada bozgunculuk yapmayın. O’na korkarak ve umarak dua edin. Elbette ki Allah’ın rahmeti, muhsinlere/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanlara pek yakındır. (7/A'râf 56)
► “Hatırlayın! Hani (Allah) Âd Kavmi'nden sonra sizleri halifeler kılmış ve sizi yeryüzüne yerleştirmişti. Ovalarında saraylar inşa ediyor, dağlarından evler yontuyordunuz. Allah’ın nimetlerini hatırlayın ve bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (7/A'râf 74)
► Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (yollamıştık). Demişti ki: “Ey kavmim! Allah’a ibadet/kulluk edin. Sizin O’ndan başka (ibadeti hak eden) bir ilahınız yoktur. Şüphesiz ki size Rabbinizden apaçık bir mucize geldi. Ölçü ve tartıyı tam tutun. İnsanların eşyalarını (değerini düşürerek) eksiltmeyin. (Allah) yeryüzünü düzenledikten sonra orada bozgunculuk yapmayın. Şayet inanmışsanız bu sizin için en hayırlı olandır.” (7/A'râf 85)
► “(Allah’ın yolunun) çarpık/eğri olmasını isteyerek ve O’na iman edenleri Allah’ın yolundan alıkoymak için tehditler savurarak her yolun başına oturmayın. Hatırlayın! Siz az iken sizi çoğalttı. Bozguncuların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın.” (7/A'râf 86)
► Onların ardından Musa’yı, Firavun ve önde gelen avanesine ayetlerimizle yolladık. Onlar (ayetlerimizi inkâr edip, alaya alarak) zulmettiler. Bozguncuların akıbetinin nasıl olduğuna bir bak. (7/A'râf 103)
► Firavun’un kavminden önde ► Firavun’un kavminden önde gelenler demişlerdi ki: “Sen, Musa’yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk yapsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın?” (Firavun terk etsinler diye mi bırakacaksın?” (Firavun onları yatıştırmak için) demişti ki: “Erkek çocuklarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Şüphesiz ki biz, onların üzerinde kahredici bir güce sahibiz.” (7/A'râf 127)
► Kâfirler de birbirlerinin dostudur. Şayet yapmazsanız (kendi aranızda dostluk edip, onları düşman edinmezseniz) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur. (8/Enfâl 73)
► (Allah’ın onları savaşa çıkmaktan alıkoyması şu hikmete mebnidir:) Şayet sizinle savaşa çıkmış olsalardı, size zarar vermekten başka bir artıları olmayacak ve aranızda fitne çıkarmak için uğraşacaklardı. Sizin içinizde de onlara kulak verenler vardır. Allah, zalimleri bilmektedir. (9/Tevbe 47)
► İçlerinden kimisi ona inanır, kimisi de inanmaz. Rabbin bozguncuları en iyi bilendir. (10/Yûnus 40)
► Onlar (ellerindekileri) atınca, Musa demişti ki: “Bu yaptığınız büyüdür. Şüphesiz ki Allah, onu iptal edecektir. (Çünkü) Allah, bozguncuların yaptığını ıslah etmez.” (10/Yûnus 81)
► (Demek) şimdi ha! (Oysa) daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. (10/Yûnus 91)
► “Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle kullanın. İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (11/Hûd 85)
► Sizden önceki nesiller arasında -kurtardığımız azınlık dışında- yeryüzünde fesadı engelleyecek birileri olmalı değil miydi? Zalimler ise (yeryüzündeki fesadı ortadan kaldırmak yerine) şımartıldıkları rahat hayatın peşine düştüler. Ve onlar suçlu günahkârlardı. (11/Hûd 116)
► “Allah’a yemin olsun ki sizin de bildiğiniz gibi bizler bu yere bozgunculuk için gelmedik. Ve biz hırsız da değiliz.” demişlerdi. (12/Yûsuf 73)
► Pekiştirdikten sonra Allah’ın ahdini (tevhid sözleşmesini) bozan, Allah’ın birleştirilmesini istediği bağları koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar (var ya); böylelerine lanet ve (ahiret) yurdunun en kötü (akıbeti) vardır. (13/Ra'd 25)
► Kâfir olup da (insanları) Allah’ın yolundan alıkoyanlara (gelince); onların bozgunculuklarına karşılık, azaplarının üstüne bir azap daha katarız. (16/Nahl 88)
► Kitap’ta İsrailoğullarına şu hükmü de verdik: Hiç şüphesiz, yeryüzünde iki defa bozgunculuk yapacak ve büyük bir kibirle azgınlaşacaksınız. (17/İsrâ 4)
► Dediler ki: “Ey Zulkarneyn! Şüphesiz ki Ye’cuc ve Me’cuc (topluluğu), yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadır. Sana bir vergi versek, sen de bizimle onlar arasına bir set yapsan (olmaz mı)?” (18/Kehf 94)
► “İnsanların eşyalarını eksiltmeyin! Yeryüzünde bozgunculuk yaparak, karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (26/Şuarâ 183)
► İşte (bu) ahiret yurdudur. Biz, onu yeryüzünde üstünlük taslamayan ve bozgunculuk istemeyenlere veririz. (Güzel) akıbet muttakilerindir. (28/Kasas 83)
► Dedi ki: “Rabbim (şu) bozguncu topluluğa karşı bana yardım et.” (29/Ankebût 30)
► Medyen’e kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Demişti ki: “Ey kavmim! Allah’a ibadet edin! Ahiret Günü (Allah’tan sevap almayı) umun. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık/düzensizlik/taşkınlık çıkarmayın.” (29/Ankebût 36)
► İnsanların elleriyle kazandıkları (günahlar) sebebiyle, karada ve denizde bozgunculuk baş gösterdi. Belki (İslam’a) dönerler diye (Allah), yaptıklarının (cezasının) bir kısmını onlara tattırmaktadır. (30/Rûm 41)
Yıllarca camiye giden biriydim. Son yıllarda camide siyaset yapılmaya başlandı ve camiye gitmeyi bıraktım. Yukarıda anlattığım ayetler ile ilgili camide neden konuşma yapılmadığını bir gün imama sordum aynen şunu söyledi bizim ne konuşacağımızı her hafta diyanet belirliyor. Niyeti o gün net olarak anladım.
Son sözleri yaşadığımız bazı bozgunculuk örneklerini vererek ve bir kez daha uyarılarımızı yaparak tamamlayalım.
Dinlerin insanlık yararına kullanılma tarihi aleyhine kullanılma tarihinden daha kısadır.
İsrail denen son bozgunculuk devlet olduğu günden bugüne insanlık adeta zulüm yaşamaktadır. Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve dolayısıyla 1938 sonrası ülkemizde yaşanan terör, askeri darbeler, özelleştirme talanı Cumhuriyet devrimlerinin özellikle laikliğin hedef alınmış olması bu bozgunculuğun bir ürünüdür.
Çünkü laiklik dinin insanlık aleyhine kullanılmasını önleyen en büyük devrimdir.
Bu son bozgunu bertaraf ettiğimiz de insanlık sonsuza kadar huzur içinde yaşayacak ve dinlerin farklı siyasi amaçlarla kullanılması tarih olacak.
Metafizik alanda ki gelişmeleri herkesin bilmesi ve anlaması mümkün olmadığı için şeytani planlar oradan yürümekte ısrar ediyor. Bunu bertaraf etmekte haliyle metafizik gelişmeler ile aşılacaktır.
Anayasa'dan Türklüğü çıkarmak isteyenler bir bozguncudur. Cumhuriyet devrimlerine düşmanlık yapanlar bozguncudur, Türk ulusunun sahip olduğu üretim ve hizmet araçlarını satanlar ve satın alanlar bozguncudur. Onların peşinden gitmeyin. Onlar sizi bugüne kadar yukarıda inandıkları dinin gerçeklerine aykırı davrananlar olduklarını ve dini sizi aldatmak için kullandıklarını artık görün.
Türklüğü unutturmak ve Türklerin araplaşmasını sağlamaya yönelik tüm çabalar Anadolu'yu Ortadoğu coğrafyasına benzeterek bu topraklarda israil benzeri bir şer devlet kurmaktır.
Arap coğrafyasında Atatürk sonrası kurulmuş hileye ve bozguna hizmet etmeyin.
Göç ile ülkenin demografik yapısının bozulmasına yönelik çabalar bozgunculuktur.
İnsanları borçlanmaya mahkum etmek adına düşük gelirli olmalarını dayatmak ve para toplayarak para satıp yasayla korunan satın alma gücünü ele geçiren tefeciliğin müşterisi olmaya zorlanmak bir bozgunculuktur.
Toplumu ırk ve mezhep üzerinden ayrımcılık yaparak bölmek bozgunculuktur.
Devlet yok şirketler var demek bozgunculuktur.
Ganimet olmak istemiyorsan önce direneceksin sonra gerekir ise savaşacaksın. Savaşmak son çaredir. Yurtta barış dünyada barış sözünün anlamını da yeniden idrak etmek gerekiyor. Ne demektir yurtta barış dünyada barış? Anadolu da barış ve huzur yoksa dünyada da olmayacak demektir. Bu kadim bir mesajdır. Kurt ulus olmak için kurtuluş savaşı vermiş bir ulusun dünyaya ve insanlığa mesajıdır. Batı çetesinin kan akıttığı her yere demokrasi ve barış getireceğiz yalanlarına benzemez. Önü arkası altı üstü doludur. Dobra bir duruştur. Osmanlıyı yıkan Atatürk değildi. Batının liberal işbirlikçi yazar, siyaset, gazeteci vb kullanılan kişiler tarafından uydurulmuş bir iftiradır. Osmanlıyı yıkan petrolü paylaşan ve Osmanlıyı borca sokarak esir alan yahudi tefecileridir. Onlar bugün yine aynı kılıkta başka yöntemler ile yine aynı oyunu oynuyorlar. Atatürk fitne ve fesadın planlarını bozduğu için bozgunculuk yapanları bir asırdır çılgına döndürmüştür. Bu sebeple çok yivli ve çok tetikli bir şekilde karşımıza dikilmeye yelteniyorlar. Yine aynı akıbeti yaşayarak son derslerini alarak yok olacaklar.
Atatürk sınır tanımayan arsızlığa sınır tanımayı öğretmiştir. Bugün bunun yeniden hatırlatılmasına ihtiyaç vardır.
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda ki asil kanda mevcuttur.
Topluma karşı gizli düşmanlık yapmak hainliktir.
] Önder KARAÇAY [
11 notes · View notes
asra-yemin-olsun-ki · 5 months
Text
Ufak bir yanlış hareketinle,sana darılacak kimseye çok güvenme.
İmam-ı Şâfi (Rahimehullah )✨
3 kez öfkelendiği halde sana kötü söz söylemeyen dostu kaybetme.
Câfer-i Sadık Radıyallâhu Anh ✨
Şimdi oturup düşünme vakti.✨
Dostluk ,vefa , samimiyet , iyi niyet , hoş görü, hüsn-ü zan nedir?
Dost kimdir.. ??
4 notes · View notes
mechullyolcu · 2 years
Text
Sevgili olmak nedir biliyor musun?
İki kelimelik bir “iyi geceler” cümlesini duymak için sabaha kadar beklemektir; o gelmediyse eğer, “günaydın” mesajını akşama kadar beklemektir.
Onun sana bir şey anlatmasına gerek yok!
Yüzündeki hüzünden, yüzünü göremiyorsan eğer sesindeki titreyişten ve hatta suskunluğundan bile iyi olmadığını hissedebilmektir sevgili olmak.
Ne de olsa aynı yüreği paylaştığın kişidir o…
Sevgili olmak;
“Seni seviyorum” demek değil, gözlerinin içine baka baka “sadece seninim” diyebilmektir…
“iyi misin” diye sormak değildir sevgili olmak, çünkü sen onun iyi ya da kötü olduğunu anlamak zorundasın; “neyin var” demek;
Akıl verir gibi şunu, bunu yap demek değil, “senin için ne yapabilirim” demektir sevgili olmak.
Çünkü o sevgiliyse eğer; bir şey yapabilmene gerek yok, yanında olduğunu göstermek yeterlidir Fedakarlıktır,
Mutluluğuna ortak olmak değil, mutsuzluğunu paylaşmaktır sevgili olmak…
Sevgili olmak şehvet dolu gecelerden çok, sakin bir sabaha birlikte uyanmayı düşlemektir.
Canından can olduğunu bilmektir..
Dost,
Arkadaş olabilendir sevgili…
Herkesin ilgisini çeken biri olduğun için değil, seni sen olduğun için seven, yalnızca kendisi olabildiği için sevmeyi tercih ettiğindir.
Yetmez mi ki?
Tumblr media
55 notes · View notes