Tumgik
elabozca-blog · 5 years
Text
Genital Siğil
Genital siğil nedir?
Human Papilloma Virüs (HPV)’ün genital bölgede neden olduğu siğile (verrükaya) verilen isimdir. Dünyada cinsel ilişki ile en sık bulaşan enfeksiyon olan HPV enfeksiyonu, ilk cinsel deneyimini erken yaşta yaşayan ve cinsel partner sayısı fazla olan bireylerde daha sık görülmektedir.
HPV nasıl bulaşır?
Genital siğillerin enfeksiyon yapma potansiyeli oldukça yüksektir. Genital siğil çoğunlukla oral, anal ve vajinal cinsel temasla bulaşır. Partnerler arasında bulaşma oranı yaklaşık %60’dır. Yüksek bulaşma oranı nedeniyle cinsel aktif bireylerde hayat boyu genital siğil görülme oranı %50’ye yaklaşmıştır.
HPV bulaşmasındaki risk faktörleri;
Erken yaşta cinsel ilişki
Cinsel partner sayısının fazlalığı
Korunmasız cinsel ilişki
Cinsel ilişki ile bulaşan enfeksiyon geçmişi
Bağışıklık sistemi
HPV cinsel ilişki haricinde bulaşabilir mi?
HPV cinsel temas dışında da bulaşabilmektedir. En sık yaşanan bulaşma şekli cinsel temas ile olmakla birlikte;
Kişinin vücudunda farklı bölgelerde bulunan siğil ya da siğillerden temas yoluyla ve HPV bulunan kişi ya da kişilerle temas ile de bulaşabilmektedir.
HPV çocuklarda görülebilir mi?
HPV çocuklarda da görülebilmektedir. 2 yaş altındaki çocuklarda görülen anogenital siğillerde annenin anogenital kanalından bulaş olduğu düşünülmektedir.2 yaş üstünde gözlenen siğiller de ise cinsel istismar önemli bir nedendir.
Ancak çocuklarda gözlenen anogenital siğillerin, HPV virüslü kişiler ile aynı banyoyu paylaşmaları gibi farklı temas yolları ile de oluşabileceği bilinmektedir.
HPV enfeksiyonu vücudun hangi bölgelerinde görülür?
Kadınlarda;
Dış genital bölge
Vajina
Serviks (rahim ağzı)
Perianal bölge (makat çevresi)
Erkeklerde;
Dış genital bölge
Perianal bölge(makat çevresinde) görülebilir.
Bununla birlikte genital siğilleri olan bireylerde oral yani ağız bölgesi, göz, solunum yolu ve burun bölgesinde de siğiller görülebilir.
Genital iğil belirtileri nelerdir?
HPV’nin neden olduğu genital siğiller hiçbir belirti vermeden ilerleyebilmektedir. Deriden kabarık ya da yassı, deri renginde-pembe-kahve tonlarında et beni benzeri kabartılar şeklinde görülen genital siğiller genellikle milimetrik olarak başlar ancak nadiren birkaç cm’lik siğiller de görülebilir. Büyük, birleşmiş veya nodül olarak görülen genital siğiller daha çok immunsupresif yani bağışıklık sistemi baskılanan ve diyabet hastalarında görülür. Lezyonların oluşmasından ardından siğillerin sayısı ve boyutu artabilir ya da kendiliğinden gerileyebilir.
Genital siğiller sıklıkla semptom vermemekle birlikte; kanama ve kaşıntı şikayetleri bulunabilir.
Kadınlarda belirtiler; Genel belirtilerin haricinde kadınlarda iç genital bölgedeki siğile bağlı olarak cinsel ilişki veya gebelikte kanama görülebilmektedir. Dış genital bölgede kaşıntılar yaşanabilir.
Erkeklerde belirtiler;Genital siğiller erkeklerde penis, testis, kasık ve makatta görülebilmektedir. Genital siğiller, nadir de olsa anüs veya idrar yolunda oluştuğu zaman tuvalete çıkma zorluğuna neden olabilmektedir.
Genital siğil ne zaman ortaya çıkar?
HPV bulaştıktan sonra uzun yıllar vücutta sessiz kalabilmektedir. HPV bulunan herkeste genital siğil ortaya çıkmayabilmektedir. Aslında birçok kişide HPV savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirilmektedir.
HPV ile bulaşma sonrasında lezyonun görülme süresi 3 hafta ile 24 ay arasındadır. Genital siğilin ortaya çıkması;
Kişinin bağışıklık sistemi
Yüksek riskli HPV varlığı
Uzun süreli siğil varlığı
Başka enfeksiyon varlığı
Yaşa göre değişebilmektedir.
Genital siğil hangi yaşlarda daha sık görülür?
HPV enfeksiyonlarının neredeyse yarısına 15-24 yaşları arasında rastlanmaktadır. Kadınlarda en sık 20-24 yaş, erkeklerde ise 25-29 yaşları arasında daha sık görülmektedir. İleri yaşlarda görülme sıklığı azalan genital siğil yetmiş yaş üzeri kadınlarda %5 oranında ortaya çıkmaktadır.
HPV tipleri nelerdir?
HPV’ün 200’e yakın farklı tipi bulunmaktadır. Bu tiplerden 40 kadarı genital bölgede siğile neden olmaktadır. HPV’ün kansere yol açma potansiyeline göre düşük ve yüksek riskli olmak üzere iki gruba ayrılır.
Anogenital verrükalar arasında en sık görülen HPV tip 6 ve 11 kanser gelişimi açısından düşük riske sahiptirler.
Düşük riskli HPV tipleri;     HPV tip 6, 11, 40, 42, 43, 44, 54, 61, 70, 72 ve 81
Yüksek riskli HPV tipleri;    HPV tip 16 ve 18 başta olmak üzere 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, 82 yüksek riskli tiplerdir.
HPV hangi hastalıklara neden olabilir?
HPV’nin hastalık yapmadan vücutta mevcut olması durumu latent, subklinik enfeksiyon veya sessiz enfeksiyon olarak tanımlanır. Genital bölgelerdeki siğillerin haricinde oral (ağız bölgesi), respiratuar –nasal ( solunum yolu ve burun), gözde (konjuktivada)  siğiller görülebilir.
HPV’ün yüksek riskli tipleri (sıklıkla HPV16-18) kanser öncüsü lezyonlara ve kansere yol açabilir. Başta servikal kanser yani rahim ağzı kanseri olmak üzere, anogenital bölge, penis ve baş- boyun kanserleri de görülebilir.
Rahim ağzı kanseri özellikle kendisi veya partnerinde HPV olan, erken yaşta cinsel aktiviteye başlayan, çok sayıda cinsel partneri olan ve cinsel yolla bulaşan farklı hastalıkları bulunan kişilerde daha fazla görülmektedir.
Bowenoid papülozis, Buschke-Löwenstein tümörü, Skuamoz Hücreli Karsinoma, Bowen Hastalığı da HPVile ilişkili olarak görülebilir.
HPV mutlaka kansere neden olur mu?
HPV her durumda kansere neden olmamaktadır. Kişinin immünitesi yani bağışıklık sistemi ile eşlik eden AİDS gibi farklı hastalıkların varlığı önemlidir.
HPV testi nedir?
Anogenital siğil varlığı olguların çoğunda klinik muayene ile tespit edilir. Ancak atipik yani normal dışı görünümü olan vakalarda tanı için histopatolojik inceleme yapılır. Cerrahi olarak alınan doku örneği patoloji bölümü tarafından değerlendirilerek siğil tanısı histopatolojik olarak netleştirilebilir.  Alınan bu doku örneğinden eş zamanlı olarak HPV tipi değerlendirilebilir. Klinik olarak siğil görülmeyen kadın hastalarda smear testi incelemesi ve PCR ile HPV –DNA varlığına bakılabilir. Multiplex PCR test ile de erkek hastalarda üretral sürüntüden HPV varlığı değerlendirilebilir.
HPV’den korunmak için ne yapılmalıdır?
HPV’den korunmak için en önemli basamak aşı uygulamasıdır.
Bulaşmayı azaltan faktörler;
Aşılanma
Sünnet olma
Prezervatif kullanımı
HPV aşısı nedir?
HPV aşısının FDA tarafından onaylanan 3 tipi bulunmaktadır.
HPV aşıları 9-26 arasındaki çocuklar ve erişkinler için onay almıştır. Ancak daha önce HPV ile enfekte olmamış 24-45 yaş arasındaki kadınlarda da aşı uygulanabilir. HPV aşısının içerdiği HPV tiplerine bağlı olarak siğillerden ve kanser gelişiminden koruyucu etkisi vardır. Aşılar 0, 1 veya 2 ve 6. ayda kas içerisine enjektör vasıtasıyla yapılmalıdır.
Genital siğil tedavisinde hangi yollar izlenir?
Medikal krem tedavisi günaşırı, gece uygulanır ve 16 haftaya kadar tedavi sürdürülebilir. Etkinliği kriyoterapi ve koter tedavisine göre daha sınırlıdır. Kriyoterapi veya koter tedavisi sonrasında hızlı yenileme görülen vakalarda hastalığın tekrarlamasını önlemek amacı ile kullanılabilir.
Podofilin uygulanması hasta veya doktor tarafından yapılır ve ilaç siğil üzerine uygulandıktan 4-6 saat sonra yıkanması istenir.
Biklorik asit veya tca 35–85% siğillere hafta bir veya 2 kez uygulanabilir. Gebelerde kullanımları da güvenlidir. Ancak kriyoterapi ile karşılaştırıldığında etkinlik daha azdır.
Kriyoterapi (sıvı nitrojen) ve elektrokoter uygulaması krem uygulamalarından daha etkili olup, hamilelerde de kullanılabilir.
Büyük siğillerde ise cerrahi yönteme başvurulması gerekebilir.
Doğum sırasında bebeğe HPV bulaşabilir mi?
HPV doğumla anneden çocuğa geçebilmektedir. 2 yaş altındaki çocuklarda görülen genital siğiller annenin genital kanalından çocuğa bulaşabilmektedir.
HPV tedavi olduktan sonra bulaşıcı olabilir mi?
Latent yani tipik hastalık belirtileri göstermeyen, genel tekniklerle izlenmesi zor bakteri enfeksiyonu var ise bulaştırıcı olabilir.
4 notes · View notes
elabozca-blog · 5 years
Link
Genital Siğil
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Genital Siğil
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Text
Kıl Dönmesi
Kıl dönmesi gerçekleşmesi durumunda kişiye oldukça rahatsızlık veren bir durumdur ve günlük yaşamında aksaklıklara neden olur. Genellikle anüs bölgesinde görülen kıl dönmesi, erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülmektedir. Kıl dönmesi nedir, kıl dönmesi belirtileri nelerdir, kıl dönmesi nasıl tedavi edilir gibi soruların cevaplarını sizler için araştırıp bir araya getirdik. İşte kıl dönmesi hakkında tüm bilinmeyenler…
Kıl dönmesi,  genellikle erkeklerde meydana gelen bir rahatsızlıktır. Ancak bu kıl dönmesi rahatsızlığının kadınlarda görülmeyeceği anlamına gelmez.  Genellikle 15-35 yaş arası erkeklerde görülen kıl dönmesi rahatsızlığı,  batık kıl durumu ile karıştırılmaktadır.
Bizde bu hataya düşmemeniz için sizler için kıl dönmesi nedir, kıl dönmesi belirtileri nelerdir sorularının cevaplarını araştırdık. İlk olarak kıl dönmesinin ne olduğu hakkında bilgi vererek başlayalım.
Kıl dönmesi neden olur, belirtileri nelerdir?
İşte kıl dönmesi nedir sorusunun cevabı…
Kıl dönmesi nedir?
Kıl dönmesi erkeklerde 15- 35 yaşları arasında ve genellikle anüs bölgesinde görülen bir çeşit deri hastalığıdır. Kıl dönmesinin erkeklerde 15-35 yaşları arasında görülmesinin nedeni bu yaşlardan itibaren anüs bölgesinin yumuşamaya başlamasıdır.
Kıl dönmesi her ne kadar batık kıl durumu ile karıştırılsa da nedenleri birbirinden farklılık göstermektedir.  Kıl dönmesinin nedenleri nelerdir diye merak ediyorsanız hemen açıklayalım…
Kıl dönmesi neden olur?
Yapılan araştırmalara göre kıl dönmesi, saçların dökülmesi ve kuyruk sokumu bölgesinde kalması sonucunda deri altına girmesi nedeniyle olduğu ortaya çıkmıştır. Ameliyat sonrası yapılan araştırmalar bu teoriyi doğrular niteliktedir.
Kıl dönmesi vücudun hangi bölgelerinde görülür?
Kıl dönmesi en çok kuyruk sokumu bölgesinde görülür ancak bu durum sadece kuyruk sokumu bölgesinde görülebileceği anlamına gelmez. Kıl dönesi vücudun;
- Göbek bölgesinde - Koltukaltı bölgesinde - Yüz bölgesinde - Bacaklarda ve en çok kuyruk sokumu bölgesinde görülmektedir.
Kıl dönmesi belirgin olarak ortaya çıkan belirtilerle kendini göstermektedir. Ancak kıl dönmesi genellikle kuyruk sokumu bölgesinde görüldüğü için insanlar muayene olmaktan çekinirler. Bu durumun sonunda kıl dönmesi ilerler ve tedavi ameliyat ve cerrahi operasyonlarla gerçekleştirilir. Kıl dönmesinin ilerlememesi için verilen belirtileri dikkate almalı muhakkak bir uzmana danışmalısınız.
Kıl dönmesinin belirtileri nelerdir?
Kıl dönmesi gerçekleşen bir kişi uzmana başvurduğunda genellikle geç kalınmış olur ve muhakkak cerrahi operasyon gerekmektedir. Bu nedenle Kıl dönmesinin gerçekleştiği bölgede i iltihap olmadan doktora gitmeli ve ortaya çıkan belirtilerde göz ardı edilmemelidir.
Kuyruk sokumunda şişlik
Kuyruk sokumunda şişlik oluşması kıl dönmesinin en önemli belirtileri arasındadır. Büyüklüğü bir nohut tanesi büyüklüğünde olduğu için ilerlediği takdirde yumurta büyüklüğüne bile neden olmaktadır.  Bu şişlikler büyüdüğünde içerisinde apse oluşturmaktadır.  Bu apse boşaltılmadığı takdirde makat akıntısı durumu meydana gelmektedir ve bu durum oldukça sıkıntılı bir durumdur.
Ağrı Makat bölgesinde büyümeye başlayan şişlik beraberinde ciddi ağrıları meydana getirmektedir. Kıl dönmesi sorunuyla meydana gelen ağrı,  ilerleyen zamanlarda şiddetli ağrıları beraberinde getirebilir.
Kıl dönmesiyle meydana gelen ağrı genellikle hemoroit ve kabızlık gibi durumların varlığından şüphelenerek, ihmale uğrarlar.
Apse oluşumu Kıl dönmesi nohut büyüklüğüne gelmeye başladığı andan itibaren uzman bir hekimden yardım alınmalıdır. Aksi takdirde daha fazla büyür ve ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle kıl dönmesinde yer alan apse büyümeden için boşaltılmalıdır.
İç çamaşırının ıslanması Oluşan iltihap sonucunda iç çamaşırının arka kısmında ortaya çıkan sarı renkte bir akıntı varsa eğer kıl dönmesinden şüphelenilmesi gerekmektedir.
Kuyruk sokumu kısmında delik Kıl dönmesinin ilk belirtileri arasında kuyruk sokumunda delik oluşması durumu yaygındır. Aynı zamanda giriş deliği olarak da anılan bu sorun bir ya da birden fazla noktada olabilir. Kıllar kuyruk sokumuna girerken oluşturduğu bu delik çıplak gözle bile bakıldığında kolayca anlaşılmaktadır Kıl dönmesi erken fark edildiğinde bitkisel olarak da tedavi edilebilen bir hastalıktır. Kıl dönmesi ilerlediği takdirde bitkisel yöntemlerin hiçbir faydası olmayacaktır.
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Link
Kıl Dönmesi
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Kıl Dönmesi
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Text
Fissür
Anal fissür, makatın çıkışında, herhangi bir nedene bağlı olarak çatlak şeklinde oluşan yara sonucu dışkılama sırasında ve sonrasında şiddetli ağrıya ve bazen kanamaya neden olan hastalık türüdür. Görüntü bakımından küçük olsa da vermiş olduğu rahatsızlık çok şiddetlidir. Fissürler genel olarak arka ve orta hatta oluşur. Ağrının ve çatlağın başladığı ilk zamanlara akut dönem fissür, daha uzun süren çatlaklara ise kronik fissür denir.
Zorlanan dışkı anüs bölgesini tahriş eder. Küçük çizgi şeklinde yırtıklar oluşur.Özellikle hasta zorlu bir dışkılama sonrasında şiddetli ağrı duyar.Bu ağrı küçük cam parçaları batıyormuş gibi hissettirir.Fakat dışkılama işlev bittikten sonra ağrının hala devam etmesi, hastanın günlük yaşamına engel olmasına neden olur.Çok fazla ağrılı olan bu yırtıklar kaslarda spazma yol açar.Daha çok basınca neden olur ve kan dolaşımı yetersiz kaldığı için yırtık iyileşme şansı bulamaz.
Uzun süreli kabızlığın, kadınlar da hamilelik ve doğumun, Crohn ve Ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıklarının fissürün oluşumunda etkili olduğu bilinir.Genellikle hastaların hikayeleri benzer olur. Büyük ve sert bir dışkılama olayı sonrasında şikayetleri başladığı görülür.
Hastaların bir çoğunda ağrılı bir dışkılama görülür. Ağrı, dışkının çıkış evresinde genellikle yırtılır, kesilir gibi veyahut yanma şeklinde hissedilir. Ağrı, anal bölgesindeki lezyonun büyüklüğü ile orantılı olmayıp, çatlak küçük ancak ağrısı genellikle şiddetli olur.
Ağrı dışkılama işlevi bittikten kısa süre sonra bitebilir veya devamlı niteliğinde de olabilir. Eğer ki hasta da kabızlık sorunu var ise bu durumda dışkının gelişi uzun sürebilir. Zorlanmakta olan makat bölgesi ani ve şiddetli basınç sonrasında, sert dışkının geçişi çatlağın daha da ilerlemesine veya devam etmesine neden olur. Bunların yanında hastada kanama, makatta kaşıntı ve üriner şikayetler olabilir.
Anal fissür, makatta olan ağrılı kanamaların en çok görülen sebepleri arasındadır. Genellikle küçük miktarlarda, parlak kırmızı, bir kaç damla şeklinde veya tuvalet kağıdına bulaşmış şekilde kanamalar görülür. Bazen kanamalar damlama şeklinde tuvalete boşalabilir.Bu kanamalar kansızlığa neden olabilir.
Anal fissür için yapılması gerekenler;
-Günde 2,5 litre su tüketmek,
-Acı, ekşi, baharatlı yiyeceklerden uzak durmak,
-Her gün olabildiğince lif yönünden zengin olan gıdalar tüketmek,
-Günde iki kez 15-20 dakikadan kısa sürmeyecek şekilde ılık suyla oturma banyosu yapmak,
-Bunların yanında dışkı yumuşatıcı ilaçlar ile sert çıkan dışkıyı biraz yumuşatıp daha rahat çıkmasını sağlayabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken önemli nokta kulaktan dolma ilaçlardan kaçınmak ve mutlaka doktorunuzun tavsiye ettiği ilaçları kullanmaktır.
Fakat kronik anal fissürlerde mutlaka müdahale gerekir.Bunların klasik ameliyat müdahaleleri yanında birde ameliyatsız tedavi yöntemleri vardır.Oldukça fazla tercih edilen bir yöntemdir.Botoks tedavisi sayesinde hasta üzerinde olan bütün endişeler kalkmaktadır. Ameliyatsız anal fissür tedavisi oldukça avantajlıdır. Sağlamış olduğu avantajarı şu şekilde sıralayabiliriz;
Yapılan müdahalede narkoz kullanılmadan lokal anestezi altında yapılmaktadır. Bundan dolayı hamilelere de rahatlıkla uygulanabilir. Hastalar narkoz risklerini taşımazlar.
İşlem süresi maksimum 5 dakika olup, hasta müdahale sonrasında yürüyerek sosyal yaşamına kaldığı yerden devam edebilir. Aslında en büyük avantajı da budur. Ameliyatsız tedavi yöntemleri sayesinde kişinin günlük plan ve programında hiçbir değişikliğe uğramadan devam eder. Bütün sorumluluklarını rahatlıkla yerine getirebilir. Genellikle bu avantaj iş hayatında aktif olan veya çocuk sahibi olan kadınlar için oldukça önemlidir.
Ameliyatsız tedavi yönteminde iyileşme süreci çok kısadır.Anal çatlağın meydana getirdiği makatta ağrı, makatta kanama, makatta kızarıklık ve kaşıntı şikâyetleri minimum seviyeye düşürür.
Tedavi boyutları ise, hasta muayeneye geldiğin gün hem muayenesini olup, hem de işlemini yaptırması, hastaya zaman kazandırır ve şikâyetlerinde en hızlı şekilde kurtulmasını sağlamaktadır.
Ameliyatsız tedavi yöntemi uygulanan kişiye daha sonra anal fissürün tekrarlama olasılığı oldukça düşüktür.
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Link
Fissür
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Fissür
1 note · View note
elabozca-blog · 5 years
Text
Fistül
FİSTÜL NEDİR?
Bir fistül, genellikle birbirine bağlı olmayan iki organı veya damarları bağlayan anormal bir bağlantı veya geçittir. Bağırsak ile deri arasında, vajina ile rektum ve diğer yerler arasında herhangi bir yerde gelişebilir. Bazı fistüller şunları içerir:
İdrar Yolu Fistülleri:
İdrar yolu organında anormal açıklıklar veya bir idrar yolu organı ile bir başka organ arasındaki anormal bağlantı.
– Vezikouterin fistül mesane ile uterus arasında oluşur. – Vezovavajinal fistül, mesane ile vajina arasında bir deliğin geliştiği yerdir. – Üreterovajinal fistül, üretra ve vajina arasındadır.
Anal Fistüller:
Anal kanalın ve epitelyal cildin epitelize yüzeyi arasındaki anormal bağlantı.
– Anal kanal ile anal açıklığın çevresindeki deri arasında anorektal fistül oluşur. – Rektovajinal veya Anovaginal Fistül rektum veya anüs ve vajina arasında bir delik geliştiğinde ortaya çıkar. – Kolovaginal Fistül, kolon ve vajina arasında oluşur.
Diğer fistüller ise:
– Enteroenteral Fistül, bağırsağın iki kısmı arasında oluşur. – Enterocutaneous veya Colocutaneous Fistula, ince bağırsak ve deri veya kolon ve deri arasında sırasıyla oluşur.
Tedavi edilmemiş fistüller travmatik, zayıflatıcı olabilir ve vücudunuza ek zararlar verebilir. Sinir hasarı, enfeksiyon ve böbrek yetmezliği fistüller ile ilişkilidir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), her yıl 50.000-100.000 yeni fistül vakası olduğunu tahmin ediyor. Afrika gibi yerlerde, obstetrik fistüller, obstetrik (doğum ve doğum sonrası) bakım eksikliğinden dolayı sıklıkla tekrar eden fistülllerdir.
Fistülleri önleme en iyi tedavidir. İyi bir beslenme alışkanlığının sürdürülmesi, sağlıklı dokuyu korumak ve fistülleri önlemek için mükemmel bir yoldur. Ek olarak, sigara içmekten kaçınmak, fistül iyileşmesini teşvik etmek için önemlidir.
FİSTÜL NEDENLERİ
– Çocuk doğurmak. Doğum yapmak vajinal dizimde yırtıklara neden olur. Bu yırtıklar rektum boyunca gittiğinde fistül oluşur.
– Fistüller, genellikle bir yaralanma veya ameliyatın sonucu oluşurlar.
– Divertikülit, cinsel yolla bulaşan hastalık ve tüberküloz gibi bazı hastalıklar ve enfeksiyonlar fistüllere neden olabilir.
– Kanser tedavisinin nadir bir yan etkisidir. Daha az yaygın olarak, kanser büyümesi nedeniyle gelişir.
– Crohn hastalığı
FİSTÜL BELİRTİLERİ
Fistülün türüne bağlı olarak, bazı belirtiler şu şekildedir:
– Vajinadan sürekli idrar kaçağı – Dış kadın genital organlarında tahriş – Sık idrar yolu enfeksiyonları (UTIs) – Vajina içine gaz ve / veya dışkı sızması – Vajinadan sıvı drenajı – Mide bulantısı – Kusma – İshal – Karın ağrısı
Bu belirtilerden bir veya daha fazlasına sahipseniz, derhal bir uzman doktora görünmelisiniz.
FİSTÜL TEDAVİSİ
Fistül tedavisi için hastalar jinekolog, ürojinekolog veya kolorektal cerrahlardan tavsiye alabilirler. Fistül teşhisini takiben, uzman doktor yeri, büyüklüğü ve durumuna bağlı olarak en iyi tedavi planına karar verecektir. Bazı fistül tedavilerinde sadece bir kateter ile semptomları kontrol altına almak yeterli olabilir. Daha ciddi fistül vakalarında ameliyat gerekebilir.
Kateterler:
Fistülleri boşaltmak için kullanılır. Kateterler genellikle enfeksiyonu kontrol altına almak için küçük fistüllerde kullanılır.
Fibrin yapıştırıcısı:
Fistülleri kapatmak için kullanılan özel bir tıbbi yapıştırıcı. Bu genellikle fistülü doldurmak için kullanılan bir kolajen matrisidir.
1 note · View note
elabozca-blog · 5 years
Link
Fistül
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Fistül
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Text
Hemoroid
Hemoroid nedir?
Hemoroid bilinen adıyla basur makat bölgesinde bulunan toplardamarlarda farklı nedenlere bağlı olarak meydana gelen genişlemedir.
İç ve dış hemorid olarak ikiye ayrılır. Problem ilerledikçe büyür ve kanamalar başlar. Özellikle normal doğum yapan kadınlarda görülen hemoroid lazer tedavisi veya normal ameliyat ile giderilebilir. Hemoroid nasıl anlaşılır?
Islaklık Makatta kanama Anüs çevresinde şişlik Ağrı Anüs içinde meme oluşumu (toplardamar genişlemesi) Kaşıntı
Hemoroid neden olur?
Aşırı kilolu olmak (obezite)
Vücut ağırlığı normalin üzerine çıktığında makata yakın bölgedeki damarlar üzerinde bir baskı oluşur. Yeterince sebze ve lifli gıdalar almayan kilolu insanlar sık sık kabız olmakta, ıkınmadan dolayı da hemoroid olmaktadırlar.
Kronik kabızlık
Özellikle lifli gıdaların az tüketilmesi sonucu metabolizma yavaşlar dolayısıyla kabızlık oluşur. Sürekli bu şekilde beslenen kişilerde ise kabızlık devamlı hale gelir.
İshal
Kişi ishal olduğunda vücut bölgeye daha çok kan pompalaması için sindirim sistemini çalıştırır. Bu da damarlarda ki kan basıncını arttırır.
Ağır kaldırmak
Doğru kaslara baskı uygulamayan kişilerde hemoroid olurlar.
Ters ilişki
Ters ilişki sırasında bölgedeki damarlara büyük baskı olur ve anüsü çevreleyen hassas dokular zarar görür. Hemoroid ameliyatı nasıl yapılır?
Hemoroid ameliyatı için hastaya bağırsaklarını boşaltması için ilaçlar verilir. Bir gün öncesinden hiç bir şey yememesi gereken hastanın anüsüne lokal anestezi yapılır. Ameliyat esnasında hemoroid (basur) memesi kesilerek yerinden alınır.
Açılan boşluk ise dikilir ve kapatılır. Makat ağzını eski hizasına getirdikten sonra, gerekliyse üzerine tampon konur ve ameliyat 10 dakika gibi kısa bir sürede sonlandırılır.
Hemoroid tedavisi için doğal yöntemler
Elma sirkesi
Pamuk yardımıyla hemoroidinizin olduğu bölgeye sürerek sıkılaştırıcı etkisinden yararlanabilirsiniz.
Su
Günlük su alımınızı arttırarak vücudunuzu nemlendirebilir, çatlaklardan kurutulmuş olursunuz.
Tam tahıllar
Tahıllı ürünler yiyerek lifli gıda tüketiminizi arttırın. Kabızlığı önleyerek kalın bağırsağ��nızın daha verimli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler.
Siyah çay poşetleri
İçinde bulundurduğu tanik asitle çay şişliği ve ağrıyı azaltır. Siyah çay poşetini sıcak suda ısıtın, soğutun ve 10 dakika boyunca şişmiş bölgenin üzerinde tutun. Günde 3 defa uygulayarak basurunuzdan kurtulabilirisiniz.
Buz
Kan damarlarının şişliğini azaltıp ağrıyı kesen buzu basurunuzun üzerine koyarak ağrı kesici etkisi yaratabilirsiniz.
Bu doğal yöntemleri kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız..
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Link
https://avrupacerrahi.com.tr/genel-cerrahi/hemoroid-basur-tedavisi.html
0 notes
elabozca-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Hemoroid
1 note · View note