Tumgik
#hayvan özgürlüğü
veganlogicdinamo · 6 months
Text
Kitabım şu anda indirimli.
7 notes · View notes
uuranustenkacann · 2 years
Text
Kafeste Doğan Kuşlar Bir Gün Uçmayı Hastalık Zannederler
“Kafeste doğan kuşlar bir gün uçmayı hastalık zannederler.”
Yukarıda yazılı cümleyi okuduğumda, aklıma gelen ilk şeyleri cümlelere dökecek isem şunları yazarım.
Alışkanlık, alışkanlık insanın doğasında olan bir şeyi bile zarar diye gösterir insana. Tamda anne karnından çıkıp, ilk nefeslerimizi aldığımızda başlar özgürlüğümüz. İlk adımlarımızı attığımızda özgür bir bireyizdir. Ne yazık ki her insan, hayvan yada  nefes alan başka bir canlı, aslında ona ilk nefesinde verilen bu özgürlük hakkını kullanamıyor. Bu cümleden örnek verecek olursam; kafeste doğan bir kuş, o gördüğü ama bir türlü oraya uçamadığı yerlere hiç gitmediği için sadece kafes ortamına alışkın olduğu, orayı tanıdığı için dışarıyı bir tehlikeden ibaret olarak görür. Aslında hepimiz bu duyguyu yaşamışızdır. Kendimden örnek verecek olursam şunu söylerim. Okul değiştirdiğimde, eski sınıfımda olan rahatlığı hissetmemiştim ama daha sonra oraya alıştıkça eski sınıfımdan bir farkı kalmamıştı benim için. Bence o kuş özgürlüğün tadını aldığında, kafesi bir hastalık olarak görür. O kadar çok bu konuyu anlatan film, dizi, kitap var ki. Aslında bakarsanız bu film, dizi veya kitaplarının başında genellikle “GERÇEK OLAYDAN ESİNLENEREK YAZILMIŞTIR!” cümlesini görürsünüz. Aynı zamanda haberlerde de bu olaylarla fazlasıyla karşılaşıyoruz. Peki bu olayları gördüğümüzde ki tepkilerimiz neler? Bence sadece göz yummak! Bilmiyorum bana mı öyle geliyor ama ben özgürlüğe aç insanların gözünün içine bakmaktan başka bir şeyler yaptığımızı düşünmüyorum. Bana bunu düşündüren şey ise o insanların, hayvanların  özgürlüğünü alan kişiler. Geceleri  tek başına sokağa çıkmaya korkan kadınların, insanlar ona yaklaşınca korkan hayvanların, “eğer bunu öğrenirlerse bana şiddet  uygularlar.” diyen gençlerin hepsinin özgürlüğü alınmıştır. Peki bu canlılara bunu yaşatan o kişiler bunu düşünmeyecek kadar aciz mi? Suç işleyen insanlardan bahsedelim. Neden bir suç işledikten sonra yakalanma korkusu içine giriyorlar? Çünkü yakalanırlarsa özgürlükleri ellerinden alınacak. Özgür bir ortamda, özgürce davranmayan insanların, hayvanların hepsine büyük bir özür borcumuz var. Bence çoğu insanın vardır, sevmek için elini kaldırdığı ama onun bana şiddet gösterecek düşüncesiyle kaçtığı bir sokak hayvanı. O hayvanın bunu yaşamasına gerek var mı? Bence o da sevilmek ister.  Aslına bakarsanız bir hayvana, bir canlıya bu şiddet  neden bu yapılır? Bu hayvan benim evimin, apartmanımın önünde yemek yediği için onu öldürdüm. Bu cümle gerçek. Haberlerde o kadar çok buna benzer örnek var ki. Bizim apartmanımızın önünde fazlasıyla kedi var ve apartman sakinlerimizin bazıları bundan şikayetçi olduklarını duymuştum.  Oysaki o kedilerin bizden sadece bir kap mama ve bir kap su beklediğinden fazlasıyla eminim. Bir keresinde yine bir internet sayfasında gördüğüm bir haberden bahsetmek istiyorum. Bir insan(!) hayvanlara yardımda bulunuyor. Her gün onlara mama veriyor, su veriyor. Gören insanlar ise düşünüyor “Hala iyi insanlar var.” Daha sonra fark ediyorlar ki her hafta başka bir hayvan zehirlenerek ölüyor. Meğersem o insan(!) hayvanlara tarihi geçmiş, bozulmuş yemekleri veriyormuş . Daha sonra “Neden yaptın?” dediklerinde “Bir nedeni yoktu.” cevabını almak ise insanda farklı bir duyguya neden oluyor. Şimdi ise bu konuyla ilgili  bir kaç kitap alıntısı vermek istiyorum.
  "İster avuç dolusu altın, ister yürek dolusu sevda olsun; sonuç özgürlük ise bedelin ne olduğunun, kime ve nasıl  ödendiğinin artık hiçbir önemi yoktu."-Şu Dağın Ardı İran, Meltem Vural
 “Özgürlük neye yarar, yaşarsa bir arada özgürler ile tutsaklar.” -Bertolt Brecht
“Özgürlük özgürlüktür, eşitlik ya da tarafsızlık ya da adalet ya da insan mutluluğa ya da vicdanlılık değildir.” -Isaiah Berlin
Hayvanat bahçelerinden de bahsetmek istiyorum. Sırf insanlar o kafesin içindeki hayvanlar onlara maskaralık yapsın diye kafeste esir tutulmak zorunda değiller. Bilmem farkında mısınız? İnanlar bunun için para ödüyor. Hayvanat bahçesi kendine ait olan insanlar ise sırf para kazanmak için hayvanların özgürlüklerine el koymaya devam ediyor. Yabancı ülkelerin bir uygulamasını görmüştüm. Eminim çoğu kişi de bu uygulamayı sosyal medya üzerinden görmüştür. İnsanlar o hayvanat bahçesine geldikten sonra bir araca biniyorlar ve bu araç kafes şeklinde. İnsanların görmek istediği hayvanlar ise dışarıda özgür bir şekilde geziyor. Bence olması gerekende bu. Sonuçta bu hayvanlar bizi görmek istemiyor. Biz o hayvanları görmek istiyoruz.Bence  bu uygulama ve buna benzer uygulamalar bizim ve bu uygulamaya sahip olmayan diğer ülkelere de getirilmeli. Eminim bizlerden çok hayvanlar bu duruma sevinecektir:) 
Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere özgürce gezebilmemiz için , özgürce bu ülke için çalışmamız için verdiği bu güzel ülkede, özgürce dolaşamayan her insan, her hayvan ve nefes alan her canlıdan tekrar özür diliyoruz. Özgürlüğü kısıtlanan kişileri gördüğümüzde sessiz kalmazsak, sesimizi duyurursak bence her şey daha güzel olabilir. 
Birde şiir örneği vermek istiyorum.
ÖZGÜRLÜK
Bir uygarlık yolundayız,
Tek kozumuz Cumhuriyet
Amacımız özgürlük
İlelebet, sonsuza dek.
Sadece umut var gözlerimizde
Birazda endişe,
Vatan aşkı ile süslenmiş
Ağzımızdan çıkan tek hece.
Bir bütün gibiyiz
Bitmez bir bütün
Sadece tek bir şey var
Bitmez tükenmez özgürlük.
-Tuğçe Gucuk
Bu yazıyı yazarken özgürlüğün önemi olduğunu daha da anladım. Aslında özgürlük insan için ne kadar da önemli bir şey. Özgürlük olmasaydı, ,insanlar nasıl yaşardı? Bize özgür bir şekilde yaşayabilmemiz için bu vatanı bırakan Mustafa Kemal Atatürk’e ne kadar teşekkür etsek az, her ne kadar özgür yaşayamasakta. Özgürlük sadece kelimelerden ibaret değildir. Bunun önemini bir kez daha anladım. Özgürlüğün kısıtlanması sadece fiziksel yollardan yapılan bir durum değildir. Aynı zamanda psikolojik baskıda insanın özgürlüğünü elinden alır. Hatta sanırım insanlarda en etki bırakan da psikolojik baskı. Psikolojik baskının en çok gençlerde ve çocuklarda etki bıraktığı da bence doğru. Çünkü küçük yaşta bu durumdan etkilenen birey, büyüdükçe bu etkiden kurtulmak yerine, geçmişteki izlerin şuan ki yaşamına yansıması oldukça doğru. Bu durumdan kurtulmak isteyen birey, psikoloji tedavi görerek bu durumu atlatabilir. 
Bu yazığı yazdığım gün 4 Ekim yani 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü. Hayvanları özgürlüklerinden almak yerine onlara şefkat gösterelim, merhamet gösterelim, yardım edelim, sevelim, koruyalım. Aslında bunları yaparsak kendimizde bile değişim görebiliriz. Daha şefkatli oluruz, daha merhametli oluruz, daha sevecen oluruz. Bu değişimi gözlemlediğimizde, kendimizdeki farkı fark edebileceğimize çok eminim.
Her şeyin farkında olduğumuz bu toplumda, görmezden gelip,özgürlüğünün kısıtlanmasına birde bizim katkımız olan bu toplumun gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu toplum için, özgürlüğü elinden alınan her canlı için , onlara daha iyi imkan sunmak için çalışıp, gelecekte o kişilere yardım edecek kişilerden biri olacağım.Eminim çoğu insanda bunun için çabalayacak. 
“Bizden sonra gelecek olan doğmamış nesillere karşı sorumluluğumuza bakarsak, barış ve özgürlüğün birbirine kopmaz bir bağ ile bağlı olduğu ve birine karşı olan tehdidin her ikisini de tehdit edeceğini farkına varmakta nasıl başarısız olabiliriz?”
“Eğer çoğunluk ezmek isterse, demokrasinin gelmesi azınlık için özgürlüğün başlangıcı değil kalıcı olarak kaybedilmesi demek olacaktır. Özgür bir toplumda devlet, insanların işini yönetmez. Kendi işlerini yöneten insanlar arasında adaleti yönetir.”
Müge Aykut
2 notes · View notes
pahali · 9 days
Text
Çocuklar İçin Giyim ve Oyuncak: Trendler ve Tercihler
Çocuk giyimi ve oyuncak endüstrisi, dinamik bir yapıya sahip, sürekli olarak değişen ve evrilen bir sektördür. Özellikle erkek çocuk giyimi ve kız çocuk giyimi alanında moda trendleri sık sık değişirken, oyuncak sektörü de teknolojik ilerlemeler ve çocukların ilgi alanlarındaki değişikliklere paralel olarak gelişmektedir.
İlk olarak, erkek çocuk giyim üzerine odaklanırsak, son yıllarda rahatlık ve tarz arasında bir denge kurma eğilimi dikkat çekmektedir. Artık çocuklar için giyim seçenekleri, hem hareket özgürlüğü sağlayacak kadar rahat, hem de görsel açıdan çekici olan tasarımlara yönelmektedir. Pamuklu kumaşlar ve esnek kesimler, erkek çocuk giyiminde önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca, canlı renkler ve eğlenceli desenler de popülerlik kazanmaktadır. Özellikle çizgi film ve süper kahraman karakterlerinin yer aldığı tasarımlar, çocukların ilgisini çekmektedir.
Kız çocuk giyiminde ise, zarafet ve şıklık ön planda tutulmaktadır. Dantel detaylar, tüyler, payetler ve parlak renkler, kız çocuklar için popüler seçenekler arasındadır. Ayrıca, prenses temalı elbiseler ve hayvan desenli kıyafetler de geniş bir ilgi görmektedir. Ancak, günümüzde kız çocukları için giyim seçeneklerinde daha fazla çeşitlilik ve cinsiyet stereotiplerine meydan okuyan tasarımlar da giderek artmaktadır. Cinsiyetin belirli bir tarzı veya renkleri olması gerektiği düşüncesine karşı çıkan markalar, cinsiyetin ötesindeki tercihlere hitap eden giyim koleksiyonları sunmaktadır.
Giyim endüstrisinin yanı sıra, oyuncak sektörü de sürekli olarak gelişmektedir. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, akıllı oyuncaklar ve interaktif oyunlar çocukların ilgisini çekmektedir. Bununla birlikte, klasik oyuncaklar da hala popülerliğini korumaktadır. Ahşap oyuncaklar, bulmacalar, bloklar ve bebekler, çocukların yaratıcılığını ve hayal gücünü geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, çevre dostu oyuncaklar da giderek daha fazla tercih edilmektedir. Geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılmış ve sürdürülebilir üretim prensiplerine uygun olan oyuncaklar, ebeveynlerin ve çocukların ilgisini çekmektedir.
0 notes
italyancharm · 1 month
Text
Tumblr media
İtalyan Charm Bileklik, zarafetin ve şıklığın simgesi olan İtalyan bilekliklerinin en özel ve göz alıcı tasarımlarından biridir. Bu bileklikler, İtalyan ustaların elinden çıkan özenle işlenmiş parçalarıyla dikkat çeker ve her biri benzersiz bir hikayeyi yansıtır.
İtalyan Charm Bileklik, incelikle işlenmiş detayları ve özel tasarımlarıyla her yaşa ve her tarza hitap eder. Her bir charm, kişisel anlamlar taşır ve kullanıcılarına kendilerini ifade etme özgürlüğü verir. Bu bileklikler, sadece bir aksesuar değil, aynı zamanda birer sanat eseri olarak da değerlendirilebilir.
İtalyan Charm Bileklikler, genellikle gümüş veya altın gibi değerli metallerden üretilir ve üzerlerinde farklı temalara sahip charm'lar bulunur. Kalp, yıldız, hayvan figürleri ve semboller gibi çeşitli motiflerle süslenmiş olan bu bileklikler, her biri özenle seçilmiş ve işlenmiş parçalardan oluşur.
Bu özel bileklikler, hem günlük hayatta hem de özel günlerde kullanılabilecek kadar çok yönlüdür. İtalyan Charm Bileklikler, hem şıklığı hem de anlamı bir arada sunarak kullanıcılarına benzersiz bir deneyim yaşatır. Kendinizi ifade etmenin ve tarzınızı yansıtmanın en güzel yollarından biri olan İtalyan Charm Bileklikler, her yaş grubundan insanın beğenisini kazanmayı başarmıştır.
Biz, bileklik tutkunlarına bu eşsiz parçaları sunmaktan gurur duyuyoruz. Her bir İtalyan Charm Bileklik, sevgiyle seçilmiş ve özenle paketlenmiş olarak sizlere ulaştırılır. Sıradanlıktan uzak, özgün ve etkileyici tasarımlarıyla İtalyan Charm Bileklikler, her anınıza renk katacak ve tarzınızı tamamlayacak.
0 notes
bilaldemirkr · 2 months
Text
Vegan Yemek Tarifleri: Sağlıklı ve Lezzetli Seçenekler
New Post has been published on https://bilaldemirkr.com.tr/vegan-yemek-tarifleri-saglikli-ve-lezzetli-secenekler/
Vegan Yemek Tarifleri: Sağlıklı ve Lezzetli Seçenekler
Sağlıklı ve lezzetli vegan yemek tarifleri ile ilgili merak ettiğiniz her şey! Vegan malzemeler, sağlık faydaları, kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve tatlı tarifleri.Vegan yemek tarifleri, son yıllarda popülerliği artan sağlıklı ve lezzetli seçenekler arasında yer alıyor. Hem sağlıklı beslenmeye önem verenler hem de çevreye duyarlı olanlar için vegan yemekler, mükemmel bir tercih olabilir. Peki, vegan yemek tarifleri nedir ve neden tercih edilmelidir? Bu yazıda, vegan yemek tariflerinin sağlık faydalarından, temel malzemelerinden, kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve tatlı tariflerine kadar birçok konuyu ele alacağız. Eğer siz de sağlıklı ve lezzetli yemekler arayışındaysanız, bu yazı tam da size göre! Vegan yemek tarifleri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu tarifleri denemek istiyorsanız, yazının devamını mutlaka takip edin. Haydi, sağlıklı ve lezzetli bir dünya vegan yemeklerle keşfedin!
Vegan Yemek Tarifleri Nedir?
Vegan yemek tarifleri, hayvansal ürünler içermeyen ve tamamen bitkisel besinlerden oluşan yemek tarifleridir. Bu tarifler, et, balık, süt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünlerin kullanılmadığı sağlıklı ve çevre dostu seçenekler sunarlar.
Vegan yemek tariflerinin yaygınlaşmasıyla beraber, bu tarz beslenmeyi tercih eden kişilere yönelik pek çok alternatif ortaya çıkmıştır. Vegan yemek tarifleri, sağlıklı beslenme ve çevre dostu yaşam tarzının bir parçası olarak kabul edilmektedir.
Vegan yemek tarifleri, temel olarak sebzeler, meyveler, baklagiller, tahıllar, kuruyemişler, tohumlar ve bitkisel yağlar gibi malzemelerden oluşur. Bu malzemelerin bir araya getirilerek pişirilmesiyle lezzetli ve doyurucu yemekler elde edilebilir.
Bu tarifler arasında makarna, pilav, salata, çorba, sebze yemekleri, pizza, vejetaryen burgerler, tatlılar gibi çeşitli seçenekler bulunmaktadır. Vegan yemek tarifleri oldukça çeşitlidir ve her damak zevkine uygun seçenekler sunarlar.
Vegan yemek tarifleri sadece sağlık açısından değil, aynı zamanda çevresel etki, hayvan hakları ve sürdürülebilirlik açısından da tercih edilmelidir. Bu tariflerle sadece sağlıklı yemek seçenekleri sunulmaz, aynı zamanda çevreye ve canlılara daha duyarlı bir yaşam tarzı benimsenir.
Neden Vegan Yemekler Tercih Edilmeli?
Vegan yemekler, sağlık açısından oldukça faydalı ve çevre dostu bir alternatif sunmaktadır. Genellikle bitkisel ürünlerden oluşan vegan yemekler, hayvansal ürünlerin kullanılmadığından dolayı daha düşük kalorili ve doymuş yağ oranı düşük bir beslenme tarzı sunmaktadır. Bu sebeple, vegan yemekleri tercih etmek, kilo kontrolü sağlamak ve kalp hastalıkları riskini azaltmak için önemlidir.
Aynı zamanda, hayvansal ürünlerin tüketimi, yaşam tarzı, etik ve çevresel endişelerle de ilgilidir. Vegan beslenme, hayvanların özgürlüğü ve çevre koruması için yapılan bir seçimdir. Hayvanların yaşam haklarına saygı gösteren ve çevre dostu bir yaşam tarzı benimseyenler için vegan yemekler, etik bir tercih olmaktadır.
Ayrıca, vegan yemekler, çeşitliliği ve lezzeti ile de ön plana çıkmaktadır. Vegan tariflerle hazırlanan yemekler, sebzelerin ve baklagillerin farklı tatlarını ve dokularını keşfetmek için harika bir fırsat sunar. Baharatlar, otlar ve sağlıklı yağlarla zenginleştirilen vegan yemekler, hem damak zevkine hitap eder hem de besleyici bir öğün sunar.
Özetle, vegan yemekleri tercih etmek, sağlık, çevre ve etik açıdan birçok fayda sunmaktadır. Bu nedenle, bilinçli seçimler yapmak ve deneyimlerinizi daha sürdürülebilir bir yaşam tarzıyla birleştirmek için vegan yemekler kesinlikle tercih edilmelidir.
Vegan Yemeklerin Sağlık Faydaları
Vegan yemekleri, sağlık açısından pek çok fayda sağlayabilir. İçerdikleri %100 bitkisel kaynaklı besinler sayesinde, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyenler için ideal bir tercihtir.
Sebzeler, meyveler, baklagiller, tahıllar, ve kuruyemişler gibi vegan yemeklerin temel malzemeleri, lif açısından oldukça zengin olduğu için bağırsak sağlığını destekler. Ayrıca, doymamış yağ asitleri, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından da oldukça zengindir.
Araştırmalar, vegan beslenmenin kalp hastalıkları, kanser, diyabet ve obezite riskini azalttığını göstermektedir. Hayvansal ürünlerden uzak durmak, kandaki kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olurken, aynı zamanda kan basıncını kontrol altında tutabilir.
Vegan yemekleri tüketerek, vücudun ihtiyaç duyduğu temel besinleri almak mümkündür. Protein, kalsiyum, demir, B12 vitamini gibi besin maddeleri, bitkisel kaynaklarla da karşılanabilir. Bu da vegan beslenmenin vücut sağlığına katkısını gösterir.
Sağlık açısından birçok faydası olan vegan yemekleri düzenli olarak tüketerek, vücudu detoksifiye etmek, sindirim sistemini düzenlemek ve enerji seviyesini artırmak mümkündür. Bu nedenle, vegan beslenme tarzını benimseyenler, sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayabilirler.
Temel Vegan Yemek Malzemeleri
Vegan yemek tarifleri denildiğinde akla gelen ilk şey genellikle sebzeler, baklagiller ve tahıllar olur. Bu tariflerle hem sağlıklı hem de lezzetli yemek alternatifleri sunulabilir. Vegan yemeklerin temel malzemeleri arasında baklagiller, sebzeler, yağlar, tahıllar ve baharatlar bulunur. Bu malzemelerle mutfakta olağanüstü lezzetler yaratabilirsiniz.
Baklagiller vegan mutfakların vazgeçilmez protein kaynağıdır. Mercimek, nohut, fasulye ve yeşil mercimek gibi baklagillerle birçok farklı yemek hazırlamak mümkündür. Aynı zamanda baklagiller lif, vitamin ve mineral bakımından da oldukça zengindir.
Sebzeler vegan yemek tariflerinin en önemli parçalarından biridir. Renkli, çeşitli sebzeler yemeklere lezzet katar ve sağlık açısından da oldukça faydalıdır. Havuç, brokoli, kabak, patates gibi sebzelerle besleyici ve doyurucu yemekler hazırlamak mümkündür.
Yağlar vegan mutfağında da oldukça önemli bir yere sahiptir. Zeytinyağı, hindistancevizi yağı, susam yağı gibi sağlıklı yağlarla yemeklere lezzet vermek mümkündür. Ayrıca yağlar yağda çözünen vitaminlerin emilimini artırarak daha besleyici yemekler hazırlamanıza yardımcı olur.
Tahıllar ve Baharatlar birçok farklı vegan yemek tarifinde kullanılan temel malzemelerdir. Bulgur, pirinç, quinoa gibi tahıllarla besleyici ve doyurucu yemekler hazırlamak mümkündür. Ayrıca baharatlar yemeklere lezzet katmanın yanı sıra sağlık açısından da birçok fayda sağlar. Zencefil, zerdeçal, acı biber gibi baharatlar antioksidan özellikleriyle bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir.
Vegan Kahvaltı Tarifleri
Vegan Kahvaltı Tarifleri arayanlar için sağlıklı ve lezzetli seçenekler sunuyoruz. Kahvaltı, günün en önemli öğünüdür ve vegan beslenme tarzını benimseyenlerin de bu öğünde lezzetli seçeneklere sahip olmaları oldukça önemlidir. İşte, vegan kahvaltı tarifleriyle gününüze sağlık dolu bir başlangıç yapabilirsiniz.
Muzlu Chia Puding
Muzlu chia puding, hem sağlıklı hem de doyurucu bir kahvaltı seçeneğidir. Bir kap chia tohumunu bir bardak badem sütüyle karıştırın ve buzdolabında bir gece boyunca bekletin. Sabahleyin üzerine dilimlenmiş muz ekleyerek tüketebilirsiniz.
Avokado Ezmeli Tost
Bir dilim tam buğday ekmeğine avokado ezmesi sürün ve üstüne domates dilimleri ekleyerek hafif bir kahvaltı yapabilirsiniz. Bu tost, sağlıklı yağlar ve lifli bir ekmek ile dengeli bir kahvaltı seçeneğidir.
Keten Tohumlu Smoothie Bowl
Bir blenderda muz, çilek, bütün keten tohumu, yulaf ezmesi ve badem sütünü karıştırarak kıvamlı bir smoothie bowl elde edebilirsiniz. Üzerine çeşitli meyve dilimleri ve granola ekleyerek servis yapabilirsiniz.
Vegan Öğle Yemeği Tarifleri
Vegan öğle yemeği tarifleri, sağlıklı ve lezzetli seçenekler sunarak vegan beslenme tarzını benimseyenler için harika seçenekler sunmaktadır. Bu tarifler, hayvansal ürünler kullanılmadan hazırlanmış ve bitkisel bazlı besinlerle zenginleştirilmiş öğle yemeği alternatifleridir.
Vegan öğle yemeği tarifleri içerisinde genellikle sebzeler, baklagiller, tahıllar ve sağlıklı yağlar yer almaktadır. Bu tariflerin hazırlanması oldukça kolaydır ve aynı zamanda dengeli bir beslenme için gerekli olan temel besin öğelerini de içermektedir.
Vegan öğle yemeği tarifleri arasında bulunan vegan protein kaynakları sayesinde, et, süt ve süt ürünleri tüketmeyen bireyler dahi protein ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Ayrıca, bu tarifler zararlı doymuş yağ ve kolesterol içermediği için kalp sağlığı açısından da oldukça faydalıdır.
Bu tarifler, sağlıklı ve besleyici öğle yemekleri arayanlar için ideal bir seçenek olabilir. Örneğin, quinoa salatası, kinoa ve sebzelerin harmanlanmasıyla hazırlanan bir öğle yemeği alternatifidir. Ayrıca, mercimek çorbası ve sebzeli bulgur pilavı gibi tarifler de öğle yemeği için vegan alternatifler arayanlar için tercih edilebilir.
Vegan Akşam Yemeği Tarifleri
Vegan akşam yemeği tarifleri arayanlar için sağlıklı ve lezzetli seçenekler sunuyoruz. Vegan akşam yemekleri, et ve hayvansal ürün içermeyen birçok lezzetli yemeği içerir. Bu tarifler hem sağlıklı hem de besleyici olmalarının yanı sıra hayvansal ürünlerin kullanılmaması sayesinde çevre dostu bir seçenektir.
Linsen Ceviz Kebabı: 1 su bardağı kırmızı mercimeği ve 1 su bardağı bulguru bir kaba alın. Üzerine 1 su bardağı ceviz içi, 2 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı kimyon, karabiber, tuz, kekik ekleyin. Güzelce yoğurduktan sonra şekil verin ve 180 derece fırında 20 dakika pişirin.
Sebzeli Nohut Yemeği: 2 su bardağı haşlanmış nohut ve 3-4 adet patatesi doğrayın. 1 adet soğanı incecik doğrayın ve zeytinyağında kavurun. Üzerine doğradığınız sebzeleri ekleyin ve suyunu çekene kadar kavurun. Ardından 1 yemek kaşığı domates salçası, tuz ve 1 su bardağı su ilave edin. Sebzeler yumuşayana kadar pişirin.
Quinoa Salatası: 1 su bardağı quinoa ve 2 su bardağı suyu bir tencereye alın. Su kaynayana kadar karıştırın ve kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Soğuduktan sonra üzerine doğradığınız salatalık, domates, kırmızı biber, yeşillikler, limon suyu, zeytinyağı ve tuz ekleyin. Harmanlayarak servis yapabilirsiniz.
Mantar Fajitas: 250 gram mantarı dilimleyin ve tavada suyunu salıp çekene kadar kavurun. Üzerine 1 yemek kaşığı soy sosu, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı kimyon, tuz ve karabiber ekleyin. 2-3 dakika kadar kavurup, tortilla ekmeği ile servis yapabilirsiniz.
Vegan Tatlı Tarifleri
Vegan tatlı tarifleri, şeker ve süt gibi hayvansal ürünler içermeden, bitkisel bazlı malzemelerle hazırlanan lezzetli atıştırmalık ve tatlı tarifleridir. Bu tarifler, hem sağlıklı hem de lezzetli atıştırmalıklar sunar, aynı zamanda çevre dostu ve hayvanları koruma konusunda da destekleyici bir etkiye sahiptir. Ayrıca, vegan tatlılar geleneksel tatlı tariflerine kıyasla daha düşük yağ ve şeker içeriğine sahip olabilir, bu da sağlıklı bir alternatif sunar.
Bazen sağlıklı yaşam tarzına uygun atıştırmalıklar ve tatlılar bulmak zor olabilir. Ancak, vegan tatlı tarifleri, sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar sunmak için bitkisel bazlı malzemeler kullanır. Örneğin, aquafaba (nohut suyu), hindistancevizi yağı, badem unu, yulaf ezmesi ve taze meyveler gibi malzemelerle hazırlanan vegan tatlı tarifleri, doğal tatlandırıcılar ve sağlıklı yağlar içerir. Bu da tatlılarınızı daha sağlıklı hale getirir.
Vegan tatlılar, sağlık açısından da birçok fayda sunar. İçerdikleri bitkisel malzemeler, lif, antioksidanlar, vitaminler ve mineraller bakımından zengindir. Özellikle rafine şeker içermeyen vegan tatlılar, kan şekerini dengelemeye yardımcı olabilir ve kilo kontrolüne destek olabilir. Ayrıca, hayvansal ürünler içermeyen tatlılar, kolesterol ve doymuş yağ alımını da azaltarak kalp sağlığını destekleyebilir.
Vegan tatlı tarifleri arasında birçok farklı seçenek bulunur. Meyveli tatlılar, hindistancevizi bazlı tatlılar, kurabiyeler, kekler, pudingler ve dondurmalar gibi birçok çeşitli lezzetli tariflerden oluşur. Bu tarifler, hem sağlıklı hem de doyurucu içerikleriyle tatlı ihtiyacınızı karşılamak için ideal seçenekler sunar.
Vegan tatlı tariflerini deneyerek, sağlıklı yaşam tarzınıza uygun lezzetli atıştırmalıklar hazırlayabilir ve hayvansal ürünlerden uzak durarak çevre ve hayvanları koruma konusunda katkıda bulunabilirsiniz. Ayrıca, bitkisel bazlı malzemelerle hazırlanan tatlılarla daha hafif ve sağlıklı bir alternatif sunarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.
Sık Sorulan Sorular
Vegan yemek nedir?
Vegan yemekler, hayvansal ürünler kullanılmadan hazırlanan ve bitkisel bazlı besinlerle yapılan yemeklerdir. Vegan beslenme, hayvan hakları, çevre ve sağlık nedenleriyle tercih edilmektedir.
Vegan bir yemeği nasıl lezzetlendirebilirim?
Vegan yemekleri lezzetlendirmek için baharatlar, limon suyu, soğan, sarımsak ve farklı bitkisel yağlar kullanarak lezzet katabilirsiniz.
Vegan bir yemek tarifi paylaşabilir misiniz?
Tabbouleh salatası tarifi: Bulgur, domates, salatalık, taze nane, maydanoz, limon suyu ve zeytinyağı ile harika bir vegan salata yapabilirsiniz.
Vegan beslenmenin sağlık açısından faydaları nelerdir?
Vegan beslenme, doymuş yağ ve kolesterol içeriği düşük olduğu için kalp sağlığı için faydalıdır. Aynı zamanda daha fazla lif ve antioksidan alımı sağlar.
Vegan beslenirken hangi besinleri tüketmeliyim?
Vegan beslenirken baklagiller, tahıllar, kuruyemişler, tohumlar, sebzeler, meyveler ve bitkisel protein kaynakları olan soya ürünleri gibi besinleri tüketmek önemlidir.
Vegan yemeklerle nasıl besleyici bir öğün oluşturabilirim?
Vegan bir öğün için öneri: Kinoa salatası üzerine fırınlanmış sebzeler ve haşlanmış nohut ekleyerek dengeli ve besleyici bir öğün oluşturabilirsiniz.
Vegan beslenme tarzı nasıl sürdürülebilir?
Vegan beslenme tarzını sürdürmek için çeşitli vegan yemek tarifleri deneyebilir, dengeli bir şekilde beslenmeye dikkat edebilir ve besin alımınızın yeterli olduğundan emin olabilirsiniz.
"@context": "https://schema.org", "@type": "FAQPage", "mainEntity": [ "@type": "Question", "name": "Vegan yemek nedir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Vegan yemekler, hayvansal ürünler kullanılmadan hazırlanan ve bitkisel bazlı besinlerle yapılan yemeklerdir. Vegan beslenme, hayvan hakları, çevre ve sağlık nedenleriyle tercih edilmektedir." , "@type": "Question", "name": "Vegan bir yemeği nasıl lezzetlendirebilirim?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Vegan yemekleri lezzetlendirmek için baharatlar, limon suyu, soğan, sarımsak ve farklı bitkisel yağlar kullanarak lezzet katabilirsiniz." , "@type": "Question", "name": "Vegan bir yemek tarifi paylaşabilir misiniz?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Tabbouleh salatası tarifi: Bulgur, domates, salatalık, taze nane, maydanoz, limon suyu ve zeytinyağı ile harika bir vegan salata yapabilirsiniz." , "@type": "Question", "name": "Vegan beslenmenin sağlık açısından faydaları nelerdir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Vegan beslenme, doymuş yağ ve kolesterol içeriği düşük olduğu için kalp sağlığı için faydalıdır. Aynı zamanda daha fazla lif ve antioksidan alımı sağlar." , "@type": "Question", "name": "Vegan beslenirken hangi besinleri tüketmeliyim?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Vegan beslenirken baklagiller, tahıllar, kuruyemişler, tohumlar, sebzeler, meyveler ve bitkisel protein kaynakları olan soya ürünleri gibi besinleri tüketmek önemlidir." , "@type": "Question", "name": "Vegan yemeklerle nasıl besleyici bir öğün oluşturabilirim?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Vegan bir öğün için öneri: Kinoa salatası üzerine fırınlanmış sebzeler ve haşlanmış nohut ekleyerek dengeli ve besleyici bir öğün oluşturabilirsiniz." , "@type": "Question", "name": "Vegan beslenme tarzı nasıl sürdürülebilir?", "acceptedAnswer": "@type": "Answer", "text": "Vegan beslenme tarzını sürdürmek için çeşitli vegan yemek tarifleri deneyebilir, dengeli bir şekilde beslenmeye dikkat edebilir ve besin alımınızın yeterli olduğundan emin olabilirsiniz." ]
0 notes
barkoturktv · 3 months
Link
0 notes
apkdrv · 4 months
Text
Hunting Simulator 4x4
Tumblr media
hunting simulator apk, hunting simulator apk indir
Doğanın Derinliklerine Gerçekçi Bir Av Macerası
  Hunting Simulator 4x4, doğa severler ve avcılık tutkunları için tasarlanmış gerçekçi bir av simülasyon oyunudur. Mobil platformlarda sunulan bu oyun, oyunculara zorlu av maceralarını yaşama şansı veriyor. Bu makalede, Hunting Simulator 4x4 APK'nin oyun özelliklerini ve deneyimini keşfedeceğiz. Grafik ve Atmosfer: Hunting Simulator 4x4, etkileyici grafikleri ve detaylı doğa tasarımlarıyla dikkat çeker. Gerçekçi hava koşulları, günün saatine göre değişen aydınlatma efektleri ve yüksek kaliteli ses efektleri, oyunculara doğanın derinliklerinde gerçek bir av deneyimi sunar. Oyunun grafikleri, mobil cihazlarda bile doğanın güzelliklerini başarıyla yansıtır. Geniş Açık Dünya: Hunting Simulator 4x4, geniş bir açık dünya haritasında geçer. Bu harita, oyunculara çeşitli avlanabilir bölgeleri keşfetme ve farklı hayvan türlerini izleme fırsatı tanır. Zorlu araziler, göletler ve ormanlık alanlar gibi çeşitli ortamlar, avcılara her seferinde benzersiz bir deneyim sunar. Farklı Avlanabilir Hayvan Türleri: Oyunda, gerçek dünyadan esinlenen bir dizi avlanabilir hayvan türü bulunur. Geyik, ayı, tavşan ve daha pek çok hayvan, avcılara çeşitli zorluklar ve ödüller sunar. Her hayvanın özel davranışları ve avlanma zorlukları vardır, bu da oyunun stratejik bir boyut kazanmasını sağlar. Silah ve Ekipman Çeşitliliği: Hunting Simulator 4x4, oyunculara geniş bir silah ve ekipman yelpazesi sunar. Farklı tüfekler, nişangahlar, mermiler ve diğer av ekipmanları, avcılara kendilerini doğaya uygun şekilde donatma özgürlüğü tanır. Bu çeşitlilik, her av macerasını özelleştirmek için geniş bir seçenek sunar. Gerçekçi Avlanma Deneyimi: Oyun, gerçekçi avlanma deneyimini en üst düzeye çıkarmak için özel olarak tasarlanmıştır. Oyuncular, rüzgar yönüne, ses seviyelerine ve diğer avcıların izlerine dikkat etmek zorundadır. Bu detaylar, avlanma sürecini daha zorlu ve tatmin edici hale getirir. Sosyal İnteraksiyon: Hunting Simulator 4x4, oyunculara arkadaşlarıyla veya diğer avcılarla çevrimiçi olarak etkileşimde bulunma şansı da sunar. Ortak avlanmalar, rekabetçi turnuvalar ve liderlik tabloları, oyunu daha sosyal ve rekabetçi bir deneyim haline getirir. Ücretsiz İndirme ve Oynama: Hunting Simulator 4x4 APK, ücretsiz olarak indirilebilir ve oynanabilir. Oyun içi satın almalar, oyunculara ek içeriklere erişim sağlayarak deneyimi özelleştirmelerine imkan tanır. Sonuç: Hunting Simulator 4x4 APK, gerçekçi grafikleri, geniş açık dünyası ve çeşitli avlanabilir hayvan türleri ile avcılık tutkunları için ideal bir mobil oyun sunar. Bu oyun, doğayı sevenlerin ve gerçek av deneyimini yaşamak isteyenlerin ilgisini çekecek nitelikte bir av simülasyonudur. Hunting Simulator 4x4, mobil avcılık oyunları arayan oyunculara doğanın güzelliklerini keşfetme ve gerçek bir avcı olma fırsatı verir. Read the full article
0 notes
bilgiedin · 7 months
Text
Charm Bilekliklerin Anlamı: Her Bir Figürün Simgesel Önemi
Her gün kullandığımız aksesuarlar, tarzımızı ifade etmek ve benzersiz bir görünüm elde etmek için önemli bir rol oynar. Bu noktada, charm bileklikler zarif tasarımları ve kişiselleştirme özellikleriyle ön plana çıkar. Charm bileklikler, şıklığı ve anlamı bir araya getirerek sizi tamamlayan bir aksesuar haline gelir.
Gümüş bileklik, charm bilekliklerin temel malzemesidir. Gümüşün dayanıklılığı ve parlaklığı, bu bileklikler uzun süre kullanmanızı sağlar. Ayrıca gümüş, farklı stillerdeki charm'ları sergilemek için mükemmel bir zemin sunar. Romantik çiçek detaylarından minimalist şekillere kadar birçok farklı charm seçeneği mevcuttur; böylece herkes kendi tarzını yansıtabilir.
Charm bileklikler, aynı zamanda anlamlı sembollerle de doludur. Örneğin, kalp sembolü sevgiyi temsil ederken, yonca yaprağı şansın simgesidir. Bu semboller, bilekliklerinizle taşıdığınız anlamları ve değerleri ifade etmenize yardımcı olur. Kendinizi veya sevdiklerinizi özelleştiren charm bileklikler, duygusal bir bağ oluşturarak size benzersiz bir deneyim sunar.
Charm bileklikler, her yaş grubundan insanın ilgisini çeken popüler aksesuarlardır. Gençler arasında renkli ve eğlenceli tasarımlar tercih edilirken, yetişkinler daha sade ve zarif modelleri tercih edebilir. Bu geniş ürün yelpazesi, her zevke hitap etmek için tasarlanmıştır.
charm bileklikler kişisel tarzınızı yansıtan, anlam dolu ve özelleştirilebilir aksesuarlardır. Gümüş bileklikler üzerindeki çeşitli charm seçenekleri, kendi hikayenizi anlatmanızı sağlar. Siz de şıklığınıza farklılık katmak ve kendinizi ifade etmek için charm bilekliklerden ilham alabilirsiniz.
Charm Bileklikler: Modanın Gözdesi ve Kişisel Tarzınızı Yansıtan Aksesuarlar
Charm bileklikler, moda dünyasında öne çıkan ve kişisel tarzınızı yansıtan aksesuarlar arasında yer almaktadır. Bu zarif ve şık bileklikler, şaşırtıcı ve patlayıcı detaylarıyla dikkat çekmektedir. Kendi benzersizliğinizi ifade etmek için mükemmel bir seçenek sunarlar.
Charm bileklikler, her tarza uyum sağlama yeteneğiyle öne çıkar. Çünkü bilekliklerinize ekleyebileceğiniz farklı semboller ve figürler mevcuttur. Kalp, yıldız, hayvan figürleri veya kişisel zevkinize göre seçeceğiniz diğer simgelerle bilekliklerinizi kişiselleştirebilirsiniz. Bu da size tamamen kendinizi ifade etme özgürlüğü verir.
Bu aksesuarlar sadece kişisel tarzınıza değil, aynı zamanda anlamlı hatıralara da hitap eder. Charm bileklikler, size özel anların sembolü olabilir. Örneğin, sevdiklerinizden hediye olarak aldığınız her bir charm, o özel bağı hatırlatır ve sizinle her anınızda yanınızda olur.
Bununla birlikte, charm bileklikler moda dünyasında da büyük bir etki yaratmıştır. İster günlük ister özel bir etkinlik için olsun, her durumda şıklık ve zarafeti vurgularlar. Renkli taşların, incilerin veya kristallerin kullanıldığı bilekliklerle kendinizi çarpıcı bir şekilde ifade edebilirsiniz.
Charm bileklikler ayrıca takı koleksiyonunuzun önemli bir parçası olabilir. Farklı stillerde ve malzemelerde birçok charm bilekliği bir araya getirerek benzersiz bir koleksiyon yaratabilirsiniz. Böylece her gün farklı bir bileklik kombinasyonuyla tarzınızı tamamlayabilirsiniz.
charm bileklikler kişisel tarzınızı ifade etmenin ve moda dünyasında göze çarpmak isteyenler için mükemmel bir seçenektir. Sizin için önemli olan semboller ve anlamlarla dolu bu aksesuarlar, kendinizi özgün ve etkileyici bir şekilde ifade etmenize yardımcı olur. Charm bileklikler, modanın gözdesi ve stilinizi tamamlayan birer aksesuardır.
0 notes
neyimvar · 7 months
Text
Güzel Detaylar: İtalyan Charm Bileklik Tasarımları
Her biri benzersiz tasarımlara sahip olan İtalyan charm bileklikler, stilinizi tamamlamak ve kişisel tarzınıza zarafet katmak için mükemmel bir seçenektir. İtalyan charm bileklikleri, orijinalliği ve kalitesiyle ünlüdür.
İtalyan charm bileklikler, her biri özenle tasarlanmış küçük bağlantılardan oluşur. Bu bağlantılar, genellikle paslanmaz çelik veya gümüş gibi yüksek kaliteli malzemelerden üretilir. Her bir bağlantı, farklı semboller, harfler veya desenlerle süslenmiştir. Bu da size, kendi benzersiz bilekliğinizi oluşturma özgürlüğü sunar.
İtalyan charm bileklikleri, her yaşa ve tarza hitap eden geniş bir koleksiyona sahiptir. Kendinizi ifade etmek için harflerle isminizi veya sevdiğiniz bir kelimeyi kullanabilirsiniz. Ayrıca hayvan figürleri, doğal elementler, güzel taşlar veya renkli emojiler gibi çeşitli semboller arasından seçim yapabilirsiniz. Böylelikle, bilekliğinizi tamamen kişiselleştirerek benzersiz bir parça yaratabilirsiniz.
İtalyan charm bileklik orijinal, sadece tarzınıza değil aynı zamanda anlamlı hikayelere de sahiptir. Her bir charm sembolü, size özel anıları veya önemli olayları temsil edebilir. Böylece bilekliğiniz, sizin kişisel yolculuğunuzun bir dökümü haline gelir.
İtalyan charm bileklikler, zarif tasarımları ve orijinalliği ile tarzınızı tamamlayacak mükemmel aksesuarlardır. Kişisel tarzınızı ifade etmek ve her gününüzü daha özel kılmak için çeşitli seçeneklere sahiptirsiniz. Kendinizi ifade ederken stilinizi yansıtmak için İtalyan charm bilekliklerden ilham alabilirsiniz. Unutmayın, bu zarif ve özgün parçalar, her zaman sizi farklı kılacak ve sıradanlıktan uzaklaştıracaktır.
İtalyan Charm Bileklikler: Kültür ve Estetik Birleşimi
İtalya, dünya genelinde moda, tasarım ve zarafet ile özdeşleştirilen bir ülkedir. İtalyanlar, zanaat becerileri ve yaratıcılıkları ile tanınırken, bu kültürel mirasını bilezikler gibi takılarla da ifade etmeyi başarmışlardır. İşte bu noktada, İtalyan charm bileklikleri sahneye çıkar ve kültür ile estetiği bir araya getiren bir unsur olarak karşımıza çıkar.
İtalyan charm bileklikleri, zarif tasarımları ve anlamlı sembolleriyle büyüleyici bir tarz sunar. Her bilezik, İtalyan geleneğine ve tarihine saygı gösterirken aynı zamanda modern bir dokunuş taşır. El işçiliği ile üretilen bu bilezikler, İtalyan ustaların titiz emeklerini yansıtır. Özenle seçilen malzemeler, ince detaylar ve kaliteli işçilik, her bir bileziği benzersiz kılmak için kullanılır.
İtalyan charm bilekliklerinin estetik değeri kadar sembolik anlamları da büyük önem taşır. Her charm, kişisel bir hikaye veya duygusal bir anlam taşıyabilir. İtalyan kültüründe önemli olan aile bağları, dinî inançlar, şans ve aşk gibi kavramlar charm bileziklerinde kendine yer bulur. Her bir charm, kullanıcının kişiliğini yansıtan bir ifade aracıdır ve onun özel anılarına dokunan birer hatıradır.
İtalyan charm bileklikleri, her yaş grubundan insanın ilgisini çeken tamamen ayrıntılı parçalardan oluşur. Gençler, modern ve renkli tasarımlarla kendilerini ifade ederken; yetişkinler, zarif ve klasik motiflere yönelir. Çeşitli malzemelerin ve renklerin kullanımı sayesinde, herkesin tarzına uygun bir İtalyan charm bileziği bulması mümkündür.
İtalyan charm bileklikleri kültür ve estetiğin eşsiz bir birleşimidir. Bu bilezikler, İtalyan zanaatkarların ustalığıyla şekillenirken, her bir detayda İtalyan kültürünün derin izlerini taşır. Her charmsa bir hikaye anlatır ve kullanıcının kişisel ifadesine katkıda bulunur. İtalyan charm bileklikleri, takı tutkunlarının tarzlarını ve duygularını yansıtan göz alıcı birer aksesuardır.
1 note · View note
veganlogicdinamo · 1 month
Text
2 notes · View notes
seslimeram · 1 year
Text
İyi Mi Böyle...
Tumblr media
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmanın istemsiz değil hesaplı kitaplı güncel haline rehineyiz. Madun siyaset aktörlerinin duraksamadan, iktidarı / muhalefeti paslaşıp durduğu, birbirinin kuyusunu kazar gibi göründükleri o yerde hakkaniyet mefhumunun her nasıl paramparça edildiği artık afakidir. Demokrasi, edim / eylem / kapsamının her ne şekilde, her nasıl yenileme, güncelleme bahisleri zikredilirken çürümeye terk edildiği hal, tavrın ta kendisidir vecizi doğrulayacak olan. Hemen her durumda her şekilde vardır diye söze başlananların yokluğa rehin kılınmasının tezahürüdür mesele. Demokrasi bu ülkede her nerede, her ne şekilde var edilebilmiştir sahiden? Hürriyet, adalet, fikir özgürlüğü, bir biçimde yalın hakkaniyet ve eşitlik kavramlarının ve nicesi boşa düşürülürken anbean ol eksiltmeler birer hakikat kılınırken bir asırlık deneyimin sureti her ne durumdadır sahiden sorguluyor musunuz? Açmazlar, çıkmazlar, engeller, engebeler arasında demokrasi bütün bu sahnenin yüzüncü yılında yeni yüzyıl söyleminde her ne haldedir, her ne hale dönüşüp terk edilmiştir. Bütünüyle sıradanın müştereklerinin yerle bir edildiği bir uzamda hayatın hakikati bunca yıkımın arasında her neyi temsil etmektedir iş bu raddede?
Deprem felaketinin yıkıcılığı bir yanda, bir de devletin vahamet dolu tümüyle kulaklarını tıkadığı, sorunları görmezden geldiği hallerin ardından çıkan tablo da bu belagatli ülkenin nasıl biçimlendirildiğini bildirir. Cerahat eliyle kurumsallaştırılmış bir yaygın yağmalama halinin devamlılığında hayatlar nasıl yağmalandı ise demokrasi mefhumunun da öylesine doğrudan eksiltilmesine devam olunur. Yaşatılanlar bunun bir kanıtıdır. Yaşamdan eksik kılınanların söz haklarının da tarumar edildiği bir güncellik var edilir. Bir koca ayı geçirip halen depremzedelerin en asgari ihtiyaçlarının talep edilmesindeki telafisi imkansız olan o tedarik sorunlarının yanı başında, nereye doğru gidildiğinin de sorgulanmadığı bir ahvalin imali söz konusu edilir. Yıkıntılara dönüşen, kentsel dokusu paramparça olan Adıyaman, Maraş, Hatay, Osmaniye, Elazığ, Malatya ve çevrelerinin yaşadığı enkaz halinin ortasında bir de demokrasi istem / pratiklerinin seçim gümbürtüsüne kurban edilmesi söz konusu edilir. Çadır satışı için üç gün stok bekleten Kızılay başkanı zattan, eldeki malzemelerin değerlenmesi için piyasada spekülatif hareketlere imza atan kimi toptancılara, evini, her şeyini yitirmenin eşiğine gelmiş insanlardan ucuza hayvan kapatma peşinde koşanların o rantiye sevdalarına bir sürü iç içe geçmiş cerahat ile demokrasi, halkın halka ait olanın ol yıkımı kesintisiz kılınır.
Bir depremin yıkımı kaç ömürlüktür! BirGün Gazetesinden aktaralım: “Antep’ten çadır satın alınarak Bursa’ya getirildiği ve logo basıldığı iddiaları sonrası Bursa İl Milli Eğitim müdürü Serkan Gür görevden alındı. Karar Resmi Gazete’de yayınlandı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 18 Şubat’ta Bursa Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde depremzedelere çadır üretmek için atölyeler kurulduğunu, metal aksamların bu okuldaki atölyelerde üretildiğini, kumaş malzemesinin ise Osmangazi Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin atölyesinde dikildiğini söylemişti. Özer’e göre AFAD standartlarında üretilen 410 adet afet çadırı, tırlara yüklenerek 22 Şubat’ta Bursa’dan deprem bölgesine gönderilmişti.
Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy ise 7 Mart’ta basın toplantısı düzenleyerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın halka açıkça yalan söylediğini belirtmişti.
Toy’a göre söz konusu video yardımlaşma, üretkenlik ve teknik liselerin işlevseliğinin değil, ‘düzenbazlığın, fırsatçılığın ve vicdansızlığın’ filmiydi ve “Sadece bir algı oyunu ve senaryoya bağlı gösteriden ibaret”ti. Zira Özer’in Bursa’daki okullarda üretildiğini söylediği çadırlar aslında sırf üzerine Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) logo yapıştırılması için Gaziantep’ten Bursa’ya getirtilmiş, işlemin ardından yeniden paketlenip deprem bölgesine gönderilmişti.
Tepkiler üzerine Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), iki gün önce yayınladığı yazılı açıklamada iddia hakkında soruşturma başlatıldığı duyurmuştu.”
Pirinçten de bulgurdan da olma halinin nasıl sürekli güncellenen bir mesel olduğunu tam on ikiden gösteren bir pratik şekillendirilir. İşgüzarlığın, lüzumsuz değil doğrudan hayata kastın var edilebildiği, bir yanda çadır saklanıp, piyasa açıldığında yeniden değerlendirip satanlar öte yanda hazır malın üstüne logo basarak bir şeylerin çözüldüğüne kani olmamızı salık verenlerle bir ülkedeki hiçbir şeyin normalinde kalmadığı yinelenir. Tümü birden, devletli kademesinin her hamlesi bir çürümeye çıkartır hepimizi. Aklımıza alaya devam diyen zihniyetin, hazır seçimin kuru gürültüsünü fırsata dönüştürüp, bir kere daha bir acı, yıkımı, felaketi kendisine yeni eşikler açabilmek için stepne kılmasının utancına yeni ekler yapılır. Bir sadaka tiyatrosuna dönüştürülmüş trajik yardım kampanyasındaki o milyarlarca liranın akıbetinin meçhul kılınmasındaki gibi, geriye bırakılır bu aleni yok etme, yok sayma, yağmalanan malı bir kere daha yeniymiş gibi satabilme inadı ve türevi pek çok insanlık dışı hamle. Bunlarla değilse her neyle var edilebilir ki dimyata giderken evdeki bulgurdan da olma! Değil mi?
Baş Amir, aralıksız eleştiriler karşısında kendi bildiğini okumaya, yine bildiği yoldan ilerlemeye devam edeceğinin sinyallerini var etmeye devam eder. Deprem felaketinin ol otuz beşinci gününde bir kısım sözlerini şuraya aktaracağımız gibi, matah, mükemmel ve kıskanılan ülkenin yönetim katının / devletin afeti alt ettiğini, o “sınavı” verdiğini bildirir. Gazete Duvar’dan aktaralım: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremlerde yıkım yaşanan Hatay'ın Samandağ ilçesini ziyaret etti.
Samandağ'daki Afet Koordinasyon Merkezi'nde açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin deprem sınamasından başarıyla çıktığını" söyledi.
"Ülke olarak 6 Şubat tarihinde yaşadığımız, daha sonrasında da binlerce sarsıntıyla devam eden depremler için sizlere geçmiş olsun diyorum. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı Allah'tan rahmet, yakınlarını sabır ve başsağlığı diliyorum. Geniş bir alanda etkisi hissedilen bu afetin en çok yıkımı ve can kaybına yol açtığı şehrimiz Hatay'dır. Antakya'dan Samandağ'a kadar pek çok ilçemizi derinden sarsan afetin boyutlarını anlatmaya kelimeleri kafi gelmiyor."
"Ülkemizin dört bir yanından ihtiyaç duyulan tüm aracı, gereci, cihazı bölgeye getirdik. Ancak tüm çabalara rağmen ilk günlerde vaktinde yetişemediğimiz yerler oldu. Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin. Askerimizi, polisimizi, jandarmamızı, sağlıkçılarımızı, eğitimcilerimizi, ilgili tüm kurumlarımızın personelini, uçağından, helikopterine ve gemisine kadar tüm araçlarımızı depremzedelerimiz için harekete geçirdik."
"Tüm bu çalışmalarda depremde en çok yıkıma ve can kaybına uğrayan Hatay ve ilçeleri önceliklerimizin en başında yer alacaktır. Afetler aynı zamanda milletlerin birliği, beraberliği, kardeşliğini, dayanışmasını, kabiliyetini, dirayetini test ettiği sınamalardır. Hamdolsun Türkiye 6 Şubat depremlerinin sınamasından alnının akıyla çıkmıştır. Her dönemde görülebilecek birkaç küçük hadise, kötü söz, provokasyon girişimi dışında kalplerimizi de ellerimizi de birleştirerek yaraları sardık, yönümüzü tekrar ortak geleceğimize döndük."
"Güçlü bir devletin, kıvançta ve tasada ortaklaşabilen bir milletin önemi böyle dönemlerde daha iyi anlaşılıyor. Bunun için ilk asrını geride bıraktığımız Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bize sunduğu huzur, güven ve refah çatısına daha sıkı sahip çıkmalıyız. Yaşadığımız onca felakete ve onda saldırıya rağmen geleceğe umutla bakmamız için sayısız sebebimiz var. Buna karşılık bizi farklılıklarımız üzerinden birbirimize düşürmek isteyenler de her zamankinden daha büyük bir hırsla üzerimize geliyor. Milletçe bu tuzakların hepsini bozacak dirayete hamdolsun sahibiz. Coğrafyamızda asırlardır oynanan oyunları artık çöpe atma, kendi oyunumuzu yazma, yönetme ve sergileme vakti gelmiştir."”
Klasik martaval okumanın dışında, ezber edilmiş birkaç kelamın ötesinde sınav verilip, alının akıyla çıkıldığına dair bahis açılan şey bir deprem felaketi olduğunun ne kadar da farkındadır değil mi baş amir? Atlatılmış, geçmiş gitmiş, sınavı verilmiş denilerek bir dolu bir araba laf edilip de aslında yerli yerinde saymalara devam olunan bir menzildeki o yıkımın hakikatine ne zaman sıra gelecektir? Dimyata pirince gidilirken evdeki bulgurdan da olunan, kısaca hayatın ehven olandan sökülüp alıkonulduğu bir zemin, bir düzlemde iş bu yukarıda okuduğunuz devletli martavalı bahislerin kıyısında yarın her ne getirecektir ki sahi ama sahiden? Sınavdan alnının akıyla çıkan ülke neresidir, her şey bunca acıya hala çıkarken, her nedir ki mesele, her şey böyle kolayca örtbas edilebilir mi, gerçekten de? Yıkımın bir ayı aşkındır var edilmiş olagelen cerahat hali içerisinde önce dayanışma hallerinin, hemen arkasından siyaset erkanının linç ettirmeye doymadığı ötekilerin birbirileri için mücadele etmelerinin önünün alınmasının, hdp’den, solda yer bulan parti ve temsiliyetlerin hepsinin birden hedef kılınmasının, imece yapıların tarumar edilmesinin hakkaniyetinde, her şey ortadayken hangi sınav verilmiştir ki bundan sonrası verilebilsin?
Bütünüyle bir girdap halini zorlayan, dibine hep dibine göçmeye devam eden bir ülkenin hakikati biçimlendiriliyor. Onca zaman sonrasında on bir ilden yansıyan her feveran dolu isyanın, her kesit ve tanıklığın suna geldiği yegane şey sıradan insanların bariz, dımdızlak yalnızlığıdır. Enkaz altından imdat çığlıkları paylaşılanlar, küçücük bedenlerinden beklenmeyecek derecede enkaz altındayken umut arayanlar, sesini çoğaltanlar, toprağa verilenlerin ardından tutulamayan yaslar, bir türlü başlayamayan ağıtlar arasında onca afakidir yalnızlık. Çadırların, konservelerin, 370 bin dolarlık kurban parasından, harami saltanatına işaret eden yüz binlerce liralık ofis kiralarına Kızılay’ın durumundan afakidir yapayalnızlık! Cürmün biri bitmeden bir başkasına uzanan güncelliktir mesele. Her yer harap viran, her gün simsiyah, zifiri bir karanlığın kılınıyor. Eldekinin de tükenmesinin yolu, zemini böyle böyle biçimlendiriliyor. Depremden, türlü çeşit afette olduğu gibi her faciayı kendisine soluk alma / hayat bulma vesilesi kılan / bilen / bildiren muktedirin tüm o çabasının karşısında sıradan insanların meramı duyulmuyor, görülmüyor. Sahiden iyi mi böyle?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Roza YİĞİT – Bianet
1 note · View note
isvicreninsesi · 2 years
Text
Vegan aktivist cezaevi yemekleri nedeniyle İsviçre'yi AİHM'e şikayet etti
Tumblr media
CENEVRE - İsviçre devleti iki kişi tarafından devlet kurumlarında yeterli vegan yemek sağlanmadığı gerekçesiyle AİHM'de dava edildi. AİHM, İsviçre'den Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesinin ihlal edilip edilmediğini incelemesini istedi. İsviçre devleti cezaevindeki bir hayvan hakları aktivisti ile hastanede tutuklu olarak psikiyatri koğuşunda kalan bir hasta tarafından kendilerine tamamen vegan yemek sağlanmadığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) dava edildi. Davacılar eğer davayı kazanırsa veganlık, Avrupa genelinde vicdan özgürlüğü hakkı kapsamında korunan bir özellik olarak yorumlanabilir. Avrupa Birliği'nin değil Avrupa Konseyi'nin bir parçası olan AİHM söz konusu iki şikayeti kabul ederek üyesi olan İsviçre devletinden resmi olarak şikayetlere ilişkin savunma yapmasını istedi. Guardian'ın haberine göre ismi açıklanmayan İsviçreli hayvan hakları aktivisti, 2018 yılında bir dizi mezbaha ve restorana izinsiz girmek ve zarar vermekten tutuklandı. 28 yaşındaki aktivist ardından 11 aylığına Cenevre'deki Champ-Dollon cezaevine gönderildi. Bu sırada vegan inançlarına uygun olarak yeterli beslenmediğinden ve kendisini salata, pilav veya hamburger ekmeği ile beslemek zorunda kaldığı gerekçesiyle cezaevi yetkililerine şikayette bulundu. Hayvansal olduğu gerekçesiyle B12 vitamin takviyesini de reddeden aktiviste bir doktor kabızlık, hemoroid ve demir eksikliği teşhisi koydu. İSVİÇRE DÖRT AY İÇİNDE YANIT VERMEK ZORUNDA Cezaevi yönetimi ve İsviçre federal mahkemesinden sonuç alamayınca mahkumun avukatı davayı Strazburg'da bulunan AİHM'e taşıdı. Aktivist mahkumun başvurusuna eski bir psikiyatri hastanesinde kalan hasta da kendisine hastane yetkililerinin vegan yemek sağlamadığı suçlamasıyla dahil oldu. Başvuruyu kabul eden AİHM bu hafta kamuoyuna açıklanan kararında, İsviçre devletinden, Cenevre'deki cezaevinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı olduğunu" belirten 9. maddesini ihlal edip etmediğini özellikle incelemesini istedi. İsviçre devletinin şu anda AİHM'nin sorularını yanıtlamak için üç ila dört ayı var, bundan sonra mahkeme cezaevinde ve hastanede vegan beslenme hakkının sözleşmede güvence altına alınıp alınmadığı konusundaki tutumunu netleştirecek. Cezaevlerinde dini gerekçelerle vegan beslenme hakkı bazı Avrupa ülkelerinde zaten içtihatlar kapsamında yer alırken, AİHM kararı veganlığı etik bir inanç sistemi olarak tanımlayarak bu hakkı genişletebilir. Read the full article
0 notes
merkurdenkacannn · 2 years
Text
Kafeste Doğan Kuşlar Bir Gün Uçmayı Hastalık Zannederler
Kafeste doğan kuşlar özgürlük alanlarının sadece kafesin içerisi olduğunu düşünürler. Dışarı çıktığı anda ise ne yapacağını bilemez ve korkar. Bundan sonrada sadece kafese ait hisseder kendini. Daha sonrasında da dışarıyı kendine ait hissedemez. Bundan sonra da özgürlüğün ne demek olduğunu öğrenemez. Hiç bir canlının özgürlüğü ne olursa olsun kısıtlanmamalı. Bütün canlılar özgür olmayı hakederek doğar. Bunlar biz insanlar içinde geçerlidir. Bizlerin de özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Özgürlüğü kısıtlanan insanlar bir ölüden farksızdır. Nasıl bir ölü artık o dünyaya ait değilse özgürlüğü kısıtlanan insanda o dünyaya ait hissetmez kendini. Bunlara bir sözler ile örnek vermek isterim. “Dünyanın özgür ruhlara ve özgür ruhların da özgür bir dünyaya ihtiyacı var.”
“Kendini tamamen özgür hissettiğinde, sanki harika bir deniz kenarındaymış gibi hissedeceksin!”
“Özgürlük özgürlüktür, eşitlik ya da tarafsızlık ya da adalet ya da insan mutluluğu ya da vicdanlılık değildir.”
İnsanlara zarar vermeden , herhangi bir kısıtlama olmaksızın yapılan , insanın kendi düşüncesine göre hareket ederek yapılan her eylem de özgürlüğün tanımıdır. Diğer türlü düşünürsek insanlara zarar verip yapılan eylemler özgürlük değildir. Bu durumda diğer insanların özgürlüğünü kısıtlamış oluruz.
  Herkesin özgürlük anlayışı elbette farklıdır. Kimi insan sadece nefes almayı özgürlük zanneder kimisi ise istediği kıyafeti giydiği zaman kendini özgür hisseder. Bu durumda özgürlük anlayışı herkes için farkı anlama çıkıyor. İyi niyetli insanlardan bazıları hayvanlara yardım etmek amacıyla , onlara özgürlük vermek amacıyla barınaklar yapıyorlar ve onlara yemek, su gibi desteklerde bulunup yardıma ihtiyacı olan hayvanlara özgürlüklerini geri kazandırıyorlar. Bazı insanlar ise o kadar iyi niyetli olmuyor maalesef. Bu günlerde insanlar o kadar da iyi niyetli değil. Hayvan cinayetleri, kadın cinayetleri, hayvana şiddet ve kadına şiddet gündemde. Bizler hayvanları korumak için çabalarken onların bize hiç bir zararı olmazken bile isteye onlara zarar vermek isteyen insanlar var. Bir kedi yanından geçti diye onu öldüren bir topluma sahibiz. Onların bize ihtiyacı olması bir suç değil bizim onların özgürlüğünü almamız ise büyük bir suç. Belki de o hayvan ona yemek veya su vereceğini düşünüyor ama insanlar onun güvenini kırıyor. Ne olursa olsun o hayvan bize zarar verse bile bizim o hayvanı öldürmemiz gerekmiyor. Özgürlük o kadar basit, kolay bir şey değil. Kimsenin elinden zoraki bir şekilde onu alamayız. 
Bir şiir eklemek istiyorum.
Özgürlük Nereye Kadar Cahile özgürlük fazla, Özgürlük nereye kadar! Suçlular çoğalır hızla. Özgürlük nereye kadar! Eğitimsiz toplum cahil, Disiplinsiz olmaz ehil. Okuyan cahiller dâhil, Özgürlük nereye kadar! Dürüstler çekmesin ceza, Haksıza olmasın meze. Denetimsiz olmaz keza. Özgürlük nereye kadar! İçten içe çürüyoruz. Edep erkân arıyoruz. Eğri doğru yürüyoruz. Özgürlük nereye kadar! Yarın için kaygımız yok. Büyük küçük saygımız yok. Bir insanca duygumuz yok. Özgürlük nereye kadar! Zulmedenin elinde kâr! Mazlumun kalan ahı var. Olmazsa olmaz bir ayar. Özgürlük nereye kadar! Sığırtmaç vurur döşüne, Sebebin gider hoşuna. Haksızsam dizin kurşuna. Özgürlük nereye kadar!
Hüseyin Sığırtmaç
Belirtmek isterim ki hiç kimsenin, hiç bir hayvanın, insanın , hiç bir canlının özgürlüğü elinden alınmamalıdır. Herkes bu hayatta özgürdür ve hiç kimse bu özgürlüğü kimsenin elinden zorla alamaz. Herkes hayata nasıl alışırsa bu öyle devam eder.
Mustafa Kemal Atatürk der ki “ Özgürlük olmayan ülkede ölüm, yıkılış vardır. Her ilerlemenin, kurtuluşun anası özgürlüktür.”
“Bir kişinin özgürlüğüne karışmak. sadece başkasına zarar vermesini engellemek içinse doğrudur.” John Stuart Mill
“Özgürlük bir görevdir, hak değil.” Benito Mussolini
Mustafa Kemal ve arkadaşları biz bu ülkede özgürce yaşayabilmemiz için bu topraklarda güzelce ve özgürce yaşayabilmemiz için savaş vermiştir. Bizlerde bu topraklarda özgürce yaşayabilmemiz için elimizden geleni yapmalıyız.
Özgürlük
  Bir uygarlık yolundayız, Tek kozumuz cumhuriyet Amacımız özgürlük İlelebet ,sonsuza dek. Sadece umut var gözlerimizde Birazda endişe, Vatan aşkıyla süslenmiş Ağzımızdan çıkan tek hece. Bir bütün gibiyiz Bitmez bir bütün Sadece tek bir şey var Bitmez tükenmez özgürlük. TUĞÇE GUCUK
  En başta hayvanat bahçesindeki hayvanların özgürlükleri kısıtlanıyor. İnsanlara maskot yapmak için doğadan kaçırılan hayvanlar yaşadığı yerden alı koyularak özgürlükleri kısıtlanıyor. Şöyle düşünelim bizi maskot yapmak için evimizden alı koysalar hoşumuza gider mi? Elbette gitmez. Bizler kendimizin özgürlüğünün alınmasını istemiyorsak bir başkasının da özgürlüğünü almaya hakkımız yok.
“Bizden sonra gelecek olan doğmamış nesillere karşı sorumluluğumuza bakarsak, barış ve özgürlüğün birbirine kopmaz bir bağ ile bağlı olduğunu ve birine karşı olan tehdidin her ikisini de tehdit edeceğini farkına varmakta nasıl başarısız olabiliriz?”
“Eğer çoğunluk ezmek isterse, demokrasinin gelmesi azınlık için özgürlüğün başlangıcı değil kalıcı olarak kaybedilmesi demek olacaktır. Özgür bir toplumda devlet, insanların işlerini yönetmez. Kendi işlerini yürüten insanlar arasında adaleti yönetir.”
Her insan hayatı özgürce yaşamak ister ama bazen sadece istemekle yetinirler. Bazen hayatta her şey istediğimiz gibi olmuyor maalesef. İnsanlar kendilerine doğuştan gelen bu özgürlük hakkını kullanmak için koşullara ihtiyaç duymamalı. Onların zaten hakkı olan bu özgürlük hakkını koşulsuz bir şekilde kullanabilmeliler. Eminim her insan bu duyguyu özgür bir biçimde yaşamak ister. Ben bu duyguyu yaşayamayan insanlar için çalışıp , gelecekte herkesin özgür bir şekilde yaşayabilmesi için gayret edeceğim. 
Özge Aykut
1 note · View note
pahali · 7 months
Text
Bileklik Modasının İtalyan İkonları: Charm Bileklikler
Stilimizi ifade etmenin birçok farklı yolu var, ancak bazen tek bir parça bile bize özel bir tarz sağlayabilir. İşte tam da burada İtalyan charm bileklikler devreye giriyor. İtalyan tasarımının benzersizliği ve şıklığı ile ünlü olan bu bileklikler, herkesin dikkatini çeken özel aksesuarlardır.
İtalyan charm bileklikleri, klasik bileziklere göre farklıdır çünkü size kendinizi ifade etme şansı verirler. Her bir bilezik halkası, ayrı bir anlam taşıyan çeşitli semboller ve figürlerle süslenir. Bu sayede, kendi kişisel hikayenizi anlatma ve stilinizi ortaya koyma imkanınız olur.
İtalyan charm bilekliklerinin en büyük avantajlarından biri, onları istediğiniz gibi özelleştirebilmenizdir. Bir koleksiyon oluşturarak, her bir bileziği kendi zevkinize ve yaşam hikayenize uygun olarak seçebilirsiniz. Mesela hayvan sevginizi yansıtmak için sevimli bir köpek figürü, gezip görmekten hoşlandığınız yerleri temsil eden minik bir dünya haritası charm'ı veya sevdiklerinizi sembolize eden harflerle dolu bir bilezik seçebilirsiniz.
İtalyan charm bileklikleri, sadece kişisel tarzınızı yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda dayanıklılık ve kalite açısından da üstündür. İtalya'nın zanaat geleneği ve kalite standartları, bu bileziklerin uzun ömürlü olmasını sağlar. Böylece sevdiğiniz bilezikleri yıllarca gururla takabilir ve her göz alıcı detayıyla dikkat çekebilirsiniz.
İtalyan charm bileklikler, stilinizi mükemmel bir şekilde tamamlayacak benzersiz aksesuarlardır. Kendinizi ifade etmenin ve tarzınıza kişisel bir dokunuş katmanın yolu olarak onları tercih edebilirsiniz. Her bir bilezik halkasında saklı olan anlam ve özel tasarımlarıyla bu bileklikler, size kendinizi özel hissettirecek ve her ortamda dikkat çeken bir görünüm sunacak.
İtalyan Charm Bileklikler: Stilinizi İfade Etmek İçin Mükemmel Seçenek
İtalyan charm bileklik orijinal en büyük cazibesi, onları kişiselleştirmenize olanak tanıyan modüler yapısıdır. Her bilezik, küçük bağlantılarla birbirine bağlanan farklı charmlardan oluşur. Bu charmlar, her biri farklı semboller, figürler veya taşlarla süslenmiş olan küçük metal parçalardır. Kişisel zevkinize ve ilgi alanlarınıza uygun charmları seçerek bileziğinizi tamamen sizin tarzınıza özgü hale getirebilirsiniz.
İtalyan charm bilekliklerinin kendine has estetiği, onları diğer takılardan ayıran önemli bir faktördür. İnce işçilikle üretilen bu bilezikler, kaliteli malzemelerden yapılmıştır ve dikkatlice işlenirler. İtalyan takı ustalarının titiz çalışması, bileziklerin yüksek kalitede olduğunu ve uzun ömürlü olduklarını gösterir. Ayrıca bileziklerin minimalist tasarımları, her yaşa ve her tarza uyum sağlayacak şekilde kurgulanmıştır.
İtalyan charm bileklikleri, sadece bir moda aksesuarı olmanın ötesinde anlam taşır. Her bir charmın kendine özgü bir sembolik değeri vardır. Örneğin, kalp figürü sevgiyi temsil ederken, kelebek figürü özgürlüğü simgeler. Bu charmlar, kişisel hikayenizi anlatmanızı sağlar ve stilinize derinlik katar.
İtalyan charm bileklikler, stilinizi ifade etmenin ve benzersizliğinizi vurgulamanın harika bir yoludur. Modüler yapısı sayesinde kişisel zevkinizi yansıtabilir ve kendinizi ifade edebilirsiniz. İtalyan ustaların zarafeti ve işçiliğiyle üretilen bu bilezikler, şıklık ve çağdaş cazibeyi bir araya getirir. Siz de İtalyan charm bileklikleriyle stilinizi mükemmel bir şekilde tamamlayarak kendi tarzınızı yaratın.
İtalyan Zarafeti: İtalyan Charm Bilekliklerle Kendinizi Öne Çıkarın
İtalya, tarihi ve kültürel zenginliğiyle ünlüdür. Ancak bu güzellik sadece mimari ve yemeklerle sınırlı değildir; aynı zamanda İtalyan zarafetini ifade eden benzersiz bir moda anlayışına da sahiptir. İtalyan charm bileklikleri, kendinizi öne çıkarmanın mükemmel bir yoludur.
Bu zarif aksesuarlar, estetik açıdan etkileyici ve kişisel tarzınızı yansıtan tasarımlara sahiptir. İtalyan charm bileklikler, ince işçilik ve detaylara verilen önemle bilinir. Her bir parça, el emeğiyle özenle hazırlanır ve zanaatkârların yeteneklerini sergiler. Bu nedenle, her bileziğin benzersiz olduğunu söylemek hiç de abartılı olmaz.
İtalyan charm bileklikleri, genellikle gümüş veya altın gibi kaliteli malzemelerden yapılmıştır. Bileziklerde kullanılan semboller, genellikle İtalyan kültürünün önemli unsurlarını temsil eder. Örneğin, Roma Kolizeumu veya Floransa'nın meşhur Katedrali olan Duomo gibi semboller, İtalyan mirasının bir parçasıdır ve bileziklere özgünlük katar.
İtalyan charm bileklikleri, herhangi bir kıyafeti tamamlamak için mükemmel bir seçenektir. Hem günlük yaşamda hem de özel etkinliklerde giyilebilirler. Zarif ve şık oldukları kadar gündelik bir görünümde de harika dururlar. Bu bilezikler, sadece stilinizi ifade etmekle kalmaz, aynı zamanda kendinizi özgün hissetmenizi sağlar.
0 notes
Tumblr media
Türkiye’de günlük bir gazetenin internet sitesinde, #2EkimDünyaÇiftlikHayvanlarıGünü’nde bu haberin böyle bir görselle manşet olması muazzam bir olay! 👍🏽 39 ülkeden 467 filozofun imzaladığı HAYVAN İSTİSMARINA İLİŞKİN MONTREAL DEKLARASYONU’nu tüm dünyada ilk kez @cumhuriyetgzt gazetesinde @veganzulal duyurdu. Veganizmin, hayvan özgürlüğü mücadelesinin etik yönünü çok net olarak ortaya koyan güçlü bir metin! 👏🏽 https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/zulal-kalkandelen/hayvan-istismarina-iliskin-montreal-deklarasyonu-1987537 #vegan #veganizm #hayvanözgürlüğü #hayvanistismarınailişkinmontrealdeklarasyonu #etik https://www.instagram.com/p/CjNQ4xQghYt/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note
Text
Anlamsızlığa Övgü
Tumblr media
Pek değerli dostum "Ortaçağ'ın en karanlık günlerinde bir derebeyin şatosunda timsahlı hendekte nöbet tutmak yerine veya uçsuz bucaksız tarlalarda serflik yapacağına ilimle irfanla matematikle uğraşan, dönemin Fransası'nda tahta kulübesinde kaz tüyü kalemle mum ışığında ders çalışan Fermat'ın yanına varıp 'Sen de Ortaçağ'dan sıkılmadın mı Piyer, sanki koca dünyada hiçbir şey olmuyormuşçasına geçen yüzlerce yıldan, bitmek bilmeyen kılıçlı kalkanlı gürzlü meydan savaşlarından, güvercinle haberleşmelerden, koskoca imparatorluklar kağıttan kuleler misali yıkılırken sıradan insanların bunu ancak vergi toplayan tiplerin değişimden fark etmelerinden, ha sıkılmadın mı bunlardan?' diye soran, Fermat'ın 'Yoo mis gibi çağ işte abi, nüfus az, doğamız temiz, kapağı bir şatoya attın mı ömür boyu derebeyin ekmeğini yersin, tamam cadı falan yakılıyor, biraz yavaş ilerliyor herşey, bilgi yavaş yayılıyor falan ama o da çok dert değil. Mesela Osmanlılar İstanbul'u almışlar 200 yıl olmuş, ben geçen çarşamba öğrendim. Pazar günü de KPSS'ye giricem kesin güncel bilgi diye sorarlar bunu. Ayrıca feodalizm desen insanlığın vardığı son nokta, daha iyi bir sistem gelmez bence, kapitalizm mapitalizm diye birşey sayıklıyorlar bizim kahvede çocuklar ama tutmaz bence, neymiş artık feodal beyin emrinde değil, fabrika denen yerlerde kapitalist beyin emrinde çalışacakmışız, kılıç kuşanıp kalkan giyen akşama kadar at sırtından inmeyen adamlar tulum giyip manüfaktürlere doluşacak akşama kadar da somun sıkacakmış, yav hiç olur mu öyle şey allasen?' demesi üzerine 'Maalesef kahvedeki söylentiler gerçek Piyer, bu kadarla da kalmayacak, kapitalizm g.tünüzdeki dona kadar alacak. Pelerinin yerini kravat, şatoların yerini plazalar, bütün tavuğu elle yerken kahkahalar eşliğinde hancıdan biraz daha şarap ve "kadın" istediğin hanların yerini Starbuckslar, Kahve Dünyaları, Çiğ Köfteciler, dönerciler alacak, derebeyin prangalarının yerini ticaret özgürlüğü denen yeni kölelik düzeni alacak, bu arada ne çalışıyorsun sen, önüne elma portakal dilimlemişsin öyle' diyerek Fermat'ı gelecekten haberdar ederken bir yandan da muhabbeti hızla o ana odaklayan, Fermat'ın 'Yarın kesirlerden sınavım var ona çalışıyorum, hoca test yapacak, ilk dönem bıraktı allahsız, sabah da erken kalkıp çalışıcam ,yarın inek bir kız var onun çaprazına oturucam, ordan da gelsin kopyalar' demesi üzerine 'Oğlum sen Piyer de Fermat değil misin, hani şu meşhur matematikçi, gelecek nesillere kanıtlaması yüzyıllar süren boru gibi teoremler bırakan' diye şaşıran, Fermat 'Evet de Fransa'da köylerde her iki kişiden biri Piyer'dir zaten, sizde köyün yarısının Ahmet yarısının Mehmet olması misali, hem senin dediğin amcamın oğlu olur, o da daha bu sene Fen lisesine yazıldı!' deyince 'Lan oğlum siz aşiret misiniz böyle tüm Fransa'yı sarmışsınız. Neyse seni ben çalıştırıcam.' deyip Piyer'i kesirler çalıştıran akabinde Piyer'in defterinin kenarına "n>2 ve n€N olmak üzere x^n + y^n = z^n eşitliğini sağlayan hiçbir x,y,z pozitif tamsayısı yoktur. Haa bunun kanıtını biliyorum ama şimdi Piyeri kesirler çalıştırıyorum, yoksa yazacak yerim bol" diye not düşen,o meşhur teoremi Fen Liseli Piyer'e değil de endüstri Meslek Liseli, verilenle yetinen, kanaatkar, muhafazakar ortaçağperver Piyer'e mal eden, aynı nehirde iki kere yıkanarak Herakleitos'u göt etmiş, bilmediği şeylerden oluşan kümenin boş küme olduğu kişi" Volkan.
Lenin'in "Parlamento burjuvazinin ahırıdır" demesi üzerine tüm dünya ülkelerinde halkın meclislerin önüne balya balya samanlar, torba torba büyükbaş hayvan yemleri, kilo kilo küspe yığdığı, hatta yenen kavun  karpuzların kabuklarının, mısır, elma, armut  koçanlarının leğenlere doğranıp meclis başkanlıklarına teslim edildiği, ejder meyveli smoothy yemekten mideleri yanan gastritleri azan mebusların, halkın kendilerine bahşettiği besinleri yiyerek şifa bulduğu, tarım ve hayvancılığın demokratik idarelerin işleyişine tarihte hiç olmadığı kadar yön verdiği, fosfatlı gübre tadında yıllardı.
Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun hatta tüm dünyanın sanatsal kabesi Viyana'ya gelmiştim. Amacım, etamin kumaşa işlediğim çiçek böcek motiflerini Avusturyalılar'a tanıtmak, etamin işçiliği sanatını Avrupa'ya sevdirmek, bir kaç parça şey satarak da yolumu bulmaktı. Bunun için de önce büyük sanatçıların getir götürünü yaparak geçimimi sağlamam gerekiyordu. Viyana Post gazestesi iş ilanları sayfasında müzikten anlamayan müzisyen yardımcısı ilanını gördüm. Bu garip ilan ilgimi çekti ve hemen ilandaki adrese gitmeye karar verdim. Gazetedeki adrese geldiğimde kapısında "Arnold Franz Walter Schönberg Müzik Evi - Melodi Bu Kapıdan Giremez" yazan taş bir ev beni karşıladı. Bir müzik evinin bu iddiada olması hayli garibime gitti. İçeri girdiğimde karanlık bir odanın taa dip köşesinde koskoca bir kuyruklu piyanoyu tıngırdatan bir adam gördüm. Arkası bana dönüktü. Çaldığı şeye kulak kabarttım, artarda rastgele çalınan nota yığınları gibi geldi kulağıma, çalmayı bilmiyor herhalde diye düşündüm. Bir anda "İşte gerçek müzik bu!" dedi arkası dönük kambur ve karanlık silüet. "Af edersiniz ama çaldıklarınıza bir anlam veremedim" dedim. Ağır ağır ayağa kalktı. "Anlam!" dedi bir şiirin ilk cümlesine tumturaklı bir giriş yapan ilkokul öğrencisi edasıyla. "İşte insanlığın sırtındaki büyük yük! Ne büyük bir cenderedir o, ne büyük bir mengene. Bir idamlığın boynundaki yağlı ip belki de. Onu aşınca açılacak önümüze özgürlüğün iki kanatlı kapıları zubuff diye. Müzikte de melodi veya tondur ayaklardaki pranga. Kırıp attım onları. Bak dinle dedi". Ve bir şey çalmaya başladı, şey diyorum çünkü çaldığı tam olarak bir ŞEYdi. Armonisiz,ezgisiz, melodisiz bir şey. Yaklaşık 15 dakika onu dinledim. "Nasıl?" dedi bitirince. Hiçbir şey anlamamıştım. "Pierrot Lunaire koydum bunun adını" dedi kedisine isim veren bir hayvansever gibi. "Neden düşmansınız melodiye, armoniye veya genel olarak anlama?" diye sordum. Biraz düşündü kafasını kaşıdı, sonra odanın duvarlarındaki resimleri göstererek "Bak resim sanatı da bu yolda ilerliyor, en anlamsız resimler portreler elma armut kabak resimleri veya düz doğa resimleridir. Herşey nettir çünkü onlarda. Bu saçmalık değil mi, söylesene! diye yükseldi sanki tüm bunların sorumlusu benmişim gibi. "Bi-bi bimiyorum" diye kekeledim, "ben sadece ilanınız için gelmiştim, müzikten de pek anlamam. Öne doğru bir iki adım attı, odanın karanlığı ile aydınlığın buluştuğu çizgide durdu, o anda kel kafası hafifçe parıldadı. "Ben de öyle istedim zaten, müzikten anlamasın derken geleneksel ton sistemi zırvalıkları ile hemhal olmasın istedim. Boş bir defter gibi olmalı aradığım kişi. Onu ben yazmalıyım. Sana 12’li nota sistemini öğreteceğim. Bıktım artık şu merdiven şarkılardan, ilk iki notasından 100. notasının ne olacağı kabak gibi belli parçalardan, beni şaşırtmayan şeye ben sana demem, öyle sanata ben tükürürüm" demesiyle İ. Melih Gökçek'e selam çakması bir oldu. Bende şafak atmaya başlamıştı. "İyi de sanatta anlamsızlığı bu kadar övüyorsunuz da yarın öbür gün sanat galerileri boş A4 kağıdını veya kullanılmış prezavatifi çerçeveleyip sanat diye bizlere çaktıklarında bunların önünde 2 saat hmm hmm diye düşünüyormuş gibi mi yapalım yoksa yekten siktiri çekelim mi hocam?" diye allah ne verdiyse sordum. Uzun süre düşündü, piyanosunun tuşları ile oynadı, çekmeceden bir yoyo çıkarıp aşağı yukarı bir iki saldı çekti. "İlkokulu nerede okudun?" diye sordu ansızın. "Muğla/ Ula Atatürk İlkokulu B şubesi" dedim koftiden bir gururla. "Ne çaldırdılar size müzik derslerinde peki?". Eyvah dedim kendi kendime, beni fena sıkıştırdı. "Flüt çaldık" dedim mahçup. Yüzü aydınlandı "Helvacıoğlu marka mı?" dedi heyacanla. "Evet" dedim "Helvacıoğlu, hatta maviydi rendi, ama kaybettim sonra."dedim hüzünle. Gözlerinde iri iri yaşlar birikmeye başladı. Odanın uzak köşesinde duran masanın en alt çekmecesini açtı, içinden mavi bir flüt çıkardı, yanıma gelip bana uzattı, tek deliği olan tarafını çevirdim, selo bantla bantlanmış kağıdın üstünde adımı görünce gözlerime inanamadım. Bu imkansız! Benim flütümdü bu. Birbirimize sarılıp ağlamaya başladık. "Bakma böyle sanatsal nobranlıklarıma, böbürlenmelerime, anlamsallığa melodiye bindirmelerime" dedi burnunu çekerken "Flüt candır, mandolin de öyle, ha bu arada işe alındın" dedi sırtımı sıvazlarken. O günden sonra o flütü nereden nasıl bulduğunu asla soramadım Shönberg'e, o da bana hergün mırıldandığım Ebru Gündeş şarkısının adını sormadı. İyi ki de sormadı paşam. Üstada bu güzide eserin adı Demir Attım Yalnızlığa diyemezdim ağzım dilim lal olurdu. (FİN)
0 notes