fsametozen-blog
fatih samet özen
ınstagram: fsametozen - izmir
12 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
Last Seen Blogs
dabblingreturns
I will never make a post without at least one typo
alison-haynes
name up in lights
essimas2
Untitled
thymbyll
Thymbyll
Text
Son kalan tutkuyu biraz emerken tinimden gece saatlerinde yapılan intihar seanslarını süzüyorum beynimden.hayvanları sevmediğimi söylüyorum anneme.bilmediğim bi yerlerimden yaşlar akmakta.itiraf etmek istiyorum yaşanılanları.mazinin omurgalarımı somurduğunu, ayak parmaklarımın geriye ittigini söylemek istiyorum ama.aaması yok bu işin. geriye dönük acılar içinde geleceğe dair korkular büyütüyorum.Seviyorum diyebilmek istiyorum yaşanılanları, hayvanları, nefes alan herhangi bir canlıyı.hangisi olduğunun kimseye bir faydası yok.anlamanı bekliyorum.yüksek rakımı caddelerde beynimden avurtlarıma sızan her düşünceyi sokup almanı, içime kapanmak yerine ayaklarına kapandıysam simdi yeryüzünde tanrı kadar yalnızsam ve gelip sana sığındıysam bunun da kimseye bir faydası yok.Varsayımlar üzerine bu kadar korkmaya da.birşeyler haykırmak dileğiyle çıkarken bu zifiri karanlık yola, emekleyerek giden bir bebeğin yol mesafesi kadar ulaşıyorum aydınlığa...
1 note
·
View note
Text
Yağmuru hatırlattı o bir kaç damla gözyaşı,
Üstüne örttüğü yorganda acı yaşanmışlık vardı,
Acı, ne kadar acı? Kelimelerle anlatılsa keşke..
Ben omzuna baş koyarım, sen türkü söyle,
Dudaklarımızda biriksin o yağmurlar,
Yarınlarımızda bozdurarak harcarız her damlayı..
Üşümek ne kadar anlamlı şimdi,
Sarılmak ne kadar anlamlı,
An titredi o gece, dişlerinde bozuk bir ritim,
Dudaklarında zorladığı tebessümle..
Bana bakma, ölümsüzlüğün esiri, Azrailin hasretiyim,
El pençe divan dururum küçük kıyamete,
Büyük kıyamet ise senin gözlerinde,
Sonrasında mahşer ve sevişen insanlar,
Irksız, dinsiz, dilsiz..
Hesapsızız, kim öder belli değil,
Rüzgarı hatırla, denizin üzerinde yön verdiği kuşları,
Sana kuldum, sana sır katibi, sana özdeş,
Ellerinle yaraları sarmak ne güzeldi,
Ne güzeldi sesin..
Kim bilir, kader nedir, mukadderat nedir,
Sarılmıştık hepsine karşı,
Nasıl veda edebilirdim ki,
Ömrümde sadece sana teslim olmuştum..
1 note
·
View note
Text
Bulunduğun ortamda bir an kafanı kaldırıp etrafına bakıyorsun ve oraya ait olmadığını düşünüp gidiyorsun
0 notes
Text
Kargaşanın tam ortasında durmuş, sağa sola kaçışmanın ne faydası var ki diye düşünürken bir anlığına da olsa bir yüzü görüp hareketsizliğine son vermek gibi
2 notes
·
View notes
Text
Evet biliyorum.hayat, devinimi yüksek bir aksam.sürekli bir şeyler dönmek zorunda, sürekli bir hareket hali.eş dost, iş güç, çevre, arkadaş, şans getiren bir çöp parçası, herhangi bir totem...her şey ama her şey eksiksiz olarak gidiyor.sonra hep bu fotoğraftaki gibi kalıyoruz baş başa...sonra bu fotoğraf karesinden çıkıp yine başka bir fotoğraf karesine doğru yürüyoruz.başlangıçlardan sonlara yürüdüğün o yol hayatın kendisi bu galiba...o yürüdüğün yol, o arada geçen zamana "yaşamım" diyorsun işte.her yolun sonunda aynı portre bekliyor seni, eski tahta bir kapının arkasına asılmış, küflü bir ayna gibi.
İçinde bulunduğum, etkileşime girdiğim her şeyin sonunda bu fotoğrafla başbaşa kalıyorum.
Nerde kalmıştık?...
0 notes
Text
"cemal" soft
Bu sabah bakkaldan bir paket sigara aldım.aptal insan yazdım duvarlara ağzımda sigarayla.uzaktan geçen gemilere baktım ve kafamın üstünden uçan uçaklara.içine binip gitmeyi hayal ettim, parmaklarımın arasında sigara vardı.
Ev ilanlarına baktım, ödenmemiş halüsinojen faturalar.radyoda Müslüm Gürses kaydı, aklımda devlet sorunları, otobüs yolculukları, piyasası olan zulümler. beş kuruş gibi yere düşürülen ve uzanıp alınmayan insanlar gecti gözlerimin önünden, dudağımın kenarında sigara vardı.
Sonra kaldırımlarda yürüdüm, sokaklardan geçtim.bir adam karısını neden dövüyordu, pek siklemedim.akşamın olduğunu fark ederken biraz acı gelmeye başladı sigara.
İcinden çarpışarak geçtiğim bir gece örtüldü sokaklara.karanlık ve birsürü ay ışığı zırvası.sigaram daha belirgin duruyordu dudağımda ve parmaklarımın arasında.
Alkolün yağmur olup boğazlardan boğazlardan aşağı yağdığı, gecenin mi yoksa insanların mı kalbinin kırık olduğunun anlaşılmadığı bir sokakta yine sigara vardı parmaklarımdla.
Oturup bir bankta, katil ve maktul müslümanları düşündüm, katil ve maktul hıristiyanları, katil ve maktul musevileri.sonra bir sigara daha sıkıştırdım parmaklarımın arasına, yürümeye devam ettim yollar boyu.
Emre'yi gördüm.elma yiyordu.sigaralı elimle el salladım uzaktan.en son farkına vardım.gittiğini fark edemeyecek kadar meşgul edemiyorum beynimi.yastığımın altına bir sigara koyup, gözlerimi sabaha kurdum...
2 notes
·
View notes
