Tumgik
rossysblogg · 1 month
Text
Bazı acılar geçmez, hafiflemez. Alışırsınız, o acı hayatınızın bir parçası olur. Yolda yürürken, gökyüzüne bakarken, resim yaparken ya da çamaşır katlarken bir anda aklınıza düşüverir. Eskisi kadar acımaz sanırsın, halbuki acı aynıdır, sen alışmışsındır. En kötüsü de aynı acıyı gecelerce kucaklamaktır.
0 notes
rossysblogg · 1 month
Text
Dar geliyor bazen bu sokaklar, bu evler, bu insanlar. Nefes almaya uğraşıyorsun, bir şey oturuyor ya hani göğsünün tam ortasına, ‘işte diyorsun, geldi yine o tanıdık his. Durdurmaya çalışıyorsun, ama sen onu bastırmaya çalıştıkça o daha çok üzerine geliyor. Akıyor bir şey içinden, kopuyor. Durduramıyorsun. Engel olamıyorsun. “Bitti, bu kadardı.” diyorsun içinden. Tam o sırada dünyan kararıyor. Aradan günler geçiyor, aylar, yıllar… “hoşgeldin” diyorsun bu kez o hisse. Kapıda karşılıyorsun onu. Kaçmaya çalıştığın o his, adeta bir pamuğun kozasında yer ettiği gibi içinde yer ediyor. Onunla yaşamayı öğreniyorsun. Ve her ortaya çıktığında, içinden bir şeyler eksiliyor.
0 notes
rossysblogg · 2 months
Text
gözyaşlarım yaktı tenimi.
0 notes
rossysblogg · 3 months
Text
Ben, sokakta karşılaştığı her insan hakkında kafasında anında bir senaryo kurabilen ben, kendi durumuma teşhis koyamıyordum.
0 notes
rossysblogg · 3 months
Text
Tumblr media
“gözden uzak olan gönülden de uzak olur mu sahi?”
0 notes
rossysblogg · 4 months
Text
Ölüm ne garip bir şey değil mi? Bir an varsınız, sonraki an yoksunuz. Sizden geriye çekilmiş fotoğraflar kalıyor, sevdiklerinize anılar kalıyor ama anıların sahibi hayatta olmuyor. Hırkanız duruyor mesela bıraktığınız sandalyede, ama bir daha onu alıp giyemiyorsunuz. Sabah çocuğunuzu bırakıyorsunuz mesela okula, ama geri almaya gidemiyorsunuz.
0 notes
rossysblogg · 7 months
Text
Bi kıs tatiline ihtiyacım var… böyle soguktan ellerimin kızaracagı, şallarla hırkalarla gezeceğim, sıcak çikolata ve kahveyle dolu günlere…
0 notes
rossysblogg · 7 months
Text
Bir papatya gibi.. bütün yaprakları koparılmış bir papatya gibi..
0 notes
rossysblogg · 8 months
Text
dert olur evlat… yük olur.
0 notes
rossysblogg · 8 months
Text
filmler, kitaplar, çikolatalar, yağmurlar, pizzalar, toprak kokuları, ay ışığı, suyun kıyıya vurma sesi, tablolar, kitapçılar, patates kızartmaları, kucaklaşma, şapkalar, animasyonlar, yumuşak saçlar, wattpad, yorgan, loş ışık, charlie chaplin, nostaljik şarkılar…^-^
0 notes
rossysblogg · 8 months
Text
Hep susturdum seni. Belki de biliyordun bu günleri, belki de hissediyordun da ısrarla açıyordun o konuları… sahi, neredesin ki şimdi?…
0 notes
rossysblogg · 8 months
Text
sanrılar ve yanılgılar
0 notes
rossysblogg · 9 months
Text
Bugün fark ettim bir savaşın ortasında olduğumu. Ellerim titrediğinde.. ayağa kalkacak gücü dizlerimde bulamadığımda.. göz yaşı dökmeden ağladığımda… Olabiliyormuş. İnsan göz yaşı dökmeden de ağlayabiliyormuş.
0 notes
rossysblogg · 9 months
Text
Tumblr media
0 notes
rossysblogg · 9 months
Text
Patates.. patates kızartması.. patates püresi… fırında patates… haslanmıs patates.. yumurtali patates.. soslu patates.. tereyaglı patates.. köfte patates…patates….
0 notes
rossysblogg · 10 months
Text
Bak gökyüzüne.
Tek tük yıldızlar var bu gece.
Bir tanesi diğerlerinden daha çok parlıyor.
O olmak istedim hep. O yıldız gibi parlamak istedim. Ama ışığım söndü.
Yavaş yavaş kaybettim parlaklığımı.
Şimdi bir köşede silik bir yıldızım ben.
Göze çarpmayan bir yıldız..
0 notes
rossysblogg · 10 months
Text
Birine kendi kitabımı hediye edersem eğer, bu anlayabilene, çok kıymetlidir. Bak ben bu satırları okudum, şuraya gözüm değdi, şuraya ellerim değdi demek.. Okurken şu satırların altını çizdim, bak sende anla beni demek. Dünyaya bir nevi aynı pencereden bakalım demek..
0 notes