agedwineblog

[agedwineblog]

[agedwineblog]

[agedwineblog]

[agedwineblog]

[agedwineblog]

Ertelenen bir arama, geç kalınan af dileyişler, geç gelen farkındalıklar, o anın güzelliğini kaçırmalar, içinden geleni söyleyemeyişler insanın omzunda bir yük olarak duruyor. O yüzden içinizden geleni yapın, taktiksiz, tertemiz ve içten. Kazanıp kaybetmenin bir önemi yok, ölüm var.

[agedwineblog]

Birileri hep kendini haklı çıkarmak için en zayıf anlarınızda sizi sizle vurmaya çalışır. Asla onarmazlar. Adınız gibi emin olduğunuz şeylerden şüphe duyar hale gelirsiniz. Oturup kendinizi suçlayarak sorgulamanıza sebep olurlar. Sizi size kırdıranla yürümez, delilik bu.

[agedwineblog]

[agedwineblog]

Canmânâ: ‘Eski zamanlarda insanlar sevdiklerine karşı kullanırmış. Anlamı; hayatı anlamlı kılan, canından bir parça olan demek.

[agedwineblog]

[agedwineblog]

Sertab Erener bir şarkısında “sen sandığım şey belki benim yüreğimdi” diyor ya, aslında “sana anlam yükledim ama bir numaran yoktu benim sevgimle öyle güzel göründün” demek istiyor kibar kadın tabii zarif ifade etmiş

[agedwineblog]

[agedwineblog]

[agedwineblog]

Üzerine düşünülmüş şeyler beni mutlu eder. Çok büyük şeyler olmasına gerek yok, küçücük bile olsa değerli hissettirir. Laf arasında geçirdiğim herhangi bir şey, şefkatli bir davranış ya da sen seversin diye yaptım denilmesi.

[agedwineblog]

“Hep seni düşünmek için kimsenin yüzüne bakmadım.”

[agedwineblog]

Dişimi sıka sıka ağladığımı duyma diye susmuşum sen de konuşmuyor zaten deyip telefonu yüzüme kapatmışsın. 

[agedwineblog]

[agedwineblog]