Tumgik
emaremsin · 1 year
Text
505.
Gözlerine sakladığım baharları çaldığın gecelere sakladım masum gülüşlerimi. Düşlerimi ıslattım gözyaşlarımla biriktirdiğim yağmurlarla, acı çekiyorum sandığım her anda aslında bunun bir yok oluş olduğunun farkına vardım. Ölüyorum diye çok ağladım, sanırım bu kadar çok canım yanamazdı. Senin rüzgarın seni ve beni ayrı yerlere savurduğunda ikimizde bir kadınla uyandık. Senin yanında yeni bir kadın, benim içimde ölü bir kadın vardı artık. Saçlarımı indirdiğin yıldızlar söndü birer birer, beni sevdiğini söylediğin anılar anlamını kaybettiler. Canım daha ne kadar acıyabilir diyorum solan duygularıma aldırmadan, sonra sen solan o duygumu yerinden söküp koparıveriyorsun ve canımın hep daha fazla yakabilecek tek adamın sen olduğunu. Gözyaşlarım dinerse bile, kalbim seni affedip aklım yapılanları unutsa bile sol kaburgam hep sızlamaya devam edecek.
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Kanatlarının kırıldığını sanıyorsun kalbin paramparçayken. Görmüyorsun ihanetin derin yaralarını, kanın keskin kokusuna aldanıyorsun. Sen izin kaldı sandığında çok sonra fark ediyorsun yanıldığını. Yanılgıların pranga oluveriyor ayaklarına, sen acılar içinde gece uykularından uyanırken o başkasının kollarında uykuya dalıyor. Bedeller ödeyince mutlu olacağını sanıyorsun şimdiye kadar çektiğin sıkıntıları, bedel saymadan. Onun mutluluğu senin göz yaşın oluyor bir anda, başkasının onu güldürmesi senin iç çekmelerine dönüyor. Kokusunu düşünüyorsun, artık sesini unuttuğunu fark edince ellerini boğazında hissediyorsun. Acı öldürür sanıyorsun, onu tanımana rağmen. Nasıl olacağını bilmeden devam ediyorsun ama ayakların seni taşıyamıyor. Yabancı ellerin esiri sanıyorsun asıl yabancı da el de o olup sen ona esir kalmışken. Özlediğim şeyler boynuma baskı yapıyor, nefes boşluğuma izini bırakan yaralar birikip sol göğsüme, sol kaburgama akıyor. Sol kaburgamın emaresi buna bir son ver.
1 note · View note
emaremsin · 1 year
Text
Kırılıyorum, gün geçtikçe daha fazla kırılıyorum elimde olmadan. Hassas biri değilim ama sanırım kalbim ile aynı fikir de değiliz bu konuda. Gece başımı yastığa koyduğum an da acılar da yanıma uzanıyor sanırım. Niye acı çekiyorum bilmiyorum. Sebebim çok aslında ama sanki olanlar için değil de yaşayamadıklarım için bu çektiğim acılar. Kalbim kırılıyor, üzülüyorum kimsenin umurunda olmadan. Kimseye ihtiyacım yok diyorum, öyleyse neden birinin olmasını istiyorum? Yalnız kalmaktan korkmadım hiçbir zaman ama yalnız bırakılmak, işte buna diyecek bir sözüm yok. Yapayalnızım. Anlatamıyorum, anlatacak birileri yok zaten. Anlatsam anlayacak birisi yok. Çok üzülüyorum. Yaşamak istemiyorum ama kendimi öldürmeyi de beceremiyorum.
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Sol kaburgasındaki dövmeye düştü gözleri. Sanki bir yazgı silinmiş, kaderi yeniden yazılmış gibi hissediyordu. Teni cayır cayır yanıyor göğüs kafesi yükseliyordu. Dokunmuyordu dövmesine, yaptıralı uzun zaman olmuştu ve artık acımıyordu. En azından dövmesi değildi onu acıtan, dövmenin hissettirdiği şeylerdi. Bir ömür boyu vücudunda ondan dair bir parça taşıyacağını öngörememişti. Adamın dudaklarının ızlak izi sol kaburgasının üzerindeki dövmede, emaresindeydi. Hâlâ emaresini öptüğü gündeydi. Hayatının en güzel günü ile en kötü günü nasıl aynı gün olabilirdi bilmiyordu ama oluvermişti. Gözleri dolduğunda derin bir nefes aldı ve gözlerini karşıya, aynasına dikti. Kendiyle göz göze geldiğinde gözlerindeki gölgeleri gördü. Adamın gölgesi üzerindeydi, peşini bırakmamıştı. Adam gitmiş olabilir ama gölgesi hâlâ kadınlaydı. Kadın gülümsedi. "Bir bıçak gibi saplandın kaburgama. Bıçağını çeksen de pası bulaştı bir kere. Sen gittin, benden çok şey çaldın ama hissettirdiklerini unuttun."
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Gözlerine öldüğüm adamın, gözlerinde başka izlere rastladığımdan beri iyi değilim.
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Bir savaşın ortasında kendimle baş başayım. Kalbim güçlü ama yorgun, aklımın karşısında bir zavallı gibi hissediyor kendini. Ne acı, bilmiyor ki savaşın galibi çoktan belli. Kalp bilmese de, şu akıl bir ona yeniliyor.
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Bir şeylerin değişebileceğine inanmıştım, umudumun bir yerlere kaybolmadığını hep benimle olacağını sanmıştım. Umudumu kaybetmiş gibi hissediyorum, göğsüm ağrıyor. Sanırım bu sevilmemişlik hissi, sevseydi böyle olmazdı değil mi? Bu sefer sevmeyi değil de sevilmeyi seçtim ama yanlış bir seçimdi sanırım. İnsan bir kez mahvolduğunda bir şeylerin değişebileceğine olan inancını kaybetmiyor, ben defalarca mahvolmuş biri olarak kaybetmemiş gibiydim ama bu kez umudum da mahvoldu. Bir şeyler değişmiyor, unutulmuyor. Unuttum diyen sevmeyendir diyorum, hayatım değişti yoluna girdi diyen onsuz nefes alabilendir. Elimi kolumu bağlayıp beni bir denize attılar; umut oradaydı, gökyüzü oradaydı. Derin değildi ama ben yüzeye çıkamıyordum, umut hâlâ vardı. Nefes alabiliyordum, beni biraz sonra çıkaracaklardı. Sonra bir şeyler oldu bana, bir şey yaptılar. Elimi kolumu bağlayan yoktu bu sefer, gökyüzü bana bağırıyordu ama benim denizden çıkasım yoktu. Bu kez umut yoktu.
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Nasıl da devam etmek zorunda bırakılıyoruz farkında olmadan. Hayatımıza aldıklarımız her kalbimizi kırdığında birileri güçlü durmamız gerektiğini söylüyor hep, nasıl yapılacağını söyleyen olsa bile işe yaramayacağını anlamıyorlar pek. Yarayı kapatacak olan yarayı açanmış gibi geliyor bana hep. Kimse geri gelmediğinden o yara kapanmıyor, yarayı açan ilaç olmak yerine sızı oluyor insana. En sonunda biz emaresi kalacak olan yarayla yola devam ediyoruz. Aynaya her baktığımızda gördüğümüz o yaraya rağmen yeni insanlar seviyoruz. Sevmeye isyan etmiyorum, bizi bu duruma sokanlara sitemim. O yara açanlara, yarı yolda bırakanlara...
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
Yola devam edebilmem için ayakta olmam şart mı?
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
'"Görmüyorsun. Işıklarını kapattığından mı yoksa karanlığa alışkın olduğundan mı bilmiyorum ama sen önündeki aydınlığı görmüyorsun." diyen genç kızın sesi yakından, çaresiz geliyordu.
Adamın hemen önünde o vardı.
Genç adam kızın yüzüne baktığında düşünceler zihnini istila etti. Kafatasının içinde dalgalanan deniz beyninin içindeki her anıta ulaştı, hepsini teker teker hatırlamaya çalıştı ama yapamadı, kızla çok anısı vardı. Hepsini hatırlamak için vakit gerekiyordu ve tam şuan onun gözlerine bakarken o vakti bulamıyor, ne diyeceğini bilemiyordu.
Kız adamın gözlerinin içindeki hareketliliği izlerken bunun sebebini merak etti. İçi gidiyordu ama uzanıpta kirpik uçlarına bile dokunamıyordu çünkü adam fazla suskun, kız da fazla kırgındı. Adamın teninde kızı yakmayı bekleyen bir ateş vardı, adama dokunamıyordu. Kız yuktundu ve koyu kahve gözlerine açık kahve harelere çevirdi yeniden. "Gideceğim şuan, terk ediyorum seni." diye fısıldadı kız, adamla aynı anda derin bir nefes aldılar. "Durdurmayacak mısın? Kolumdan tutup kalmamı sağlamayacak mısın?" diye ekledi.
Adam hâlâ susuyordu. Sessizlik büyüdüğünde kız dolan gözlerini saklamadan geriye doğru adımladı. "Işıkla dolu bir şehre güneşi gösterip lambaları kapatamazsın." derken sesinin titrediğini anladı. Güçlü gözükmek istiyordu ama böylesine bir aşk için fazlasıyla dik duruyordu şuan. "Çünkü güneşi geri aldığında geriye karanlık kalır."
"Bir şehir yok oluyor, görmüyor musun?" diye son sözünü söyledi kız.
Genç adam kıza son olmayacağını sanarak baktı. "Bir şehir yok oluyor."
Bize yeni şehirler inşa edip, yeni dünyalar kurup daha sonra da o dünyaları başımıza yıkanlara, o şehirlerin enkazını gülümseyerek seyre dalanlara bolca kınadığım bir geceden yazıyorum. Beddua edemiyorum geri döner diye ama ahım hepinizin üzerine olsun! Teşekkürler.
2 notes · View notes
emaremsin · 1 year
Text
'Lavdan hisleri vardı genç kadının. Biri ona yaklaşa dursun, ateşiyle yakıyordu herkesi teker teker. Göğsünde taşıdığı hisleri giderek ağırlaşıyor, parmak uçlarından ısınıyordu. Tam böyle hissettiği anların birinde bir kıvılcım mıydı şimdi onu bu hala getiren? Kendini uzun zaman önce kordan kadın olarak hatırlıyordu, yüzyıllar geçmiş gibi hissettiren bu anı ona sadece acıları beraberinde getiriyordu. Bir şimşek çaktı, bir kıvılcım sol kaburgasına sıçradı ve tüm gözyaşları kalbine saplandı.'
Gökyüzü şuan sakin, yağmur yağmıyor ve şimşekte çakmıyor fakat benim gökyüzümle sizin gökyüzünüz aynı değil. Yine geç bir vakitteyim, bu kez ay sırtıma yaslanmış ve heyecanla yazdıklarıma bakıyormuş gibi geliyor. İyi geceler herkese! İyi geceler aya ve bana.
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
'En çokta gece çöktüğünde çaresiz hissediyorum kendimi. Kimsesizliğin içinde en çok ben varmışım gibi geliyor, karanlıkta beni bekleyen siluetler. Korkmuyorum hiçbir zaman ama yine de tedirgin oluyorum. Sessizlik kulağımı çınlatıyor, böylesine bir yaşam canımı yakıyor. Geçip giden günlerime acıyorum en sonunda. Böyle olmaması gerekiyor bazı şeylerin, hayat planlarımı alt üst edip dururken bana yeni şanslar vermiyor. Ayağa kalkıyorum en güçsüz halimle ama tutunacak bir dal arıyorum. Tutunduğum dallar bacaklarıma zarar veriyorlar, yeniden yerde buluyorum kendimi. Bazen saatlerce olduğum yerde kalıp tek bir noktaya dalıp gitmek istiyorum. Zaman su gibi akıp gidiyor ve ben buna engel olamıyorum.'
Saat gece yarısını çoktan geçti ama yazma istediğim uykumun önüne geçiyor, yine de tam olarak tatmin olamıyorum yazdığım şeylerden ama bu kez içime sinen yazıyor yolluyorum!
0 notes
emaremsin · 1 year
Text
İlk yazım değil ama ilk yazışımmış gibi heyecanlıyım bu gece. O pazartesi sendromunlarından birine girmedim ama bana göre bazı mühim kararlar aldım. Aslında bu yazıyı kimse görmesin istiyorum, sanki aldığım kararları gerçekleştiremezsem bakacak yüzüm olmayacakmış gibi hissediyorum. Gerçi benim her uygulamada bir hesabım olmasına, bir çok yazım olmasına rağmen hepsinin ben öldükten sonra ortaya çıkmasını istiyorum ama kısmet be bu işler. Neyse, çok uzattığımı fark ettim ama daha uzun konuşmalarımda olacaktır. Öyleyse yeni başlangıçlara!
1 note · View note