Yıldızlar çok farklıdır yani her insan yıldız olmak ister yıldızlar insanları güçlü kılar fakat ben her gece yıldızları gördüğümde dünyanın içinde o kadar çok şey var ve ben nelere dert ediyorum diyorum. Küçük sorunlar büyüyor bizim insanlığımızda... Fakat düşünmüyorlar ki yıldızlar gezegenler dünya hatta farklı yerlerde çok büyük sorunlar varken bizim insanlarımız küçük bir mutsuzlugu evrelerine çeviriyorlar 1. Mutsuzluk evresi 2. Mut. Ev. Diye o kadar çok büyütüyorlar ki sanki dünyada tek onların sorunu varmış gibi davranıyorlar ben yıldızlara hep bakarım hatta bir yıldızım bile var adı Çoban yıldızı bana hep o hatırlatır dünyanın acımasızlığını insanların düşünmeden hareket edişini mutsuz olan tüm insanları ama bu dünya 3 günlük dünya ve hiç düşünmüyorlar bir dakika sonrasında neler olacağını ya da yarın öbürgün stresten küçük sorunlardan kalp krizi Geçirebilecegini... Düşünmezler işte... Bu yüzden her çoban yıldızım'a bakışımıda bunları hatırlıyorum sonra Allah'a şükür ediyorum mutlu olmak kolay fakat mutsuz olmak zor küçük birşeyden mutlu ol ve yaşadığına şükür et diyorum kendi kendime. Bu yüzden bu kadar çok seviyorum yıldızları... Bu yüzden çoban yıldızı.
Denizin sonu gibi görülen ufuk çizgisi vardır bilir misiniz? Bende işte o ufuk çizgisindeyim son nokta son çare son yer. Hani dalga sesleri olur ya sanki yüzüne çarpan tokat gibi gelir işte o dalga seslerine deyinki "Durdurun ulan dünyayı durdurun şu çarpan dalgalarınızla."
Artık yazasımda gelmiyor içimden bıktım hayattan senden çevremdeki insancıklardan. Belki hayattan çok tecrübe edindim fakat iyi oldu hayat bana karşı bir ayna gibi yansıdı. Bir son olsun artık yeniden başlamak icin yeniden yaşamak için Hayata karşı dimdik durmak için seni seviyorum demeden üstüne bin kez düşünmek için. Kalbim atarken saat gibi senin kalbin ise benim kalbime saatin tersinde atıyordu. Bırakmıyorsun ki yanlız kalayım bir bırakırsan kendime gelecegim belkide. Bırak korkuların orda kalsın diyorsun fakat korkularım içimde saklı kalmış çıkaramam ordan. Gelsende gelmesende yoruldum hayat. Ağlarken gözümdeki yaşları silen sen olma istediğim tek şey kaliteli bir yanlızlık. Kimsesiz. Ben yanıldım çok yanıldım ama vuruyorlar yüzüme. Dokunuyorsun kalbime suskun suskun bakarken sen benim kalbime dokunuyordun.
Kalbimin ritmini kalbin ayarlıyordu,sanki bir saat gibiydi . Her akşam olduğu gibi balkonda kahve mi içerken yıldızımıza bakıyordum... Parkta sanki sana benzeyen biri vardı ama tam seçemiyordum senmiydin değilmiydin bilmiyordum ta ki o elindeki çakmakla sigaranı yakana kadar... Sendin o, hayatımda sadece sen sigaranın arkasını yakıp sonra önünü yakardın. Sonra anladım o gece beni içinde bitirdiğini. O gece sen o parka o son sigaranın arkasını yakmaya gelmiştin. Ah ' nasılsa anlamadım. Sen "Bu son" diye bağırınca anlamalıydım. Benim seni izlediğimi biliyordun. Ve bu yüzden bağırdın ve sonra sessizce gittin. Gittin ya içim parçalanmış,kalbim kırık,Hıçkırarak ağladım o gece,ne kadar uğraşsam o gece hıçkırıklarım susmadı... Teninin kokusunu bilmeden ,sana sarılmanın verdiği mutluluğu bilmeden o duyguyu tatmadan,gözlerinin içine bakmadan,hiç ellerini tanımadan,Gittin.
Güçlü kal! Ne olursa olsun,kalbin ne kadar
kırılırsa kırılsın sen hep güçlü kal.
Sil gözyaşlarını ve gökyüzüne bak.
Yaşanacak çok şey var. Gidilecek çok
yer,görülecek yeni mekan, okunacak
birsürü kitap, izlenecek bolca film. Bir
Sürü şey var keşfedilmeyi bekleyen.
Sahi, neden oturup bir kişi için günlerini
harcıyorsun ki? O olmak zorunda
değil, değilmi? Sen onsuz dünyaya
gelmedin onsuzda yaparsın. Hemde
Öyle bir yaparsın ki! Buna sen bile
inanmazsın. Yalnızlığın güzel birşey
olmadığını bende biliyorum ama
Yanlız yapabileceğin, hatta seni mutlu
edecek birsürü şey de var.
Unutma bunu.
Güçlü kal. Korkma yalnızlıktan.
Hem yanlız değilsin biliyorum.
Ailen var, arkadaşların var…
Belki de düştüğünde seni her
zaman kaldırabilecek özel biri. Ne olursa olsun en çok kendini Sevmeyi unutma!
Hayatında birşeyler yaşamış olan insanlar yazar. Diğerleri yazamaz. Çünkü mutlu olan insanlar yazmaz. Mutsuzluk yapmaktır. Dile getiremedigin içini kağıda dökmektir. Bu yüzden yazıyoruz.
Kalbinin ortasında bir boşluk bırak. O boşluğa kimseyi alma, Kalbinde ki his demetini kaldır ortadan, Ve hissiyat'lığın yok olsun. Kal o boşlukta, sürün sürüne bildiğin kadar, senden istenilen de bu zaten. Saklama hislerini, yok etsinler hissiyat'ını. Her gün yaşayarak ölmeye devam et. His demetin bir gün canlanır, Yeni hayat başlar ve korkarsın... Korkarsın çünkü; Yeniden hissiyatını kaybedersin diye... Bu korku da engel olur birine güvenmene, Birşeye odaklanırsın ve daima onu yaparsın, Sevmek, güvenmek, alışmak... Bunların hiçbiri olmaz o odaklandığın şeyde.
Cok yanlız olmak... kendinle iç içe kalmak, yalnızlıktan kendini bile duyamaz hale gelmek,içinde bulunduğun durumu sahiplenmek, yanlızlığa alışmak, yağmur yağarken camdan dışarı bakıp hayal kuracak hiçbirseyin olmadığını farketmek, birine muhtaç olmadan yasayabilmeyi anlamak, ağlarken gözyaşlarının döküldüğüne şait olan tek duvarlar olması, gözyaşlarını bi başkası tarafından silinmesi o bile değil de kendin bile silememen,insanlardan nefter etmek, geçmişi hatırlayacak birşeyin olmaması, başkalarının depresyon şeklinin günlük normal hayattaki şeklin olması, hiçbirşey yokken gülümsemek, kendinle barışık olamamak, kendinden nefret etmek... Yanlızlık tam da bu.