gündüzleri eğlenceli ve komik biriyim. geceleri kendi halinde yazılar yazan, aynı şarkıyı tekrara alıp sürekli dalıp giden. ya kişilik bölünmesi yaşıyorum ya da iki zaman diliminden birinde bir yalanı yaşıyorum.
0 notes
aslında bu uygulamayı çok eskiden beri kullanıyordum fakat başka bir hesapla. o hesap hala duruyor, arada bakınırım. ama o profil benim değildi. o profilde sadece başkalarının attığı rastgele fotoğraflar ve yazılar vardı. zaten o zamanlar uygulamanın amacını da anlamamıştım. şimdi fark ediyorum, içinizdekileri yazıyla veya görsel bir şekilde tanımadığınız insanlara aktarmanız akıl sağlığınızı korumanıza yardımcı oluyor. bu bir insanın "dünyada benim gibi birisi var" çağrısı. depresif de olabilirsin, komik de. ama dünyada benim gibi birisi var.
0 notes
turuncu-beyaz bileklik
o çocuk ile ilgili birkaç şey daha anlatmak istiyorum. yaklaşık 4 yıl sevdiğimi hatırlıyorum. insanları çok güzel manipüle ederdi, zayıf noktalarınızı bilirdi. biz onla çok uzun süredir tanışıyoruz. ilkokuldan beri. dördüncü sınıftaydık. küçücüktük. o yaşta bir insan bir insanı ne kadar sevebilirse... ama bir insan. iki insan birbirini değil. şu bileklik örme işi vardı, epeyce popülerdi bizim oralarda eskiden. altıncı sınıfta ona bir bileklik örmek istediğimi hatırlıyorum. hiçbir işime gelmeyecekti, benim olduğumu bile bilmeyecekti. hangi renkleri istermiş, şekli nasılmış bir şekilde öğrendim işte. ördüğüm bilekliği bir arkadaşımın ona vermesini istemiştim. bilekliği almıştı, sanırım takmıştı bile. ama bir süre sonra, ne kadar olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, bilekliği başka birinin bileğinde görmüştüm. o bilekliği benim ördüğümü bir ben biliyordum, bir de o yabancı. şuan nerede hiçbir fikrim yok. belki öylece kenara atıldı, belki biri sakladı. yine de kimsenin, hatta o zamanlar benim de, anlamadığı şey o bileklik bir çocuğun ilk hayaliydi. bir kola tutunma direnciydi.
0 notes
eskiden sevdiğim çocukla ilk tanıştığım yer bir ağacın altıydı. geçenlerde o ağacın kurumuş bir yaprağını eşyalarımın arasında buldum.
0 notes
ortaokulda iken yaşadığımız apartmanın küçük bahçesinde kocaman bir dut ağacı vardı. hep dut yerdik, oradan taşındıktan 2 yıl sonra geri gelip baktığımda dut ağacının önüne çitler koymuşlardı. kimse dut yemiyordu
0 notes
banyomuzdaki havalandırmanın içinden sanki bana biri bakıyormuş gibi hissederdim, her sabah ağlaya ağlaya yüzümü yıkardım yaşım 9 idi
0 notes
küçükken hiç arkadaşım olmadığı için balkona çıkıp camdaki yansımamla konuşurdum sanki arkadaşımla dışarıda oynuyormuşum gibi hissettirirdi
0 notes
0 notes
6K notes
·
View notes
Bir işe girişme amacımız sesimizi duyurmak oluyor fakat sonradan fark ediyoruz sesimizin insanların kulak vereceği kadar güzel olmadığını
0 notes
"O günden beridir güneşi, ayı ve yıldızları kendi hâllerine bıraktım. Çünkü benim için ne gece, ne de gündüz ayrımı kaldı. Tüm evren etrafımdan silindi ve sadece o kaldı."
-Genç Werther'ın Acıları
0 notes
Söylediğim şeyi dinliyorsunuz fakat kaç kere söylediğimi saymıyorsunuz
0 notes
5K notes
·
View notes
chubaka by Deni Pesto
24K notes
·
View notes
8K notes
·
View notes