Tumgik
#satılmış ezgi
ncdtgrsy · 2 months
Text
2 notes · View notes
birdenizsalman · 5 years
Photo
Tumblr media
#Repost @bolukultursanatorganizasyon (@get_repost) ・・・ 3+1 ZOMBİLİ (2 PERDE KOMEDİ) 18 ARALIK ÇARŞAMBA BOLU'DA YER: Bolu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tiyatro Salonu Saat: 20.00 TOPLU ve İNDİRİMLİ Bilet satışı için Bilgi&İletişim: 0545 443 37 43 BOLU Kültür SANAT Organizasyon #bolu #bolukultursanatorganizasyon #tiyatro#komedi #etkinlik BİLET SATIŞ NOKTALARI - YÖREM MANTI - KAMPÜS KIRTASİYE - NİLÜFER BOFSAD SANAT KAFE Online Bilet Satış https://biletinial.com/tiyatro/uc-arti-bir-zombili SPONSORLARIMIZ: - Yörem Mantı - Bolu Tenis Akademisi - Kalaycıoğlu Emlak Ofisi - Kampüs Kırtasiye&Kitap - Gençler Rot Balans&Lastik - Hıracaoğlu Sigorta Aracılık Hizmetleri - Ekol Sürücü Kursu - 1001 Çiçek TEŞEKKÜR EDERİZ. OYUN ÖZETİ Hilmi Bey Apartmanı Daire 3’de beş hanımdan oluşan kendi halinde bir aile yaşamaktaydı. Ailenin reisi Nur, hem evde kalmış ablasından, hem iki aklı bir karış havada kızlarından, hem de demans hastası 94 yaşındaki annesi Refiya hanımın geçiminden sorumluydu. Zira ablası Deli Peri hala hayal peşinde koşmakta ve evin sorumluluklarını üstlenmemektedir. Ev sahibi Obsesif Dr. Hilmi Bey mütemadiyen aileyi sıkıştırmakta ve mütemadiyen kira paralarını istemektedir. Allahtan evin genç kızına sevdalı Anadolu delikanlısı apartman görevlisi Satılmış Efendi vardır da, zor anlarda aileye kol kanat germektedir. O gece Peri’nin çok önemli bir tiyatro ödülünü almak üzere gittiği ödül töreninden sonra işler karabasana dönüşecektir. Zira Deli Peri’nin ödülünü elinden aldığı ünlü aktör Şevki Baltuğ piyasaya çıkacak ve ortalığın altına üstüne getirecektir. Şevki, demlenmeyi seven bir adam olup içmemesi gereken bir ilacı yanlışlıkla içtikten sonra düşüp oracıkta kalacak ve zombi olarak geri dönecektir. Haliyle Hilmi bey apartmanında bir dizi korku komik olayların yaşanmasına neden olacaktır. Yazar : Eray Yasin Işık Yöneten : Çiğdem Tunç Yönetmen Yardımcıları: Ezgi Küçük – Savaş Özkartal Oyuncular: Çiğdem Tunç – Levent Sülün – Özkan Ayalp – Sema Aras – Deniz Salman – Deniz Değirmenci Alper Çorumluoğlu – Soykan Kişioğlu – Ezgi Küçük – Savaş Özkartal – Balca Aydoğdu Kostüm: Şinasi Günaydın - Jadore Afiş Fotoğrafı ve Tasarımı : Şahin Tuhan Müzik: Nida Şan Dekor ve Sahn https://www.instagram.com/p/B5IeiFzlJ9m/?igshid=1lvx6wvx5h4db
0 notes
herkesicinmimarlik · 7 years
Text
Kent Artığı #2 İstanbul
Adana’daki ilk atölyenin ardından, “Kent Artığı”nın ikinci çalışması 18-19 Mart 2017 tarihlerinde İstanbul’daydı. Studio-X Istanbul’da yapılan atölyenin ilk gününde konuşmalar ve tartışmalar, ikinci gününde ise üretimler gerçekleşti.
Yaklaşık 50 kişinin katıldığı ilk gün konuşmalarına kent kavramını tartışarak başladık. İstanbul’da öne çıkan konular; artık kavramının negatif olup olmayışı, zaman ve üretim, artık değer, canlılık, paylaşım, delilik, mülkiyet ve işgal hakkı, kullanım dışı kalma oldu. Bu konuları AVM, park, mahalle, kentsel dönüşüm, yarım kalan inşaatlar, kağıt vb. toplayıcılar, çöp, Airbnb ve oteller gibi örneklerle irdeledikten sonra, tartışmayı derinleştirebilmek üzere davet ettiğimiz sosyolog Elif Demirkaya’nın “Güvencesizlik Bağlamında Kent ve Emek” başlıklı sunumu dinledik.
Tumblr media
Demirkaya sunumuna, “Kent nasıl bir yaşam alanı sunuyor?” sorusu ardından, Simmel’in kasaba-kent kıyasını açıklayarak başladı. Kasabanın daha yavaş, kişisel, kısıtlı, özgür olmayan ve “görünür” haline karşılık; kentin hızlı, anonim, uyaran bombardımanlı, tehdit içeren, özgür ve “görünmez” durumundan bahseden Demirkaya, kentin herkesin farklı derecelerde yaşadığı güvencesizliklere sahip olduğunu ifade etti. Mekânsal, ekonomik ve sosyal güvencesizliklerin bireyselleşmeyi teşvik eden neoliberalizmden kaynaklandığını belirttiği konuşmada, Arendt’in birliktelik, farklılıklarla beraber yaşama, eylemsellik ve mekânsallık üzerinden tanımladığı “insanlık durumu”’na değindi, polis ve metropolis arasındaki farkları açıklayarak devam etti. Bu açıklamaya göre, poliste erkeklerden oluşan “özgür yurttaşlar”; emek, iş ve eylemleriyle faaliyete dayanan bir varoluş içinde ve kadın ile köle emeği görünmez iken; metropoliste ekonominin hane dışına çıktığı, kamusal ve özel alan ayrımlarının ortadan kalktığı, türdeşsiz mekanlara sahip, nüfusun idaresi, ıslahı ve yönetimi için biyopolitikanın olduğu bir düzene geçiliyor. Fabrika ve denetim toplumu imgeleriyle özdeşleşen Fordizmin herkese iş bulma vaadinin 1970’lerde tıkanmasıyla ve fabrikanın her yere dağılmasıyla, kafa emeğine dayanan esnek üretim, post-Fordizmin yeni aracı oluyor. İş zamanının ve boş zamanın birbirine geçmesi anlamına gelen bu yeni maddi olmayan üretim dönemi, özerk gibi görünmekle beraber güvencesizlik de yaratıyor.
Demirkaya sunumunun sonunda bu yeni dönemde karşılaşma imkanı örnekleri olarak Artık İşler Kolektifi’nin Ümraniye’de toplayıcılar ile gerçekleştirdiği işlere, Özgür Kazova Tekstil Kolektifi ve Gezi eylemleri örneklerine değindi. Kendi kendine yeterli olmanın mümkün olmadığını, karşılıklı bağların ve deneyimlerin güçlendirilmesi gerektiğini belirten konuşma, soru ve cevaplarla sona erdi. Elif Demirkaya’nın sunumunun ardından, katılımcılarla ertesi güne getirilecek belgelemeler için yöntemler ve teknikler üzerine konuşarak ilk günü sonlandırdık. Elif Demirkaya’nın sunumunun ses kaydını buradan dinleyebilirsiniz. 
Tumblr media
14 kişiyle gerçekleştirdiğimiz ikinci gün üretimlerine grup ve bireysel olarak kaydedilen fotoğraf ve videolarda öne çıkan konuları konuşarak başladık. Konuşmanın ardından, Kadıköy Meydanı düzenlemesi için katılımcı bir kentsel masa oyunu, insan yapımı küçük ve büyük atıkların ve inşaatların görünen ve görünmeyen yüzlerini öne çıkaran çizim çalışmaları, kentsel bir boşluk olarak gökyüzü kolajları, bir görelilik olarak farklı gölgeleri birbirine ekleyen panoramalar, hareketli ve hareketsiz mekânsal ve tarihsel çağrışım görselleri şeklinde gelişen üretimleri yorumlayarak tüm bunları, harita üzerine açıklayıcı metinler ile birlikte işleyip çalışmayı sonlandırdık.
Kent Artığı atölyelerinin fotoğraflarına buradan, haritasına ise buradan ulaşabilirsiniz.
Kent Artığı #2 İstanbul atölyesine verdiği değerli katkıdan dolayı Elif Demirkaya’ya ve ev sahibi Studio-X Istanbul’a teşekkür ederiz.
Atölye yürütücüleri:
Didem Sağlam, Emre Gündoğdu, Merve Gül Özokcu, Mihriban Duman, Yuvacan Atmaca
Atölye katılımcıları:
Aygül Çınar, Berra (4 yaşında), Bora Can Aksoy, Didem Nur Kurt, Emine Atalay, Emre Seymenoğlu, Eren Can Altay, Furkan Avcı, İlayda Keskinaslan, Kadriye Yardımcı, Muhammet Yılmaz, Özgür Çimen, Özüm Ezgi Satılmış, Seçkin Çiriş, Sıla Yılmaz
youtube
0 notes